/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 201.
    0
    Panpa şimdi bidaha baktimda bu ilk partinda birinin kalbini sök mekanik kalbi tak vs diyorsun addıbına peki bunu demendeki amaç neydi ilk part için
    ···
    1. 1.
      0
      Finalde açığa çıkacak panpa
      ···
  2. 202.
    +1
    Başlıyorum panpalar haydi bakalım
    ···
  3. 203.
    +6
    Zamanda 4.Kapı / Teknoloji Çağı -Bölüm 1-

    4.zamana doğru sıçramıştım. Mekanikte olsa kalbimde hüzün vardı. Aklımda ise çok fazla soru vardı... ilk 2 zaman sıçramam da olayların akışını değiştirmiştim. Roswell kasabasına ufonun düşmesini engellemiş, mısırda isa piramitlerin yapımını durdurmuştum. Ancak dinozorları kurtaramamıştım. Ancak kurtarmak istemiştim. Yapamamıştım. Neye göre zamanın akışını değiştirebiliyordum . Lanet olsun. Her şey o kadar çok karışmıştı ki.

    Ayak bastığım yer tanıdık geliyordu. Tarihi tarattırdığımda teknoloji çağı demişti. Manyetik alanın etkisinde miydi hala ? Kendi zamanıma gelmiştim. Biraz etrafı incelediğimde ise kendi yaşadığım zamandan 23 sene önceye döndüğümü farkettim. Klonlanma olayının en yukarıda olduğu vakitlerde. Sonrasında ise yasaklanmıştı.

    Yasaklanma nedeni başta sağlık nedenleri denmişti. Ancak hepimiz gerçek sebebi biliyorduk. Ülkelerin sürekli asker basıp birbirlerine savaş çıkarmamaları için. Zaten fazla olan ve bu dünyaya fazla gelen insan sayısını arttırmamak için... Sadece insanlar değil. Her şey klonlanabiliyordu bu zamanda. Bu zamanda ne aradığımı düşündüm. Tarihte hep geri giderken bir anda geleceğe dönmemin bir sebebi olmalıydı.

    Etrafta dolaşmaya başladım. Ne uzaylılar ne kendisini tanrı sanan amon nede dinozorlar yoktu bu çağda. Buda beni rahatlatıyordu. Rahat rahat arayabilirdim kalp kapakçığımı. Ancak önce bir hastahaneye giderek can havuzuna girdim. Sırtımın ve sağ elimin iyice iyileşmesini bekledim. Çünkü gerçekten acı çekiyordum..

    Kendime geldikten sonra tekrar yola koyuldum. ilk 3.sıçramam da anladığım kadarı ile kapakçık sıkıntılı yerlerde çıkıyordu. Ancak nedense sürekli içgüdüsel olarak kapakçığı buluyordum. Ayrıca bu kalpteki çip hala bozulmamıştı . Neden bu kadar dayandı ? Neden ? Bulmacanın sonuna doğru yaklaşırken sürekli yeni kareler oluşuyordu kafamda.

    Yürümeye devam ederken yağmur yağmaya başladı. Ve açılan bir pencere gördüm. Küçük bir çocuk pencereden yağmuru izliyor ve tenine değen yağmur ile mest oluyordu. Duygulanmıştım. Ne de saf duygularla izliyordu öyle. Yağmurun nasıl da saf bir şey olduğunu , dünyayı kötülükten ve canavarlardan temizlediğine inanıyordu yalnız çocuk. Yalnız ve masum çocuk... Yalnız , masum paradox...
    ···
  4. 204.
    0
    Devam et yavrum
    ···
  5. 205.
    +5
    Zamanda 4.Kapı / Teknoloji Çağı - FiNAL-

    Ne de güzel izliyordu küçük paradox dışarıyı. Biraz onu izledikten sonra geri çekildim. Beni görüp zamanı germek istemezdim. Çok dertlenmiş ancak bir o kadar da huzur doluydum. Bir bara gidip birkaç bir şeyler için ara vermeye karar verdim. Birkaç dakika o kadar. Sonra asıl görevime geri dönecektim ...

    Önüme gelen ilk bara geçtim . Barmen bayanın yanına doğru gittim ve bardağı fullemesini söyledim. Yüzümde öyle karışık bir ifade vardı ki... Dikkatini çekmiş olacak ki barmen "Sende neler var anlat . " dedi. Soruyu sorduğu anda cevap vermeden önce tüm bardağı içtim , sonrasında da " Anlatsam inanır mısın ? " diye keskin ve bitkin gözlerle baktım. Bir bardak daha doldurdu ve anlat hikayeni bana dercesine kafasını salladı .

    O gün içtikçe içtim. içimi tanımadığım birine döküyordum . Her bardakta biraz daha kafam dönüyor ve kendimi kaybediyordum . Masadan kalkmaya çalışmıştım ancak kalkamıyordum. Aksine içmeye devam ediyordum . O kadar serin ve tatlı idi ki... Ve sonrasında gözlerimi kapadım ...

    - Siyahla beyazın sürekli karıştığı bir odada uyandım. Etrafıma bakındım. Bir kutu vardı önüme. Kutuyu açtığımda atan kalbimi gördüm. Ve bir anda kutu yok oldu. Kalp ile beraber. Sonrasında zihnimde sözler yankılandı. "Gerçek kalbindeki çip sayesinde zamanın akışını değiştirebilirsin"... "Hayır , başka bir şey daha var " diye bağırdım. Sesim yankılandı. Sonrasında odadan dışarı çıktım. Güneş ve ay sürekli yer değiştiriyordu. Bir kaç hızlı gün ve geceden sonra ay ve güneş karşılıklı hizalar alıp durdular.

    Gökyüzünden uzaylılar geliyordu . Sağ tarafımda mısırdaki halk , solumda ise büyük bir dinozor bana göre geliyordu ve bana akışı değiştirdin , zaman akışını değiştirdin diye bağırıyorlardı . -

    Gözlerimi tekrar açtığımda gökyüzüne yakın olduğumu fark ettim. Sonra gözlerimin uyuşukluğu gidince çöplerin arasında olduğumu gördüm. Yüzüm acıyordu. Bacaklarım ve karnımda. Karnıma ve bacaklarıma baktığımda çizik olduğunu farkettim. Fena hırpalanmıştım. Ne olmuştu dün gece ? Ancak asıl garip taraf kalp kapakçığım boynuma asılmıştı. Birisi beni iyice bir hırpalayıp sonra kapakçığımı geri mi vermişti ?

    Neler olduğunu bilmiyordum ama kapakçık sonuçta elimdeydi . Gördüğüm rüyanın etkisinde zamanda sıçrama yapacakken arkamda küçük bir çocuğun sesini duydum. Ona doğru döndüm. Zaman makineme bakıyordu dik dik. Yanına doğru eğildim ve " Bana kimin ne yaptığını gördün mü ?" diye sordum. Kafasını salladı olumlu yönde. Söyle dedim. Kafasını bu sefer olumsuz yönde sağladı ve kaçmaya başladı. "Dur , dur paradox !" diye bağırdım.

    ismini söyleyince bir anda duraksadı. "Adımı biliyorsun ?" dedi. Bu arada zaman çizgisi iyiden iyiye gerilmiş , çatlamaya başlamıştı. Sarı sarı işaretler çıkıyordu gökyüzünde. Daha fazla bulunmazdım burada. Geri dönmeliydim. Küçük paradoxtan uzaklaştım. Beni zamanda sıçrarken görmesine izin veremezdim. Bir kaç ara sokak geçtikten sonra son zaman kapısına sıçramaya hazırlandım...

    Ancak tam sıçrama yaparken küçük paradox'un beni takip ettiğini gördüm. Beni sıçrama yaparken izlemişti . " Hayır ! " diye bağırdım ve zamanda sıçradım. " Lanet olsun bir paradox yaratmış olabilirim ... Ama hayır.. Paradox zeki bir insan. Bu olaya fazla şaşırmaz ise... O zaman paradox olmaz... Olamaz.. Olamaz... Eğer paradox olur ve yok olursa.. Bende ölürüm... "

    Ve bu kaygı ile son kapıya sıçradım
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Bar sahnesini okuyunca bir tek benim mi aklıma predestination filmi geldi amk
      ···
    2. 2.
      +1
      Panpa benimde aklıma o geldi ama başka nerde sarhoş edicektim ki bizim elemanı
      ···
  6. 206.
    +1
    sigara alıp geliyorum panpalar
    ···
  7. 207.
    +1
    Bu arada hikayenin finaline az kaldı panpalar .
    ···
  8. 208.
    0
    Çok akıcı bir bilimkurgu hikayesi olmuş panpa. Kendini biraz daha gelistirirsen roman bile yazabilirsin.
    ···
    1. 1.
      0
      Eyw panpa
      ···
  9. 209.
    0
    Bölüm bölüm hikayelere bayılıyorum hikayeyi akıcı hale getiriyor. Çünkü kısa bir alana yoğunlaşarak okuyosun böylece hızlıca bitiyor kitap
    ···
    1. 1.
      +1
      Eyw panpa hikayenin sonlarına geldik zaten inşallah güzel bir finalle noktalayacağız hikayeyi
      ···
  10. 210.
    +8
    Zamanda Son Kapı / KAK -Bölüm 1-

    Son zamana sıçramam gerçekleşmişti. Korkuyordum. Yok olmaktan korkuyordum. Kendi küçüklüğüm zamanda sıçrama mı görmüştü. Bu bir paradox'a sebebiyet verebilirdi. Bir kaç dakika yerime öylece bekledim. Ancak hiçbir şey olmadı. Bu küçüklüğümün bu durumu kaldırdığını mı gösteriyordu ?

    Yaşıyordum. Derin bir nefes aldım. Sona gelmiştim artık. Son bir kapakçık bulma. Sonrasında kendi zamanıma gidip yaşamımı garantiye aldıktan sonra o adamın peşine düşecektim...

    Etrafa göz gezdirmeye başladım. Soluk bir hava. Mermerden taşlar . Ve ileriden gelen bağırışma sesleri. Etrafta gezinen bembeyaz kıyafetli insanlar. Dalgınlığımdan kıyafetlerimi ortama göre uydurmayı unutum gezmeye başladım. Çarşıdaki insanlar bana bakıyordu . Ben ise yavaş yavaş burasının neresi olduğunu çözmeye başlamıştım. Biraz daha ilerledikten sonra karşıma çıkan şeyde burasının neresi olduğunu anladım. Karşımda kolezyum vardı...

    Roma'da idim. Kolezyuma doğru yürürken atlarla birkaç kişi etrafımı sardı. Ve bana kılıç tutarak bir şeyler söylediler. Makinem " Bizimle gel değişik kıyafetli adam " diye çevirdi dediklerini. işte o ara aklıma kıyafet değiştirmediğim geldi. Onlarla beraber kolezyuma girdim. Yukarı doğru çıkıyorduk. O ara gözüm kolezyumun içine takıldı. insanlar kendi kanlarını döküyordu. Ve tüm kalabalık bunu neşe ile karşılıyordu...

    Beni yukarıda bir yere zütürdüler. Bir taht görüyordum. Arkası bana dönüktü tahtın. Ve tahtta oturan adamın kafasında yaprak desenli bir taç. Bu adam o muydu ? Tahttaki adama bana doğru döndü ve bir şeyler dedi... "Ben Sezar. Selamla beni yabancı insan ."

    Adamlarından biri ayağıma vurdu ve eğildim." Kimsin sen , büyücü müsün ? " diye sordu. Kafamı salladım olumsuz yönde. "Öyleyse sen , hangi ülkeden ne amaçla geliyorsun ?" diye sordu. Makineme kendi dilimi onların anlayacağı şekilde ayarla dedim ve konuşmaya başladık...

    -Ben buraya uzak diyarlardan bir şey aramak için geldim yüce Sezar
    -Anlıyorum ... Nedir peki bu ?
    -Gümüşten bir metal parçası...

    Orada bulunan herkes birden gülmeye başladı. Neler olduğunu anlayamamıştım . Sezar sözüne şöyle devam etti.
    -Sen turnuvalarda bu sene ilk defa vereceğimiz ödülü istiyorsun.
    -N... Nasıl olur ? O bana lazım. Onu bana verin...
    -Seni çözemedim. Turnuvalara girmek mi istiyorsun ?
    -Sadece ödülünüzü istiyorum.
    -O zaman turnuvaya girmek zorundasın.
    -Onun yerine senin ölmedi engellesem nasıl olur yüce Sezar ?

    Sezar ve taht başındaki herkes derin bir sessizliği bürünmüştü. Bana şüpheci tavırlarla bakıyorlardı. Artık ciddileşmem gerekiyordu. Sona gelmiştim. Kolezyumda gladyatörlerle yada aslanlarla dövüşecek kadar yiğit değildim. Üvey oğlunun kendisini öldüreceğini söyleyebilirdim. Bu zamanı değiştirirdi elbet. Ancak dinazorları kurtarmam hariç ilk kapıda uzaylıların yaşamasını sağladım , ikinci kapıda ise piramitlerin kurulmasını engelledim. 4. kapıda ne yaptığımı malesef hatırlamıyordum...

    Bu arada kafama bir darbe yedim ve gözlerim karardı. Uyandığımda mahzen gibi bir yerdeydim. Birkaç asker geldi.

    -Sen büyücüsün değil mi ?
    -Hayır değilim ... Sen kimsin
    -Ben Marcus Junius Brutus . Yüce Sezarı deviren insan... Ve buna senin gibi bir soytarının mani olmasına izin vermeyeceğim. Bir şeyler bildiğin belli. Bunu akşama doğru kak'a yem olurken konuşuruz...

    "KAK'ta ne seni lanet olası" diye bağırdım ancak cevaplamadı. Sadece güldü. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Dövüşerek ödülü kazanamazdım. Romanın çöküşüne yakın olduğunu Sezara bir şekilde anlatmaktan başka çarem yoktu. Ve artık her şey kolezyumda açığa çıkacaktı... Ya ölecektim yada başarıyla bitirecektim yolculuğumu... Akşamı beklemeye başladım
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Panpa seni kak'a attırmam korkma o brutusünde amk
      ···
    2. 2.
      +1
      Eyvallah panpa
      ···
  11. 211.
    +5
    Burda mısınız panpalar
    ···
  12. 212.
    +8
    Zamanda Son Kapı / KAK - Bölüm 2-

    Biraz kestirmişim. Bir anda ani bir irkilme ile uyandım. Dışarıdan "Kak,Kak,Kak!" diye sesler geliyordu. Neydi bu kak dedikleri şey. Birkaç gladyatör gelip beni kolumdan tutup kolezyumun ortasına kadar zütürdüler. Seyirciler adeta çıldırmışcasına yuhluyorlardı beni...

    Sezar tahtınta oturuyordu. Ona ulaşmam gerekiyordu. Bu arada Brutus iki adım öne çıktı ve seyircilere sessiz olmasını istedi. " Bu adam , kak ile savaşacak. Ve ölecek !". Bu lafından sonra herkes delicesine mutlu olmuş ve daha gür sesle "Kak,kak!"diye bağırıyordu...

    Belkide yıkılmaları gerekiyordu. insanların hayatı üzerine eğlenmek. Aynı türden bir canlının ölümü üzerine başka bir canlının keyif alması... Bunu biz insanlardan başka kim yapabilirdi ki ? Ben insanlığı tekrar sorgularken karşımda bir kapı açıldı. Acı bir çığırma sesi duydum ve kulaklarımı kapadım. Kapı tamamen açılınca kıpkırmızı bir şeyin bana doğru yavaş adımlarla geldiğini gördüm. Gözlerime inanamıyordum...

    Kapıdan tamamen çıktı kak... Büyülenmiş gibi onu izliyordum. Kapıdan çıkar çıkmaz iyice bir gerildi ve kanatlarını açtı. Yanan kanatlarını... Bu ateşten kuştu. Bu Kırmızı Anka Kuşuydu... Efsanevi bir yaratık. Roma döneminde. Lanet olsun şunun güzelliğine bak. O yanan vücudu ve kanatları. Öfkeyle bakan gözleri. Ne muhteşem bir varlık...

    Seyircilerin bana küfür edişlerini ,kalp kapakçığımı , kalbimi çalan adamı , dünyayı... Hiçbirini umursamıyordum. Bu büyülü yaratık karşısında büyülenmiştim. Kuş bir anda havalandı. Öyle bir kanat çırpıyordu ki fırtınalar koparıyordu. Beni birkaç adım geri attırmıştı bu rüzgar. Ve arenanın etrafında uçmaya başladı. Sürekli alevlerinden parçalar düşüyordu yere. Ve çıkardığı rüzgarla kül olan alevler yağmur yağarmış gibi sahaya yağmaya başladı...

    Seyirciler bir anda bağırmayı kestiler. Brutus ve Sezara doğru baktığımda şaşırdıklarını gördüm. Brutus " Neden saldırmıyorsun ? " diye bağırıyordu. Kuş bir anda bana doğru hızla gelmeye başladı. Ve yüzü ile yüzüm arasında birkaç santim kala durdu. Yüzü yandığı için birkaç adım daha geri attım. Bana öylece bakıyordu kırmızı gözleri ile...

    Biraz beni inceledikten sonra masmavi bir gözyaşı döktü gözünden. Saf bir gözyaşı...
    ···
  13. 213.
    +5
    Bi yorum atın hele panpalar burda olduğunuzu bileyim
    ···
  14. 214.
    0
    Panpa 3.bölümün ismini Yov ho ho yapacaktın o ne anlama geliyodu ve niye değiştirdin?
    ···
    1. 1.
      +1
      Panpa korsan temalı yapacaktım ancak sonrasında değiştirerek pangea yaptım bölümü. Pangea yapmamın sebebi ise bana daha çok malzeme vermesinden kaynaklı
      Edit: Nasıl gidiyo panpa hikaye onuda söyle bi bakalım
      ···
  15. 215.
    +2
    Beyler bayanlar hikayeyi okurken youtube'den epic music diye aratıp dinlerseniz hikayeden çok daha fazla keyif alacağınıza inanıyorum.
    Edit: Sigara molasından sonra tekrar sizlerleyim
    ···
  16. 216.
    0
    devam et panpa bugün başladım sabahtan beri okuyorum süpersin
    ···
    1. 1.
      0
      Eyvallah panpa bi sigara molasından sonra geliyorum
      ···
  17. 217.
    0
    Rezerved panpa sen bir yerde sizi ekleyecem dedin mi yanlış mi okudum
    ···
    1. 1.
      +1
      panpa ekleyecektim ama ben bu kadar tutulacağını beklemiyordum. Normalde 3.bölüme eklemeye başlayacaktım. Birkaç kişi beni de sıkıştır demiş. Şimdi onları hikayeye alsam bu sefer hiçbir şey söylemeden ki alıma başlamayla alakalı diye diğerleri haksızlığa uğrayabilir. Şimdi alım yapıyorum dersem bu seferde ilk söyleyenler biz boşuna mı söyledik diyebilir. Bu yüzden özür diliyorum herkesten. Eğer sizde isterseniz sonra yazacağım hikayede ekleyeceğim kişileri en baştan seçip bu hatamı telafi edebilirim...
      ···
      1. 1.
        +1
        O olur bak panpa çok iyi olur
        Kimin kim olduğunu özelden yada açıktan yazarsın çok güzel olur
        ···
  18. 218.
    0
    panpa burdayız bekliyoruz devdıbını
    ···
    1. 1.
      0
      Geldim panpa başlıyorum yazmaya
      ···
  19. 219.
    -1
    sex on the rez
    ···
  20. 220.
    +9
    Zamanda Son Kapı / KAK - Final -

    Zihnimde bir kadın sesi duydum. Bu kırmızı anka kuşunun sesiydi. Bir dişiydi.

    -Anlıyorum seni insan.Sen bu zamandan değilsin.Bir amacın var. Neler görmüşsün sen öyle.Ne üzüntüler çekmişsin...
    -Sen ?
    -Şaşırma gelecekten gelen. Ben doğaüstü bir varlığım. Tüm anılarını görüyorum. Kaderini görebiliyorum. Ne acı bir kader bu böyle ? Bir insana verilecek ceza bu kadar büyük olabilir mi ?
    -Ne cezası ?
    -Anlayacaksın. Sana o kadar çok üzüldüm ki , masmavi saf bir göz yaşı döktüm senin için... Amacını tamamlamak zorundasın. Zaman tamamen parçalara ayrılmış.En azından birleştirerek hatalarını telafi etmen gerekiyor...

    Zihnimle kuşla konuşurken herkes bizi pür dikkat izliyordu. Sezar ayağı kalktı ve Brutusun önüne geçerek bağırmaya başladı.

    -Saf gözyaşını döküyor. Bu nasıl olabilir böyle ? .Sonrasında bana doğru ince şişeye benzer bir cisim attı ve devam etti.
    -O gözyaşını doldur o şişeye ...

    Zihnim ile anka kuşunu sordum.
    -Doldurmama izin verir misin ?
    -Ev..Evet..
    -Sen. Acı mı çekiyorsun güzel kuş ?
    -Sen sadece gözyaşımı al.
    -Peki neden burada esir tutuluyorsun ? Neden kaçmıyorsun ?
    -Varoluşumun amacını bekliyordum. Tıpkı ilk zaman sıçraman da uzaylılarla olan muhabbetin gibi..

    Son sözü bu oldu. Sonrasında kanatlarını hiddetle çarpıp insanlara karşı çığlık atmaya başladı. Alevli kanatları ve vücudu daha da alevlendi . Tekrar ona baktığımda gözyaşının damladığı ve aktığı yerin yanmadığını gördüm. Sonrasında ise diğer gözünden kırmızı bir göz yaşı döküldü. Bu gözyaşı ise aktığı yere daha da fazla yakıyordu. Cebimden bir kapakçığı çıkardım ve ona da kırmızı göz yaşını koydum...

    Anka kuşu yukarı doğru uçtu. Bana son kez baktı ve gözden kayboldu... Ne büyüleyici bir yaratıktı... Sonrasında Sezar kolezyuma indi askerleri ile. Brutus ile yukarıdan şaşkınlıkla izliyordu olanları... Sezar gelir gelmez önümde eğildi.

    -Sen... Bir anka kuşunu saf gözyaşını döktürdün. Onun hikayesini bilir misin ? Anka kuşları sinirli yaratıklardır. Onu hapis tutmuyorduk. O bizi hapis tutuyordu. Her gün bizi yok edecek , yıkacak korkusuyla geçiriyorduk. Ve bizi yok etmemesi için kolezyumu kurup ona kurbanlar verdik. Ve bu sistemle insan dövüşlerini keşfettik. Anka kuşunun 2 gözyaşı vardır. Mavi yani saf gözyaşı uğruna kendini feda edebilecek biri ile karşılaştığında ortaya çıkar. Akıttığı gözyaşı kendi tenini , geçtiği yerleri bir daha yanmayacak şekilde söndürür ve sonsuza kadar bunun acısını çeker.Özelliği ise boğazın kesilse , kafan kopsa bile bu gözyaşının seni tekrar iyileştirip hayata geri döndürmesidir. işte bu yüzden önünde eğiliyorum. Sen ona bunu yaptırdın. Uğruna ölünecek biri olmalısın yüce insan...

    -... Peki ya ? Kırmızı göz yaşı ?

    - O göz yaşını bize döktü. Kendi insanlarımızı kurban verdiğimiz ve birbirleri ile savaştırdığımız için. Kırmızı gözyaşı aktığı yeri daha gür yakar. Ve küçücük bir iğne yarasını bile yavaş yavaş büyütüp tüm deriyi yakacak şekilde insanı öldürür ...
    -Anlıyorum... Bana o metal parçasını verin. Birde başka bir şişe. Kırmızı göz yaşını da ona koyacağım.
    -Tamam yüce insan. Peki beni öldüreceklerini söyledin . Kim öldürecek...

    Brutuse doğru baktım. Sezar da ona doğru baktı. Sonrasında birbirimizle bakıştık ve sezar anladım şeklinde kafasını salladı. Son kalp parçamı da almıştım. Artık sona gelmiştim...

    Başarmıştım. Ve şimdi sırada beni bu oyuna sürükleyenlerden intikam almak vardı... intikam vakti ...
    Tümünü Göster
    ···