/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +171 -32
    Deli falan değildim ben, bileklerimi kesmiştim sadece. Yaşamlarına devam edebilmek için herşeyden vazgeçmeyi göze alabilen insanlar, bu kadar değerli bir kavramdan, yani hayattan, nasıl tek bir bistüri hamlesiyle vazgeçtiğimi anlayamamış, bana deli demişlerdi. Anlamadıkları bir diğer şey ise bistüriyle kestiğim aklım değildi, yalnızca bileklerimdi.
    Bileklerimde iki uzun çizgi, çizgilerde 53 sıkı dikiş, dikişlerde ise yaşıyor olmanın getirdiği karşı konulamaz yaralar vardı.

    Filmlerden izlediğiniz kadarıyla az çok bilirsiniz akıl hastanelerini, insanlar beyaz giysiler içerisinde hastane bahçesinde sırıtarak dolaşırlar. Bu bahçelerde yalnızca bir adet bank bulunur ve o banka yalnızca başrol oturur.

    Bu hikayede başrol benim. Ben bayamlik reyis, rezervelerinizi alın başlıyorum.

    Edit : FINAL 8 NISAN CUMA 21:00


    ···
  2. 2.
    +63 -1
    Oturduğum bankın soğukluğuyla irkildim birden, bankın soğukluğu içime işliyordu. Mevsim sonbahar, hava kapalıydı. Binaların altında onu izliyordum. Bir an Necip Fazıl olsam onun bu halini şiirleştirebileceğim geldi aklıma, şiir yazmak istiyordum, biraz kelime buldum zihnimin derinlerinden, birazda şair oldum oturduğum yerden. Bir şiire başlamıştım, tamamlamak istedim hemen.

    Geçen yarım saat boyunca tamamlanan tek şey süreydi. Süre önemliydi, klişe kapıya yöneliyor, beni almaya geliyordu. Bahçede kalma süremi tamamlanmıştım.

    Klişe bir hasta bakıcıydı, gerçek adını hiç merak etmedim onun, ona klişe dememin sebebi, filmlerde gördüğümüz gibiydi kötüydü sinirliydi ve kızdığında ellerimi bağlıyordu. Ona bileklerimdeki dikişlerin sayısından haberinin olmadığını ve bunun acı veren bir işlem olduğunu söylediğimde, daha sıkı bağlıyordu ellerimi, daha çok acıtıyordu bileklerimi.
    ···
    1. 1.
      +2
      rez rez rez
      ···
    2. 2.
      +8
      "Bir an Necip Fazıl olsam onun bu halini şiirleştirebileceğim geldi aklıma, şiir yazmak istiyordum, biraz kelime buldum zihnimin derinlerinden, birazda şair oldum oturduğum yerden. Bir şiire başlamıştım, tamamlamak istedim hemen. "

      Bu nasıl bi giriş, rez amk rez!
      ···
      1. 1.
        +4
        Şukulaya şukulaya gel panpa, bekliyoruz seni *
        ···
      2. 2.
        +1
        Sen iste yeter panpa, yeni başlıyorum okumaya devam *
        ···
  3. 3.
    +51 -2
    Bu hikayede gözler hep yaşlı beyler onu en başından söyleyeyim, gülmekten ağlayacağınız yerler çok fazla, gerçekten hüzünlenip, ekrana bakarken gözlerinizin kenarından yaşların akıp gitmesine sebep olacak bölümlerde hiç az değil.

    Ben bayamlik reyis, çok uzun süredir üzerinde uğraştığım  "deli falan değildim ben" isimli hikayemi, bu kutucuklara bırakıyorum, sizlerle bu kutucuklarda çok güzel vakitler geçirdik, ilk hikayemden beri okuyan arkadaşlar var, hikaye bitiminde çok özel ve detaylı bir açıklama yapıp, burada olan herkese birebir teşekkürlerimi sunacağım.

    Ama önce hikayeyi yazalım dimi ama ?
    ···
    1. 1.
      +1
      sıkışalım şöyle önlere doğru
      ···
      1. 1.
        +6
        hocam buraya bi kişi daha sığar sanki
        ···
      2. 2.
        0
        ozaman gelim hacı sıkısalım
        ···
      3. 3.
        0
        Reserved
        ···
      4. diğerleri 1
  4. 4.
    +45
    Oturduğum bankın karşısında bina vardı, binanın balkonları, balkonların altında da O vardı. Dans ederdi kendi kendine, onu ne zaman görsem şiir yazmak isterdim, hiçbir zaman da beceremezdim, bu yüzden ağlardım onu her gördüğümde. Deli değildim ben, 21 yıl devirmiştim, 21 yıl çok saniye ederdi, sadece bir saniyeliğine ölmek istemiştim ve bunun için bileklerimi kesmiştim, bu delilik değil aksine akıllıcaydı. Klişe deli olmadığımı bildiği için benden korkmazdı zaten.

    Ne zaman kapanırsa ışıklar, o zaman gece olurdu bu şehirde ve odamın karanlığını seviyordum. Tek başımaydım ve deliler yoktu etrafımda. Adam vardı koridorda, hiç görmemiştim onu, geceleri odamın önünde yürürdü, ayak seslerini duyardım sadece. Adam diyordum bu yüzden, kim olduğunu bilmiyordum çünkü, hergün değişip değişmediğini de.
    ···
  5. 5.
    +39
    Klişeye kızdı istenilen, klişe sustu. Bu sefer ben güldüm klişeye, bunu yaptığım için ellerimi daha sıkı bağlayacağını biliyordum.

    Kaçmam gerekiyordu bu şehirden, ben bu şehir için fazla akıllıydım. Zemheri bana yardım eder miydi acaba kaçmam için ? Zemheriyle kaçış planı yapabilirdik, ama konuşmayı beceremezdim ki ben. Klişe beni bahçeye çıkartırdı birazdan, bankta oturup düşünürdüm bunu, şimdi biraz üzülmeliydim.
    ···
  6. 6.
    +38
    Yeteri kadar üzüldükten sonra klişeye beni bahçeye çıkar, dedim. Tamam tombul çocuk çıkartayım dedi. Zaten çok üzgün olduğumdan bu şakasına üzülmedim klişenin.

    Bahçeye çıkınca bankta başkasının oturduğunu gördüm, klişeye onu kaldırmasını söyledim, tamam tombul çocuk kaldırayım, dedi. Klişe aslında iyi birisiydi, ama deliydi, ben ondan daha akıllıydım.
    ···
    1. 1.
      +1
      delimiydi salakmıydı...
      ···
  7. 7.
    +37
    O yanımda oturuyor ayaklarını sallıyordu, üzerindeki elbiseler çok kirliydi, isterse elbiselerini klişeye yıkatabileceğimi söyledim ona. Klişenin kim olduğunu sordu, klişe kapıdan beni izlerdi hep ben bahçedeyken, mor parmaklarımla gösterdim klişeyi.

    Onun adı güneş bi kere akıllım, dedi. Hiçte bile adı klişe onun, sen bilemezsin çünkü sen delisin, dedim.

    Çok üzüldü bence, bu yüzden dilini çıkarıp kendisine sor o zaman dedi. Çok üzüldüğü için böyle demişti.
    ···
    1. 1.
      +2
      Üzme zemheri yi..
      ···
    2. 2.
      +6
      "O" ismi olmayan bir karakter bro, Zemheri değil (:
      ···
    3. 3.
      +2
      Çok iyi yazıyorsun bro
      ···
    4. diğerleri 1
  8. 8.
    +37 -1
    Önceki gün ışıkları erken kapatmıştı klişe, ilaçlarımı getirdiğinde kızacaktım ona ama gelmedi klişe. Ilaçlarımı da getirmedi kimse. Üzülmeye başladım hemen, çok üzülmeye başladım, klişeye bağırsam getirir miydi ilaçlarımı ? Döver miydi peki ? Adam da yoktu koridorda, duvar da yoktu odamda..

    Gözlerimi istenilen'in yanında açtım. Tepemde bana bakıyordu, çok güzel gülüyordu. Istenilen herhalde doktordu, bu şehirde kime bir şey olsa istenilenin yanına zütürülürdü. Herkes onun yanına gidebilmek için kendine zarar vermeye çalışırdı, ona bu yüzden istenilen diyordum. Çok mu üzüldün tombul çocuk dedi bana gülümseyerek. Klişe güldü bana tombul çocuk demesine, üzülmeye başladım hemen, çok üzülüyordum.
    ···
  9. 9.
    +35
    Banka oturunca O geldi yanıma, ellerimi izliyordu, mosmordu ellerim, istenilen zamanla düzeleceğini söylemişti morlukların, o yüzden artık umursamıyordum. Yakında Zemheriyle konuşacaktım, o yüzden biraz konuşma egzersizi yapmak istedim onunla. Nasılsın ? dedim. Deliyim, dedi.

    13 gündür buradaydım ve bu güne kadar aldığım en mantıklı cevap buydu. Gülümsedim. Dilini çıkardı. Deliydi, yinede onu gördüğüm için şiir yazmak istedim hemen.
    ···
  10. 10.
    +39 -4
    Aahah yazdığım partlar birisinin annesine giriyor heralde beyler, ısrarla çükülüyor, hikayede gibiş olmadığı için fazla kızgın olmalı ahahajec annene selamlar delikanlı *

    Not : birbirinize destek olup girilen entryleri rezerveleri şukulayın beyler, tabi hikaye entrylerinide bu muallakye pirim vermeyelim. Ben bir sigara içip geliyorum hemen.


    Yazabildiğim kadar hızlı yazacağım beyler. Bekletmek değil amacım. Hadi up up uo up !!!
    ···
  11. 11.
    +34
    O kalktı yanımdan, binaların altına gidiyordu, dans edecekti yine. Zemheriyi arıyordu gözlerim, yoktu ortalarda, ne yapardı ki Zemheri, yoksa kaçmış mıydı ? Bekleyecektim biraz daha. Klişe hala kapıdan beni izliyordu, seviyordu beni, ama ellerimi bağlamasını sevmiyordum.
    ···
  12. 12.
    +29
    'Final Part'

    Sözlerime Necip Fazıl'ın dizeleriyle başlamak istiyorum beyler.

    Gideriz nur yolu izde gideriz
    Taş bağırda sular dizde gideriz
    Bir gün akşam olur bizde gideriz
    Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim...

    O şarkı dudaklarda kalacak beyler.

    Biraz hıçkırık.
    biraz öksürük.
    Gözlerimden akan yaşlar.
    Önümde duran bembeyaz bir sayfa,
    Başlarken bu kadar zor olacağını tahmin etmediğim bu yolda,
    Önüne geçemediğim gerçekler ve yapılan bazı hatalar var.
    Yazdığım hikayelerin türü hep değişirken baki kalan tek bir şey var. Ölüm.
    Belki biraz hayalgücü, belkide benliğime saplanmış olan bütün acıları
    Dışarıya vurma içgüdüsüyle yazdığım bir kaç satır yazı,
    Bir kaç paragraf anı var önümde duran.
    Hepinizin merak ettiği şey olan bu hikayenin 'sonu' yok.
    En azından şimdilik. Bu hikaye benim hayatım, hissettiğim şeyler,
    Kurduğum hayaller, hiçbir zaman sahip olamadığım öfkem sevgim ve benliğim.
    Sürekli aradığım bir kollanma hissi, galdaş, selim abi, şeyh kad-ri, klişe, zemheri, arda...
    Sürekli aradığım bir dostluk, furkan, ezgi, zemheri, klişe, kağan..
    Ama hiçbir zaman dönüşemediğim bir ceset.

    ŞARKIMIZ : https://soundcloud.com/ke...um-bozuk-aksan-k-r-k-plak

    Bu başlığın altında bayamlik reyis nick'li yazarın, hayatının ne kadar taktan olduğunu okudunuz beyler. Bu karaladıklarım rakı kadehinin dibinde kalan son damlalardı. Bayamlik reyis bu hikayenin sonunu tamamlamadı beyler, o yüzden hepinizden özür diliyor. Çünkü sonunu kendisi de bilmiyor. ŞARKIMIZ'ın sonundaki Cem Karaca kesitine dikkat beyler.
    Parçanın sahibi Ketum a.k.a Göktuğ Özdemir' e içimde kalan şeyleri, anlatmam gereken hisleri dökebileceğim bir düzlem oluşturduğu için sonsuz teşekkürler. Ben bayamlik reyis, yazdıklarımı okuyamıyorum, her yer yine bulanık. Her hikayemde bahsettiğim ağlama seanslarım yine başlamış durumda. Bu satırları yazarken geriye dönüp bakıtığımda, kendimi biraz daha iyi hissettiğimin farkına varıyorum. Şu anda laptop'un plastik gövdesine sürtünen bileklerimdeki kegibler fazlasıyla acıyor. Yeteri kadar yazdım, yazdıklarım birer hikaye, anlatılanlar kurgu, hissedilenler gerçek. Kaliteli falan yazmıyorum ben, sadece anlattığım şeyler samimi geliyor size, çünkü az çok herkesin hissettiği şeyler bunlar. En başında dediğim gibi şimdi de diyorum, sonu yoktu bu hikayenin, entrylere yaşadığım duyguları gömüp bir içimdekileri azaltmaya çalıştım, biraz daha iyi hissedebilmek adına. Normalde bu entry bu kutucuklara girdiğim son entry olacaktı. Ama teşekkür etmem gereken yüzlerce arkadaşım oldu burada, biraz daha iyi hissetmeme yardımcı olan o kadar çok insan varki, gecenin ilerleyen saatlerinde, yazdıklarımı görebildiğim vakit, gözlerimden akan yaşları durdurabildiğim vakit, onlar için ayrı bir metin bırakacağım bu kutucuklara. Hikayenin sonuyla ilgili, Final Part'ta bahsetmek istediğim bir şey var ise o da;

    Henüz ölmedim, damarlarımdan akan kan, dünyayı çerçevesinden izlediğim gözlüğüm buna izin vermedi. O kafede babamı bekliyordum, babam geldiğinde hikayeyi bitirmiştim. Bir gün öleceğim ve sonunu orada tamamlarım.

    Bu arada unutmadan beyler,

    Öpcük.. Öpcük..
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      Öl de ölelim reyis Biji serok bayamlik
      ···
    2. 2.
      0
      Ha goca reis
      ···
  13. 13.
    +28
    Zemheri bana doğru geliyordu, yine susacağımızı sanıyordu ama konuşacaktık, kaçıracaktı beni bu şehirden, herkes korkardı Zemheriden.

    Yanıma oturduktan sonra biraz zaman geçti, kelimelerimi özenle seçip başladım konuşmaya.

    Beni buradan kaçırman lazım Zemheri, dedim.
    ···
  14. 14.
    +28
    Anlayabiliyordum onu, çok ağır şeyler yaşamıştı ve çok ağır ilaç tedavileri görüyordu, deliydi sonuçta, herkes benim gibi akıllı değildi bu şehirde. Kızmayacaktım Zemheriye..

    B: Güzel kaçtık Zemheri
    Z: Bunu yapmamalıydın tombul..
    B: Neyi ?
    Z: Kaçtığımızı hiçkimseye söylememen gerekiyordu
    B: Sana söyledim sadece Zemheri..
    Z:Ben hiçkimseyim tombul.
    ···
    1. 1.
      +4
      Vay.. (:
      ···
  15. 15.
    +28
    Uyumak istiyorum klişe ışıkları kapatalım dedim. Tamamdır tombul kapatırım dedi.

    Cebinden iplerini çıkardı yine, bağlayacaktı ellerimi. Bağlamasak olmaz mı bu gün çok üzüldüm klişe, bu gece bağlamasak olmaz mı ? dedim.
    ···
  16. 16.
    +28
    Klişenin koluna sıkı sıkı sarılmış, dikkatlice anlattıklarını dinliyordum. Klişe bahçede gördüğümüz delileri ve biliyorsa hikayelerini anlatıyordu.

    Dans eden kızı sordum ona, onu görünce hep şiir yazmak istiyorum ama yazamıyorum klişe bana yardımcı olur musun dedim. Üzüldü klişe ama belli etmiyordu, anlamıştım ben. Bende bilmem ki şiir yazmayı tombul çocuk, ama seni birisiyle tanıştırabilirim dedi.

    Tanışmak istemiyordum kimseyle, kaçacaktım zaten buradan, biraz zaman geçiriyordum sadece.
    ···
  17. 17.
    +27
    Z: Seni buradan kaçırırım ama bir şartla tombul..
    B: Ne istersen yaparım Zemheri ?
    Z: Tamam o zaman, buradan kaçtığımızı hiç kimseye söylemeyeceksin ?
    B: Tabi ki söylemeyeceğim, şartın ne ?
    Z: Söyledim ya tombul..
    B: Şartın kimseye söylememem mi ?
    Z: Hayır kaçtığımızı hiç kimseye söylememen.
    B: Ne farkı var Zemheri ?
    Z: Sen dediğimi yap.

    Yukarıdaki diyalog geçti Zemheriyle aramızda, etrafı gözlemledi, kafasında bir plan kurdu, kelimeleri sayıklıyor, nasıl kaçacağımızı tam olarak ekgibsiz planlamak istiyordu. Yaklaşık bir saat sonra benimle gel dedi ve kalktı Zemheri.

    Takip ediyordum onu, yavaş adımlarla ilerliyorduk, biraz uzaklaştık banktan. Durdu ve etrafına bakındı ;

    Sakın kimseye söyleme tombul çok iyi kaçtık, dedi.
    ···
  18. 18.
    +27
    O yüzden bağlayacağım, üzülünce yüzünü paramparça ediyosun sen, uyurken üzülürsen kendine zarar verirsin tombul dedi. Yalan söylemeyi severdi klişe, hep yalan söylerdi. Ellerimi bağlayacaktı ama dövmeyecekti bu gece beni. Uyumak istemiyordum, bende yalan söylemiştim klişeye, nasıl kaçacaktım buradan ? Ne zaman yapacaktım ? Etrafımdaki herkes deliyken kimden yardım alıp, kime güvenecektim ki ? Bunları düşünüyordum, evimi özlüyordum. Ailemi özlüyordum..

    Size ailemden bahsetmiş miydim ?
    ···
  19. 19.
    +27
    Aslında pek de umursamıyordum Zemheri'nin birisini öldürecek olmasını, kendimi kesmiştim ben, umrumda mıydı ? Değildi.

    Bir şeylerden korkmak, bir şeylerden çekinmek benim hayat felsefemdi, kronik üzgündüm zaten. O kadar üzgündüm ki, mutlu olduğumda ağlıyordum artık.

    Kimse yoktu yanımda, adam yürümüyordu bu gece, klişeyi özlemiştim, istenilene aşık olmuştum, Zemheriden korkuyordum. Ne taka yarardım ben ? Delilerin ne kadar deli olduğunun önemi, ne kadar önemliydi ?

    Birden O geldi aklıma. Sahiden günlerdir görmüyordum onu, belkide aylardır..

    Tahmin edebileceğiniz gibi şiir yazmak istedim hemen, üstümde bir deli gömleği, zihnimde prangalar vardı. Bu şartlar altında şiir yazmam imkansızdı, deliler bu yüzden delidir işte, taktan şeyleri düşünüp önemli şeyleri atladıkları için delirirler.

    Şiirlerim ölümün varisi, sana ne kadar saçma gelirse
    Maalesef ki, ben o kadar gerçeğim.
    Derdim değil uyak, biraz daha şarap ver.
    Çocukluktan kalma sorunlarım var ve faraş olmuş duygularım
    Açık yaraya şarapnel..
    ···
  20. 20.
    +27 -1
    Klişe beni birazdan dövecekti, ama bunun bir önemi yok. Elimdeki bıçaktan akan kanlar Zemheriye aitti. Ölüyordu Zemheri, tamirci işini yapmaya devam ediyor, klişe tamirciye daha ne kadar süreceğini soruyordu bu işlemin.

    Zemherinin ölmesini umursamamışlardı, Zemherinin cesedini çiğneyerek yanıma geldi klişe, bu onun için o kadar önemsizdi ki, niye yaptığımı sormamıştı bile.

    Görmemişlerdi Zemheriyi öldürdüğümü, hiç görmemişlerdi zaten onu. Klişe korkmuyordu Zemheriden, zaten Zemheriyi burada bir tek ben biliyordum, bunu itiraf etmek zor ama Zemheri diye birisi yoktu zaten .
    ···