• 1 / 1 / 4819 entry
  • 823 başlık
  • 1,820.78 incipuan

ortadakidedeninbozbykusu "Samimiyetinizi Sikeyim"

  • 0
    saat beş kırk beş
    beş yirmi
    ···
  • +1
    saat beş kırk beş
    imreniyorum , öylesine imreniyorum ki dostoyevski’ye, romanlarında karakter olmak istiyorum. Keşke aklımdaki olan biteni sayfalara dökseydi de hafifleseydim diye geçiriyorum içimden. Ah işte yine geliyor. Kimsenin olmadığı bu saatlerde aklıma yine o geliyor. Sevmiyor kalabalığı ,çoğunlukla yalnızken sanki beni anlamak için geliyor. Makar Alekseyeviç gibi anlatmak istiyorum kendimi ona. Tam niyetleniyorum anlatmaya , gözlerindeki anlayışsızlık beni korkutuyor. Kimseler yokken , ruh bekçileri uyurken geliyor evet ama sabah lakaytlığıyla geliyor. Vazgeçiyorum anlatmaktan. Birazdan gidecek , biliyorum bu hissi. O gitmeden, ‘’Mektuplaşalım mı? Belki anlatacaklarımız, anlaşılacaklarımız vardır diyorum. Dudaklarında oluşan gülümseme beni de sarıyor ve gidiyor...
    ···
  • 0
    saat beş kırk beş
    Saat 5:45.Gökyüzünde kızıl bir karanlık var.1 senedir hangi evin bahçesinde olduğunu bilmediğim Horoz yine ötmeye başladı.1 saate şafak sökecek ve bu durum bende rahatsızlık uyandırıyor.Son nefesi aldığım sigaramı söndürüp Dostoyevski’nin insancıkları’nı okumaya devam ediyorum.
    ···
  • 0
    bu fotoğrafın sizde yaptığı çağrışıma göre
    capon ferresi bu
    ···
  • 0
    geçen dedemlere köye gittim
    Dönemimi yeni bitirdiğimin bildiği halde sorması şaşırttı. Daha ilk günden torunundan sıkıldın heralde , daha bir ay var dede diye takıldım gülerek. Cevap vermedi.

    O sırada babannem demlediği çayla sofraya geldi. Güler yüzü sofradaki anlamsız gerginliği biraz olsun zütürdü. Tam çayları koyacaktı ki ; yüzünü ekşiterek koluna noldu senin diye sordu ?

    ilk bakışta bir şey farketmedim.Sol elimle kolumu yokladığımda ise dirseğimde mukusumsu iğrenç bir şey hissettim.

    Kolumu çevirip baktığımda hafif kanlı kötü kokulu iğrenç bir sıvı bulaştığını gördüm...
    ···
  • +1
    geçen dedemlere köye gittim
    Hem meraktan hem de odayı havalandırmak için pencereyi açtım. biraz da bahçedeki tavukları izledim , ne sıcak ne soğuk tam bir bahar havası vardı.

    babannem çoktan kalkmış kahvaltıyı hazırlamak üzereydi. yer sofrasına kuruldum ve az sonra sofraya dedem de geldi. biraz lafladıktan sonra akşamki olayı anlattım.

    Birden ciddileşerek hiçbir şey demeden gözümün içine bakmaya başladı. Endişelenmiş bir hali vardı. Noldu dede hayır mıdır ? diye sorsam da bir şey demedi. Okuluna ne zaman dönücen diye konuyu değiştirdi.
    ···
  • +1
    geçen dedemlere köye gittim
    Şansıma elektrikler kegibmiş o gün. Gece gece canım sıkıldı , uykuda bastırdı. Uyumak için odaya geçtim.

    Duvarda daha önce farketmediğim bi tablo gördüm. ilgimi çekti , uzaktan telefonun ışığıyla biraz inceledim.

    Birden saçkıran , ağzı salyalı , pörtlek gözlü , tuhaf tuhaf bakan bi adam görür gibi oldum..

    Uyku sersemiyim, yansıma falandır gibtir et diyip yattım.

    Sabah kalktığımda tablonun olduğu yerde aslında pencere olduğunu farkettim...
    ···
  • 0
    insanlarda ki bu umursamazlığın nedeni ne
    uppupupp
    ···
  • -2
    tertemiz delireceğiz
    şöyle tertemiz delirmek istiyorum.
    ···
  • 0
    bir insana gereğinden fazla iyilik yapma
    karşındaki kötü niyetliyse zaten yaptığın iyiliğin bir karşılığı olmayacak.

    karşındaki iyi niyetli biriyse de kaldırabileceğinden fazla iyilik ters teper. Sana karşı soğuk davranmaya , senden uzaklaşmaya başlar.

    iyi niyetli bir insan, senin yaptıklarına karşı sana bir şey sunamayacağını hissediyorsa , pgibolojik olarak sana bağımlı olacağını düşündüğünden senden uzaklaşır.
    ···
  • 0
    elimde 2300 tl var
    iradeliysen borsaya at 2 seneye 3500-4000 yaparsın
    ···
  • 0
    ketumun hikayesi
    Ders başlayalı 10 dk olmuştu. Profesörden yiyeceğimiz azarı düşünüp hadi kalkalım ders başlamış dedim. Selamlaşıp sınıfa çıktık. Beklediğimin aksine profesör bu sefer aldırış etmedi. Ders başından beri henüz açmamış olduğum defteri alarak ilker'in yanına geçtim.
    ···
  • 0
    ketumun hikayesi
    Masada dönen şakalaşmalara ilgilendiğimi , rahatsızlık duymamadığımı belli etmek için gülerek katılıyordum. arada naptın o işi , falanca zamanda falancaya katılacak mısın diye ikili kısa diyaloglar kuruyordum. Sanki bu diyaloglar hayat mesaisinin bizlere yüklediği sorumluluktu. Mesai gece çöktüğünde , herkes odasına çekilip yalnız kaldığında bitiyordu. Asıl hesaplaşmalar, meraklar,düşünceler, istekler o zaman ortaya çıkıyordu. Ve bu duygular gün içerisindeki göstermeye çalıştıklarımıza hiç benzemiyordu. Yine de çoğu insan işini severek, inanarak yaparak iyi bir iş ortaya koyuyordu.Bu da işini kötü yapanların ortaya çıkmasına neden oluyordu.
    ···
  • 0
    ketumun hikayesi
    bunlar diğerlerine göre daha samimi sayabileceğim arkadaşlardı. Kaç senedir ne kadar şaka kaldırabilecek samimiyete ulaşsak bile muhabbetlerine katılacak sıcaklığı yakalayamıyordum. Bu konuşma acizliğinden ya da aşağılık kompleksinden kaynaklanan bir durum değildi. Sanırım yaşadıklarım ve karakterim yeni insanlara karşı daha az sempati duymamı sağlıyordu. Bu durum ya tecrübelerimin kazandırdığı insanlarla olan ilişkilerimin geleceğini görme öngörüsünden ; ya da yaşadıklarımın , duygularıma ve pgibolojime olan hasarından kaynaklanıyordu. Sonuç olarak elimden gelen gösterdikleri samimiyete karşı göründüğümden daha az mesafeli biri gibi davranabilmekti.
    ···
  • 0
    ketumun hikayesi
    Fakat zamanla büyümeye devam eden umursamazlık hastalığım bu prensibi de yıktı. Kendime olan bu samimiyetsizlik yüzünden yüzümde acı bi gülümseme oluştu. Konu açmak için ilker'e dönüp son zamanlarda sardığı ''pink floyd'a devam mı?'' diye sordum. Devam kanka diyip telefona yeni attığı bi kaç şarkısını gösterdi. Bu sırada hazırlık sınıfından tanışık bir kaç kişi de selam vererek , sandalye çektiler.
    ···
  • 0
    ketumun hikayesi
    kahvemden bi kaç yudum aldıktan sonra sigara paketinden bir dal çıkardım. sigarayı yakarken , sigaraya başladığım ilk zamanlarda topluluk içinde içmeme prensibim aklıma geldi. bu prensibi de özentilikle ve kendini ispatlama güdüsüyle içmediğimi kendime kanıtlamak amaçlı edinmiştim. bu samimiyetsizliğe düşme korkum ve duyduğum iğretiye minnettardım. belki de bu yaşıma kadar sigaradan uzak durmam da etken olan bu hislerdi.
    ···
  • +1
    ketumun hikayesi
    Ben yine dalmış gitmişken ilker dürttü ve -hayrola kanka yine ne sorguluyon diye sordu. sadece hiç diyerek o klagib tebessümle karşılık verdim. bahçeye çıkarken alfa çağatayların masayı süzdüm. o küçük telaşı görebileceğim bir çift göz yakalayamadım. Birden masadaki kızlardan biri kendini zorlacasına kahkaha bastı. güldüm. uzaktaki tenha bi masaya geçtik.
    ···
  • +1
    ketumun hikayesi
    Sevginin , aşkın , merhametin , sadakatin kutsallığına da işte bu yüzden inanırım. işte ilker'in o samimi mahcubiyetini , ortamcı tolganın, berkenin... masasında alacağım popüleriteye bu yüzden değişmem.
    ···
  • 0
    ketumun hikayesi
    Bu benzetmeleri Adaletsiz , kabullenilmez görmemizi sağlayan bu eylem arasındaki ince çizgidir. Eğer bir canlının eylemi , başka bir canlının çıkarını kötü yönde etkiliyorsa bu kötü çıkardır. Günlük hayatta çıkarcı, menfaatçi diye tabir ettiğimiz kişiler eylemlerini bu çıkar için yaparlar. Fakat bir annenin çocuğuna gösterdiği sevgi , duyduğu merhamet öyle değildir. Çocuğuna zarar vermez , kutsal bir fayda sağlar. Anne duyduğu bu sevgi ile mutlu olur. çıkar sağlar.
    ···
  • +1
    ketumun hikayesi
    Ben , canlıların tüm eylemlerini çıkar doğrultusunda yaptığına inanırım. Bir ayçiçeğinin güneşe yönelimi , köpek yavrusunun sevimli hareketleri , aslanın ceylanı avlaması ... bir hırsızın çalması da bir annenin çocuğuna gösterdiği sevgi de çıkar içindir. ne kadar ağır gelse de seri katilin eylemleriyle , bir insanın ibadeti çıkar noktasında çakışır.
    ···
  • +1
    ketumun hikayesi
    Kahveyi ilker'e uzatırken yüzündeki anlık mahcubiyeti gördüm. 10 kahvenin 8'ini samimiyetle ısmarlamam , gördüğüm o anlık mahcubiyet sayesindeydi. Hayır , insanların zaaflarından sadistçe alınan bir zevk değildi bu. Karşısındaki kişinin zekasını alaya alan iki yüzlü insanların(!) aksine niyetini açığa çıkaran , beklenilen küçük bir karşılıktı.
    ···
  • +1
    ketumun hikayesi
    Kantindeki abladan birer kahve istedik. Belki 50.ye alıyor olmama rağmen fiyatı hatırlamadığımdan 5 lira uzattım. artık rutinleşmiş onca alışverişten sonra bir fiyatı aklımda tutmama umursamazlığımı garipsedim ve utandım. Son zamanlarda bu umursamazlığın utancını çokca hissetiğimi farkettim. Ekmek alırken , yeni tanıştığım biriyle 3,4 hatta 5. karşılaşmamızda ismini hatırlayamadığımda... fakat bu umursamazlık kasti değildi. Duyduğum utançta bu yüzden olmalıydı.
    ···
  • 0
    girişim fikri üretmek ve geliştirmek
    upupupup
    ···
  • 0
    emre belözoğlu illumunati ifşa
    Upuoiooiop
    ···
  • 0
    gece 3 te gelen arama
    Sesim tekrar boğuklaştı...

    -Dinliyorum... Diyebildim.

    -Sana karşı tarif edemediğim , gömmeye unutmaya çalıştıkça büyüyen duygularım var. Uzun süredir direniyorum ama artık anlatmalıyım. En azından öğrenirsen biraz olsun rahatlayacağımı düşünüyorum...

    Hani bazen zamanın durduğu anlar vardır ya. Her şeyin flu olduğu, gerçeklik algısının kaybolduğu. napacağını , ne olacağını bilemediğin... öyle bir andı benim için.
    ···
  • daha çok