1. 51.
    0
    reserved
    ···
  2. 52.
    0
    Şarkı bitince camdan uzaklara bakıp bir sigara yakıyorum acaba esra neler yapıyordur? o kimleri düşünüyor? ne zaman onunla tanışabileceğim..

    Ben bunları düşünürken alex arkamdan bana sarılıyor.

    alex: sen bana tel verecek
    cebimden çıkartıp telefonumu veriyorum, kendi numarasını yazıyor ve kaydediyor.

    Bir kaç dakika sonra tolga mesaj atıyor,
    Tolga: hazırlan gitmeliyiz.
    ben: biraz daha kalalım la dur.
    Tolga: 10dkya geliyorum haberin olsun.
    ben: tamam

    Alexle biraz muhabbet ediyorum ve tolga geliyor. Biraz benim odada hep beraber eğleniyoruz, ben alexi öpüyorum valentina ve tolga beni kınıyor

    Güzel bir gece geçiriyoruz artık veda zamanı, kızları taksiyle aldığımız yerde bırakıp cabbar ben tolga taksime dönüyoruz.

    ben: oğlum ne güzel eğleniyorduk niye erken bitirdiniz amk.
    tolga: la sabaha kadar anlaşmadıkmı. sabah ezanı okunuyo işte.
    ben: bu nasıl bir düşünce aq.

    Neyse kazancı yokuşunda ki evin ziline defalarca basıyoruz kapıyı açan yok. Cabbar duranı aramaya karar veriyor.

    Cabbar: alo
    Duran: alo
    Cabbar: duran biz kapının önündeyiz açsana
    Duran: evde kimse yok, bu saatte nabıyonuz orda
    Cabbar: nabıcaz biz
    Duran: ne gibim yaparsanız yapın.

    Durandan bu cevabı alınca kazancı yokuşundan yürüye yürüye deniz kenarına vardık. Banklara oturup muhabbet etmeye başladık.

    Tolga: la osman
    ben: efendim
    Tolga: oğlum ben bu kızı hiç unutmam lan.
    ben: numarasını alsaydın geliriz gene.
    Tolga: hagibtir aklıma gelmedi la. tüh
    ben: merak etme ben aldım, yarın seninkinin numarasını öğreniriz.

    Tolganın birden asılan üzgün suratı tekrar eski haline döndü (:

    Birkaç dakika sonra kürşat arıyor.
    Kürşat: aloo nerdesiniz
    ben: abi deniz kenarındayız.
    Kürşat: siz ne yapın biliyomusun
    ben: yok ne yapalım
    kürşat: ben geleyim sizi alayım, oğlum otelden niye çıktınız. cabbar yanınızdamı
    ben: burda abi,
    kürşat: dur geleyim onuda gibicem, sen şimdi tam nerde olduğunuzu anlat bana.

    10-15 dk sonra kürşat geldi, taksinin kapısını açınca babam gelmiş gibi sevindim ben bize doğru gelecek diye beklerken, taksinin kapısından dışarı kusmaya başladı. sonra kapıyı kapatıp yola devam ettiler. arkalarından el kol yapınca taksi geri döndü.

    Hemen atladık taksiye.

    kürşat: kardeş sen bizi en yakın en ucuz otele zütür.
    taksi: ne tarafa zütüreyim abi aksaray uyarmı
    kürşat: zütür gidelim ucuzmu.
    taksi: bilmiyorum ki abi sorarsınız.

    ben şu duranı arayım.

    Kürşat telefonun dokunmatik tarafını dışarı bakacak şekilde ve ters olarak kulağına alıyor.

    Duran: alo
    Kürşat: alo bebeleri aldım.
    duran: tamam
    Kürşat: bağır duyamıyorum ne diyosun bebeleri aldım.

    Arkada tolga ve ben gülmekten kendimizden geçiyoruz. Kürşat çok fazla içtiği için çok kötü durumda ama bu onu çok komik bir duruma sokuyordu, bazı insalar içince agrasif olur kürşat tam tersi pamuk gibi adam oluyordu...

    Cabbar: iyi misin abi?
    Kürşat: cabbar sus bizi rezil ettin karının yanında sus aq. sakın konuşma bidaha

    kürşat telefonu taksiciye veriyor,

    kürşat: (taksiciye telefonu uzatarak) al uşağım şu telefonu benim kafam kazan.
    ben: abi adama niye veriyon telefonu, ne konuşcak adam duranla.
    kürşat: ne konuşcaksa konuşcak. senmi konuşcan al konuş aq

    telefonu alıyorum ama duran çoktan kapatmış pansiyon gibi biryere gidiyoruz, kürşatta biraz toparlıyo kendini.

    cabbar: abi bana çok kötü kız ayarladın, bunlara iyi ayarladın bana gib gibi.
    kürşat: ulan gibik orda sen demedinmi tamam abi iyimiş bu ben bunu alim diye.
    cabbar: ama abi
    kürşat: sus gibicem konuşma.
    kürşat: O kız hebanın (kürşatın aldığı hatunun adı.) arkadaşıydı, kızın yanında ne bu çirkin fln dedin hebada gitti senin yüzünden aq. geri klübe gittim, ne var ne yok içtim.
    cabbar: ben bida sebo ile gidicem seni gördük.
    kürşat: ne gibimle gidersen git aq. (tolgayla bana dönüp) sizin nasıldı iyimiydi.
    tolga: abi çok iyiydi valla ya, ben asla unutmam bu kızı.
    ben: asdasfa iyiydi reyis. kral adamsın valla

    Oradan uçakla izmire dönüyorum, abilerim olduğu için herkese kısa mesaj atıyorum. Ben eve vardım herkese tşkürler.

    izmire inince bikaç gün alexle msjlaştık, valenin numarasını alıp tolgaya gönderdim. Alex benimle yaşıt olduğu için sanki kız arkadaşım gibiydi..
    Tümünü Göster
    ···
  3. 53.
    0
    up up up
    ···
  4. 54.
    0
    boşamı yazıyorum lan varmı dinleyen
    ···
  5. 55.
    +1
    okudum. kendimden bir şeyler buldum, para kısmı hariç.
    ···
  6. 56.
    0
    13 mayısta 2012 de tekrar istanbulda tüm ekip toplandık, 13 mayısın önemi nedir diye soracaksınız. O gün Fenerbahçe - Galatasaray Playoff son maçı vardı. Fener kazanamadığı taktirde galatasaray şampiyon olacaktı ve bizim ekipte herkes galatasaraylı. knight oynayarak tanışan bu 7 kişinin hepsini galatasaraylı olması milyonda bir olasılık sanırım.

    Türkiyenin farklı şehirlerinde olan ekibimiz o günün öğlen saatlerinde istanbulda toplanıyor.
    Maçı nerde izleyeceğimizi sebo ayarlıyor, evimiz bu sefer istiklalcaddesinde olduğu için maçıda istiklaldeki madoda izleyeceğimizi biliyoruz.

    Herkes formasını giyiyor ve maça 1 saat kala mado da yerimizi alıyoruz..

    Herkes heyecan içinde maçın nasıl biticeğini düşünüyor, tartışıyor maça sayılı dakikalar kala mado artık adım atamayacağımız kadar doluyor.

    100 civari kişi ile maçı izlemeye başlıyoruz en önde bizim grup. maç çok ateşleniyor. Sebo kendini tutamıyor.

    Sebo: Cimbombom cimbombom
    Sebo: çocuklar sizde alkış yapın, tezahürat yapıyoruz.
    Cabbar: tamam abi.

    Sebo baya kendini kaptırıyor ve galatasaraylı bir oyunca faul yapılıyor.

    Sebo: OÇ, adamın anasını sktin anasınıı!!!
    Garson: efendim sakin olun.
    Sebo: (sebo adama bakmadan) Ne sakini görmüyomusun adamın hayatını sktiler.
    Sonra adama dönüp pardon diyor.

    sebo ekipte muhasebecimiz, para işlerine bakıyor.

    Bende gözlerime kürşatı kontrol ediyorum, genelde ortamda onun sözü geçer ama maç boyunca ağzını bıçak açmıyor diyebilirim.

    Bir kaç problem daha yaşıyoruz ama sorun yok, maç 0-0 sona eriyor. hepimiz bunu çoşkuyla kutluyor ve bağıra bağıra istiklale iniyoruz, (gerçi 5-10 dk sonra herkes birbirini kaybediyor )

    https://scontent-a-fra.xx...706819332&oe=547C3874

    Bu kalabalıkta tolgayla tekrar birbirimizi buluyoruz.

    Tolga: lan eve gidelim hadi, kız işini nabcaz?
    ben: bilmiyom ki gidelim hadi.

    D.N: Bu sefer hepimiz bir evde kalmıyoruz herkesin kendi 1+0 dairesi var ama herkes aynı apartmanda, apartman 4 katlı olduğu için bir yada iki daire hariç hepsini biz kiralamışız.

    bütün odalar aynı sayılacak tipte sadece kürşatın kaldığı oda biraz daha büyük ve fazladan bir çekyat daha var.

    Tolgayla apartmana doğru giderken kürşat ile karşılaşıyoruz.

    ben: abi nereye?
    Kürşat: markete gidiyorum alkol fln alıcam.

    Hep beraber markete gidiyoruz. Kürşatın gözüne redbull tarzı bir ürün çarpıyor.

    Kürşat: bu buzzer ne uşağım, işe yarıyormu acaba
    ben: bilmiyorum ki reyis alalım istersen.
    Kürşat: ok 3 tane alıyorum.

    Alkol olarakta absolit 70lik vodka ve birkaç bişey daha alıp kürşatın odaya geçiyoz. Kürşatın hatun çoktan gelmiş olmalı ki içerde onunla karşılaşıyoruz. Tolga valentinayı arıyor, alexide alıp taksime gelmelerini söylüyor.

    Kürşat: osman sana bir kokteyl yapayım bende güç gelsin.
    ben: ne yapacan reyis
    Kürşat: Ver bakayım şu buzzerla birayı.
    ben: abi alkolle kullanmayın diyo sen birayla karıştırıyon
    Kürşat: dur oğlum sana süper bişey yapacam, 6 atacan kıza aq

    Kürşat vodka bira buzzer redbull ve viskiyi koca bir bartakta karıştırmaya başlıyor.
    ben: abi sen nbıon öldürcenmi beni.
    tolga: iç la işte adam uğraştı aq
    ben: keşke uğraşmasaydı aq

    Neyse içiyorum sonra vodka redbull devam ediyoruz, iyice kafayı buluyoruz diyeblirim.

    kürşat: oğlum siz hani kızları alıyodunuz lan 1 saat geçti.
    tolga: arıcaklar abi.
    kürşat: sen bi ara bakalım.

    Tolga valeyle konuşuyor ve taksim anıtının orda bizi beklediklerini söylüyolar. Caddeye çıkıyoruz insan trafiği çok fazla.

    Tolga: oğlum kızlara ayıp oldu koşalım
    ben: ne koşması aq

    Tolga koşmaya başlıyor, adamın birine çarpıyor, adam buna laf yapıyor tolgada hayatını giberim diyor adama

    ilk defa tolgayı öyle görüyorum ve şaşırıyorum, hani demiştim ya alkol kürşatı pamuk gibi adam yapıyor diye, tolganında içindeki delikanlıyı çıkartmış olabilir.

    adama dönüp, kusura bakma gibisinen el yapıp ortamı rahatlatıyorz ve anıta doğru devam ediyorz. vardığımızda kızları görüyoruz, sarılıyorum fln tolgada sarılıyor öpüyor.

    Kızlara sevgilimiz gibi davranıyoruz, ben 19 tolga ve kızlar 18 yaşında.

    Kızlarla beraber kürşatın odasına geçiyoruz alkol muhabbet sohbet herşey güzel.
    Kapı çalıyor cabbarı içeri alıyoruz.

    Cabbar: abi bana kız alalım aksaraydan.
    Kürşat: gibik geçen diodun ben bidaha senle gitmem köpek giberim diyodun.
    Cabbar: başka alırız ben beğencm bu sefer.
    Kürşat: ben gitmem aq. gibseler kalkmam burdan. hele senin için hiç gitmem

    kürşat gitmek istemesene en sonunda dayanamayıp gitmeye karar verdi. diyorum ya tam bir abidir diye kürşat cabbar ve heba gidince oda bize kaldı.

    Biraz alkole dvam ettik, sonra kızlar yatağa uzandı, tolgaya kaş göz yaptım oda olayı çaktı hemen bizde yatağa uzandık, 2 kişilik yatakta 4 kişi olduk. Öpüşmeler fln başladı, tuhaf olacak bir olaya doğru gidiyorduk..

    alkolün etkisiyle zaman çabuk geçmiş olmalı ki, anahtarla kapı açılıyor. kürşat yatakta kızlarla bizi görünce basıyor eksiyi diyebilirim

    Kürşat: uşağım şımarmayın.
    ben: tam zamanında geldin be reyis.
    Kürşat: bnm odamda böyle şeyler yapmayın, gidin kendi odanızda ne tak yaparsanız yapın.
    tolga: eğleniyoduk reyis
    kürşat: hadi oğlum sizin odanız yokmu bütün gün benim odadasınız.
    ben: abi muhabbet ediyoduk niye öyle diyosun şimdi.
    kürşat: gibişip gibişip buraya geliyonuz aq ne muhabbeti

    tolgayla ben en son kata çıkıyoruz, odalarımız karşılıklı. biraz tolganın odasında muhabbet ettikten sonra ben alexide alıp kendi odama geçiyorum.

    alexle muhabbet ediyoruz bira içiyoruz kapı çalıyor, çalan tolga.

    tolga: la kürşatın odasına gidiyoz sizde gelin.
    ben: aq az önce kovulduk gene niye gidiyoz.
    tolga: msj atmış gelin diye.

    Kürşat herhalde üzüldü ki bizi tekrar çağırdı, odaya girdik muhabbet ediyoruz alkol içiyoruz cabbardan mesaj geldi kürşata.

    cabbar: abi ben bu kızı gibemedim.
    kürşat: nasıl gibemedin?
    cabbar: abi kız gibtirmiyo para vericezmi buna
    kürşat: gelip benmi gibeyim aq, yap bişeyler.

    Kürşat gece diskoya gidelimmi diye soruyor bizde olumlu cevaplıyoruz, kızlarında hoşuna gidiyor bu onlarda olumlu cevap veriyorlar..

    Sonra tekrar odalara dağılıyoruz,

    alexle yatakta takılmaya başlıyorum işim bitince Alex bana dönerek
    alex:sana bir iyi bir kötü haberim var

    Ben bildiğiniz bembeyaz oldum, aklıma ilk gelen kötü haber ben aidsim iyi haber sende artık aidsin gibisinden birşeydi ve dona kalmıştım, nefret ve sevgi birbirine karışmıştı. Bu duyguyla ilk defa karşılaşıyordum bu yüzden tarif etmem imkansız.

    Tabi o bunu anladı ve güldü
    alex: kötü haber; bebeğin olacak. iyi haber; ondan hiç haberin olmayacak.

    Benim kafam karıştı Sonuçta her yapıldığında hamile kalma olayı yok. buna 2 ay sonra test yaptırmasını ve bana haber vermesini söyledim.

    Gece ben kürşat heba alex tolga valentina diskoya gittik, balo sokakta çınar altı diskosu var bilen bilir. Orda baya takıldık bayada içtik. gece 4 gibi orası kapandı aynı sokakta sabaha kadar açık olan zarifeye geçtik.

    Çok fazla sarhoş oluyorum, dışarı çıkıyorz hava aydınlanmış. şaşırıyorum bağıra bağıra zaaa diyorum sonra kürşatla tolgada zaaaa zaaaaaaaaa diye gülmeye başlıyorlar. birbirimize bakıp bakıp gülüyoruz. ben gülmekten düşüyorum fln.

    Eve doğru gitmeye başlıyoruz, çok sarhoş olduğum için kendime bir yön belirliyorum, bir kaldırım taşını kendime hedef seçiyorum ve düz bir şekilde o taşa ulaşmaya çalşıyorum alexte kolumda bana destek alarak yürüdüğü için baya zorlanıyorum. bir ara taşı kaybeder gibi oluyorum ama sonunda taşa ulaşıyorum ve kendi kendime seviniyorum.. (artık nasıl bir alkol kafası yaşıyorsam aq.) bir şekilde apartmana ulaşıyoruz. herkes içeri giriyor en son alexle ben içeri giriyoruz, alexi duvara yapıştırıyorum ve onu sevdiğimi söylüyorum, oda karşılık olarak beni dudağımdan öpüyor..

    kafamız biraz düzelince tolgayla ben kızları taksiyle evlerine yolluyoruz.

    Tolga: oğlum ben bu kıza aşık oldum.
    ben: sanırım bende aşık oluyorum..
    Tümünü Göster
    ···
  7. 57.
    0
    bir gün sonra tolga ve ben kızları tekrar çağırdık, onları aynı yerde karşıladık ve kürşatın odasına geçtik.

    ben: oğlum bunlar sarımsakmı yemiş ya.
    tolga: aynen kanka
    ben: bu nasıl bir koku aq. işlerinede saygısı yok bunların.

    Odada kızlar hariç herkes gülüyor.

    Alex: biz türk mantı yedik.
    ben: ben sizi rus sanıyordum. (gülüşmeler.)
    ben: tolga nabcaz la, kızları gerimi yollasak aq
    tolga: (gülerek) ne bilim la saçlama

    alex: (gözleri dolarak) sen unuttu ben biliyor türkçe
    alex: ben istemiyor para ben şimdi gidiyor.

    Bende çokta gibimde gibisinden bir tavır takındım, çünkü bedava paraya hiçbir huur hayır diyip gidemezdi ama kız çantasını aldı ve dış kapıyı açtı ve yürümeye başladı. Masanın üstünden nane sakızlarını aldım ve kızın peşinde koştum.

    ben: herşeyin çözümü var.

    Kız şaşırarak bana baktı ve bişeyler söyleyeceğimi düşündü. elimi açıp ona naneli sakızları gösterdim.

    Utanarak hafif bir gülümsemeyle bana baktı. Elimdekileri aldı.

    Alex: beni durdurmayacak sandı ben.
    ben: Gitmeyeceksin sandım. sadece şaka yapmıştım

    Gözlerinden yaşlar gelmeye başladı,

    alex: ben seni gerçekten seviyor burdan 2 ay sonra gidiyorum senden çocuğum olacak senden hiçbirşey istemiyorum ama sen beni sevmiyor, kötü davranıyor.

    Elini tutup boş kalan elimlede göz yaşlarını sildim. Yıllarca başımı binbir derde soktuğum huur olmayan kızlardan daha sıcak ve daha sıkı sarıldım ona.
    ···
  8. 58.
    0
    up up up
    ···
  9. 59.
    0
    up up up
    ···
  10. 60.
    0
    istanbulda bir hafta çabucak bitti, Duran kıbrıstan getirdiği 70lik absent şişesini hediye olarak bana verdi.

    Daha konyaya gitmeden evde ki çocuklara haber verdim. Heyecanla beni beklediklerini söylediler.

    Duran: kaç kişi içiceniz bunu
    ben: 3 kişiyiz kanka ama sağlam içiyoruz haberin olsun
    Duran: yarısına gelirseniz helal olsun ama gelemezsiniz bu hayal gösterenden ;)

    Eve gidince güzel bir masa kurduk, netten nasıl içileceğini fln araştırdık. Buyrun buda o gece ki masamız

    http://scontent-b-fra.xx....95466821_1318191389_n.jpg

    Sırasıyla bardaklara absent doldurduk, ardından şekeri absent içine sokuyor ve alkole karışmasını sağlıyorduk şekeri çıkardıktan sonra bardağın yüzde yetmişi kadarını su ile tamamlıyor ve çatal yardımıyla absentlediğimiz şekeri yakarak bardak üstünde eritiyorduk

    temsili resim http://4.bp.blogspot.com/...sw/s1600/absinthe_032.jpg

    önce birer ikişer yudum aldık, bana tadı rakıyı anımsattı, alkol oranı çok olduğu için olsa gerek..

    aytunç: oğlum buna fondip atsak ciğerimiz çürür aq
    onur: ben atarım kanka
    aytunç: gibtir len
    onur: ben atarım kardeşim, demirden korksak çatal kullanmazdık.
    ben: :D :D :D
    onur: bak bu bardağa fondip atıcam ama sende benden sonra fondipliceksin
    ben: oğlum manyaklaşmayın absent bu şakası yok.
    aytunç: sen ona fondip at ben atmassam huur çocuguyum!!

    Onur bardağı eline aldı önce şöyle bir inceledi hafif bir salladı, sonra fondipi yapıştırdı.

    Onur: hadi lan hadi.
    Aytunç: izle

    Aynı şekilde aytunçta bardağı fondipledi.

    sonra onur yüzüme baktı, hiç onunla tartışmaya girmeden bardağı fondipledim.
    Sanki alkolün geçtiği her hücreyi hissediyor gibiydim. ağzım boğazım, midem. hepsi altüst olmuştu. kusucam sandım ama hemen sigara yakıp birazda olsa hafiflettim.

    Tekrar bardakları hazırladık şekerleri erittik, bu sefer aytunç onura fondip teklifinde bulundu. Ben ise baştan kabul etmediğimi belirttim. bunlar aralarında tartışıp tekrar fondiplediler.

    5-10dk sonra olanlar:

    Onur: hacı kapıyı mapıyı açın içersi çok sıcak oldu,
    ben: manykmısın amk dışarda kar yağıyo
    Aytunç: bencede sıcak oldu.
    ben: ben üşüyorum valla kapı mapı açılmıcak.

    Onur ve aytunç ceketlerini çıkarttılar, bu arada bende bardağımı bitirdim ve 3. bardağa geçiş hazırlığı başladı.

    Onur: aytunç, bilader sence ben su olmadan yarım bardak absent içebilir miyim?
    ben: hah mına koyim çoşma
    Aytunç: yannan içersin.
    Onur: Ben içeerim ama sende içersen.
    ben: gene aynı muhabbete döndük aq.
    Aytunç: bilmiyorum hacı ama sen onu içemezsin.

    Onur bu lafı duyunca bardağın yarısını absent doldurdu ve sek olarak içti.

    hemen ardından, aytunç bardağın yarısının biraz fazlasını sek olarak doldurdu ve içti.

    Bende bardağın yarısının yarısı kadar doldurup içtim, bu sefer gerçekten vucudum yanıyordu. içerdeki sıcaklığı hissettim ve salonun kapısını açtım. arkamı tekrar döndüğüm de onur ile aytunç atlete kadar herşeyi çıkartmıştı.

    Onur: oğlum yanıyorum.
    Aytunç: onur senin hayatını gibim.
    Onur: ama kardeşimsin.
    Aytunç: evet sende benim kardeşimsin.

    Bildiğiniz sarhoş muhabbeti dönmeye başladı. şişenin dibinde kalanı 3e böldüm neredeyse adam başı çeyrek bardak düşmüştü. bunu adam gibi için bari dedim. onur tamam diyip sek olarak (bu sefer şekerde yok) fondipledi. aytunçla ben normal olarak bardakları bitirdik.

    5-10 dk sonra:
    Onur: oğlum gidiyorum ben
    Aytunç: gelirken sigara getir.
    ben: ne gitmesi ne sigarası nereye gidiyon aq

    Onura baktım gözleri kapalı kolları ve bacakları istemsizce titriyor.

    Onur: oğlum uçuyorum tutun beni, görmüyomusun aytunç tavana değicem tuuut beni.
    aytunç: oğlum sarhoş lan bu
    ben: hacı hayal gösteren ot var bunun içinde normal.
    onur: aytunç sigaramı ateşle
    aytunç: nerde sigara.
    onur: ağzımda ateşle sen.
    aytunç çakmağı alıp ateşledi. (görünürde sigara fln yok ama onur içtiğine inanıyor.)
    onur: osman bu ne kaçak sigaramı içiyon aq. parliament verin bana parliament içicem.
    ben: oğlum bak sarhoş oldun evi yakıcan aq gibtir et sigarayı fln.
    onur: aytunç buraya gel öp beni.

    aytunç gidip onuru yanaklarından öpüyor,

    Onur: şimdi osman sigarayı ver.

    Paketin içinden parlementi uzatıp veriyorum. Onur sigarayı yakıp bir fırt alıyor

    onur: aytunç, kardeşim, sence ben bu sigarayı koluma basarmıyım?
    aytunç: basmazsan adam değilsin
    ben: aq nabıyonuz siz yaa, dur lan dur.

    onurun kolunu tutuorum basmaya çalışıyor.
    aytunç: hasgdahahhaaha ulan adam harbi basacak.

    onur bir şekilde sigarayı koluna basıyor. daha sonra laptobunun başına geçip facede ki herkese mesaj atmaya başlıyor. mesaj içeriği yok, klavyeden rastgele harflere basıyor. 10-15 dk böyle devam ediyor
    Tümünü Göster
    ···
  11. 61.
    0
    ben yatar beyler dinleyen olursa yrn devam ederim
    ···
  12. 62.
    0
    up up up bekliyoruz
    ···
  13. 63.
    0
    Sarhoş muhabbetinden sıkıldığım için içeri odama geçtim, normalde çok konuşan ben alkol alınca suskun biri oluveriyorum.

    Kulaklığımı takıyorum müzik dinleyerek facede dolaşmaya başlıyorum. Esranın okulun face sayfasında 10dk önce yazdığı durum dikkatimi çekiyor..

    Esra Akça: Arkadaşlar metro turizmde bilet bulamıyorum, ek sefer uygulaması oluyor mu?

    Hemen yorum atıyorum.

    Osman Aslan: maalesef ama talep olursa belki.
    Esra Akça: teşekkürler..

    daha sonra kapım çalıyor gelen aytunç,

    aytunç: kanka müsaitmisin
    ben: evet kanka.
    aytunç: kanka senden bişey isteyebilir miyim?
    ben: evet
    aytunç: kanka arabanın anahtarını versene bira alıp gelim be.
    ben: yok oğlum çok sarhoşuz zaten
    aytunç: tamam anahtarı verde biraz gezim bari.
    ben: ya gibtir git manyakmısın veremem hacı
    aytunç: oğlum ver lan birde kullancam yeminle.
    ben: la sktir git yat, yok sana araba (birde nasıl kullancaksa aq :D)
    aytunç: sarhoşum diyemi vermiyon kanka.
    ben: normal olsanda vermem aq. senin ehliyetin yok
    aytunç: eyw.

    günü böyle bitiriyoruz sabah kalkıyoruz, güzel bir kahvaltı yapıp duşumuzu alıp okula çıkıyoruz.

    Onurun yaptıklarını anlatıyorum inanmıyor. aytunç arabayı istediğine inanmıyor. Absent içtiğimizi duyan bütün sınıf etrafıma toplanıp bu hikayeyi dinliyor. Daha sonra tüm okulda adımız duyuluyor.

    Herkes birbirine hayal gördüren absentten bahsediyor bikaç kişi tekrar absent getirip getiremeyeceğimi soruyor, hepsine hediye olduğunu söylüyorum ama bir daha içersem mutlaka onuda çağıracağım söylüyorum. (böyle 20 kişi söz vermişimdir aq, kırılmasınlar diye)

    birkaç gün sonra 2. sınıfların mezuniyeti olacak, benide çağırıyorlar. mutlaka gelmem gerektiğini söylüyorlar.

    Aytunç ve onurlar küçük bir ev toplantısı yapıp gitmeye karar veriyoruz, o gün için saç sakal güzel gömlek pantolon yapıyoruz ve mekana gitmeden önce 2 şer bira çakıyoruz.

    Mekana giriyoruz 2.sınıf kızlar bizi hemen karşılıyor.

    kız1: hoşgeldin osman
    kız2: hoşgeldiniz.
    kız3: ooo siz gelirmiydiniz buraya.

    Nuri: ooo kankalar hoş geldiniz.

    Biraz mekanda takılıyoruz dans ediyoruz.

    nuri: oğlum yokmu bişeyler, son günlerim aq.

    aytunç ben onur nuri arabaya atlıyoruz 2 şer bira daha çakıyoruz onur tekrar zuum oluyor. mezun olanlardan daha heycanlı görüyorum onu aq :D

    saat gece 12yi geçiyor mezuniyet bitiyor ve nuri yanıma geliyor.

    Nuri: kanka, kızları yurda bırakıcamda görüyosun gece kıyafeti var üstlerinde bu saatter böyle gezdirmiyim bunları.
    Nuri: arabayı verde 5dk atıp geleyim.

    Kızlar madur kalmasın diye mecburen kabul ediyorum. sonra bizim çocuklar geliyor.

    Onur: hadi eve gidek aq 2 bira daha alırız ooohhh..
    ben: hacı arabayı nuriye verdim kızları bırakıcak.
    Aytunç: aq arabayı bir kaç haftadır tanıdığın adamamı verdin.
    aytunç: kafanı gibeyim senin.
    ben: aq mecburiyetten verdik içte germe ortamı
    aytunç: bilader bnmle hiç konuşma, lugatımda sana yer yok.
    ben: ne biçim konuşuyon oğlum sen kafanmı iyi
    aytunç: yok bilader ben anlıyorum seni eyw çok sağol senide tanıdık.
    ben: aytunç sus skicem ne tribindesin sen, istemiyosan gidersin seni tutan yok
    aytunç: bilader ben evden ayrılıyorum haberin olsun.
    ben: kalırsan adam değilsin.
    onur: oğlum nabıyonuz aq durun lan.
    aytunç: yok bilader ben gidiyorum eve yürüyerek gidicem
    ben: gibtir git
    onur: amk saçmalama saat gece 1 ev burdan 1 saat sürer yürüyerek.
    ben: bırak gitsin aq
    onur: saçmalama oğlum dur ya ayıp ediyonuz.
    aytunç: onur bırak gidicem bavulumu toplucam.
    ben: sanki evliyizde annesinin evine gidiyo aq :D
    aytunç: sie
    ben: vazgeçersen adam değilsin.

    aytunç gitmek üzereyken nuri geliyor teşekkür ediyor arabaya binip eve geçiyoruz.
    Aytunç gerçektende çantasını topluyor, onur beni durumu düzeltmem için ikna etmeye çalışıyor.

    aytunç içeri geliyor, bu saatte bir yere gidemem ama yarın gidicem bavulumu hazırladım diyor.

    ben: saçmala ne bavulu ne gitmesi kal kaldığın yerde kafan iyi senin aq.
    aytunç: yok bilader ben gidicem öyle gerekiyor.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 64.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=NbW1QpPq1dA
    ···
  15. 65.
    0
    Sabah oldu, öğlen gibi aytunçun odasında ki hafif kapıdan baktım hala odada duruyordu.

    ben: noldu gitmiyormuydun sen?
    Aytunç: gidicem merak etme.

    Aradan bikaç saat geçti ve aytunç odama geldi.

    Aytunç: kanka biraz konuşalımmı
    ben: artık konuşacak ne kaldı ki aytunç?
    aytunç: kanka dün için kusura bakma
    aytunç: çok sarhoştum kanka, arabayı bana değilde başkasına verdiğin için darıldım. sen benim kardeşim gibisin.
    ben: oğlum sende bnm kardeşimsin ama senin ehliyetin yok, ehliyeti al söz kullandırıcam. ne arabaymış aq
    aytunç: artık istemiyorum kanka, özür dilerim evde kalmak istiyorum.
    ben: tamam aytunç sıkıntı yok burası snnde evin.

    aytunç eyw kanka dedikten sonra 2 dal sigara çıkarttı birini bana uzattı beraber tüttürdük. dün geceki hali için pişman ve mutsuz gözüküyordu biraz ona moral verdim.
    ···
  16. 66.
    +1
    rezzzzzzzz
    ···
  17. 67.
    0
    1.sınıfın yaz tatilinde hile ekibi olarak antalyada 5yıldızlı bir otelde tatil yapmaya karar verdik.

    Güzel bir tatil herkes için iyi olacaktı, belki bileniniz vardır otel kervansaray.

    http://fbcdn-sphotos-a-a....227807112_422385724_n.jpg

    Uzun süre bir otobüs yolculuğundan sonra otele vardım. Herkes oradaydı sadece duran akşamüstü geldi.

    Havuzda ve denizde güzel anılarımız oldu. akşam yemeğini yedikten sonra odalara dağıldın ve ben kürşatla kalıyordum.

    Kürşat: uşağım bira içelim.
    ben: içelim reyis.
    Kürşat: bak bu 2,5litrelik coca cola şişesini al buna bira doldurt gel.
    ben: abi olurmu öyle şey 5 yıldızlı otelde şişeye bira doldurmazlar.
    Kürşat: aynen haklısın o zaman 5 bardak bira al bunları kuytu köşede şişeye doldur gel.

    Bu banada mantıklı gelmişti, merak ettiğim tek şey kürşatın cola şişesini nerden bulduydu, çünkü otelde herşey bardakla veriliyordu, belkide bunu düşünerek cola şişesini arabadan getirmişti. bilemiyoruz, neyse pozitif bakalım 5litrede verebilirdi *

    Otelin barında 5 bardak bira aldım, birşekilde gizli olarak cola şişesine biraları doldurdum.

    ben: abi geliyorum kapıyı aça koy.
    Kürşat: tamam uşağım, hallettinmi
    ben: evet

    Odaya girdim. bira içip muhabbet etmeye başladık.

    ben: abi burdan istanbulamı gitsek
    Kürşat: noldu lan aleximi özledin.
    ben: özledim abi ama 2 aydır ondan haber alamıyorum, valentina ve alexin sınır dışı olduğunu duydum.
    Kürşat: uşağım takma kafaya bunlar huur sakın güvenme bunlara, bunların amacı sadece para.
    ben: haklısın reyis ama ben seviyorum alexi be.
    Kürşat: uşağım facende birsürü kız var. ne işin var senin alexle guizayla, okuldan yapsana bir tane.
    ben: abi okuldan sevdiğim bir kız var ama daha tanışamadık.
    Kürşat: bu nasıl sevgi aq. tanışmadığın kıza nasıl aşık oldun.
    ben: ne bileyim abi hareketleri gülüşleri hoşuma gidiyor.
    Kürşat: o diğer kızı nabtın, aksaraydan aldığın aydayı beğenmedinmi.
    ben: iyi hoş kız abide, ben alexi özlüyorum. Çok güzel anılarımız var.
    Kürşat: he valla uşağım haklısın ya. güzel günlerdi.

    Bikaç gün daha otelde kaldıktan sonra istanbula gitmeye karar verdik ama ben ve duran otobüsle geldiğimiz için sadece tek araba vardı.

    2 kişi mecburen otelde kalıp sabah uçakla istanbula dönecekti. Tolga daha önce hiç uçağa binmediğini söyledi ve mehmet abiyle yarın gelebileceğini söyledi.

    Buda bize uydu gece 12 gibi kürşat ben duran cabbar antalyadan istanbula doğru arabamızla hareket ettik. Şoförümüz duran.

    Ispartadan sonra yolu kaybettik.

    Cabbar: abi benim telefonda gps var onunla yol tarifi alayım.
    Kürşat: al uşağım al böyle giderse çok uzatıcaz yolu.
    Cabbar: duran az ilerden sağa giricez.

    Yol gittikçe ıssızlaşıyor 50-60 km sonra terkedilmiş bir köye geliyoruz. bir arabanın bile zor sığdığı, korku filmlerinde ki gibi bu yerden yavaş bir şekilde geçmeye başlıyoruz.

    ben: abi bu nasıl istanbul yolu, ben kaç yıldır antalyaya gidiyorum burayı ilk defa görüyorum. Korku filmlerinde ki bu köy

    Herkes camdan etrafı inceliyor.

    Kürşat: cabbar senin telefonunu gibeyim nereye getirdin bizi.
    Cabbar: abi burası kısaltma, 20km sonra şehirler arası yola çıkacaz.
    Duran: kürşat biri çıkarsa karşımıza ben durmam ezer geçerim.
    Kürşat: tabi uşagım burda durulmaz.

    Zifiri karanlık içinde ki köyde yol ayrımına geliyoruz. 2 Tabela var biri boş diğerinin üstünde istanbul yazıyor.

    Cabbar: abi bak istanbul tabelası gözüktü.
    ben: bu nasıl istanbul tabelası amk, tebeşirle istanbul yazmışlar.
    Duran: Bu ne lan böyle
    ben: abi boş tabelaya gidelim bu bir kandırmaca
    Duran: o kadarda değil abartmayın aq.

    içerde bir sessizlik oluyor duran, istanbul yazan tabelaya giriyor. yol daracık ve 500 metre sonra 90 derece yol değişiyor. Bilinmeze doğru gidiyoruz. Herkesin yüzünden heyecanı okuyabiliyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 68.
    0
    Beklediğimiz gibi bir sürprizle karşılaşmadık ve sabaha karşı istanbuldaydık.
    Kiraladığımız daireler içinde benim olanda, güzel bir uyku çektim sonra aydayı aradım. (alex sınır dışı olduğu için bu kızla takılmaya başlamıştım.)

    Akşam üstü ayda yanıma geldi, bikaç bira alıp içmeye başladım, aynı koltukta alexle içtiğim için sürekli aklıma geliyordu.

    akşam tolgalar geldi, valentinada sınır dışı olduğundan ve tolganın başka tanıdığı kız olmadığı için kürşat ve tolga gece aksaraya gittiler. 1-2 saat sonra tolga mesaj attı.

    Tolga: lan alex burda, seni soruyo.
    ben: nerde lan. nerdesiniz geliyimi? (aksarayda ki clüb yer altında olduğu için tolgaya mesajlarım düşmedi.)

    10-15 dk sonra tolga yanında bir kızla geldi. kız tolgadan yaşça büyüktü ve kendini beğenmiş biriydi.

    tolga heyecanlı bir şekilde bana döndü.

    tolga: oğlum alexi gördüm lan
    ben: yalan söyleme amk
    tolga: valla içeri girdim, bizi gördü sevindi bana sarıldı, seni sordu
    ben: lan numarasını alsaydın
    tolga: kürşat aldı kanka
    ayda: kim alex?
    tolga: osmanın sevdiği kız.

    Ben alexi tekrar görebileceğim için çok heyecanlıydım, çünkü sürekli aklıma geliyordu ve bana senden çocuğum olacak gibisinden laflar kullanmıştı..

    Hemen telefonu elime alıp kürşata ulaşmaya çalıştım ama aradığınız kişiye ulaşılamıyor..

    Sonra ayda gözleri yaşlı bir şekilde bana döndü,
    ayda: sen sevdiğin kız burda ben gitsem iyi olacak.
    ben: tamam

    elimi arka cebime soktum ve cüzdanı çıkarttım, elini uzatarak cüzdanı açmamı engelledi.
    Ayda: sağol, ben istemiyorum.

    Gözlerinin içine baktım, ağlıyordu.. Belki beni sevmiyordu yada önemsemiyordu ama onu başka bir kızla kıyasladığım için üzülüyor olabilirdi.

    Bu davranışı beni çok üzdü ve o gece aydanın ayrılmasına izin vermedim, ona dokunmadım, gerçi aklımda alex varken hiçbişey düşünemez olmuştum. Tek istediğim sabah olması ve kürşatın gelmesiydi.

    Sabaha karşı kürşat geldi, o gelince aydaya artık gitmesi gerektiğini abimin kızdığını fln söyledim. (bu yalana kim inanırsa artık.) başkasının kalbini kırmak istemediğim için böyle bir şey söyledim.

    O bunu anladı, bir daha asla beni görmek istemediğini söyledi.

    Aydayı gönderdikten sonra kürşatla konuştum. bana numarayı verdi ama ulaşılamıyordu.

    ben: abi ulaşılamıyor ne yapıcam?
    Kürşat: bekle uşağım akşam ararsın.

    sabırsızlıkla akşam olmasını bekledim, bir kaç kez daha aradım ama ona ulaşamıyordum.

    ben: abi akşam oldu ama hala ona ulaşamıyorum.
    Kürşat: aksaraya gidiceksin o zaman uşağım.
    ben: ama abi daha önce hiç tek gitmedim.
    Kürşat: valla ben seninle gelirdimde mehmet abini zütürmem lazım bugün biriyle görüşecek.

    Kürşat bana aksaraya nasıl gideceğimi nasıl davranmam gerektiği kiminle konuşacağımı fln söyledi.

    Yaklaşık bir saat sonra taksiye bindim, taksiciye aksaray rio clube gideceğimi söyledim.

    Taksici: kardeşim ne işin var oralar tehlikeli yerler. soyarlar adamı.

    zaten korkarak gidiyordum taksice iyice ağzıma sıçtı diyebilirim. Kürşat sayesinde biraz öz güven yapmıştım oda uçtu gitti..

    ben: abim orada onu görücem.

    Taksiden indim klübün girişine geldim,

    Güvenlik: rezervasyon varmı?
    ben: yok
    Güvenlik: çok doluyuz.

    Kürşatın bana söylediği ismi hatırlamaya çalıştım.

    ben: ben sinanın misafiriyim. (sinan mekanın müdürü.)

    Bunu söyleyince beni hemen içeri aldılar, bir odaya soktular.

    Sinan: buyur kardeşim tanıyamadım?
    ben: ben kürşat ile sebonun kardeşiyim.
    sinan: aa tamam tamam.
    ben: beni sana emanet ettiler haberin olsun. (böyle diyince adamın hoşuna gitti)
    sinan: tamam kardeşim. ben sana bir garson ayarlıcam o sana hizmet edicek, başkasıyla konuşma.

    sinan yalçın diye bir garsonu çağırttı selamlaştık tanıştık beni içeri zütürdü, içeri girince alexi gördüm.

    Hemen koşarak yanıma geldi. sarıldı bana, onu ilk defa bu kadar kötü görmüştüm, o ilk tanıdığım yüzünde hep tatlı bir gülümseme olan alex artık yoktu. valentinada gittikten sonra yapayalnız kalmıştı.
    bekle bir bira içeyim dedim.
    Bir bira içtim hemen kızada pahalı bir alkol getirdiler, 20 yada 30 lira ödeyip mekandan kalktım.

    Alexin elini sıkı sıkı kavramıştım ve asla bırakmaya niyetim yoktu, istiklal caddesine geçtik.
    Telefonda sebonun mesajını gördüm.

    Sebo: bugün kürşatın d.günü çınaraltı discodayız gelirken pasta al.

    Heryere baktım ama pastahane göremedim, zaten sonra sebo mesaj attı ben pastayı ayarladım nerde kaldın diye.

    Kürşatın kız mekana başka kızlarda çağırmış, 3 yada 4 kız vardı benimde yanımda alexim vardı. Mekanda herkesin gözü bizim üzerimizdeydi, kızlardan olsa gerek

    Birkaç bira içip kürşata mutluluklar diledim ve daireme doğru yürüdüm. zaten 5dklık bir mesafeydi.

    Birkaç bira aldım marketten alexle konuşmaya başladık.

    ben: neden beni hiç aramadın.
    Alex: ben yakalandı benim vize yok, kaldı yabancı şubede.

    Biraz muhabbetten sonra rüşvet karşılığı çıktığını çok para verdiğini fln söyledi.
    Ona benimle gelmesini ve hayatının geri kalanını benimle geçirmesi gerektiğini söyledim.
    Bunun imkansız olduğunu söyledi ve elini karnına zütürerek sen burdasın dedi.
    Gülümsedi.

    Sonsuza kadar orada onunla kalabilirdim ama beşte gitmesi gerektiğini söyledi. Neden diye sormadım, o hiç benim olmamıştı, olmayacaktıda yada kendimi üzmek istemedim bilemiyorum.

    Bu arada telefonum çalmaya başladı, arayan ayda.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 69.
    0
    Konuşmalarından aydanın çok sarhoş olduğu belliydi, Diğer kız yüzünden hırs yapmış olsa gerek.

    Ayda: beni almaya gel.
    ben: gelemem
    Ayda: neden
    ben: gelemem işim var arama beni.

    ayda sürekli mesaj attı, saat 5 olunca alexe gidicek misin dedim evet cevabını alınca hiç itiraz etmeden onu taksiye bindirdim, taksi gözden kaybolana kadar arka camından bana baktı.

    Bir sigara yaktım, Artık onu tekrar göremeyeceğimi biliyordum. Belki de doğru olan buydu, artık hayatıma çeki düzen vermeliydim.
    ···
  20. 70.
    0
    Telefonum tekrar çalmaya başladı arayan ayda:

    Ayda: nerdesin
    ben: evin önündeyim.
    Ayda: geliyorum.
    ben: gelme geliceksinde ne olacak? (telefonu kapattı.)

    Oracıkta 2. sigarayı yaktım, sanki hayat oynuyor ve ben izliyordum, kumar masasında ki ödül müydüm yoksa kumarın ta kendisi mi? bilmiyorum

    Ayda ya nasıl davranmam gerektiğini düşündüm, sonra gibtir et dedim kendime. gibtir et osman, akışına bırak..

    Bir kaç dakika sonra ayda taksiden indi, az önce alexle beraber olduğum yatağıma tekrar gelmiştik.

    Eğer yatak konuşabilseydi bana söyleyeceği tek kelimenin şerefsiz olacağına emindim.

    Ayda gerçekten çok sarhoştu, herhalde erkeğinin başka bir kızı sevmesini kendine yediremedi. (kız milleti böyledir işte, yıllarca peşinde koş bakmaz ama seni başkasıyla görsün delirir.)

    Bana hem nefret hem sevgi besliyordu, önce tokat attı sonra beni öpmeye başladı, ben ise ne olursa olsun diyordum, artık tamamen çökmüştüm. Oracıkta beni öldürse kurtulmaya çalışmazdım..

    O gün ayda güneş doğana kadar benimle ilgilendi, beni mutlu etmeye çalıştı. Bende oyunu hiç bozmadım, mutluymuşum gibi davrandım.

    Beraber uyuduk ve o gün izmire döndüm.

    Kendimi boşlukta gibi hissetmeye başlamıştım okulların tekrar açılmasına az bir süre kala ankarada toplantı olacağı söylendi.

    Knight Onlineye HackShield geldiği için botu çıkartamamıştık. Bunu tartışacaktık.

    Birkaç gün herkes fikrini söyledi, mehmet abi ve duran hsyi aşmaya çalışıyordu bizde o gece ankara pavyonuna gitmeye karar verdik.

    ben: abi kaç para gider ben hiç pavyona gitmedim.
    kürşat: en fazla adam başı 100lira gider uğaşım.
    ben: tamam reyis, gidelim içelim dertliyim biliyosun.

    ilk önce ulusta ki konak gazinosuna gittik, orda 70lik vodka söyledik biraz içtik ama bizimkiler mekanı beğenmedi, vodkayı bitirip, saray gazinosuna geçtik.

    https://fbcdn-sphotos-c-a...ced997cc6fcb74b0800e32601

    Burada sarı tutku diye ankarada ünlü bir kadın sahne alıyordu. daha önce adını hiç duymamıştım ama baya fanları var.

    mekandan resim http://vthumb.ak.fbcdn.ne...0273699523_4889_778_b.jpg

    Mekan baya büyüktü neredeyse 100kişi hatta daha fazla alabilirdi. heryerde konslar olduğunu hatırlıyorum.

    tolga ve ben yanyana oturuyorduk, karşımızda cabbar kürşat sebo ve sebonun arkadaşı vardı.

    Bu mekanda da vodka söylendi. içmeye başladık, tolga ve ben aramızda muhabbet ediyor ve fondip çakıyorduk..

    Sonra sarı tutku sahneye çıktı, bizimkiler sarı tutkuyu masaya çağırttı, oturdu muhabbet ettik bir bira içti sonra cabbarla beraber sahneye çıktılar. Sürekli konfetiler patladı. (yaklaşık 30 tane)

    http://fbcdn-vthumb-a.aka...889090035_38012_649_b.jpg (temsili)

    Bu tarz 1 saat oynadılar, oyun bittikten sonra sarı tutku ve cabbar gözden 10-15 dk kayboldu.

    Tolga bana bişeyler anlatıyordu ama etrafta onu anlamama engel olacak kadar ses gürültüsü vardı, gerçi kafamda iyi olduğu için gürültü olmasada anlamayabilirdim.

    Elim vodka bardağına çarptı, bardağın bir kısmı kürşata döküldü. Tolgada tuhaf hareketler içindeydi.

    Tolga: ben tuvalete gideyim.
    ben: ok gitte gel.
    Tolga: sende gel yalnız kalmim.
    ben: kuzeninle git aq.
    Tolga: ben seninle gitmek istiyorum.
    Tümünü Göster
    ···