1. 26.
    0
    üniversiteyi kazandığım kısma kadar anlattım. antalya maceralarımı daha sonra ama yakın bir zamanda anlatacağım. uyumadığım için şu an yorgunum. belki uyanınca anlatırım. okuyan-okumayan, beğenen, beğenmeyen herkese teşekkürler.
    ···
  2. 27.
    0
    bu dönemde babam iş görüşmelerine gidiyordu ancak daha önceki işinde rahatlığa alıştığı için görüşmeye gittiği işleri kabul etmiyordu. en son babam bir çılgınlık yaptı ve dükkanın bütün borçlarına karşılık dükkanı devraldı. bu şu anlama geliyordu. üstümdeki vergi borçlarını ve diğer borçları eski patronun ödemek zorunda olmadığı ve bizim başımıza kalacağı. burs ve yurt için başvuru yaptım. ailemizin durumu parasal yönden fazlasıyla kötü olmasına rağmen babamın devraldığı dükkan, eskiden benim üstüme olan dükkan ve araba yüzünden, bana ne yurt ne burs çıkmadı. yurt yedek olarak çıktı aslında ama 600. yedek olursanız pek bir anlamı kalmıyor. burs çıkmayınca kredi aldım. bu da bana okul bittikten 2 yıl sonra 8800 lira+ faiz olarak geri dönmesi demekti.
    ···
  3. 28.
    0
    belirli bir zaman geçti. yeni sınav dönemine girilmişti. üzerime açılan şirket battı ve arkasında bir borç bıraktı. üstümdeki araba üstümden alındı. ve ben yeni sınav döneminde ne yapacağımı bilmiyordum. bir yandan hayallerimi yaşamak istiyordum. istediğim bölümü okuyup mutlu olmanın peşine düşmüştüm. bir yandan evdeki baskıdan sıkılmıştım. 2 senedir evde olmanın verdiği baskıyı yaşayan arkadaşlar az çok tahmin edeceklerdir. sınavdan önce karar verdim. bazı bölümleri araştırdım ve baktım. sırf üstümdeki baskıdan kurtulabilmek için iki senelik bir yüksekokul yazıp okumaya gidecektim. okumaya gitmeyi düşündüğüm bölümü de sevmiyor değildim ama sonuçta çok isteyerek gittiğimi söyleyemem. sınav dönemi geldi, sınava girdim yeterli puanı aldım. bu dönemler babam da işten ayrılmıştı. parasızlıkla boğuşuyorduk. üniversiteyi kazanabiliyordum belki kazanmasına ama gidebilecek param yoktu. akdeniz üniversitesi tıbbi laboratuvar teknikleri bölümünü kazandım. daha sonra üniversiteye gidebilmek için izmire bir butik otelde çalışmaya gittim. orada elde ettiğim parayla antalyada bir süre rahat geçindim. en azından oraya gidip bir düzen oturtabilecek ve aileme zaman kazandırabilecek kadar.
    ···
  4. 29.
    0
    sürekli faktoring şirketlerine gidiyordum. eskiden daha iyi fiyat verenle çalışırdık hepsini denerdik artık iyi fiyat verenden ziyade çeki kırmayı kabul eden firmayla çalışmaya başladık. iflas eden işyerinin üzerine ikinci işyeri de iflasın eşiğindeydi. belirli bir zaman geçti tabi lys sınavı da geçmişti ve umursamadığım için sonuç çok umrumda değildi. bir gece babam eve geldiğinde bana bağırmaya başladı. hemen tercih sonuçlarının açıklandığı gündü. babam, bir yere yerleşemediğimi duyduğunda oldukça sinirlenmişti. belki de öfkeden çok üzüntüsünden böyle yapıyordu bilemiyorum. babamla ilk defa sert bir tartışmaya girmiştik. babamın o günkü sözleri canımı çok yakmıştı ve gözlerim dolmaya başladı ancak babamın bazı yaptığı şeylerden dolayı kendime verdiğim bir söz, göz yaşlarımı silip ağlamamı engellememe yardımcı oldu. hayatımda ilk defa o zaman babama karşı sesimi yükselttim. o gün babamla tartışmamız bittikten sonra bana dedi ki "bir daha sakın bana karşı yükselme! sakın!"
    ···
  5. 30.
    0
    hayatım gitgide daha taktan hale geliyordu. deneme sınavlarından aldığım gaz, işlerin her şekilde iyiye gitmesi, daha sonra ygs puanlarının açıklanmasıyla herşeyin tepetaklak oluşu... ygsden 233 puan almıştım. evet, bir sene önceki sınavdan 10 puan gibi bir fark yakalamıştım. bunu görünce pgibolojim daha beter oldu. verdiğim bütün emeklerin boşa gittiğini düşündüm, sınav yarışından koptum. lysnin yüzüne bile bakmadım. dershaneye gidiyordum lys için ama orada olmam ile olmamam farketmiyordu. ailem aldığım sonuç karşısında ikinci defa hayal kırıklığına uğramıştı. onlar böyle bir sonuç alıp muhtemelen üniversiteye yerleşemeyeceğim için üzülüyorlardı, ben de hem böyle bir sonuç aldığım için hem de onları hayal kırıklığına uğrattığım için üzülüyordum. iş kanadında da durumlar kötüye gidiyordu.
    ···
  6. 31.
    0
    dünya resmen başıma yıkılmıştı. ilk başta matematikten başlamıştım ve matematik beni inanılmaz zorlamıştı. çok fazla zaman kaybetmiştim. tüm sorular sonuna kadar dayanıp sonunda tıkanıyordu. hem doğru cevaplardan hem zamanımdan oluyordum. panik olmuştum. fene geçtim ve çabucak feni hallettim ancak türkçeye çok az zaman kalmıştı. türkçeden çok fazla soru yapamadan doldurabildiğim kadarını doldurup sınavı tamamladım. çok sinirliydim. inanılmaz sinirliydim. çıkışta kalemleri, kalem kutusunu, herşeyi ikiye bölüp çöp kutusuna attım. resmen ateş soluyordum. kan beynime sıçramıştı. herhalde soruları hazırlayan güruhtan olduğunu bildiğim birilerini görsem gırtlaklayabilirdim.
    ···
  7. 32.
    0
    gel zaman git zaman ben bu kızdan kendimi uzaklaştırmaya başladım. hatta kıza o yazı biçimi yüzünden kendimce bir lakap bile takmıştım "translate şebnem" diye. (isim semboliktir.) son denemeler mükemmel gidiyordu. ygs kapıya dayanmıştı. 25-26 matematik netleri ile resmen göz dolduruyordum. içimdeki özgüven patlaması "ygsde kasıp kavuracaksın oğlum devam et!" diyordu. son 2 denemenin sonucunu asla öğrenedim ama hesapladığıma göre 320 civarı bir puan alıyordum. "evet" diyordum. "sonunda oldu.". "sonunda şeytanın bacağını kırdım.". "kazanıyorum!" diyordum. ta ki ygs ye girip hezimet sonucum gelene kadar.
    ···
  8. 33.
    0
    karboğazındaki o olaydan sonra aşık olduğum kızın ilgisinin bana arttığını farkettim. ders aralarında yanıma geliyor, konuşurken bana dokunuyordu ara sıra. sonra mesajlaşmaya başladık. çok mutluydum. ilginç bir şekilde işler yolunda gidiyordu. gerçekten şaşırmıştım. bir süre muhabbet ettik, birbirimizi tanımaya çalıştık. ancak arkadaşlar, üzülerek söylüyorum ki, hevesim kursağımda kaldı. kızla konuşmaya başladıktan sonra kızdan soğumaya başladım. mesajlaşırken var olan bütün sesli harfleri yokediyordu. hatta bazen seslilerden de tasarruf ediyordu. öyle ki bazı kelimelerini anlayabilmek için 3-4 defa okumam gerekiyordu. ayrıca bazı yönlerden de çok yüzeysel gelmişti. pek fazla ortak noktamız yoktu.
    ···
  9. 34.
    0
    ufak tefek kayaların olduğu engebeli bir arazi yakınlarındayız. muhabbet ediyoruz kızla. derken birden ayağı kaydı yokuş aşağı ayakları üstünde kaya kaya öndeki ağaca hafiften bir çarptı. aşağı taraf aşağı yukarı 75 cm civarı bir boşluk. kız düşmesin diye bende hamle yaptım hemen kolundan tuttum. düşmeyeceğinden emin olduktan sonra kıza "iyi misin? dengeni sağladın mı bırakıyorum?" dedim. o da "tamam bırakabilirsin iyiyim" dedi ve bıraktım. ben o an çok korkmuştum ama aşık olduğum kızı olası bir tehlikeden kurtarmış olmanın hissi inanılmazdı. yavaş yavaş akşam çökmeye başlamıştı. eşyalar toplanıyor ve servislere yükleniyordu. yorgunluktan bitmiştik. günü de güzel bitirmiştik açıkçası. mutlu mutlu dönüyorduk şehre.
    ···
  10. 35.
    0
    sonlara doğru yaklaşmıştık. ygs sınavına çok az bir zaman kalmıştı. dersler bitiyor, yerini kamp dönemine bırakıyordu. haftalık olan deneme sınavları hergün olmaya başlıyordu. iş yerinde de işler her zamanki gibi ilerliyordu. faktoring şirketlerine gidip gelmeler, çek tahsil etmeler, edememeler... öncelikle belirteyim ki önceki sınav puanlarım ve süper inek bir öğrenci olmadığım için "bu puan mı yüksek lan?" demeyin. benim için gerçekten yüksek puanlar. deneme sınavlarında 300ü zorlamaya başlamıştım. herşey mükemmel gidiyordu. dershane bir gezi düzenlemeye karar verdi. stres atma amaçlı karboğazına gidecektik. neyse işte gezi günü geldi. arada geçen zamanda kıza karşı hala hislerim var ancak dershanenin de sonu yaklaştığı için bir hamle yapmayı düşünmüyordum. servisleri doldurduk ve karboğazına doğru yola çıktık. yılın o zamanında karboğazında kar olmaz ancak çok serin olur. tam bir bahar havası vardır. güneş altında terlemezsiniz. temiz havanın beyninizi açtığını hisseder, şehrin kasvetli havasından uzaklaşırsınız. eğer akşamüstüne kadar orada kalmayı planlıyorsanız yanınıza çok kalın olmayan bir hırka/hoodie tarzı birşey alabilirsiniz. nihayet karboğazına vardık. yolda rakım yüksek olduğu için kulak problemi çektim biraz ancak inince harika bir his doldu. hava özgürlük kokuyordu. işte yemekler, çaylar, pastalar çıktı. toplar havada uçuşmaya başladı. insanlar tak çalıştır usb-radyolardan müzikler açıyor, halay çekiyorlar, kimisi getirdiği gitarı çalıyordu. biz de sınıf arkadaşlarımızla eğlenmeye başlamıştık ki o aşık olduğum kızla da muhabbet ediyoruz ara sıra. dolaşıyoruz falan.
    ···
  11. 36.
    0
    çok fena laf yemeye başladım böyle babam gibti attı zaten. dershaneye gittin o kadar çalışmadın bu puan ne diye. haklıydı adam birşey diyemiyordum ben gelecek sınav için çalışmaya kararlıydım. toparlarım diyordum. akrabalardan gelen inanılmaz bir baskı vardı. kim görse sınav ne oldu diye soruyordu. bana 2 senelik tercih yap diyenler çoktu. evdekilerde bu baskıyı yapıyorlardı. babam diyor iş bul annem diyor iş bul güvenlerini kaybetmiştim. üstüne bide 4. sınıfın sonlarına doğru askerlik kağıdı geldi. o da farklı bi sıkıntıydı. dedim giberim ızdırabını çene çekmektense tercih yapayım 2 senelik. benim hedefim bilgisayar mühendisliği panpalar 2 senelik olarak çene kapatmak için bilgisayar programcılığı yazdım. 4 yer yazmıştım adana maraş kilis hatay.
    ···
  12. 37.
    0
    yok knk okuyoruz sne yaz
    ···
  13. 38.
    0
    okuyan varsa devam ediyorum yoksa boşuna yazmayım?
    ···
  14. 39.
    0
    çocuklar çok acımasız oluyorlar lan. çocukken ben de hatırlıyorum da bildiğin şeytanlarla aynı sınıfta okudum.
    ···
  15. 40.
    0
    ilkokul hep böyle geçti insanlardan nefret ederek sürtüşmelerle sataşmalarla kavgalarla geçti hep. lise 1e geldiğimde hala mülayim ben vardım. insanlardan nefret ediyordum etmesine ama yalnızlık da canıma tak etmişti artık birşeyler yapmalıydım.ama ilkokulda yaşadıklarım ve aile durumu benim çekingen bir insan olmama sebep olduğundan arkadaşlık kuramıyordum doğru düzgün. o zamanlar bende online oyun furyasına kapıldım nam-ı diğer knight. o yolla arkadaşlık kurmaya çalışıyordum. tabi eski köye yeni adet olmaz küfür etmeye başlayana kadar lise 1. sınıfta benimle dalga geçtiler tabi bende küfüre başladım canıma tak etti. oyun yoluyla birkaç arkadaşta edindim. şu an can dostum dediğim arkadaşlarımdır kendileri.
    ···
  16. 41.
    0
    vay amk filmlerdeki kötü adamların hep acıklı bi hikayesi olurdu, holywood uydurması sanırdım.
    ···
  17. 42.
    0
    ilkokulda hiç arkadaşım olmadı arkadaşlık kurmaya çalışıyordum ama onların bana yaklaşımı çıkar ilişkilerinden öteye gitmiyordu bende işte arkadaşım olmamasından çıkar ilişkisi olduğunu bilmeme rağmen buna katlanıyordum arkadaşım onlar benim diye. henüz 1. sınıftayken bile çok ağır küfür ederlerdi bizimkiler ben küfretmezdim lise 1. kadar da küfür etmedim. bu yüzden sürekli gay yaftası yedim. onlara göre küfretmeyen insanlar gay ya amk. herneyse. gitgide insanlardan nefret etmeye başladım bencilleştim.
    ···
  18. 43.
    0
    @7 eyvallah iyiyim bende.
    reserved dursun kenara şimdi yatacam yarın sabah bakarım
    ···
  19. 44.
    0
    devam et panpa
    ···
  20. 45.
    0
    @8 panpa şimdi burda anlatacak olsam bir sürü dalga daşak olacak. neyse gibtir et anlatıyorum.
    hayatımın zindan oluşu 6 yaşındayken başladı. ilkokulda 1. sınıftan 8. sınıfa kadar sürekli dışlandım hor görüldüm.1 günüm kavgasız geçmezdi neredeyse kimse sevmiyordu beni sınıfta. kıvırcık saçlıyım bende tabi eğer bide böyle bir durumda olursan dalga geçilmekten de kurtulamıyorsun. ne bilelim o zaman çocukluk zamanlarımız. saçlarımla çok dalga geçerlerdi soyadımla dalga geçerlerdi bu sebepten çok kavga ettim. soyadım çiçekçi panpalar bu yüzden hep dalga geçtiler.
    ···