/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 563.
    +4
    Büşra pgibolojisinden birazcık daha sıyrılmış olup ikinci sınıftaki arkadaşlarımla daha da samimi olmayı hedeflemişken hem kızlara hem de erkeklerle aramı daha iyi tutmaya çalışıyordum. Sınıfa girdiğim andan beri etrafa pozitif enerji saçan hanımefendilerden oluşan dörtlü bir arkadaş grubu var ki en çok onlarla tanışmayı istiyordum. Fakat bir türlü cesaret edemedim nedense. Hele ki aralarında bir tanesi var ki gülüşü bile insanın içini sıcacık edebilecek şekilde. Zamanla onlarla da tanışırız elbet, daha vaktimiz çook.

    Ödevlerin, projelerin, anlatılacak konuların temellerini oluşturup çalışmalara başlamışken yurttaki tayfayla da gelişen çeşitli olaylarımız var. Hepsinden önce bir azeri kriziyle karşı karşıyayız. Sebebide şu;

    Ben izmir'den döndükten sonra ikinci gece yatarken oraya bir öneri attım. Bu arada odada çeşitli ritüellerimizde vardır. Mesela gece yatmadan önce yataklarımıza kurulduktan sonra Snapchat'lere oturup birbirimizde olan olmayan hesapları paslar snap'lerini seyrederek yorumlarız. Eee hesapların içeriği belli tabii kii. Başlangıçta Amanda Cerny'den başlayıp uzuun uzadıya tüm listeyi yorumlayıp ağzımızın suyu aka aka seyrederdik. Bitirdikten sonra günün basit bir kritiğini, yarının planlarını anlatıp konuştuktan sonra yarının yemekhane menüsünü inceleyip uykuya dalarız. Basit ama keyifli bir etkinlik be beyler, böyle böyle samimi olmaya başlıyoruz bizde. işte bu konular konuşulurken ertesi gün tüm kat ahalisi yurdun yemekhanesinde değil de dışarda bir yerlerde yiyelim diye bi öneri sundum ortaya. Furkan, Doğan, Kadir, Javid, Eşqin, Tamer bi de alt kattan Raul hepsi birlikte çıkalım bişeyler yiyelim dedim. Eee fikir güzel, özleştik, ben yokken doğru düzgün konuşup görüşemedikte. Hepimize uyar diye anlaştık. Ama Berkay oradan bir çıkıntılık yapmaya başladı.

    "Abi Javid'le Eşqin tamam da Raul gelmesin ya, sevmiyorum ben o çocuğu. Bi de çok yüz verdiniz zaten, her gün buraya geliyor artık sizden çok onu görür oldum"

    "Olm neden gelmesin, ne zararı var çocuğun. Her gün başına oturup oynadığın bu PlayStation 3 onun, ekgib kaldığın notları da ondan alıyosun. Çocuk ekgib neyin varsa yapabiliyo, ne zararı olabilir ?"

    "Sevmiyorum abi gelmesin işte, diğerleri gelebilir sıkıntı yok"

    "Raul onlardan daha masum, ufak yaşta babasını kaybetmiş. Annesiyle bir başına uysal çocuk. Çıkarlarını bitirince mi aklına geldi sevmediğin ?"

    "Neyse abi yarın konuşuruz bunları, hadi iyi geceler"

    Sinirlenmiştim. Ama tek sinirlenen ben değildim. Kadir patırtı gürültüyü sevmediği için yorum yapmamıştı, ama o da rahatsızdı farkedebiliyordum. Furkan da benim gibi tepki göstermişti, ama hem lafı atıp hem de arkasını dönüp yatan cephe Berkay olduğu için fazla sürdürmemiştik.

    Eee bugünün yarını da var...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      devam devam
      ···
  2. 562.
    +4
    Birinci sınıflarla girdiğim dersler artık eskisi kadar hevesli ya da neşeli geçmiyor. Önceden koşar adımlarla gittiğim okul merdivenleri artık benim için yolumun üzerinde duran engeller ya da adımlarımı yavaşlatan basamaklar haline gelmişlerdi. Sınıfa girdiğim an ön sırada oturan Büşra onunla konuşmam ya da yanına oturmam için yalvarır gözlerle bana bakarken arka sıraya kadar yürümek o kadar stres dolu ve yorucu ki. Ne zaman bu kadar boş, ne zaman bu kadar boşlayan birisi olmuştum ki ben ? Daha bir kaç gün önce ellerini tutarak gözlerinin içine baktığım, sesiyle huzur bulduğum, gülüşüyle ısındığım kadın şimdi bunları yeniden yapmam için gözlerime bakarak benden bir işaret beklerken ben umursamaz şekilde devam etmeye çalışıyordum hayatıma. Ama hiç kolay değildi be beyler, tahmin ettiğiniz kadar kolay değildi böyle davranmak.

    ikinci sınıflara ağırlık vermem gerekliydi birazda. Çünkü odağımı, ağırlığımı, sevgimi birinci sınıflardan bir mavişe kaptırmışken ikinci sınıftaki derslerimi de sınıfımı da iyice boşlar olmuştum. Grup kurduğumuz kızlarla olan görüşmelerim azalmış, çok önemli bir dersten aldığımız anlatım ödevini boşlamış, projeleri iyice askıya almıştım. Üstelik bunların teslim tarihleride bir hayli yaklaşmıştı. iyi iyi, ödevlerle uğraşırken, grubumdaki kızlarla tanışıp vakit geçirirken kafam birazda olsa dağılırdı. Ama birlikte çalışmak için kütüphaneye, cafeye falan filan gidersek ve bunu birinci sınıftan birileri görüp "Aaa (izmirli) kimlerle oturuyor böyle, ooh keyfide pek yerinde Büşra'yla olanlardan sonra" yayarlarsa işte başım o zaman ağrıyabilirdi. Ki bunu yapacak çok insan vardı sınıfta, en başta gelenlerden birisi de Yasin denen huur çocuğu zaten.

    Birinci sınıflardan da edindiğim bir arkadaş grubu var bu esnada. Bana entel deselerde benimle vakit geçirmekten keyif alan kızlı erkekli bir grup. Ama ilginç bir grubuz yani; inançsızı var tesettürlüsü var, sağcısı var solcusu var kürdü var, olgunu var çocuksusu var. Arada en göze batan "entel" denen tip olarak ben varım. Sağolsunlar aralarında sözümde geçer, dinlerler yani beni. Onlarla yemekhaneye gittiğimiz bir günde Şeyma denen bir grup üyesi bana gelip Yasin'in yapmış olduklarını anlattı. Şaşırdım tabii başta duyunca, Allah Allah dedim kendi kendime. Ne anlatıyomuş bakalım, bi dinleyelim.

    Yasin dediğim gibi yavşak bir tip, önüne gelene yanlamaya meraklı. Ama iticiliğinden olsa gerek her seferinde boşa sallıyor oltasını. Yine öyle bir zamana denk gelmiş olacak ki Şeyma'ya sallamış bu sefer oltayı. Konuşmuş, tanışmaya çalışmış falan. Bir süre sonra konu benden açılmış. "Yaa sen (izmirli)yle takılıyosun dimi, birlikte yemeğe gidiyosunuz falan. Çok tekin birisi değil o, ondan uzak dur derim. Fazlasıyla kibirli, konuşmaya değmeyen, sözüne güven olmayan birisi o" diye geçirdikçe geçirmiş bana. Şeyma neden diye sorunca da devam etmiş; "Yaa ilk geldiği zamanlar konuştuk tanıştık. Bana motoru almam için borç vereceğini söylemişti bir miktar. Ama sonradan vazgeçti, ben de ortada kalmış oldum öylece. Cebinde kaç bin liralık telefon var, belli varlıklı olduğu. Hayır güvenip verse ne olur sanki ? Ben anlamıyorum, değişik bir çocuk. Sen de dikkatli ol yanındayken" Şeyma asi bir kız, özgürlükçüdür. Aramızda fazlasıyla iyidir. "Kimlerle nasıl arkadaşlık kuracağıma kendim karar verebileceğimi düşünüyorum, teşekkürler" diyip terslercesine bir cevap vermiş. Sağolsun, anlıyor kız neyi nerede yapacağından. Ama ben bunları öğrendim ya, senin ananı gibmez miyim Yasin...
    Tümünü Göster
    ···
  3. 561.
    +4
    https://www.youtube.com/watch?v=qFp6XVuHHFY

    Yine yalnızları oynuyorum geldiğim bu şehirde. Henüz çok vakit geçmemiş olmasına rağmen neden bu kadar çok hayal kırıklığı, bu kadar hüsran yaşamıştım ? Bendemiydi sorun ? Ya da bu benim kaderim miydi ? Lanetim demeliyim aslında.

    idil; yıllar önce hayatıma girmiş, zamanında mutluluğumun hatta hayatımın ta kendisi olmuş, sonrasında kendisi olduğu hayatımın anasını gibip gitmiş birisi. Ummadık zamanlarda karşıma çıkıyor olması hala kafamın karmakarışık olduğunu, bir parçamın hala orada kaldığını açık bir şekilde göstermekte. Ama bundan nasıl kurtulabilirim, bu durumu nasıl aşabilirim hala bir fikrim yok. Buraya geldim, karşıma ilk çıkan kişi Gamze oldu. Beklenmedik birisiydi, beklenmedik bir şekilde geçip gitti; üstelik peşime nişanlısı ve saz arkadaşlarını takarak. Onu atlatmışken geldiğim ilk günden gözlerine vurulduğum dolmuş aşkım sınıf arkadaşı olarak karşıma çıkmıştı. işin ilginci bu da hiç beklenmedik bir şekilde çıkmıştı karşıma. Güzel giderken sonradan olanları biliyorsunuz. Soğuma ve kapanış... Aslında henüz kapandığını zannetmiyorum, Büşra bu işin peşini kolay kolay bırakacak gibi değil. Bitmesini ben de istemem, istemiyordumda aslında. Ama devam ettikçe üzen taraf ben olacaktım. Büşra bunu haketmiyor beyler. Benim keyfim, benim binliğim, benim yetersizliğim yüzünden kız üzülmemeli. Hem daha 3 senemiz daha var şu sınıfta birlikte geçireceğimiz. Yüz yüze bakacak, merhaba diyecek halimiz varken bunuda kaybetmemek gerek.

    Furkan Sevgi'yle konuşmaya başladı. Benim söylediğim mesajı gönderdikten sonra mırın kırın ederekte olsa başladılar konuşmaya. Furkan çekingen, ama kararlı. Sevgi'yle hep kaçamak cevaplar verir halde. "Hmm"lar, "Ok"lar, "Peki"ler bir süre sonra can sıkıcı olabiliyor. Çocuğun motivasyonu düşüyor en nihayetinde. Sevgi ve yanındaki arkadaşı (adı Şule'ymiş bu arada) sigara içmeye çıktığı zamanlarda bizim kekolarda yanlarına yamaçlarına çıkıp konuşma başlatmaya çalışıyolarmış. Şimdilik uzaktan uzağa bakıp baş sallayarak selam verme ve birbirlerinden çakmak istemeden öteye geçemediler henüz. Neyse, zamanla aşarlar bence. Furkan'la spora da başladım, Mavi Durak'ın yukarı kısmında bulunan karakolun karşısındaki Fitness Club salonuna gitmeye bugün itibariyle başlamış oldum. Önceden spor tecrübem vardı, uzun yıllar yaptım. Ama malum, idil fiyaskosundan sonra hayatımı öyle bir salmıştım ki ne spor kalmıştı ne de vücut. Toparlamaya başlayacağız artık Furkan'la, yaza kadar daha fit olmayı hedefledim kendime.

    Öte yandan kafamdaki düşünce neydi beyler biliyor musunuz. Her ne kadar bu gerçekten kaçmaya çalışsam, yüzleşmek istesem de ilk defa buraya yazarak sizlerle paylaşmış olacağım. idil'le karşılaştıktan sonra ondaki değişimi, daha da güzelleşmesini gördükten sonra kendi kendime "Ulan kız ne hale gelmiş senden sonra, sende hiç bir değişiklik yok. Sen de bi topla kendini" dedim ve düzelmeye karar verdim. Kısacası izmir'e dönene kadar olabildiğince toplanıp tekrardan karşılaşırsak "Bırakıp gittiğin kişiye bi dön bak istedim aq kızı" izlenimi vermek istemiştim. Saçmaydı, ama yaptım bunu...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi be oğlum hızlı gir be bekliyoruz şurada
      ···
  4. 560.
    0
    Rez pampa
    ···
  5. 559.
    0
    Rezerve 5
    ···
  6. 558.
    0
    Rezzustan
    ···
  7. 557.
    0
    mobilin anasını gibiyim rez almak için pc açmak zorunda kaldım
    ···
  8. 556.
    +8
    Herkese Günaydınlar Olsun Beyler

    Hikaye okundukça trende girip girip duruyor, bu durumda beni ister istemez mutlu ediyor. Hepinize yorum ve desteklerinizden dolayı teşekkürümü borç bilirim. Hastaneden çıktım, artık daha sık girebilirim demek ki. Yani daha part yazmak demek. Her ne kadar yavaş ilerlediğinden ve “bitir artık amk çocu” gibi entry’lerden bahsetseniz de açıklamam gereken bir durum var; keşke işi olmayıp tüm gün sözlük başında oturan birisi olabilsem de hızlı hızlı anlatabilsem inanın çok isterim bunu. Fakat düzenli bir işim var ve bundan arta kalan zamanlarda buraya vakit ayırabiliyorum. Kusuruma bakmayın...

    Yukarıda girilen entry’lere de cevap vermek istiyorum. Öncelikle sevfurko77 kardeşime vaktini ayırıp okuduğu için teşekkür ediyorum. Hikayemi çok amatör buluyorum, elbette sözlüğün en iyi hikayelerinden birisi diyemem. Ama iyi olması için uğraş gösteriyorum. “Buna iyi diyosan hep ergen hikayesi okumuşsun, 6 sayfadır giriş yapmasını bekliyorum” diyen bi arkadaş vardı. Girişten kastın ne bekliyosun ki onu anlayamadım dostum ben. Marvel filmlerinde olduğu gibi anamı bacımı öldürsünler, intikam için bişeye dönüşüp ortalığın dıbına mı koyayım giriş yapmak için nedir yani ? Giriş yaptım çoktan, biz gelişme kısmındayız zaten. Ve bu çok uzun sürecek bi gelişme kısmı. Yani “Sevgilimi yatakta bi başkasıyla bastım, aldatıldığımı anlayıp orayı terkettim. işte ben böyle yıkık oldum. Hikayenin sonu” dememi falan mı bekliyosun ya da onuda bilemiyorum. Ama öyle değil yani aklında olsun.

    Üniversite hayatım çok uzun ve keyifli geçti. Her anı yıkık olmasa da oldu yıkan konular elbet. Ben de bunları sizlerle paylaşıyorum zaten. Dileyen okur, dilemeyen bırakır. “Bitirsene amk evladı” falan yazmakla olacak şey değil yani.

    Gelelim ogzhnasdf dostumun eleştirisine; evet, yıkık doğmuşta olabilirim. idil benim ona karşı olan zaafımı kullanarak benimle bir kedinin fareyle oynadığı gibi oynamış olabilir. Ben bunları biliyor olmama rağmen ona kanmış, bişeyler yapmaya çalışmışta olabilirim. işte bu da benim saflıkla salaklık arasında dolaşan bi aşık olduğumu gösterir. Ama salak kısmına daha yakınım tabii. Oraya annemin getirdiğini düşünmüyorum, öyle olsaydı anlardım. Olaylar aniden gelişti zaten.

    Peki ben neden o 2 günlük züt oğlanının ya da huur arkadaşının ağzını yüzünü kırmadım ? Şu açıdan düşün; gibilmiş zütün davası olur mu ? Bunlar benim bilgim dahilinde gelişmiş olsaydı eğer ne Elif kalırdı ne de Oğuz emin olabilirsin. Ama haberim olmadan her şey olmuş zaten, düzen kurulmuş. Şimdi benim gidip onlara çatmam kızı bana geri mi döndürecek ? Ya da “Uff neler yaptı öyle ya” diye çevreden hayranlık mı toplayacak ? Hayır. Ben de çok istedim, ama sessiz kalmayı tercih ettim. Pişman mıyım ? Hayır...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Günaydın kardeşim, seve seve bekliyorum *
      ···
    2. 2.
      0
      Sen adamsın
      ···
    3. 3.
      0
      Eleştirime cevap verdiğin için teşekkür ediyorum dostum. Yaptığın şey kişiden kişiye değişiklik gösterecek birşey dediğim gibi ben akrep burcuyum ve çok kin tutan bir insanım bazen de bu yaz örneğini yaşadım kız geldi beni kullandı ve tek kelime etmeden gibtir oldu gitti arayıpta neden bile demedim. Yaptığın şeyleri aşık olmana veriyorum ben şuan dışardan bakan biri olarak bunları rahat söylüyorum ama o an onu düşünmediğini de çok iyi biliyorum neyse bekliyorum bu saatlerde okurum bende sen girdikçe umarım şuan idille beraber değilsindir iyi günler.
      ···
    4. diğerleri 1
  9. 555.
    +1
    Kardeşim sen yıkık olmamış yıkık doğmuşsun. Kız seninle taşak geçmiş ve resmen annen de buna çanak tutmuş. Bak dostum veya abi bu yaşadığını keza ben yaşayacaktım ben annemi tanıyorsam o kızı ne kadar çok sevse de bana o acıları çektirdiği için yüzüne dahi bakmazdı. Senin annen kızın seviciliğini yapmış ki bana oraya gelmesini annen söylemiş gibi geldi bunu sen her ne kadar dile getirmemiş olsanda. Çok merak ediyorum kız 5 günlük oğlana biz barıştık derken, seni arayıp 10 gün teselli ettirirken ve sonunda biz konuşuyoruz da benim ilişkim var derken sen bu kıza bir çift kelime edemedin mi? Veya gidip o çocuğun o gibtimin kaşar yakın arkadaşının ağzını yüzünü gibemedin mi? Bu yaşananların çoğu senin hal ve tavırların yüzünden yaşanmış bil istedim. Sana bunları yazarken ne benim hatasız ilişkim oldu ne hatasız bir hayatım var ama bunlara çok fazla kıl oldum.
    ···
  10. 554.
    0
    Rezervasyon
    ···
  11. 553.
    0
    Kaybolmasin ilerde bakcam
    ···
  12. 552.
    0
    Rezerved
    ···
  13. 551.
    0
    Şöyle bir rez alam
    ···
  14. 550.
    0
    Aga ben Sakaryalı yım ne yaşadın hala yazıyon aq okumaya üşendim.
    ···
  15. 549.
    0
    Hepiciğini okuyacağım aybalam amme şinci uyumam gerenk
    ···
  16. 548.
    0
    yeter ulan bit artık
    ···
  17. 547.
    +2 -1
    “Eee ne cevap yazacaksınız peki ? Ne denebilir ki bir soru işareti için ?”

    Eşqin; “Bilmiyoruz ki aga, o yüzden seni bekledik işte bizde. Sende vardır bişeyler, bi fikirler. Ona göre yazarız dedik”

    Ah be beyler. Benim kafam olmuş zaten patates gibi. Benim yaptığım tercihler, yazdığım yazılar, söylediğim şeyler başlı başına birer hata, birer kusur, birer facia. Beni dinlemeseniz daha iyi olurdu aslında. Ama bunca zaman oturup keko gibi beni beklemişsiniz yazıcaz artık bişeyler.

    “Yazalım abi yazalım. Bak şöyle yazalım hatta;

    Selam Sevgi

    Biliyorsun ki dönem başından beri karşılıklı sınıflarda bulunarak hazırlık eğitimini birlikte alıyoruz. Gerek ders aralarında gerekse dışarda seninle karşılaşıp denk geldiğimiz çok oldu. Fakat bir türlü tanışma fırsatımız olmadı. Tanışma isteğimden dolayı göz göze geldiğimiz oluyor. Bu durum seni rahatsız ettiyse kusuruma bakma. Ama seninle tanışıp konuşmayı çok isterim

    Nasıl, bence güzel bi başlangıç için gönderilebilir”

    Odadakiler beğense de bin Furkan kıllık çıkarmak için “Hasgibtir olm ya, bu kadar da pasif kalınır mı ilk mesajda” diye karşı gelmeye başladı. Ulan ambaş, kız senin Instagram hesabını bulup mesaj atma zahmetini göstermiş. Tamam, her ne kadar sadece soru işareti göndermiş olsa da kız sana bişeyler yazıp göndermiş. Bunun pasifi mi kalmış, bişeyler yazacaksın elbet.

    Söylediklerimden sonra “Haklısın lan aslında, tamam bunu yollayalım o zaman” diye yanaşmaya başladı. Heh şöyle yola gel puşt. Mesajı gönderdikten sonra Furkan’a ayrıca bişeyler söylemek istedim.

    “Kanka biliyosun Büşra işlerini falan mahvettim. Bugünde iyice bitirme noktasına geldik, oraları sonra anlatırım sana. Ama şey dicektim ben sana, ben de seninle spora başlayayım diyorum ya nasıl olur ? Boş boş oturuyoruz olm, sen hadi gidiyosun da benimde bi şekilde bişeyleri yoluna sokmam bi yerlerden başlamam lazım”

    Furkan koca bi gülümsemeyle geldi

    “Gel tabii olm. Ben ilk geldiğim zamandan beri zütümü yırtıyorum birlikte gidelim diye sen her seferinde laga luga yapıyosun. Gel başla sen de benimle birlikte. Salondakilerle tanıştırayım seni, hocalarla konuşturayım falan. Bi de tek değilim artık, birlikte protein tozuna da dalarız ufff sen gör sonrasını”

    Bu durum beni de gazlamıştı aslında. Pişman olacağım bir karar değildi. Hele ki Furkan gibi birisi varsa yanımda hiç sıkılmazdım.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      -2
      Kardeşim sonunda hikayende güncele gelebildim, şöyle söyleyeyim, ilk sayfada sıkılmıştım fakat büşra ile tanışma hikayesine yaklaşınca iyice sardı, okuduğum en iyi sözlük hikayelerinden diyebilirim. Dün gece 2 den beri ayaktaydım, saat bugün 2ye gelince senin hikayenin devdıbını merak edip okumaya koyuldum ve hiç uykum kalmadı, 28 saattir uyuyamadığım için sana teşekkür ederim kardeşim :D şuan sanki yaşadıklarını ben yaşamışım gibi bir üzüntü var içimde. Dertsiz başıma dert açtığın için de ayriyeten teşekkür ederim kardeşim :D O idile çok sinir oldum, o konuda senin yaşadıklarını sanki ben yaşamışım gibi kötü oldum.. Büşraya da büyük ayıp etmişsin ama inşallah ilerde düzelirsiniz, çünkü büşra çok temiz kalpli bir kızmış.
      ···
      1. 1.
        +3 -1
        sözlükte 3-5 ergen hikayesi dışında bir şey okumadığın aşikar. olaya giriş yapmasını bekliyorum 2 haftadır. 6 sayfa olmuş ortada bir şey yok
        ···
      2. 2.
        0
        Senin de hayatında hikaye okumadığın aşikar, başarılı hikaye dediğin asıl olaya giriş yaparken yaşatılan türlü türlü olaylar ile okuyucuyu sürüklemektir. Okuduğunu anlama problemin olduğu da belli ki olaya giriş yaparken türlü türlü olaylardan geçirdi izmirli yazar.
        ···
  18. 546.
    +3 -1
    Büşram, güzel gözlüm, mavişim. Biliyorum, sen bunların hiç birisini haketmedin. Sen en başta benim gibi birisini dahi haketmedin hayatında. Ya da tam tersi olarak ben senin kadar güzel, iyi birisini haketmedim. Ama denedik, hiç olmadı tecrübe olduk birbirlerimizin hayatında. Hatırlanası, özlenesi acı tecrübeler olduk. Aslında acı değildi benim için; hatırladıkça mutlu olacağım, gülümseyeceğim, “iyi ki” diyeceğim şeyler olacak aklımda ve geçmişimde. “Keşke” de diyebilirim orası ayrı mesele. Ama gibilen zütün davası olur mu ? Olmaz. Yani orası bi kısım da beni ilgilendireceğinden sorun olmaz diye düşünüyorum ya.

    Yaşlı gözler masayı terkettikten sonra bişeyler atıştırıp ben de kalktım masadan. Çünkü ben de arkasndan hiçbirşey yapmadan kalkıp gitseydim çevredekiler tarafından daha kötü anlaşılabilirdi. En nihayetinde kavga ederek değil öperek ayrıldı değil mi ? Kalkıp ikinci sınıflarla olan dersimi de atlattıktan sonra yurda döndüm. Artık hayatımda bazı şeylere çeki düzen vermeue karar vermiştim. Bunlardan en başta geleniyse kendi yaşam düzenim ve bedenimdi. Odaya girmemle bizim çocukların hepsinin Furkan’ın yatağının başında toplandığını farkettim. Korktum lan başta, bişey oldu sandım. Ama sonradan farkettim ki kötü bişey değildi bu. Kadir, Javid, Eşqin, Doğan hepsi toplanmış hararetli hararetli bişeyler konuşuyolardı telefona bakarak. Yanlarına yaklaştım eşyalarımı yatağa bırakıp

    “Hayırdır lan at organları, neye toplandınız hepiniz böyle ?”

    Doğan; “Heh gel lan gel, biz de seni bekliyoduk. Neler oluyo neler olm, Furkan kardeşin sana anlatsın bakalım”

    Furkan; “Olm ben de az evvel geldim odaya. Bi baktım mesaj geldi. Açtım ne göreyim aq, Sevgi Instagram’dan yazmış bana”

    “Hasgibtir. Eee ne yazmış peki ? Çok mu rahatsız ettiniz lan kızı Burak’la. Sağında solunda çok dolandınız tabii, kızda en sonunda ananıza bacınıza sövdü dimi”

    “Yok lan, öyle bişey değil. Bizde ondan heyecanla toplandık ya buraya, ne diyeceğimizi bilemedik”

    Furkan telefonunu bana doğru uzattı. Sevgi buna ne yazmış olabilirdi de Ada Konseyi gibi toplanıp bu konuyu konuşuyo olabilirdik. Ekranda Sevgi’nin mesaj penceresi açık. Okunası bi mesaj beklerken koca ekranın ortasında gelen yalnızca bir “?” mesajını gördüm. Lan hepiniz bi soru işareti gönderdi diye mi toplanıp coştunuz bu kadar ? Hay kafanızı gibeyim sizin ya

    “Eee hani mesaj ? Soru işareti gelmiş bi tek ? Lan acaba bundan önce bişeyler daha yazıp yolladı da sen cevap vermeyince mi soru işaretini yolladı ? O mesajda iletilmediği için sende gözükmüyodur , olamaz mı ?”

    Furkan; “Yaa yok amk, kız direk bunu yollamış işte bana şov yapma dıbına koyarım senin”

    Heyecandan çeneyede vurmuştu bunların. Bu akşam güzel geçecek gibi, bakalım.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 545.
    +1 -1
    Cümlemi bitirmeden gözlerinin dolmaya başladığını farketmiştim. Bitirdikten sonra da tamamen kızarmış olan gözlerinden yaşlar dökülmeye başlamıştı. Çok kötü hissediyodum beyler, çok kötü hem de. Bu kız bu güzellikle, bu temiz kalplilikle benim gibi hödük birisini haketmiyordu hayatında. Daha iyilerine, daha yakınlarına layıktı. Ne benim hayatımda onun gibi birisi, ne de onun hayatında benim gibi birisi olmamıştı. Birbirimizin pek çok konuda ilklerini yaşadığı kişilerdik. Ama o bu bitişi, bu gidişi haketmemişti. istemiyorduda zaten. Ben de istemiyordum aslında içten içe. Ama nasıl huur çocuğu bir kişiliğe sahip olduğumu biliyordum ben. ilerde istemeden de olsa daha çok üzerdim onu. Üzerine idil’in hiç beklenmedik bir şekilde karşıma çıkması, alkollerin alınması ve bu takun yenmesiyle birlikte herşey darmadağın olmuştu. Müthiş giden ilişkimiz vardı ya Büşra’yla, dıbına koymuştum ben o mutlu günler ve ilişkilerin. Ama söylediklerimi kabullenecek gibi değildi. Onunda söyleyeceği son sözleri vardı dilinin ucunda.

    “izmir’e gittikten sonra bu kararı vermiş olman tesadüf değil (izmirli). Birşeyler yaşadığın belli, canını sıkan bir şey olduğuda belli. Tamam, suskun kalıyorum senin yanında. Senin için boyun eğiyorum hepsine. Ama saf değilim ben, farkındayım herşeyin. Ben bana söylediklerini unuttum bile, olmuş bitmiş. Hem belkide sen mutlu olacağın şeyleri açık açık söylemediğin için alkollü şekilde söylemiş oldun. işte bu yüzden içmeni istemiyodum ben senin. Ama içindekileride söylemiş oldun bana, öğrenmiş oldum. Bu söylediklerin birer bahane gibi geliyor bana. Ama ben daha fazlasını duymak istemiyorum anladın mı. Hatta ayrılmakta istemiyorum ki ben. Yanında, yamacında, ellerini tutarken, gülüşüne bakarken, sana sarılırken mutluyum ben. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi gitmeni kabullenemem. Sen de farkedeceksin bu yaptıklarının bir hata olduğunu. O yüzden bu konuşmayı devam ettirmek istemiyorum ben. Lütfen düşün taşın, acele karar vermeden konuş benimle. Seni ne kadar çok sevdiğimide unutma sakın, bunları göz önüne alarak karar ver”

    Çantasını kapıp yavaşça ayağa kalktıktan sonra eğilip yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra göz yaşlarını sile sile uzaklaştı yanımdan. dıbına koyayım, istemeden de olsa bi canı daha yakmıştım saçma sapan düşünce ve kararlarımla. Hele gözlerinden akan o yaşlar; beni asıl üzen oydu be beyler. Kimse değmeyen birisi için o değerli yaşları dökmemeli gözlerinden. Ve ben değen birisi değildim. Dökmüştü, dökülmüştü, dökmüştüm o yaşları ben. Ama tüm bu olanlardan sonra kararım değişmiş miydi ? Büşra’yla hiçbir şey olmamış gibi ilişkime devam edecek miydim? Hiç sanmıyorum…
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Eksilemek için giriş yaptım benden daha iyilerine layık ne lan gibik senin ben olmayan beyninin gibeyim
      ···
  20. 544.
    0
    Kasvetli geçen bir dersti. Dersin yanı sıra Büşra’nın o kocaman masmavi gözleriyle dönüp dönüp beni seyrediyor olması hem hoşuma gidiyor hem de üzüyordu. Ama rahatsızlık, kesinlikle yoktu. Sanki ait olduğum yer onun gözleri gibiydi. Ama sarhoşluğun verdiği kötü bir etkiyle tabir-i caizse anasını gibmiştik ortalığın. Ders bitti, Büşra yanıma damlayıverdi. Herkesten sonra bizde sınıftan çıkıp yemek yemek için kafelerden birine yürümeye başladık. Bu sırada Büşra beklemediğim bir şekilde koluma girdi. Şaşırdım, ama ses etmedim. Yol boyunca koluma girmiş, adımlarımı takip etmiş, gözlerini benden ayırmamışken bir kelime dahi konuşmadık. Sessizlikle geçen yolun ardından yerimize oturup yemeklerimizi sipariş ettikten sonra bekleyişe koyulduk. Her zaman yaptığı o tatlı hallere bürünüp ellerini çenesinin altına koyup beni seyretmeye başladı. Bir şeyler söylememi, konuşmayı başlatmamı bekliyordu. Haklıydıda, yapmam gereken buydu. Yemeklerde geldikten sonra doğrudan konuya girmemek için başka şeyler sorarak konuşmaya çalıştım

    “Eee Büşra Hanım, nasıl geçti bakalım günleriniz ben yokken ? Rahatlamış mıydın kıskançlıklarımdan yoksa sıkıcı mı geldi bensizlik ?”

    Be amk salağı dedim kendi kendime. Sen buraya kızdan ayrılmaya, bir ayrılık konuşması yapmaya gelmedin mi ? Sorulacak soru muydu peki bu şimdi.

    “Çok sıkıcıydı tabii (izmirli). Ben öyle çok alışmışım ki senin varlığına günler geçmek bilmedi. Derste dersi dinlemenin yanı sıra gözlerim, ellerim hep seni aradı bir yandan. Zaten doğru düzgün konuşamadıkta. Aramalarımı açmadın, mesajlarımı yanıtlamadın. Bi de video var tabii”

    “Büşra açık açık konuşamız gereken şeyler var. Ben o gece söylediklerimin farkında değildim. Çocuklarla dışarı çıkmıştık, biliyosun. O sırada bişeylerde içtik elbette. Eve geldiğimde de o kafayla konuşmuş oldum seninle böyle. Ne söylesem, ne dilesem bilmiyorum. Ama çokta üzgün olduğumu bil, yüzüne bakacak halde değilim. Benim her zaman çekindiğim konu tesettürlü birisinin tesettürü üzerinden konuşma yapıp kırıcı olmaktı. En yakın olduğum kişiye yaptım şimdi bu hatayı. Kendimi affedemem ben, böyle devamda edemem. Evet, hala seni gördüğümde kıpır kıpır oluyor içim. Hala birşeyler paylaşmak istiyorum seninle. Ama olmaz, yapamam ben bundan sonra.”
    ···