Yağmurla o kadar yakın olduğum için mutlu hissettim hep, bir kız hem narin, hem biraz asi hem de nasıl iyi ve içten olabilir ki..

Diğer 3 hafta monoton geçti, arada yağmurla takıldım, arada da yurtta bizimkilerle, bazende hep beraber takıldık dışarıda.

Çok önemli olaylar olmadığı için anlatmayayım klagib zamanları..

Yine bir pazartesi sendromu..

Ahmet kaldırdı yine, zorlanıyorum abi. Gece 4'te de yatsam, akşam 10'da da yatsam fark etmiyor benim için,

Utanmasam '5 dakika yeaa' diye şımarıcam ((:

Rutin işleri yapıp, giydim ince kazağımı, geçirdim altıma koyu mavi kotumu, bir de benim için vazgeçilmez olan kot ceketi giydim, tamamdır gidebiliriz..

Fakülteye geldik, derse girmeden bir kantine gidelim, kahve içelim dedik, hala uyuşukluğum üzerinde..

Fakülteden çıktık, Ne göreyim?

Ahmet iki dakikaya geliyorum demişti, Zeynebin yanında aq. Telefonu çıkartıp Zeynebe verdi. O da bir şeyler yazdı sanırım numarası, helal lan muallak (:

Yağmur'da anladı tabi,

- ne ayak bunlar (:
+ çaktırma sakın bir şey Ahmet seviyor kızı (:
- aa daha kaç hafta oldu ki ahaha
+ öyle
- istersen aralarını daha hızlı yapabiliriz (:
+ nasıl?
- anlatırım akşam tatlım (:
+ sende var bi sinsiilik ama hadi hayırlısı (:
- ahah ne sinsiliği be, iyilik yapmaya çalışıyorum burada
+ meleğimiz nerede (:
- karşında meleğin (:
+ meleğim, dedim sarıldım. Güldük o ara Ahmette geldi.

Tekrar sarıldık, ayrıldık oradan. Ahmet'le vardık yurda.

Biraz takılıp yemeğe indik, Soner'le Mert'de yiyordu yemek. Oturduk yanlarına...

Sarhoş değilim olayında yaptığını bu sefer ben yaptım (:
Yapıştım direk dudaklarına..

Bir kaç dakika öpüşmeden sonra kurtuldu dudaklarımız birbirinden.
Sanırım ben Sena'nın dudaklarını, vücudunu özledim :/

Diğer gün Yağmur'u çıkardım dışarı, baya özlemiş sıkı sıkı sarıldı o da. Hatta ailesine beni anlatmış bitanem.
Benim onu mutlu ettiğimi, sahip çıktığımı falan söylemiş. Ailesi de bi ara tanışmak istiyormuş benimle. Vay amk.
Mutlu oldum lan.

Mutlu olmaktan daha öte bir şey varsa birini mutlu etmektir, ben ikisinide yaşadım aynı anda (:

O akşam Sena ile tartışma yaşadık, demiştim ya kıskançlığı arttı diye. Yağmur'u kıskanıyor belli ki.

" Niye buluştunuz?"
" Senin sevgilin var, başka kızla ne işin var dışarıda?"
"Yağmur da olsa kıskanıyorum işte"

E amk, ben başlarda Yağmur'u kıskanma demedim mi sana? Ne değişti birden Allah allah..

Yürüyorum dün onu gördüğüm yere elimde kitapla. işte görüş alanıma girdi, hay aq yok..

Moralim bozuldu lan, yoksa dün hayal falan mı gördüm. Fight Club'a dönmesin bari iş..

Gerisin geri fakülteye ilerlerken arkadan bir ses geldi,

- Teleriii

Kübra'dan başkası değil. Hayır anlamıyorum kampmı kuruyosunuz kampüste amk, gerçi o gizemli kız kursa fena da olmaz yani..

Geldi yanıma hızlı adımlarla,

- bakıyorum da elinden düşmüyor kitap
+ aynen başladım. Güzel gidiyor bakalım

Bir kere yalan söyleyince insan alışıyor sanırım, hatta zevk bile alıyorsun lan, ama yalan söylemeyin..
(Kamu Spotu)

madem öyle araya sıkıştırayım üniversite hayatı demişken erciyes üniversitesinde okudugumuz yıllar öğrenci evindeyiz talasda bilen bilir saat 03.00 civarı tam hatırlamıyorum 101 oynuyoruz havalarda sıcak arkadaşlara diyoruz biri gitsin petrolden sigara alsın kola alsın boş boş oturulmuyor başladık oynamaya bunların hiç şansı yaver gitmedi gittiler ta 5 km ötedeki petrole 2 saat geçti dönen yok telefonlara bakmıyorlar dedik bunları gibtiler heralde meğer bunların girdiği petrolü aynı anda soymaya gelen 2 kişi varmış hırsızlar içeri girer girmez bunları görmüş kasayı boşaltın demiş bunlarda korkudan kasa orda demiş elleme bize fln adamlar kasanın tablasını komple söküp zütürmüşler polis gelmiş işbirlikçi şüphesiyle bunları almış zütürmüş karakola bunları döve döve konuşturmaya çalışmışlar sabah 5.5 gibi telefon geldi bize talas ilçe emniyetinden arıyorum şu şu kişiler şu an burda okeyde yenildikleri için petrole kola almaya gittiklerini söylüyolar sizi şahit gösterdiler fln gittik karakola adamlara örgüt mensubu olmadığımızı inandırana kadar canımız çıktı ondan sonra dahada okey oynamadık .

2-3 ay oldu sanırım, başlayalı üni. Ahmet Zeynebi sahile zütürüp orada çıkma teklifi etti, kız boynuna sarılıp "evet" diye haykırmış.. Ne kadar sevindim bilemezsiniz. Kutlama bile yaptık yurtta (:

Eğer bir arkadaşınız, bir kankanız veya kardeşim dediğiniz biri mutlu olduğunda, bir iş de başarılı olduğunda içinizde en ufak kıskançlık veya haset duygusu oluşuyorsa, onunla konuştuğunuzda hem karşınızdakine hem de kendinize ihanet etmiş olursunuz.

O yüzden dostlarınızı iyi seçin, karşınızda ki sizin başarınıza seviniyorsa, yüzünden en ufak yalan akmıyorsa o gerçek dosttur işte..

Kimi insanlar var senelerce kardeşim dediği adamı veya kadını gizliden gizliye kıskanıp, haset edenler..

Bir arkadaşlıkta kıskançlık ya da haset yoksa gerisinin çokta önemi yoktur bana göre..

Bizde Sena ile iyice yakınlaştık o son öpüşme olayından sonra, bak yine geldi aklıma. Anılaaar, anılaaar (:

Derste arada Yağmur'dan izin alıp yanıma oturuyor, tabi benim elemanda 15 saniyede 5 km yüksekliğe çıkan Solotürk gibi kalkışa geçiyor :p

Neyse geçtik geçen Ahmet'le gittiğimiz aynı kayalıklara.

Kayalıklarda öyle uçurum gibi ya da çarpık şekilde inişli değil.
Düz fakat denize doğru eğimi var. Oturduğunuzda kumsal ve deniz ayaklarınızın altında oluyor.

Oturduk içmeye başladık, o ara kafasını omzuma koydu.

Daha fazla tutamadım kendimi, elindeki birayı alıp soluma koydum. Kaldırdı kafasını, meraklandı biraz, bana bakıyor..

Döndüm ona, ağzımdan döküldü kelimeler,

+ Sena,
- efendim Teleri
+ seninle arkadaş ya da kanka olmak istemiyorum. Benim olmanı, sevgilim olmanı istiyorum. Olur musun?

Öyle gözlerime daldı, bende baktım gözlerinin içine. 10 saniye sonra cevabını verdi,

- olurum, dedi. Gülümseyip sarıldı. Sardım bende kollarımla, kokusunu çektim içime, onun kokusu çok güzel harbiden, sabaha kadar çekebilirdim kokusunu.

"Tinerci misin oğlum sen" demeyin, mutlu oldum harbiden (:

Kafamı eğdim Yağmur'un yanına geçtim. Ahmet'de sevdiceğinin yanına. Kafamı hiç çevirmedim sola. Ama Faruğa çok samimi davrandığı belli oluyordu. Aklı sıra kıskandıracak, bende pişman olup ayaklarına kapanacam, bekleme benden öyle şey..

Haftalar geçe dursun, Sena Faruk'la sevgili oldu. iki gün dayanamadın hemen atladın başkasının kucağına, bir de ailemle tanıştıracam da edecem de geç bunları, ruhun kaşar kızım senin..

Yazın cazibesi hafiften içimizi ısıtmaya başlamış, güneş kendini iyice hissettiriyordu.

Ahmet'le çıktık yurttan, fakülteye vardık. Kantine gidip iki kahve içelim önce dedik. Girdik kantine, kafamı sağa çevirmemle Sena ve Faruğu görmem bir oldu. Yanlarında da iki erkek bir tane daha kız var. Hepsi de zengin bin tarzında herifler aq..

Tabi ki canım ailem karşılamaya gelmiş beni..

Geçen annem yoktu ama o da gelmiş bu sefer.
Hemen gittim yanlarına, tarihin en kısa ve en hızlıca hasret giderme faslından sonra atladık babamın aşığı 2009 model Accent ine.

Çarşı tarafına dönmesi gerekirken Safranbolu yoluna girdi, yeni ev mi aldılar lan yoksa?

+ baba nereye (:
- Direk eve gitmeyi boşver oğlum. Gidelim Muhâmmed abinden Safranbolu pidesi yiyelim.
+ oo kralsın baba sen
- hadi oradan hayta (:

Safran çiçeği heykelinin orada parkettik arabayı. Gittik Muhâmmed abinin dükkana. O da görünce sevindi amk beni. Ne sevenim varmış lan benim?

Neyse geldi Safranbolu pidelerimiz, çok severim ben. Özlemişim bide tıkındım hemen.

Bizimkilerin alay konusu olsam da o pidenin kokusu bile off (:

Yanlış anlayanı giberim pideye falan hallenmiyorum..

Mırın kırın etse de başını yedim zütoşun. Aldık abicim biraları, oturduk benim meşhur kayalıklara.

Bir yandan içip bir yandan konuşuyoruz. Ahmet'de kafa iyi olmaya başlayınca döktü içindeki her şeyi..

- neden Teleri? ne yaptım ki ben. Onun için gece uyumadım lan ben. Sana iyi geceler diyip arkamı döndüğümde onun uyumasını bekledim hep. Ulan onun için senle, bizimkilerle fazla takılmadım. Sıkılmasın, hep yanında olayım diye. Bu muydu sonu yani? Ben o sıkılmasın diye zütümü yırtarken tek bir mesajla 'sıkıldım'
diyip bitirmesi. Anasını gibeyim böyle işin..

Gözleri doldu yine çocuğun, yok abi aşık olmamak gerekiyor. Hoşlanacaksın, seveceksin ama aşık olmayacaksın.

Tabi benim de birine aşık olmayacağım ne malum? Orası da ayrı bir olay zaten..

Attım elimi omzuna,

+ Kardeşim, bir şey söyleyecem sana.

Yere bakan kafasını salladı.

+ bugün Zeynep'le konuştum, sen uyurken..

...
+ vay vay, oyunlarına masum arkadaşınıda alet ediyorsun (:
- ...
+ tamam tamam kızma, güzel fikir aferin (:
- sağol tatlım, ama kızdırmayı seviyorsun galiba beni (:
+ he valla, kızınca çok tatlı oluyon, at çaya erirsin (:
- (: Sena ne iş, öyle gelip konuşmalar felan?
+ Konuşuyoruz öyle
- Hm, aşık felan olmadın demi len (:
+ Sena'ya mı? Yok bee (:
- niye ama güzel kız
+ öyle de aşık olucağım kız değil sanırım
- ne olacağın kız mış bakıyım (:
+ (:
- piss
+ ahahah

Biraz daha mesajlaştıktan sonra yurttan kızlarla dışarı çıkacağını söyledi. iyi eğlenceler diledim.

Bir saat sonra vücudumda değişimler yaratan hatun mesaj attı (:

- Selamm yakışıklı (:
+ yanlış birine mesaj attınız sanırım
- Teleri, sen değil misin?
+ evet, yakışıklı deyince başkasına attın sandım (:
- ahahah yapma ya o kadar mı kendini kötü görüyosun
+ yoo, şaşırdım sadece (:
- yakışıklısın bence (:

Seni ayarlamayanı sabaha kadar kırbaçlasınlar kızım..

+ sağol (:

Hafiften uykum geldiğini anladığımda kalktım banktan. Yurduma doğru yol aldım. Yurda gelip oda ya girdim.

Ahmet bey Zeynep hanımla konuşuyordu telefonda, beni görünce konuşmayı sonlandırdı. Bu çocuk adam adam..

+ kapatmasaydın lan ne güzel konuşuyodunuz (:
- her zaman konuşuruz biz, sen anlat bakayım noldu?

(Ayrılacağımı önceden Ahmet'e anlatmıştım)

+ nolsun kanka ayrıldık işte.
- beynini gibiyim senin emi. Ne güzel gidiyordu kanka.
+ gibtir et ya. Aşık değildim zaten. Ama iyice kızdı amk.
- sen niye üzgün değilsin lan
+ ne bileyim amk üzülmek gelmiyor içimden (:
- bin mi olacan lan yoksa (:
+ ilk seni giberek başlıyorum,

dedim ve yine atladım üstüne. Bu sefer kaldırıp fırlatamadı muallak. Win aldım 1-1 oldu durum..

Bu merdivenleri o kadar dönemeçli yapanların amk, yoruldum lan. Bir an önce spor yapmalıyım, her konuda olur (:

Geldik Yağmur hanımla sınıfa. işte..

Girdik sınıfa, etrafa bakmadan geçtim yerime, Yağmur'da oturdu. Bakayım bi sınıfa neler dönüyor acaba?

O ne lan?
Sena ile Faruk yavşağı farklı sıralarda oturuyor. Ne ayaksınız oğlum siz. Ayrıldı mı acaba bunlar?

Amaan ne tak yerseniz yiyin bana bulaşmayında..

Ahmet'de üç sıra önümde Berna adında başörtülü bir kızın yanına oturmuş kız da bayağı tatlı bir şey, Antalya'lı.

bizim ki hemen kafasını koymuş sıraya.
Ayıp ettim harbi lan, kaybedemem kardeşimi.

Zeynep'te Sena kaltağıyla oturuyor.

Bu ayrılma işinde de senin parmağın varsa ayaklarından sallandırırım seni kızım..

Biraz daha kardeşimin içini boşaltmasına izin verdim, saydı da saydı, konuştu da Biraz sonra kaldırdım Ahmet'i. Yurda zütürdüm, girince direk yatırdım yatağına. Sanırım 10-12 saat uyumuştu.

Yarın onu bir yere zütüreceğim , morali biraz da olsun düzelir umarım..

Ahmet'i yatırdıktan sonra gittim bir duş aldım, fena kokuyordum. Kokarca bile kaçardı lan benden o derece (:

Çıktım duştan, telefonun ışığı yanıp sönüyor, Allah Allah..

Baktım telefona mesaj gelmiş, Kübra'dan.

- selam, okumaya başladın mı kitabı (:

He başladım amk, bitirdim hatta tövbest..

O da ailesiyle gelmiş Sakaryadan. ikimizin aynı odada kalacağını öğrendiğimde yanına gittim tanışmak amaçlı, öyle çekingen biri değilimdir.

Bu olayın özgüvenle alakası da yoktur. Bir insanın çekingen olması farklı, özgüveni fazla ya da az olması farklıdır.

Girdim odaya, ailesi dışarı çıkmıştı,

- ... Bir gün yine buluşmak istemedi, yorgunum dedi. Üstelemedim, seviyordum ne diyebilirdim ki?..

Sahile inmek istedim, soğuk davranıyordu sonuçta. Beni en mutlu olduğu yere gidip düşünmek istedim.
işte orada o iki şerefsizi gördüm, sarmaş dolaşlardı, gülüyorlardı. Belki de bana gülüyorlardı hiç bir şeyden haberim olmadığım için..

O an ağlamadım Teleri, ağlayamadım. Üzüntümden çok nefret vardı içimde. Gittim yanlarına, şaşırdılar beni görünce. Bir şey dedi Selim ama duymadım, tokat attım ikisinide. Diyecek çok şey vardı içimde ama en yakın arkadaşım tarafından aldatılmak şok etmişti beni konuşamadım.

Koşa koşa kaçtım yanlarından. Telefonumuda kapattım aramasınlar diye. Oturdum bi banka, yarım saat öyle önüme baktım. Şokumu atlatmış olacağım ki hüngür hüngür ağlamaya başladım. Ölmek istedim o an, intihar etmeyi düşündüm ama geride ailem vardı, her şeyimdi onlar benim..

Umursamadım, kahveyi aldık Ahmet'le. Tam bir masaya oturacaz Faruk bininin sesini duydum,

-şuna bak şuna, yüzsüz herif utanmadan bakıyor bide

Bana mıydı bu? Döndüm arkama bana bakıyor yavşaklar.
Ahmet'te farketti ki gözlerini dikti o masaya, geri atar mıyım ben?

+ bana mı dedin bilader?
- başka yüzsüz mü var lan burada

Çektim sandalyeyi bir hışımla bunların üstüne yürüdüm. Ahmet'te geldi arkamdan, bu binlerde kalktı ayağa hemen. Sena kaşarıyla diğer kız araya girdi hemen.

+ ne yüzsüzlüğümü gördün lan yavşak
- kes lan muallak, utanmıyon mu lan kıza yaptığına
+ ne yapmışım lan, imalı konuşma giberim senin ağzını

Biraz irkildi, diğerleri zaten seslerini çıkaramıyor.
Sena başka bir şey mi anlattı lan yoksa bunlara?

O zaman giberim seni kızım, zaten gibtim ama manevi olarak bu sefer..

Dedim ve arkamı dönerek uzaklaştım yanından. Ağlıyordu epeyce, duyabiliyordum uzaklaşırken.

Oh ulan içimi döktüm sonunda, hala biraz sinir bulunsa da rahatladım amk.

intikam gibi şeylere hiç gerek yokmuş, sözlerle intikdıbını en büyüğü alınabiliyormuş..

içimde bir tutam mutlulukla yurda yol aldım.
O akşam Ahmet'e ve Yağmur'a da anlattım olayları.
Ahmet sevindi de Yağmur'un içinin yağları eridi (:

Diğer gün Yağmur'u yurttan aldım tek başıma, fakülteye beraber gidelim diye karşılaştık. Onların yurduda uzak biraz bizim yurda, bu devirde altında araba olacak. Zaten kızların çoğu arabayı görünce tipine bile bakmazlar..

5-10 dakikalık bekleyişten sonra çıktı yurttan. Paytak paytak geldi, sarıldık..

Aslında olabilitesi yüksek bir soru bu, iki anlamda düşünebiliriz, sevgi açısından tabi ki değil olamaz da, fakat hayatımızda yeni bir kıza kapı açmak oldukça rasyonel bir karar olur..

'Ne saçmalıyon amk' dediğinizi duyar gibi oldum, neyse..

T: saçmalama canım, olabilir mi hiç?
A: olabilir bence Yağmur güvenme bu haytaya (:
T: kes lan sen (:
Y: tamam ya öyle olsun git hadi..

Ahmet bir ara hatırlat üstüne işeyecem kardeşim..

T: trip atma kız, geliyorum az sonra
Y: gelme..
T: tamam gelmem o zaman..

Dedim ve arkamı döndüm çıktım kampüse. Yeterince duygu sömürüsü yaptığımı düşünüyorum..

60 kişi felan vardı, biz 5'li duvar tarafının arkalarına oturacaktık.

Geçtim yerime, yanıma Yağmur oturdu direk amk. Gülümsedi ben şaşırınca, bende gülümsedim ardından.

Ama Ahmet'e ayıp oldu biraz. Zeynep'le Sena yan tarafımızdaki sıralara oturdu, Ahmet'te mal gibi kaldı ayakta.
Bana 'seni gibecem oğlum yurtta' bakışı atıp bi arka sırada tek başına oturan çocuğun yanına oturdu.

ismi Serdar, Düzceli. Hafif kumral, yeşil gözlü kahve saçlı, ama fazla konuşmuyor.

Neyse sınıfta oturuyoruz, herkes yanındakiyle tanışma aşamasında, bizim gibi dışarda tanışmışlarda var.

Yağmur'da atmış gibi gözüküyor üstünden heyecanını. Neşe saçıyor etrafına. Onunla da iyice tanıdık birbirimizi.

Neyse hoca girdi sınıfa klagib tanışma faslından sonra diğer derslerde aynı şekilde geçti. Aslında biraz farklı bekliyordum ama kendi kafamda ki gibi geçmedi.