/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +7 -1
    #
    dönebileceğim ilk sağdan döndüm ve yön duygularıma güvenerek buldum sokağı.
    ara sokak bile araba doluydu. arabayı park edecek yer yoktu.
    dolan dolan derken sonunda bi yer bulmuştum ve park ettim arabayı.
    yürüyerek geri döndüm az önceki sokağa. verilen kapı numarasını bulmaya çalışıyordum.
    tam olarak nokta atışı yapmıştım.
    kağıtta yazan adreste "babil" diye bi cafe vardı.
    bizim çanakkele'deki ada bar'a benziyordu.
    içerden canlı müzik sesi geliyordu.
    millet müziğini dinlerken birasını yudumluyordu.
    mekan ara sokakta olmasına rağmen tıklım tıklımdı.
    dışardan kestim bi sigara yakıp önce içeriyi.
    sahneye en uzak olan masa boşalmıştı.
    sigarayı atıp koştum içeri.
    direk oturdum masaya.
    sahnede kısa boylu ve şirin mi şirin bir kız şarkı söylüyordu.
    çok da güzel bi sesi vardı.
    ama kız benim gibi yalnız takılmıyordu arkasında çalanlar vardı.
    çok iyi müzik yapıyorlardı.
    bir an için buraya neden geldiğimi unutup kendimi müziğin akışına kaptırmıştım ki
    -hoşgeldiniz, ne alırsınız. diyen garson böldü beni
    -bira. dedim
    -bomonti, tuborg, miller? dedi
    -efes kardeşim, efes. dedim
    -bizde efes yok. dedi
    -"bizde bira yok" desene baştan. dedim
    çok gereksiz de olsa lafı soktuğum çocuk kibarlığından ödün vermemek için
    -anlamadım efendim? dedi
    -yok bi şey kardeşim, bi tuborg alayım o zaman. dedim
    -hemen getiriyorum. diyerek çocuk bana ayar oldu ve gitti.
    biraz sonra biram geldi. grup sahnede şov yapıyordu.
    ama ben artık kendi mevzuma odaklanmıştım.
    oturduğum yerden görebildiğim herkesi kesiyordum çaktırmadan.
    ama bizim kızıl saçlı kıza benzeyen birini görememiştim.
    ee ben kimden alacaktım bu amk cevaplarını?
    ama sonra aklıma çok başka bi şey geldi.
    belki bu geçmişte o kızıl saçlı kızın yeri yoktu. belki burası benim geçmişimdi,
    belki ben daha önce burda çalıyor, bu insanları belki daha önce ben eğlendiriyordum.
    az önceki garsonu tekrar yanıma çağırdım
    -kardeşim kaç yıldır burda çalışıyorsun. dedim
    -vallahi 6 yıl oldu herhalde. dedi çocuk biraz düşündükten sonra
    -kardeşim sen beni tanıyor musun peki? dedim
    -tanımam mı gerekiyor? dedi çocuk kibarca beni züt ederek.
    az önce beni heyecanlandıran düşünce bir anda suya düşmüştü.
    -peki müşterilerini tanır mısın sen? dedim
    -sürekli geliyorsa elbette abi. dedi
    -kızıl saçlı bir kız, kapkara gözleri var, beyaz tenli, uzun boylu, tanıyor musun böyle birini. dedim
    -aslı ablayı diyorsun abi herhalde sen, o buranın müdavimlerindendir. dedi
    bir anda umut dolmuştu gözlerim.
    -evet kardeşim evet, aslı'yı diyorum, nerde olduğunu biliyor musun. dedim heyecanla.
    -az ön buradaydı, ama kalkmış. dedi ilerdeki boş masaya bakarak.
    -hasgibtir. diyerek yerimden fırladım ve dışarı çıktım. dli gibi etrafıma bakınıyordum.
    biraz sonra sokağın köşesinden dönen kızıl saçlı kızı gördüm.
    fılardım peşinden. tam beyaz bi bmw'ye biniyordu ki attım kendimi arabanın önüne.
    önce aslı sonra da caner ile göz göze geldik...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Sen o biranın parasını ödemeden tak çıkarsın mekandan sen kapıya gidene kadar haberi çoktan gider adamı da bi güzel giberler
      ···
  2. 77.
    +1
    iyi geceler beyler.
    ···
    1. 1.
      +6 -2
      bak güzel kardeşim huur çocukluğunun lüzumu yok yazlık dizi çekmiyoruz burda, kapı açılıp yüzünü göstermeden bitirelim. anlatcaksan adam akıllı anlat reyting kasmaya çalışma okuyucun var zaten bin.
      ···
    2. 2.
      -1
      Zütlüğün ne luzumu var neden böyle yapiyorsun amk
      ···
    3. 3.
      +1
      Bak yarım ali diger tarafimi koca yarramla doldururum tam olursun be amina kodum insafsizi adam akilli yazsana lan gibecem belanı ha cok bekletme hadi bakim
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 78.
    0
    geldim beyler. başlıyorum.
    ···
  4. 79.
    +5
    #
    yakalamıştım beyler,
    sonunda aslı'yı yakalamıştım.
    ama aynı zamanda caner de beni yakalamıştı.
    zaman durdu sanki.
    ben aslı'ya kilitlenmiştim,
    inmesini bekliyordum arabadan.
    ama arabadan ilk inen aslı değil caner oldu.
    ben hala "bitir bu işkenceyi" diyen gözlerle aslı'ya bakıyordum.
    caner yüzündeki "şimdi gibtim seni" diyen gülümsemeyle indi arabadan.
    yanıma geldi.
    kavgadan önce bi konuşma, bi gerginlik olur normalde di mi?
    işte o gerginlik bizde hiç olmadı.
    caner'in ilk tepkisi çok sağlam bi yumruk oldu.
    yere düştüm.
    eleman gerçekten güçlüydü,
    ben de tepki versem direnebilirdim elbet ama,
    o an kendimi savunacak modda değildim.
    yerden kalkmaya çalıştım ama çok pis afallamıştım.
    caner kaldırdı beni yerden.
    bir an "pişman oldu herhalde" diye düşündüysem de 2. yumruk geldi diğer taraftan.
    eleman hiç konuşmadan yerden beni kaldırıp kaldırıp tekrar yere yığıyordu.
    çok gibik bir döngüye girmiştik.
    bu sefer yerden kalkmaya çalışmadım hiç ama yine kaldırdı enik gibi ensemden tutup.
    yumruklamaktan sıkılmış olacak ki bu sefer kafa attı.
    burnumdan başlayan sıcaklık bi kaç saniye sonra tüm vücuduma yayılmıştı.
    lazları kıskandıracak burnum dirayetini korumuş yine kırılmamış ama bu sefer çok fazla acımıştı.
    yerden her kalktığımda hala arabada oturan aslı'yla göz göze geliyordum.
    resmen o dayağı yememe göz yumuyordu.
    biraz sonra az önce hesabı ödemeden fırladığım mekanın garsonu geldi yanımıza.
    elemanın amacı beni kurtarmak değil içtiğim biranın parasını almaktı belki de ama,
    beni öyle yerde görünce direk girdi araya.
    -beyler sakin olun. diyordu.
    ben gayet sakindim ama caner'in sakin olmaya hiç niyeti yoktu.
    adana'da açılan hesabı kapatmayı kafaya koymuştu.
    tek eliyle bi kenara fırlattı elemanı ben yerden kalkmaya çalışırken.
    caner bir yumruk daha sallayacaktı ki garson eleman delikanlı çıktı,
    tekrar girdi araya.
    o yumruk yanlışlıkla da olsa ona gelmişti.
    ama giblemedi çocuk,
    hala caner'i tutmaya çalışıyordu.
    çocuğun durduk yere dayak yemesine gönlüm razı olmamıştı.
    -bırak. dedim çocuğa.
    garson çocuk bana baktı.
    -geçmişimin bedeli buysa razıyım ben. dedim caner'in öfke dolu gözlerine bakarak.
    caner, elemanı tekrar kenara itti ve burun buruna geldik.
    muhtemel bir kafa darbesinin beni tekrar yere yığacağını bile bile hiç bir şey yapmadan bekliyordum olacakları.
    -ödemen gereken bedel bundan çok daha fazlası. dedi
    -ödet o zaman. dedim
    -yaşattığın acılardan sonra gibtirdin gittin, şimdi neden geri geldin, bu insanların canını biraz daha yakmak için mi? dedi caner
    -geçmişimle yüzleşmeye geldim. dedim
    -gidenleri geri getirebilecek misin. dedi
    -denerim. dedim
    caner güldü.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 80.
    +9
    #
    -o kadar güçlüsün madem... demişti ki aslı indi arabadan.
    -caner sus. dedi
    caner aslı'ya döndü.
    -gidelim. dedi aslı
    caner yakamdan tuttu beni.
    -eğer bir daha karşıma çıkarsan seni yaşatmam. dedi
    -bana uyar. dedim hiç korkmadan.
    ve yakamı bırakarak indiği arabaya geri bindi.
    ben hala arabanın önünde duruyordum.
    gitmelerine izin veremezdim.
    eğer giderlerse onları bir daha bulamayacağıma emindim.
    caner arabayı çalıştırdı ve hareket etti.
    arabanın tamponu dizlerine dayanmıştı.
    bu şekilde biraz daha sürdü arabayı.
    ufak ufak geri kaydım.
    biraz daha uzatırsam gerekirse beni ezip geçeceğini biliyordum.
    gözlerinde gram merhamet yoktu o an caner'in.
    o, benim sebebini bilmediğim düşmanımdı.
    garson çocuk koluma girdi ve bir hamlede çekti beni arabanın önünden.
    caner hiç durmadan gaza bastı ve uzaklaştı.
    arabanın ardından bakarken plakayı kazıdım beynime.
    -iyi misin abi. dedi garson çocuk.
    -iyiyim. dedim yediğim darbelerden suratımın her yeri zonklarken.
    beynim kazan gibi olmuştu.
    hiç bir şey düşünemiyordum.
    garson çocuk kaldırıma oturttu beni.
    -bi hasteneye falan mı gitsek abi. dedi çocuk
    -gerek yok. dedim
    -iyi gözükmüyorsun ama. dedi
    -uzun süre de iyi gözükmeyeceğim. dedim
    -bana düşmez ama mevzu ne abi, kız davası mı? dedi
    -evet. dedim uzatmamak için.
    -o kız da aslı herhalde. dedi çocuk
    -evet. dedim yine
    -anladım abi. dedi konuşmak istemediğimi anlayan çocuk.
    çocuğu daha fazla işinden alıkoymamak için cebimden cüzdanı çıkarttım ve
    -borcum ne kadar. dedim
    -ne borcu abi. dedi çocuk şaşırarak.
    onun da kafa gitmişti
    -bira içtik ya oğlum. dedim
    -haaa, 15 lira. dedi
    "öh amk" dedim içimden ve 20 lira uzattım cüzdandan.
    -eyvallah abi, para yok yanımda, üstünü barda veririm gelirsen. dedi
    -gerek yok kardeşim, eyvallah, hadi işine bak sen. dedim
    -seni bi taksiye bindireyim mi, evine git, kalma burda, o manyak yine gelir falan. dedi
    -keşke. dedim
    -anlamadım. dedi çocuk.
    -gibtir et kardeşim. dedim
    -nerde oturuyorsun abi. dedi
    -çanakkale. dedim
    -buralı değilsin yani. dedi
    -değilim. dedim
    -dönecek misin. dedi
    -dönemem. dedim
    -sende başka dalgalar var abi, anlatmak ister misin. dedi çocuk
    ···
  6. 81.
    +5 -1
    beyler kimse yok diye ağır ağır yazıyordum, ne biliyim amk burda olduğunuzu, bi ses etsenize. neyse hızlandım.
    ···
    1. 1.
      0
      Lan bin zaten dun telafi edicem diyip 3 part attin basligi giblemiyosan bizi yorma
      ···
    2. 2.
      0
      devam lan
      ···
  7. 82.
    +7
    #
    cevap vermedim.
    çocuk da daha fazla üstelemedi.
    yoldan geçen bi taksiye el etti durdurmak için.
    -arabam var. dedim
    taksi de müşterisi olduğu için durmamıştı zaten.
    -nerde abi. dedi
    -şu ara sokakta. dedim
    çocuk hiç bi şey demeden koluma girdi ve ayağa kaldırdı beni.
    arabanın yanına gelmiştik.
    arabanın kapısını açtım ve bindim arabaya.
    -yolun açık olsun abi. dedi çocuk.
    -eyvallah, sen de kusura bakma. dedim
    -olur abi öyle, sıkıntı yok. dedi ve gitti çocuk.
    adını bile bilmediğim bu eleman güzel elemandı,
    delikanlıydı.
    başka bir zamanda karşılaşsaydık iyi iki dost bile olabilirdik belki.
    arabanın camlarını açtım ve bi sigara çıkarttım cebimden.
    gidecek bir yerim yoktu,
    bu şekilde çanakkaleye de dönemezdim.
    çaresizdim.
    sigara üstüne sigara yaktım.
    aklımda hiç bir şey yoktu,
    "aslı" diyordum,
    "neden inmedi o arabadan, neden göz yumdu caner'in beni dövmesine?" diyordum sadece.
    ara ara o kazadan kalma tek hatıra olan çığlık sesi yankılanıyordu beynimde.
    kafayı yemek üzereydim.
    "yarın ola hayrola" diyerek gözlerimi yumdum.
    arabada uyumaya karar vermiştim.
    uyuyamadım tabi ki de.
    ama kapalıydı gözlerim.
    ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama biraz sonra arabanın yarım açık olan cdıbını tıklattı biri.
    gözlerimi açtığımda garson çocuk duruyordu dışarda.
    -gitmemişsin abi. dedi
    gülerek karşılık verdim.
    çocuk neden gitmediğimi anlamış olacak ki
    -gidecek yerin yok di mi abi. dedi
    -senin varsa atla da bırakayım. dedim
    -benim yolum uzun abi. dedi
    -iyi sen bilirsin. dedim
    çocuk bir süre düşündükten sonra
    -aslında olur ya. diyerek arabanın etrafından dolaştı ve yanıma oturdu.
    -gidelim abi. dedi
    -nereye. dedim
    -ümraniye abi. dedi
    -ben yolları bilmem, tarif et bakalım. dedim
    arabayı çalıştırdım ve çocuk yolu tarif etmeye başladı.
    bi 20 dk sonra gelmiştik çocuğun kaldığı eve.
    tarif ettiği binanın önünde durmuştuk.
    -haydi eyvallah. kardeşim dedim inmesini bekleyerek.
    -park etsene arabayı. dedi
    -o niye. dedim
    -abi çanakkale'de nasıldır bilmem ama burda yolun ortasında araba bırakmayız biz. dedi eleman gülerek.
    geç de olsa çocuğun ne demek istediğini anlamıştım.
    -olmaz öyle şey kardeşim. dedim
    ···
  8. 83.
    +6
    #
    -olur abi olur. dedi
    -yok kardeşim, ben bakarım başımın çaresine. dedim
    -tamam abi, bakana kadar misafir edeyim işte. dedi
    -rahatsızlık vermek istemem kardeşim. dedim
    -yalnız yaşıyorum zaten abi. dedi
    çaresizlikten dolayı sessiz kaldım.
    sessiz kalışımı "evet" olarak algılayan eleman.
    -adın ne abi. dedi
    -ali. dedim
    -hah şimdi oldu, prensip olarak tanımadığım insanları evime almıyorum da. dedi çocuk gülerek.
    neşeli bir binti.
    bu durumda bile güldürmüştü beni.
    -senin adın ne. dedim
    -yusuf. dedi
    -tanışmış mı olduk şimdi biz yusuf. dedim gülerek.
    -abi günde o kadar çok insanla uğraşıyorum ki artık insanların yüzünden bile anlayabiliyorum nasıl biri olduklarını. dedi çocuk
    -ben nasıl biriyim yusuf. dedim
    -yaralı birisin be abi, belli ve bir insan kendi yarası kapanmadan başkasını yaralayamaz, o yüzden içim rahat, gönül rahatlığıyla misafir ederim seni. dedi
    şiir gibi konuşmuştu bin.
    güldüm.
    arabayı az ileriye park ederek indik arabadan.
    binadan içeri girdik.
    giriş kattaki evin kapısının önünde durduk.
    yusuf önce cebinden anahtarları çıkarttı,
    ama sonra zile bastı.
    -yalnız yaşıyorum. demiştin dedim ufaktan da olsa sinirlenerek
    -yalnız yaşıyor sayılırım abi. dedi yusuf sırıtarak ve anahtarla kapıyı açtı.
    -sen mi geldin yusuf. diye yaşlı bir ses geldi içerden.
    -ben geldim babanne. dedi yusuf
    cevap gelmedi içerden.
    -yarın tanıştırırım sizi. dedi yusuf bana dönerek.
    geldiğim için bir anda pişman olmuştum, ama dönmek de olmazdı.
    ev eski ve küçüktü.
    görebildiğim kadarıyla 2 oda 1 salondu.
    odalardan birinde babanne kalıyordu.
    öbür odanın kapısı kapalıydı ve gördüğüm kadarıyla yusuf salondaki çekyatta yatıyordu.
    yusuf çekyatın altından çarşaf çıkartarak diğer çekyatı açtı ve yatağımı hazırladı.
    içerdeki dolaptan kendisine ait 2'şer tane şort ve tshirt getirdi.
    birer tanesini bana uzattı.
    -yok kardeşim var benim. dedim
    -hani nerde. dedi
    -çantandaydı ama çanta arabada, dur alıp geliyim ben. dedim
    -uğraşma şimdi gece gece, bugünlük bunları giy, merak etme temizler. dedi gülerek
    -yok onun için değil. dedim utanarak
    -al hadi al. diyerek bana uzattı elindekileri.
    -eyvallah. diyerek aldım ve banyoya geçerek değiştim üzerimi.
    ben çıktığımda yusuf da üzerini değişmişti.
    yusuf'un benim için hazırladığı yatağa girdim.
    biraz sonra yusuf
    -allah rahatlık versin abi. diyerek kapattı ışıkları.
    kendimi çok garip ve mahçup hissediyordum bu çocuğa karşı.
    aradan bi kaç dakika geçmişti ki
    -yusuf. dedim
    Tümünü Göster
    ···
  9. 84.
    +5
    #
    -efendim abi. dedi
    -çok sağol. dedim
    -iyi geceler abi. dedi
    o görmese de gülerek karşılık verdim.
    ve o günden sonra yusuf istanbul'daki en kıyak arkadaşım, tek dostum olacaktı.
    yorgunluğa daha fazla dayanamayarak kapattım gözlerimi.
    gözlerimi açtığımda karşımdaki duvar saati öğlen 11'i gösteriyordu.
    fil gibi uyumuştum yine amk.
    kendime geldiğimde yusuf'un dün gece yattığı çekyatta oturmuş beni izleyen yaşlı teyzeyi gördüm.
    birden toparlanarak kalktım yattığım yerden.
    -çok şükür. dedi kadın
    utanmıştım, cevap veremedim.
    -bu saate kadar uyunur mu oğlum. dedi kadın
    -haklısınız teyzecim, yorgundum da biraz. dedim
    -ne iş yapıyorsun ki sen. dedi kadın.
    -müzisyenim. dedim
    -işsizsin yani. dedi kadın
    yusuf'un kime çektiği fazlasıyla belli oluyordu.
    ufaktan tebessüm ederek karşılık verdim.
    -kusura bakmayın sizi de rahatsız ettim. dedim
    kadın cevap vermedi.
    gittikçe artıyordu yaşadığım mahcubiyet.
    banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım, üzerimi değiştirdim.
    tekrar içeri geçtim.
    ben içeri geçtiğimde kadın televizyonu açmaya çalışıyor kendi kendine söyleniyordu.
    tam "bana müsade" diyip çıkacaktım ki evden.
    -bakma öyle aval aval da şu televizyonu açıver. dedi kadın.
    neye uğradığımı şaşırmıştım.
    kumandayı kadının elinden aldım ama ben de açamadım televizyonu.
    -ver şunu ver, beceriksiz seni. dedi
    kadın her cümlesinde biraz daha gömüyordu beni.
    biraz sonra kumandanın pillerini oynayarak açtı televizyonu.
    açtığı diziyi pür dikkat izliyordu kadın.
    biraz oturduktan sonra tekrar ayaklandım.
    -bana müsade. dedim
    -nereye. dedi
    -eve. dedim
    -evin vardı da niye burda kaldın. dedi kadın
    haklıydı.
    -öyle gerekti. dedim
    -otur oturduğun yere, bi de yusuf'la uğraştırma beni. dedi
    -anlamadım. dedim
    -pek saf bi şeye benziyorsun sen. dedi kadın.
    saygısızlık yapmamak için bu lafı da yutmuş, cevap vermemiştim.
    -ben gelene kadar gönderme hiç bi yere dedi yusuf. dedi
    -ama gitmem gerek. dedim
    -yusuf gelince gidersin. dedi
    -ama o gece gelir, o zaman da çok geç olur. dedim
    -yok, bugün sabah çalışıyor, 6 gibi gelir. dedi
    -peki. diyerek oturdum çaresizce.
    kadın hayatımda tanıdığım en aksi kadındı.
    -açsan mutfakta var bi şeyler. dedi
    -yok sağolun, aç değilim. dedim
    -gece kalkıp mutfağa mı dadandın yoksa. dedi
    -yok efendim. dedim
    ···
  10. 85.
    +7
    #
    -eee nasıl aç değilsin o zaman. dedi
    cevap veremedim yine.
    yaklaşık 80 yaşındaki kadın tarafından ardı arkası kesilmeden züt ediliyordum.
    bi kaç dakika sonra
    -desene sana da biz hizmet edicez. dedi dizisine reklam giren kadın.
    -aman efendim estağfurullah. dedim
    -o zaman geç içeri de bi şeyler ye. dedi kadın
    mecburen geçtim mutfağa o kalkmasın diye.
    aptal gibi sağıma soluma bakınıyordum.
    biraz sonra içerden direktifler yağdırmaya başladı kadın.
    -dolapta fasulye ve pilav var, çıkart onları. dedi
    dediği gibi yaptım.
    fasulye ve pilavı çıkarttım.
    -ocağa koy. dedi
    yine dediğini yaptım.
    -ekmek fırının içinde. dedi
    fırından ekmeği de çıkarttım.
    -tabaklar 3. dolapta. dedi
    tabakları da çıkarttım.
    bi kaç dakika geçmişti ki
    -ısınmıştır yemek, ocağı kapat. dedi
    ocağı kapatarak yemekleri tabağa koydum ve yemeye başladım.
    yemek bittikten sonra masayı toplayarak tabakları yıkadım ve bir laf daha yememek için her şeyi aldığım yere geri koydum.
    içeri geçtim tekrar.
    kadın dizisine kilitlenmiş karakterlere sataşıyordu.
    koltuğa oturup kadını izlemeye başladım.
    aksi ve huysuz bir kadın olmasına rağmen kanım ısınmıştı kadına.
    gıcık almamıştım yani,
    en azından çoğu insanın olamadığı kadar dobra bi insandı.
    biraz sonra müsade alarak sigara içmek için balkona çıktım.
    bakmayın balkon dediğime,
    ev zemin katta olduğu için balkon görünümlü minicik bir bahçeydi çıktığım.
    sigaramı içip içeri geçtim.
    çok sıkılmıştım ama öyle böyle derken ettik saat 6'yı.
    biraz sonra kapı çaldı.
    yusuf'u göreceğim için bu kadar sevineceğim hiç aklıma gelmezdi.
    yerimden fırladım ve kapıyı açtım kadına zahmet olmasın diye.
    -oooo uyanmışsın. dedi yusuf
    -o kadar da değil. dedim tebessüm ederek.
    -ne biliyim, sabah çıkarken bi dürttüm de hiç uyanacak gibi durmuyordun. dedi
    -yorulmuşum dün. dedim
    -yumruk yoruyor adamı. dedi gülerek.
    yusuf bininin bu hareketleri içten içe hoşuma gitmeye başlamıştı.
    herif güzel espri yapıyor ama adamı itin zütüne sokuyordu.
    ama kötü bi niyeti yoktu, herifin tarzı buydu.
    çabucak alıştım yusuf'un bu hallerine.
    -nasıl valide hanımla anlaşabildiniz mi. dedi yusuf babannesinin de duyabileceği bi şekilde.
    -çok. dedim imalı imalı
    -tahmin edebiliyorum. dedi ve babannesinin yanına gitti.
    kadının suratı kırk karıştı,
    yusuf'un yüzüne bakmıyor, pencereden dışarıyı seyrediyordu.
    -hanimiş benim tontişim. diyerek babannesinin yanına gitti yusuf.
    kadın "gibtir git başımdan" dercesine omzunu silkti.
    -ne o, küs müyüz yoksa? dedi yusuf.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 86.
    +6 -1
    #
    kadın cevap vermemişti.
    ama yusuf cevabını almıştı.
    babanne, yusuf'a küsmüştü.
    "ulan benim yüzümden olmasın sakın" dedim bir an içimden.
    ama yusuf bu küslüğün sebebini çok iyi biliyordu.
    kotunun arka cebinden çıkarttığı bonibon'u havada sallayarak
    -eee kim yicek şimdi bunları. dedi yusuf.
    kadın "sıpa seni" diyerek gülen yüzüyle arkasını döndü ve istediğini aldı.
    bütün mevzu bu 1 liralık bonibondu.
    kadın çocuk gibi heyecanla bonibonun kapağını açtı ve avcuna döktüğü renkli bonibonlardan bi kaç tanesini ağzına attı.
    yusuf yanıma geldi tekrar.
    -babannemin bütün hilelerini öğreticem sana, merak etme. dedi
    "o kadar kalmıcam, gerek yok" dediysem de içimden
    tebessüm ederek karşılık verdim yusuf'a.
    yusuf masayı hazırlamak için mutfağa geçti, yardım etmek için ben de peşinden gittim.
    dışardan getirdiği yoğurt ve ekmeği masaya koydu,
    dolaptaki yemekleri ısıttı.
    -babanne hadi, masa hazır. dedi biraz sonra yusuf.
    babanne geldi biraz sonra.
    masaya oturduk.
    -babanne dün geç geldik, tanıştıramadım, kusura bakma, bu ali, yakın bir arkadaşım. dedi göz ucuyla bana bakıp yalan söyleyerek.
    sonra bana döndü
    -ali, bu da babannem, adı ayşe, benim canyoldaşım, biraz aksidir ama pamuk gibi bi kalbi vardır. dedi gülerek.
    -sensin aksi. diyerek elindeki temiz kaşıkla yusuf'un kafasına vurdu ayşe teyze.
    hepberaber gülüştük.
    başta bana gayet soğuk gelen bu ev içine girdikçe daha da ısınıyordu.
    varlıklı bir ev değildi burası.
    bir garson maaşıyla dönüyordu ama mutluluk vardı,
    neşe vardı..
    bunlar bana uzak olan duygulardı,
    bunlar özlemini çektiğim duygulardı..
    yemek üstü sigarasını içmek için arkadaki balkona çıktım masayı yusufla beraber kaldırdıktan sonra.
    biraz sonra yusuf geldi yanıma.
    -babannem üzmedi di mi seni. dedi
    -o nasıl laf kardeşim. dedim
    -bazen beni kızdırıyor ama yine de bi şey diyemiyorum, o benim can yoldaşım. dedi
    -annen, baban? diye sordum ufaktan tırsarak.
    -yoklar. dedi
    -öldüler mi. dedim
    -belki de, bilmiyorum. dedi
    -anlamadım. dedim
    -çek'liyim ben kardeşim. dedi
    -çek derken? dedim
    -çocuk esirgeme kurumu. dedi
    -hadi ya. dedim üzülerek.
    ortam birden buz gibi olmuştu.
    -sıkma be canını, ben alışalı yıllar oldu, bi de buna mı üzülelim şimdi. dedi gayet neşeli bir şekilde.
    önce güldüm ben de onla.
    sonra dayanamadım ve sordum?
    -peki babannen? dedim
    -öz değil, beni evlatlık alan, baba denilen adamın annesi. dedi
    Tümünü Göster
    ···
  12. 87.
    +3 -1
    son partı atıyorum beyler.
    ···
  13. 88.
    +6
    #
    sonra sustu. derin bir iç çekti.
    her ne kadar "alıştım ben" dese de onun da için de çok derin bir kuyu vardı.
    -çocukları olmayınca almışlar beni kurumdan, bi kaç yıl heveslerini gidermişler, sonra tüp bebek falan bi şekil çocukları olunca bay bay demişler bana, ama babannem razı olmamış öyle ortada kalmama, o almış beni yanına, o gün bugündür beraberiz işte. dedi yusuf.
    -vay amk. dedim
    -öyle yani kardeşim, hadi uzun etme de sen de anlat. dedi. sigaradan derin bir nefes çektim önce.
    -bundan tam 3 sene önce ciddi bir trafik kazası geçirmişim, 2 yıl hastanede komada kaldım. kendimi hatırladığım sadece geçtiğimiz 1 yıllık süre. yani vücudu 25, aklı 1 yaşında bi adamım ben. geçmişimi bilmiyorum. anlattıklarına göre doğduğum günden beri çanakkale'deymişim, 2 tane insan var hayatımda, murat ve ezgi. biri kardeşim diğeri sevdiğimmiş. yani öyle dediler bana ben kendime geldikten sonra. ben de onları, o dedikleri yerlere koymaya çalıştım. bi süre kendimi bu yalana inandırsam da sonra kaderimin 2. perdesi başladı be kardeşim. adanaya düştü yolumuz. orda aslı'yla karşılaştım tesadüf eseri. her hangi bir şey hissetmemiştim ona karşı. ama dokundu yüzüme, gözlerime baktı. işte o an bi yıldırım çaktı bende. ben o gözleri tanıyordum kardeşim, ben o gözlere deydim daha önce. o an kaçırdılar resmen beni ordan, sonra onu bulmak için tekrar döndüm adana'ya, buldum da ama bu sefer de caner kaçırdı onu benden, ama bu işin peşini bırakmayacaktım, çünkü yarımdım be kardeşim. geçmişte ne taklar yediğimi bilmek istiyordum, kendimi tanımak istiyordum, hissiz bir şekilde ölmek istemiyordum. içimde çok büyük bir sevda var hala, sahibini tanımıyorum, tek bildiğim şey bu sevdanın sahibi ezgi değil. o yüzden buraya geldim, aslı'yı bulmaya geldim, sonrasını da biliyorsun işte, sen de ordaydın. dedim
    -vay arkadaş, ben de ekşın bizde sanardım. dedi
    güldüm yine.
    -öyle işte kardeşim, ali kardeşinin de hikayesi böyle. dedim
    -bu hikaye de bana da yer var mı abi. dedi
    -o ne demek. dedim
    -sen bu kızı bulmaya çalışmıyor musun abi? dedi
    -evet. dedim
    -şu an çevrende bu kızı benden daha iyi tanıyan biri var mı abi. dedi
    -yok. dedim
    -o zaman beraberiz ortak. dedi "çak" yaparak.
    -hay amk. dedim istemeden de olsa gülerek.
    -bu adana muhabbeti ne zaman oldu abi. dedi
    -yaklaşık 1 ay önce. dedim
    -ama aslı buraya tekrar bi kaç gün önce döndü abi, eski müşterimiz olduğu için tanıdım ben hemen, yoksa bayadır ortalıkta yoktu. dedi
    -doğrudur. dedim
    -var mı kafanda bi plan. dedi
    -planım yok ama plaka var elimde, o binip gittikleri arabanın plakası, belki ordan bi şeyler yapabiliriz. dedim
    -yarın emniyetten bi sorgulatalım bakalım, belki bi adres, bi isim, bi bişey çıkar belki. dedi
    caner'in bulunmak istemediği zaman bulunmadığını daha önce öğrendiğim için
    -sanmıyorum ama deneyelim. dedim
    -aslı bu kafeye kimlerle geliyordu peki. dedim
    -vallahi abi çok eskiden, yani ilk zamanlarda 1 kızla gelirdi hep, nadir de olsa yanında farklı farklı erkekler olurdu sonra. aslı garip bi kızdı, tarzı falan da garipti yani o yüzden takıldığı erkekler de bi değişik olurdu. dedi
    ip ucu olabilecek hiç bir şey söylememişti yusuf.
    -peki bugün beni döven eleman, caner, onu hiç gördün mü mekandayken aslı'nın yanında. dedim
    -yanlış hatırlamıyorsam 1-2 sene önce gördüm sanki abi, ama emin değilim. dedi
    -anladım kardeşim. dedim
    derken telefonuma bir mesaj geldi.
    ben ezgi'den ya da murat'tan bir mesaj beklerken mesaj hiç tanımadığım bir numaradan geliyor,
    "yarın akşam 10'da caddebostan sahilde ol" yazıyordu...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      bi part daha ataydın iyiydi
      ···
  14. 89.
    +7 -1
    bu gecelik bu kadar. yarın devam edicem. iyi geceler.

    selametle.
    ···
    1. 1.
      +2
      sataşalımmı kimseye
      ···
    2. 2.
      +2
      şaka lan şaka sanada iyi geceler
      ···
      1. 1.
        +1
        Ulan olum ya :D
        ···
    3. 3.
      +1
      Satasmayin kimseye sjdjdj
      ···
    4. 4.
      0
      sahibi 3sayfa 73. entry
      ···
    5. diğerleri 2
  15. 90.
    +3 -3
    beyler boğazım çok kötü, bu havada hasta oldum amk, evdeyim ama yazamıcam, kusuruma bakmayın.
    ···
    1. 1.
      +3
      Ne kusru geçmiş olsun kardeşim çabuk iyileş gel kimseyede sataşma(!)
      ···
    2. 2.
      +1
      Geçmiş olsun panpa
      ···
    3. 3.
      +1
      Geçmiş olsun panpa
      ···
    4. 4.
      +1
      Geçmiş olsun panpa
      ···
    5. 5.
      +1
      ne zaman gelirsin panpa
      ···
    6. 6.
      +2
      Yine taksiyemi boncuk ;)
      ···
    7. 7.
      +1
      Geçmiş olsun panpa ;)
      ···
    8. diğerleri 5
  16. 91.
    +2
    beyler akşam burda olur musunuz hep beraber maç mı izleyelim, tek başıma anlattırmayın sonra bana?
    ···
    1. 1.
      0
      Ben takipteyimde maçı izleyen çok olur
      ···
    2. 2.
      0
      trt verseydi ben de izlerdim de D smart veriyormuş amk. neyse bu akşam fakir binlerle yola devam
      ···
    3. 3.
      0
      Yaz hadi devam napak okuyak
      ···
    4. 4.
      0
      okuyan çıkar bence yaz sen
      ···
    5. diğerleri 2
  17. 92.
    0
    geldim beyler. başlıyorum.
    ···
  18. 93.
    +5
    #
    elim ayağım titredi bir an.
    numara bende kayıtlı değildi ama aslı'dan başka biri olamazdı bu,
    olmamalıydı.
    mesajı okuyunca garipleştiğimi farkeden yusuf.
    -bi sorun mu var abi. dedi
    yüzümde bir gülümseme belirdi bir an.
    -güzel haber kardeşim. diyip ekranı yusuf'a çevirdim.
    yusuf mesajı okuyunca benim kadar sevinmedi.
    -abi. dedi
    -efendim. dedim
    -ben kıllandım abi. dedi
    -neden. dedim
    -mesajı aslı'nın attığını ne biliyorsun? dedi
    -bilmiyorum, öyle olduğunu umuyorum. dedim
    -ya caner denen o çocuk gelirse abi. dedi
    -gelsin kardeşim, ondan da alacak cevaplarım var. dedim
    -tamam yarın gideriz o zaman. dedi
    -orda dur bakalım, tamam eyvallah bana evini açtın, çok yardımcı oldun ama bu benim meselem kardeşim, seni bulaştırmam. dedim
    hiç açık kapı bırakmadan ve olabildiğince açık konuşmuştum.
    üsteleyemedi yusuf.
    -peki abi. dedi
    sigaram bittikten sonra içeri geçtik.
    salonda oturuyorduk.
    -müzisyensin ha. dedi
    -evet kardeşim. dedim
    -grubun var mı. dedi
    -yok solo takılıyorum ben. dedim
    -aslında bizim mekanda alt grup gibi bi şey arıyorlar neslihan'dan önce çıkacak. dedi
    -uzun süre kalmıcam kardeşim. dedim
    -ne biliyim öyle aklıma geldi işte. dedi
    -eyvallah kardeşim. dedim
    saat akşam 8 olmuştu.
    boş boş oturuyorduk evde.
    canım feci sıkılmış, aklım yarın caddebostan sahilde gerçekleştireceğimiz buluşmadaydı.
    -dışarı mı çıksak bi. dedi yusuf.
    -nereye. dedim
    -gideriz bi yerlere, 2 bira ısmarlarım sana. dedi
    -o zaman gelmem. dedim
    -neden. dedi
    -ben ısmarlıcam. dedim
    -o zaman da ben gelmem. dedi
    -iyi o zaman bana tarif et ben tek giderim. dedim pislik yaparak.
    -ya şimdi kaybolcan maybolcan al başına belayı. diye yalandan söylenerek ayağa kalktı yusuf.
    yusuf içerdeki babannesine seslendi ve çıktık evden.
    arabaya bindik.
    bağdat caddesine inmiştik.
    yine çok kalabalıktı.
    caddenin sonuna doğru sola girdik.
    -burası da caddebostan barlar sokağı. dedi yusuf
    -iyiymiş. dedim
    -arabayı aşağı yola park et, yürüyerek dönücez. dedi
    dediği gibi yaptım.
    zor da olsa sahil yolunda ara sokaklardan birinde yer buldum ve park ettim arabayı.
    yürüyerek geri döndük az önceki yere.
    ···
  19. 94.
    +4
    #
    -hangisine girelim. dedi yusuf.
    -ne biliyim olum ben. dedim
    -o zaman bu olsun. dedi eliyle birtanesini gösterip.
    yusuf'un da buraları bilmediği, barlara pek takılmadığı belliydi.
    -iyi, olsun bakalım. dedim ve dediğimiz mekana girdik.
    çok basık tavanı olan, içerde tekno tarzı müzik çalan tıklım tıklım bir yerdi burası.
    herkes ayakta bistro masalardaydı.
    kapıya en yakın olaa bistro boştu ve garson oraya aldı bizi.
    -2 bira dedi. eliyle işaret ederek yusuf.
    garson çocuk biraları getirmeye gitti.
    ben bizzat kendim barda çalışmama rağmen burası çok garibime gitmişti.
    insanlar iç içeydi,
    ayaktaydı,
    kim kiminle beraber belli bile değildi.
    öyle çok alıcı gözle bakmasam da içerde ateş eden kızlar vardı.
    -abi yanıyor burası. dedi yusuf çapraz masamızda oturan 3 hatunu göstererek.
    -hani lan. dedim birden boş bulunarak.
    gösterdiği masadaki kızlarla göz göze geldik bir anda.
    kızlar birbirine bakarak gülüşmeye başladılar.
    normalde kızlardan çekinmezdim ama yusuf'un göstermesiyle hanzo gibi baktığım için utanmıştım.
    kafamı çevirdim hemen.
    -olum mal mısın amk ya. dedim
    -korkma be oğlum yemezler. dedi yusuf gülerek.
    o bardaki saf garson çocuk gitmiş playpoy Yusuf gelmişti.
    derken bizim biralar geldi.
    2-3 yudum aldıktan sonra yusuf lafa girdi.
    çalan müzikten konuştuklarımı duyamadığımız için iyice yaklaşmıştık birbirimize.
    -özlediğin biri var mı abi hiç. dedi
    -var. dedim
    -kim. dedi
    -bilmiyorum. dedim
    -zor be abi. dedi
    -çok zor be kardeşim. dedim
    derken yanımızdan bi hatun geçti.
    bizimkisi atladı hatunun arkasından.
    kolundan yakaladı ve bizim masaya çevirdi.
    "şimdi sıçtık" dedim içimden.
    -nesli naber. dedi yusuf.
    -iyidir. dedi kız "senden naber" bile demeden.
    kızın bizim yusuf'u giblemediği çok belliydi.
    önce çıkaramasam da sonradan hatırladım bu kızı.
    bu, yusuf'ların mekanından şarkı söyleyen o harika sesli kızdı.
    -oturmaz mısın. dedi yusuf.
    -arkadaşlarım bekliyor, size iyi eğlenceler. dedi ve gitti kız.
    sahnede göründüğünün aksine çok havalı bir kızdı.
    yusuf'un morali bozulmuştu.
    -kusura bakma abi, tanıştıramadım sizi de. dedi
    ama canını sıkanın bu olmadığı çok belliydi.
    "seni gidi seni" der gibi güldüm yusuf'a.
    o da utangaç utangaç karşılık verdi.
    yusuf'un nesli'ye yanladığını on anlamıştım.
    -açıldın mı hiç. dedim
    -aman abi, ne açılması, arkadaşım olsun o bile yeter. dedi
    -o nasıl ezik bi laf amk. dedim birden sinirlenerek.
    -garson çocukla solist kızın aşkı be işte abi. dedi yusuf.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      Herkes ayakta diyosun, yusuf kıza "oturmaz mısın" diyo nereye oturucak bu kız amk
      ···
    2. 2.
      +4
      Bistro Amın oğlu
      ···
    3. 3.
      0
      @79.2 sebebsiz kahkaha attım dıbına koyum
      ···
    4. diğerleri 1
  20. 95.
    +7
    #
    -ne alakası var oğlum. dedim
    -çok alakası var abi, neyse gibtir et. dedi
    biralarımızı bitirmiş 2. biraları söylemiştik.
    -burda evler ne kadar. dedim
    yusuf neredeyse ağzındaki birayı püskürtecekti,
    zor tuttu kendini.
    -ne gülüyorsun oğlum. dedim
    -baban ne iş yapıyor. dedi
    -çiftçi. dedim
    -tarlanız falan var mı. dedi
    -bahçemiz var. dedim
    -satsa kaça satar. dedi
    -60-70 bin falan eder her halde. dedim
    -oooo yine iyisin, çıktı 1 yıllık kiran. dedi yusuf
    -kaç. dedim
    -abi burası caddebostan, hemen üstümüz bağdat caddesi, senin benim gibi adamlar oturamaz abi burda. dedi yusuf birden ciddileşerek.
    -vay amk. dedim
    -ya amk. dedi
    biralarımızdan bi kaç yudum aldıktan sonra
    -sen hayırdır, neden sordun evleri. dedi
    -hiiç, merak ettim. dedim
    -bence sen bi daha dönmeyeceksin çanakkele'ye. dedi
    -onu da nerden çıkarttın. dedim
    -hissettim. dedi
    derken telefonum çaldı.
    ezgi arıyordu.
    yusuf'tan müsade isteyerek çıktım dışarı.
    mekandan çıkar çıkmaz açtım telefonu.
    -efendim ezgi. dedi
    -canımm. dedi
    -efendim. dedim
    -iyi misin. dedi
    -iyiyim saol, sen? dedim
    -nerde kalıyorsun. dedi soruma cevap vermeden.
    -bi arkadaşın yanında. dedim
    -hangi arkadaş o. dedi ezgi birden sivrilerek.
    -tanımazsın. dedim
    -adı ne. dedim
    -yusuf. dedim
    -iyi bari. dedi
    -eee başka başka? dedi
    ezgi sanki buraya neden geldiğimi bilmiyor gibi gayet rahay konuşuyordu,
    hala aptal yerine konduğumu hissettim ve sinirlendim bir anda.
    iyice ayar oluyordum artık.
    -iyilik sağlık. dedim öyle dümdüz.
    -iyi bakalım, ara arada, merakta bırakma bizi. dedi
    -eyvallah. diyerek kapattım telefonu.
    aklıma bir fikir gelmişti o an. murat'ı aradım direk.
    hemen açıldı telefon.
    -alo. dedi murat.
    -her şey için sağol. dedim
    -anlamadım. dedi
    -onu buldum murat. dedim
    -eee, evet? dedi murat birden kekeleyerek.
    ···