Beyler dedem köyde yaşıyor ama hastalandığı için tedavi olmak için istanbula geldi.
Amcamlara kalmaya gitti ve onlarda bizden bir sokak ötede.

Neyse Saçlarım uzun ve bunda yıllardır bi takıntı var saçlarımı kendisi kesmek istiyor. Annemle gittik flan dedem boyle baya hasta yatıyor.
Neyse oturdum nasılsın flan konuştuktan sonra dedem koltuğa uzandı. koltukta yatarken tavana bakıp bakıp dalıyordu baya üzülmüştüm ve onu en azından biraz tebessüm ettirebilmek için birşeyler yapmam gerektiğini düşündüm ve dede saçlarım uzuyo ya istersen... Der demez tavana bakan gözlerini biranda üstüme çevirdi. işte dede bizim berbere para vericeğime sen yeteneklerini göster dedim. Hemen ayaklandı amk harbimi lan der gibi. Sonra teyzemden(amcamın karısı aynı zamanda teyzem oluyor) makas ve örtü getirmesini istedi. Teyzem koşarak içeriye gitti ve tam o anda dedem nerden başlaması gerektiği için saçlarımı zevkle süzerken içime bir pişmanlık doğdu.
Biran koşup çıkmak istedim dışarı ama laf agzimdan bi kere cikmisti.

Teyzem makasla bezi getirince yere oturdum ve üstüme hızlıca bez örtüldü. Sünnet olucak gibi hissediyordum.
Makas, kırtasiyelerde satılan sarımtrak olan makaslardan. Sonra dedem makası eline aldı ve o titreyen elleriyle başladı yardırmaya. Keserken aldığı zevk gözlerinden okunuyodu. En azından bu yaşlı adamı mutlu ettiğime seviniyordum.
Dandik makasın saçlarımı keserken verdiği acının yanında dayıyordu dedem.
Önlerinden almicam dedi ve en azından biraz rahatlamıştım.
Saçlarım koyu sarıydı kısaldıkça sarı rengi dahada kendini gösteriyordu.
Kesim bittikten sonra teyzem annem flan çok güzel olduğunu söylüyordu. Ve ben tabiki bunların bir nasihatten başka birşey olmadığını biliyordum.
Aynaya bakmak için kalkıp hızlı adımlarla lavaboya gittiğimde Gördüklerime inanamadım. Her tarafı kısa ve hacimli olan sarı saçlarla aynı alman ferrecilara benziyordum. Morelimin o kadar bozulmasına rağmen bozuntuya vermeyip eline sağlık dede diyip elini öptüm.

Yüzünde bin bi gülümseme vardı dedemin.