1. 51.
    +1
    @41 zorla mı okuttular sana bu başlığı bin, sana ne millet ne yazıyosa yazsın am biti gibi milletin zütünde ne dolanıyosun
    ···
  2. 52.
    +1 -3
    hayatımın şiirini yazmış. şairlerin sultanı. üstad.
    ···
  3. 53.
    +2 -2
    ccc çile giber ccc

    Gâiblerden bir ses geldi: Bu adam,
    Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
    Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
    Gök devrildi, künde üstüne künde...

    Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
    Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
    Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
    Ok çekti yukardan, üstüme avcı.

    Ateşten zehrini tattım bu okun.
    Bir anda kül etti can elmasımı.
    Sanki burnum, değdi burnuna (yok) un,
    Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.

    Bir bardak su gibi çalkandı dünya;
    Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
    Al sana hakikat, al sana rüya!
    işte akıllılık, işte sarhoşluk!

    Ensemin örsünde bir demir balyoz,
    Kapandım yatağa son çare diye.
    Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
    Yepyeni bir dünya etti hediye.

    Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor;
    Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
    Bütün bir kâinat muşamba dekor,
    Bütün bir insanlık yalana teslim.

    Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
    Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
    Otursun yerine bende her şekil;
    Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

    …………………………………..
    …………………………………..
    …………………………………..
    …………………………………..

    Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
    Benliğim bir kazan ve aklım kepçe.
    Deliler köyünden bir menzil aşkın,
    Her fikir içimde bir çift kelepçe.

    Niçin küçülüyor eşya uzakta?
    Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
    Zamanın raksı ne, bir yuvarlakta?
    Sonum varmış, onu öğrensem asıl?

    Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap,
    Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
    Selâm, selâm sana haşmetli azap;
    Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.
    Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
    Ey yedinci kat gök, esrarını aç!
    Annemin duası, düş de perde ol!
    Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!
    Uyku, kaatillerin bile çeşmesi;
    Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
    Teselli pınarı, sabır memesi;
    Size şerbet, bana kum dolu çanak.

    Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
    Sırrını ararken patlayan gülle?
    Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
    Karınca sarayı, kupkuru kelle...

    Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş,
    Mevsimden mevsime girdim böylece.
    Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
    Fikir çilesinden büyük işkence.

    …………………………………..
    …………………………………..
    …………………………………..
    …………………………………..

    Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
    Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
    Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
    Yetişir çektiğim mesafelerden!

    Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
    Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık.
    Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
    Tutuyor önümde bir mavi ışık.

    Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
    Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
    Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
    Bir zehirli kıymık gibi, beynimde.

    Lûgat, bir isim ver bana halimden;
    Herkesin bildiği dilden bir isim!
    Eski esvaplarım, tutun elimden;
    Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?

    Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
    Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
    Belâ mimarının seçtiği arsa;
    Hayattan muhacir, eşyadan öksüz?

    Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,
    Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
    Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,
    Dev sancılarımın budur kaynağı!

    Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
    Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
    Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
    içimdeki kadar iniş ve çıkış.

    …………………………………..
    …………………………………..
    …………………………………..
    …………………………………..

    Gece bir hendeğe düşercesine,
    Birden kucağına düştüm gerçeğin.
    Sanki erdim çetin bilmecesine,
    Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin.

    Açıl susam açıl! Açıldı kapı;
    Atlas sedirinde mâverâ dede.
    Yandı sırça saray, ilâhî yapı,
    Binbir âvizeyle uçsuz maddede.

    Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
    Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
    içiçe mimarî, içiçe benlik;
    Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur!

    Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
    Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
    Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;
    Suda ezel fikri, ebed duygusu.

    Kaçır beni âhenk, al beni birlik;
    Artık barınamam gölge varlıkta.
    Ver cüceye, onun olsun şairlik,
    Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta.

    Öteler öteler, gayemin malı;
    Mesafe ekinim, zaman madenim.
    Gökte saman yolu benim olmalı;
    Dipsizlik gölünde, inciler benim.

    Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
    Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
    Sen, bütün dalların birleştiği kök;
    Biricik meselem, Sonsuza varmak...
    Tümünü Göster
    ···
  4. 54.
    +1 -1
    özet geç bin
    ···
  5. 55.
    +1
    ne hasta bekler sabahi
    ne taze oluyu mezar
    ne seytan bir gunahi
    seni bekledigim kadar

    gecti istemem gelmeni
    yoklugunda buldum seni
    birak vehmimde golgeni
    gelme artik neye yarar

    adam sultan-u suara beyler
    ···
  6. 56.
    +1
    o güzel şiirlerinden biri;

    Bu akşam o kadar durgun ki sular
    Gömül benim gibi kedere diyor.
    içimde maziden kalma duygular
    Ağla geri gelmez günlere diyor.

    Ey gönül, gidenden ümidini kes!
    Kaçan bir hayale benziyor herkes,
    Sanki kulağıma gaipten bir ses
    Buluşmalar kaldı mahşere diyor.

    Enginden engine koşarken rüzgâr,
    Bende bir yolculuk heyecanı var...
    Yattığım kayaya çarpan dalgalar
    Çıkıver bir sonsuz sefere diyor.
    ···
  7. 57.
    -3
    bir gün evine ziyarete gelen küstah gazeteci sorar
    -efendim siz hiç kitap okumuyormusunuz, hiç kitap göremiyorum
    üstad gayet sakindir: -sen hiç süt içen inek gördünmü evlad...
    ···
  8. 58.
    +1
    @1 beyler adam herkesi kendi gibi biliyor.
    ···
  9. 59.
    +1
    @1 merak etme liseli bir ergen olduğun için sana kızan yok.
    ···
  10. 60.
    +1 -4
    @1

    ne hasta bekler sabahı
    ne taze ölüyü bir mezar
    ne de şeytan bir günahı
    senin yannan beklediğin kadar
    ···
  11. 61.
    0
    @5 gibmiş beyler
    ···
  12. 62.
    0
    @1 adam haklı beyler
    ···
  13. 63.
    0
    üstad
    ···
  14. 64.
    0
    Gral.
    cCc Kaldırımlar cCc
    ···
  15. 65.
    0
    şiirin türkçedeki karşılığı.
    ···
  16. 66.
    +3 -1
    belli bir yaşantıdan sonra müslüman olanlar daha samimi oluyor ..

    amk. bi çıkıp sonra tekrar mı girsek
    ···
  17. 67.
    0
    sonuç?
    ···
  18. 68.
    +1 -2
    milli görüşcüler cok sever... ama rapor adlı seride arbakana fena kaymıştır.

    faşist diyenler de var .. beynini gibtiklerim
    ···
  19. 69.
    0
    (bkz: beklenen)
    ···
  20. 70.
    0
    kaldırımları paris de bir tane fahişeye(huur) okuyor etkilemek için.ama karı dönüp bir kere bile bakmıyor buna. necip fazıl 2-3 kere daha okuyor. karı gene giblemiyor. vazgeçiyor.tam susup dönüyor ki fahişe(huur)dönüyor. ağlıyor halde. diyor ki üstada:neden sustunuz?
    bu başlığa girip gene de okumayacak olan binler için özet:kaldırımlar çok şahanedir be.
    ···