/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 726.
    0
    öldü huur
    ···
  2. 727.
    +1
    Herif öldü büyük ihtimal
    ···
  3. 728.
    0
    Bu başlığın sahibi ilgi meraklısı alagavatın tekidir.
    ···
  4. 729.
    0
    Rezervasyon
    ···
  5. 730.
    0
    Öldü heralde amk çocuğu
    ···
  6. 731.
    +16
    Nesrin yeni evlerinden çok da memnun olmasa da yavaş yavaş duruma alışmaya başlamıştı. Minibüsle okula gidip gelmekti en zor olanı onun için, mesafe tahmin ettiğinden daha uzaktı çünkü. Günler bu şekilde geçiyor ben de yeni sınıfımda daha samimi ilişkiler kurmaya başlıyordum. Eski olaylar ve yediğim kazıkların etkisi yüzünden kimseye güvenemiyordum ama hayat da bu şekilde geçmezdi. insanlardan uzak durmak çözüm olmuyordu.

    Nesrinle okuldan sonra birlikte gitmediğimiz için yeni sınıftan birkaç arkadaş ile bir bilardo salonuna takılmaya başlamıştık çıkışlarda. Daha önce bu tarz bir alışkanlığım yoktu ama ortamı sevmiştim. Samimi insanlar vardı, herkes sadece oyunun ve muhabbetin derdindeydi. Neredeyse her okul çıkışında artık bilardo salonuna mutlaka uğrardık. Sınıftan Bülent , Yiğit ve Mustafa uzun zamandır gittikleri için hemen hemen herkesi tanıyorlardı. iyi ilişkileri, yakın dostlukları vardı salondakilerle. Onların sayesinde bende çok geçmeden aralarına girmiştim. ilk defa bu kadar geniş arkadaş topluluğum olmuştu. Ara sıra Çağdaş ve Ali'nin yaptıkları aklıma gelse de ortamdan o kadar memnundum ki herhangi bir tereddüt yaşamadan arkadaşlıklar kuruyordum yeni insanlarla.

    Bu arada Nesrin'in de doğum günü yaklaşıyordu. Kıza sevineceği bir şeyler yapmak istiyordum ama aklıma doğru düzgün hiçbir şey gelmiyordu. ilk kez özel bir gün yaşayacaktık ve bu kadar olumsuz olay ve onu mutsuz eden gelişmelerden sonra onu çok mutlu edecek bir şeyler yapmak istiyordum. Her gün az da olsa bir şeyler bulmak için düşünmeye başlamıştım. Gerçi daha neredeyse bir ay kadar bir süre vardı ama son ana bırakıp basit bir şey de olsun istemiyordum. Aklıma ufaktan bir şeyler gelmeye başlamıştı. Planlamasını yapmak için araştırmaya, yapıp yapamayacağıma karar vermeye çalışıyordum.

    işi gücü bırakıp aklıma gelen fikir üzerinde çalışmaya başlamıştım. Bilardo salonuna gidecek vaktim pek olmuyordu o sıralar çünkü hem sınavlarla uğraşıyor hem de doğum günü için çalışmalar yapıyordum. Sınıfta ancak Bülent, Yiğit ve Mustafa ile doğum günü hakkında fikir alışverişi yapıyordum. Zararsız bir durum olduğu için bu konuda onlara açık olabiliyordum. Paranoyak olmanın da alemi yoktu, doğum günü planını gidip Nesrin'e söyleyecek değillerdi.

    Artık çok az zaman kalmıştı, Nesrin doğum gününden hiç bahsetmiyordu ama sanki hatırlayacak mıyım diye de benden bir şeyler de beklemiyor değildi. Sürekli başka konulardan bahsediyordum zaten, aksi taktirde konu bir şekilde oraya gelebilir ve ağzımdan bir şeyler kaçırabilirdim. Bir şeyler hazırladığımı bile bilmesini istemiyordum tabi ki.

    Doğum günü artık gelmişti. Allahtan pazar gününe denk gelmişti, zaten başından beri planlarken o şekilde planlamıştım hafta içi olsaydı başka bir şeyler düşünmem gerekecekti. O sıralar akşam dışarı çıkma gibi bir durum söz konusu olmadığı için gün içinde uzun bir süre lazım olacaktı bana. Her şey hazırdı artık ve başlıyorduk...
    Tümünü Göster
    ···
  7. 732.
    +13
    Bir önceki gün doğum günü lafı geçmeden Nesrin ile buluşmak için sözleştik. Evlerimiz yakın olmadığı için artık ortak bir yer belirlemek gerekiyordu genelde. Hem ona hem de plana uygun olan bir yer söyledim ve buluşma saatini de kararlaştırdık. Dışarı çıkacağımız için Nesrin mutlaka bir şeyler bekleyecekti doğum günü için ama başka çare yoktu, o gün dışarı çıkmak zorundaydık ve az da olsa anlaması planı etkilemezdi.

    Hazırlanıp çıktım evden ve buluşacağımız yere ben baya erken gitmiştim. Planla ilgili son bir gözden geçirme yapmam gerekiyordu. Belirlediğimiz saatte Nesrin geldi, yine inanılmaz güzeldi. Onu baktığım her saniye bu kız için ne yapsam az diye düşünüyordum. Yürümeye başladık, aç olup olmadığını sordum, pek ilgilenmez bir tavırla aç olmadığını söyledi. Bir hediye yada büyük şeyler bekleyen bir kız değildi ama en azından hatırlanmak istiyordu. Tavrını umursamadan yürümeye devam ettim. Yanımıza bir çocuk geldi, sakız satıyordu. Almamız için bir tane Nesrin'e doğru uzattı. Nesrin almak pek istemese de çocuğu kırmayalım deyip sakızı aldık. Ben çiğnemem ki dedi. Olsun aç ben çiğnerim çocuk soğukta satıyor alalım ne olacak dedim. içinde fal olan sakızlardandı, sakızı açtı bana verdi. içindeki fala odaklanmış gibiydi. Şaşırmış gibiydi. Normal fallardan farklı olarak sadece o günün tarihi, bir 3 basamaklı ve bir de basamak sayısını hatırlamadığım uzunca bir sayı yazıyordu.

    Sakızın içindeki kağıda anlam veremeden yolumuza devam ediyorduk. Benim yorumum hatalı bastıklarıydı. ileride hava soğuk olmasına rağmen tavşandan niyet çektiren bir çocuk vardı. Nesrin tavşanı görünce hem acıdı hem de sevmek istedi. Gelmişken niyet kartlarından çekmesini söyledim. Öyle şeylere inanmadığını söyleyerek tavşanı sevmeye devam etti. O kadar sevdik ama ayıp olur çekelim dedim Nesrin'e sessizce. Kabul etti, tavşanın ağzı ile aldığı kartı aldık. Bugün senin doğum günün, iyiki doğdun yazıyordu. Bir an inanılmaz şaşırdı, nasıl ya diyebildi sadece. Şaka heralde olamaz dedi. Denk gelmiştir bir daha seç madem dedim. Dünyanın en güzel kızının doğum günü kutlu olsun yazıyordu bu kez de. Hepsine aynı şeyleri yazmışlar heralde baksana dedi. Onayladım, her seferinde ne bulacaklar işte dedim ve oradan ayrıldık.
    ···
    1. 1.
      0
      Ulan duygulandım be panpa hikayenin sonu inşallah iyidir aq
      ···
  8. 733.
    +13 -2
    iyiden iyiye üşümeye başlamıştık. Az ileride kafeler vardı. Onlardan birine oturmayı teklif ettim. Nesrin de iyi olacağını baya üşüdüğünü söyledi. Şu büfeden bir gazete alayım da okuruz, spor haberleri ne oldu ne zamandır bakmadım hiç dedim. Nesrin bu kez biraz ters ters baktı. Doğum günüm ne gazetesi ne spor haberi diyecek gibiydi. Yine de sesini çıkarmadı. Büfeye uğradım gazetelerden bir tane aldım ve kafeye gittik. içecek bir şeyler söyledikten sonra ben gazeteyi açıp okumaya başladım. Nesrinin yüzü iyice düşmüştü bu sefer. Biraz zaman geçtikten sonra sonunda beklediğim yada en azından yapmasını istediğim şeyi yaptı ve ver şunu benimle ilgilen biraz diyerek gazeteyi elimden aldı.

    Gazeteyi alıp içini açmasıyla yüz ifadesi bir anda değişti. Birden deli gibi gazeteyi okumaya başladı. Biraz okuyor, hemen ardından sayfaları hızlı hızlı çeviriyordu. Neler olduğunu orada anlamıştı artık. Gazetenin içinde, onunla yaşadığımız her iyi ve özel şeyi haber gibi yazıp matbaada bastırmıştım. Onu ne kadar sevdiğimi, bizim için önemli olan tarihleri anları her şeyi sanki normal gazeteymiş gibi yazıp bastırmıştım. Bir an ne yapacağını şaşırdı. O anda Nesrin için söylediğim pasta geldi, inanılmaz mutlu olmuştu. Pastasını üfledi, yavaş yavaş günü gözden geçirmeye başladı.

    Aldığımız sakından çıkan yazıda onun doğum tarihi, uzun rakamlardan oluşan sayı onun yaşadığı gün sayısı ve 3 basamaklı sayı da benim yaşadığım gün sayısıydı (sevgili olduğumuz tarihten o güne kadar geçen süre yani). Niyetçide çektiğimiz niyetler tabi ki onun için yazılmıştı. Bir çok niyet kağıdı olsa da tezgahın her iki tarafında da sadece iki aynı şeyler yazıyordu ikisini de çekmişti zaten. (Üçüncüsünü çekmek isteyeceğini düşünmemiştim, zaten öyle bir şey de yapmadı).

    Bunların hepsini benim de biraz açıklamamla birlikte anlamış oldu. Ufak tefek de bir hediye almıştım onu da verdikten sonra bir süre daha oturduk ve tekrar yürümeye başladık. Sürekli ne kadar mutlu olduğundan bahsedip sarılıp duruyordu. Yapmaya çalıştığım şeyin işe yaradığını, onun mutlu olduğunu görmek beni de inanılmaz sevindirmişti. Her şey hatasız gelmişti o ana kadar, küçük bir ayrıntı kalmıştı sadece...
    ···
    1. 1.
      0
      Ney bro ney
      ···
    2. 2.
      0
      Güzel atmışsın dıbına kodum, güzel hayal etmişsin
      ···
  9. 734.
    0
    aha yazmaya başlamış
    ···
  10. 735.
    0
    Sabaha kadar yaz bari amk bu gidişle bitiremezsin sen takip eden 3-5 kişi anca kaldı
    ···
  11. 736.
    +14
    Nesrin mutluluktan uçuyordu adeta. Elindeki kağıtlara ve gazeteye sürekli bakıyordu. Havanın soğukluğuna aldırış etmeden yürümeye devam ediyorduk. Birlikte geçirdiğimiz her saniye çok değerliydi, başka hiçbir şey umrumuzda değildi. Gazetede yazılanları tek tek okuyor, yazdıklarım hakkında sorular soruyordu. Her parçadan sonra neredeyse sarılıyordu, o mutlu oldukça ben daha fazla havaya giriyordum ona belli etmesem de.

    Yazılanların hepsini aşağı yukarı okumuştu, sonunda bir yere takıldı. Bir yerde sana ne kadar aşık olduğumu bir bilsen diye yazmıştım. Uzunca bir yazıydı ve sonu bu şekilde bitiyordu. Ona takılmıştı, sürekli ne kadar aşıksın söyle bakalım diye sorup duruyordu. Kendimce iyi olduğunu düşündüğüm cevaplar veriyordum sorusuna karşılık ama daha fazlasını bekliyorcasına tekrar tekrar soruyordu. Hoşuna gitmişti beni konuşturmak ve ona güzel gelen şeyler duymak. Uzun bir süre bu soru ve cevabı üzerinde konuştuk. Ne desem o kadar mı aşıksın sadece diyordu. Biraz sustu gazeteden başka bölümleri okumaya devam etti, sonra tekrar aynı soruyu sordu.

    O güne kadar zaten öyle bir şey yapmamıştım ama daha sonra da kimse için böyle bir şey yapmadım ya da yapmaya değer bulmadım belki de. Nesrin soruyu sordu, bu sefer bir cevap vermedim kısa bir süre ona baktım, ne kadar aşıktım gerçekten. Doğru bir cevap vermem lazımdı. Onun için ne cevap versem ne yapsam az gelecekmiş gibi hissediyordum.
    Vermem gereken cevap aklıma gelmişti, telefonumla cüzdanımı çıkardım Nesrin'in çantasına koydum, yanından hafifçe uzaklaştım ve birden denize atladım. Ne olduğunu ne o anlayabildi ne de ben. Ne yaptın deli misin nasıl çıkacaksın diye heycanlı heycanlı hem soru soruyor hem de ne yapacağını bilmiyordu. Çevremizde çok kişi görünmüyordu, uzakta birkaç kişi vardı sadece. Soruna cevap verdim işte dedim. Anlamadı. Ne kadar aşıksın diye sormuyor muydun, gördüğün gibi sırılsıklam aşığım işte dedim.

    Su buz gibiydi, çok fazla durmak imkansızdı. Hemen bir yolunu bulup çıktım. Nesrin ne diyeceğini bilmez bir şekilde bana sarıldı. Benim kadar olmasa da o da ıslanmıştı biraz bana sarılınca. Tekrar soracak mısın dedim. Hiç bir şey demedi. Bana baktı ve benim ona yaptığım sürprizin belki yüzlerce katını bana yaptı. Bir anda öptü beni. ilk kez olmuştu bu, ben karşılık verene kadar sonlanacak şekilde kısaydı ama öyle güzeldi ki. Ne havanın soğukluğu, ne her yerimin ıslanmış olması hiç bir şey hissetmiyordum. ikimizde utanmıştık, en çok da Nesrin. Bir süre bakamadı yüzüme. Sarılmaya devam etti. Bir kaç dakika sarıldık. Islaklık iyice etkisini göstermeye başlamıştı, belli etmek istemesem de deli gibi üşüyordum. O da anladı, hadi gidelim ne hemen ben de geleyim seninle dedi. Sonra kendisini bırakacağımın sözünü alarak bize doğru gitmek üzere minibüse kadar yürümeye başladık. Tam o sırada Nesrin'in telefonu çaldı. Arayan annesiydi. Açtı. Önce yüzü düştü, çok geçmeden birden hüngür hüngür ağlamaya başladı...
    Tümünü Göster
    ···
  12. 737.
    +13
    beyler iki gündür yazamadım, nedenini hikayenin sonunda söyleyeceğim ama iki gündür bekliyorsunuz (tabi kaç kişi kaldıysa artık haklı olarak) bir spoiler vereceğim. Başlığı değiştirmem gerekecek.
    ···
  13. 738.
    +14
    Nesrin'in bir anda ayakta duracak hali kalmamıştı. Elinden telefonu aldım, annesi çoktan kapatmıştı. Ne olduğunu sordum, bir süre ağlamaktan cevap veremedim. Babam diyebildi sadece. O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ne olmuştu babasına, yok öldü mü diye düşündüm. Nesrin az da olsa konuşmaya başlamıştı. Babam kaza geçirmiş benim hemen gitmem lazım dedi. Ben o an ne üstüme başıma baktım ne başka bir şeye. Hemen taksiye binip Nesrinlerin evine doğru yola koyulduk. Yolda hala ağlamaya devam ediyor nasıl teselli edeceğimi bilemiyordum. Sıkmayacak şekilde sorduğum sorulara bilmiyorum demekten başka bir şey söylemiyordu.

    Eve ulaşmıştık, annesi çoktan hazırlanmış çıkmak için Nesrin'i bekliyormuş olacakki elinde bir küçük çanta ile bizi kapıda karşıladı. Nesrin annesinin gittiğini görünce o da gitmek istedi. ikisinin de gerekli belgeleri vardı, Nesrin'in anlattığına göre babasının dönmesine yakın onlar da gezmek amaçlı kısa süre gideceklerdi. Ne kadar diretse de annesi izin vermedi ve başka doğru düzgün bir şey konuşulmadan evden çıkıp gitti...
    ···
  14. 739.
    0
    Seri pnp dinlemedeyim hikaye sardı
    ···
  15. 740.
    0
    Burdayız panpa başlığı değiştiriyosanda haber et bide son parti atarken yaz bu gecelikte bi yakalım
    ···
  16. 741.
    0
    Beklemedeyiz panpa hikaye bugün bitecek mi ?
    ···
  17. 742.
    +9
    Nesrinle evde öylece kalmıştık. Bir süre oturduktan sonra ne yapacağımızı düşünmeye başladım. Orada kalamazdım ama Nesrin'i de o halde yalnız bırakamazdım. Annesi ile bu konu hakkında birşey de konuşmamışlardı ama yine de sordum. Tek kalabileceğini söyledi Nesrin. O sırada ben dayanamadım Nesrin'den babasının kıyafetlerinden istedim mecburen. Üşümekten düşünemiyordum bile çünkü.

    Nesrin yalnız kalmamalıydı böyle bir günde onun yanında olmalıydım ama nasıl. Annemi aradım durumu anlattım. Annem Nesrin'in annesinin telefonunu istedi. Sonradan öğrendiğime göre annem annesini aramış, yapılacak bir şey olup olmadığını sorduktan sonra Nesrin'in bizde kalmasını kızın o halde evde tek kalmaması konusunda ikna etmiş.

    Annem çok geçmeden beni aradı, bize gelmemizi söyledi. Nesrin gerek olmadığını söylese de çok fazla itiraz etmesine izin vermeden bize gitmek üzere yola çıktık. Nesrinle bir kez daha birlikte yine aynı evde kalacaktık. Geçen sefer de kötü bir olay sonrası birlikte kalmıştık, o zaman mutluydum ama bu kez durum bambaşkaydı. Sadece onun ağlamamasını ve ona destek olmayı düşünüyordum.
    ···
  18. 743.
    +11
    Eve gelmiştik, o gün Nesrin ilk kez babamla da tanışacaktı. Durumun ciddiyeti sebebiyle babamla tanışacak olmaları beni hiç heycanlandırmıyordu, hatta farkında bile değildim belki de. Biraz oturup konuştuktan sonra hep birlikte yemeğe oturduk. Daha birkaç saat önce hayatımın en güzel gününü geçirirken şimdi neler konuşuluyordu. Doğum gününde kızın babası kaza geçirmiş, herkesin eli kolu bağlıydı. Artık akşam olmuştu, birkaç saat de geçtikten sonra Nesrin'e annesinden telefon geldi. Henüz babasının yanına gelmediğini ama uçaktan indiğini söyledi. Sabırsızlıkla bekliyorduk. Annesi de babasının iş arkadaşlarından aldığı bilgileri ancak biliyor Nesrin'e de sürekli haber veremiyordu haliyle.

    Bir kaç saat daha geçtikten sonra tekrar telefon geldi. Annesi babasının yanına gelmişti. Nesrin telefonu açtı heycanla duyacağı haberleri bekliyordu. Biz de ne olduğunu Nesrin kadar olmasa da merak ediyor telefonda konuşulanları duymak için sessizce bekliyorduk. biz hiçbir şey duyamadık, Nesrin yine ağlıyordu...
    ···
    1. 1.
      0
      Seri yaz
      ···
  19. 744.
    0
    Rezzz okuyac
    ···
  20. 745.
    0
    Devam panpa
    ···