/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +36 -3
    Herkesin hayatının başından, ailesiyle daha küçükken gittiği ilk piknikten, ilk lunaparka gidişinden güzel anıları vardır. Benimde elbette ki öyle anılarım var. Fakat benim anılarımda biz ailemden biraz daha kalabalıktık. Az biraz hatırlıyorum da 5 yaşımdayken ilk defa pikniğe zütürmüştü beni ailem. Ama yanımda ailemin dışında kişilerde vardı, aslında bakarsanız onlar her zaman vardı. Annemden önce onları gördüğümü hatırlıyorum, 2 kişilerdi. 1 kız 1 erkek, fakat henüz isimlerini bilmiyordum, 5 yaşımda olmama rağmen söylememişlerdi bana isimlerini. ilk pikniğimize gitmiştik, hatırlıyorum da piknik alanında çok fazla ağaçlar vardı ve ben onlarla saklambaç oynuyordum. Ailem duruma şaşırsalar da bir tepki vermiyorlardı. Çocuktum sonuçta. 5 yaşındaydım daha, onlar saklanınca uzun süre onları arıyordum. Belki 10-15 dakika kadar ve bulduğumda onlardan birisi ebe olduğunda beni hemen buluyorlardı. O zamanlar bu hastalığımın olduğunu bilmiyordum kardeş gibiydim onlarla. ilk oyuncağımı onlarla paylaştım, ilk yemeğimi onlarla yedim, ilk harçlığımı onlarla harcadım ilk yaramazlığımı onlarla yaptım. Onlar benim bir parçamdı bunu fark ediyordum. Gece yatarken başımda dikiliyorlar ve sabah uyandığımda onları yine aynı şekilde yatağımın yanında buluyordum. iyi bir aktiviteydi aslında bu. Düşünsenize böyle arkadaşlarınız olduğunu. Hem artık bana isimlerinide söylemişlerdi. Erkek olanın ismi Eren'di, kızın ise Selin. Açıkçası isimlerini hep beğenmişimdir, hala bile. Sürekli onlarla evin içinde koşar, futbol oynardım. Yine aynı geçen bir gün fark ettim ki ailemden hiçkimse onları göremiyordu. Aslında hiçkimse onları göremiyordu. Onları bir tek benim görmem en başta beni pek fazla rahatsız etmesede zaman içinde bu çok kötü bir hal almaya başladı. 6 yaşıma girmiştim. Ailemin durumu pek iyi olmadığından kreş vb. herhangi bir yere beni gönderemediler fakat anaokuluna gitmem gerekiyordu. 15 kişilik bir sınıfımız vardı, tabiki ilk günümde olsa arkadaşlarımla gitmiştim. ilk günden hayatım zehir olmaya başlamıştı. Hiçkimsenin hayali arkadaşı yoktu. Benimle kimse arkadaş olmak istemiyor, hatta arkadaşlarımla oyun oynamamdan, onlarla konuşmamdan dolayı benden korkuyorlardı bile...

    ilgi gelsede gelmesede hikayeyi bitireceğim arkadaşlar.
    ···
  2. 2.
    +11
    Hiç arkadaşım olmamıştı anaokulunda. Ama yalnız kalmıyordum, en azından bununla
    teselli ediyordum kendimi. Bu şekilde geçmiştir birkaç haftam. Okulda öğretmenimiz
    olacak kadın aileme bu durumu haber vermiş. Beni pgiboloğa yönlendirdi öğretmen
    olacak kadın. Hala nefret ederim ondan. Kim ilk arkadaşlarının kaybolması için
    doktorlara bir ton para verir ki? Ama benim ailem onlardan kurtulmamı istiyordu, her ne
    kadar istemesem de gidiyordum o adamın yanına. En azından yanında oyuncaklar ve
    şeker vardı. Beni rahat bir koltuğa oturtuyordu her seferde. Arkadaşlarım için 2 sandalye
    çekip geçmiştim ilk seansımda. Arkadaşlarımın dışarıda kalmasını istemişti bu hareketimi görünce. Her ne kadar itiraz etsemde biraz dışarıda beklemelerini istemiştim ve kabul
    etmişlerdi. Doktorla baş başa kalmıştık. ilk olarak ayağa kalkıp sandalyeleri yerine koydu.
    Açıkçası bu hareketi beni rahatsız etmişti. Sonra karşıma geçip benimle sohbet etmeye
    başladı, git gide iyi bir insan olduğunu bana hissettiriyordu. Herşeyimi ona anlatıyordum
    ve oda hevesle dinliyor, ara ara sorular soruyordu. Bu bende daha fazla anlatma hevesi
    uyandırıyordu. ilk konumuz okuldu. Hiç arkadaşım olmadığından ama bundan
    rahatsızlık duymadığımı belirtince konu arkadaşlarıma gelmişti. Onlardan bahsetmeye
    başladım. Merakla dinliyordu, bende anlatıyordum. isimlerini, saçlarını, boylarını her şeylerini anlatmıştım. Ailemden fazla onları gördüğümü anlatmıştım. Fakat bir yandan da içim içimi yiyordu açıkçası. Ya onları bir daha göremezsem? Onlar benim bu hayatta edindiğim tek dostlardı. Onlar hakkında bu sefer doktor konuşmaya başladı. Gerçek olmadığından falan bahsetti fakat onlardan emindim ben. Pek fazla dinlememiştim bile
    doktoru. Sonradan beni dışarı çıkarıp bekleyen ailemi içeri aldı konuşmaya başladılar. Tabiki Eren ve Selin dışarıda beni bekliyorlardı. Doktor hakkında konuşmaya başladık
    içeride konuştuklarımızı falan anlattım. Eren doktorun deli olduğunu düşünmeye
    başlamıştı. Kendi aramızda gülerken ailemde odadan çıktı ve sonunda oradan çıkıp
    eve doğru gitmeye başlamıştık. Ailemin arabada benimle çok şey konuşacağını
    doktorun odasından çıkışlarında hissetmiştim.
    ···
  3. 3.
    +9
    Arabamız 4 kişilikti, haliyle arkadaşlarımla arka koltukta sıkışmıştık. Hareketlerimden ailem anlamıştı bunu sanırım. Daha eve varmadan babam dikiz aynasından bana bakarken annem aynı anda benimle konuşmaya başlamıştı. Arkadaşlarımı tanımak istiyordu. Doktor gibi birşeyler zırvalayacağını sanıyordum fakat düşüncemin tersinde davranmıştı annem, çok sevindirmişti açıkçası bu beni, yüzümden okunabildiğini annemin güzel tebessümünden anlamıştım. Eve varmamıza henüz vardı ve tanıştırma kararı aldım. Onlarında onayını aldım ve annemin istediğini yaparak tanıştırdım. Eren ve Selin'le tanışmaktan mutlu olmuş gibi görünüyordu. Belkide beni artık o doktorun yanına zütürmezler diye düşünüyordum ki eve geldik. Açıkçası fazlasıyla yorucu bir gündü bu benim için. Aptal bir doktorla geçirilen saatler... Arkadaşlarımı yok etmek için saatlerimi vermiştim. Bu çok yanlıştı. Artık ailemde arkadaşlarımla tanıştığı için benimle dahaiyi anlaşıyorlardı. Sabahları 2 bardak daha süt ısıtıyor, masaya 2 tabak daha koyuyor ve 2 sandalye daha masamıza ekleniyordu. Bunlar beni her ne kadar mutlu etsede aklımda bir soru vardı. Annem arkadaşlarımla tanıştı fakat neden onlarla hiç konuşmuyor? Açıkçası bu soruya yanıt aramadım çünkü okula gitmem gerekiyordu. Her ne kadar istemesem de gitmem gerektiğini biliyordum. Babam arabanın arka kapısını açtı ve sıra sıra bindik. Selin cam kenarına oturmuştu ve benimde midem bulanmasın diye cam kenarına geçmem gerekiyordu. Eren mecburen ortaya oturarak sıkıştı. Selin'de bende onun sıkışmış ve yerleşememiş haline içten içe gülüyorduk. Yaklaşık 10 dakika kadar süren yolda babam dahil kimse konuşmasan okula geldik, babam beni ve arkadaşlarımı okula bıraktı ve dükkanı açmaya gitti. Bu arada babamın ufak bir dükkanı var. Sınıfa girdiğimde yine kimse yüzüme bakmıyordu. Çok umrumda değildi açıkçası köşelerde bir yere geçerek oyun oynamaya başladım, arkadaşlarımla muhabbet ettim. Bunun kime zararı olabilir ki?
    ···
  4. 4.
    +7
    Ama belli ki bu fazlaca kişiyi rahatsız etmişti. Bir çok veli çocuklarının pgibolojisini bozabileceğimi düşünüyordu. Gidip öğretmen ve okul müdürüne bu durumu anlatmışlar. Ailemi görüşmeye çağırdıklarında ben dışarıds bekliyordum. Tabiki beni asla yalnız bırakmayan arkadaşlarımla beraber. Müdür ve ailemin görüşmesi bittiğinde hep beraber yanıma geldiler. O sırada arkadaşlarımla bu konu hakkında konuşuyordum. Gelip konuşmamı gördükleri an hiçbirşey demediler, üstüne annemin gözleri dolmuştu. Ama bu benim suçum değildi ki, aksine onlarkn suçuydu arkadaşlarımı görememek. Annemi öyle gördüğüm an uzun zaman sonra ilk defa kötü hissetmiştim. Arkadaşlarıma bile küsmüştüm. Belkide onlar benden başka kimseye görünmüyordu? Bunu asla bilemezdim. Müdür ile konuşmalarının sonucunda ise anaokuluna gitmemem gerektiğini öğrendim. Aslında bundan sonra okula neredeyse hiç gitmeyecektim. Anaokulunun bitmesine sadece birkaç ay vardı sonunda oda bitmişti erkenden. Günler bu şekilde geçerken tamamen içime kapanık bir çocuk olmuştum. Sonunda yaz gelmişti. Sıcaklardan fark ediliyordu. Bir köy evimiz vardı dedemlerden kalma, onlar vefat edince çocuklarına kalmıştı ve babamlar 3 kardeşti. Amcam öğretmen, halamı ise bilmiyordum. O zamana kadar aslında bakarsanız hiç görmemiştim onları. Köy evimize yaklaşık 1 saatlik yol sonunda ulaştık, diğerlerinden önce biz gelmiştik. Buna sevinmiştim çünkü en büyük yatağı ben alabilirdim. Biz 3 kişi yatıyorduk sonuçta en büyük yatak benim olmalıydı. Yatağa yerleştikten sonra biraz muhabbet ettik ve amcam, halam sizce nasıl biri diye sordum, fiziksel özellikleri olarak Eren'de Selin'de çok farklı özellikler saymıştı. Haliyle iddiaya girdik, tam bu sırada zil çaldı ve kapıyı açtığımızda halam ve amcam karşımdaydı, fakat yanlarında tanımadığım birer çocukla beraber... iddiayı Eren kazanmıştı. Hatta halamıda amcamıda doğru tahmin etmişti. iddia sonucu olarak Selin onun istediği bir şeyi yapacaktı...
    ···
  5. 5.
    +7
    Eren cidden komik birşey istemişti, hala aklıma geldikçe gülerim. Bütün aile otururken gidip amcamın sırtından buz atacaktı. Akşam yemeğinden sonra kardeşler arasında sohbetler olur ya tam öyle bir anda Selin yanımdan kalkarak amcamın sırtına su dökmüştü. Amcam bir tepki vermesede su döktüğünü görmüştüm ben ve o ana kadar olan en büyük kahkahamı atmıştım Erenle beraber. Birden herkes susup bana bakmaya başlamıştı. Onlara olayı anlattığımda bana acı dolu gözlerle bakmaya başlamışlardı. Bu arada amcamın çocuğu gülmeye başladı fakat bu son derece alaycı bir gülümsemeydi. Aksine beni ciddi anlamda kötü hissettirdi. Bu arada aklıma gelmişken onlardan da bahsediyim. Halamın ve amcamın birer oğlu vardı. Amcamın oğlu Sarp 18 yaşında birisiydi, halamın oğlu Cantuğ ise daha 13 yaşında bir çocuktu. Sarp abi sanırım yeni eğlencesi olarak beni buldu. Sürekli benimle uğraşıp dalga geçiyor, arkadaşlarımı bana kötülüyordu. O neden böyle birşey yapıyordu ki? Cidden herkes benden ne istiyordu? 7 yaşıma gelmiştim ve hala 2 arkadaşım vardı. Yeterli gelmiyordu artık, Cantuğ'un benimle neden hiç konuşmadığını merak ediyordum. Gidip sorduğumda ise oda sınıftakiler gibi pgibolojisini bozacağımı düşünüyordu. Aslında bu çok saçmaydı. Kim 2 tane daha arkadsşı olmasını istemez ki? Bu cidden çok zordu, belki yaşayanlar vardır aranızda. Benim gibi arkadaşlarınız olmasa da dışlanmışlık hissini yaşayanlar bilir. Bu durumu fark ettiğimizde eve dönme kararı aldık, mutlu olmuştum açıkçası. Ev sürekli kalabalık olduğundan arkadaşlarımla konuşamıyordum bile. Eve dönerken uyumuştum. Sonunda eve geldik ve Ağustos ayı olmuştu bile. Cidden tatil çok çabuk geçiyordu. 1. Sınıfa başlamam gerektiğini öğrendim ama oradada aynı tepkiyi alacaktım. Adım gibi emindim. Kimse arkadaşlarımla tanışmak istemiyordu, kimse onları görmüyordu. Açıkçası bazen memnunda oluyordum bu durumdan çünkü sadece 2 arkadaşım vardı ve onları başkalarıyla paylaşmam gerekmiyordu bu sayede. ilk haftayıda tıpkı anaokulu gibi geçirdim...
    ···
  6. 6.
    +9
    Sınıfta sürekli yalnızdım. Arkadaşlarımda kapının önünde bekliyordu. Derse girmek istemiyorlardı, anlayabilirsim bunu açıkçası. Kim ders dinlemek isterdi ki? Yalnızlığı yaşamıştım ilk defa çok zordu. Bu durumumu fark eden ailem müdüre bir kağıt verdi ve özel eğitim görmeye başladım. Çok iyi olmuştu bu. Gelen öğretmenimin adı Ayla idi. Bu öğretmenin diğer herkesten farklı bir yanı vardı. Arkadaşlarımı gördüğünü söylüyordu hatta onlarla ders arasında konuşuyorduk bile. Eren ilgi bile duymaya başlamıştı Ayla öğretmene. Bazen konuşurken onların olduğu yere bakmıyordu ama bunu sorun etmiyordum. Sonuçta artık 4lü bir arkadaş grubumuz olmuştu, gayet iyi anlaşıyorduk ve 3. Sınıfa kadar Ayla öğretmen benimleydi. Sonrasında çok acı bir haber aldım. Ayla öğretmenin kocasının tayini çıkmıştı. Ankaraya gitmişlerdi. Ağlamıştım bu duruma çünkü uzun zaman sonra arkadaşlarımı gören birisi vardı ve onuda kaybetmiştim. Gelen hiçbir öğretmen iyi olmamıştı. Geneli emekli ve sert öğretmenlerdi. Sürekli ders anlatıp gidiyorlardı. Sevemiyordum onları, Eren ve Selin neredeyse nefret ediyordu benim sevmediğimi gördüklerinde. Bu şekilde sbsye kadar gittim ve sürekli özel eğitim gördüğümden derslerim çok iyiydi. Bulunduğum şehrin en iyi lisesindeydim. Üzülsemmi yoksa sevinsemmi asla bilemedim çünkü o okula gelenlerin büyük çoğunluğu şehirde tanınan, egoist kişilerdi. Kötü günlerin geleceğini, arkadaşlarım ve benimle dalga geçeceklerini düşünüyordum. Yaz tatiline girmiştik...

    Arkadaşlar ilk entrye şuku atarak daha fazla kişinin okumasını sağlayabilirsiniz. Teşekkür ediyorum.
    ···
  7. 7.
    +7
    Köy evine gitmemiştik bu sene. Çünkü amcamlar falan geleceklerdi yine, daha büyüdüğüm için olayların farkına varmıştım aslında daha fazla. Ama hala onların gerçek olduğuna inandırıyordum kendimi. Çünkü bir insanın kabullenebileceği en zor şeylerdendir arkadaşlarının hayali olduğunu bilmek. Çoğunuz bilmiyordur bunu eminim. Yakın, plajı olan bir tatil beldesine gidiyorduk bazen günü birlik. Ailem durumumu tamamen kabullenmişti, hiçbir rahatsızlık duymuyorlardı artık. Piknik alanı gibi bir yer vardı plajın yaklaşık 100m ilerisinde. Ailemle oraya yerleşmiştik. Ben hiç denize girmemiştim aslında fakat Eren denize daha önce girdiğini iddia ediyordu, nasıl olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Bu yüzden ailemden izin alarak arkadaşlarımla beraber denize doğru yürümeye başladım. Yola çıkmadan önce şortu altıma giymiştim, plaja varınca biraz oturduk ve eşofman altımı, tişörtümü çıkarıp sadece şort ile kalmıştım. Gariptir ki ne Eren ne Selin üzerlerindekileri hiç çıkarmıyorlardı. Bu şekilde denize girmiştik, açıkçası fazla açılmaya korktuğumdan göbek hizamdaki yerlere kadar denize giriyordum. Bahsettiğim gibi evden asla çıkmam bu sebeple biraz kiloluydum bununda etkisi var korkumda. Ben Eren ve Selinle eğlenirken en başlarda kalabalık olduğundan dikkat çekmiyorduk ama Eren hareketleri biraz abartmaya başlayınca benimde verdiğim tepkiler fazlalaşmıştı ve insanların dikkatlerini çekmeye başladım. Herkes benim arkadaşlarımla konuşmama, onlara su atmama, onlarla gülmeme bakıyordu. Çoğu kişi alaycı olarak baksa da aradan bazı acıyan bakışlarda görüyordum. Benimle alay eden insanlar yüzünden hayata küsmüştüm. Ben bir suç işlemedim ki. Neden bana bunu yapıyorlar diye günlerce oturup ağlayarak düşündüğümü bilirim. Daha fazla uzatmadan sinirli bir şekilde denizden çıktım. Yine herkesin dikkati dağılmış, kendi aralarında eğleniyorlardı fakat onlardan nefret ediyordum. Yine güzel bir günümün içine sıçmışlardı. ilk defa denize giriyordum ve en fazla yarım saat durmuştum, bu gerçekten haksızlıktı. Havlu ve güneş sağolsun kuruyup sadece tişörtümü giyerek ailemin yanına yürümeye başlamıştım. Yolda Selin'e neden onların sizi görmediğini sorsam bile güzel bir cevap alamamıştım. Çok zor bir dönemdeydim, bilirsiniz ergenliğe giriş yaşlarıdır. Eren ise hiç büyümüyordu, küçüklüğümden beri kardeşiyle ilgilenen abi gibiydi sanki. Her zaman 18-19 yaşlarında bir insandı. Ben ise büyüyor, ona yetişiyordum. Ailemin yanına giderken sürekli diğer insanları ve düşünceleri umursamamamı, onların bana yetebileceğini söylüyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    +7
    Ereni bir yandan haklı bulurken bir yandan da herkes ile tanıştırabileceğim bir arkadaşım olmamıştı. Onlar kendi aralarında konuşurken ailemin yanına varmıştık. Piknik yerlerinde ortada masa, kenarlarında oturma yerleri olan normal piknik masaları vardı. Annem ve babam karşıma, ben, Eren ve Selinde yanıma oturmuşlardı. Biraz sıkışmıştık fakat yapacak bir şeyim yoktu, onları başka bir yere yollayamazdım sonuçta. Babam mangal yapmıştı. Çok severdim açıkçası tavuk yemeyi, bu yüzden herhalde babam tavuk yapmıştı ve haftada 1 kez evde tavuk yerdik. Biz yemeğimizi yerken Eren ve Selin'in tabakları olduğu gibi duruyordu, hatta içeceklerine bile dokunmamışlardı. Belki denizden dolayıdır dedim pek fazla üzerinde durmadım. Yanımızdan geçen insanlar benim onlarla konuşmamı garipsiyor, Eren ve Selin'in tabaklarına bakıyordu. Açıkçası fazlasıyla rahatsız olmuştum ama buradan kalkıp gidemezdik, ailemide düşünmem gerekirdi sonuçta, onlar buradan keyif alıyordu ve ben arkadaşlarım yemeklerini yemiyor diye buradan gidemezdim. Sonrasında ailemle denize gittik, kimsenin bakışlarına daha fazla maruz kalmadan o günü bitirdim ve akşam üzeri eve dönmeye başladık. Bu yaz daha fazla bir olay yaşamamıştım. Bu gün bile beni böylesine etkilemişken daha fazlasını zaten kaldıramazdım. Ama asıl korkum olan lise başlıyordu. Liseye gitmem gerekiyordu açıkçası, ailemi çok fazla zora sokuyordum özel dersler ile falan. Ev hanımı olan annem çalışmaya başlamıştı, durumumuz iyice kötüye gidiyordu fark ediyordum. Ağustos sonlarına doğru gelmiştik, okul yaklaşıyordu. Şu ana kadar okul forması neredeyse hiç giymemiştim, alışkında değildim haliyle ama annem zorla almaya zütürdü. Boyuma göre biraz uzun bir pantolon almıştık. Eren halimle dalga geçiyordu ama pekte umrumda değildi. Günler günleri kovaladı ve o gün geldi çattı. Sabah 7de kalktık ve kahvaltımızı ettik. Babam üçümüzü alıp okul yolunu tuttu. Sıraya girdik ve normal müdür konuşması yaptı yaklaşık 20 dakika kadar. Sonrasında sınıflara ayırdılar bizi. 5 dakika kadar bir arayış sonunda sınıfımı buldum. Hala hatırlarım, ilk sınıfım 9/E idi. Arkalarda bir yere geçmiştim ilk gün. Kimseyle konuşmuyordum, onlarda benimle konuşmuyordu. Yaklaşık 1 hafta kadar bu böyle gitti ve rehberlik dersine girdiğimizde yer değişikliği yapmaya karar vermişti. Pek hoşuma gitmemişti çünkü arkadaşlarım yanımda dikiliyor ve ben en arkada tek oturuyordum. Öğretmen beni orta sıralarda bir yere almıştı ve yanıma sempatik, şirin bir kız oturtmuştu. ilk günlerde olan tanışmalardan ismini biliyorum, kızın ismi Deniz'di. Koyu mavi gözlü siyah saçları olan 1.65 boylarında falan bir kızdı. Yanyana oturduğumuza göre konuşmamış gerektiğini düşündü sanırım.

    B: Ben D: Deniz

    D: Merhaba.
    B: Merhaba.
    D: Adın ne?
    B: Rengar, senin?
    D: Deniz, tanıştığıma memnun oldum.
    B: Bende.
    El sıkışarak konuşmayı bitirdik. Öğretmeni dinlerken bir yandan Eren birşeyler demeye başladı. Ben onunla konuşurken Deniz bana doğru garip bir bakış attı, Erenle konuşmamı garipsiyordu sanırım. Kiminle konuştuğumu sorduğunda Eren demiştim. Ardından Deniz Öğretmenden izin alarak yerini değiştirdi. Bu durum açıkçası çok fazla kırmıştı beni. Sinir ve hırstan gözlerim dolmuştu, yüzümün kızardığını hissedebiliyordum. Sınıfta ise gülüş seslerini duyabiliyordum, herkes alay ediyordu benimle. Lisemin zor zamanları daha ilk haftadan başlamıştı.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    +3
    Arkadaşlar kusura bakmayın cidden amacım rez almak değil.

    Öğretmenden izin isteyip arkadaşlarımla lavaboya gitmiştim. Yüzümdeki nefreti aynadan fark edebiliyordum. Selin kız olduğu için biraz daha yumuşak davranıyordu bana açıkçası. Eren plajda söylediklerinin aksine bazen benim bu halime gülüyordu. Eren'e sinir olmaya başlamıştım ama 2 arkadaşım vardı ve onlarla her zaman beraberdim, uyurken bile. Onlara bir şey diyemezdim, ki desem de bir şey fark edeceğini düşünmüyordum açıkçası. Yaklaşık 10 dakika kadar lavaboda durmuşum, fark etmemiştim. Birşey mi oldu veya sigaramı içiyorum diye kontrol etmek için öğretmen sınıftan bir kişiyi bakmaya yollamıştı. O sırada Selin'e bir kızın neden bunu yaptığını, ona herhangi bir rahatsızlık vermediğimi söylerken gelmiş sınıftaki çocuk. Fark etmemiştim, bizi biraz dinledikten sonra lavaboya girdi, öğretmenin beni çağırdığını söyledi. Giderken koridorda kiminle konuştuğumu sordu ve kısaca durumu "Sizin göremediğiniz fakat benim her daim yanımda olan arkadaşlarım var" diye özetledim. Bunun üzerine hiçbirşey demeden sınıfa çıktık ve öğretmenden özür dileyerek yerime geçtim. Sınıfın odağı hala üzerimdeydi, delilik değildi benim yaptığım ama deli olduğumu düşünüyorlardı, hemde hepsi. Halbuki hiçbirisi bana sorunumun ne olduğunu sormamıştı, hiçbirisi bana yardım etmeye, benimle arkadaş olmaya çalışmamıştı. Belkide Eren ve Selin ile bu denli yakın olmamın tek sebebi halkın bana bakış açısıydı, beni deli olarak gördüklerinden dolayı özgüvenim yoktu. Belkide gidip kimseye ufak bir selam vermeyi bırakın göz teması bile kuramadığımdan benimle doğduğum andan beri yanımda olan arkadaşlarımla herşeyimi paylaşmayı tercih ediyordum. Bunları düşünürken zil çaldı ve herkes teneffüse çıkmıştı. Sınıfta bir tek ben ve arkadaşlarım kalmıştık, her zamanki gibi sessiz sessiz onlarla muhabbet falan ediyordum. O sırada kapı açıldı fakat sırtım kapıya dönüktü, kimin geldiğini görmemiştim, ya bana bakıyorsa diye arkamı dönüp bakamamıştım bile kim olduğuna. Onu umursamadan muhabbetimize fısıltılar ile devam ediyorduk fakat birden yakınımdan selam diye bir ses gelmişti. Sınıftan bir kızdı fakat ismini hatırlamıyordum. Siyah gözleri, beline kadar uzanan siyah saçları vardı. Selam diye karşılık verdim. Elini uzatarak "ben Hamide" dedi. Memnun oldum diyebildim sadece
    H: Hamide
    B: Ben

    H: Arkadaşlarının isimleri ne?
    B: Eren ve Selin.
    H: Beni onlarla tanıştırmayacak mısın?
    B: Onları görebiliyor musun?
    H: Hayır ama tanışmak istiyorum.

    Dedi. Ciddi anlamda bu kızda bir şeyler sezmiştim ama fazlada umursamayıp tanıştırdım. Onlarada memnun olduğunu söyledi ve tanışma faslı bittiği gibi zil çalmıştı. Son derse girecektik ki öğretmenin olmadığı haberini aldık. Sevinmiştim açıkçası, kim sevinmez ki 1 saat erken eve gitmeye? Normalde babam beni okuldan almaya gelirdi fakat sınıf öğretmenimi arayıp gelemeyeceğini söylemiş. Bende eve mecburen otobüsle gitmeye karar verdim. Erenle şakalaşarak durağa gidiyordum ki durakta Hamide'nin oturduğunu gördüm. Kafamla selam vermekle yetindim fakat o yanına oturmam için ısrar etti, kıramadım da açıkçası. Biraz konuşmaya başladıktan sonra Hamide'ninde 2 arka sokakta oturduğunu öğrendim. Aynı otobüsle gidecektik yani. Bu iyi olmuştu açıkçası, belkide ilk arkadaşımı ediniyordum, yada daha fazla dayanamayıp oda beni bırakıp gidecekti bunu asla bilemezdim.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    +3
    Otobüs gelmişti, oturduğum yerde kart vb. Sistem olmadığından Hamide ve Seline öncelik vererek otobüse bindik, kendi paramı vererek boş bir koltuğa geçtim, Hamide'de parasını verdi ve gelip yanıma oturdu, bunu beklemiyordum açıkçası. Benimle yakın olmaya çalışıyordu sanırım. Kim benimle yakın olmak isterdi ki? Şişman, kimsenin görmediği arkadaşlara sahip, çevresinde kimse olmayan bir insan. Dışarıdan ucube gibi göründüğümü biliyordum. Ama o benimle yakınlaşmak istiyordu, amacının dalga geçmek olduğunu düşünsem bile bana yakınlaşmaya çalışan bir insanı reddedemezdim. Ev yaklaşık 15 dakika sürdü. Ama yolda Eren'de Selin'de benimle konuşmadı. Bu yüzden bir problem yaşamadım, yol boyunca sadece Hamide ile konuşmuştum. Yol bitince eve doğruda beraber yürüdük ilk olarak benim evime gelmiştik. Hiçbirşey olmadı, önce arkadaşlarıma kapıyı açarak içeri girdik. Evin zilini çaldım, annem kapıyı açtı. Hiçbirşey olmadı o akşam. Sabah babam okula zütürürken durakta Hamide'yi gördük, babamdan rica ettim ve Hamide'yide arabaya alıp okula gittik. Sınıfta yerine geçti tabiki ben yine yalnız oturdum , arkadaşlarımla muhabbet ettim. Alışmıştı sanırım sınıftakilerde bu duruma, Eren ve Selin'le istediğim gibi konuşabiliyordum. Aradan birkaç kişi çıkıyor dalga geçen ama onları umursamamayı öğrenmiştim. Erenle sınıftaki kızlae hakkında bile konuşuyorduk, Denizin hoş bir kız olduğunu düşünüyordu ama o kız beni çok kırmıştı, bu yüzden banada çaktırmak istemiyordu. Selin ise sınıfta kimseyi beğenmemişti, yakışıklı çocuklardı aslında ama zevkleri farklıydı büyük ihtimalle. Dersler başlamıştı, Eren'de Selin'de sıkılıyordu, benimle konuşmaya çalışıyorlardı ama ders dinlemeye çalışıyordum, yinede dikkatimi dağıtıyorlardı. Cidden çok seviyordum onları, tavrım ne olursa olsun bana asla küsmüyorlar, bana karşı bakışlarını asla değiştirmiyorlardı. Ailem hariç sevildiğimi hissettiren tek insanlardı, aslında ailem dışında tanıdığım tek insanlardı.
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz reyiz aşk da var sarar yaz sakın az takişçin var diye beğenilmedi sanma ilk entry yaz beğensin girenler ki gözüksün hikaye hade kolay gelsin
      ···
  11. 11.
    +1
    Arkadaşlar cidden özür diliyorum bazı sorunlardan dolayı devdıbını bu akşam getiremedim.
    ···