/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +2
    cinlier ateşten yapılmıştır son model su tabancalarıyla üstesinden geliriz konu çop + kilit

    not: cin diye bir şey yok
    ···
    1. 1.
      +1
      Su tabancası ehuehuehu
      ···
    2. 2.
      0
      Itfaiye birliği
      ···
  2. 52.
    +3 -1
    Dehşet içinde yavaş ve emin adımlarla metal tekerlekten aşağıya inmeye başladım. Dudaklarımda gri kabuklar oluşmuş, parmak uçlarım turuncu bir tozla kaplanmıştı. Ayağımı koyduğum demir parçası bazen büyük bir gürültüyle kopup yere çarpıyor bazende inatla turuncu yığına tutunuyordu.

    Bastığım demir parçası buraya onlarca yıl önce koyulmuştu. kabinlerin renkleri güneşte solmuş onları sabitleyen zincirlerin çoğu kopmuştu.

    Birkaç dakika içinde yere indim. Timuçin yanındaki azmanı dürterek. Baksana lan adam ölmedi dedi kahkahalar içinde. Sonra beni önlerine katıp kamp alanına kadar arkamda konuşarak takip ettiler. Bir yandan da sigaramı içiyorlardı binler.

    Yanındaki elemanında isminin Emir olduğunun öğrendim. Kısa saçlı, beyaz tenli bir adamdı Timuçine göre daha uzun ve daha yapılıydı. Konuşması ve mimikleri görünüşünün aksine daha çocuksaydı. Ama gözlerinde beni rahatlıkla öldürecek vicdansızlığı gözlerinde hissedebiliyordum.

    Çok geçmeden kampa girmiştik. Kendimi yavaşça bir yere bıraktım ve soluklanmaya başladım. Ama grup lideri olarak düşündüğüm esmer elemanın beni rahat bırakacağını belliydi gelip saçlarımdan tutarak beni kaldırdı.

    -Önce rapor sonra dinlenme. dedi kaba sesiyle
    -Önce su sonra rapor. dedim acıyla titreşen bir tonla. Bu cevabım onu sinirlendirmiş olacak ki saçlarımı daha sert sıktı.
    -Ön-ce su son-ra ra-por. dedim tekrardan. Esmer bininde benle uğraşacak zamanı yoktu. beni Timuçinin önüne doğru fırlatım hırsıza biraz su ve sigara verin ben birazdan gelirim dedi.
    ···
    1. 1.
      +1
      Panpa hikayen efsane olacak gibi geliyor yarıda bırakma giberim belanı
      ···
  3. 53.
    +2
    En azından Diyarbakır'daki k*ürtlerden kurtulmuşuz kardeş eyw
    ···
  4. 54.
    +3 -1
    Aslında ölmek bu durumda o kadar da kötü değildi. Nasıl olsa bu demir yığının üzerine çıkarsam kemiklerimin kırılması sonucunda ölecektim. Burada direnirsem kan kaybından.
    Timuçin benim düşünceli halime sinirlemiş olacak ki sırtıma küçük bir çizik attı.

    Acımıştı ama fazla hissetirmedim. Burada bu adamların insafına kalamazdım. Hazırlandım. Ve turunculara bürünmüş demir yığınına ilk adımımı attım. Her rüzgar esişinde ve benim her adımımda korkunç bir gürültüyle cızırdıyordu bin demir yığını. Korkuyordum her adım attığımda daha çok korkuyordum.

    Zamanla her aşağıya baktığımda Timuçin ve diğer eleman daha çok kayboluyordu. Acaba kaç metreydi bu dibına goyduğumun pas kütlesi. Her adım da baştan besmele her bakışta bir dua her cızırtıda bir sure okuyordum.

    Normalde de yüksekten korkan adama ne yaptırıyorlardı.
    ···
    1. 1.
      +1
      kardeşim tebrik ederim gerçekten kurguna hayran kaldım bu başlık uçar benden söylesi yalnız kesinlikle yanlış anlama bazı yerlerde mesela metor düşerken buraga efendim diye teldon açmak biraz mantıksız geldi bana umarım bu yazııyy anlayışla karşılarsın ama kurguna hayran kaldım tebrik ederim
      ···
      1. 1.
        +2
        Teşekkürler panpa eleştiri geliştirir.
        ···
    2. 2.
      0
      Rez...
      ···
  5. 55.
    +3 -1
    Düşünceler ve o anki duygular dağıldı etrafımdan. Ölümleri tekrardan düşündüm geride bıraktıklarımı öldürdükleri mi ölüme terk ettiklerimi kalbim yeniden kasvetlenmişti.

    15-20 dakika geçmişti artık uyumuşlardır diye düşünüyordum. Sessiz bir hareketle ayağa kalktım ve uzayan sarı otların arasında ağır adımlarla kampa doğru ilerliyordum. Amaç nöbetçiyi bayıltmak ve erzakları çarpıp yoluma devam etmekti. işin iyi yanı nöbetçi dikkatsiz ve bana arkasını dönmüş bir aptaldı. Hafif hışırtılar ve tenimi okşayan ılık rüzgarla beraber ağır ağır ilerliyordum.

    Yavaşça gardımı aldım ve rüzgardan bile daha sessiz bir şekilde kampın içine sızmıştım. Şimdi adım attığımda ayağımın sağında solunda biri tulumuna girmiş uyuyordu. Ama beni tehdit eden uyuyan kızlar değil. Uyanık nöbetçiydi. Ağır adımlarla Nöbetçiye yaklaşmış artık aramızdaki mesafe birkaç metre olmuştu ki. Bir anda kendimi kaybettim ve yere yüzükoyun kapaklandım. Gözlerim bulanıklaşıp vücudumdan çekilen kanı hissetmeye başladım. Galiba bayılacaktım.
    ···
  6. 56.
    +2
    beyler bu günlük bu kadar yeter yarın dörtte görüşmek üzere.
    ···
  7. 57.
    +3 -1
    Herkes tvlere bakıyor ağlayarak birilerini arıyorlar. Aradıkları insanları uyarıyorlardı. Artık maddi ve bünyevi hiçbir şeyin anlamı kalmamıştı. Büyük son için dua edenlerde vardı canı için son gücüyle evine koşanlarda.

    Tv de dev yeşil ışıkların biraz önce Brezilya Yemen Endonezya gibi ülkere çarptığını gösteriyor onbinlerce yaralı ve ölü olduğundan bahsediyordu. Haberi sunan Star Tv muhabiri kadın Türk halkına güvenli noktalara erzak ve yağmaya karşı silah alarak sığınmamızı istiyor Ordudan destek istememizi söylüyordu. Kadının daha söyleyecekleri bitmemişti ki Tv yayını gitmiş. Ordu ülkenin her yanında sirenleri çalmaya başlamıştı.

    işte 23 yıllık hayatımda ilk kez korkuyu gerçekten yaşamıştım.
    ···
  8. 58.
    +2
    Hikaye hakkındaki yorumlarınızı bildirin beyler mesaj olur entry olur.
    ···
    1. 1.
      0
      niye bıraktın lan devam etsene
      ···
  9. 59.
    +2
    kürtler cinlere katılır amk
    ···
  10. 60.
    +2
    Sürünüyor bir yandan menzil dışına çıkmak istiyordum, Kalkıp koşmalıydım dikkatleri üzerime çekmeliydim ama bir türlü başaramıyordum.

    Sağıma soluma saplanan kara oklar beni korkutuyor yaşama isteğim diğerlerinin hayatını kurtarma isteğine galip geliyordu. Aklım karışmıştı.

    Çimlerin arasına iyice sinmiş çantamı da kafama siper etmiştim. Aradan olanları izliyordum. Oklar hedef bulmaya başlamış bir adamı daha öldürmüştü.

    Derken ağaçların arasından biri koşmaya başladı bir kız Zeynep. Tüm yaylar ona dönmüş arkasından ateşleniyordu. Vızzz! Vızzz!...

    Bu durumu görmezdim. Çantamın arkasına sinmiş gözlerimi kapatmıştım. Ama o da ne bizimkiler ateş diye bağırmaya başladı.

    Zeynep Zeynep karşıdaki beton yığınına kadar hedef almadan koşmuş bizimkilere karşılık verecek kadar zaman kazandırmıştı. Kadınlar oklarıyla cinleri püstürtüyor, Timuçin ve diğerleri ağır adımlarla cinlerin mevzisine doğru ilerliyordu.

    Hemen ayağa kalkıp dört beş adım atıp yere yattım arbaletimle ağaçların tepelerindeki cinleri hedefliyor onları bir bir düşürüyordum.

    Birkaç dakika içerisinde bir erkek daha saldırmak üzereyken oklanarak öldü ama kapı tarafı tamamen temizlenmiş ağaçlarda da okçu kalmamıştı.
    ···
  11. 61.
    +2
    bütüm ömrüm boyunca bu tarz filmler ve kitaplar okuyabilirim. hiçbir zaman heyecanını yitirmiyor
    ···
    1. 1.
      +3
      Allah bizde beyler rahat olun
      ···
    2. 2.
      0
      ahahahaaahaha
      ···
  12. 62.
    +3 -1
    filmi cekilir
    ···
  13. 63.
    +3 -1
    Benden hoşlanmadığını anlamıştım ama nefret etmesi gerçekten kötü olmuştu. Ama şuan son sorunum bir grupta yer edinmekti. Bana çantamı ve bir paket sigaramı verip salsalarda oldukça mutlu olurdum. Zeynep beni sert bir şekilde esmer binin önüne düşürmüştü.
    Sonra elemana dönerek ben yatıyorum dedi. Oda onaylayınca kampta ayakta olan bir biz kalmıştık ateşin başındaydık. Herkes tulumlarına girmiş uyuyorlardı ya da geçen gece bana yaptıkları gibi tetikte bekliyorlardı.

    Patron konuşmaya baladı. Bu adam 40lı yaşlarında olmasına rağmen oldukça fit ve atletik bir adamdı. Uzun beyaz sakalı ve kısa saçlarıyla emekli bir subaya benziyordu. Sanki endişeli ve birazda umutla bakıyordu bana. Korkuyor aynı zamanda bu işten sıyrılabileceğimi düşünerek konuşuyordum.

    -Hırsız
    -Efendim
    -Bana Konyadan bahset
    -Bende bir şey bilmiyorum birkaç ay önce bir cini öldürmeden önce konuşturdum. Konya da isyanların başladığını cinleri püskürttüklerini anlattı.
    -Oraya gidebilir miyiz?
    -Evet elbette.
    -Kuşağımın arasından haritamı çıkardım.
    -Onu nasıl sakladın seni iyi arayamamışlar -Aptallar-
    -Merak etmeyin başka her şeyimi aldılar
    -Haritayı ateşin yanına koydum. Bir sigara rica edip biraz su içtikten sonra. Ankara kalesinde kurduğum planı açıklamaya başladım.
    ···
    1. 1.
      +4
      zeynep ve ahtapot ilerde sevgili olurlar
      ···
    2. 2.
      0
      Jon snowla yabanilerdeki kızıl kızın oldugu gibi ayni durum amk
      ···
  14. 64.
    +2
    Söz verdiğim gibi saat 12 ve ben buradayım.

    Neyse beyler Timuçin omzumu tuttu ve Patrona döndü.

    -Patron bu hırsıza güvenecek miyiz?
    -Timuçin bu adam bana çok özel bilgiler verdi.
    -Ne diyorsun Patron

    Bu sırada arkamızda hala cinlerle çarpışanlar vardı. Tek tük te olsa hala saldırıyorlardı.

    -Timuçin bunu burada konuşamayız şimdi onu izleyelim olmazsa boğazına bir ok saplarız.
    Bu tehdit beni korkutmuştu ama yine de tek çarem onlara güvenimi kazandırmak ve sömürebildiğim kadar kaynaklarını sömürmeliydim.
    ···
    1. 1.
      0
      devam pampa
      ···
  15. 65.
    +2
    Beyler kusura bakmayın elimde olmayan nedenlerden dolayı Haftasonları biraz az gireceğim sözlüğe. Şu an bir kitap yazıyorum, bir yayın eviyle anlaştım aynı zamanda üniversite okuyan fakir bir bin olduğum için çalışıyorum. Bir yandan da her zaman yanımda olan inci sözlük ailesine bir şeyler yazıyorum. Saat 1 de burada olacağım çok uzun bir part atacağım.
    ···
    1. 1.
      0
      bekliyoruz hikayeyi yarım bırakma da
      ···
  16. 66.
    +2
    Saatler geçmiş, gözleredeki yaşlar yavaş yavaş kurumuş duygular daha da körelmişti. Herkes bir yere odaklanmış düşünüyorlardı. Buradan sonrası nasıl olacaktı bunu düşünüyorlardı. Bu adamların hepsi emir almaya o kadar alışmışlardı ki kendi iradelerini artık kaybetmişlerdi.

    Nefisleri körelmiş duyguları törpülenmişti bu adamların artık emirlere itaat eder, hayatlarını kontrol edemezlerdi. Bu adamlar insandan çok daha çok artık bir melek gibiydiler.

    Patronun ölmesi, içlerinden birinin ölmesi gibi değildi onun ölmesi artık çobanını kaybetmiş bir koyun sürüsü gibi olmalarını sağlamıştı. Artık emirler yok artık yol gösteren yok artık özgürlük ve düzensizlik vardı. Disiplin ve hedefler gitmiş yerine kargaşa ve başıboşluk gelmişti.

    Bende içimden birşeyler kaybetmiştim. Her ne kadar bir asker olsa da Patron kafa dengi ve mantıklı bir adamdı. Timuçin acaba Patronun diyeceğini uygulayacak mıydı yoksa kendi kafasına göre mi davranacaktı. Bu çekik gözlü asker beni oldukça ürkütüyordu.

    Yaslandığı meşe ağacının önünde neler ddüşünüyordu acaba, kestirmesi oldukça güç bir kuramdı bu.

    Saatler akıp geçmişti. Aklım yine o güne kayıverdi, gözlerimi hafif kıstım ellerimi ve ayaklarımı tamamen saldım derin derin nefes almaya ve arkama yaslanmaya başladım.

    "Mermi sesleri çığlıklar ve peş peşe yıkılan dev binalar. Dehşet doluydu. Yollara çarpan postal ve pençe sesleri. Yolların kenarlarına ve kraterlere biriken kara ve kırmızı kanlar. Yerlere düşen kılıçlar, g3ler miğferler, roketatarlar, cesetler vb.

    Ülkenin hatta dünyanın dört yanı işgal altındaydı. Kışla hala son ses siren çalıyordu.

    Birden tam tepemizden bir f16 geçti adından bir tane daha ve ardından bir tane daha, ardından kızılay avm ve güven parkta meydana gelen korkunç patlamalar, jetler ardından Konur sokak ve Sakarya caddesini de bombaladı.

    Bomba seslerinin ardından helikopter seslerini boğdu, kışlandan birkaç Skorsky helikopteri kalmış, Kızılay'ı ve Maltepe caddesini tarıyor arada korkunç patlamalar yaşatıyorlardı. Biz ara sokaklarda koşarak canımızı kurtarmak için çabalıyorduk"

    -Hırsız. diye bir sesler kendime geldim bu Timuçindi. Diğerlerine dönerek
    -Ya bu hırsız olmasının yanında hem sağır hem de deli bu adama mı güveneceğiz? sonra bana tekrar dönerek.
    -Lan hırsız bin.

    Beni sinirlendiriyordu bu adam öfkeleniyor fakar şimdilik ses çıkarmıyordum.

    -Sana diyorum lan
    -Efendim
    -Bak bana şerefsiz yaratık, adamlarımız öldü eğer bu tekrarlanırsa , Konya ya parça parça gidersin. Bunu kulağına küpe yap.
    -Tamam
    -Hah akıllı ol hırsız

    Kalktım ayağa ve Akdeniz caddesinin delik deşik ve üzerinde koca bir tankın olduğu lacivert yolunu gösterdim.

    -Buradan devam edeceğiz.

    Herkes ayağa kalktı artık 14 kişi kalmıştık. 6 kadın 8 erkek. Hedef Milli kütüphaneydi ve yaklaşık yarım saatlik mesafedeydi. Gecenin karanlığı da dahil.

    Zeliha hala için için ağlasa da Zeynep yılların askeri olması onun bu durumu kolay atlatmasını sağğlamış olmalıydı. Yüzünde kararlı ve nefret dolu bir bakış vardı. Hamza üzülmekten çok korkmuştu, galiba Patronu sevmekten çok bir koruyucu gibi görüyordu. Artık onun büyülü korkuma iç güdüsü yoktu artık benim pasif yaşam mücadelem ve Timuçin'in panik öfkesi vardı.

    Bu özellikler bizi ne kadar hayatta tutardı bilmem ama artık daha fazla yiyeceğimiz ve suyumuz vardı.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    +3 -1
    Birden telefonum deli gibi çalmaya başladı. Ev arkadaşım arıyordu. Telefonun hemen açtım, içimdeki şok ve endişe duygusu bir an içinde olsa dağılmıştı. Karşımda dehşet verisi bir ses tonu yükseliyordu.

    Ahtapot: A
    Burak:B

    B: Ahtapot, lan
    A:Efendim Burak
    B:Dışarıda mısın? Lan görmüyor musun olanları
    A:Görüyorum görüyorum. Kıyamet sanırım
    B: Değil daha kötüsü neredesin şu an
    A:Kızılayda sen
    B:Maltepe buraya gel çabuk
    A:Tamam.

    Bir anda üzerime toplanan ölü toprağını atmış koşarak Maltepeye doğru harekete geçmiştim. Sırtımda çantam cebimde biraz para ve sigaram vardı.

    Koşar adımlarla Maltepeye varmıştım. Hemen cebimden telefonumu çıkardım numaraları çevirdim ve aradım fakat telefon çalmıyordu bile. Demek ki tüm tv ve haberleşme yayını kesilmişti.

    Koca Maltepenin içinde koşuşturan insanların arasında Burakı bulmak hiçte kolay olmayacaktı. Gözlerimle kaldırımları taraya taraya hafif tempo koşmaya başladım. Maltepe pazarının önüne gelmiştim ki Biri kolumdan beni çekerek pazzarın içine soktu.

    Karşımda kirli sakalı ve büyümüş gözleriyle Burak vardı.
    -Neler oluyor lan Ahtapot
    -Bilmiyorum lan
    -Eve gitmemiz gerekiyor.
    -Ne evi lan Ordudan sığınma talep etmeliyiz
    -Sincan çok uzakta lan
    -Ne ya...

    Derken sokağa bir meteor düştü. Ardından bir başkası daha. Ardından dahada fazlası hızla aslaftı deliyorlarlardı. Melik Gökçek ne yapıyordu acaba şimdi düşündürücü hatta üzerine bir makale yazılabilecek güzel bir konuydu bu.

    Neyse beyler. Sokaklara düşen her meteor birkaç kişinin canını daha alıyordu sokaklar 1 buçuk metrelik yeşil meteorlarla doluyordu. Binanın üzerine çarpan her meteor etrafı biraz daha sallıyordu.

    Bunları düşünürken sigaramın bittiğini fark ettim artık harekete geçmek zorundaydım.
    ···
    1. 1.
      +2
      Yıl olmuş 2024 hala Melih Gökçek var ama şaşırmadım.
      ···
      1. 1.
        +2
        ibrahim Melih Gökçek 2023 yerel seçimlerinde yerini torunu Melih Gökçek'e bıraktı.
        ···
      2. 2.
        +7
        Sir II. Melih Gökçek Jr. desene. Yanlış anlaşılıyo.
        ···
  18. 68.
    +1
    rezzzerved
    ···
  19. 69.
    +1
    saat 2 defa 1 oldu hala yoksun kolundaki vakumunu gibtimin ahtapotu cabuk yaz giberun
    ···
  20. 70.
    +1
    lan daha ebedi çıkmadım tf başlatmayın amk
    ···