/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +133 -11
    Maide Suresi, 90’ncı ayet: “Ey iman edenler! içki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz”

    Köyde tanıdığım ve önde gelen herkes elinde bir meşale ile gece vakti sakallı ve korkunç bir adamın peşinden gidiyordu. Bu adamın köyde evi olduğunu biliyordum taşınalı 6 ay olmuştu ve daha yeni görüyordum. Neden onun peşinden gidiyorlardı bilmiyordum. Elinde bir tepsi vardı ve sürekli yürüyorduk. Ben yürüyüş esnasında babama sorular soruyordum. Abimde yanımdaydı onada birşeyler soruyordum. Henüz 10 yaşındaydım yürümekten yorulduğum için abim beni omuzlarına almıştı. Köylülerin konuşmasını az çok duyabiliyordum. Herkesin kafasında farklı bir plan vardı. Kimisi bir öküz daha alıp tarla sürecekti kimisi bağı bahçeyi satıp gelen parayla şehire gidecekti ama nereden geliyordu bu para diye düşünürken en önceki sakallı adam durdu peşinden elinde meşale olan köy halkıda durdu.
    ···
  2. 2.
    +32 -1
    Abim omuzlarından aşağıya indirdi beni. Ardından kalabalığın içinden en öne doğru yürümeye başladı. Babam zaten önlerde duruyordu elinde meşale olduğu için yalnız kalmaktan kortuğum için bende abimin peşinden ileriye doğru atıldım. sakallı adam cebinden çıkardığı tozları yere koyduğu tepsinin etrafına döküyor ve birşeyler okuyordu. Çevresindeki köy halkı merakla ona bakıyor ve ne olacağını seyrediyordu. Kalabalığın içinden boyumda küçük olduğu için bayağı bir öne çıkmıştım. Adam tozlarla birkaç şekil yaptı. Ardından şekiller kendi kendine bozulup başka bir şekil haline geldi. Ben bunu sevmiştim abim tarlada babamla çalışıyordu ben evde hep tek kalıyordum bu tozlar benim olsa hiç canım sıkılmazdı diye düşünürken tozlar şekil almayı bıraktı. Bu sırada sakallı adam kafasını kaldırdı ve kalabalığa baktı. Sonra beni gördü ve yanına çağırdı kalın ve buğulu bir sesi vardı. Babamın yanına kaçtım hemen babam sakallı adamla birşeyler konuştu önce babam kabul etmedi fakat köylülerin baskısı sonucu bana sakallı adamın yanına gitmemi söyledi. Adam saçımı okşadı fakat ben korkuyordum. Bakır tepsinin içine birşeyler döktü ve ardından birkaç ot attı bunları eliyle karıştırdı ve pekmez kıvdıbına getirdi. Benden elimi getirmemi istedi . Baş parmağımı tepsinin içine soktu ve bir süre sonra çıkardı. Bütün köy halkı bize bakıyordu. Baş parmağımın üzeri yapış yapış olmuştu. Tırnağına bak dedi. Baktım ne görüyorsun dedi bana . Hiçbirşey görmüyorum dedim. Kalabalığa döndü ve sessiz olmalarını söyledi. Şimdi çııt çıkmıyordu gecenin bir yarısında. Daha dikkatli bak ne görüyorsun dedi. Yine birşey görmediğimi söyledim. Yanımdan kalktı ve babamın yanına gitti bluğ çağına girip girmediğimi sormuştu babama. Babamda girmediğimi söylemişti. Bu konuşulanları o zaman anlamasamda sonradan idrak etmiştim. bak evladım dikkatli bak dedi. Ardından birşeyler mırıldanıp parmağıma üfledi daha sessiz olun dedi köylülere. Nefes alış veriş sesimden başka ses çıkmıyordu. Baş parmağımdaki pekmez kıvamındaki yapışkan şey şekil almaya başladı. Ama hava karanlık olduğu için göremiyordum. Meşaleyi yaklaştırın dedim. Bir hareketlenme oldu kalabalıkta meşale yaklaşmıştı. Bir dağ görüyorum dedim. Sakallı adam başka diye sordu başka ne görüyorsun dedi bana . Dağın yüksek bir yerinde bir kale var dedim. Başka dedi. Başka birşey görmüyordum. Tamam dedi köylülere döndü ve dağa gitmemiz lazım dedi. Dağ yoluna girdik ve yürürken ben kendimle gururlanıyordum abimde cebinden çıkardığı mendille parmağımı siliyordu. Dağ yolunda epey bir gittilten sonra yön değiştirdik artık yukarıya doğru yürümeye başlıyorduk.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4 -4
      Abin neden mendil taşıyordu
      ···
    2. 2.
      +16
      sanki yanında roketatar taşıyo amk mendil bu
      ···
    3. 3.
      0
      ibretlik soru sjsjjs
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 3.
    +31 -2
    Yokuş yukarıya yürürken ben babamın yanına geçmiştim babam ise sakallı adamın yanındaydı. Sakallı adam babama birşeyler anlatıyordu. Normalde buralara küçük bir kız çocuğu ile gelmemiz gerektiğini ama bluğ çağına girmemiş erkek çocuğa da gösterebileceklerini söyledi. Kız çocuklarını kandırmazlar fakat erkekleri kandırabilme ihtimali de var dedi. Ben ne olduğunu anlamadan saf saf etrafa bakarak yürüyordum. Babama yorulduğumu söyledim. Abimin yanına yolladı beni. Abim tarlada çalıştığı ve hiçbir işten kaçmadığı için boyu posu yerinde ve bir sporcunun kondisyonu kadar kondisyonu vardı. Bu yüzden abimin yorulduğunu pek az görmüşümdür. Tekrar beni omuzuna aldı ve dağın yüksekçe bir yerine gelmiştik artık. Sakallı adam köylülere döndü ve bu dağda önceden bir kale varmıydı dedi. Köylülerden 45 yaşlarında olan sebahattin amca öne atılıp vardı dedi. Babam anlatırdı bu dağda tümsek bir yerde bir kale vardı derdi. Selçuklular zamanından kalmış derdi. Hoca yüksekte olduğumuz için dağa şöyle bir göz gezdirdi. Ardından tekrar yola dönüp daha yukarıda olması lazım diyi devam etti. Köylülerde peşinden yürümeye başladık tekrar
    ···
    1. 1.
      0
      Lebron Rezzz
      ···
  4. 4.
    +30
    Saat iyice geç olmuştu dağda bir sürü köpek görmüştüm fakat hiçbiri kalabalık olduğumuz için saldıramıyordu. Abimin omzundan inmeye korkuyordum zaten uykumda gelmişti. Birkaç dakika daha yürüdükten sonra fazla yüksek sayılmayan dağın tepesine varmıştık. burası soğuktu fakat babam bana birinden bulduğu bir hırkayı vermişti. Sakallı Adam birkaç adım sonra durdu tekrar. hemen cebinden çakısını çıkardı ve Yerdeki yılana doğru hamle yaptı yüksekte olduğum için bunları çok rahat bir şekilde görebiliyordum. Yılanı kesti tek hamlede ve yılan birdenbire kıpırdamaya başladı . bütün köylüler can çekiştiğini düşünürken birden yılan yuvarlak bir şekil aldı ve ardından birkaç saniye durduktan sonra hızlı bir şekilde çalıların arasından kayboldu. Bu bir işaret olmalıydı. Sakallı adam tekrar arkasına döndü ve babama Çocuğu getirin dedi. Yine bakır tepsiye aynı karışımı yapıp parmağımı içine soktu. Söyle dedi ne görüyorsun evladım dedi. Hiçbir şey göremiyordum parmağım yapış yapış olmuş uykum gelmişti. gözlerimi iyice açıp bakıyordum. Sakallı adam durmadan arapça birşeyler okuyor ve parmağıma üflüyordu. En sonunda yine bir şekil almaya başlamıştı tırnağımın üstündeki yapışkan sıvı. Sakallı adam ne görüyorsun dedi tekrar. Büyük Taşlar görüyorum dedi. Büyük taşlar diye tekrarladı kendi kendine. Başka dedi başka ne görüyorsun dedi. Büyük bir köpek görüyorum dedim. Peki evladım dedi köpek ne tarafa bakıyor dedi. Bende kayaların üstünden aşağıya bakıyor dedim Bu onun için yeterliydi köylülere bundan sonrasının daha tehlikeli olduğunu ve istemeyenin gelmeyebileceğini söyledi. Bazıları geri döndü ama çoğunlukla tekrar yola devam ettik.
    ···
    1. 1.
      +5 -3
      BU AMK ÇOCUGUDA KENDi BiYERDEN COPY PASTE YAPIYOR SONUNA M HARFi KOYUP KENDiNE OLMUŞ GiBi YAPIYOR .
      ···
    2. 2.
      +2
      Ulan den de bul bi yerden sende copy paste yap amk
      ···
  5. 5.
    +24 -2
    Sakallı adam önde meşaleli köylüler arkasında dağın diğer ucuna doğru hareket ettik. yokuş aşağı indiğimiz için abimin kafasına çenem çarpıyordu. Uykum geldiği için kendimi salmıştım iyice. Abime uyuyacağımı söyledim tamam dedi ve ellerimi tuttu. Şimdi uyu dedi. fazla sürmemişti uyumam. Fakat tam uykumun en tatlı yerinde bir köpek havlamasıyla uyandım. Köpek sakallı adama havlıyordu. Sakallı adam işte burası dedi ve köpeğe doğru baktı. Köpek simsiyah ve kocamandı. Köpeğe sert ve otoriter bir sesle 'yajlis kalab' dedi. köpek oturdu ve havlamaya devam etti bu seferde 'askat' diye bağırdı. Köpek havlamayı bıraktı ve bize bakmaya başladı. Ben gözlerimi ovuşturarak olanları izliyordum. Sakallı adam köpeğe yaklaştı cebinden çıkardığı birşeyi verdi ve köpek direkt olarak yedi. Köpeğin kafasını okşadı ve ona güzel bir ses tonuyla 'takhudhuna 'iilaa almakan alttali' dedi. Köpek sakin bir şekilde oturduğu yerden kalktı. Ardından sakallı adamın önüne geçti ve yürümeye başladı. Köpek önde biz arkada yürümeye başladık acaba şimdi nereye gidecektik. Ben merak etmekle birlikte acaba bu geceyi yatağımda geçirebilecekmiyim ya da bir daha yatağımda uyku çekebilecekmiyim diye düşünüyordum.
    ···
  6. 6.
    +33
    Köpek bizi yürüttükten sonra düzlük bir alana geldik ve orada durdup sakallı adama dönerek havladı. Sakallı adam ' 'iidha kunt kharijaan min aleamal tadhhab' dedi. Köpek tekrar çalıların arasına girerek geldiği yola doğru gitmeye başladı. Ardından Sakallı adam tekrar aynı karışımı yapıp beni yanına çağırdı. Yine aynı olayı yaptık ve Sakallı adam okudu üfledi ne gördüğümü söyledi. Hiçbirşey görmüyordum. Tekrar sordu bu sefer şekil almıştı yine akışkan sıvı. Kalabalık görüyorum dedim. Ne yapıyorlar dedi . Bekliyorlar dedim. Sakallı adam köylülere dönerek kazı alanı burası dedi yarın akşam ezanından sonra geleceğiz bu bize yol gösteren köpek burada olacak akşam ezanına kadar kim ki gelirde burada kazı yapmaya çalışırsa ölüsü çıkar benden demesi. şimdi eve dönüyoruz birazdan hava aydınlanır dedi. Hepimiz döndük ve eve gitmek üzere yürümeye başladık ama eve gitmek için bir hayli yürümemiz gerekiyordu. Ben abimin omuzlarındaydım Benim için farkeden bişey yoktu. Eve döneceğimize sevinmiştim. Yolda hiçbir aksiliğe rastlamadan eve gittim ve uyudum o gün garip bir rüya görmüştüm. Rüyamda kazı yapacağımız alandaydık. Herkes kazıyla uğraşıyordu . Sakallı adamda Giydiği uzunca hırkayı çıkarıyor kazma ile kazmaya başlıyordu. Hırkanın cebindeki tozları görüp onları alıyordum. Ardından onlarla oynamaya başlıyordum. Tam bu sırada tozlar şekil değiştiriyordu. Ve bir süre sonra bize yol gösteren siyah köpek geliyor ve bana zarar vermeden kazı çukuruna atlayıp oradakileri parçalıyordu. Korkarak sıçramıştım uykudan ve hemen babamın yanına gitöiştim fakat beni büyük bir süpriz bekliyordu.
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi aq
      ···
    2. 2.
      0
      Yazsana alagavat
      ···
    3. 3.
      0
      oha amk bebeyken adamın soyledıgı herseyı hatırlıyo hafızanı gibiim. Hatta yalanına sokuyum
      ···
    4. diğerleri 1
  7. 7.
    +29
    Babam abim ve Sakallı adam çay içiyorlardı ve hararetli bir şekilde birşey konuşuyorlardı. Sakallı adam vaktin geç olduğunu söyledi benim kafamı okşarken. Ama birşey dikkatimi çekmişti. Sakallı adam çay bardağını eline aldığında farketmiştim solaktı ve sol elinin işaret ve orta parmaklarının ilk boğum yerleri yoktu. Bu beni biraz ürkütmüştü ve annemin yanında yatmak istedim. Ama yatak odasına girdiğimde annem yoktu. Babama annem nerede diye sorduğumda anneannende kalmaya gitti oğlum diye kandırmıştı beni. Annemi hayatım boyunca 1 ya da 2 kere daha görmüştüm fakat doya doya sarılma fırsatım olmamıştı . olsa bile o yakınlığı bulamamıştım işte en acısıda buydu. Gömü bulmak uğruna en büyük hazineniz olan annenizden vazgeçmekde en beteridir. O zamanlar bunu idrak edememiştim. Fakat annem olmadığı için babamla yatmıştım. Sabah karnımın açlığı gidecek kadar yemek yedim sadece. Babam ve abim Sakallı adamın evine gideceklerini istersem benimde gelebileceğimi söyledi. Sakallı adamı merak ediyordum. Sebebini bilmiyordum ama bu adam bende merak uyandırıyordu. Abim ve babam bu adama hoca desede benim dilim hoca demeye varmıyordu o yaşımda. Evde çıktık sofrayı toplamadan ve ilk defa içeriye gireceğim köyün 2 katlı nadir evlerinden birinin karşısındaydım. Babam kapıyı çaldı ve iki adım geriye çekilerek yanımıza geldi. Önce birkaç ayak sesi geldi ardından kapı açıldı.
    ···
    1. 1.
      +2
      Hizlı yaz
      ···
  8. 8.
    +25 -3
    Girişte fazla eşya yoktu birkaç minder bir soba vardı. Yaz kış sobayı kaldırmıyordu diye düşünüyordum içeriye adımımı attım ve ağır bir havası vardı evin. Hani her evin bir kokusu vardır ya buranın kokusu bayağı bir ağırdı. Babamı içerideki odaya davet etti. Oraya geçtiğimizde yerde minderler vardı sadece kenarda ise toplanmamış bir yer yatağı. Bu evde dikkatimi çeken şeylerden birisi ne bir ayna ne de bir tablo olmamasıydı. Babamlar bu akşam gidecekleri yeri konuşurken benim dikkatimi çeken bir başka şey ise görüş açımın içinde olan çaprazda kalan bir odaydı. Bu odada birinin olduğuna adım gibi emindim çünkü hareket eden birşeylerin gölgesi yansıyordu. Bu oda bizim top oynadığımız tarafa bakıyordu. O tarafta köyün en büyük incir ağacı vardı. Arkadaşlarımla birlikte her sene dalardık incirlere oradan bilirim. Ama kim vardı diye merak ediyordum. Babamlar konuşmayı hararetlendirmişleri. O fırsattan istifade ederek odadan çıktım ve merak ettiğim odaya doğru ilerlemeye başladım.
    ···
    1. 1.
      0
      Sonun da
      ···
    2. 2.
      +3
      Yarra yedin
      ···
    3. 3.
      0
      Yarra yedin
      ···
    4. 4.
      0
      Sukunu veriyorum ama
      ···
    5. 5.
      0
      Gitme len o odaya... insanın başına ne gelirse ya meraktan , ya malafattan demişler...
      ···
    6. diğerleri 3
  9. 9.
    +26 -2
    Bir taraftan çok merak ederken bir taraftan ayaklarım geri geri gidiyordu . Bir taraftan orayı çok fazla görmek isterken bir taraftan ne göreceğimi kestiremediğim için korkuyordum. Fakat sonunda merakıma yenik düşmüştüm son kez etrafı kolaçan ettim hala muhabbet ediyorlardı ve kapının kulpunu yavaşça çevirdim. Biraz zor açılmıştı bir de ses yapmıştı. Odaya giremedim fakat içini çok net bir şekilde gördüm. Sesi duyan sakallı adam geldi ve beni oradan aldı kendisi odanın içine girdi. Babam bana biraz kızmıştı ama merakımı giderdiğim için hem mutlu hem daha meraklı hem de korku doluydum. O odanın içi tam olarak anlatmak gerekirse şöyleydi: kapıyı ilk açtığımda dikkatimi çeken şey bir baştan diğer başa çekilmiş iplere asılı olan değişik değişik hayvan ayakları ve otlar vardı. Yerler ve minderlerin üstü kağıt, tepsi ve ilgimi çeken o şekilli tozlardan doluydu. Ama içeriye girip tozları alamamıştım çünkü hem sakallı adam gelmişti hem de odayı ilk açtığımda kafası önüne eğik olan 4-5 kişinin kapıyı açtığımda bana bakmasından korkmuştum. Sakallı adam içeriye girmişti ve babamla birlikte biz odada bekliyorduk. Tekrar odadan çıktı ve yanımıza geldi. Tam benim başımı okşayıp birşeyler anlatmaya hazırlanıyordu ki köy meydanından gelen çığlık hepimizi tedirgin etmişti.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervatiar
      ···
    2. 2.
      +2
      Kesin o binlerden biri kazmaya gitti köpekte buna kremine kerkine ..
      ···
  10. 10.
    +61 -4
    BEYLER SiZDEN BiRŞEY RiCA ETMEM GEREK. RAMAZAN AYINDA BiLE BEYNiYLE MALAFATI YER DEĞiŞTiRMiŞ KiŞiLERiN AÇTIĞI UYGUNSUZ BAŞLIKLAR TRENDE ÇIKABiLiYOR. BEN TRENDE ÇIKMAK iSTEDiĞiM iÇiN BUNU YAZMIYORUM. SÖZLÜĞÜN GiTTiĞi YERi GÖRÜN DiYE YAZIYORUM. LÜTFEN SÖZLÜĞÜ ESKi HALiNE GETiRMEK iSTiYORSANIZ ÖYLE iNSANLARA VE BAŞLIKLARA PRiM VERMEYiN RiCA EDiYORUM SiZDEN. saygılarımla...
    ···
    1. 1.
      +5
      tamam. simdi devam et
      ···
    2. 2.
      0
      Aynen devam
      ···
    3. 3.
      0
      Kardes hikaye gercekmi amk
      ···
    4. diğerleri 1
  11. 11.
    +32 -2
    Babam ve abim önde ben ve sakallı adam arkada köy meydanında doğru koştuk. köy meydanında vardığımızda geçen gece bizimle birlikte gelen Dursun abinin parçalanmış bedenini gördük. Başında karısı çocukları ve kardeşleri vardı. Cesedini dağdan kardeşi getirmişti. Sakallı adam biraz geride duruyordu. Eşi ve çocukları ağlıyordu. En küçük çocuğu 3 yaşındaki süleyman, Babasının tanınmayacak haldeki cesedini öpüyor başında ağlıyordu. Kendimi bir an süleymanın yerine koymuştum ve gerçekten çok kötü bir duyguydu. Eşi sakallı adama doğru baktı ve senin yüzünden! diye bağırdı. Dursun abinin kardeşi Sakallı adama doğru yaklaşırken köyümüze uğursuzluktan başka birşey getirmedin abim senin yüzünden öldü! defol! defol bu köyden diye bağırıyordu. Sakallı adamın yanına vardığında yakasına yapıştı ve sağlam bir kafa attı. Ardından sakallı adamın yere düşüşünü ve burnunun kanamasını izledik. Sakallı adam hiçbir şey söylemeden kalabalığın arasından geçip gitti öylece. Eve gidecektik ki babam Sakallı adamın evinde paltosunu unuttuğunu ve alıp gelmem gerektiğini söyledi. Zaten o evi hala merak ediyordum ve kabul ettim. Evin ön tarafına doğru yürüdüm. Bahçe kapısını açıp içeriye girdim ve Sakallı adamın acı çeken bağırışlarını duydum. Kapıya hızlıca vurmaya başladım ve yaklaşık 5 dakika sonra ayak sesleri gelmeye başladı.
    ···
  12. 12.
    +20
    Kapıyı açan Sakallı adamın ta kendisiydi. Elindeki paltoyu bana uzattı ve bende teşekkür edip geri döndüm. Tam eve gidiyordum ki Bahçedeki mermere oturmamı söyledi. Oturdum ve o da yanıma geldi. Eli sarılıydı. Sardığı bezde kan izleri vardı. Benden saklamaya çalışıyordu fakat gözümden kaçmamıştı. Cebine soktuğu yaralı elinden gözümü alamıyordum. O da bunu anlamış olacak ki ekmek keserken yanlışlıkla elini kestiğini söyledi. inanmamıştım fakat başka bir şey sormaya da korkuyordum. Bana o odada gördüğüm kişilerin yeğenleri olduğunu söyledi. ipte asılı olan ayaklarında şehirde bulunmadığı için burada kurutup şehirde yemek yapmaları için astığını söyledi. Bir daha izinsiz odalara girmemem konusunda beni tembihledikten sonra yaralı olmayan eliyle başımı okşadı ardından eve yolladı beni. Eve geldiğimde hummalı bir çalışma vardı. Akşam yemeğini yedikten sonra bu hazırlık devam etti ve çantalar hazırlanmıştı. Kazma ve kürekler ortaya çıkmıştı. Savaşa gidiyorduk hissine kapılmıştım. Bu sefer bende yanıma kalın giysiler almıştım. Köy meydanında buluşmak üzere sözleşmişlerdi dün gece. Akşam ezanına 10 dakika vardı. Evden çıkıp köy meydanına gittik. Dünkü kalabalıktan eser yoktu . Dursun abinin ölümünden korkmuşa benziyordu köylüler. Sadece köyün en fakir ve kaybedecek birşeyi olmayan insanları vardı. Biraz daha bekledik fakat bize katılan olmadı. Sakallı adamı beklerken bir kamyonet geldi ve içinde Sakallı adam vardı. Kamyonetin kasasına doluşmaya başladık. Bu sefer yürümeyeceğimiz için sevinmiştim. Kamyonet biz dolduktan sonra marş yaptı. Köylülerin bakışları arasında köy meydanından hareket ettik. meydandaki Kahve gitgide uzaklaşıyordu. Ve bir süre sonra gözden kaybolmuştu.
    ···
  13. 13.
    +27
    BEYLER BU GECENiN SON PARTI OLACAK HABERiNiZ OLSUN BU YÜZDEN BiRAZ UZUN YAZIYORUM.
    Yürüyerek 3-4 saatte gittiğimiz yolu kamyonetle 1 saatte almıştık ve Sakallı adamın köpeği bıraktığı yere gelmiştik. Sakallı adam tekrar aynı karışımı tepside yapıp benim tırnağımdan birşeyler görmek istiyordu. Bu sefer o elimi tutmadan ben soktum karışımın içine parmağımı. Ardından çıkarıp tırnağıma bakmaya başladım. Sakallı hocaya bakarak kafamı iki yana salladım. Birşeyler okuyup üfledi. Fakat hala birşey göremiyordum. Bu sefer sordu ne görüyorsun evladım dedi. iyice odaklandım. Etrafımdaki sesleri duymuyordum tırnağımdan başka görüş açımda kalan her yer bulanıklaşmıştı. sıvı şekil aldı. Bir küp görüyorum dedim. Nerede dedi. Toprağın altında . Ne kadar altında diye sordu. Hala altına doğru gidiyor dedim. Hızlı beni kenara itti. Elindeki tozları durduğumuz alanın çevresine dökmeye başladı. Yine şekil değiştiriyordu bu tozlar. birkaç dakika sonra köylülere dönerek içinizde kirli birisi var dedi. Gömüyü aşağıya çekiyorlar bize vermek istemiyorlar bu yüzden. Kim kirliyse söylesin yoksa buradan hiçbirimiz sağ çıkamayız. Köylülerden başkasını tarlasında çalışan kara kuru bir adam kafasını öne eğmiş bir şekilde öne atıldı ve ben diyebildi sadece. Sakallı adam ona bakarak arkasında kalan yolu kullanarak dua okumadan evine gitmesini söyledi. Eğer başka bir yol kullanacak olursan ya da dua okuyacak olursan olanlardan ben sorumlu değilim dedi. adam tereddütte kalmıştı fakat köylülerin baskısı sonucu gitmek zorunda kaldı. Ardından tekrar tırnağıma bakmamı söyledi. Baktım. Ne görüyorsun dedi. Küp görüyorum dedim. Nerede dedi. Toprağın altında dedi. Ne kadar altında dedi. Büyükçe bir taş var onun altında dedim. Tamam dedi ve başımı okşadı. Eli hala sarılıydı. Hava soğumaya başlamıştı. Ben abimle birlikte kamyonetin içine geçtim abim kazma kürek sallamak için sırasının gelmesini bekliyordu. bende kazılan yere bakarken aklıma dün gece gördüğüm rüya gelmişti ve bir yerden köpeğin fırlamasını bekliyordum. Ama olmamıştı böyle bir şey. Kazı devam ediyor çukur gitgide derinleşiyordu. Ben kamyonette hiç tek kalmıyordum. Sırası biten yanıma geliyordu ve canım hiç sıkılmıyordu. Bir süre sonra radyoyu açmak için kamyonetin sahibini çağırdım arabayı çalıştırdı ve radyoyu açtı. Güzel şarkılar dinliyordum. Ve bu şarkılar eşliğinde uykuya dalmaya çalışıyordum. Abimin yanıma geldiğini hissettim dizine kafamı koydum. Tam uykuya dalacaktım ki Radyonun sesine tekrar uyandım radyodan şarkı yerine cızırtılar geliyordu. Tam bu sırada çalışı vaziyette olan kamyonet yokuş aşağıya doğru ilerlemeye başladı. Abim yanımdaydı hemen kapıyı açmaya çalıştı fakat kapı kilitliydi. Kamyonet şuan yavaştı fakat birkaç metre daha ilerlediğimizde hızlanacaktı. Gözlerimin içinin büyüdüğünü hissetmiştim abi hala kapıyı zorluyordu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      La hikayeyi bitirseydin iyiydi
      ···
    2. 2.
      0
      okudum panpa
      ···
  14. 14.
    +12
    Beyler eğer sormak istediğiniz birşeyler varsa bu entrye yanıt olarak sorabilirsiniz başka türlü cevap veremeyeceğim. inbox doldu çünkü. 4:30 a kadar burada olacağım soracağınız soruları çabuk sorarsanız sevinirim.
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz işte moruq ya
      ···
    2. 2.
      0
      rezerve
      ···
    3. 3.
      0
      panpa bu gerçek mi
      ···
    4. 4.
      0
      Panpa yaz işte devdıbını amk
      ···
    5. 5.
      0
      hadi yazz
      ···
    6. 6.
      0
      Yazmiceksen söle beklemeyelim
      ···
    7. 7.
      0
      Devami?
      ···
    8. 8.
      0
      Yazcan mı panpa
      ···
    9. diğerleri 6
  15. 15.
    +17
    Kamyonet Aşağıya doğru ilerlerken abim benim yanımdan şöför koltuğuna geçmeye çalıştı. Tam oraya geçecekken kafasını tavana vurdu. Kafasını tutuyordu Fakat arabayı durdurmayı başarmıştı. Elini kafasından çektiğinde kafasının kanadığını gördü. Hiç sesi çıkmıyordu. Bana baktı ve iyi olup olmadığımı sordu. iyi olduğumu söyledim. El freninin arasında bir tane bez vardı. Kafasına tutması için abime verdim. Az çok araba kullanmasını biliyordu. Fakat Bu halde araba kullanacakmıydı bilmiyorum. Arabanın anahtarını kontaktan çekti ve benim yanımda oturup beklemeye başladı. Birkaç dakika bekledikten sonra köylülerden birkaç kişi geldi aralarında babam da vardı. Hemen bize baktılar biz iyiydik. Ardından kamyonetin sahibi olan adam direksiyona geçti ve arabayı tekrar gömü alanına zütürmek için çalıştırdı. Arabayı çalılıkların arasından döndürdü ve yokuş yukarı zorda olsa çıkarmaya başladı. Tam bu sırada kasadan bir ses geldi.
    ···
    1. 1.
      +4
      güzel hikaye panpa da arapça şeyleri yazma amk
      ···
  16. 16.
    +11
    Önce aldırmadan devam etti kamyonetin söförü fakat sesler artmaya başlayınca arabayı çalıların arasına sürüp yuvarlanmayacak şekilde durdurdu. Hep birlikte aşağıya indik ve gördüğümüz manzara şaşırtıcıydı. Gömü alanından kovduğumuz adam kamyonetin kasasına atlamış değişik değişik şeyler söylüyor bir süre sonra bunları tekrarlıyordu. Köylüler konuşmak istese de sağlıklı bir iletişim olmuyordu. Adamın söyledikleri beni etkilemiş olmalıydı ki abimin kolunu sıktığımı hissettim ve kolunu bırakıp geri çekildim. Adam sanki bir kehanetten bahsediyordu. aynen şunları söylüyordu : '3 kurban alacaklar. ihanet edeceksiniz, ihanet bulacaksınız. Gömü size şer getirecek. Zuzula kavminin size merhamet göstereceğinimi sandınız.' bunları tekrarlayıp duruyordu fakat zuzula kavmi neydi bunu herkes merak ediyordu fakat öğrenmenin tek yolu vardı. Sakallı adamın yanına gitmeliydik. Bunları söyleyen adam kirli olduğu için onu zütüremezdik. Aşağıya güçlükle indirdikten sonra yere bıraktık. Ardından kamyonete atlayıp yola çıktık bu sefer ben kasaya binmiştim. gözden kaybolana kadar o adama baktım fazla gitmemiştik ki Gömü şer getirecek! diye bağırıp gülmeye başlamıştı. Olanlar karşısında korkmaya başlıyordum fakat Gömü alanı görüş alanımıza girmişti. 3 kişiyle birlikte Sakallı adam da kazıya yardım ediyordu.
    ···
  17. 17.
    +12
    Kamyoneti eski yerine değil daha sağlam bir yere park ettikten sonra herkes aşağıya indi ve Sakallı adamın yanına gidip olanları anlattı. Sakallı adam birazcık düşündükten sonra Bunlar Gömüye yaklaştığımıza dair bir işaret. Fakat zuzula kabilesi olayı canımı sıkıyor. Bu topluluktan kim sözümden çıkar da yanlış birşey yaparsa gerçekten hepimiz ölebiliriz. haberiniz olsun. Abim kafasını tutarak Sakallı adama Kim bu zuzula kabilesi ne yapabilir ki bize ? diye sordu. Sakallı adam işaret parmağını dudaklarına zütürdü ve abimden sessiz olmasını istedi. ardından zuzula kabilesini açıklamaya başladı. Bak kardeşim benim zuzula kabilesi Marid ırkına mensup şeytanın fikirlerini benimsemiş fakat ona tabi olmamış bir kavimdir. Genellikle insanlara karşı en insafsız olmalarıyla duyulmuşlardı. Şimdi anladınmı ne demek istediğimi . Abim hiç konuşmuyordu kalabalıktan çıt dahi çıkmıyordu. Ta ki kazı yapan adamın bağırmasına kadar.
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi aq hızlı ol ya
      ···
    2. 2.
      0
      Yazsana artik mübarek kankim
      ···
  18. 18.
    +12
    Kazı yapan adam çukurdan fırlayıp dışarı çıktı ve hemen oraya giden sakallı adama çukurun içindeki şeyi gösterdi. Kafamı biraz daha kalrıdıp ayaklarımın üstüne dikildiğimde orada bir yılan olduğunu gördüm. Sakallı adam tamam dedi ve tepsisine aynı karışımı yapıp tekrar parmağımı sokmamı istedi. Ne gördüğümü sordu. Bu sefer ilk denemede görüyordum. Bir taş görüyorum dedim. Başka ne görüyorsun dedi. Hemen altında küp var dedim. Küpün yanında bir sürü yılan var dedim. Başka ne görüyorsun dedi. Taşın üstünde bir tane yılan var dedim. Sakallı adam sevinmişe benziyordu. tamam dedi açılın siz şimdi benim okumam gereken bir dua var dedi. Ardından Elindeki kağıdı çıkardı ve Şahmaran duası diye geçen bir duayı okudu. Kendi bedenine üfledikten sonra elindeki bıçağı yılana doğrulttu ve küçük bir çizik attı bedenine kaçmıyordu oradan yılan. Ama sonra sakallı adamın okuduğu başka bir dua sonucunda dibe doğru değil ileriye doğru giderek toprağın içine girdi. Hoca bir kürek istedi ve aldığı küreği toprağa sapladı. Değişik bir ses çıkmıştı çünkü toprağın birkaç santim altında taş vardı. Evet burası dedi ve saatine baktı şimdilik gitmemiz gerektiğini ve yarın bu işin biteceğini söyledi. köylüler heyecan içindeydi fakat Sakallı adamın gözlerinin feri kaçmıştı sanki o anda yolunda gitmeyen birşey olduğunu anlamıştım. Kamyonetin hareket etmesiyle birlikte abimin dizine kafamı koydum ve gökyüzündeki yıldızları izleyerek uykuya dalmaya çalıştım.
    ···
  19. 19.
    +13
    Köy meydanında arabanın durmasıyla uyandım. eve gittim ve uyumaya başladım gerçekten çok yorulmuştum bugün. Öğlene doğru kalkmıştım fakat kalktığımda evde kimse yoktu. Önce mutfakta bulduğum şeylerle karnımı doyurdum ardından babamların Sakallı adamın evinde olabileceğini düşünerek evin anahtarlarını alıp oraya doğru hareket ettim. Bahçe kapısından değil tuvaletin olduğu yerden gitmek istiyordum bu sefer yani evin arka tarafından tam oraya geldiğimde Sakallı adamın acı dolu çığlıklarını duydum. yürümek yerine olduğum yerde kalıp olanları dinlemeye başladım. Adam bir yandan acı içinde kıvranıyor bir yandan da arapça birşeyler mırıldanıyordu. Hemen evin bahçe kapısına koştum. Yavaşça ve ses yapmdadan bahçe kapısını açtım ve diğer kapıya doğru yürüdüm. Ardından kapıyı açmak için paspasın altına, pencerenin kenarına, çöp kovasının içine, vb. yerlere baktım . Köylük bir yerde olduğumuz için genelde anahtarı buralardan bir yere koyarlardı. Tabi ki sakallı adam da ne kadar gizemli olsa da Anahtarı bahçe kapısının yanındaki mermerin altına sıkıştırmıştı. Bulduğum için sevinmiştim ve hemen alıp kapıyı sessizce açtım. içeriye doğru ilk adımımı attım. Ve adamın acı dolu sesleri hala kulağıma geliyordu. Tuvaletin kapısının önüne kadar geldim ve kapının kulpunu çevirdim. Gördüğüm manzara karşısında bir anlığına beynimin kafamdan çıktığını hissetmiştim.
    ···
  20. 20.
    +11 -1
    Kapıyı açtığımda elindeki ekmek bıçağını yere düşürdü. Sol elinin yüzük parmağını ilk boğumundan kesmiş deliğe düşmesin diye de tuvalete ters oturmuştu. Beni görünce arapça birşeyler mırıldanmayı kesti ve yanıma geldi sağlam olan eliyle yakamdan tutup bağırmaya başaldı. Ne işin var burada velet ! ben sana izinsiz gelmeyeceksin demedimmi ! defol buradan defol çabuk ! dedi tam giderken elini sarmış bir şekilde geldi ve neden geldiğimi sordu. Biraz yumuşamıştı. Babam ve abimin evde olmadığını ve buraya gelebileceklerini düşündüğüm için geldiğimi söyledim. Sakallı adam biraz düşündükten sonra gömü dedi. Eğer oraya gidiyorlarsa fazla vaktimiz yok çünkü gömüye gidiyorlarsa artık senin bir baban ve abin olmayabilir. Hemen Kamyonetin sahibi olan adamla konuştu ve gömü alanına gitmek üzere apar topar yola çıktık. Bir kamyonete göre bayağı hızlı gidiyordu bu araba. Ön camdan gömü alanı görünmeye başlamıştı ve içeride iki kişi vardı. Bizi buraya getiren simsiyah heybetli köpek çukura doğru koşuyordu. Aklıma gördüğüm rüya gelmişti. Çukurdakilerin abim ve babam olmaması için dua ediyorduk. Biz çukura yaklaşana kadar siyah köpek çukurdan ağzındaki kan lekeleriyle çıktı Ben daha da tedirgin olmuştum. Çukura doğru yaklaştık ve ben içeriye doğru kafamı uzattım
    ···