/i/İnanç

İnanç
  1. 51.
    +1
    Cevapları defalarca verilmiş olan konuları kopyala & yapıştır yöntemiyle forumlara, bloglara, sözlüklere gönderip duruyorsunuz.

    Kur'an Arapça olarak inmiştir. Kur'an'daki Arapçayı bilmeden sadece mealler üzerinden yorum yapmak doğru değildir. Zira Arapçadaki bir kelimenin kendisine göre farklı anlamları vardır, mealde o kelimeyi karşılayan kelimenin de kendisine göre Arapçadaki kelimede bulunmayan farklı anlamları vardır. Bu nedenle meal okurken anlayamadığımız konular olabilir. Farklı meallere ve tefsirlere bakarak anlamadığımız konuları gözden geçirebiliriz. Kur'an-ı Kerim değişmemiştir ve değiştirilemez fakat meal Kur'an-ı Kerim'in aslı değildir ve bazı sahtekarlar meallerle oynamaya kalkabiliyor. Bugün Hıristiyanların elinde Hz. isa'nın dili ile yazılmış bir incil yoktur, Latince ve Grekçe üzerinden tercüme yoluyla kendi dillerinde tahrif edilmiş incilleri okuyorlar. Cumhuriyetin ilk yıllarında Mustafa Kemal'in de Fransızca üzerinden Kur'an meali yaptırma niyeti olduğunu nakledenler (bunlar arasında Kazım Karabekir de vardır) olmuştur.

    Hıristiyanlığı yaymak maksadıyla açılan bazı sitelerde çok defa önceki ve sonraki ayet(ler)e bakıldığında rahatlıkla anlaşılacak konular bazen başından ve sonundan kesilerek veriliyor ve bu şekilde farklı anlaşılabiliyor. Allah'a inanmayan bazı kimseler de islam'a saldırmak için buna benzer bir yönteme başvurabiliyorlar. Örnek verecek olursak:
    "Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke'den) siz de onları çıkarın. " (Bakara 191)

    Halbuki ayetin tamdıbına baktığımız zaman devamı şöyledir: "Zulüm ve baskı adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir."

    Bir de önceki ve sonraki ayetlerle birlikte bakalım:
    "Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın. Ancak aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez.
    Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke'den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.
    Eğer onlar (savaştan ve küfürden) vazgeçerlerse, (şunu iyi bilin ki) Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Hiçbir zulüm ve baskı kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Onlar savaşmaya son verecek olurlarsa, artık düşmanlık yalnız zalimlere karşıdır."

    islam'a saldırmak için yapılan hileler genellikle bu şekildedir. Bunu yapanların söylediklerinin birçoğu da yeni değildir. Belki yüzlerce yıldır farklı gruplar veya kişiler bu konuları ileri sürmüş ve bunların cevapları verilmiştir.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Ben anlamiyorum sen anlamiyorsun o anlamiyor
      Ya da ben boyle sen oyle anliyorsun
      Mukemmel kuran insanlarin kafasini neden karstiracak sekilde bir dile sahip. 20 yildir hala kuranin mukemmel anlasilan, bilimle tam uydurulmus, dunyayi en guzel yonetebilecek bicimi ,ahlaki en guzel anlatan, insanlari dusunmeye iten tarafinin anlatildigi bi meal bulamadim cunku herkez gibinden salliyor islam bu degil islam bu degil. Buyrun kuran ne diyor.

      Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? Kamer-17
      ···
    2. 2.
      0
      Kur'an-ı Kerim'i anlamak için meal okumak yeterli değildir. Meal demek Kur'an'ın kendisi demek değil. Meali yazan kişi Arapçasını okur ve kendi anladığını Türkçeye aktarır. Türkçe sözcüğün de kendisine göre Arapça sözcükte bulunmayan farklı anlamları olabiliyor veya Arapçadaki ifadeden çıkarılamayacak bir anlam Türkçesinden çıkarılabiliyor. Ayrıca bir âyetle ilgili yorum yaparken konuyla ilgili başka âyetler varsa onları da bilmek gerekir.

      Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir. (Talak 4)

      Bu meale bakarak islam'a göre henüz âdet görmemiş kadınlarla evlenilebileceğini, bunun sapıklık olduğunu söyleyenler çıkabiliyor. Mealde geçen "henüz âdet görmemiş kadınlar"dan Kur'an Arapçasını bilen bir âlimin "henüz âdet görmemiş kadınlarla evlenilebilir" şeklinde bir yorumu olmuş mu? ifade başka bir mealde "Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır." bir diğerinde ise "Hayızdan kesilmiş olan kadınlarınız - şüphelendinizse - onların iddeti de üç aydır, hayız görmeyenler de öyle, " şeklindedir. Bu konu "iddet" yani bir kadının boşandıktan sonra tekrar evlenebilmesi için gereken süre ile ilgilidir. Allahü Teâlâ Bakara 228'de de mealen şöyle buyurmaktadır:
      "Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah'ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal olmaz. Kocaları bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Kadınların, yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır. Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."

      Şimdi bu bilgi ile birlikte Diyanet işleri Başkanlığı'nın tefsirinde yazılanları okuyun:
      "ilk iki âyette boşamanın kesinlik kazanması için iddet süresinin dolması gereği üzerinde durulmuştu. Bu süre Bakara sûresindeki bir ifade ışığında üç âdet veya üç temizlik döneminin geçmiş olması şeklinde açıklanmıştır. Genel durum esas alınarak ana meselenin hükmü bu şekilde belirtildikten sonra 4. âyette, özel durumlarda bu süre hakkında duyulabilecek tereddüt giderilmekte ve bu durumlara ilişkin ölçüler verilmektedir. Bunlardan ikisi âdetten kesilme ve hiç âdet görmeme durumları olup bu durumda bulunanların bekleme süreleri üç ay şeklinde belirlenmiştir. Üçüncü bir durum da kadının hamile olmasıdır ki bu takdirde doğum yapmasıyla bekleme süresi sona erecektir. Bununla birlikte normal âdet döneminde hiç hayız görmemiş veya bir iki defa gördükten sonra görmez hale gelmiş kadının iddeti konusunda –hamilelik durumunun kesinlik kazanması açısından– değişik görüşler ileri sürülmüştür."

      Konuya hamilelik açısından bakıldığı zaman, henüz âdet görmeye başlamamış bir kızın kocasından hamile kalma ihtimali var mıdır? Kadınların hastalık veya başka nedenlerden dolayı evlendikten sonra âdet görmeme durumu olabileceği ihtimali bilindiği hâlde, maksat islam'a saldırmak, yahut harama helale dikkat etmeden nefsine göre yaşamak arzusuyla dinden uzaklaşmak için neden aramak olunca bazıları böyle fikirler ortaya atabiliyorlar.
      Tümünü Göster
      ···
    3. 3.
      0
      Herkes Arapça öğrensin diyen oldu mu? Anlamadığınız yerlerde tefsirlere bakabilirsiniz.
      ···
    4. 4.
      0
      Eğer güneşin yakınında bir karadelik oluşur veya güneş karadeliğe dönüşür ise ay güneşe doğru gitmez mi? Karadeliğin kütlesi de inanılmaz büyüktür diğer gezegenlerden büyüktür yani büyük olan kütle küçük olan kütleyi çekecek ve kıyamette dünya ve tüm gezegenler karadeliğe girecek diyor olamaz mı? Olur. işte bunun gibi bilim ile bağdaştırabileceğimiz ayetler vardır.
      ···
    5. diğerleri 2
   tümünü göster