1. 1.
    +18 -6
    evet beyler. yaklaşık 1,5 senedir tanıyorum bu çifti. hep beraberdik. her ortamda. benim değişik zamanlarda değişik kız arkadaşlarım oldu. ama onlar 1,5 senedir beraberdiler. öyle ortamlarda beraberdik ki arkadaşın evinde, yeri geldi plajda bile sabahladık. hocam-sevgilisi, ben ve sevgilim. ama zaman öyle tuhaf işliyor ki, dün başka gözle baktıgınız insanlar bugün bambaşka olabiliyor. bakış açısı değişince karşıdaki insanda tamamen değişiyor. aslında insan, sizin bakış açınıza bağlı bir yaratık gibi. onu nasıl isterseniz öyle görebiliyorsunuz. üzerinde hiç ciks hayali bile kurmadıgınız bir kız aniden, tek reflexle bile sizi cikse sevk edip, bütün bakış açınızı allak bullak edip, onun amı için neron olup romayı bile yaktırabiliyor. değişik bir hikaye anlatcam, kısa sürcek. gececi tayfa dinler, liseliler uzak dursun.

    edit: http://inci.sozlukspot.co...amletin+bilinmeyen+tiradi
    22 sayfa gözünde büyüyor milletin. yorumları okuyup, hikayeyi merak edip inboxtan özet isteyenler var * 22 sayfa kadar uzun değil hikaye zaten, spoilerler ve yorumlarla dolu ortalık. bu linkten daha rahat okunabilir.
    ···
  2. 2.
    +11
    aradan haftalar geçti. ne yapsam cevap vermedi ceren. bilsemde cevap vermeyeceğini yinede mesaj atıyordum. son bir umut diye. bütün çevremde şaşırmıştı bu duruma. kız konusunda millete akıl fikir tahsis eden milletin sevgili bini hayatında ilk defa bir kıza yenilmişti. hemde nasıl bir yenilgiydi bu.. hayatım gibilmişti. okula da gitmiyordum çoğu zaman. cerene mesaj atmayı bıraktım. vizeler yannan gibi geçti. affetmiyordum hiç kendimi. hiç affetmeyecektim. kendime acımıyordum. gibeyim kendi içimdeki mazlum bini. cerene acıyordum ben. o son haline. hiç gitmiyordu gözlerimden o hali.. o gülünce başkalaşan kızın hüngür hüngür ağlayan hali.
    ve hikayenin sonu dostlar. aradan 2 yıl geçti. ceren şuan hocayla nişanlı, sevgisinden emin oldugu adama gitti. hocada onca şeye rağmen kabul etti cereni. mutlularmış. fotoğraflarda onu gösteriyor zaten. beni sorarsanız ilk sene konservatuvardan kovuldum. diğer sene tekrar girdim sınavlara. bu sefer istanbuldaki diğer devlet konservatuvarını kazandım. hayatı tamamen düzene sokmam koca bir zaman aldı. büyük bir vurgun yemiştim. ilk 4 ay evden çıkmadım zaten. tatlı maceralarla başlayan acı bir deneyimdi benim için. ve tabii ki büyük bir aşk. bir daha yaşar mıyım bilemem. ama böylesini yaşamak zor. okuyan herkese teşekkür ediyorum. birazda sizlerin zorlamasıyla döktüm bunları. rahatladım bir daha. hepiniz sağolun

    ---son---
    ···
  3. 3.
    +12 -2
    @1 behlül
    hocası=ednan bey
    hocanın sevgilisi=bihter
    @1in sevgilisi=manken elif
    ···
  4. 4.
    +9
    oyun turneleri başladı. ilk gittiğimiz yer kocaeliydi. sahneye çıkacaktık, herkes heycanlıydı(bikaç artiz değillermiş gibi görünsede). bu arada hocanın sevgilisininde oyunda küçük bir rolü vardı. tek repliklik bir şey oynuyordu. kuliste oyunun başlamasına yarım saat kala o herkesten daha heyecanlıydı. konservatuvar mezunu çok kitap okumuş gibi görünmeye çalısan gibikler heyecanlarını gizliyorlar(mezun oldular ya dıbına koyim, sanatçı oldular hemen) gibik gibik kasılıyorlardı. ceren heyecandan yerinde duramıyordu. bende öyle. 5 dakika anonsu verildi. heyecandan kenetlendik. durduk yere ceren birden elini boynuma zütürdü. napıyor bu diyorum bi yandan, sarıldı başarılar diledi. sarılırken iri memeleri benim göğsümle temas eder etmez ve hala elini boynumda hisseder hissetmez küçük hamlet oyunun başlamasına 2 dakika kala öyle bir şaha kalktı ki, hemen tuvalete girip makyajlı yüzümü hortumla yıkayacak, hala inmezse hortumu zütüme sokacak kıvama geldim.
    ···
  5. 5.
    +9
    üstümden kalktıgında öyle bir masumluk vardı ki yüzünde. eğer dünyada aşık olacaksam bu kişi o olmalıydı kesinlikle. insan insan keserdi bu içtenlik, ateşlilik,zeka, masumiyet için. bizim çıfıt hatunun odasına gittim. uyanmıştı. "neden gelmiyosun?" dedi. gelcem dedim birazdan. şimdi gel dedi. beraber uyumak istiyordu. ceren duydu tabi bunları. su içmeye kalktı bizim çıfıt. ceren onun yanında "hadi hamletcim ben yatıyorum iyi geceler sana da çıfıt" dedi. öyle bir bakışı vardı ki hem tedirgin, hem sakin, hem alev alev.. ve hocanın odaya gitti. o sırada küçük hamlet üst perdeden bizim çıfıta ismail yk dan "allah belanı versin" orotoryumunu okuyordu.
    ···
  6. 6.
    +8
    zaman çabuk geçiyordu. değişik şehirlere turneler yapmakla tükettik zamanı. cerenle aramızda değişik muhabbetler vardı artık. hocayla kavgalarını bana açıyordu. çok masum bir görüntüsü olsada ben onun cümlelerini "sıkıldım artık ben bu binten. gel, beni mutfak masasının üstünde gümbür gümbür gib. mutfak masasını kafamda kır, tuzluğu zütüme sok." der gibi algılıyordum. kız o kadar ciksi ki, mantık tamamen devre dışıydı. birlikte oldugum kız cereni kıskanıyordu benden. hoca duymasın onunda içi kurtlanmasın diye direk ayrıldım kızdan. ve yaz gelmişti. aynı zamanda konservatuvar sınavlarının zamanı da.
    ···
  7. 7.
    +7
    ve beklediğim an geliyordu. ortama hafif ağırlık çökmüş, benim hatun amı zütü dağıtmış uykum geldi diyordu. ses etmiyordum hiç. aynı cümleyi hocadan bekliyordum. cerenin uykusu olmadıgı belliydi. teni hafif kırmızılaşmış, yanakları gel beni ısır diye bağırıyordu yine. hocada zütü iyice bulmuştu. yavaş yavaş sızıyordu sanki. gözleri kapanıyordu. kimse konuşmuyordu. cerenle yine göz göze geldik. bu sefer kaçırmayacaktım bakışlarımı. dünya ahiret birleşip zütümü gibmek için sıraya bile girse kaçırmayacaktım. gözlerimi bile kırpmıyordum busefer. çok başka bakıyordu ceren. küçük hamlet alkollü başıyla şahı denemeye kalkarken, ceren kaşlarını kaldırıp fısıltıyla "uyuycak bunlar" dedi. sakin gibi görünmeye çalısarak, bende fısıltıyla karşılık verdim. "bırak uyusunlar, içkiler duruyo daha.." ceren dudagını ısırdı. heyecanlandı birden. cevap vermedi.
    ···
  8. 8.
    +8 -1
    hoca "eee hamlet unutursun artık bizi okulu da kazandın" dedi. işte o zaman cerenle gözgöze geldik. hoca kurdugu cümlenin ikimiz arasındaki şifresini bilseydi, tezgahta duran ekmek bıçağını zütüme sokup vivaldinin dört mevsimini ağzımla çaldırırdı bana. ceren gülmekle gülmemek arası gidip geldi. ben güldüm tutamadım kendimi. sonra "olur mu hocam sen dediğine inanıyomusun hiç" dedim. ceren dayanamadı busefer oda güldü. hoca da onun komikliğine gülüyoruz sanıp böbürleniyordu. bizim çıfıtta ekmeğin üstüne tereyağ reçel sürüp gömmekle mükellifti o ara.
    ···
  9. 9.
    +6
    o akşam ceren-hoca ben ve diğer boşadıgım hatundan başka bir hatun hocanın evindeydik. gibik bir muhabbet dönüyordu ortada. "ne ısmarlıycan?" ulan kazanan benim amın rüzgarları. her neyse. gittim tekele baya bir alkol aldım. bu gece niyetim hiç masum değildi. yanımdaki kız umrumda bile değildi. cerendi. o olmalıydı bu gece. sonucu nolursa olsun... gözü karartmıştım artık. hoca da umrumda değildi. okul kazanılmıştı. hoca hızlı içer, hızlı zütü bulur, hızlı uyurdu. ceren yudum yudum içer, içtikte kırmızılaşır, gülüşleri tatlılaşır, bakışları başkalaşırdı. yanımdaki kızın zaten daha huyunu bile bilmiyordum dıbına koyim. içsede içmesede gibimde bile değildi. uyumazsa kavga eder gene uyuturdum. canavar gibiydim o gece. hatta gibisi fazla. hedefe odaklanmış bir canavardım. çünkü bu gazı bana ceren o bakışlarla veriyordu.
    ···
  10. 10.
    +6
    ceren kitledi yine bakışlarını bana. birasını yudumladı. heyecan yaptı biraz. "neden başkaydım?" dedi. bu soruyu sorduysa tamamdır dedim içimden. onda da var bişeyler. ve bunu hisseder hissetmez öyle bir rahatladım ki, cesaret tamdı artık. "o da bende kalsın artık ceren" diyerek güldüm. bacakları bacagıma temas ediyordu. koca odada o kadar yakındık artık. cerende güldü. bu sefer ben kitledim bakışlarımı ona, kaldırdı kafasını. kaçırdı gözlerini. tekrar birasına yöneldi. tamam, işler iyi gidiyordu. galiba zaferin yolu görünmüştü.
    ···
  11. 11.
    +6
    küçük sahneli bir mekanı vardı bu hocanın. bikaçta öğrencisi. konservatuvar mezunu öğrencilerinin bile hala yanında oldugunu görünce tamam dedim direk. ben bu adamla çalışmalıyım. yaklaşık 10 kişi bu adamdan eğitim almak için sınava girdik. 3 kişiyi kabul etti. biri de bendim. yanında sevgilisi vardı, sevgilisinin ismine "ceren" diyim. kimse ifşa olmasın. cerenle el sıkıştık. hiçbir şey hissetmedim tabi. beni yetiştircek adamın sevgilisiydi sonuçta, hiç hissetmekle hissetmemek arasında gidip gelmedim bile. sonra hoca bir oyun çıkaracagını ve bu oyunda bizi düşündüğünü söyledi. sahneye çıkacaktım. mutluluktan deliriyordum dıbına koyim.
    ···
  12. 12.
    +5
    içki faslı başladı, tahmin ettiğim gibi ilk zütü bulan bizim hoca oldu. komik anılarını anlatmaya başladı. harbiden de komikti. gülmek istemeden gülüyordum bine. dili dolanıyordu artık, tamamdı. 2 saate kalmaz cartayı çekerdi. yanımdaki kız pek suskundu. her şeye gib varmış gibi gülüyor, kahkaha atarken birden susuyordu. ceren yine her zamanki gibi dengeliydi. en mantıklımız oydu. konuştuğu her şey mantıklıydı, şaka bile yaparken ders veriyordu sanki. çok zeki kızdı. zeki kızlardan hep korkmuştum. bugün korkumun üzerine gidecektim. karar verilmişti artık. sonucu nolursa olsun ceren benimdi bu gece.
    ···
  13. 13.
    +5
    hızlı geçiyorum ilk aşamaları. oyun provaları başladı. hoca benden gayet memnundu, ben de ondan. zamanla baya bir samimi olduk. oyun artık çıkmıştı. hazırdı. organizatör turneleri ayarlıyordu. hocayla artık amlı zütlü olmaya başladık. gençti daha zaten. 30 yaşlarında. provadan sonra zamanı onunla geçirmeye başladım artık. mekandan da direk onun evine gidiyorduk(tabi sevgilisi de vardı hep) o sıralar benimde vardı sevgilim. zamanla bende sevgilimi onların evine zütürmeye başladım. aile gibi bir şey olduk anlayacağınız.
    ···
  14. 14.
    +5
    "hoca benim için sadece hedefe ulaşmak için bir yoldu" dedim. evet bu cümle ağzımdan çıkar çıkmaz yine baştan aşağı elim ayağım boşalmıştı. ama sakin gibi görünmeye çalışıyordum. şu dakikadan sonra vazgeçersem her şey bomtak olurdu. oyun kaybedilirdi. öyle bir yola girdiki artık muhabbet, ya hedefe ulaşılacak ya da her şey dediğim gibi bomtak olacaktı. ceren şaşırmış gibi yapıyordu. belliydi öyle yaptıgı. biliyordu son zamanlarda hocayı sevmediğimi. tepkilerimden de olsa anlamıştı. öyle bir bakış attıki bana, küçük hamlet tekrar yanık türküsüne ilk perdeden girdi. "peki ben?" dedi. "ben seni çıkarım için sevmedim, sen hep başkaydın" dedim. sanki ben dememiştim bunu. öyle çabuk söylemiştimki, kulaklarına inanamaz bazen insan. bende tam öyleydim.
    ···
  15. 15.
    +5
    @390 internet explorer kullanıyor beyler.
    ···
  16. 16.
    +5
    tuvalet alaturka değildi. klozetti. aslında tuvalete su dökmek için girmemiştim. ama nasıl tırstıysam artık klozetin kapagını açıp gümbür gümbür sıçmaya başladım. iyi ki dedim altıma sıçmamışım. hemen cerene mesaj attım. "hocanın yanındayım beni sana aratcak, bir yere davet ettirip kendi görüşcek senle sakın yanlış şeyler söyleme" dedim. direk attığım mesajı polat alemdar zekiliği ve çevikliğiyle gönderilenlerden silip bir nebze de olsa rahatladığımı hissettim. ama hala zütte tak durmuyordu. metabolizma bile dayanamamıştı bu ihanete. başkaldırıyordu küçük hamlete. küçük hamlet oralı değildi. kuğu gibi başı önde, saygın adam triplerine girmiş, muhattabım değilsin diyordu metabolizmaya.
    ···
  17. 17.
    +5
    ceren "eee" dedi. okuluda kazandın artık. uğramazsın buraya. unutursun bizi." ben direk "seni mi? hocayı mı?" dedim. artık niyetimi belli etmem lazımdı. kafada giberler kafası olmuştu zaten diğer dingilleri uyutana kadar. ceren güldü yine. her gülüşü ayrı ciksiydi bu hatunun. "öyle bir fark mı var?" dedi. gözlerinin içi parlıyordu. artık aylardır o ciksi bakışlarının karşılığını duymak istiyordu sanki. "yok mu sence?" dedim. anlamamazlıktan geldi. biraz sessizlik oldu. "var mı?" dedi. "tahmin ettiğinden de uçurum" cümlesini kurarken ayaklarım zangır zangır titremeye başladı. ani bir ters tepme olursa karaktersiz bir adam vardı yarın herkesin gözünde. bunun hala bilincindeydim. bunu bir kenara bırakamıyordum bir türlü. direk biraya gitti elim. "nedir o uçurum" dedi ceren.. gözlerinin içi hala parlıyor, hala dolgun dudaklarındaki tebessüm sürüyordu.
    ···
  18. 18.
    +5
    ceren önünde duran birasına yöneldi heyecanla. "çak o zaman" dedi gülerek. hay dıbına koyim. bu nasıl bir tatlılıktı. içimden o çakı öyle yerlere çektim ki, küçük hamlet "abiiiiiiii, vuruyolar bizi abiiiiiiiiiiii" diye yanık yanık türkü söylüyordu aşağıda. hoca homurdandı. cerene "odasına zütür istersen" dedim fısıltıyla. "beli ağrır burda." doğru dedi. hocayı uyandırdı. hoca uyanıp "ohoo dalmışım yahu." gibi salakça bir cümle kurduktan sonra ceren "odana zütüreyim seni" dedi hocaya. hoca "olmaz muhabbet ederiz daha" dedi. hay muhabbetinin dıbına yürüyüm dedim o an. amın oglu. gibtir git yat. tabi içimden. ama hoca da dayanacak gibi değildi. "bizde uyuruz birazdan" dedim. "tamam o zaman yatayım ben" dedi. ceren onu odasına zütürdü. hoca yatmıştı.. şimdi sıra geldi yanımdaki çıfıta.
    ···
  19. 19.
    +5
    ceren "nedir o uçurum" dedikten sonra, aklıma ondan ilk etkilendiğim an geldi. zaman kazanmak için birayı yudumladım. gözlerini ayırmıyordu benden. vereceğim cevabı kurt gibi bekliyordu. sanki ben cevap verdikten sonra diğer cümlesi direk hazırmış gibi hissediyordum. cidden zeki bir kızdı bu. onunla her konuştugumda yoruyordu beni. ve şimdi hala gözleri üzerimdeydi. kafamda toparladıgım cümleler dağıldı birden. hemen bişeyler demem gerekiyordu. "uçurum işte" gibi dallama bir cevaptan sonra ceren şaşırdı, "uçurum ne?" dedi. dedim ya kurt gibi. alan kapatıyordu. gittikçe alanımı daraltıyordu. "sana karşı bakışımla hocaya karşı bakışım çok ayrı" dedim. "çok kaçamak konuşuyosun, onu soruyorum bende zaten" dedi. hay dıbına koyim. yeterdi artık. giberler kafası geri geldi tekrar. açılmanın sırası gelmişti.
    ···
  20. 20.
    +4
    artık iyice cesaretlenmiştim. karşımdaki hocanın sevgilisi değil, ev hocanın evi değildi. karşımdaki sadece bir karşıcinsti, bende herkese oynadıgım rolü oynayacaktım. ceren birasını hızlı içti busefer. birayı masaya koydugunda "nasıl kaçırırım gözlerimi" der gibi aniden kaldırdı kafasını, kitlendi yine bana. soru sormak için bişeyler düşündüğü an bende ondan yana çevirdim başımı. ilk defa bu kadar yakın ve göz gözeydik. dudaklarına baktım direk. müthiş dolgunlardı yine. gözleri herzamanki ciksiliğin 20 katıyla bakıyordu bana. dudakları aralıktı. yavaşça yaklaşmaya başladım. geri çekmiyordu kendini. yaklaşırken çığrımdan çıkmıştım artık. ve üst dudagıyla temas ettim ilk, dudaklarında bir karşılık yoktu ama çok derin nefes almıştı. alt dudağa yöneldim direk, karşılık gelmeye başladı. nefesleri düzensizleşti. elini başıma zütürdü, yoluyordu saçlarımı. müthiş karşılık vermeye başladı, diliyle sevişiyordu hatun. sonra birden çekti dudaklarını, uzaklaştı.
    ···