bi kafe var mı buralarda biliyormusun diyor. efendim biliyorum oraya mı çekeyim diyorum. evet diyor. zütürüyorum kafeye. iniyor arabadan. cama vuruyor açıyorum. sende gel diyor. iniyorum. giriyoruz kafeye. gece vakti olmasına rağmen tıklım tıklım. kaarkadan bakınca daha bi hoş duruyor karşımda. bacaklarına ağdayı yeni yapmış parlaklığından belli. basenlerde iyi. düzenli spor yaptığının göstergesidir.

rahat rahat çalışıyorum. ikisini birden idare ediyorum. vize finaller giriyor araya. bi hafta izin alıp fakülteden 3 arkadaş getirip ders çalışıyoruz. böyle böyle zaman geçiyordu o zamanlar. bir mart ayıydı. üni. den baştan arkadaş olup, sonradan hiç sevmediğim muallaknin teki araba almış altına. hava atıyor millete. sinirleniyorum dalmamak için tutuyorum kendimi. baba parası ancak diyorum. ama şaka maka güzeldi.

yurttan 2 arkadaş buluyorum. birinin adı ali öbürünün burak .onlarla iyi birer dost oluyorum. her şeyimizi konuşuyoruz. ali yıldız teknik elektrik mühendisliği, burak ta marmara üniversitesi halkla ilişkiler bölümünü okuyordu . ikisinin de bölümleri iyidi. ikisi 2. sınıfta okuyorlarmış. istanbulu geziyoruz. bana heryerini öğretiyorlar istanbulun. bende söylemek isterdim hangi üni. de okuduğumu sizlere lakin ifşa olma durumu var.

sonra burak vazgeçti . istermisin çalışmak dedi? evet dedim maaşı iyidi. televizyondan da görüyordum çiçek taksi dizisine hevesleniyordum çocukken. memnun dum gayet çalışacağım için. hem okul hem çalışmak ikisininde progrdıbını oluşturdum. ancak böyle yaşamadıklarımı yaşıyacaktım.

gececi tayfasındaydım takside o gün. bi abinin işi çıkmıştı onun yerine. sabaha kadar çalışacaktım. telefon çalmıştı müşteri çıktı. sıra bendeydi. barın önüne çektim arbayı. bekliyorum bir bayan çıkıyor. 30 - 35 yaşlarında olgun, 1.60 - 1.65 boylarında, hafif kilolu bir kadın. arabaya biniyor. elinde hafif bir çantası, üstünde ışıl ışıl parlayan siyah bir kıyafet. nereye diyorum, sür ileriye diyor. pekala diyorum.

istanbula geliyorum eylül ayının başlarında. yurt tutuyorum. yurt tuttuktan sonra gezmeye başlıyorum istanbulu. o boğaz köprüsü, kız kulesi. internetlerde gördüğümden daha net ve canlı. istanbul dedikleride bu muymuş yaaav diyorum dalgasına o zamanlar.

aileme fazla yük olmak istemiyordum artık . zaten evin kirası, harçlık derken baya bi para gönderiyorlardı. baştan 1 ay part time olarak bir yerde garson olarak çalışsamda paranın yetmediğini öğrendim. istanbulu su gibi ezberlemiştim. okuldan çıktıktan sonra geziyorduk çünki. başka işler bulmak gerekti. aynı apartmanda oturduğumuz can abinin taksi durağı vardı. bi gün geldi eve. gençler işe ihtiyacınız var mı dedi. ali yok dedi. burak ise ben isterim dedi. bende dedim isterim diye.

harika yalıyordu öncekilere benzemiyordu. hala inanamıyordum bunca olanlara. daha sonra 69 pozisyonuna çevirdik. o benim kisini yalıyordu bende onun kisini. sonra yatırdım. yeniden dudaklarını öpüyordum. bacaklarını birleştirdi. bana o pozisyonu vermemeye çalışıyordu. kulağına fısıldadım. olan oldu bundan sonrasınada devam edelim serpil dedim. penisimi dayadım. yavaş yavaş derken hepsi girmişti. artık deliler gibi gibişiyorduk. denemediğimiz pozisyon kalmamıştı. yine bitkin düştük ikimiz uzun ciksten sonra, uyuduk.

herneyse. üniversite başlamış. yavaş yavaş taşlar yerine oturuyor. hukukta pek ortam kurulmuyor derslerden dolayı. dersler çok zor. bi an pişmanlık geçirsemde üni. den mezun olacağım halimi düşünüyorum. ailem yurt parasını ödedi her ayın ve aylık 500 lira yolluyorlar. ama neye yeter? yurtta ki arkadaşlarla zaman zaman barlara gidiyoruz. eskişehir deyken pek gitmezdim istanbul da doya doya gidiyorum. böyle vakit geçiriyorum genellikle. pek dersleri takmıyorum lakin vizeler başlıyor. bırakıyorum gezmeyi ders çalışmaya başlıyorum. böyle böyle geçiyor ilk yılım.

bi yere oturuyoruz. iki espresso söylüyorum. içmeye başlıyoruz. kadın kendine geliyor yavaş yavaş. konuşmaya başlıyoruz. sohbete bağlıyor kadın. yaşımı soruyor. okuyor musun diyor. olduğu gibi cevaplıyorum. kadın kendine iyice gelecek ki düzgün düzgün konuşuyor uyuklamıyor da. efendim fazla kaçırmışınız içkiyi diyorum. evet öyle oldu galiba diyor. efendim demeseniz sevinirim diyor. pekala diyorum.

Yeni partlar çok seri gelecek anlamisinizdir zaten oyalamak gibi bir amacım yok kimler burda

sıralarda barlara gidiyorduk. 1 kız kaldırıp otelde bitiriyordum işi. arada içki alıyorduk eve demleniyorduk. allahtan sigaram yoktu. araba almak istemeye başlamıştım o muallakyi göre göre. araştırdım fiyatlarına baktım 15 bin den tut 30 bine kadar. yuh diyorum artık. istediğim araba opel tigra. modifiyeli sarı spor araba. lakin para olmadığından araba alma hayalleri suya düştü zannediyordum. ta ki o geceye kadar.

ilk yılımın yaz tatilinde bir otele çalışmaya gidiyorum. 5 bin tl civarı param oluyor bahşişlerle. hem güzelde geçiyor zaman. deniz ve kum. can kurtaranlık yapıyordum ve şezlong ları düzeltiyordum . görevim buydu. o yaz tatili böyle geçti. istanbul a geldim. herşeyin değiştiğinide öğrendim. dersler kat katı zorlaşmıştı. yurtta çalışarak olmuyordu. burak ve ali ayrı bi eve çıkacaklarmış. benide davet ettiler, kabul ettim. kiradı şuydu buydu baya bi uğraştık uygunluk için. kiracı muallakler baya bi soktular bize depozito felan derken. ama kendi evin be. rahatsın. yurtta ki gibi şu saatte gel olayları yok. iyidik.

öpüşe öpüşe geldik yatak odasına. yorganı kaldırıyor ve beni eliyle çekiyor. hiç bi karşı çıkma durumu yok. o da vermeye mealli. pantolonumu çıkartıyorum. melike yatağa yatıyor. kalkıp doğruluyor. gömleğimi çıkartıyor üstümden. üstüne yatıyorum. sırtımda bir el geziyor adeta. ateşli bir biçimde sevişiyoruz. o sıcak dudakları ve o sıcak nefesi git gide beni dahada azdırıyordu. daha doğrusu ikimizi de. bi an uyukluyordum lakin bu heyecandan dolayı uykum gitti adeta.

evlerine bırakıyorum. daha sonra işyerinden alıyorum serpil hanımı. nasıldı ? diyor. güzel ilk günden diyorum. gülümsüyor. eve bırakıyorum. akşam oluyor. yemeği yedikten sonra serpil hanımın yanına varıyorum. şey arkadaşlar bekliyor da gidebilir miyim ? diyorum. olur tabi diyor. gidiyorum arkadaşların yanına. barda buluşuyoruz. sevgilileriyle gelmişler. uzun zamandır sevgilim yoktu. bi kız getirmişler. adı melike. esmer, hafif balık etli, avrupai bir kız. marmara işletme bölümünü okuyormuş. sohbet kaynaşıyor. melike nin telefon numarasını alıyorum. eve dönüyorum saat 3 olmuş. biraz ders çalışıp yatıyorum.

adını soruyorum. serpil. ne işinle meşguldünüz ? diyorum. bir reklam firmasında genel müdürüm diyor. biraz suskunluk oluyor ortam. daha sonra sen niye çalışıyorsun ki okuyorsun diyor. para yetmiyor diyorum. yorulmuyor musun diyor. evet yorulduğum oluyor diyorum. derslerine sıkıntı olmuyor mu diyor. oluyor diyorum. ee o halde niye çalışıyorsun ki böyle bir işte diyor. napalım diyorum başka iş yok. bak sana bir teklifim var diyor.

ertesi gün alıp bırakıyorum iş yerine. gelir alırsın saat 5 te diyor . kabul ediyorum. iyice bi geziyorum araba ile. makam arabası gibi arabayı verdi altıma. nasıl da seviniyorum o zaman bi bilseniz. geze geze üni. ye varıyorum. ali ile burağı atıyorum arabaya üniversite çıkışı. gezmeye devam ediyoruz

melikenin üstünde kileri çıkartıyorum. altında kini de çıkartıyorum. memelerine elliyorum. taş gibi. avucumdan dışarı çıkacak kadar büyük. çıkartıyorum sütyenini. hiç buruşukluk yok. tap taze. memelerinin ucundan emmeye başlıyorum. sonra bütün ağzımı sokuyorum memelerine. dilimle gezdiriyorum memelerini. sonra öbür memelerine geçiyorum. süt emer gibi emiyorum. sonra yavaş yavaş aşağıya geldim. bedeni çok sıcak. göbek deliğinde duraksıyorum. dilimi sokuyorum içine. göbek yağı olmadığından derin değil. göbek çevresini yalıyorum sert. sonra aşağıya iniyorum bir pembe tanga çıkıyor karşıma. elimle çekiyorum. direk aşağıya atıyorum. ve karşıma o esmer, dudakları dolgun bir amcık çıkıyor. dilimi sokuyorum. daha sonra hafif parmağımı sokuyorum. biraz ileri doğru zütürüyorum. bakire değildi. g noktası orgazm oluyordu.

eşyaları topluyorum. arkadaşlarla vedalaşmıyorum zaten görüşüyorum her gün. iş basit. arabayla iyi gezerim. benzini ben ödecem maaşımdan orası var. diğer yanları iyi. odamı gösteriyor. bi yatak var. bide çalışma masasi. dolap ve bir adet televizyon var. dolaba koyuyorum kıyafetlerimi. kitaplarıda masanın üstüne yığıyorum. bide laptopu koyuyorum masanın üstüne. odayı süzüyorum. dışarıya bakılıyor. gayet güzel bi oda.

slow bir parça çalıyordu. kalk dans edelim dedi. ellerimi yanıma koydu. gözleri gözlerimdeydi. keşke arkadaş değil karı koca çift olsaydık dedi. neden ? dedim. çok tatlısın her kadın seninle birlikte olmak ister dedi. benimde aklıma o an parlak bir fikir geldi. o zaman seninle karı koca gibi olalım dedim. tamam dedi. saatlerce dans ettik. birbirimize güzel sözler söyledik. sonra odamıza çıktık.