/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +32 -6
    Ben ve iki başka stajyer son kurgu için baş animasyoncular ve ses editörleriyle beraber montaj odasındaydık. Adının “Yengeç Burger Dehşeti” olması gereken bölümün kopyasını aldık ve izlemek için ekranın etrafında toplandık. Bu bölümler son hale daha gelmediği için animasyoncular kendi aralarında şakalaşmak için bölümlere belden aşağı isimler verirler, mesela SpongeBob ve Patrick’in bir deniz tarağını evlat edindiği “Baybay Midye” isimli bir bölüme “ciks niye işe yaramıyor” ismini yazmak gibi. Aşırı komik şeyler değil de öyle insanı işte güldürecek bir şey. Elimizdeki bölümün başlığının “Squidward’ın intiharı” olduğunu gördüğümüzde tatsız bir şakadan başka bir şey olduğunu düşünmedik yani.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam etsene amk
      ···
  2. 2.
    +23
    Gerçekten çok ilginç şimdi gidip zütüme flüt sokucam
    ···
    1. 1.
      0
      Haydooaa
      ···
    2. 2.
      0
      Fantazini gibiyim
      ···
  3. 3.
    +14
    Bosaldım
    ···
    1. 1.
      +3 -4
      Çalıntı başlık beyler

      işte kanıtı

      http://inci.sozlukspot.com/ss_index.php?sa=cikis
      ···
      1. 1.
        +3
        okumadan linke tıklayan aklımı gibiiyim
        ···
      2. 2.
        0
        ne var panpa linkte
        ···
  4. 4.
    +3
    Pnp gerçekten nickelodeon da staj yaptıysan. zütüme bütün bikini bottom halkı girsin amk...
    ···
  5. 5.
    +2
    Sungerbob hermafrodit oldugu icin patrikle evlenio. patrik bunu catir cutur gibio. Son bolum bole
    ···
  6. 6.
    +2
    Beyler olayın hepsi burada hatta videoda var buna prim vermeyin
    (bkz: https://eksisozluk.com/sq...har-ettigi-bolum--4836426)
    ···
  7. 7.
    +1
    Ekran hıçkırarak ağlamakta olan Squidward’a geri döndü, sesi her zamankinden daha yüksekti ve karede sadece vücudu vardı. Gözlerinden yüzüne doğru kan damlaları dökülüyordu. Kan damlaları da oldukça gerçekçi bir stilde çizilmişti, sanki dokunsan kan parmaklarına bulaşacaktı. Arkadaki ses artık ağaçların arasından koşarak geçen bir fırtınanınkine benziyordu, kırılan ağaç dallarının sesini bile duyabiliyordunuz. Derin bir bariton seste yükselen kahkaha artık daha sık yankılanıyordu. Yirmi saniye kadar sonra, ekran gene büküldü ve bir anlığına tek bir fotoğraf gösterdi.
    ···
    1. 1.
      0
      okuyom devam
      ···
  8. 8.
    +2 -1
    Editör geri dönüp kareyi bulmakta tereddütlüydü ama yapmamız gerektiğini biliyorduk, o yüzen geri döndük. Bu sefer fotoğraf küçük bir kızı gösteriyordu, aynı geçen fotoğraftaki kızın yaşlarında. Yüzüstü yatmıştı, saç tokaları yanında, kanlar içindeydi. Onun da sol gözü çıkmış, dışarıdaydı ve sadece iç çamaşırı giyiyordu. Aynı önceki fotoğraftaki gibi burada da ceset sokağın ortasındaydı, ve katilin gölgesi, aynı biçim ve boyda, cesedin üzerine düşmüştü. Kusmamak için kendimi zor tuttum, ve stajyerlerden biri, odadaki tek kadın, dışarı koştu. Bölüm devam ediyordu.
    ···
  9. 9.
    +1
    https://eksisozluk.com/sq...har-ettigi-bolum--4836426
    ···
  10. 10.
    +1
    işin en korkunç tarafı resimde fotoğrafçının gölgesi de vardı. Cesedin etrafında ne polis bandı, ne kanıt etiketleri veya işaretleri vardı, zaten açısı da kanıt teşkil etmek için tamamen yanlıştı. Fotoğrafçının çocuğun ölümünden sorumlu kişi olduğu açıktı. Elbette dehşete düşmüştük, ama birazan bunun iğrenç bir şaka olduğunu farkedeceğimiz umuduyla izlemeye devam ettik.
    ···
  11. 11.
    +1
    Bölüm oynarken bir kaç kare kendini tekrar ediyor, ama ses çalmaya devam ediyor (bu noktada ses, animasyonla eşleştirilmiştir yani hayır, bu olağan bir şey değildir) ama Squidward çalmayı bıraktığında, ses, atlama sanki hiç olmamış gibi doğru yerden devam ediyor. Kalabalıkta Squidward’ı izleyenler arasında hafif bir fısıldaşma oluyor ve onu yuhalamaya başlıyorlar. Çizgi filmde hep gördüğümüz normal yuhalama değil, içinde kötülüğü duyabiliyorsunuz. Geniş ekranda Squidward görünüyor ve yüzü korkuyla dolu. Ekran izleyenlere dönüyor, ortalarında SpongeBob oturuyor ve o da Squidward’ı yuhalıyor, hiç SpongeBob’luk bir şey değil. Ama en garip şey gene de bu değil. En garibi ekrandaki her karakterin gözleri çok gerçekçi. Çok ayrıntılı. Gerçek insanların gözleri değil, orası kesin, ama CGI’dan biraz daha gerçek bir şey. Gözbebekleri kıpkırmızı. Montaj odasında bazılarımız dönüp birbirimize baktık, kafamız karışmıştı, ama sonuç olarak bölümü yazan bizler değildik ve çocuklara ne kadar uygun olduğunu sorgulamadık.
    ···
  12. 12.
    +1
    Editör fotoğrafı dördüncü karede durdurup geri sarmaya başladı. Bu sefer fotoğrafta aynı yaşlarda bir erkek çocuğu vardı, aynı şekilde gözü çıkmıştı, fakat sahnede farklı bir şeyler vardı. Büyük bir el çocuğun iç organlarını karnındaki geniş yarıktan çekiyordu. inanması güçtü, ama bu sahne oynuyordu. Editör beş kareyi birden oynattığında kusmaya başladım. Animasyon ve ses ekibi şoka girmişlerdi. Beş karenin beşi de bir video gibi oynuyordu. Elin iç organları yavaşça çektiğini, çocuğun gözlerinin ele döndüğünü, iki kere kırpıştığını gördük
    ···
  13. 13.
    +1
    ikinci fotoğraf görünükten beş saniye kadar sonra Squidward sustu, bütün sesler de sustu, aynı bölüm ilk başladığındaki gibi. Dokunaçlarını indirdiğinde gözleri, bölümün başındaki kalabalık gibi hiperrealist bir yöntemle yapılmıştı, gerçek gibilerdi. Kanıyorlardı, kan içindeydiler, ve titreşiyorlardı. Squidward izleyicileri izler gibi ekrandan dışarı bakıyordu sadece. On saniye kadar sonra, tekrar ağlamaya başladı, bu sefer gözlerini kapatmıyordu. Ses kulaklarımızı delecek kadar yüksekti, hıçkırıkları çığlıklara karışıyordu. Gözyaşları hızla gözlerinden inerken rüzgar sesi, derin gülme sesiyle geri geldi ve bu sefer fotoğraf en az beş kare kadar göründü.
    ···
  14. 14.
    +1
    Rezzzzzzz
    ···
  15. 15.
    +1
    Rezervatuar
    ···
  16. 16.
    0
    Rezzzzzz
    ···
  17. 17.
    0
    Ekran Squidward’ı yatağının kenarında otururken gösteriyor, çok çaresiz görünüyor. Denizaltı camından gece gökyüzü görünüyor, yani konserden çok sonra değil. Rahatsız edici kısmı şu ki bu esnada hiç ses yok. Gerçekten, sıfır ses. Odadaki hoparlörlerden feedback bile gelmiyor. Sanki hoparlörleri biri kapatmış gibi, ama çalıştığını yeşil ışıklardan görebiliyorduk. Orada oturuyordu sadece, sessizlik içinde, ama göz kırpmasından ekranın donuk olmadığını anlıyorduk. Otuz saniye boyunca öyle oturuyor, sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyor. Elleriyle (dokunaçlarıyla) gözlerini kapatıyor ve o halde bir dakikalığına filan daha ağlamaya devam ediyor. Bu esnada arkadan bir ses yavaş yavaş hayata geliyor. Ormanın içinden gelen hafif bir rüzgara benziyor ses.
    ···
  18. 18.
    0
    Rezzzzz
    ···
  19. 19.
    0
    Ekran yavaş yavaş Squidward’ın yüzüne yakınlaşıyor. Yavaş derken şeyi kastediyorum, hareket ettiğini ancak görüntülere on saniye arayla yanyana bakarsanız anlayabiliyorsunuz. Hıçkırıkları daha da yükseliyor, daha kızgın, daha kırgın geliyor kulağa. Sonra ekran bir kere seğiriyor, bir anlığına eğilip bükülüyor sonra normale dönüyor. Ağaçların arasından esen rüzgara benzeyen ses yavaş yavaş yükseliyor, sanki bir yerlerde bir fırtına çıkacakmış gibi gürültü daha keskin oluyor. işin ürkütücü tarafı bu ses, ve Squidward’ın hıçkırıkları kulağa çok gerçek geliyor, sanki hoparlörün tam arkasındaymış gibi. Stüdyoda ses kalitesi ne kadar iyi olursa olsun, bu kalitede bir ses duymanız mümkün değildir.
    ···
  20. 20.
    0
    Rezerved
    ···