1. 51.
    0
    Aliciaya tekrar baktım, elindeki ucunda beyaz kristal taş bulunan bir sopadan çok az miktarda kan damlıyordu. Konuşmaya çalıştım fakat ağızımdan çıkan tek ses öksürüğün sesi oldu. Birdaha denedim, birdaha öksürdüm. Alicia sadece kafasını iki yana salladı, "Ne yaptın sen" dedim daha sonra gücümün yettiği kadar sesli ama normal konuşma tonundan bile düşük bir ses tonu ile. Boşta olan işaret parmağını dudağına zütürüp Bana sus işareti yaptı.

    Gözleri busefer Warlow a dikilmişti, Warlow hiçbirşey yokmuş gibi ayağa kalktı ama elinde kan vardı. ilk bana sonra Alicia ya baktı ve ani bir hareket ile aynı sopanın biraz daha büyüğünü ve kızıl renkli bir taşı olan sopayı çıkartıp alicianın omuzuna doğru savurdu. Kız çığlık atarak geriye doğru hole doğru sendeledi, odadan çıkmadan kapının yanındayken elindeki sopa olduğum tarafa doğru yere düştü.

    Warlow gülerek kıza ilerledi "Demek onu bekliyordun." dedi bana hitap ederken dalga geçen bir tonda.
    ···
  2. 52.
    0
    Kızın çığlığını duyanlar olmuş olacak ki patır kütür sesler duyulmaya başladı holden. Warlow odadan tamamen çıkmıştı, odada birtek ben vardım, yerdeydim ve hala olayın şokundaydım. Nefes alış verişlerim düzelmiş fakat nekadar aliciaya soru sormuş olsam bile iradem kendine gelememişti.

    Bir hışırtı sesi daha duydum ve Alicianın bir çığlığı daha, Warlow anlamadığım bir dilde öfkeli bir şekilde birkaç kelime bağırdı. Ayak seslerini duydum tekrar, "Kimse buraya gelmesin!" diye bağırdı ingilizce olarak, bütün ses kesilmişti. Birşeyler yapmam gerekiyordu.

    Etrafa baktım, silah olarak kullanabileceğim hiçbirşey yoktu odada, yeni fark etmiştim bunu. Bir oda lambası bile yoktu. Daha sonra kızın küçük sopası dikkatimi çekti. olduğum yerden sürünüp ona doğru uzandım. Ve o sesi birdaha duydum, Alicia birdaha çığlık atmıştı ama o hışırtı sesi gelmemişti.
    ···
  3. 53.
    0
    Sopayı elimle kavradığım gibi elime sanki binlerce iğne batıyormuş hissini yaşadım ve istemeden yere bıraktım, bağırmamak için acıdan tıslama gibi bir ses çıkarttım. Elime baktığım zaman elim kanamaya başlamıştı, içimden bağırma hissi geldi, bilmediğim şeyler oluyordu ve kafayı yemek üzereydim. Normal bir sopa elimi kesmişti, nasıl olabilirdi bu?!

    Kızın anlamadığım o dilde yalvarır gibi birşeyler söylediğini duydum, Warlowun ona cevap verdiğini ve ona birdaha bağırdığını. Birisinin koşar adımla gelen ayak seslerini ve ardından Warlowun "CEM! DUR OLDUĞUN YERDE!" diye bağırdığını işittim, Cem ondan daha sinirli bir şekilde "dıbına koyduğumun evladı! Ne yapıyorsun, herifler gelicek birazdan bunun zamanı değil şimdi!" diye böğürdu, Warlow dahada sinirlendi "Sana sorucak değilim, olduğun yerde kal yoksa ffonun tadına busefer sen bakarsın!" dedi. Ne cevap nede ayak sesi duydum.
    ···
  4. 54.
    0
    Yapılacak şey belliydi, o sopayı alıp warlowa saldırmam gerekiyordu. Ayaklandım ve çömelir bir pozisyona geçtim, eğer tuttuğumda elimi kesiyorsa en azından hemen kaptığım gibi warlowa saldırıp sopayı yere bırakabilirdim.

    Bir kaç saniye sürdü pozisyonu almak, sopayı tuttuğum gibi fırlamam ve Warlowun arkasına patır kütür ses ile geçmem bir oldu. Sopayı tuttuğum andan itibaren acı elimden bütün vücuduma dağıldı, sopanın ucundaki taş gelecek şekilde, warlowun sırtına boydan boya bir savurma hareketi yaptım.

    Warlow acıdan dolayı çığlığı bastı, insanlar busefer üzerimize doğru koşmaya başladılar. Warlow yana insanların geldiği yöne doğru savruldu, o sırada bende alicianın yanına attım kendimi. Kızı hemen kavradım ve "iyimisin" diye sordum ingilizce olarak. Kız beni anında kendinden uzağa doğru itti.
    ···
  5. 55.
    0
    kız direk "uzak dur benden" dedi kız, tekrar hamle edince gözüyle hayır işareti yaptı. Tehtitten çok uyarıydı bu. Olduğum yerde kaldım, elimdeki acıyı şimdi daha iyi hissediyordum, yerde küçük bir alana kan yayılmıştı. Elime baktı, kanadığını fark etti, gözleri fal taşı gibi açıldı. O sırada yanına insanlar geldi, Warlow ile ikisinin çevresinde insanlar vardı, benim gibi yeni yetmelerde üstlerini aynı kıyafetleri giymiş olaya donuk bir şekilde bakıyorlardı.

    Alicia, Jonna ya ve yanındaki kıza bana işaret ederek anlamadığım dilden birşeyler söyledi. Warlow ise öbür tarafta küfürler ediyordu, Cem bana pis pis bakıyordu. Jonna ile diyer kız beni kaptıkları gibi üst kata zütürdüler. Alicia ya baka kaldım bende geri dönmeye çalışıyordum. Jonna hemen ingilizce konuştu "Burada durursan birazdan ölüceksin."
    ···
  6. 56.
    0
    karşı koymadım artık, beni yukarıya çıkarmalarına izin verdim. Üst katta o bahsedilen yemek odasının içerisinden geçip başka bir holün olduğu yere geldik, ve oradanda bir üst kata çıkan basamaklar vardı. Bildiğin bütün binayı satın almıştırlar.

    Üst kata çıktık, burada sadece beş kapı vardı. En yakındaki sağdaki kapıya girdik. Oda çok iyi döşenmiş aşırı lüks bir odaydı, birisinin yatak odasıydı iki kişilik büyük bir yatak vardı. Küçük bir oturma odası gibide birşey vardı içerisinde, okadar büyük biryerdi.

    Kızlar beni hemen yatağa oturttular ve elime baktılar "Bu nasıl oldu?" dedi Jonna. "Sopa kesti." dedim sadece, "Alicianın ffonumu?" dedi gözlerine inanmayan birşekilde. "Ffon?" diye sordum. Kız cevap vermeden hemen odanın diyer köşesine gitti, kırmızı bir ilk yardım çantası çıkarttı.

    "Artık Vasinin koruması altındasın."
    ···
  7. 57.
    0
    Kız hemen elimi tuttup elime dikkatlice bakmaya başladı sonra sargı bezi falan çıkartırken benim kayış koptu "Ne vasisi, ne ffonu dıbına koyayım ne oluyor!." diye bağırdım türkçe kız bana kızgın bir şekilde "bir, sessiz ol." dedi elimi sertçe yakaladı ingilizce konuşurken "iki, dilini bilmiyorum." oksijenli su döktü açık yara, verdiği acı hiçbirşeye eş değer değildi "Üç, bana bir daha bağırma."

    açıdan bağırmamak için kendimi zor tuttum böyle birşey yoktu. Kendimi anca kontrol ettim. "O zaman bana açıklamasını yap." dedim kıza ingilizce olarak elimden geldiğince sakin bir şekilde.

    "Herşeyin zamanı var ama şimdilik bir korucu ile vasi arasına hiçbir zaman girmemen gerektiğini öğrenmen lazım." dedi bana elimi sargılarken ve gözlerimin içine aşırı ciddi bir şekilde kana susamış bir şekilde baktı "ve unutma, şu an kan borcundan dolayı hayattasın."
    ···
  8. 58.
    0
    "Kan borcu?" dedim sadece kıza, güldü, "Vasinin ffonunu tuttun, onu korumak için kendi kanını akıttın. Şimdi sana borçlu." dedi elimi aşırı derecede sıkı birşekilde sıktı aynı anda, hareketini acıdan dolayı çıkan tıslama sesi takip etti.

    "Warlow isveçin korucusu ve ayrıca türkiyedeki tek vasi. Alicia ise isveçin vasisi." dedi sanki normal birşey anlatıyormuş gibi "Biz o yüzden buradayız yoksa isveçte olmamız gerek." dedi ve kollarıma doğru bakmaya başladı "Başka yaran var mı?", kafamı iki yana salladım. "Güzel."

    Elime baktım, kan hala sargıdan gözüküyordu ortası kıp kırmızı olmuştu "Kanama?" dedim sadece, elinde küçük sarı birşey verdi. ağızı tıpayla kapatılmış labaratuar tüpü içerisinde, filmerdeki iksirler gibi, içinde altın sarısı ve kırmızı renk dalgalara olan bir sıvı verdi. "iç." dedi sadece, tüpe tip tip baktım "Bu n-", yanındaki kız bana anlamadığım bir dilde bağırdı, Jonna kıza birşeyler söyledi "iç." dedi sert birşekilde "Soruları sonra sorarsın."

    Kız lafını bitirir bitirmez kapı çok sert birşekilde çalındı, kız hemen tüpü açıp elime verdi, bir bölümü elime döküldü, yaranın üstüne gelmesiyle yakması bir oldu. "HADi!" diye bağırdı kız, baskıdan dolayı bütün tüpü fondipledim.
    ···
  9. 59.
    0
    Sıvı ağızımdan içeriye girdiği andan itibaren mideme kadar indiği hissettim, ilk tatlı nahoş bir his vermişti sanki sarhoş olmuş gibidim ama ondan sonra yanma hissi oluştu geçtiği yerlerde.

    Kapı pat diye açıldı, içeriye Warlow elinde ffondan daha büyük birşeyle girdi, bu bildiğin baston gibi birşeydi ve ucundaki taş çok büyüktü. Yürürken yalpalıyordu fakat bunu baston olarak kullanmıyordu. Yanında cem Warlowu durdurmaya çalışıyordu fakat warlowun umurunda bile değildi, warlow değneği bana doğrultmuş "Sen!" dedi türkçe olarak.

    Başım dönmeye başlamış, etraftaki sesler gittikçe boğuklaşmaya başlamıştı. Jonna hemen önüme atladı, kollarını açtı "O biz korumamız altında!" diye bağırdı, Warlow kıza elindeki baston ile bir hamle yapıp kenara fırlattı "Çekil önümden!" diye bağırdı. Diğer kız önüme geçti busefer "Dagrau yu içti!" diye bağırdı.
    ···
  10. 60.
    0
    Warlow olduğu yerde tekledi, kızın arkasından beni görmeye çalıştı. ingilzce konuşuyorlardı "Dagrauyu mu içirdiniz?!", kızı kafasını salladı. Benim başım gittikçe dönmeye başladı, ne olduğunu anlayamıyordum. Ağızımı açayım dedim, ağızımı açamadım, bütün bedenim uyuşmaya başlamıştı kendimi kaybediyor gibiydi, gördüğüm eller benim olduğunu biliyordum fakat kontrol edemiyordum.

    "Benden izinsiz... Benim çırağıma.. Dagrau mu verdiniz?!" dedi sinirli birşekilde "O artık senin değil." dedi Jonna, "O artık Vasi ye ait.", Warlow sinirle bağırdı "BEN BURANIN VASiSiYiM!" Jonna aynı tonda ona bağırdı "BURADAKi TEK VASi SEN DEĞiLSiN KORUCU!"

    Buradan sonrasını hatırlamıyorum çünkü kafamı bile kontrol edemedim ve yüz üstü yere çakıldım.

    Edit: Beyler saat 6 ya geliyor, ben yatıyorum. Yarın devam edicem, rezerveleriniz alın. Nekadar çok rezerve okadar çok part.
    ···
  11. 61.
    0
    @86 hemen bir edit atıyorum şimdi.
    ···
  12. 62.
    0
    Gözlerimi açtığım zaman kendimi aynı odada buldum. Bedenim sanki daha farklı gibi hissediyordum buna ek olarak karın bölgemde bir ağrı ve boğazımda yanma hissi vardı. Etrafa tip tip bakmaya başladım. Baş ucumda kapşonlu bir figür duruyordu. Gördüğüm andan itibaren karı gibi çığlığı bastım.

    Figür üzerime doğru yürümeye başladı tırnakları çok uzun gri bir derisi vardı, parmakları kemik gibiydi. En yakında bulduğum şey yastıktı, yastığı anca kavrayıp üzerine zayıf birşekilde fırlattım çünkü bedenim hala beni dinlemiyordu.

    Yastık figürün üstüne çarptı ve yere düştü, hiçbirşekilde figür duraksamadı aksine daha çabuk hareket etti. Ellerini omuzuma yerleştirdi ve öyle durdu. Bir süre sonra beni deliler gibi sarsmaya başladı.
    ···
  13. 63.
    0
    Sanki biryerden düşüyormuşum gibi bir his kapladı her tarafımı, sonra gördüklerimin hayal olduğunu, figürün ise Alicia olduğunu. Odada ikimizden başka kimsenin olmadığını fark ettim.

    "Kendine gel!" diye bağırdı bana beni sarsarken "KENDiNE GEL!!"

    Gözlerimi kırpıştırdım, tam olarak gerçek dünyaya dönememiştim. Gözlerimi kırpıştırıp duruyordum çünkü Alicia bir o figür oluyor birde kendisi oluyordu. Elleri ve tırnakları iskeletinkilere benziyor ve bir saniye sonra o yumuşak bakımlı ellere dönüşüyordu.

    Ne olduğunu anlayamıyordum, anlam getirmeye çalışıyordum ve bu beni daha çok yoruyordu.

    Alicia dibime kadar girdi, nefesini tenimde hissediyordum fakat hala yaklaşmasından irkilmiştim. Sesi çınlar gibi kafamın içerisinde yankılanıyordu "Sesime odaklan." dedi ve tekrarladı "Sesime odaklan... "
    ···
  14. 64.
    0
    Sesine odaklanmak istiyordum fakat boşunaydı bu. istediğimi yapamıyordum çünkü. Ağır bir uyku beni ele geçirmeye başlamıştı. Kendimi tekrar kaybettim, gözlerimi kapattım çünkü yapılacak en akıllıca şey buymuş gibi geliyordu bana.

    Gözlerimi birdaha açtığım zaman kendimi yine aynı odada buldum. Etrafa dikkatlice baktım, bedenimi artık tam anlamıyla kontrol edebiliyordum ve kendimi gerçekten olağan dışı birşekilde iyi hissediyordum. Etrafta bir figür varmı diye baktım ama busefer kimse yoktu. Etrafı incelemeye başladım.

    Duvarın bir tarafı deniz mavisi tül gibi birşey ile egzotik birşekilde süslenmişti. O duvarın önünde küçük bir oturma odası gibi birşey vardı. Diğer tarafta ise benim odamdakinin aynısı şekilde boydan boya bir giysi dolabı vardı. Yatak tam kapının karşısındaydı ve çok genişti, nereden baksan beş yetişkini içine alırdı, ayrıca rahattıda...

    Etrafı incelemeyi bitirdikten sonra zar zor birşekilde yatktan kalktım. Çok garipti, kendimi aşırı derece iyi hissediyordum fakat kendimi tam anlamıyla kontrol edemiyordum. ayakkabılarımın çıkmış olduğunu ve yalın ayak olduğumu siyah mermere basana ve soğuğu hissedene kadar fark edememiştim. Kendimi zorlayarak ayağa kalktım ve duvara doğru fırlattım.
    ···
  15. 65.
    0
    zar zor birşekilde duvara kendimi dayayarak sanki ayaklı birşekilde sürünüyormuşum gibi kapıya doğru gitmeye çalıştım. Daha dolaba gelmiştim ki kapı açıldı. Olduğum yerde mıhlanıp kaldım ve kapıya doğru baktım. içeriye Alicia girdi, arkasından tanımadığım bir hatun geldi, hatunun elinde yemek vardı hemen oturma odası gibi olan yere bıraktı ve tüydü dışarıya. Alicia beni görmüştü ama kız çıkana kadar hareket etmedi, kız çıktıktan sonra hemen yanıma geldi "Ne yapıyorsun..?? Delirdin mi sen?!" diye bana kızmaya başladı.

    Beni oturma takımlarının olduğu yere getirip çift koltuğa oturttu ve aynı zamanda da yanıma oturdu.

    Beni inceliyordu. Eliyle ateşime bakıyordu. Sonra sağ elinin içini yavaşça çeneme doğru dayadı ve gözlerimin içine bakarak "Teşekkür ederim." dedi, bana biraz garip gelmişti bu "Teşekkür ediyorsun ama beni kendinden ittin." dedim sebebini anlamadığım birşeyden dolayı çıkan karga sesim ile. Alicia bana çok ciddi bir şekilde baktı "Bana yardım ettin fakat ben küçük bir kız değilim." dedi elini çenemden çekti "Ayrıca aramıza girmiştin.", "Aranıza girmeseydim büyük ihtimal ölecektin!" diye çıkıştım kıza, bağırmaya çalışırken ciğerlerim yandı resmen. "Senden önce beni kurtaracak bir çok kişi var." dedi benimle alay edercesine.

    Kendimi olabildiğince ondan uzaklaştırmaya çalıştım "Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum." dedim trip atan kızlar gibi "Bir böyle diyorsun bir böyle diyorsun, bir böyle davranıyorsun birde böyle. Neden gelip sana yardım ettiğimi bile bilmiyorum.", kız kahkaha attı "Bilemezsin ve bilmenede gerek yok." dedi yüzünde alaycı bir gülüş vardı ama hemen mimikleri ciddiyete döndü "Önemli olan bunların yaşandığı ve olayların gerçekleştiği... "
    ···
  16. 66.
    0
    Hiçbirşey söylemeden kıza baka kaldım. Bir süre bana ciddi ciddi baktı, hatta bir an özgüvenimi kırdı ve gözlerine bakamaz hale geldim, gözlerim hemen yaralı olan yada daha doğrusu olduğunu sandığım elime ilişti. Elimi açıp kapamaya çalıştığımda hiçbir şekilde acı hissetmiyordum, birkaç kez daha denedim, acımıyordu, bir daha denedim, alicia ya baktım, elime bakıp tekrar açıp kapattım ve Jonnanın özene bezene yaptığı sargıyı yırtarak açtım.

    Elimdeki yara kaybolmuş, yerine küçük bir çizgi gelmişti. Aklıma ilk gelen ne zamandır baygın olduğumdu çünkü bu yara okadar çabuk geçebilecek bir yara değildi, Alicia ya döndüm tam ağızımı açmıştım ki daha ben sormadan sanki aklımı okumuştu, cevabını yüzüme tokat gibi çarptı "Tam bir gündür o yataktasın. Ve evet, elin çabuk iyileşti."

    "Ne?!" dedim şaşkınlıkla, elimi açıp kapıyor tip tip bakıyordu, sanki el benim elim değildi, olamazdı, bukadar çabuk iyileşemezdi "içtiğin sıvıdan dolayı böyle oldu." dedi alicia ve ayağa kalkıp gardrobun olduğu tarafa doğru ilerledi. Koltuğa sol ayağımı koyup koltuğa yayıldım ve gözlerimi ondan ayırmadım "Ne sıvısı." diye sordum ardından "O sıvı neydi", "Dagrau" dedi, ve üstündekileri sırtı bana dönük bir şekilde çıkartmaya başladı. Ben o sıvının isminden çok kızın gözümün önünde soyunuşuna inanamamıştım. "Da... Dag-", kız arkasını döndü sütyenleriyle beraber güzel prüzsüz bedenini gözlerimin önüne sermişti. Zaten sırt bölümündeki o omur çizgisi ve göbeğinin düzlüğü beni benden almış üzerine orta büyüklükteki göğüsleri ekleyince dilim tutulmuştu. Sadece güldü ve elini arkaya sütyenin kopçasına attı.
    ···
  17. 67.
    0
    "Aynen öyle... " dedi, kopçayı açtığı anda, yavaş yavaş üzerime doğru fakat kapıya yakın birşekilde yürümeye başladı. "Dagrau... " dedi tekrar adını tekrardı, sütyenin bir tarafını çıkartmış ama aksi yöndeki eli ile göğüsünü tutmuş bana bir anlık göğüslerinin görüntüsü kalp krizi yaşatmıştı. içimden kesin gibişicez diye düşünmeye başlamıştım ayrıca neden burada olduğumuda düşünmeye devam ediyordum. Kız geldiğimden beri beni elde etmeye çalışıyordu, ben zaten dünden razıydım bu duruma ama anladığım kadıryla elde etmeden de rahat etmeyecekti.

    "O içtiğin şey... " dedi yavaşça kapının yanında durup kapıyı kilitlediğinde, "seni bizden birisi yaptı... " diye devam etti ve bana döndü "bizden derken, warlowun çemberinden değil." diye açıklığa kavuşturdu ben daha sormadan, yavaşça sütyenini tamamen çıkartıp kolundan aşağıya sarkıttı. Sağ göğüsü tamamen gözler önündeydi "Artık bana aitsin."
    ···
  18. 68.
    0
    yavaş yavaş kedi yürüyüşü yaparak bana doğru yürümeye başladı, kurduğum çadırın haddi hesabı yoktu o an, yavaşaça önümde durdu ve diğer elinide göğüsünden kaldırıp göğüslerine bakmaya başladı. Olduğu yerde hoplar gibi bir hareket yapıp göğüsleirni sallandırdı ve gülmeye başladı "Görünüşe göre bunlar sana yetti bile." dedi gözüyle kurduğum çadırı işaret ederek. Hiç oralı bile olmadım, kızın niyeti belliydi, benimkide belliydi. Elimi yavaşça eline doğru zütürdüm, parmaklarım onun parmaklarına deydiği andan itibaren hemen elini geriye çekti ve kafasını gülerek iki yana salladı.

    Koltuğa uzattığım ayağımı kaldırıp yavaşça koltuktan destek alarak doğruldum. benden biraz kısaydı fakat yüz yüzeydik, nefesi direk boynuma denk geliyordu. aşağıya, ona ve göğüslerine bakıyordum, kafasını biraz yukarıya kaldırdı. Kaldırmasıyla beraber dudaklarına yapışmam bir oldu, yapışınca anında bana karşılık verdi fakat bir süre sonra itti, gözlerimin içine bakarak sırıtmaya başaldı. Oralı bile olmadım birdaha yapıştım, birdaha öpüşmeye başladık, hemen belinden tutup kendimi koltuğa attım. Tam kucağımın üzerine yanlamasına düşmüş beni öpmeyi kesmemişti.

    Ellerimi sırtında ve göğüsünde dolaştırmaya başladım, oda bu sırada ellerini boynuma koymuş beni deliler gibi öpüyordu. Bir süre sonra boynuna indim bir kaç dakika öyle devam ettim fakat sonra kafamı tuttup beni geriye sertçe itti.
    ···
  19. 69.
    0
    @97 yarın herşeyin açıklamasını yapıcam, darth saldıray zaten öneride bulundu. Baya anlatılacak şey var o yüzden yazamadım.
    ···
  20. 70.
    0
    "Bu daha ileriye gidemez." dedi nefes nefese, ellerimi hala sırtında ve belinde yavaş yavaş dolaştırıyordum. Bir eliyle hemen sağ elimi tuttu "Daha ileriye gidemez." dedi sert bir şekilde "Ama ikimizde istiyoruz." dedim, kız evet anlamında kafasını salladı "Ama olmayacak.", "Geldiğimden beri beni kendine çekiyorsun.", güldü "Evet.", "Nesin sen sosyapat falan mı?", kahkaha attı "Olabilir.", bildiğin benimle dalga geçiyordu şu anda. Kendimi geriye doğru attım ellerimide üzerinden çektim. Ellerini oda yavaşça karnımın üzerine koydu.

    "Seni istiyor olabilirim ama bu sahip olacağım anldıbına gelmiyor." dedi birden bire "ikimizin arasındaki seviye birçok kişinin ağızında laf olmasına sebep olabilir." diyede devam etti "Umurumda değil." dedim "Benim umurumda." işaret parmağıyla burnuma dokundu yavaşça "Ve seninde olmalı."
    ···