/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +16 -2
    içerik türü: Aşk, dram, erotizm.
    içerik açıklaması: Bu hikayemde kendini defalarca kaybetmiş bir adamın, kendisine - şimdi ne olacak - diye sorup yeniden kaybetmemek icin, kendisiyle yaptığı yasak aşkının savaşını okuyacaksiniz. Hayatınızda bir kere bile 'keşke' dediyseniz, bu hikayemde dipnot olarak almak istediğiniz satırlara dikkat edin.

    Çünkü , o cümleler sizin gerçek KEŞKE'lerinizdir.

    Yakmayın, için benimle beraber. Ya da yakın benim yerimede... Beni bi yaradan bilir, insanlar bilmesede olur.
    Aşk sahiden nedir ki? Nerede başlar ve nerede biterdi? Şimdi ne olacak?

    Rezleri alsaniz iyi olur, uzun ve yorucu bir hikaye sizleri bekliyor. Liseli panpalar sizlerde alın uyumadan, bizde o zamanlardan geçtik.

    Aşık olunca, evrendeki her şey, dünya dahil olmak üzere insanin gözünde en ufak oluyor. Aşık olunca, 'asla yapamam' dediği herşey 'iyi geceler' dermişçesine doğal bir tavırla yapıyor insan. Ama ya sonra? Ayrılık! Ya sonra? Acı! Hayatınızda 'KEŞKE' dediyseniz, buyrun..

    Hayatımın en anlamsız gününü yaşıyorum. Herkes bir telaşla oradan oraya savruluyordu. Annem sürekli aglak gözleriyle bana bakıyordu. Birazdan evimizin bahçesine doğru yapacağım ve geri dönüşü olmayan yürüyüşü dusunuyordum. Ne olacaktı? Ne zaman karar vermiştim? Neden onunla hayatımın sonuna yürümek zorunda kalacaktır? Ne zaman vazgeçmiştim Ela'yi sevmekten? O neredeydi şimdi? Neden birazdan Ela'nin beyazlar içindeki halini değilde Dldem'in bir türlü gozlerime alistiramadigim yüzünü gorecektim? Bu sorular beynimi yerken babamın, omzuma sakin ama güven veren bir şekilde dokunduğunu hissettim.

    Edit: Hikayem haftalarca sürebilir, modlardan ricam hikayemin tüm yazarların okuması bu yüzden kısa süreliğine de olsa trende girmesi. Sabrınız için şimdiden teşekkürler. Saygı ve selamla.

    Edit2: Trende girdik, teşekkürler arkadaşlar. iş den firsat buldukça, hafızam yerinde olduğu surece hikayemiz yarım kalmayacaktır. Emeğimin karşılığını sadece okumanızla ve ders çıkarmanızla alacağım.
    Edit3: Hikayemi çok zor şartlarda ve büyük bir emekle yazdığımı belirtir, daha çok yazarın okumasını saglamanız için şukularınızı ekgib etmemenizi bir abiniz bir kardeşiniz olarak ricada bulunuyorum. Teşekkürler.

    Edit4: Ailevi nedenlerden dolayı Hikayeme geçici bir süre ara verdim, yarım bırakmayıp bitireceğim inşallah.
    ···
  2. 2.
    +2
    Birazdan gerçek bir adam olacaksın Badomad, heyecanlı olmalısın? Dalga geçiyor gibiydi.

    Afallamistim. Biraz önce kafamdan geçenlerden sıyrılıp, babamın sorusuna cevap vermekte ne kadar zorlandığımı sanırım ömrüm boyunca unutamayacağı.

    -Her zamanki kadar baba, diyebildim en sahte gülümsememle.

    Babam sanırım beni gerçekten heyecanlı görüyordu. Ya da dışarıdan bakan birine göre fazla dalgın ve düşünceli olmam heyecandan bu halde olduğuma yorumluyordu. Oysa parmağımın ucuna sinek ısırmış biri kadar bile heyecanlı değildim. Aksine içimde bir yerler de bir şeyler ağlıyor gibiydi. Ve ilk kez hayatımın kontrolünü kaybetmiş hissediyordum
    ···
  3. 3.
    +1
    Okuyun veya okumayin pampalar, duvara yazar susup otururum. Kağıda döktük, birazda buraya dokelim. Bir 'KEŞKE' miz daha olmasın..
    ···
  4. 4.
    +2
    Derin derin nefes alıyordum. Bunun durması gerekiyordu. Evlenmek istemiyordum. Ben Ela'yi seviyordum. O gece yaşadığım aci, aklıma bir kılıcın kanıma girişi kadar sert ve yerinde bir azimle girmişti. Doğum günümü kutlamak üzere tüm arkadaşlarım sözleşmişler sade ama güzel bir sürprizle beni karşılamışlardı. Ela ve ben her zaman ki gibi göz gözeydik. Ya da ben öyle sanmıştım. Onunla üniversite de tanışmış ve birinci sınıftan itibaren hiç ayrılmamıştık. Okulun bitimiyle onun kariyer planlaması, benimde yoğun çalışma tempom yüzünden evlenmek aklımıza bile gelmemişti. Ara ara çocuklarımız olması halinde ne kadar mutlu olacagimizdan bahsederdik. Ama bu daha çok konuşacak bir şey kalmayınca açılan bir konu kadar basit ve en sonunda derin sessizliklere dayanan bir konuşma oluyordu. Ben sigorta şirketinde çalışan, Ela'ysa hayvan hakları için kendini unutacak kadar çalışan ve yılmayan bir avukattı.
    ···
  5. 5.
    +2
    Asla kimseye karşı sükûnetime sarılıp, her şeyin onun dilediği gibi olmasi için elimden geleni yapıyordum. Fakat doğum günümü kutladığımız o gece hayatımın tek ve ebedi zaafinin bir nefrete donusmesi, içimdeki insanı olan tüm duyguların yıkılışı oldu. Saat ilerlememiş herkes bir yerlere yayılmış, ardı arkasi kesilmeden yakılıp söndürülen sigaralardan duman her yeri sarmıştı.
    ···
  6. 6.
    +3
    Okuyan arkadaşlar var ise kendilerini belli etmelerini Rica ediyorum. Şuku cugu hiç önemli degil. Sabah iş var ona göre partlari atacağım. Teşekkürler simdiden.
    ···
  7. 7.
    +5
    Ela'nin gözlerine bakarken kulağımızı delip geçen şarkı Etta James'den At Last'tı. Şarkıdan olacak ki dudaklarım onun dudaklarına doğru kaydı. Birbirimize iyice yaklaşmamızı Ela'nin telefonu durdurmuştu. Ela birden telefonuna gelen mesajla yerinden fırladı. Bir şey mi oldu diye sormama gerek kalmadan makyajını tazeleyip hemen geleceğini söyledi. ickimden bir yudum daha aldıktan sonra hayatımı değiştirecek olan şüphe duygusuyla birden ayağa kalktım. Ela'ya herkesten çok guvenirdim. O güne kadar bir kez olsun telefonunu bile karıştırmamıştım. Fakat beni içine içine çeken şüphe duygusunun önüne geçememiş ve ne bulacağımı ya da ne aradığımı da anlayamadan lavabolarin olduğu kata çıktım. Merdivenleri adimlarken yaptığımın yanlış oluşundan utanıyordum. Ama artık çok geçti. Bir şeyler oluyordu. Anlıyordum ya da hissediyordum. Lavabolarin olduğu kat bizim oturduğumuz giriş katına göre çok sessizdi. Ela'nin gergin sesini duymamla olduğum yere çakılmam aynı saniyelerde gerçekleşmişti sanırım.

    - Ne demek buradayım nasıl gelirsin Badomad duyarsa ne olacak hiç düşündün mü? Neyi duyacaktım ben neler oluyordu. Ela'nin benden sakladığı şey neydi? Aklimi kaçırmak üzereydim.

    Kısa bir sessizlikten sonra Ela ömrüm boyunca ondan ayrı kalmama sebep olacak olan cümleleri saniyeler içinde dudaklarından akıtmıştı.
    ···
  8. 8.
    +3
    - Yaşadık ve bitti kısa bir macerayı anlıyor musun beni? Artik seninle gorusmek istemiyorum. Badomad'a ulaşmaya çalışma sakın hayatını mahvederim. Avukat olduğumu sakın aklından çıkarma donuna kadar alırım anladın mı beni? Demesiyle beni karşısında görmesi aynı ana tekabül etti. Sessizce karşısında dikiliyordum. Benim Ela'm beni aldatmıştı. Buna inanmali mıydım? Herşeyi kendi kulaklarimla duyduğum halde neden Ela'ya açıklama yapmasını isteyen gözlerle bakıyordum. Ela hiç savunma yapma gereksinimi duymadan beni aldatmışını ballandıra ballandıra karşıma geçmiş anlatıyordu. Bende Ela'ya son kez baktigimin bilinciyle onu duymaktan çok izlemeye çalışıyordum. Yıllardır hayatımda olan bu kadının ne zaman benden koptuğunu bu denli uzaklaştığını ve beni aldatabilecek kadar aşkımızın vicdanını unuttuğunu merak ediyordum.
    ···
  9. 9.
    +3
    Hikayem uzun geceleri zorlanarak yazacağım hatırlayıp tekrar tekrar ağlamaklı olacağım zamandır. Gündüzleri ise yoğun iş tempomdan dolayı seri yazamayacagım, şimdiden affınıza sığınırım.
    ···
  10. 10.
    +4
    Bir iki part daha atıp ara vereyim kafam iyi degill
    ···
  11. 11.
    +2
    Bunların hiçbirini sormadım. Sormanın bir anlamı yoktu çünkü. Beni aldatmıştı ve bir daha asla bunu yapmasına izin vermeyecektim. Oturduğum koltuktan yavaşça kalktim. Hayatımın tek gerçeği sandığım en büyük yalanıma yaralı bir hayvan gibi kanaya kanaya bakıp bunca yaşıma kadar inandığım herşeyi geride bırakıp çıktım oradan. Ne olduğunu anlamak için doğum günümü kutladigimiz kafenin önünde dakikalarca durdum. Aklımdan herşey geciyordu. Ela'nin beni bir kez değil defalarca aldattığını dusundum. Yaşadığım aşkın her gününü sorgulamaya başladım. Ne zaman vazgeçmişti benden? Ne zaman kalbime ihanet etmişti? Bana bunu nasıl yapabilmişti? Abi duygularim kaybolmustu. Mantığım intikam almak isteyen aklım kontrolden çıkmış bir halde icerilerden bir yerden bana bağırmaya başladı.

    Bunca acıyı kaldıramayan kalbim agirmaya başlayınca deli gibi içip herşeyi unutmak istedim. Ela'nin gölgesinden kaçtım, kaçtım, kaçtım... Kurutulduğumda kendimi bir meyhanenin önünde buldum.
    ···
  12. 12.
    +2
    Bir an bile tereddüt etmeden içeri girdim. Hemen sarhoş olup, içimde inleyen acimi dindirmek için duble duble istedim her defasında rakıyı. Etrafımı göremiyordum bile. Kolumu kaldırmaya halim kalmamıştı. Hemen karşımda duran kadına ilişti gözüm. Kadının yüzünü doğru durustce seçemeyince, gozlerimde yaşların ne kadar çok biriktigini anladım. Ağlamamak için yutkundukca yutkundum. Hesabı ödeyip kalktim masadan. Hayatimin hatasinida sanırım o masada sızıp kalmak yerine, Didem'i aramak ve ona gitmekle yaptım. Acı çeken ruhum beni bir şekilde Didem'e sürüklemişti. Didem en yakın arkadaşım Demir olsun, kız kardeşiydi. Demir'le olan yakinligimdan dolayı Didem her zaman hayatımın içindeydi. Fakat, ben Didem'i bir kız kardeşim gibi sever sayarken, o çok daha farklı duyguları barındıran gözlerle bakmıştı bana. Bu yıllardır böyle devam etse de hiç bir zaman aramızda ki çizgiyi aşmasına izin vermemiştim. Ama o gece, reddettiğim ve görmezden geldigim aşkına sığınmak için kapısına dayanmıştım. Çünkü Ela' nin içimde açtığı yarayı başka birinde yara açarak kapatabilecegim gibi aptalca bir hisse kapılmıştım.
    ···
  13. 13.
    +2
    Didem kendi halinde öğretmendi. Çocukları çok sevdiği ailesinin maddi gücünde hiç yararlanmadan iyi bi bir devlet üniversitende okul öncesi bölümünü teslim etmişti. Onun kapısına dayandığımda ne denli çaresiz ve sarhoş olduğumu anımsıyorum da, Didem'in beni o halde ilk ve son gorusu olacaktı belli ki. Beni içeri almıştı. Gecenin o saatinde neden onun evinde ve sarhoş olduğumu anlamaya çalışan gözlerle bana baksa da sesini çıkarmamış her zamanki yumuşak bakışlarıyla beni sakinleştirmeye çalışmıştı. Neden sonra ona evlenme teklifi ettigimin cevabını asla kendime veremeycegim sanırım.
    ···
  14. 14.
    +2
    Bu düşünceler içinde çaresizce cirpinirken balkon kapısının eşiğinden bana seslenen annemi gordum. Hadi gelinimiz hazır seni bekliyor oglum dedi beni biraz seyrettikten sonra. Sanırım artık yapacak bir şeyim kalmamıştı. Hayatın benden aldıklarını yerine koyamazdim ama bir daha asla kimseyi sevmeden ve gerçekten zaaflarimi göstermeden yasayabilirdim. Didem'in hazırlanması icin annemin büyük bir titizlikle hazırlattığı odaya doğru ilerliyordum. içeride beni bekleyen Ela olmadığı gerçeği bir zıpkın gibi beynime beynime giriyordu. Artık sanırım gülümsemem gerekiyordu. Odanın onundeydim. Dikkatsizce tokmağı çevirdim ve Didem'in parıldayan gözleriyle karşı karşıya geldim. Beyazlar içerisinde gerçekten çok güzel gorunuyordu ama şuan da bile ona karsi aşka ya iki insanı ölene dek bağlayacak bir yemini ettirecek duygulara sahip değildim. O karşımda benden güzel sözler duymak istercesine süzülüyordu. Bense en fazla çok güzel olmuşsun Didem diyebildim. Tüm hayatını benimle geçirecek olan bu kadın, Ela'nin beni aldatmasinin intikdıbını hayattan alisimdan başka bir şey değildi. Bana hiç yakışmayacak derece de acemice alınmış bu evlilik kararında hayatı kararan sadece ben değildim. Didem de benimle beraber birazdan ateşe yürüyecekti.
    ···
  15. 15.
    +2
    Merdivenlerden aşağı doğru yürümeye başlamamızla beraber inanılmaz bir alkış tufanı koptu. Neredeyse tanıdığım herkes buradaydı. Demir bize doğru geliyordu.
    "Dostum tebrikler" deyip omzuma vurmasıyla irkildim. Cevap vermemi beklemeden kardeşine sarıldı. Demir'le ben çocukluğumuzdan beri aile yakınlığından kaynaklı olarak hep gorusmus ve yıllar içinde iki kardeşten farksız olmuştuk. Ela'dan ayrılır ayrılmaz Didem'le evlenmek istemiş olmama en çok karşı çıkan Demir olmuştu. Ama benim Demir'i inandırmak için söylediğim sözler ve Didem'in bana olan aşkı en büyük destekçimiz haline getirmisti Demir'i. Ela'nin beni aldattığını ona asla söyleyememistim. Bunun yerine "zaten ondan sıkılmıştım olmuyordu" gibi kendimin gulecegi şeyler söylemiştim. Nasıl bir ruh haline girdiysem Didem'i sevdiğim konusunda Demir'i ikna etmiştim. Oysa zerre kadar umrumda değildi Didem. Sadece o sarhoş gece kızlığını bozmuş olmanın vermiş olduğu vicdan azabıyla benimkisi.
    ···
  16. 16.
    +1
    Nikah memuru sabirsizca "Evlenmeyi kabul ediyor musun?" Dedi. Kekeler gibi oldum. Ne zaman bu noktaya gelmişti düğün? Düşüncelerimin arasından sıyrılıp özensizce "evet" dedim. O an neye evet dedigimi biri bana sorsa büyük ihtimalle cevap veremezdim. Didem'in heyecanla beraber aynı cevabı vermesiyle alkışların ardı arkası kesilmeden şarkılar çalmaya bir yerlerde bir şeyler patlamaya başladı. Düğün korkunç derecede neşeli ve samimiyetsiz sohbetlerle devam ediyordu. Saatler geçmiş ve düğün neredeyse bitmişti. Son misafirlerimizide ugurlamamizla beraber bulduğumuz ilk masaya yığıldık. Bi ara gözüm Didem'e takıldı. Gözleri, hala onu odadan almaya gittiğim an ki kadar parıltılıydı. Yüzü bembeyaz ve sanki ışık saçar gibiydi. Başını bana doğru çevirince yine anldıbını bir türlü çözemediğim bakışları yüzümde dolaşıyordu. Sanki bana evladina bakan bir anne gibi korumacı bir içgüdüyle bakıyordu. Ama bir yandan da aşıktı. Ailelerimiz evden ayrılınca baştan aşağı titremeye başladım. Didem bir şeyler isteyen bakışlarla bana bakıyordu bunu görebiliyordum. Ona verebilecek hiç bir şeyim yoktu. Sevgide aşkta bende artık bulunmayan seylerdi. Ve canım kesinlikle ciks yapmak istemiyordu. Didem'in peşinden yatak odamız olarak tahsis edilen odaya çıktım ve uzerimi değişip Didem'e disari çıkacağımı beni beklemesine gerek olmadığını söyledim.
    ···
  17. 17.
    +1
    Eve döndüğümde güneş çoktan açmış ve kuşlar doğadaki yerlerini almıştı. Bense hiç beklemediğim bir manzarayla karşı karşıyaydim. Didem üzerinde beyaz saten bir gecelikle beni bekliyordu. Gözlerini şişkinliğinden anladığım kadarıyla hiç uyumamisti. Ona ne diyeceğimi bilmiyordum. Bir şeyler duymak istediğini biliyordum ama zaten zonklayan basimla düşünmek oldukça zorluyordu beni. Sadece elinden tutup yatagimiza kadar onunla yürüdüm. Hala ayilamamis olmam erkekligimi uyandırmıştı. Bir anda Didem'i arzulamaya başlamıştım. Özensizce bir orgazmdan sonra derin bir uykuya daldım. Didem insanı rahatlatan ipeksi sesiyle bana sesleniyordu. Gözlerimi yavaşça araladim. Kahvaltinin hazır olduğunu söylüyordu. Didem bana bakiyordu. Birazdan dun gece nerede olduğumu soracagindan şüphem yoktu. Fakat Didem beklediğimin aksine alnıma yumuşacık bir öpücük kondurup odadan çıktı. Dışarıdan ne kadar berbat bir adam olarak göründüğümü düşünmeye başladım. Düğün gecemde ortalıktan kaybolmuş ve bu konuda karima tek bir açıklama bile yapmamistim. Didem bu hayatta kazanan ender kişilerden biriydi. Belki onu hiçbir zaman aşkla sarmayacaktim ama neyim var neyim yok artık onun sayılırdı. çocuklarımız olacaktı. Didem'in hiç bir zaman fazla da gözü olmadığını çok iyi biliyordum. Ve bunları düşünerek vicdan azabimi dindirmistim.
    ···
  18. 18.
    +2
    Yoğunluğa göre hikayemin partlarini seri yada kendime göre atmaya devam edeceğim.
    ···
  19. 19.
    +2
    Güzel bir duş aldıktan sonra kurulu olan sofradaki yerimi aldım. Tabagimin yanına bir bardak suyla ağrı kesici çoktan koyulmuştu. Masadaki her şey sanki beni yıllardır. Tanıyan biri tarafından hazırlanmıştı. En çok dikkatimi cekense masada zeytin olmamasıydı. Belli ki Didem zeytin sevmediğimi çok önceden biliyordu. Ben böyle bir şeyi sormadan, -"Merak etme aşkım, zeytin yok" demişti. Aşkım demişti bana. Ben artık Didem'in aşkıydım. Hızlıca sürülen bir aracın gelişigüzel bir yere toslamasindan başka bir şey olamazdı bu. Diyecek hiçbirşey bulamadım. Sadece teşekkür etmekle yetindim. Balayına gitmeyecektik. işlerim çok yoğundu ve Didem'in de okulu vardı. Masadaki derin sessizliği Didem bozdu. "Başın ağrıyor mu?" Dedi. "Sanırım biraz fazla kaçırdım ağrı ne kelime zonkluyor hala"
    "Neden bu kadar içtin ki? Benimle evlenmek bu kadar mı kötü bir şeydi?" Bu soruyu sorarken ki yüz ifadesi kusursuz derece doğaldı. Ne bir kinaye ne de gerçekten beklediği bir cevap vardı benden.
    "Didem" dedim. "Biliyorsun hala kendimi toparlamış değilim. Sana her şeyi anlattım. Benimle bir hayatı paylaşacağını ama benden aşka dair bir şeyler beklememen gerektiğini söyledim. Sen harika bir insansın. Gerçekten. Hatta bazen düşünmüyor değilim neden benimle evlendiğini ama benden bir şeyler bekleme. Hayatını yaşamaya devam et ve ne zaman ihtiyacın olursa olsun yanında olacağımı unutma."
    Sanki bunca cümleyi kurmamisim gibi gözlerimin içine baktı ve beni tek cümleyle yeniden şaşırttı.
    "Biraz daha krep ister misin?"
    ···
  20. 20.
    +1
    işlerim inanılmaz derecede yoğun gidiyordu. Şirketin insan kaynakları departmanı olmasına rağmen işe alım ve çıkışları asistanim Esra'yla yapıyorduk. Esra inanılmaz derecede zeki kendine güvenen ve her zorluğun altından bana soru dahi sormadan kalkabilen birisiydi. işçi-isveren çizgisini aşacak bir davranışta bulunmuyordu. Şimdi Esra telefonun diğer ucunda Didem'in beni aradığını söylüyordu. Daha sonra onu ararim dediğim halde önemli bir konu olduğunu ve Didem'in benimle hemen gorusmesi gerektiğini söylüyordu. Bu kadar önemli olanın ne olduğunu merak etmeye başlamıştım. Çünkü Didem benim çalışırken rahatsız edilmekten hoşlanmadığımı zaten çok iyi biliyordu. Didem hemen eve gelmem gerektiğini söyleyince bir şeylerin ters gittiğini anladım. Otoparka indim eve gidene kadar beynimden binlerce senaryo geçmişti. Bahçenin kapısından girdiğimde Didem bütün samimiyetiyle bana guluyordu. Sinirlenmeye başladığımı hissettim. Dayanamayıp bağırdım.
    "Neler oluyor burada Didem?" Didem istifini bozmadan bana bakıyordu.
    "Kocami gormek için bir şey mi olması gerekiyor?" Sinirden delirmek üzereydim. Kukrer gibi "Didem delirtme beni neden beni işten eve çağırdın?" Hala guluyordu. Bana doğru dikkatlice yürümeye başladı. Yanıma geldiğinde avucumun içini kavradı ve göbeğine doğru bastırdı.
    "Burada seninle tanışmak icin acele eden biri vardı o yüzden çağırdım... Baba oluyorsun."
    ···