1. 1.
    +1 -1
    panpalar herkez sevdigiv bi fikrayi yazsin.
    edit: fikralari nasil buluyonuz picler, entry girin.

    evin 8 yaşındaki kızı gece su içmeye kalktığında, annesiyle babasının seviştiğini görür. ertesi gün annesine sorar;
    - anneciğim dün gece babamın üzerinde ne yapıyordun .
    anne ne cevap vereceğini şaşırır.
    - kızım babanın mikisi ile oynuyordum .
    - ''anne benimde mikim olacak'mı.
    -
    tabi kızım büyüdüğün zaman seninde mikin olacakder.
    küçük kız bahçeye çıktığında dedesini havuzda çırılçıplak yüzerken görür. önünde de mikisi durmaktadır. hemen havuza atlar ve hızla dedesinin yanına giderek aleti yakalar.
    -
    anne anne mikimi buldum mikimi buldum.
    dede can havliyle bağırır;
    -
    ne mikisi yavrum ne mikisi o senin mikin değil benim yetmiş yıllık gibim''
    ···
  2. 2.
    +3
    adamın biri motogiblet almış. satıcı adama bir kutu vazelin hediye ederek "yağmurlu havalarda bunu metallere sür, pas yapmaz" demiş.
    adam motorunu göstermek üzere kız arkadaşına gitmiş. akşama doğru kız "gel seni bize zütürüp ailem ile tanıştırayım, hem de akşam yemeği yeriz." demiş.
    hemen arkasındanda bir hatırlatmada bulunmuş. "yalnız dikkat et bizim evde yemek yerken kimse konuşmaz. konuşan olursa o bütün bulaşıkları yıkar."
    adam 4 kişinin bulaşığından ne olacak diye düşünürken eve girdiklerinde bir de ne görsün dağ taş her yer bulaşık. ulan bir konuşursak yandık demiş.
    yemek yerken aklına "ben şimdi bu kızın elini tutsam kimse bir şey diyemez." fikri gelmiş. kızın elini tutmuş, kimseden çıt yok.
    bir de öpeyim demiş, öpmüş gene çıt yok.. ulan ben bununla bu işi burada pişireyim demiş.
    herkesin gözü önünde kızla yatmış ama gene çıt yok. adam iyice pişkinliğe vurup yahu bunun anası da güzelmiş deyip onunla da yatmış.
    gene çıt yok. tam bu sırada dışarıda gök gürleyip yağmur yağmaya başlamış. bizimki motoru paslanmasın diye aldığı vazelini cebinden çıkardığı anda kızın babası bağırarak ayağa fırlamış. "tamam tamam koy onu yerine bulaşıkları ben yıkarım".
    ···
  3. 3.
    0
    Orman kralı aslan bir gün tatile çıkmaya karar vermiş ve yerine vekalet etmesi için tavşanı seçmiş.
    Bu kararını da bir toplantıyla bütün hayvanlara iletmiş. Toplantıda:

    - Eğer ben yokken tavşana saygıda kusur ederseniz, hepinizi mahvederim, demiş.

    Ertesi gün olmuş tavşan büyük bir sevinçle uyanmış ve dışarı çıkmış.
    Elleri arkasında keyifle ve kibirle ormanda dolaşmaya başlamış.

    Biraz sonra yılanı dere kenarında su içerken görmüş.
    Sessizce yaklaşıp yılanın ensesine sağlam bir tokat atmış.
    Hışımla arkasına dönen yılan tam tavşanı sokacakken aslanın tatile gitmeden önce toplantıda söyledikleri aklına gelmiş.
    Bunun üzerine sinirli bir şekilde önüne eğilerek :

    - Hürmetler tavşan abi, demiş.

    Tavşan gezinmeye devam ederken yaban domuzunu çalıların üstünde uyurken görmüş.
    Eline bir sopa alıp domuzun kafasına vurmuş.

    Hışımla uyanan yaban domuzu tam tavşanı ısıracakken, aslanın tatile gitmeden önce toplantıda söyledikleri aklına gelmiş. Oda önüne eğilerek:

    - Hürmetler tavşan abi, demiş.

    Tavşan daha bir keyiflenmiş, kendine daha bir güvenir hale gelmiş dolaşmaya devam ediyormuş.

    Bu sırada ağaçtan sarkan bal kovanını almaya çalışan ayıyı görmüş.
    "Dur şunada bi' pislik yapıyım" demiş kendi kendine.
    Ayıya arkadan yaklaşmış ve ayının kıçına okkalı bir parmak atmış.
    Ayı öyle bir sinirlenmiş öyle bir sinirlenmiş ki.
    Arkasına dönmüş tavşanı yakalamış bir gibmiş bir dövmüş bir gibmiş bir dövmüş. Tavşanın pestilini çıkarmış bir kenara atmış ve homurdana homurdana uzaklaşmış.

    Tavşa güçlükle yerinden doğrulmuş ayının arkasından bakarak
    "Ulan ayı oğlu ayı hiç bir toplantıya da katılmaz ki" demiş.
    ···