edit : HiKAYEME SON NOKTAYI KOYDUM. ALLAHA ISMARLADIK DOSTLAR...

Öncelikle kendimi tanıtayım beyler.
1.78 boyunda ortalama tipte üni okuyan bi panpanızım.
Denize kıyısı olan leş bi üniversitede okuyorum. Leş dediğime bakmayın motorlar çok ama ilgimi çekmiyor. Şu sıralar inzivaya çekildim. Bu anlattıklarım yaklaşık bikaç ay oldu yaşanalı ve yeni bitti gibi birşey.

Sömestr tatiline henüz girmemişiz finaller bitmiş herkes bi tarafa dağılmış amkoduğumun ünisinde. Ben de otelde kalıyordum. Kırıkkaleden manita vardı benim orda üni okuyordu ankaraya gittiğim zaman felan buluşurduk. Üni ortamı beni baya değiştirdi yeni çevre yapınca. kız da haklı olarak manas destanının devamı niteliğinde upuzun bir mesajla bitirdi 6 aylık ilişkimizi. Haklıydı da beyler, kıza ilgiyi kesmiştim. Herneyse ben de bu olayın tribiyle sahile gittim, aslında üzgün değilim ama ayrılık tribine girmişim geçtim bi banka oturdum. Gemileri izleye izleye malak oldum iyice. yanıma çiftler çocuklu aileler felan gelip oturdu akşama kadar. sayamadım. havanın kararmasıyla iyice melankoliye bağladım. aynı bankta hiç kalkmadan bi sigara almak için kalkmıştım, tam 5 saat oturduğumu bilirim. sahilde iyice boşalmıştı, sonra yanıma 20 li yaşlarda bi kız geldi oturdu ama nasıl bir kız. yani manitadan ayrılma tribinde olmasam denize boşalırım o derece. resimdeki kızı da andırıyor ufaktan. saç rengi vs. bi 15 dakika kadar oturdu arada telefonla felan uğraşıyodu bu.
bende sigara üstüne sigara yakıyorum. artık sigaradan da zevk almamaya başlamıştım. tam kalkıcam beyler toparlanıyorum poşetim felan vardı bu bana neden bu kadar sessizsin dedi kısık sesle. anladım ama bir daha sordum buna pardon anlamadım diye. tekrarladı ses tonunu hiç değiştirmeden.

edit : hikaye tam gaz devam beyler bu kadar tutacağını harbiden beklemiyordum amk heralde koyduğum fotoğraftan dolayı oldu bilemiyorum, çok soran olmuş fotoğraftaki kızı. lauren calaway mıdır öyle bi yannak işte. ferre yıldızı. sinepten ekleyin çekin osbirinizi. sağ elinize kuvvet

konuşmak zorunda mıyım dedim kıza.
hayır tabiki değilsin ama 1 saattir seni izliyorum sessizliğini merak ettim dedi.
ayağa kalkmıştım ki geri oturdum. bi 10-15 saniye sessizlik oldu denizi izledik ikimizde.
sevgilim diyebildim en özet haliyle, sessiz bir ses tonuyla.
anlatabilirsin tabi ki eğer istersen dedi.
seni daha tanımıyorum bile dedim.
peki ısrar etmiyeceğim dedi.
ben de kendine iyi bak dedim ve arkamı dönüp sahil boyunca bi tur atıp otele döndüm beyler. aldım 2 paket sigaramı 2 tane de tuborgumu gömüldüm. ardı arkası kesilmiyor sigaralarımın.

kafam ufaktan 2 biranın etkisiyle mayışmaya başlayınca aradım hatunu.
eski manita demek daha doğru olur ama neyse.
çok pişmanım özür dilerim, haklısın gibisinden klişe şeyleri sıraladım.
usama ben haklıyı haksızı aramıyorum, en hayırlısı en doğrusu bu. lütfen ısrar etme. arkadaş kalabiliriz endişelenme dedi. bi yarım saat kadar konuştuktan sonra kapattım.
direk sokağa attım kendimi.
şehrin insanı habersizce yuttuğu ışıl ışıl sokaklara attım kendimi.
barlar sokağı, sahil,kahkaha atın kadınlar. film gibi herşey. yürüyorum ama nereye gittiğimi bilmeden.

attım kendimi salaş bi pub bara.
içerde kamyoncudan bozma harleyci birkaç adam, bikaç çift ve bi kız grubu kendi halinde takılıyor..
otelde içtiğim 3 bira fayda etmemiş olsa gerek yine alkole verdim kendimi.
4. birayı söyledim.
çerezimi mısırımı turşumu önüme koyuşunu izliyorum. gözlerim kan çanağı.
sakince demleniyorum birayla.
telefonun ekranının ışığı gözümü alıyor. amaçsızsa menüde geziniyorum..
programlar ilgimi çekmiyor. fazla sosyal medya kulanan biride değilim.
whatsapp ve aile facebooku kullanıyorum o sıralar.
ha bi de swarm.
allahın belası o program.
tık, tık,tık swarma giriş.
. I'm at Salash Pub Bar with/alone...

çok klişe olacak beyler ama zaman geçmiyor lafı vardır ya
saatten gözümü alamıyorum. dakikalar geçmiyor gerçekten.
şarjım bitmek üzere.
caddedeki insanları süzüyorum. kimisi mutlu kimisi mutsuz. dünyayı yargılıyorum çok garip bi yer lan aq dünyası diyorum içimden. adaleti arıyorum. bulamıyorum.
zengin fakir ayrımı... siyaset... mutluluk ve mutsuzluk.. kafam çorba olmuş.
telefonum çalıyor.
tanımadığım kayıtlı olmayan bi numara.
açıyorum bi kız sesi. evet diyorum sadece.
usama nerdesin?
arayanın kim olduğu gibimde değil. X Salash pubdayım.
sonradan farkına varıyorum.
Sen kimsin ya diyorum buna.
sorumu duyduğuna eminim.
cevap alamıyorum. tek duydugum soru tek misin?
evet tekim. tamam.
telefonu kapatıyorum. anlam veremediğim saçma sapan bir konuşma.
umursamıyorum 5. biramı söylüyorum.
ve yine tekrar başa sarıyor herşey.
turşu mısır çerez bira...

sonradan kafama takiliyor bu konu.
supheleniyorum
yine ariyorum son aramalardan o numarayi
ayni ses. alo,n oldu?
sen kimsin kardesim diyorum kiza.
ben seray.
seray?
ayni siniftayiz usamaaa diyor kizdigini belli eder ses tonuyla. nasil tanimazsin ya diye de yakiniyor sonra..
yaninda baska bi kiz sesi daha duyuyorum, kahkaha atiyor...
isletildigimi zannediyorum.
dalgami geciyosunuz benimle diyerek kapatiyorum telefonu.
yine ariyor.
sovmeye hazirlaniyorum tam, aciyorum telefonu konusmama firsat vermeden yanina geliyoruz diyor.
birinci coguluna vurgu yaparak geliyoruz derken? diyorum.
dilan ile yanina geliyoruz diyor.
kapatiyorum telefonu.
icimde supheyle karigib heyecan duygusu olusuyor.
hadi hayirlisi diyip masada bana bakan sigara paketinden bi dal daha aliyorum.
yakiyorum ve kafamda olusturdugum kiz sablonlarini insanlarin yuzleriyle uyusturmaya calisiyorum.
acaba hangisi?

okuyan var mı beyler?
yardırayım mı? bitirmeden uyumak istemiyorum

artık içmeyeceğim dedim
her alkol aldıktan sonra oluşan pişmanlık duygusunu yaşayacağıma emindim.
gözlerim dolmuştu. ama inanın nedeni yok. arada yaşarıyor ya onlardan biriydi sanırım.
ışıklara, insanlara sanki akvaryumun arkasından bakıyordum.
tabure sesiyle irkildim, karşımdalardı.
evet bu kızları okulda görmüştüm.
ama hergün sınıfımıza gelip giden değişik tipleri aklımda tutamıyordum
üniversitenin saçmalığı işte, derslerde sürekli yeni tiplerle karşılaşıyordum.
herkes rastgele sınıflarda kafasına göre takılıyor. o bunun dersine bu onun dersine. bilirsiniz işte.

heyy selammm, swarmda çekinini gördük gülücükk
vay a.koyum ekli arkadaşlarımdan haberim bile yok diye iç geçirdim. topu topu 100 kişi ekliydi ulan. sormadan oturdular karşıma.
fazla çekin yapmıyorum kii, şans işte dedim.
hayırdır sen ağladın mı ya? dedi seray.
hayır gözlerim hassas biraz benim. arada yaşarıyor böyle. birşeyim yok dedim tebessüm ederek.
2 bira alabilir miyiz diye seslendi bardaki çocuğa.
kısa bir süre sessizlik.
okula da gelmiyorsun bir haftadır göremedik seni. birşey yok? emin misin?
evettttttttttt
uzata uzata, kes artık dercesine.
biralarını içerken saçma birkaç okul muhabbeti geçti. kapatmışlardı konuyu.
hı hı diyerek geçiştirdim hepsini. her halimden belli cidden üzülmüştüm ayrıldığım akşamında.
sanki üzüntüm kat kat artıyordu her saat. ne oluyor lan bana?
yapacak birşey yoktu. çok okuyordum sözlükte 3 yıl 5 yıl diye dile kolay ayrıldım beyler yapamıyorum tarzı entryleri. halima şükretmeliydim belki de, bilemiyorum.

biralar gömüldü. kısa süre içinde. çıktık pubdan. caddede bi sağa bi sola bakıyoruz.
ee şimdi ne yapacağız?
bilmiyorum.

beyler buralar çoğalmadan şurda 3-5 panpamla hikayemi bitirmek istiyorum.
sizin için uzun uzun seri yazıyorum. amacım prim şuku felan olsa hızlı yazıp bitirmeye çalışmam...
ufaktanda uykum geldi ama bi kahve yapayım geleyim tam gaz devam edelim ha?
sabaha kadar burdayız. durmak yok...

geldim beyler kusura bakmayın bi 15 dk geciktim özür diliyorum kahve felan döküldü dıbına koyum onu temizledim. sigaramı yaktım yazmaya başlıyorum şuan...

sahile doğru yürümeye başladık.
e sahilde takılalım. kumsalda kumlara gömülüp birer bira daha içeriz ha?
içebileceğimi hiç sanmıyorum dedim.
dilan fırladı markete doğru. gece saat 1 e geliyor.
sahilde 3-4 grup kızlı erkekli takılıyordu. bi 15 kişilikte çavo grubu vardı bi de biz.
dilan elinde poşetlerle geldi.
ulan 3 tane extra cips çekirdek. şaşırdım a. koyum.
bu arada ikisininde sevgilisi var birininki izmirde diğerininki de bizim fakültede.
bizim fakültede olan çocugu tanıyorum bizzat. şaşırmamak elde mi izmir kelimesi geçiyor.
neyse zorla içmeye başladım ufaktan o birayı da.
bunlar ısrar etmeye başladı benim mevzu hakkında.
kız meselesi işte büyütülecek birşey yok boşverin desemde kaçarım olmadığını anladım ve anlatmaya başladım böyle böyle.
anlattıktan sonra ufaktan pişmanlık duygusu yaşadım keşke anlatmasaydım diye
hep te böyle olur anasını satayım.
çişim geldi.
ben bi kobrayı kusturayım hesabı kalktım en yakın kafenin tuvaletine.
işerken farkettim her taku zippoyu telefonu cüzdanı her bi gibimi orda unutmuşum.
pantolonu çektiğim gibi fırladım.
baktım seray benim telefonu almış biriyle konuşuyor.
şok oldum. telefonumun şifresini nasıl açmıştı kızı nasıl bulmuştu rehberden.
bu soruların zamanı değildi.
napıyosun sen demeye kalmadan eliyle sus işareti yapmaya başladı.
dinledim.
benim hatunu aramış anlatıyor usama böyle böyle bir çocuk felan.
hayır bi kızın konuştuğuna mı yanayım aramızı düzeltmeye çalıştığına mı yanayım ne yannak yiyeceğimi bilemedim o an.
sessizce dinledim beyler.

beyler 2 part birden yazıyorum arka arkaya gömeceğim. bekletmek istemiyorum burdayım 10 ar dakika sabredin paylaşıyorum.. bu kadar büyüyeceğini sanmıyodum amk pgibolojik baskı altında kaldım şuan neyse 3-4 dk ya paylaşıyorum

telefonu beklemediğim bi anda bana uzattı.
cümle kuramadım o an beyler.
gerçekten donakaldım.
sadece adını söyledim kızın ve bekledim.
bitmişti beyler o an anladım bitmişti.
telefonu kapattık.

evet şuan n yapıyoruz?
sahilde 2 tane kızla bira içip yıldızları izliyoruz.
kulağa gerçekten hoş geliyor. ölmeden önce yapılması gereken 100 şeyden biridir belkide.

kızlardan bahsedeyim ufak bir kesit.
dediğim gibi ikisininde sevgilisi var ve ikiside farklı evlerde kalıyorlar.
bende otelde kalıyorum bildiğiniz üzere. ama yurt çıkmış bana o sıra 30 gün izni çakmışım otelin aylık parasını peşin ödemişim diye gitmiyorum yurda. otel bulunduğumuz plaja 10 km. yürüsem sabah olur öyle söyliyeyim.
incici puanıyla kızlardan biri 10 üzerinden 8 diğeri de 6 alır. vesselam ikiside ortalamanın üstü.
tabi o sıra bunlar gibimde mi tabi ki hayır.

şarkılar söylendi
kahkahalar atıldı.
e uyku ne alemde yannam diyenler olacak.
gecikmedi. sızdım sızacağım.
ben içmişim 8-10 bira bunlar içmiş 4-5 bira.
biri çekiştirdi, hissettim. kolumdan tutup kaldırdılar beni.
yürü gidiyoruz.
nereye?
bize.

telefon çalar.
serayın sevgilisi arıyor.
hihhhhhhh ne diyeceğim ben şimdi usama yardım et
eşşeğin gibi ne bileyim ver ahmeti bana konuşayım.
alo
alo
kardeşim senin kızla beraberim sahilde karşılaştık onları şimdi eve bırakacağım senin için rahat olsun
rahatlamış olmalı vay usama kardeşim eyvallah sen olmasan...
tamam kapat gibik.
telefon kapanır.
ulan ben n yapıyorum amk diye kendi kendine sorulur
ve yola koyulur.

kimseye minnet etmem beyler.
şu gibtiğimin şehrine geldiğimden beri öyle harbi kardeşim diyebileceğim tek bi kişi bile yok dıbına koyum. hepsini ankarada bıraktım. aylardır sahte insanlarla cebelleşip duruyorum.
kimsenin de evine kolay kolay gitmem beyler gerek erkek gerek kız olsun.
yani aramızdaki samimiyet belli bi noktayı aşmamışsa hele hayatta gitmem.

bu durumu izah etmeye çalıştım kızlara gelmicem eve girmem vs.
sizi bırakıcam yeter benim için.
tamam tamam hadi bırakırsın gel dedi yav he he dercesine
siteye girdik.
buraya kadarmış dedim
e sen ne yapacaksın şimdi senin otelin çok uzak
sahilde yatarım sen beni ne yapacaksın allah aşkına seray ben erkeğim bakarım başımın çaresine
ahahaha bu haldemi güldürme allah aşkına usama.
yapışır tekrar koluma ve binaya sokmaya çalışır.
ulan eve atılıyorum işte bak aq
ne garip dünya

konudan çok sapmasın beyler bu kızlarla ev olayını atlasam mı diyorum? gerçi çokta bişi kalmadı ama kararsız kaldım. bi yardımcı olun ona göre devam edeyim.

birden kendimi kızın evinde buldum.
kızların öğrenci evini bilirsiniz beyler yannak gibi olur ama bu öyle bi ev değildi.
italyan tarzı mutfak garip birşey işte dıbına koyum salonda mutfak iç içe.
dolap ağzına kadar dolu.
para tak. nerden geliyor anlamış değilim. geçtim köşedeki tekli koltuğa gömdüm kafamı alkol aldıktan sonraki yaşadığım pişmanlık evresine geçmiştim çoktan.
kafamı kaldırdığımda dilan kıçına gri eşofmanı çekmiş birşeyler doğruyor tezgahta diğeride elinde tavlayla gelmiş e hadi uyumayacaksın heralde diyor amkodumun kızı.
halıya oturduk serayla tavla oynuyoruz taşları sallıyorum zarı dağa taşa fırlatıyorum önümü zor görüyorum..
saçma sapan bi vaziyette ikimizde tavla oynuyoruz.
ufaktan tavuk sote kokusu almaya başladım.
yeter bu kadar dedim
ee olmazki ama yenicem seni ne güzel
tamam sen kazandın dedim şu hayatta ne kazandıkki aq hep loseriz tribine girdim yine.
sofrayı felan serdi yemek yiyoruz gecenin saat 4 ünde.
bünyeme aykırı lan sporcu adamım ben.
gibimdemi ?
tabiki hayır
yumulduk yemeğe.
bitirdik.
ammada acıkmışız dedi.
cebimden sigara paketimi çıkardım.
bitmiş.
boş paketi niye aldıysam dıbına koyum.
dur bende var dedi seray çıkardı marlborodan uzattı bana.
aldım yaktım hemen.
ciks sonrası içilen sigara kadar keyif aldım o sigaradan.
ardından dilan geldi elinde bardaklar bi de jack şişesi.
gibecem yeter artık dercesine baktım.
viskiyi ufak ufak shot tarzında atıyoruz sohbet muhabbet kaldığı yerden
saate bi baktım 5 olmuş.
daha üç beş saat öncesine kadar dakikalar geçmezken ne çabuk unuttum herşeyi ne çabuk geçmeye başladı koyduğumun zamanı.
BiLMiYORUM

e artık uyusak?
malum soruyu sorabilme gücünü bulabildim kendimde.
tamam yatağını sereyim ben dedi seray kalktı.
dilanla oturuyoruz karşılıklı
sofrayı kim toplucak amk ya dedim kısık sesle
kahkahayı patlattı.
boşver canım sabah hallederiz.
tamam.
ne diyeyim.
seray geldi içeri, usama nerde yatacak dilan?
e sersene kızım bizim odaya.
orta 2 yatak var salak. gülücükk
e tamam selen yarın gelecek onun odasında uyusun.
selen kim? dedim
dilan benim ev arkadaşı dedi sürekli istanbula gidiyor her haftasonu felan.
ne ayak niye gidiyor ?
işte sevgilisi orda takılıp geliyorlar.
vay dıbına koyayım ya. şöyle olamadıkki.
kırıkkaleye hatunu görmeye gidemiyorum otobüs uçak bileti felan ateş pahası milletteki lükse bak dedim içimden.
iyiymiş.
tamam o zaman orda yatak var orda yatsın usama.
tuvalette bile yatarım bu haldeyken ben dedim
yok artık
gülüştük.
odaya çıktım.
yatak ki ne yatak. çift kişilik
kimin olduğu umrumda değil
yatağa temas ettiğim an 3 gün uyuyacağım ona eminim.
e okul?
gibTiR ET

herkes odasına çekildi.
bunların ikisi sanırım aynı odada yatıyorlar.
kahkahaları bitmiyor dıbına koyim.
sesleri duyuyorum inceden.
şuan nerdeyim? ne yaptım? yarın ne olacak?
hiç bir fikrim yok.
pişmanmıyım sayılır.

ışığı zoraki son gücümle kapattım.
pikeyi açıp yumuldum.
tahmini 10 saniyeye uyuyacağım. eminim
pikeyi üzerime kapatamadım bile.
aranın ışığı yandı.
ropdoşambırlı dilan belirdi kapıda.
heyy uyumadın mı sen daha?
ordan bakınca uyumuş gibimiyim.
aranın ışığını açayım mı ister misin.
farketmez.
de sen neden geldin n oldu dilan?
uyku tutmadı.
gülücük. şaka mısın kızım nasıl uyku tutmaz?
e tutmadı işte. ne yapayım. ikinci öğretimim uyuyamıyorum ben geceleri. sabah yatıyorum sürekli uyku düzenim bomtak işte bilirsin.
ben birinci öğretimim dilan.
ufaktan ayarı verdim bozuldu gibi ama gene gülüştük.
gülüşmeler sahi hiç ekgib olmadı son 3 saattir.
mutlu muyum ?
hayır
dışarıya mutlu gözüküp içimin kan ağlamasından da nefret ederim. çok gibko bi durum. sahte gülücükler, mutsuzken mutlu gözükmeye çalışmak. hayatta beceremediğim şeylerden biri.
uyuyacaksan gideyim? dedi
ya iyi olur aslında.
ayar2
biraz oturabilir miyim?
tamam ama gerçekten uykum var fazla duramam.
yanıma sokuldu oturdu yatağın ucuna.

sahildeki kızı soran çok oldu.
onu unutursak kalbimiz kurusun.

az sabredin amcıklar istiyosanız direk sonucu yazayım yannak gibi bitsin hikaye
sabaha kadar burdayımmm

edit : uyuyacak kardeşlerim kaptırmayın bu kadar kendinizi lütfen, yatın sabah kalkınca okursunuz. kaç mı yo rum