/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +22 -4
    yaşadıklarım tamamen gerçek olup hikaye bittikten sonra sizde onaylıyacaksınız. Bu gece 00.00'da anlatmaya başlayıp aynı gece bitirip sizinde zamanızı çalmayacam dinlemek isteyenler rezerve alsın...
    ···
  2. 2.
    +12
    Part 1

    Okul bitmişti. Kpss'ye hazırlanıyordum. Annem babam ben küçükken öldüğünden. Babaannem beni büyütmüştü. yaşayan tek akrabamdı. Birgün arkadaşlarla akşam geç vakit ayrıldık eve giderken yolda garip bir his vardı üzerimde. izleniyormuşum hissine kapıldım. alkol almıştım tribe girdim heralde diye düşündüm. Sürekli arkama bakıyorum ama kimse yok. çıkardım bi sigara yaktım yola devam ettim. Evimin olduğu sokağa geldiğimde rahatlamıştım. Tekrar arkama baktım kara bi köpek biraz uzağımda gözlerini bana dikmiş bakıyordu. evimin önündeydim. Bahçeye girdim kapıyı kapattım köpeğe baktım ortalıkta gözükmüyordu. Arkamı döndüm tam karşımdaydı. Vücudumun her tarafı titriyordu gözleri parlaktı. Hırlıyordu evin ışığı yandı. Gözüm pencereye takılmıştı. Tekrar köpeğe baktığımda yok olmuştu. Bir daha alkol alırsam diye kendime sövdüm. Eve baktığımda karanlık içindeydi. Tuvalete kalktı heralde babaannem diye düşündüm. Cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. doğruca odama gidip kendimi yatağa attım. Üzerimde çok büyük bir yorgunluk vardı. Gözlerimi kapatmamla uyumuşum rüyamda odamdaydım her taraf karanlıktı. Yatağımın önünde ayakta dikilmiş yatakta yatmakta olan kendime bakıyordum arkamdan bi ses geldi. Arkamı döndüğümde kapı açılıyordu ama ortalıkta kimse yoktu bu sefer yataktan ses gelmeye başladı yatağa baktığımda yataktaki ben kıvrılıp inliyordu. Alın kısmı kendi kendine kanamaya başladı. Sanki biri alnıma birşey kazıyordu. Bi anda uyandım ter içerisindeydim. Elim alnıma gitti. Islaklık vardı kontrol ettim sadece terdi ama alnım açıyordu. Kalkıp lavaboya gittim ışığı yaktım alnıma baktım. Yara izi yoktu fakat bi kızarıklık vardı. iyice baktım bir iki şekil vardı arapça yazıya benziyordu. Odaya geçtim kalem kağıt alıp şekilleri kağıda çizdim yüzüme soğuk bi su vurup içeriye geçtim. Bi sigara yaktım. Uzandım o sırada sabah ezanı okunmaya başladı. içim bi huzur ile doldu. namaz kılmak istedim ama alkollü olduğum aklıma geldi. kalkıp bir dus aldım temiz elbiseler giyip tekrar odaya geçtim uzandım. Uyku bastırdı içim geçmiş uyumuşum. Sabah kalktım lavaboya geçtim. Alnımı kontrol ettim kızarıklık geçmişti acaba kabus mu gördüm diye düşündüm. içeriye geçtim masanın üstüne gözüm takıldı dün gece alnımdaki şekli çizdiğim kağıt duruyordu. elime alıp kağıdı dikkatlice inceledim. Evden çıktığımda bi cami hocasına gösterecektim. Evde sessizlik vardı. Normalde babaannem çoktan uyanmış olurdu. Odasına gittim kimse yoktu. Evi kontrol ettim mutfağa baktım kimse yoktu. Dolaba bi kağıt asılmıştı. Alıp okudum. Babaannem'in köyden kardeşi gibi sevdiği yaşlı bi kadın vardı. Uzaktan akrabamız sayılırdı ama kan bağı yoktu aramızda. Arasıra ziyaretimize gelirdi. Genellikle babaannem onun ziyaretine giderdi. Rahatsızlanmış babaannemde kadının kimsesi olmadığından yardımcı olmak için yanına gitmişti. Telefonu alıp babaannemi aramak istedim şarjım yoktu. şarja taktım. Babaannemi aradım. Dün akşam çıkıp köye gitmiş bana ulaşamayınca not bırakmış. biraz konuştuk sonra telefonu kapadım telefonu kapayınca içime bi kurt düştü...
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    +12
    Part 2

    Dün geceyi sırasıyla düşündüm. Gördüğüm köpeği, evin ışığının yanması. çok net gördüğümü hatırlıyordum. kâbusum aklıma geldi. Masanın üstündeki kağıdı almak için içeriye geçtim kağıt masada duruyordu alıp inceledim. Eşyalarımı alıp dışarıya çıktım. Mahalle camisine gidip yazıyı hocaya gösterdim. neden bunu bana gösteriyorsun dedi. bi filmde gördüm merak ettim ne demek olduğunu dedim. Nasıl bi film bu dedi korku filmi dedim. hoca, Bende pek anlamadım isim heralde ... yazıyor( cin ismiymiş sonradan öğrendim o yüzden yazmayacam ). Bu tür filmler izleme evladım boş yere pgibolojini bozarsın tamam mı dedi. Teşekkür edip camiden dışarıya çıktım. Bi sigara yaktım dün film bizim evde çekildi haberin yok dedim içimden. telefonum çaldı arkadaşlardan biri arıyordu. Telefonu kapatıp yanına gittim. Taha'ydı arayan en yakın arkadaşımdı. Çay bahçesinde buluştuk gergin olduğumu farketti nedenini sordu. Başta biraz çekindim ama en yakın arkadaşım olduğundan dün gece yaşadıklarımı anlattım. Senin yaşadıklarının nedenini biliyorum ilacı da bende dedi. neymiş dedim bi umut. Bir dakika bekle dedi. Garsonu çağırdı. Arkadaşa bi acı kahve dedi. Garson gittikten sonra bana dönüp kahveni iç kendine gelirsin bi daha da çok fazla içme eskiden çok içtiğinde kusardın şimdi de halisünasyon görmeye başladın dedi. Amk ben ne diyorum sen ne diyorsun dedim. Oğlum dün gece çok içtin yok köpek ışınlanmış yok ev boşken ışıklar yanmış yok kabus görmüşsün oğlum sarhoştun hayal görmüşsün işte Dedi. haklısın galiba dedim ama içimden bi his başka şeyler söylüyordu. haklıyım tabi olaylar sürerse gideriz bi doktora bakarız işte çaresine. sende birşeyler var anlatmıyorsun üniversitede bittiğinden beri bi garipsin zaten dedi. Haklıydı okulda bi kız mevzusu vardı okul bitince bende bitirmiştim ara sıra kafam oraya gidiyordu dalıyordum. bi kız mevzusu oldu ama geçti konuşmanın bi anlamı yoktu o yüzden konuşmak istemedim dedim taha'ya. Sen bilirsin anlatmak istersen dinlerim dedi. Tek başımıza oturmaktan sıkıldık bir süre sonra. Kadir ve ömer diye iki arkadaş vardı. Onları çağırıp okey attık. Bi kaç gün geçti o geceden sonra başka olay olmadı taha haklıydı heralde dedim. babaannem köyde uzun bi süre kalacaktı anlaşılan kadının durumu değişmemişti babaannemin anlattığı kadarıyla. Birgün taha aradı arkadaşlarla beraber anlaşmışlar bikaç gün kalmak için yayla gibi yer seçmişler yaşadığım yer fazla gelismediginden bu tarz yerler coktu. Beni de çağırıyorlardı. Tamam dedim hazırlandım öğleden sonra geldiler arabaya bindik. Gittiğimiz yer çok güzeldi. Mevsim yaz olduğundan oturduğumuz yerde terliyorduk geldiğimiz yer yaylaydı havası serin temizdi. kafa dinleyecektik bir süre. Akşam ateş yakıp mangal yaptık. Bira ile başladım. rakı içmeye başlamadan boğazı alıştırmak için bi bira içerdim önce. yemeğe başladık rakıyı bardağa doldurup yavaştan içiyordum diğer arkadaşlar benim kadar alkol almazdı genelde ot içerdi bende ot kullanmazdım alkol düşkünüydüm. Yemek başlamadan taha dumana vurmuştu. Diğerleri de yemekten sonra içeceklerdi. Bira ile yavaştan başlamışlardı. Taha'nın kafa hoştu bana bakarak fazla içme sonra ne oluyor biliyorsun diyip güldü. Hemen diğer arkadaşlar gündeki karılar gibi ne olmuş ne olmuş diyip beni sorguya çekmeye başladılar. Bende başımdan geçenleri anlatmaya başladım. Bitirdiğimde hepsi suspus olmuştu. içlerinden bi tanesi adı ömer'di. Kabusunda ayakta dikilmiş bir halde yataktaki bedenini mi izledin dedi ciddi bir şekilde. Bende ne diyeceğini merak eder bi şekilde evet dedim çok ciddi duruyordu ne oldu dedim.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    +13 -2
    Part 3

    Ömer konuşmaya başladı. Onca senedir ot içerim alkol alırım ağzımdan sigara düşürmedim helal olsun hiç böyle kafa yaşamadım diyip kahkaha ile gülmeye başladı taha kendinden geçmişti zaten gülmekten yere düştü (eksici olduğundan şüpheleniyorum). Diğer arkadaşım kadir'de anırıyordu resmen mal gibi kalmıştım. Onlar kendi aralarında kahkaha atıp benle taşşak geçerken bende demleniyordum. içkiler yemekler bittikten sonra bunlar duman alıyorlardı kafalar uçmuş bende bira sigara yapıyordum. Bunların kafa uçtukça kahkahalar atıyorlardı olur olmaz espirilere gülüyorlardı. Muhabbette benim yaşadıklarım üzerineydi. Oğlum tamam yeter başımıza bir uğursuzluk gelecek desemde durmuyorlardı. Kadir gazı almış benle cinlerle taşak geçiyordu. Zaten inançsız bin kurusunun tekiydi. Bu sırada ağaçlık alanda sesler gelmeye başladı. Hepimiz donduk kaldık biz çimenlik bi alana aracı parketmiştik arabanın yanında yiyip içiyorduk. Az ilerimizde ağaçlık vardı. Orman sayılabilecek bir büyüklükteydi. Kitlenmiş bir halde ağaçların olduğu tarafa bakıyorduk. iki kişi çıktı ormandan. bizim olduğumuz tarafa doğru geliyorlardı üzerlerinde kamuflaj giysileri vardı avcılardı heralde. Garip bi yürüyüşleri vardı. Yanımıza geldiler selam verdik selamımızı aldılar. Bir tanesi boylu poslu kalıplıydı. ters ters bize bakıyordu diğeri kısaydı. Çelimsiz duruyordu kimsiniz ne yapıyorsunuz burda dedi. Ömer konuştu. Abi arkadaşlarla kafa dinlemek için geldik birşey yapmıyoruz dedi. Konuşan kişi çelimsiz olandı sakin biriydi. Fazla yüksek sesle bağırmayın burda yaşayanlar var onları rahatsız ediyorsunuz. Bilmediğiniz konular hakkında da ileri geri konuşmayın başınız belaya girer yoksa. Fazlada oyalanmayın burda tekinsizdir buralar. bana baktı biraz şaşkına döndü gözleri ile alnıma bakıyordu. Elim alnıma gitti refleks olarak. genç çocuksun yazık dedi. şaşkın bir haldeydim arkalarını dönüp gittiler. Yine garip bir şekilde yürüyorlardı. Onlar gittikten sonra kadir atıp tutmaya başladı. sesi kısıktı. kimse duymasın diye kısık sesle konuşuyordu kendi kendine konuşuyor gibiydi. Adamlara bak ya onlar yüzünden az daha altımıza sıcıyorduk gece vakti nerden çıktınız. Burda yaşayanlar varmış en yakın köy ebesinin ammında. Diyip söyleniyordu. ömer'e baktım taha'ya bakıyordu. Ne oldu diye taha'ya baktım. Çocuk bembeyaz kesmişti. Sarstım ot fazla gelmişti heralde kaçıncı dumanı vurmuştu acaba ağır geldi heralde çocuğa dedim. Biraz su yüzüne vurdum kendine gelir gibi oldu kekeliyordu. Şaşkın bir halde bize bakıp gördünüz mü dedi neyi gördük mü dedik. Ayaklarını dedi ne olmuş ayaklarına dedik. Kekeleyerek tersti ayakları dedi. Birbirimize baktık şaşkındık kadir, oğlum sabahtan beri dumana vuruyorsun kafan gitmiş heralde iyice. öyle birşey olsa hepimiz görürdük dedi. Herkes suspustu arabaya geçip uyuduk sonunda. Sabah uyandığımda herkes yatıyordu. Taha'ya baktım yoktu. Çeşme vardı arabanın ilerisinde yüzümü yıkamak için oraya gittim taha çeşmenin orda oturmuş sigara içiyordu. Elimi yüzümü yıkayıp taha'ya baktım göz altları kararmıştı dün gece uyumadın mı? Dedim. Uyuyamadım dün gece olanlardan sonra uyku tutmadı bütün gece sigara içtim kafam hoştu ama ne gördüğümü hatırlıyorum şu iki salak uyansın gidelim burda durmak istemiyorum dedi tamam sen bu kadar rahatsız olduysan gideriz dedim.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Yav he he
      ···
    2. 2.
      -3
      Abi bisey soyleyimmi cinlerin ayakları ters değildir
      ···
  5. 5.
    +14
    Part 4

    Sende kendini fazla korkutma dün fazla yüklendin benimde başıma geldi sen de söylemiştin ya dedim. Yüzüme baktı. Oğlum sen salak mısın dedi şaşırdım ne oldu dedim. Adamlardan biri sana dikkatlice bakıp değişik bir dilde konuştu dedi. dün geceyi hatırlamaya çalıştım yok oğlum değişik bir dilde konuşmadılar ki hem diğerleri de farkederdi öyle birşey olsa dedim. Taha onların olayın farkında olduğunu sanmıyorum o iki salak adamlar gittikten sonra bile mal mal konuşuyordu. Sana ne söyledi peki o konuşan dedi. Durdum yazık gençmişşin demişti heralde dedim. Taha düşünceli gibi duruyordu. Bu sırada kadir ve ömer geldi. yüzlerini yıkayıp yanımıza geldiler. Kadir konuşmaya başladı dün gece ne oldu öyle ya neyse bugünde burdayız değil mi dedi. Taha, Benim gitmem lazım evdekiler aradı bi akraba rahatsızlanmış onu görmeye gidecem dedi. kadir ve ömer harbi salak olmalıydılar telefon çekmiyordu amk yerinde. Kadir, tamam o zaman ayrılalım başka zaman yine birşeyler yaparız bu arada geçmiş olsun akrabanın önemli birşeyi yoktur umarım dedi. Taha, Bilmiyorum fazla konuşmadık evdekilerle. gelmemi söylediler sadece dedi. hazırlanıp yola çıktık. Ordan kurtulduğuma bende mutlu olmuştum. Kadir ve ömer önde birşeyler konuşuyorlardı. benle taha arkada sessiz bir şekilde arabadan dışarıyı izliyorduk. Önce taha'yı evine bıraktık sonra beni bıraktılar kadir ve ömer takılacaktı daha anlaşılan eve geçtim. Telefonda babaannem ile konuştum arkadaşı biraz kendine gelmiş bir süre daha köyde duracağını söyledi. telefonu kapadım. Kapatır kapatmaz taha aradı bana geleceğini söyledi tamam diyip kapadım. Mutfağa geçtim çay için su koyup sigara yaktım. Çay demlenince kapı çaldı. Taha gelmişti içeri geçip oturduk çayları getirdim. Sigara yaktı. Ya şu senin başından geçenleri bi daha anlatsana dedi. Anlattım dün geceyi konuştuk sen adamlarda bi tuhaflık farketmedin mi dedi. Yok ama garip birşekilde yürüyorlardı. ayaklarına bakıp bakmadığımı hatırlamıyorum. Sen ayaklarının ters olduğundan emin misin dedim. Eminim oğlum kaç kere yanında duman içtim hayal gördüğümü hatırlıyor musun dedi. Hayır dedim doğru söylüyordu içince devamlı gülüyordu sadece hiç hayal gördüğünü veya başka bir tribe girdiğini görmedim, peki o zaman ne yapacağız, dedim. Bilmiyorum. Bir süre bekleyelim devam ederse o zaman bakarız dedi. Tamam dedim. Karnım acıkmıştı fakat yemek yapacak halim yoktu. Dışarıdan birşeyler söyleyip yedik. Sigaralarımızı yaktık. Akşam taha yanımda kalacaktı. Kanepeye uzanmış tv izliyorduk benim içim geçmiş uyumuşum. Taha'nın sarsmaları ile uyandım. Kalk mustafa kendine gel diyordu. Üstüm terden sırılsıklamdı. Nefes nefes kalmıştım. Ne oldu dedim. Taha, bilmiyorum tv izliyorduk birden birşeyler mırıldanmaya, ağlamaya başladın. Arapça bağırıp çağırıyordun. Yarım saattir seni uyandırmaya çalışıyorum dedi. O da ter içinde kalmıştı doğru söylüyordu. Ne gördün dedi. Hatırlamaya çalıştım. Annemi babamı gördüm. eski evimizdezdik Herşey güzeldi sonra gözleri değişik bir aldı. Vücutları değişti. Olduğumuz oda karanlık bir hal aldı. Kaçmaya çalıştım ama vücudum beni dinlemiyordu kitlenmiş gibiydim. Babama benzeyen elini alnıma koydu tırnaklarıyla alnımı oyuyordu. Vücudumdaki herbir kan damlası sanki ateşe tutulmuş gibi kaynıyordu sonrada sen uyandırdın işte dedim.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +9
    Part 5

    Sabaha daha çok vardı. Sigara yaktım bir tane, taha da yaktı. Ne yapacaz bi doktora mı gitsek dedim. Bilmiyorum ki sorun sadece sen de olsa giderdikte gecen gece olanlar ne bileyim dedi taha. Sen istersen uyu benim uykum yok dedim. Uykumu kaldı bende seni gördükten sonra dedi taha. Sabah olunca bi cami hocasına gideriz o zaman ne yapılacağını öğreniriz dedim. Aynen dedi taha. Tv'yi açtık. Sabaha kadar sigara içtim taha bir süre sonra uyudu kaldırmadım. Dinlensin istedim sabah ezanı okununca bende uyudum öğlen taha kaldırdı beni. Kahvaltı hazırlamıştı. Kalktım kahvaltı yaptık. Banyo yapıp temiz elbiseler giyindik. Dışarı çıktık. Kime gidelim dedi taha. Önceden gittigim hoca aklıma geldi. taha'ya da söyledim. Biraz takıldıktan sonra ikindi namazını kılmak icin camiye gittik. Namazdan sonra hocanın tek kalmasını bekledik ama bi kac ihtiyar hocayı teslim almıstı. Hoca bizi gorunce durumu anladı yanındakilere birseyler soyledi. Onlar da kalkıp gittiler. Cami bosalınca mihrabın önünde oturup bize bakan hocanın önüne oturduk. Hoca allah kabul etsin gencler dedi. sagolun hocam dedik. Hoca bana bakarak sen daha oncede gelmistin. Ne oldu anlatın bi sıkıntınız var heralde dedi. Yemin ediyorum aglayacak gibiydim taha da benden farksızdı. Herseyi en ince ayrıntısına kadar hocaya anlattım. Hocanın gulec yuzu ciddilesmisti. Ben bitirdikten sonra icinden birseyler okuyup bize dogru ufledi. Hocam buraya bize yardımcı olabilir misiniz ogrenmeye geldik dedim. evladım Durumunuz ciddi Dedi. Ne yapacaz hocam bi cıkıs yolu yokmu dedi taha. Allah'a sıgının cunup dolasmayın namazlarınızi aksatmayın surekli dilinizde allah lafzı olsun. Bu varlıklar zayıf insanlara tesir edebilirler siz guclu olursanız hicbir sey yapamazlar dedi. Hocam bize yardımcı olabilecek birilerini tanıyor musunuz dedim. Oglum allah'a sığının yardım edenlerin en büyüğü allah'tır. Teslimiyetiniz ona olsun dedi. selam verip kalktık kapıdayken hoca arkamızdan seslendi. Dediklerimi unutmayın bol bol kuran okuyun evladım dedi. iyi gunler dileyip tesekkur ederek cıktık. Taha gergindi sigara yaktı bende bi tane yaktım. Yurumeye basladık. Biraz dısarıda takıldık. Eve döndük vakit aksam vaktiydi. Kapıyı açmamla yüzüme çürük bir koku vurdu. Işığı yaktım ev birbirine girmişti taha hırsız girmiş heralde dedi evi kontrol ettim kapıları pencereleri paralarımı koyduğum yeri tüm eşyaları kontrol ettim ekgib yoktu. Kapı pencerelerde sağlam ve kapalıydı. Taha ile etrafı toparladık evi havalandırdık. Yorgun ve gergindik dışarıdan yemek söyledik. Yemeğimizi yedikten sonra uzanıp tv'yi açtık. Taha'nın telefonu çaldı annesi arıyordu. Mustafalardayım bikaç gün onlarda kalacam merak etmeyin dedi. Telefonu kapadı. istersen sen git ben iyiyim dedim. Nereye gidiyorum başımızda bunca bela varken ya sana olan bana da olursa bi gece vakti arapça konuşarak kabus görürsem gelde evdekilerin derdini çek. Bu iş bitsin öyle giderim dedi. Elimiz kolumuz bağlıydı. Telefonu aldım babaannemi aradım kaç yaşında kadın görmüş geçirmiş bize yardım edecek birini anca o bulur dedim içimden. kurbanlık koyun gibi oturmaktan iyidir. Babaannemi arayıp herşeyi anlattım.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    +10
    Part 6

    Vah evladım. Başına neler gelmiş böyle daha önce neden aramadın dedi sesi çok üzgündü merak etme ben daha ölmedim başından bu belayı alacak birini bulacam sen üzülme korkma yavrum siz kuran okuyun yarın sabah otobüse atlayın gelin yanıma ben ahretliğimi bırakamıyorum durumu tekrar kötüleşti sen orda ben burda ciğerim yanar sakın kendi başınıza birşey yapmayın ben kurtaracam sizi sabah kahvaltınızı yapın hemen otobüse atlayıp yanıma gelin bende bir iki kişiyi arayacam dedi sesi çok kötüydü. Tamam dedim telefonu kapadım. Taha bana bakıyordu ne oldu dedi yarın sabah babaannemin yanına gidecem sen de gel bize yardım edecek birini bulacakmış. Tamam dedi. Biraz olsun moralimiz düzelmişti kalktım abdest alıp namaz kıldım taha da benle beraber namaz kıldı. Tekrar odaya geçip tv izlemeye başladık. Aslında bahaneydi tv maksat biraz dikkatimiz dağılsın istiyorduk. Saatler ilerledikçe taha uyuklamaya başladı. Benim de çok uykum vardı ama sabah ezanını bekliyordum uyumak için sabah ezanından sonra içim rahatlıyordu gündüz gözü kötü bir olay yaşamıyor akşam ezanı okunduktan sonra içimi sıkıntı tutuyordu taki sabah ezanına kadar. Taha'yı kontrol ettim uyuyordu saate baktım daha vardı sabah ezanına. Dini bir kanal arıyordum kuran okunan ama yoktu bulduğum tek kanal a9'du onuda izlersem gece vakti tekrar güsul almak zorunda kalırdım. Şansa normalde ne zaman açsam dini bir programa denk gelirdim şimdi ise bi tane bile yoktu. Kim 500 milyar vardı. Açtım biraz olsun kafam dağılmıştı. Bi anda camın tıklama sesi ile yerimden zıpladım. Bakmak istemedim. Ama tıklama sesi geldikçe belki çocuklardır ya da arkadaşlardan biridir gibi saçma bi düşünce aklıma geldi. ama o zaman için mantıklı geliyordu perdeyi araladım hiçbirşey yoktu. Perdeyi çektim tv'ye kitlendim 10 dk sonra tekrar tıklama sesi geldi. Korka korka perdeyi tekrar araladım. Yine kimse yoktu. Oturduğumuz oda sokağa bakıyordu. Sokağa baktım. Gece vakti sokağın ortasında bi keçi parlak gözleriyle bizim eve kitlenmişti. Elim ayağım titriyordu. Direk telefona yapıştım internetten kur'an açıp sesi sona verdim. Tv'nin de sesini kıstım. Biraz aradıktan sonra kuran okunan bi kanal bulmuştum. Tv'de kuran Okunurken bende telefona ayetel kursi indirip mp3 te otomatik tekrar çal yapıp. Ayetel kursi'yi açtım. Biraz durduktan sonra sakinleşmistim. Taha'ya baktım mışıl mışıl uyuyordu gözlerimde derman kalmamıştı. Bi yarım saat sonra sabah ezanı okundu. Sonunda biraz rahatlamıştım. Önce tuvalete gittim bütün gece odadan çıkmamıştım. O rahatlamadan sonra kendimi kanepeye atıp uyumaya başladım. Sabah yine taha uyandırdı. Birşeyler hazırlamıştı. Yedik ordan terminale geçip. Otobüs ayarlayıp yola çıktık. Taha sessizliği bozdu dün gece birşeyler oldu mu dedi. Yok niye sordun dedim. Ne bileyim kulağımın dibinde telefondan gelen kuran sesiyle uyandım da dedi. Güldüm rahat uyumak için açtım dedim. kabus gördün mü dedi. Yok görmedim. Sen de birşeyler var mı dedim yok iyiyim dedi. Bir saatlik yolculuktan sonra yolda indik. Köy yolu önümüzdeydi. Yarım saat yürüdükten sonra köye vardık çok fazla köye gitmediğimden zor da olsa uzaktan akrabam olan kadının evini buldum köyde çok ev olmamasına rağmen evler yanyana değildi. Tarlalarin bahçelerin ağaçların arasına dağılmıştı evler.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Ayrac\\
      ···
  8. 8.
    +9
    Part 7

    Evin önüne geldik. Kapıyı çaldım babaannem açtı sarıldık. Taha'ya durumunu sordu geçin içeriye yeni yemek yapmıştım birşeyler yiyin dedi. içeriye geçtim uzaktan akrabam ( sabahat teyze ) yatağında uzanmıştı bizi görünce doğrulmaya çalıştı. Ama halsizdi rahatsız olma yabancı değiliz dedim gülerek. Nasılsın oğlum dedi sesi çok halsizdi iyiyiz asıl sen nasılsın sabahat teyze dedim. Yaşlılık bir ayağım çukurda zaten dedi gülmeye çalıştı. Bu arada elinde tepsiyle babaannem içeri girdi konuşulanları duymuştu bakma sen ona evladım turp gibi beni gommeden gitmez dedi. Sabahat teyze sırıttı. Allah ekgibliğinizi göstermesin sizler benim tek akrabalarımsınız dedim. Biraz daha konuştuk babaannem sofrayı kurdu ben ile taha yemek yerken babaannem sabahat teyzeye çorba içiriyordu. Yemeğimiz bitince babaanneme zahmet vermemek için sofrayı taha ile kaldırdık. Bu arada babaannem sabahat teyzeyi doyurmuş ilaçlarını içiriyordu. Bi yarım saat sonra sabahat teyze uyudu. Babaannem bizi bahçeye çıkardı. Gelmiştik asıl mevzuya babaannem herşeyi en başından tekrar tekrar bana anlattırdı. Hatta dün geceyi bile anlattım taha'nın sitemkar bakışları altında. Biraz ağladı babaannem biraz nasihat verdi. Sonra sizin için birini buldum dedi. Saat geç oldu yarın gidersiniz dedi. Tamam dedik. Bu sırada evin içinden sabahat teyzenin inlemesi geliyordu. Babaannem içeriye gitmek için yanımızdan ayrılırken sabahat teyzenizin haberi yok zaten hasta ona anlatmadım yanında konuşmayalım bu mevzuyu tamam mı dedi. Tamam dedik. Babaannem içeri gitti biz de bahçedeki koltuklara oturup sigara yaktık. Taha sitemkar bir sesle birşey olursa bir dahakine şöyle tamam mı dedi. Kusura bakma telaşlandırmak istemedim seni dedim. Olsun yine de haberim olsun dedi tamam olur. yarın bi gidip şu hocadan öğrenelim neymiş bu başımızdaki dert dedim. Biraz o konu hakkında konuştuk. Gece olunca namaz kılıp yataklara geçtik. Babaannem içeride kuran okuyacaktı. Yorgundum üstümü çıkarmadan kendimi yatağa attım. Taha'nında benden farkı yoktu. Gözlerimi kapatmamla uyumam bir oldu. Gece uyandığımda ayaktaydım arkamda biri vardı arkamı dönmem ile gözgöze geldik boyu çok kısaydı kambur bir duruşu vardı gözleri olması gereken yerde kızıl bir ateş vardı sanki. Bağırmak istedim ama bağıramıyordum vücudumdaki herbir tüy dehşetten dimdikti arkasını döndü yürümeye başladı bende arkasından gidiyordum ne kadar yürüdüm hatırlamıyorum sonra bi anda bayıldım kendime geldiğimde yataktaydım başımda babaannem ve taha vardı. Bir yandan dua okuyup bir yandanda beni kendime getirmeye çalışıyorlardı. Su içirdiler bana 10 dk sonra konuşacak halde hissettim kendimi terden sırılsıklamdım. Ne oldu dedim babaannem ağlayacak gibiydi. Taha konuştu gece kapı sesine uyandım sen yoktun yatakta bende arkandan fırladım her tarafa baktım yoktun sonra seni yolda yürürken gördüm önünde siyah bir köpek onu takip ederek yürüyordun yanına yaklaştım besmele çekerek seni tuttum seni tutmamla yığılman bir oldu kafamı kaldırdığımda ortalıkta o siyah köpek yoktu. Seni sırtlayıp eve getirdim. Ezan okunup bitene kadar kendi kendine değişik bir dilde konuşuyordun Dedi. Babaanneme baktım kusura bakma oğlum kuran okurken uyuya kalmışım taha oğlum olmasa şimdi neler gelirdi başına allah senden razı olsun evladım. Dedi. Taha da babaannemi teselli ediyordu ben ise ne yapacağımı bilmez şekilde öylece oturuyordum.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    +9
    Part 8

    Sabaha kadar oturduk. Taha içeri geçti. Biraz uyudu babaannem kuran okuyordu. Bense bahçeye çıkmış sabah karanlığında sigara içiyordum. Bi süre sonra güneş ışıldamaya başladı. Saat 8 gibi kahvaltı yaptık. Doğruca babaannemin verdiği adrese gidecektik. Babaannem adresi tarif etti. Ana yola çıkacaktık. Ordan bi arabaya atlayıp 15 20 km ilerideki başka bir köye gidecektik. Yola çıktık şansa köylülerden biri de o tarafa doğru gidiyordu atladık arabasına yol boyu bizi soru yağmuruna tuttu. Okul nasıl gidiyor, o köyde ne işimiz var (tabi yalan söyledim), sabahat teyze, babaannem, bir süre yorulmuştum cevap vermekten allahtan gideceğimiz yere varmıştık. Arabadan indik köy yolunu yürümeye başladık. Köyün meydanına geldiğimizde ortalıkta kimse yoktu. Yaşlı bi adam bi evin önünde oturuyordu. Selam verip gideceğimiz yeri sordum. Adam başta sanki başka birşeyler söylemek istedi ama kendini tuttu. Bize adresi tarif etti. Teşekkür edip yola koyulduk. Baya bi yürüdük. Ortalıkta kimse yoktu en sonunda evi bulduk büyük bir bahçenin başındaydı. Bahçe çeperler ile çevriliydi. Kapıyı ittik bahçeye baktım hiç görmediğim otlar ekilmişti. Ev müstakil kerbin bir evdi. Pek büyük durmuyordu. Evde yaşam belirtisi yoktu. Kapıyı çaldım. Ama gelen olmadı. Taha ile evin önünde oturup sigara içmeye başladık bir süre bekledik gelen olmayınca tam kalkacaktık. Bahçenin kapısı açıldı. Sanırım hocayı bulmuştuk. 1.65 boylarına sakallı takkeli şalvarlı biriydi. Hafif kiloluydu çok yaşlı göstermiyordu taş çatlasın 45 gösteriyordu. Bizi görünce şaşırmadı. Selam verdik. Hoş geldiniz gelin benle dedi. içeriye geçtik. Evde elektronik bir eşya yoktu. Yerde bi kilim odanın köşelerinde minderler vardı. Duvarlara baktım. Duvarın bi köşesinde gaz lambası asılıydı duvarların herbir köşesinde ise el çizimi arapça yazılar vardı. Hoca baş köşeye geçti. önüne oturmamızı işaret etti. Geçtik önüne oturduk. Anlatın bakalım kimsiniz nerden gelirsiniz derdiniz nedir dedi. Ben konuştum taha ile kendimi tanıttım babaannemin yolladığını söyledim bizim köyün adını verdim ordan geliyoruz dedim. Sakince dinliyordu. Hoca konuşmayınca bende devam ettim. Yaşadıklarımızı baştan sona anlattım. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlattıktan sonra hocam arkadaşımda bir problem yok heralde dedim ama tedbir amaçlı o da geldi. Olayları yaşayan genelde ben oluyorum. Dedim. Bakacaz dedi. Taha'ya dönüp bi de sen anlat dedi. Taha yaylada o geceyi anlattı. Hoca hiç kabus gördün mü dedi. Hayır hocam dedi. Akşam ezanı okunsun o zaman bakarız ne olduğuna eğer başınızda bi musallat varsa gece burda kalmanız iyi olur. Ben yorgunum uzanıcam güç toplaman lazım dedi. Bizde izin alıp çıktık. Biraz köyde dolandık kimse yok oturup sigara çay yapacak bir kahve bulalım dedik. Kahve'de yokmuş köyde. evlerin perdeleri sımsıkı kapatılmıştı camiye gidip bi namaz kılalım dedik kapısı kilitliydi bize hocanın yerini gösteren dayının yanına gidelim dedik o da ortalıktan kaybolmuştu. Şaşkın bir halde Hocanın evine döndük. Bahçede bi semaver vardı. Sen odun topla dedi taha. bana içeriye geçti elinde bardak, şeker ve çayla döndü. Semaverde çay yapıp Bahçede oturup çay sigara içtik. Hoca kızmasın dedim parası neyse veririz akşam ezanına daha çok var ne yapacaz dedi taha. 3, 4 saat öyle geçti. Akşam ezanı okundu. Camide hoca yoktu ama dedim. Büyük ihtimal merkezi sistemdir görmedin mi caminin halini. camları toz duman içindeydi harabeden farkı yoktu orda hangi imam görev yapar zaten köyde de kimse yok dedi taha. Ezan okunup bittikten sonra evin kapısı açıldı.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    +9
    Part 9

    Hoca yanımıza geldi. Çayı yeniden ısıtmıştık. Bir bardak da hocaya doldurduk. Kusura bakma hocam köyde kahve yoktu akşama da çok olunca sizi de rahatsız etmek istemedik. Dedim yok evladım misafirsiniz siz kusura bakmayın gündüzleri yorgun olurum ben bir iki işim vardı. Onları da halledince iyice yorgun düştüm. Ayağa kalktı geliyorum dedi elinde tepsi ile geri geldi zeytin, peynir, çökelek, yoğurt bi de tandır ekmeği vardı. Çayla beraber yemeğimizi yedik. Hocam evli değilmisiniz dedim değilim köydekiler ihtiyacımı karşılar dedi. Köyde yaşayanlar var mı kimseye denk gelmedik dedi taha. Hoca, pek dışarıya çıkmazlar insan canlısı değillerdir. Vakit geldi sofrayı kaldıralım içeriye geçelim dedi tamam dedik. Bulaşıkları ben yıkadım taha'da semaveri boşalttı. Külü boşaltırken destur çek 3 defa dedi hoca tamam dedi taha. Biz ortalığı toparlarken hocada içeri de hazırlanıyordu. işimiz bitince hocanın yanına geçtik tekrar önüne oturduk. hocanın tam önünde bi tepsi vardı. Tepsinin köşelerine mumlar dizilmişti. Tepsinin tam ortasında ise bi çömlek çömleğin içinde su vardı. Hoca ufak bir kağıt aldı eline. Annemin adını sordu. Zehra dedim. Arapça yazıyordu. Yazma bitince taha'ya annesinin adını sordu. Köyünü sordu Oda söyledi. Tekrar arapça yazdı. Bize bakıp bu kağıtta sizin isminiz annenizin ismi köyünüz yazılı parmağını uzat dedi bana bi bıçak çıkardı parmağımın ucunu hafifçe kanatip benim bilgilerimin olduğu kağıdı katlayıp üstüne parmağımı bastırdıktan sonra aynı işlemi taha'ya da yaptırdı. Kağıtları çömleğin içine attı. Uzun ince bir çubukla suyu karıştırıp arapça birşeyler söyledi. Sonra durup suya baktı. Bir süre sessizce suyu izledi. Taha'ya dönüp baktı. Çömleği al kapının yanında kazma kürek var onuda sen al diyip bana döndü evin uzağında bir yer kazıp içine boşaltın dedi. Hocam başımıza birşey gelmesin dedim birşey olmaz bu köyde merak etme dedi. Çömleği taha aldı. Dışarıya çıktık kapının yanındaki kazma küreği aldım. Bahçenin dışına çıktık ileri de boş bir yer vardı oraya gittik bi çukur açtım. Taha'da çömleği içine boşalttı üzerine toprak attık arkamızı döndüğümüzde biraz uzağımızda siyah bi köpek gözlerini üzerimize dikmiş hırlıyordu. Üzerimize saldırmak için tam üzerimize gelirken başka bi yerden daha iri bi köpek önümüzdeki köpeğe saldırdı. Rengi alacaydı. Fırsattan istifade hemen kaçtık. Bahçenin kapısını kapattım. Köpeklerin olduğu tarafa baktım alaca renkli köpek siyah renkli köpeğin boğazını parçalıyordu. Siyah renkli köpek düşünce alaca renkli olan gözlerini bana dikip bakmaya başladı parlak bakışları. Siyah olandan daha korkutucuydu. Eve girdik taha ile. Hoca ortalığı toparlamıştı. olanları anlattık. Alaca renkli olan benim dostum. Size musallat olanlardan birini öldürdü. Taha ile birbirimize baktık. Oturun karşıma dedi hoca. Geçtik oturduk. Musallat sadece senin üstünde değil arkadaşında tehdit altında bi şekilde onlara zarar vermişsiniz. Hocam ama olayları ben yaşıyorum taha sadece bir kere ayaklarının ters olduğunu gördü sadece. Buraya gelmesinin nedeni de sadece tedbir amaçlı dedim. Taha'ya dönüp gelmen iyi oldu oğlum ilk arkadaşınla uğraşacalar ondan istediklerini aldıktan sonra senin peşine düşeceklerdi. Dedi.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    +10
    Part 10

    Hocam peki bize neden musallat oldular dedim. Bilmiyorum evladım ama öğrenecem. Ben diğer odaya geçecem işimiz biraz uzun sürecek. Sizde sabaha kadar bu odada durun sabaha kadar çıkmayın benimle gelin size battaniye vereyim dedi salonda yüklük vardı ordan bize iki battaniye ve yastık verdi. Minderler ile yatacak yer yaptık yastık ve battaniyeyi serip yatacak yer hazırladık. Ben yan odadayım birşey olursa kapıyı çalın yarın gece sizin işi halledecez o yüzden hazırlanmalıyım dedi hoca. Hocam biraz dısarıda oturabilir miyiz taha ile dedim. Olur, ancak bahçeden uzaklaşmayın birşey olursa hemen eve girin içiniz rahat olsun sabaha kadar korunuyor olacaksınız ama tedbir amaçlı uzaklaşmayın dedi. Hoca odaya geçti taha ile dışarıya çıktık semaveri yakıp çay demledik. Evin önünde oturup çayımızı içip sigaramızı yaktık hoca sayesinde sonunda rahatlamıştık. Taha sessizliği bozdu. Oğlum biz ne yaptıkta bunlar bize bulaştı dedi. Bilmiyorum eğer yayladaki günden önceki olaylar olmasa o gün başlamıştır derdim. Ondan öncede sadece ben rahatsız ediliyordum. Hoca bize açıklar heralde dedim. Şu yaylaya gitmeden içtiğimiz gece birşey olmasın hani köpek arkana takılmıştı ya benim kafam hoştu önüme gelen yere destursuz işemiştim. Sen ya dedi. Bende bi kaç kere işemeye çıkmıştım heralde dedim. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar oturup sigara içtik. Sonra semaveri boşaltıp içeri yatmaya geçtik. Uyuduk ertesi gün öğleye doğru uyandım taha hala uyuyordu elbisemi giyinip yüzümü yıkadım semaveri yakıp birşeyler hazırladım. Sonra taha'yı uyandırdım beraber kahvaltı yaptık hocayı da uyandırmak istedim. Taha bırak çıkmak istediği zaman çıkar dün beni uyku tutmadı bütün gece hoca arapça birşeyler okudu yorgundur dedi. Sigara yakmak istedim paket boşalmıştı. Taha'da iki dal kalmıştı. Etrafı toparlayıp onları yaktık sonra sigara bulmak için köye gittik market görememiştik dün. Yola çıktık yol üstünde bi benzinlik bulduk. Ordan sigara aldık köye döndük vakit ikindiye geliyordu. Gölgelik bir ağaç altı vardı çimenlik çok hoş bir yerdi tam köyün girişindeydi taha'ya gel biraz şurda uzanalım dedim. Kabul etti. Geçtik ağacın dibine uzandık aklıma babaannem geldi. Onu aradım biraz konuştuk telefonu kapattım. Taha bende bi evdekileri arayayım dedi biraz uzağa gitti evdekiler ile arası soğuktu taha'nın. konuştuktan sonra yanıma geldi tamam dedi. Sigara yaktık içtikten sonra biraz daha oturduk vakit akşama gelirken hocanın evine doğru yola çıktık. Eve geldiğimizde ezan okunmaya başladı. Semaveri yaktık yiyicek birşeyler hazırladık. Bu sırada hoca odasından çıktı. Geldi birşeyler yedik yemekten sonra sigara yaktık taha ile. hoca kalktı ben birkaç malzeme almak için köye gidecem siz ortalığı toparlayın dün yattığınız odayı boşaltın malzemeleri yüklüke bırakın dedi. Tamam dedik. Hoca çıktı önce yediklerimizi toparladık semaveri boşalttık. Sonra içeriye geçtik odadaki minderleri kilimleri toparlayıp yüklüke doldurduk. Oda boşalmıştı hoca daha gelmemişti. Taha hocanın kaldığı odanın kapısını açmaya çalışıyordu. Ne yapıyorsun dedim bilmiyorum içimde bi sıkıntı var şuraya bakmak istiyorum ne var bu odada. Ya niye uğraşıyorsun adamın evinde yatıp kalkıyoruz adamın ekmeğini yiyip suyunu içiyoruz. Bize bu kadar yardım etti. Hiç para muhabeti yapmadı daha dedim. Bilmiyorum birşeyler yanlış ama ne bulamıyorum. Inşallah sen haklısındır dedi. Dışarıya çıktık sigara yakıp hocayı beklemeye başladık.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    +9
    Part 11

    biraz sonra hoca geldi. Elinde bi torba vardı. Gelin dedi içeri geçtik. Hoca önce diğer odaya gitti. aynalar çıkardı 2 metreye 1 metre boylarındaydı. 4 tane vardı. Perdeyi çektik odaların herbir tarafına bir tane aynayı koyduk. Hoca torbadan bi parça kömür çıkarıp odanın ortasında bir şekil çizmeye başladı. Bize dönüp torbada 4 tane bakır taş var çıkarın baya eskilerdi ve üzerlerinde bir yazı vardı. Ibraniceydi. Torbada otlar var çıkarın onları dısarıda kazanın içinde yakıp küllerini taslara boşaltıp bana getirin. Otları alıp dışarıya çıktık. Kazanın içine otları yığıp güzelce yaktık. iyice yaktıktan sonra külleri taslara boşalttık ve içeriye geçtik. Hoca odanın ortasına sekiz köşeli yıldız çizip sonradan her bir köşenin ucuna ibranice (sonradan öğrendiğim yazıların ibranice olduğunu) birşeyler yazmıştı. Biz içeriye girdiğimizde hoca çizme işini halletmişti. Bizden tasları alıp herbir aynanın önüne bir tane bıraktı. Torbadan bi kavanoz çıkarıp içindeki sıvıyı taslara boşalttı. Bize yıldızın ortasına geçmemizi söyleyip torbada geriye kalan son malzemeyi çıkardı bi çeşit tütsüydü. Odayı tütsünün dumanına boğdu. Sonra tasların her birini tek tek tutusturdu. Tasların her birindeki ateşin rengi değişikti. Kuzey tarafında olan mavi. Güney tarafında olan kızıl. Doğu tarafındaki sarı batı tarafındaki yeşil renkteydi tütsü yüzünden oda bir değişik kokuyordu. Her şey bitince hoca gelip tam ortamızda bağdaş kurdu bize yıldızın dışına çıkmamamızı tembihledi tamam dedik. Hoca okumaya başladı. Odadaki tek ışıklar olan tasların içindeki ateşler daha da artmaya başladı. Ama oda karanlığa gömülüyordu. Aynalarda garip şekiller belirdi. Midem bulanıyor başım dolanıyordu olduğum yere yığıldım taha'ya baktım bayılmıştı. Hocaya baktım gözleri kapalı halde okumaya devam ediyordu. Aynaya baktım içinde biri vardı diğer aynalarda birileri vardı siyahlar giyinmişlerdi yüzlerini göremiyordum her saniye görüşüm azalıyordu hoca ayağa kalktı sonrasını hatırlamıyorum bayılmışım. Kâbusumda sekiz köşeli bi yıldızın içindeydim taha yanımdaydı. Etrafima baktım ormanlık bi alanda idik. Ay ışığı ortalığı aydınlatıyordu. Hareket etmeye çalıştım vücudum kitlenmişti. Sadece gözlerimi oynatabiliyordum. Taha'ya göz ucuyla baktım o da benim durumumda gibiydi. Tam önümüzdeki ağaçlık alandan sekiz tane kapkara köpek çıktı. Normal bir köpekten iri ve güçlü duruyorlardı. Her birinin gözleri farklı renkte ışıldıyordu. biraz ilerimize gelip durdular. Ayaklarımın yanından birşeyler hareket ediyordu. Tam önümüzde bi hareketlenme oldu. Dikkatlice baktığımda önümde duran şeyin o gece önümüzde. Siyah renkli köpeğin boğazını parçalayan alaca renkli köpek olduğunu gördüm. Diğer köpek sürüsünün önünde durup uludu. Siyah köpekler gergin bir şekilde dişlerini gösterdi. içlerinden gözleri kızıl renkli olanı diğerlerine göre daha iriydi. Alaca renkli olanın önüne gelip tehdit eder şekilde havladi. Ama alaca renkli olan ondan daha iriydi. kızıl gözlü olanın üzerine zıpladı onun boğazını parçalarken sürünün geri kalanı alaca olana saldırdı ama alaca olan tek başına olmasına rağmen hepsini parçaladı. Hepsini öldürdükten sonra gelip ikimizi birden kokladı tüylerim diken dikendi. önümüzdeki diğer sekiz köpeği sanki oyuncak köpeklermiş gibi parçalamıştı. Köpeğe baktıkça içim daralıyordu içime umutsuzluk doluyordu. Dua okumaya çalıştım. Vücudumdaki her bir sinir parçası yanıyordu sanki. son hatırladığım karanlıktı.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 13.
    +15
    Part 12

    uyandığımda hocanın evindeydik taha yanımda uzanıyordu. Onu sarstım kendine geldi. Gündüzdü ilk dikkatimi çeken boş duvarlardı. Odada hiçbir malzeme yoktu sadece içinde uzandığımız sekiz köşeli yıldız vardı. Duvarlar çıplaktı perde bile yoktu oda da. Ayağa kalktım taha'yı da kaldırdım hocam diye bağırdım ses yoktu. Kapıyı açmamla şok olmam bir oldu. Salonda hiçbir malzeme yoktu diğer odayı kontrol ettim orası da çıplaktı. Taha'yı aldım yanıma dışarıya çıktık ev sanki bi gece de harabeye dönmüştü bahçe dünkü gibi düzenli değildi ortalık yabani ot kaynıyordu sanki yıllarca boş kalmış harabe bir yer izlenimi veriyordu ev. tekrar eve girdik. Uyandığımız odaya girdik. Yerde sekiz köşeli yıldız duruyordu. Taha'ya baktım o da benim gibi şok olmuştu. Dışarıya çıktık köye doğru gittik. Köy meydanına geldiğimizde her tarafta insanlar vardı. Üstümüz başımız tozdu. Çeşme vardı ileri de üstümüzü başımızı temizledik. Elimizi yüzümüzü yıkadık bir sigara yaktım çıkardım bir tane de taha'ya uzattım. bi çocuk vardı ilerimizde yanımıza çağırdım. Korka korka geldi. Buranın büyükleri nerdedir dedim. Kahvedeler dedi. Kahveyi bize gösterir misin dedim. Başını salladı çocuk önde biz arkada biraz yürüdük sonra ileri de kahveyi gördük cebimdeki bozuklukları çocuğa verdim. Koşa koşa uzaklaştı. Kahveye girdik kahvede 8 9 kişi vardı kahveci dışında hepsi de yaşlı başlı insanlardı. Hepsi bize bakıyordu üstümüz başımız perişandı. Kahveci geldi yanımıza gelin oturun diyip bi masaya oturttu bizi. Perişan gözüküyorsunuz oğlum Ne oldu dedi. çırağını çağırıp muhtara yolladı. Bize önce soğuk bir su getirip ardından çay getirdi. Diğer yaşlılarda bize kitlenmiş bakıyordu. Dilimiz kitlenmiş gibiydi çıkardım bi sigara yaktım taha'da yaktı önüne bakıyordu. Ben ne diyeceğimi bilemiyordum hayal miydi gerçekmiydi rüyada mıydık kabus mu görüyorduk gözlerim yaşardı ağlıyordum. Kendimi bırakmıştım artık sinirlerim boşalmıştı. Taha'nın benden farkı yoktu. O da çocuk gibi ağlıyordu. Muhtar içeriye girdi yanındaki imamdı heralde. Bize baktı perişan halimizi görünce meraklı gözleri acır halde bize bakıyordu. Evladım siz kimsiniz dedi. Kendime gelmeye çalıştım taha hiç konuşmuyordu konuşacak gibi değildi. Ben mustafa yanımdaki de arkadaşım taha dedim. Başımızdan geçen herşeyi anlattım. Ben anlattıkça adamların göz bebekleri büyüyordu. Herşeyi bitirince ortalık sessizleşmişti. Taha'ya baktım değişiklik yoktu korkmaya başladım. Muhtar konuşmaya başladı. Bahsettiğiniz hoca buraya görmek için geldiğiniz hoca adı salih ama sizin bahsettiğiniz yerde oturmuyor. Size yemek getirelim birşeyler yiyin için kendinize gelin. Kahvenin çırağını yolladı çocuk 15 dk sonra elinde bir tepsi ile geri geldi taha ile kıtlıktan çıkmış gibi yiyorduk sanki günlerdir birşeyler yememiştik içimden bi seste öyle söylüyordu. Kahveci soğuk tuzlu bir ayran getirdi onu içtik. kendime gelmiş gibi hissediyordum. Taha'da biraz iyi duruyordu. Gençler isterseniz yarın salih hoca ile görüşün. çok yorgun gözüküyorsunuz. Kendinize gelin öyle görüştürürüz sizi dedi muhtar. taha'ya baktım o da onaylar gibi bakıyordu. Tamam siz nasıl diyorsanız öyle olsun dedim.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    +8
    Part 13

    kahveden çıktık köy evine geçtik. o sırada vakit geçmiş akşam ezanı okunuyordu. Eve bıraktılar bizi, biraz oturup gittiler. Muhtar giderken iyice dinlenin sabah erken gelecem beraber kahvaltı yaparız sonra salih hoca ile görüşürüz diyip gitti. içimden namaz kılmak geçti. Taha'ya kalk namaz kılacaz dedim. Başından cami hocasını dinleyecektik bu cincilerden hayır gelmez. Alayının amk dedim. Taha kalktı beraber abdest alıp namaz kılmaya başladık. Biraz zorlanarak da olsa namaz kıldım namazda sürekli süreleri kaçıncı rekatta olduğumu unutuyordum. Telefonum aklıma geldi baktım şarjı kalmamıştı şarja bıraktım. Taha oturmuş düşünceli bir halde bi köşeye bakıyordu. Ne oldu kardeşim dilini yutmuş gibisin güçlü olman lazım cami hocasının dediğini unutma güçlü olmalıyız dedim. Böyle olacağını biliyordum. Ben sana denemişmiydim iyi hissetmiyorum diye başımıza bir iş geldi ama ne olduğu belli değil o bin kusuru bize birşey yaptı yakında çıkar kokusu dedi. Haklıydı yanına oturdum merak etme kurtulacaz inşallah dedim. Nasıl kurtulacaz dedi bilmiyorum biraz uyuyalım sabah şu allah'in belası yerden kurtulalım sonrasına bakarız dedim. Bu sırada kapı çaldı. Açtık muhtardı gençler durumunuzu salih hocaya anlattık. Sizi hemen görmek istedi kusura bakmayın hazırlanın gidelim dedi. El mecbur hazırlandık çıktık. Hocanın evinin önüne geldik. Kapı açıktı kapının yanında iskemle, iskemlede de çarşaflı bir kadın oturuyordu. Muhtar ve taha hiç kadının olduğu tarafa bile bakmadılar. içeriye geçtik. Hoca oturuyordu. kuran okuyordu geçtik önüne oturduk. Taha'ya baktım hocaya bakıyordu. Hoca okumayı bitirdi. içinden birşeyler okuyup bize üfledi ama üflerken nefesi kesilir gibi oldu. Bir süre öksürdü. Bize baktı baştan anlatın olayı çocuklar dedi. Olayları en baştan anlattım evde olayların olduğu ilk geceyi, yayladaki geceyi. Taha ile evde kaldığımız gece gördüğüm sokaktaki keçiyi Babaannemin yanına gidişimizi babaannemin bizi buraya yollamasını. Diğer hocayı evinde kaldığımız geceyi yaptığı ritüelleri herşeyi sırasıyla en ince ayrıntısına kadar anlattım. Alaca köpeğin siyah köpeğin boğazını parçalamasını sonra gördüğüm rüyayı aynı alaca köpeğin 8 siyah köpeği parçalamasını herşeyi anlattım. Herşey bitince tekrar ağlama hissi geldi. Taha'ya baktım o da kötü görünüyordu. Taha'ya dönüp arkadaşının unuttuğu birşey var mı dedi hayır hocam dedi. Bu gece burda kalın bu evde rahat edersiniz merak etmeyin. Bu arada sizin buraya geleceğinizi babaannen bana haber vermişti. Ama siz ortalıkta görünmeyince o da çok telaşlandı. Sakin hissettiğin zaman konuş kadınla perişan oldu. şimdi yataklarınız hazır gidin uyuyun yarın şu eve gidecez neyle karşı karşıyayız öğrenmeniz lazım dedi. kalktık yan odaya geçtik yataklara uzandık. Taha'ya dönüp sende gördün mü o rüyayı hangi rüyayı diye sormasına gerek yoktu o da biliyordu. Evet dedi. Yarın gitmeyelim bakalım hoca ne diyecek iyi birine benziyor ama gitmek istersen söylemen yeterli dedim. Kalalım daha ne kadar batabiliriz ki zaten dedi. Son söylediği içime oturdu kendi peşinden çocuğuda sürüklemiş onun hayatını da berbat etmiştim. istemsizce ağzımdan özür dilerim lafı çıktı. Senin ammına koyayım dedi. Çok içten küfür etmişti ama bi anda bunu duymak kahkaha atmama sebeb oldu. Ben kahkaha atınca seni doğuran ebeyi gibeyim dedi daha fazla çocuğu sinirlendirmemek için döndüm gözlerimi kapattım uyumaya çalıştım uyumuşum.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    +10
    Part 14

    Sabah hoca benle taha'yı uyandırdı. Kalkın banyo yapın günümüz uzun olacak dedi. Önce taha kalktı banyo yaptı. Ardından ben banyo yaptım. Üstümüze göre elbise ayarlamış muhtar onları giydik. hoca, muhtar, taha kahvaltıya oturduk. Kahvaltıdan sonra Dışarıya çıktık taha ile sigara yaktık. Hoca geldi yanımıza abdest alın öğle namazına gidecez uzun bir gün bizi bekliyor dedi. Abdest aldık hoca muhtar önde biz arkada camiye gittik. ilk köye geldiğimiz zaman cami harabe gibiydi ama şimdi bakımlı ve gayet iyi duruyordu. içeri girdik namaz kıldık namaz kılarken zorlanıyordum. Namazdan sonra hoca muhtar önde tekrar ilk geldiğimiz eve doğru yürümeye başladık muhtara evi ilk söylediğimizde hemen yerini anladı. Yürürken taha'ya sende namaz kılarken zorlanıyor musun dedim. hiç şaşırmadı dediğime evet dedi başka da birşey konuşmadık yol boyunca evin olduğu bahçeye geldik kapıyı açıp içeriye girdik. Herşey bıraktığımız gibiydi. Ev harabeydi. içeriye girdik evde yaşadıklarımızı tekrar anlattık. Odayı açtık sekiz köşeli yıldız vardı hoca gergin duruyordu. Muhtar'a köylülerle anlaşın bu evi yıkın dedi. Muhtar tamam dedi. Dışarıya çıktık. Hoca sizin toprağı kazarak içine boşalttığınız bir çömlek vardı onu nereye boşalttınız dedi. Hoca öyle söyleyince taha ile birbirimize baktık. Onu anlatmayı unutmuştum taha'da unutmuştu. Yeri gösterdik kazıp gömdüğümüz şeyleri çıkardık iki parça kağıt birinde benim adım diğerinde taha'nın adı yazılıydı arapça üstlerinde de ikimizin kanı olan kızıllık vardı. Hoca kağıtları inceledi benden çakmak istedi verdim. Kağıtları yaktı. Herşeyi duydum anlattığınız herşeyi teyit ettirdim. Oğlum gelin köye dönelim orda size herşeyi anlatacam dedi. Köye döndük doğruca hocanın evine gittik. Oturduk oğlum öncelikle babaanneniz dünde dediğim gibi sizi bana yolladı benimde haberim vardı. ama çok büyük bir oyun yapıldı size. Başınızda büyük bir bela varken daha büyüğü oldu Dedi. Hocam devam edin dedi taha. Oğlum nasıl anlatayım ki inanın ciğerim yanıyor bilin size yapabileceğim tek iyilik nasıl bir durumda olduğunuzu size söyleyebilmek. Bunun için gerçekten üzgünüm. Sizle kapalı konuşmayacam benim müslüman cin dostlarım var diğer tarafta güçlü varlıklar bunlar. sizin anlattığınız onların anlattığı birebir aynı. Bilmediğiniz şeyler var onları size açıklayacam.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    +11
    Part 15

    Evladım mustafa sana biri büyü yaptı. Başına ifritleri saldı. Taha senin şimdiye kadar bir musallatın yoktu. O gün yaylada gördüğün cinler müslüman cinlerdi. Sen cinler hakkında öyle konuşunca görünüp korkutmak istediler sadece. Mustafa'ya da baktıklarında yapılan büyüyü ve ona musallat olanları görmüşler. Hatta ona bakıp biri yazık gençmişsin demiş. Bunu da hocaya anlatmamıştık ama şaşırmadık. Mustafa'ya olanlar senin onların ayağını ters görmen kendi kendini korkutmuşsun evladım. Şimdiye kadar senlik bir olay yoktu. Ama artık sen de mustafa ile aynı oranda tehlike altındasın dedi. Siz bunları yaşarken babaannen beni aradı yardım etmemi istedi. Ben de kabul ettim ama o zaman da işiniz çok zordu en azından ufak bir umut ışığı vardı. Siz buraya benim yanıma gelirken ne oldu bilmiyorum. Bir marid size musallat olmuş o iki gece yaptığı ritüellerle sizi kendi oyuncağı haline getirdi. O gördüğünüz hocada marid'in kendisi size hayal gördürerek kendi rızanızla size ibrani büyüsü yaptı. Sizin rızanız olması ise en kötü yanı. Sizin rızanız ile yapıldığından cinlerin tarafında kimseye itiraz edemiyeceğiz. zaten marid cini diğer tarafta üst kademe cinlerin bile bulaşmaya korktuğu cinlerdir diğer cinler kabileler halinde yaşarken marid cini korunmak için böyle birşeye ihtiyaç duymaz. Dedi. Peki hocam o alaca köpek dedim o marid'in görüntülerinden biri size büyü yapıp kendine bağlarken önceden yapılan büyü ile sana musallat olan ifritler marid'in elinden seni almaya çalıştılar. Anlaşılan daha önce bir marid ile karşılaşmamışlardı. Gücünü hafife aldılar bedelini canlarıyla ödediler. Belki içini rahatlatır sana ilk büyüyü yapan kişi adı aysel okuldan arkadaşınmış senden intikam almak istemiş. Bu yüzden ifritleri üzerine salmış musallat ettiği ifritler marid tarafından katledilince, ifritlerin bağlı olduğu kabile intikam istemiş. Marid'ten korktukları için büyüyü yapandan bedel almak istemişler ve arkadaşın aysel'in canını almışlar ve davalarını bitirmişler. Hocanın anlattıkları ile taşlar yerine oturmuştu. Tek bir soru vardı şimdi aklımda. Hocam bu marid bize neden musallat oldu başka bir büyü olmasın dedim. Hoca birşeyler okudu. Sonra konuşmasına devam etti. Marid cini hakkında az şey bilinir pek ortalıkta görünmezler tek yaşarlar. En güçlü olan cin turu olan ifritlerden bile çok zeki ve kat kat güçlülerdir ortalıkta az görünmelerin nedeni ise az sayıda olmalarıdır. Büyü ile size musallat edilmiş olma ihtimalleri yok denecek kadar az. çok güçlü olduklarından büyü ile kontrol edilemezler muhtemelen saçma gelecek ama eğlenmek için size musallat olmuş olabilir veya size musallat olan ifritler ile sorunu vardı. onları kışkırtmak için eğlencelerini elinden almak istemiş olabilir. Kafir cinlerin en büyük eğlencesi müslüman olup imanı zayıf olan insanları intihara sürüklemektir. Ama müslüman cinlerden ve allah dostlarından korktukları için musallat olmak için büyüye ihtiyaç duyarlar. Çünkü islam hukukunda kısas hakkı vardır büyüde onlara bu hakkı dolaylı olsa da verir. Bu da onların eğlencelerini meşrulaştırır dedi. Hocam peki müslüman cinler yardım edemez mi dedim. Marid Büyüyü sizin rızanızla kendi eliyle yaptı. Bu konuda müslüman cinler itiraz edemezler. Hem onlarında bi marid ile uğraşabileceklerini sanmıyorum kendi gözlerinle gördün 8 tane ifriti kolayca katlettiğini. Marid ile uğraşırlarsa kayıpları çok fazla olur.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 17.
    +10
    Part 16

    Salih hoca'nın anlattıkları hem şaşkındım hem de çok korkmuştum. Ne yapacağımı bilmiyordum taha sessizliğini sürdürüyordu ama yüzünden düşen bin parçaydı hocam yapabileceğiniz bir şey yoksa yarın gidelim biz dedim. Allah yardımcınız olsun evladım o'na sığının. O size bi kapı açacaktır dedi. Taha'ya kalk bir sigara yakalım dedim. Dışarıya çıktık bi sigara yaktım taha'da yaktı. Aysel kim dedi. Benim eski kırıklardan biri dedim. Bi ara çıktık bunu başkasıyla iş pişirirken bastım. Kızı rezil etmiştim. Tüm okula rezil olmuştu. Benimde umrumda değildi yaptığının cezasını çeksin istedim sonraları çok mesaj attı. barışmak istedi. Bende her seferinde reddettim yaptığını yüzüne vurdum. Bi gece sarhoştum çağırdım o gece beraber olduk sabah tekrar yol verdim. Baya kinci çıktı. Yaptığının bedelini de canıyla ödedi. Taha sinirlenmişti. Ulan senin aşk maceraların yüzünden canımızdan oluyoruz kaltak istediğini alacak. Tek umudumuz içeri de o da bize resmen öleceksiniz ben birşey yapamam diyor. seninle tanıştığımız günün gecesini gündüzünü gibeyim bu işler bitsin bi daha yüzüne bakmayacam bunu bil dedi. Lan ne suçum var benim hocanın dediğini duymadın mı sana musallat olmamışlar bana musallat olmuş ifritler. Marid ikimize şans eseri kendi keyfi için musallat olmuş. Ben ne yapabilirim dedim. Öyle ya da böyle dolaylı olarak senin yüzünden dedi. Sustuk bu sırada muhtar hocanın evinden çıktı. Aramızdaki gerginliği bir bakışta anladı. Yanımıza geldi bi sigara da o yaktı. Evladım birbirinizin kalbini kırmayın değmez ölümlü dünya, başınıza gelenler kaderiniz de varmış herkesin bi imtihanı vardır sizinki de buymuş. Benim bir oğlum vardı her anımız kavga ederek geçerdi bigün evden ayrıldı siz yaşlardaydı. Iki yıl sonra ölüm haberi geldi. Trafik kazası geçirmiş. Kavga ettiğimiz olaylar küçük şeylerdi boş yere birbirimizin kalbini kırdık. Şimdi yaşaması için canım dahil herşeyi verebilirim. 3 günlük dünya için birbirinizi kırmayın hocanın dediğini yapın allah'a sığının birlikte güçlü olmaya çalışın her işin her imtihanın bir sebebi vardır unutmayın kendinize dikkat edin tamam mı bu arada yarın sizi alıp köyünüze arabayla bırakacam dedi teşekkür ettik muhtar gitti. Sıkıntıdan bi sigara daha yaktım. Taha muhtarın söylediklerinden dolayı biraz yumuşamıştı ama hala mesafeli duruyordu. Özür dilerim başını belaya sokacağımı bilsem seni kendimden uzak tutardım ailemi küçük yaşta kaybettim biliyorsun senle beraber büyüdük sen benim hiç sahip olamadığım kardeşimsin sana zarar gelmesini istemezdim gerçekten çok üzgünüm dedim. Boşver üzme kendini demek kaderimizde varmış ne yapalım sabredeceğiz dedi taha'da. içim biraz rahatlamıştı. içeri hocanın yanına geçtik namaz kılıyordu. Bizde abdest alıp namaz kıldık. Hoca kuran okudu namazdan sonra sessizce onu dinledik. Hoca bir ara sustu sanki birini dinliyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    +5
    Part 17

    Kuran okumayı bırakıp bize döndü hoca bi kaç gün rahat edeceksiniz evladım size musallat olan marid'in uğraşması gereken birkaç sorunu var ama sorunlarını halledince ilk iş sizi delirtip intihara sürüklemeye çalışacaktır. Bu bikaç günü iyi değerlendirin sürekli namaz kılıp imanınızı tazeleyin inancınız ve teslimiyetiniz allah'a olsun unutmayın size musallat olan mel'un ne kadar güçlü olursa olsun yaratılış itibariyle siz ondan yükciksiniz sizi zayıf düşürerek istediğini almaya çalışacaktır. Isterseniz şimdi gidip uyuyun bedenen de kuvvetli olmanız gerek ben kuran okuyacam bütün gece siz rahatça uyuyun. Dedi. Allah razı olsun hocam diyip yataklarımızın serili olduğu odaya gittik direk yatağa attık kendimizi uyuya kalmışız. Uyandığımda henüz ortalık karanlıktı taha'yı uyandırmamak için sessizce odadan çıktım tuvalete gitmem gerekliydi. Salondan geçerken hocanın olduğu odadan ışık geliyordu halen kuran mı okuyor diye bakmak istedim. Kapıyı hafif araladım hocanın önünde rahle açık üstünde kuran vardı hoca okumaya ara vermiş karşısında biriyle kısık seste arapça konuşuyordu kim olduğunu görmek için kapıyı biraz daha araladım. Nedense onu görmemle hemen tanıdım. Hocanın evine ilk gelişimizde kapının yanında oturan çarşaflı kadındı. onu görmemle kafasını kaldırıp bana bakması bir oldu. Siyah bir çarşaf giymişti yüzü açıktı. yüzü insan yüzü gibiydi bembeyaz ve çok güzeldi gözleri ise kedi gözleri gibi parlaktı sarı bir rengi vardı. Hoca'da beni farketmişti gel evladım dedi çekinme dosttur yanımdaki dedi. Geçip hocanın yanına kadının uzağına oturdum. Onun olduğu tarafa bakamıyordum demek gözlerindeki perde kalktı evladım. Bir cin gözükmek istemediği sürece gözlerinde perde olanlar onları göremez. Sadece gözlerindeki perde kalkanlar görebilir dedi. Hocam bunlar kim neden evinizdeler dedim. Daha önce de demiştim evladım diğer tarafta dostlarım var bu gördüğünün adı işa'dır. Müslümandır. Zararsızdır merak etme evladım dedi. Hocam neden bu varlıklarla görüşüyorsunuz nasıl başladınız bu ilme dedim. Gençken henüz daha bıyıklarım terlememişken bi ablam vardı benden 3 yaş büyüktü ve çok güzeldi. şerli mahluklardan biri bunu sahiplenmiş. Hocaların biri gidiyor biri geliyordu. Muskalar yapılıyor dualar ediliyor ama hiçbiri bir işe yaramıyordu. Kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş ablam gün geçtikçe eriyordu ve yaşadıklarını kaldıramıyordu artık. birgün annem odasına girmiş ve bilekleri kegib ablamın cesedini bulmuş. Ablam musallattan kurtulamayacağını düşünüp intihar etmişti. Bende zamanla bu ilme yöneldim başta amacım intikamdı intikamımı da aldım. Ne var ki intikam içimdeki ateşi daha da yaktı yaktığım cinin kabilesi annem ile babamı elimden aldı. Bana birşey yapamadılar ya da yapmak istemeyip hatamın yarattığı vicdan azabı ile yaşamamı istediler. Annemin babamın ölümüne ben neden oldum bunun nasıl bir ateş olduğunu tahmin edemezsin. Bu ateşi söndürmek için hiç değilse acısını dindirmek için başka insanlara yardım etmek istedim. Kurtarabildigim insanlar oldu kurtaramadıklarım oldu ama suçluluk duygusu ve ateşi biraz bile sönmedi içimde. Sanırım beni bu acıyla yaşamaya bırakanlar kazandı. Intikam insanı yakan bir ateştir sana ifritleri musallat eden kız gibi intikam ateşi onu da yaktı tek gerçek bu hayatın geçici olduğu insanın bunun farkında olması gerektiğidir. O yüzden hiçbirşeyden korkma ölüm zamanı gelince seni bulacak ne bir an geç ne bir an ileri. Dedi. Teşekkür ederim hocam gerçekten iyi geldi bu konuşma dedim. Cinin olduğu tarafa bakınca gitmiş olduğunu gördüm. Sen git uyu evladım sabaha daha çok var dedi hoca kalkıp tuvalete gittim ardından da uyumaya.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    +5
    Part 18

    Sabah taha uyandırdı beni. Elimi yüzümü yıkadım oda da elbiselerim yıkanmıştı. Onları giyip emanet elbiseleri çıkardım. Taha ile beraber kahvaltıyı kurduk hoca geç uyuduğundan daha kalkmamışti. Çay demlenirken salih hoca'da uyanmıştı beraber kahvaltı yaptık. Yemekten sonra sofrayı kaldırdık o sırada muhtar gelmişti. Evin önünde bizi bekliyordu. Salih hoca'dan helallik aldık bizim için dua etmesini isteyerek ayrıldık muhtarın arabasına bindik. Yol boyunca sessizdik taha ile ben, muhtar nasihatler veriyordu hoca'nın bize söylediklerini tekrarlıyor unutmamamızi tembihliyordu. Sonunda babaannemin olduğu evin önüne geldiğimizde bi ihtiyacımız olduğunda aramamızi söyledi. Ondan da helallik isteyip herşey için teşekkür ettik. Muhtar arabasına binip uzaklaşırken biz de evin önüne geldik zili çaldık. Babaannem çıktı bana da taha'ya da uzun süre sarıldı. Taha'yı da kendi evladı gibi görürdü. Beraber büyütmüştü bizi daha öncede yazmıştım taha'nın ailesi ile arası soğuktu. Ilkokul orta okul lise zamanlarımız beraber geçmişti. Üniversite zamanı ayrılmıştık. Ama aramız hiç soğumamıştı. Başımızdan geçenleri babaanneme anlattık kadın çökmüştü yüzünden düşen bin parçaydı. Merak etmeyin bulacaz bi cıkıs yolunu dedi ama söylediğine kendide inanmıyordu. Bu sırada içeriden sabahat teyzenin sesi geldi. Onun durumunu sordum babaanneme. hiç iyi değil doktor son günlerini yaşıyor dedi. Babaannem iyice çökmüştü önce kardeşi gibi sevdiği kadının hali kötü etmişti kadını şimdi de hayattaki tek akrabası torunun hali hiç o kadar çöktüğünü hatırlamıyordum kadının. Içeriye geçtik sabahat teyze kendindeydi bizi görünce ne oldu gençler size dedi babaannemde bişey yokmuş gibi davranamıyordu artık halimizi anlattı sabahat teyze'ye. Kadın düşüncelere daldı. Hay allah'ım ölüm döşeğindeki kadına dert olduk dedim içimden. Sabahat teyze konuşmaya başladı sesi kötü çıkıyordu konuşurken zorlanmaya başladı. ... Şehrinde ... Köyünde bi adam var adı numan ona gidin allah dostudur kocam ölmeden önce sık sık onu ziyaret ederdi. Kötü alışkanlıklarını onun sayesinde bırakıp huzur bulmuştu belki size yardım edebilir dedi. Öksürmeye başladı. Babaannem ilacını içirdi yorma kendini sen dedi. Sabahat teyze kendinden geçip uyumaya başladı. O gece sabahat teyze öldü. Bir iki gün cenazesi için uğraştık taziye falan buraları geçiyorum. Üçüncü gün babaannemi eve yolladık ben ile taha sabahat teyze'nin söylediği adamı bulmak için yola çıktık. Gece vakti köye vardık kahveden birine evini sorduk biraz şüphe ile bize baktı. Numan hoca ile ne işiniz var dedi. Duasını almaya geldik dedim nerden geliyorsunuz dedi ... Şehrinden geliyoruz dedim. Ordan buraya bi dua almaya mı geldiniz dedi. Evet dedik sabahat teyzenin kocasının adını söyledim belki tanır diye onun yakınıyız dedi. Adam biraz düşündü cikartamadım dedi. Gelin sizi zütüreyim numan hoca'nın yanına belki o tanır dedi. Düştük adamın peşine bi kerbin evin önünde durduk kapıyı çaldı. Yaşlı bi kadın kapıyı açtı. Tanrı misafiri kabul edermisin yenge bu iki genç numan hoca'nın duasını almaya gelmişler. Ali akpınar'ın (sabahat teyzenin kocasının adı gerçek değil salladım hikaye için) akrabaları imiş. Kadın biraz düşündü sonra hatırlamıs olacak ki tamam evladım sen git gençler yabancı değil dedi adam selam verip gitti. Buyrun evladım uzun yoldan gelmişsiniz belli geçin içeri numan namaz kılıyor. Dedi bizi içeri buyur edip salonu gösterdi. Siz oturun ben geliyorum dedi. Taha ile oturduk. 5 dk sonra elinde tepsi ile geri döndü buyrun evladım hazırlıksız yakalandım geleceğinizi bilseydim hazırlıklı olurdum dedi kusura bakma asıl sen yenge bi anda geldik rahatsızlık verdik dedim
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +6
    Part 19

    O nasıl söz evladım ali'nin akrabası bizim de akrabamızdır bizi çok severdi. Numanla ben de onu çok severdik. Karısı vardı sabahat nasıl o dedi. Sizlere ömür dedim. Kadın üzülmüştü. Allahtan geldik allah'a dönecez evladım dedi takdiri ilahi. Buyrun yemeğinizi rahatça yiyin ben çay hazırlayacam geldiğinizi haber vereyim numan'a dedi. Odadan çıktı. Taha ile yemeği yedik. Sofradan tam kalkarken numan hoca içeri girdi afiyet olsun çocuklar dedi. Yemin ediyorum şimdiye kadar gördüğüm hiçbir insanda böyle bir nur yoktu. Bembeyaz bir teni ve sakalı vardı gülümsediği için dişlerini görebiliyordum. Onlar da bembeyazdı hocaya bakınca insanın içini huzur kaplıyordu. Yeşil kumaştan şalvar ve gömlek vardı üzerinde başında da krem rengi bi namaz takkesi vardı. Elinde de 99'luk sıradan siyah renkli bir tesbih vardı üstündekiler sade olmasına karşın yüzündeki nurdan dolayı çok gösterişli duruyordu numan hoca. allah razı olsun hocam dedik. Oturun evladım dedi. Sedire oturduk. Hoşgeldiniz evladım dedi. Hoşbulduk hocam dedik. Nasılsınız dedi iyiyiz hocam siz nasılsınız dedim allah'a şükür evladım iyiyim dedi. Bu sırada numan hocanın hanımı elinde çay tepsisi ile içeriye girdi tepsi'yi elinden aldım içeriye çayları getirmeye gitti. Bende sehpaları çıkarıp hoca ile kendi önümüze bıraktım numan hoca'nın hanımı çayları'da getirip çıktı. Çayları doldurdum önce hoca'ya uzattım bardağı ardından taha ile kendime doldurdum. Çayları içerken demek ali'nin hanımı vefat etti dedi evet hocam iki üç gün oluyor dedim. Siz nesi oluyorsunuz dedi. Hocam ben uzaktan akrabasıyım yanımdaki de benim arkadaşımdır. Dedim. Oğlum yol yorgunusunuzdur siz dedi. Çaylarınızı için bende hanıma size yatacak yer hazırlamasını söyleyeyim dedi. Numan hoca içeri geçti. Benle taha'da çaylarımızı içtik. 10 dk sonra hoca geri geldi yerleriniz hazır istediğiniz zaman uyuyabilirsiniz dedi. Yol yorgunuyduk hocam arkadaşla çok yorgunuz mümkünse bize müsade dedim. Tabi evladım dedi. Bize yataklarımızı gösterdi teşekkür edip yataklarımıza uzandık. Gözlerimi kapatmamla uyumam bir olmuştu. Rüyamda yattığım odanın penceresinden dışarıya bakıyordum. Evin önünde dolaşan birşey vardı dikkatle baktım. Alaca renkli köpekti evin önünde turluyor parlak gözleriyle ara sıra benim olduğum pencereyi yokluyordu. Kendimi güvende hissediyordum. Uyandığımda sabah ezanı okunuyordu. Taha'da benle beraber kalkmıştı. Sende gördün mü dedim evet dedi. Kalktık içeride ışık vardı hoca seccadesini sermiş namaza duracaktı bizi gördü. Namaz kılacaksanız lavabo şu tarafta evladım seccadeler de şu dolapta dedi. Lavaboya gittik sırayla abdest aldık seccadeleri serip namaza durduk namazdan sonra hoca kuran okumaya başladı sessizce. Taha ve bende uyumaya döndük. Sabah taha beni uyandırdı. Kalk hoca çağırdı kahvaltıya dedi üstümü başımı giydim elimi yüzümü yıkayıp hoca ile taha'nın yanına gittim. Taha'nın üstündeki gerginlik gitmiş kaç gündür. ölüm sessizliğinde olan çocuk kendine gelmişti. Hoca ile gülerek konuşuyorlardı. Taha'yı bu halde görmek beni mutlu etmişti. Oturdum sofraya beraber kahvaltı yaptık.
    Tümünü Göster
    ···