/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +33 -18
    abi islam bundan 1400 sene önce gelmiş bir din .

    siz son zamanlarda müslümanlar bi tak yapamıyor diyorsunuz

    merak ediyorum son zamanlardaki müslümanların bi taktan anlamamalarının sebeblerini ,
    yani cahil kalan toplumun ferdlerinin ve onları cahilliğe iten başkanların makam mevki sahiplerinin islam yüzünden mi böyle yaptıklarını zannediyorsunuz ?

    din insanlara cahilliği mi emrediyor ?

    edit:
    inanamıyorum bu adamlara bu kadar haksızlık yapılmaz bir dine
    ···
  2. 2.
    +12 -6
    http://tr.wikipedia.org/w...lim_adamlar%C4%B1_listesi

    bakın islam ilk doğduğunda doğu nasılda şaha kalkmış

    ve zamanla islam düşmanlarınca yapılan pgibolojik saldırılarla ne kadar ilim ve bilim azalmış

    oruc bey reyiz panpanın paylaştığı video
    https://youtu.be/Hu1HWb-Iop4

    yaptığınız her karalamaya rağmen önünüze gerçekler geldikçe kaçıyorsunuz , siz hakikatinizden kaçıyorsunuz.

    Sağırdırlar (algılamaları kilitlenmiştir), dilsizdirler (hakikati dillendirmezler), kördürler (apaçık hakikati algılayamazlar); onlar hakikatlerine dönemezler!

    BAKARA - 18
    ···
    1. 1.
      +1
      aynı sayfanın "english" bölümüne bakın
      aradaki sayıyı kıyaslayın
      kendinize sorun "neden ingiliz sayfasında bu kadar islam alimi yazılırken Türkçe de çeyreği bile yok?"
      cevabı ise diğer bütün bilgiler böyle ingilizce de sayfalarca bilgi varken Türkçe de yarım paragraf
      ülkemizde bu kafanın değişmesi gerek bence
      ···
    2. 2.
      -4
      http://en.wikipedia.org/w...List_of_Muslim_scientists

      al hacı bariz kanıtı adam verdi işte

      http://en.wikipedia.org/w...List_of_Muslim_scientists

      siz o kadar çok kandırılmaya açıksınız ki

      neyse boşver ya
      ···
    3. 3.
      +3 -5
      Ulan yüz kere bin kere yazdık. Bu kişilerin hepsi müslüman olduğu için değil, müslüman dünyada yetiştikleri için adları var.

      Örnek Avicenna yani ibni Sina misal müslüman değil aha addıbınız gol diyor

      http://www.tevhidnesli.de...-980-_-428-s-1037-k2-.htm

      Farabi de imam Gazzali tarafından tekfir edilmiştir, ibni Sina da.

      Haaahahaha listede Ömer Hayyam var lan, ulan Ömer Hayyam şarapçının teki ama müthiş bir bilim adamıdır orası ayrı da, yaşasa kafir dersiniz amk anadolu çomarları, ölünce müslüman mı oldu iki yüzlü pekekentler.

      net cahilsiniz çünkü verdiğiniz linkteki adamlar kim haberiniz yok.

      şu başlıkta baya bi inceledik bu konuyu
      (bkz: 1 5 milyar müslümanın bilime verdiği katkı)
      ···
    4. 4.
      0
      bazıları belki müslüman değildi ne olmuş ?

      müslüman coğrafyası ve düzeninde büyümüş bu adamlar müslüman toplumunda yetişimiş ,

      önemli olan ayrıntı budur

      adamın işlediği günahtan sanane dıbına koyayım alkol içiyodu diyosun bunun islamla ne ilgisi var ? adamın kendi günahı kendisini ilgilendirir sadece
      ···
    5. 5.
      +1
      a be babasının döve döve teravih namazına zütürdüğü, iqsu mutlak sıfırdan düşük, yüzü sarı uçlu sivilce dolu, aşağılık,gavat, liseli ergen atayiz...

      inceledik dediğin başlığa baktım, kendin çalıp kendin oynamışsın ve kimse giblemeyince cevab veremedi xd havasına girmişsin...
      giblememekte haklılar, çünkü islamda tekfir olduğunu sanan bir moronla tartışmak vakit kaybı...
      peygamberin dahi kimseyi tekfir etme yetkisi yokken(ali imran 128) imam gazalinin çapı ne ki milleti kafir ilan ediyor?
      hani iqnuz 300,çok fena sorguluyorsunuz, über zekisiniz, sedat pekerin yeğenisiniz ya...
      dinde, kuranda böyle bir şey olmadığını nasıl bilmiyorsun?
      üstelik bilmeyip onlar müslüman değil çünkü imam gazali onlara kafir demiştir xdxd diyebiliyorsun?

      özellikle farabiye müslüman değil demek, cidden akıl kıtlığı ister...
      farabi bir çok kişiyi allahın varlığı ile ilgili kanıtlarıyla etkilemiştir, albert magnus gibi...
      imam gazalinin kendisini kafir ilan etmesine şaşmadım, kendisi tipik bir sünni.
      şuan yaşasaydı, eminim beni de kafir ilan ederdi.
      tarihte bunun bir çok örneği var ; tıpkı nobel ödüllü ilk müslüman bilim adamı olan abdus salam gibi...
      nobel ödülünü alırken kurandan ayet okumuştur, ülkesine döndüğünde ise tekfir edilmiştir...
      tarihte de bunun örnekleri vardır, sünniler ve şiiler sürekli birbirlerini tekfir edip durmuşlardır.
      kısacası, herkes kendisi gibi düşünmeyen herkese kafir damgası vurmuştur.

      ömer hayyama gelirsek, şarapçı olması sadece onu ilgilendirir...
      ben dört dörtlük bir müslüman değilim ki adama kafir diyeyim, böyle dersem zaten küfüre saparım...
      kimin müslüman, kimin kafir olduğunu allah bilir.
      peygamberde dahi tekfir yetkisi yokken, elin sünni imdıbının kendi mezhebiyle uyuşmayanlara kafir demesi olacak şey değildir.

      edit:küfür ederek konuşmak pek benim tarzım değil, ancak ortada hiçbir şey yokken küfür etmişsin...
      kısas yapmam gerekiyordu.
      adam gibi konuş ki,öyle karşılık göresin ergen atayiz.
      ···
    6. diğerleri 3
  3. 3.
    +2 -2
    Bilim ve felsefe, görünüşe göre, Eski Yunan’da gelişmeye başladı. Aristo, Platon ve diğerleri, düşünceleriyle ve gözlemleriyle; pek isabetli olmasa da, doğruya giden yolda pek çok gelişme kaydettiler. Pek çoğu uzun sürelerce tutuldu, doğru olmasa da.

    Ancak Hıristiyanlık ortaya çıktıktan bir süre sonra (4 yüzyıl kadar) Avrupa gittikçe bir batağa sürüklendi. Battıkça battı. Karanlık Çağ denilen bu devir boyunca, batı cahilliğe esir düştü.
    ···
  4. 4.
    +5 -1
    Bu sürecin bir kısmında ise, doğuda yeni bir din doğdu. Bu dine inananlar, bilimde ve felsefede ilerlediler ve kaçınılmaz bir gelişme elde ettiler. Dokuzuncu yüzyılda, Bağdat’ta her türlü dilden eserleri ve Arapça çevirilerini bulmak mümkündü. Güneş, doğudan doğmaya başlamıştı. Şimdi gelin bakalım, bu dönem doğusunda, kimler neleri bulmuş; hangi alimler, batıdan yüzyıllar önce, modern teknolojiden uzak, akıl ve gönülle, nelere ulaşmışlar?

    Cebirde, denklem çözerken hepimiz x ve y’yi kullanırız. Peki bunlar nereden gelmişler?
    Harizmi, Hisabü’l-Cebr ve’l-Mukabele isimli kitabında; bilinmeyenler için “şey” kelimesi kullanmıştır. “Şey”, daha sonra ispanyolca’ya çevrilirken “xay” diye çevrilmiştir. Bu da, zamanla “x” halini almıştır. Harizmi, tek bilinmeyenli ikinci dereceden denklemleri bulan ve çizim yöntemi ile, geometri ile açıklayan ilk matematikçidir. Yani bu konu, Avrupa kaynaklı değildir. 1800’lü yıllara kadar, bizim şu an adını bile bilmediğimiz Harizmi’nin kitapları Avrupa evrenkentlerinde ders olarak gösteriliyordu.
    ···
  5. 5.
    +2 -1
    Matematikten devam edelim. Matematikteki virgül mesela. Virgülü 14.-15. yüzyıllarda yaşayan Mesud bin Mahmud et-Tabib el Kâşi’dir.

    Alman tarihçi (hayır, Türk değil; Alman. ilginç değil mi?) Pouluckey tersini ispat edene kadar, ondalık sayıların keşfi Simon Stefan’a ait biliniyordu. Oysa asıl bulan, 160 yıl önce yaşamış olan Cemşid’di. Avrupa ta 17. yüzyılda, kesirli rakamlarla dört işlemi yapıyorken; Cemşid pi sayısını dokuzuncu kesrine kadar hatasız belirlemişti.

    Broom açılımı ile kök alma ise, Newton’a atfedilmişti. Bir bilim tarihçisi önce bulun Cemşid’e ait olduğunu ispat etti. Sonrasında ise, Cemşid’den üç asır önce yaşamış Ömer Hayyam’ın bunu bulan kişi olduğunu gösterdi. Binom açılımlarını da ilk çözen kişi, Ömer Hayyam’ın ta kendisidir.
    ···
  6. 6.
    +2
    Tıbba geçelim. Aristotales ve Farabi’den sonra üçüncü öğretmen diye anılan kişi Latince’de Avicenna diye geçer. Paris Evrenkenti, Tıp bölümü öğrencileri, St. Germanin Bulvarı’ndaki büyük konferans salonunda iki boy portresi ile karşılaşıyorlar: er-Razi ve Avicenna. Dört asır öncesine kadar Fransız evrenkentlerinin kapısında, heykeli bulunuyordu. Gravürlerde, Hipokrates’in ve Galenos’un öğretilerini mükemmelleştirirken görünüyor. Eseri, El-Kanun fi’t-Tıb kitabı ise, tıpçılar için bir nevi “kutsal” kitap olup, neredeyse bin yıla yakın süre evrenkentlerde gösterilmiş; her çağdaki tıp alimlerine yardımcı olmuş; ve modern tıptaki pek çok ilkeyi de içererek, her çağa ait bir eser olmuştur. On altı yaşlarında deneme yanılma ile pek çok muayene yöntemi öğrenmiş, yirmili yaşlarında ise, felsefe, mantık, ahlak, tıp, matematik, astroloji, müzik, dilbilgisi ve fıkıh dallarını içeren, ama bunlarla kalmayan pek çok dalda eserler vermeye başladı. Büyük bilginlerle mektuplaşıyor, fikir değiş-tokuşu yapıyordu. Eserleri, Latince, ibranice, Farsça, Türkçe, Rusça, Süryanice’nin yanısıra, hemen hemen tüm batı dillerine de çevrildi. Her kütüphanede, yazdıkları bulundu (ve hala hemen her ciddi kütüphanede bulunmakta; 1500 tanesi, istanbul kütüphanelerinde). Bu satırlarda, kısaca da olsa özetleyemediğim tüm bu başarı, deha, bilge; latince ismiyle, Avicenna kim mi? ibn-i Sina’nın ta kendisi.

    Cebirden bahsetmiştik. Peki Cebir ismi nerden geliyor? Hemen söyleyeyim. Harizmi’nin Hisabü’l-Cebr ve’l-Mukabele eserinde geçen, el-cebr kelimesi, latinceye ve ardından batı dillerine çevrilirken algebra halini almıştır. işte Cebir’in geldiği yer.

    Görelilik teoremi deyince aklınıza kim geliyor? Albert Einstein öyle değil mi? Peki ya size Einstein’dan on bir asır önce (ki 1100 yıl ediyor. Yani bir binyıl, bir yüzyıl. Onbir asır deyince o kadar etkili olmuyor da) EbuYusuf El-Kindi’nin (Avrupalılar Alkindius diye bilirler) ortaya çıkardığını söylesem? Kendisi şöyle demiştir: “Zaman cismin var olma süresidir. Zaman, mekan ve hareket birbirinden bağımsız değildir. Göğe doğru çıkan bir insan ağacı küçük görür.”
    ···
  7. 7.
    +2
    Timurlenk’i hepimiz biliriz. Nasıl biliriz? Aksak biliriz. Ankara Savaşı’nı biliriz. Fetret Devri’ni ve Yıldırım Beyazıt ile savaşını, savaşta ihaneti ve filleri biliriz. Peki oğlu Uluğ Bey’i ne kadar duyduk? Kendisi dünyanın güneş çevresindeki dönüşünü; 365 gün, 6 saat, 9 dakika ve 6 saniye olarak hesaplamıştı. 21. yüzyılda en modern aletler ise sadece 58 saniyelik bir fark buluyorlar.

    Lise ve orta okulda coğrafya ve vatandaşlık derslerimize giren hocamız hep şunu ilk Türkler yaptı, bunu ilk Türkler yaptı, doğu yaptı derdi. Biz de gülerdik arkadaş arasında. Bakalım:
    Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde, Hasan Çelebi isimli Türk’ün bir roket yaptığı, 2,5 km yol alıp denize düştüğü aktarılmış. Seyahatnamesinde verdiği düzenek, günümüzün modern füze prensibi ile aynı. Ama yine de Evliya Çelebi’nin bazı “beyaz yalanları” olduğu bilinir. Bu yüzden bu pek ciddiye alınmamıştır. Ama son dönem bulunan padişah hükümleri ve belgeler, bu olayı doğruluyan yönde! ilk roketi biz yapmışız!

    Peki ya “sibernetik”, yani insansız çalışan sistemler bilimi? Yani, otomatik kapılar, otomatik kontrol sistemleri, kuyudan su çeken mekanizmalar? Evet, evet, bunlar da batıdan çok önce doğuda bulunmuştu. Hem de 850 yüzyıl kadar önce!
    Batıda Al Jazari diye bilinen, Bedi-üz Zaman Ebu’l-izz ismail el Razzaz el-Cezeri, Diyarbakır’da, 1136 yılında dünyaya geldi. Su saatleri, otomatik kontrol düzenekleri, fıskiyeler, kan toplama kapları, şifreli anahtarlar, ve evet, robotlara dair tasarılar ve nasıl yapılacakları Kitab-el Hiyal adlı eserinde anlatılmaktadır.
    ···
  8. 8.
    +2
    Hükümdarın isteği üzerine de, abdest suyu döken bir robot yapmayı başardı.
    Sibernetik deyince, Almanlar Leibniz’i, ingilizler Bacon’ı, Fransızlar ise Descartes ve Pascal’ı öne sürerler. Oysa Cezeri çok önce bunları bulup, bilim ve teknik dünyasına sunmuştu. Mesela regülatör. Denir ki, 1780’de J. Watt ilk defa bulmuştur. Oysa Cezeri, eserinde açık el çizimleri ve açıklamalarla regülatörü ve elli kadar modern aleti anlatmıştır. iki tanesi Türkiye’de (biri Selimiye’de, diğeri Topkapı Sarayı’nda olmak üzere) olan eserin on iki kopyası mevcuttur. Pek çok dile çevrilen eserin bir tane bile Türkçe kopyası bulunmamaktadır.
    Leonardo da Vinci’nin kitaplarında, Cezeri’nin çizimlerinden bir kısmı bulunmakla beraber, Londra Bilim Müzesinde, Cezeri’nin anlatılarına göre yapılan bir su saati de bulunmaktadır. Türkiye’de ise, adı bile bilinmemektedir.

    Galileo Galilei’nin dünyanın düz olduğunu eleştirmesi ve bu konudaki görüşleri yüzünden düştüğü durumları bilirsiniz. Peki ya Batlamyus’un bu teorisini eleştiren ve hatalarını gösteren Endülüslü Müslüman bilginlerin 300 yıl önce davrandığını biliyor muydunuz? Cabir ibn Eflah, islah el-Mecisti eserinde, Batlamyus’un hatalarını gösterip düzeltmiştir.

    Ömer Hayyam’a dönelim. Celaleddin takvimini duyanlar vardır. Bu takvimin Gregoryen takviminden (bugün kullandığımız) daha üstün olduğunu biliyor muydunuz? Gregoryen takvimi 3300 yılda bir hata yaparken, Hayyam’ın geliştirdiği takvim 5000 yılda bir hata yapmaktadır.
    ···
  9. 9.
    +2
    Tekrar tıbba dönelim. ibn-i Sina ile Fransa’da portresi bulunan ibn Zekeriya er-Razi; cerrahide alkolü ilk kullanan alimdir. Aynı zamanda ilk göz ameliyatını yapmış ve dikiş malzemesi olarak ilk kez hayvan bağırsağı kullanan kişi olmuştur. Aynı zamanda da simyacıdır.

    Dünyanın en büyük rasathanesini istanbul’da kuran Takiyüddin, optik biliminin babası olarak kabul edilir. Gerçi rasathanesi Kılıç Ali Paşa tarafından, meleklerin bacaklarını izliyor söylentileri yüzünden yıktırılmıştır, orası ayrı.
    Farabi, yani Avrupa’daki adıyla Pharabius’un fikirleri, Hıristiyan doktrincisi Tomasso tarafından neredeyse tıpatıp tekrar edilmişti. Hobbes’un teorisinin öncüsü de, Farabinin fikirleridir.

    Otuza yakın katı maddenin özgül ağırlığını bugün bilinenene çok yakın şekilde hesaplayan Biruni, matematik, astronomi ve coğrafyada çalıştı. Çok küçük hata paylarıyla enlem ve boylam hesapları yaptı. Dünyanın dönüşüyle ilgili bir kuramı da bulunmaktadır.

    Yunanlı bir köle iken, Müslüman olan Hazini, ölçü ve tartı sistemlerine çok büyük katkıda bulundu. Newton’dan beş asır önce her cismin yerkürenin merkezine bir güç tarafından çekildiğini öne sürdü.

    Batının büyük alimlerinden Leonardo da Vinci, akışkanlarla ilgili çalışmalarını anlatırken (ki bu çalışmaları, termodinamik ve akışkanlar mekaniği konularında büyük gelişmelere yol açmıştır) “adını hatırlayamadığı doğulu bir bilgin”in bu konudaki çalışmalarından faydalandığını yazmıştır. Bu bilgin, Cihangir’de dünyanın en büyük rasathanesini kuran Takiyüddin’in ta kendisidir.
    ···
  10. 10.
    +2
    Müslüman denizciler, geliştirdikleri yöntemle, enlem, boylam konusunda ilerleme kaydetmişler ve açık denizde mesafe ölçümü üzerine oldukça ilerlemişlerdir. Portekizlilerin onlardan aldığı haritalarda ekvator uzunluğu günümüzde bilinene çok yakındır. Abbasiler döneminde ölçülen bu uzunluk 40.000 kilometreden biraz fazla olarak belirlenmiştir. Günümüzdeki mesafe ise yaklaşık 40.070 kilometre olarak belirlenmiştir. On iki asır öncesi bir ölçüm için oldukça iyi gözüküyor, değil mi?

    Çağımızın sanatlarından fotoğrafçılığa gelelim. Büyük astronom, fizikçi, matematikçi ve optikçi ibnü’l-Heysem, bir görüntüyü içeride yeniden oluşturduğu bir karanlık oda yapmıştır. Fotoğraf makinesinin esin kaynağı bu odacıktır. Heysem, 10 yüzyılda yaşamış Avrupalı Fizikçiler ise bu tekniği ilk olarak 16. yüzyılda kullanmışlardır.

    Örnekleri çoğaltmak mümkün. Yanlış anlaşılmasın, amacım Einstein’i, Newton’u küçümsemek değil. Ama aklımızda hatalı bilgiler bulunmasın. Bilimle, teknikle övünen ve gelişen batı, öyle bize gösterildiği gibi bu konuların her zaman piri olmamıştır. Tersine, güneş doğudan doğmuştur. Belki bu çağlarda batıdan batmaktadır, ama yeni günün neler getireceğini kim bilir?

    (BTG Underground Mayıs, Maelstrom)
    ···
  11. 11.
    +2
    Bunların bir kısmını daha önce farklı kaynaklarda görmüştüm. Yakın zamanda bir yayında görünce aktarıyım dedim.
    Bunlardan başka benim bildiklerimden:
    Logaritmayı ve sıfırı Harizmi bulmuştur. Harizmi bir eserinde onlar hanesinde sayı mevcut olmadığı zaman sırayı korumak için küçük bir daire koyulması gerektiğini öne sürmüştür.
    EbuYusuf El-Kindi yukarıda yazıyor ama birazda ben anlatıyım. Kindi'nin savunduğu fikiri söyleyince Einstein'nın fikirleri ile ne kadar benzeştiğini görülecektir. Kindi'ye göre, zaman ve mekanın birliği söz konusudur bunların ayrılığı gibi bir ihtimal yoktur. Cisim zamanla, zaman cisimle, mekan hareketle, hareket mekanla beraberdir. Herşey bir biri ile izafi olduğu gibi insana görede izafidir. Kindi göğe çıkıp inen bir insanın, yükseldikçe bir ağacı küçük, yere yaklaştıkça büyük gördüğünü söyler.
    Mevlana yıllar önce atomun parçalanabileceğini ve yapısının nasıl olduğunu söylemiştir. "Bir zerreyi kesersen içinde güneş ve etreafında dönen gezegenler görürsün." (Aşağı yukarı böyle birşeydi.)
    Hamid bin Hıdır "iki küpün toplamı bir küp olamaz" şeklinde integral adı verilen bir teoremi ortaya koymuştur. Aynı teorem Fermat tarafındanda ortaya atılmıştır.
    "iki sayının karesi bir kare olmaz" diye başka bir teoremde Nasrudin Tusi (yanlış hatırlıyor olabilirim) tarafından öne sürülmüş ve ispatlanmış. Yanılmıyorsam bu teorem Fermat'ın son teoremi diye geçen teorem. Ölmeden önce ufak bi kağıda yazdığı ve ispatını yapamadığı bir teorem. Ve bunu ispatı bir genç tarafından yapılmış. Tam tarihini bilmiyorum ama zaman olarak pek uzak değil.
    Trigonemetrinin kurucularından biride Battani'dir. Batıda adı Albategnius diye geçer. Tanjant kotanjant fonksiyonlarını vermiş, sin tan ve cot değerlerini sıfırdan doksan dereceye kadar hesaplamıştır.

    yazının kaynağı bir forum sitesi , nerden alıntı yapıldığı yazmıyor
    ···
  12. 12.
    +1
    şukuyu gibeyim aga ya milleti yanlış bilgilendiriyolar izin vermeyin bu olaylara her karalama yapıldığında işin aslını yapıştırın
    ···
  13. 13.
    0
    upp upp upp
    ···
  14. 14.
    0
    müslümanların geldiği nokta islamı değil kişisel günahlardan ibarettir.

    siz şu anki toplum düzenini islamın eseri olduğunu sanıyorsunuz ,

    HAYIR DEĞiL ! @1'de de dedim toplum kendi dininin emrettiği ahlak edep ilim öğrenme emirlerini terkettiyse bunun suçunu islam adı altındaki herhangi bir kavrama atamazsınız !
    ···