/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +1 -1
    iyiyim ben, geleceğim şimdi dedi benim dul. Ben, penisimi dulun ıslak ve sıcak vajinasından yavaşça çekerken dul kapının diğer tarafında bulunan kadınla konuşuyordu. Biraz sıkıştım, işini bitirdiysen çıkar mısın sesi geldi. Benim dul bir hışımla kıyafetleri giydi, saçını topladı ve biraz aynada kendini düzeltti. Ben de duşakabine girip saklandım. Kapı açıldı, dul lavabodan çıktı, içeriye sesi kartlaşmış bir teyze girdi. Ben, duşakabinde çıplak beklerken, kıyafetlerimin yerlerde olduğunu hatırladım. Teyze işini görünce kapıdan çıktı. ama bi ayak sesi işittim ve ben yerimde kalmaya devam ettim. içeri gelenin parfüm kokusu lavaboyu cennet bahçesine çevirmişti. Kısık bi sesle bunlar onun mu acaba sözü işittim. Bu ses yabancı gelmemişti. Bu ses dulun 18lik kızının sesiydi. Hafif kafayı çıkardım, kız kıyafetlerimi almış kokluyordu. Bir yandan da kendini okşamaya başlıyordu. Kabinden çıkıp kızın yanına gitsem mi diye düşündüm. Ardından kız kıyafetleri bırakıp ihtiyacını gördü ve lavabodan çıktı. Ben de bir hışımla odama geçtim, kapıyı kitledim. Hala çıplaktım. Bi sigara yaktım ve akşam olmasını bekledim...
    ···
  2. 2.
    +2
    Saat 21:00 olmuştu. Benim dulun kızı hala aklımdaydı. Benden hoşlandığı açıktı. Odamdan çıktığım zaman evde kimse yoktu. Salon, yaşlı teyze çorabı, kısır, kurabiye kokusuyla harmanlanmıştı. Mutfağa geçip kendime bi kahve yaptım, pencere karşısına geçip bir güzel kahvemi içtim sigaramla. Ardından telefon çaldı. Arayan babamdı. Kardeşimi üniversiteye yerleştirmek için şehir dışına gittiklerini haber verdiler. Dolabı açıp birkaç bira aldım ve salona geçtim. Aklıma hocanın çıplak hallerini video çektiğim geldi. Telefondan videoyu izlemeye başladım. Ne pompa yapmıştım be! Hocam yokluğun bir tık üstü bir kadındı, bulgar göçmeni bir dilberdi.
    Sigaradan birkaç duman çekip, biradan birkaç yudum aldıktan sonra telefonum çaldı...
    ···
  3. 3.
    +1
    Ben:
    -Alo?

    Murat:
    -Kanka naber? Ben Murat. Müsait misin kanka ya kafam bozuk, size geleyim dertleşelim; ne dersin?

    Ben:
    -Gel tabii ki amk, bura senin de evin. Bizimkiler olmadığı için rahat takılırız, ortam müsait kanka...

    Telefonu kapatıp evden çıktım. Marketten 15 20 bira, 35 lik rakı ve 35 lik votka, lays ve Ruffles cipslerinden alıp eve geçtim. Cebimi yokladım, sigara kalmamıştı. Murat' ı arayıp sigara almasını söyledim.

    Ardından kapı çaldı.
    Gelen dulun 18 lik kızı Melis, bana bi tabak yemek getirmişti. içeri gelsene, sana bi kahve yapayım, dedim. Sürtük beni kırmayıp içeri girdi. Odaya geçtik, bir şeyler isteyip istemediğini sordum; kola rica etti. Mutfağa geçtim, bardağa kola doldurdum, birkaç buz koydum ve üzerine azıcık votka akıttım. Biraz rahatlar, belki cesaretini toplayıp bana hissettiği duyguları söyler diye. Bu, kısacık şortu, askılı bluzuyla koltukta oturmuş, göğüslerinden aşağı inen ter damlalarını silerken işte kolaları getirdim, deyip içeri girdim. Kibar, minik elleriyle kola bardağını kavrayıp masasına koydu. Düz ve uzun saçları terden ve yağdsn parlıyordu. Üniversite kayıtlarını sordum, ev ayarladı mı filan klişe sorular sornaya başladım.
    Büyük ve kahverengi gözleriyle beni şiddetli bir şekilde dikizleyip dolgun dudaklarıyla cevap vermeye başladı. Ardından lavabo için izin istedim. Lavaboya geçince kapıyı kapatıp, kulağımı kapıyamdayadım. Ben lavaboya girince Melis, 20 daniye bekleyip minik ayaklarıyla odama doğru ilerlediğini işittim. Kapıyı biraz araladım, doğruydu bu. Odama girmişti. Eşyalarımı inceliyor, dergilerime bakıyordu. Lavabo kapısının önünden geçerken vajinasının kokusunu duydum. Tazecik, güçlü ve kuvvetli bir vajina; şanslı penisi bekliyordu. Lavabodan sessizce çıktım ve odama doğru ilerledim
    ···
    1. 1.
      +2
      dulun bütün sulalesini gibecen gibime gelio
      ···
  4. 4.
    +5
    Odamda kitaplarımı karıştırıyordu. Biraz odamda gezindikten sonra yatağıma oturdu. Şişkin ve dik kalçası oturduğu zaman bile kendini belli ediyordu. Sonra yataktan kalkıp yatağın çarşafını düzenledi, odamda bulunan aynaya baktı, kapıya doğru ilerledi. Ben de hemen salona geçtim. Geldiği zaman çoktan oturmuş, kolamı yudumlarken: Neredeydin, mutfağa mı gittik yoksa? ihtiyacın varsa ben getirebilirim dedim. Hınzır bir gülümseme atarak işinin olduğunu bu yüzden gitmesi gerektiğini söyledi. Kapıya kadar eşlik ettim. Önümde, kalçası bıngıl bıngıl sallanıyordu. Uzun saçları belini aşacak vaziyetteydi. Birden ayağı takılıp yere doğru düştü, ama hemenyakaladım. ilk defa tenine dokunmuştum. Çok yumuşak, çok pürüzsüzdü. Kollarını elimle kavradım, çok harikaydı. Bacakları bacaklarıma, kalçası kucağıma değiyordu. Hemen kendisini toparladı, evden çıktı. Sigara yakıp odama geçtim. Yatağıma biraz bakındım, ıslaklık vardı. Yapış yapış olmuştu bir kısmı. Biliyordum, benden hoşlanıyordu. Sigara elimde, odadan odaya turlarken kapı çaldı. Gelen Murat, ellerinde poşetlerle: naber kanka deyip sarıldı, içeri geçti.
    ···
    1. 1.
      +3
      Kurgu bile olsa güzel panpa devam 5 posta attık
      ···
  5. 5.
    +1
    Murat:

    Kanka, çok boşluktayım amk. Selin beni bıraktı, ailem beni bıraktı, üniversite uzadı; her şeyin dıbına koydum be kanka. Bu arada, adıyaman tütünü getirdim amk. Param buna yetti, sarıp içeriz, uyar mı lan?

    Ben:

    Sıkıntı yok kanka, sen sarmaya başla. Herkesin sıkıntısı veiar be oğlum, der ettiğin şeyleri gibeyim. Saat 17 zaten. 21 gibi patlamaya başlarız, uyar mı?

    Murat:

    Uyar kanka. Bu aralar seni göremiyorum lan. Ne yapıyorsun? Bütün gün bilgisayarın başında mı takılıyorsum? Lan, bilgisayar başında öleceksin amk, git hava al biraz dışarı çık, gez toz lan ne bu halin?

    Ben:

    Ya bi gibtir git, ditütünü sar amcık. Hadi, ben bi dışarı çıkacağım, gelirim birazdan

    Murat:

    Kanka, cips aldın mı! Çiğ köfte filan da iyi gider bak almadıysan birkaç meze çerez al tamam mı?

    Ben:

    Mezeni giberim

    Ve evden çıkarım
    ···
  6. 6.
    +1
    Asansör gelmek bilmedi. Yine arızalanmış olmalı. Merdivenlerden inerken birden dairenin kapısı açıldı, benim dul göründü. Her zaman olduğu gibi çekici görünüyordu. Komşusundan ayrılıyordu, biraz bekledim. Komşusu kapıyı kapatınca arkasına sarıldım ve öpmeye başladım. Mutlu bir şekilde yüzünü bana döndü, beni öpmeye başladı. Ailen gitti mi, diye sordu. Gittiler, ama arkadaşım bu sefer geldi. Ben de kalacak birkaç gün. Seni çok özledim, dedim ve kalcalarını ellerimle kavrayıp biraz sıktım, bedenini kendime doğru çekip boyun bölgesini öpmeye başladım. Bana gel, ev müsait, dedi ve evine geçtik. Eve girer girmez soyunduk, tenine hakim, bedenine hakim oldum. Hiç olmadığı kadar sert pompalamaya başladım. Sonunda duluma. hakim olmuştum. Bedeni, sert darbelerime karşı gelemiyordu. Arkasını döndü, pompalamaya devam ettim. Bir yandan saçını ellerimle kavrayıp kafasını kendime doğru çekip yüzünü öperken, diğer yandan köpek pozisyonunda onu ponpalıyordum. Yaşına göre dar ve sıkı olan vajinası, görüntü itibariyle de güzeldi. En sonunda istediğim gerçekleşti, patladım. Yatakta 30 dakika geçirdikten sonra gitmem gerektiğini söyledim, kıyafetlerimi giyip odadan çıktım. Kendisi de ayakkabıları filan hazırlamak için kapıya yöneldi. Ben de ellerimi yıkamak için lavaboya girdim. Lavaboda kendimi tutamadım, kirli sepetini kurcaladım. Melisin şortunu gördüm. Islak, yapışkandı. Islak olan bir külot vardı altında. Çok güzel görünüyordu. Benden hoşlandığı belliydi, ama itiraf edemiyordu. Halbuki annesiyle yaşadığım ilişkiden haberi yoktu, bana açılabilir; sevgili dahi olabilirdim. Çerkes olduğu için yaşlanma sıkıntısı olmayan bu dilberle evliliği bile düşünebilirdim... Külotu cebime sıkıştırdım, evden çıktım...
    ···
  7. 7.
    +3
    Marketten birkaç meze ve çerez daha aldım. Kasaya geçince önümde 4 5 kişi vardı. Kasiyer kızı incelemeye başladım. Kasiyer kız, gayet yüzü güzel, göğüsleri ufak ama dik, kolların kalınlığı iyi durumda, bacak kalınlığı ve ayak bilek kalınlığı standartlara uygundu. Sol göğüs bölgesine iğne yardımıyla tutturulmuş diktörtgen bir ufak bir isim levhası vardı. Levha, göğüsün dikliğinden dolayı yan yatmıştı, bu yüzden isim bölgesi kapanmıştı. Boyu 1.60 1.65 olmalıydı. Kalçası dik ve sert olacak ki oturduğu zaman? kısa görünmüyordu. Gayet dik oturuyordu bu da onu çekici bir görünüme büründürüyordu. Kırmızı ojeli parmaklarıyla paket makarnalar, nuggetlar, patatesler, güneş kremleri alıp, fiyatını öğrenmek için bir alete yaklaştırıp uzaklaştırıyordu. Sıra bana geldiği zaman kızı daha net inceleyebiliyordum. Ufak, ama dik göğüsleri dikkatimi çekiyordu. Ürünleri alıp marketten çıktım. Fişe baktığım zaman kasiyerin ismi yazılıydı...
    Harika, belki tanışabilirim onunla, dedim ve eve doğru ilerledim.
    Eve girince Murat, sardığı tütünleri içmeye başlamış, bir yandan da kahve pişiriyordu.
    Dur amk, sen beceremezsin bu makimeyi çalıştırmayı. Bi saniye, su koydun mu amk? Tamam, düğmeye bastık mı... işte oldu. Otur, ben sana servis yaparım, dedim ve Muratla masaya oturduk, sardığı tütünlerden bir dal verdi; içmeye başladık
    ···
  8. 8.
    +2
    Rez alın beyler. Yemek yapmam gerek. o yüzden biraz ara veriyorum. AKŞAM 19 GiBi hızlı partlarım.
    ···
  9. 9.
    0
    Murat:

    Kanka, çiğ köfteleri paketten çıkarıp tabağa koy. Plastik tabakta yemem ben. Ayrıca evde limon yok mu amk?

    Ben:

    Birader az dikkatli bakarsan limonları görürsün.

    Murat:

    Tamam, buldum sonunda. ince ince dilimleyip çiğ köfte tabağının yanına koyayım. Kanka, az müzik açalım. Benim tel ferrelardan ötürü virüslü, müzik oynatamıyor. Seninkini alıyorum lan. Tamamdır, şifre ne amk? Kanka, telefonun iyiymiş lan. Lan, lan bu ne? Oğlum bu video ne lan, ne ayaksın amk sen? gibtiğin kadın kim, ne yapıyorsun lan ferre sektörüne mi atıldın lan şşşt noluyoor gel bi hemen! gibecem bak bırak o çiğ köfteyi gelsene lan bin!

    Ben:

    Murat, sakin ol bi. Bildiğin gibi değil. O videoyu hatıra olarak saklıyorum. ilk defa am görmüştüm, ölümsüzleştirmek istedim o anı.

    Murat:

    Kim bu? huur falan mı?

    Ben:

    Yok, ortaokul öğretmenim. Ya, bi anlık manyaklığıma denk geldi,.kayıt ettim işte amk. Dur, sileyim. Versene lan telefonu!

    Murat:

    Manyak mısın lan? Bunu silemezsin! Hocanın haberi var mı?

    Ben:

    Haberi yok. Ver şunu, yeter lan. Durdur videoyu amk. Sesi kıs lan. Bütün semt ahh uhhhlama sesi ile yankılanıyor.

    Murat:

    Oğlum, bak şimdi. Bu karı öğretmen. Senle yattığına göre eşi yoktur. Yani, yok değil mi? Irz düşmanı değilsindir umarım amk

    Ben:

    Eşi yok, hiç evlenmedi diye biliyorum

    Murat:

    Tamamdır lan, işte bu. Bira çıkar bin, yine iyiysin. Çiğ köfteyi yemeyi bırak amk, bana kalmadı lan...
    ···
  10. 10.
    -1
    Murat, dikkatli dikkatli tek bir noktaya yoğunlaşmıştı. Elinde tuttuğu cips tabağının üzerinde ki desene uzun uzun baktı. Birkaç yudum bira aldıktan sonra...

    Murat:

    Bak kanka, bu kadın evli değil, az çok maaşı var, yani devlet memuru. Bak, biz bunu bu kayıtla tehdit edelim, biraz para isteyelim. Ne dersin lan? Bak, hayatımızın fırsatı bu. Düşün bi, her şey çok iyi olur lan. Seninde benimde paraya ihtiyacımız var. Hocanın tek yapması gereken kredi çekmesi. Devlet memuru olduğu için kredi işi sıkıntı olmaz. Biz parayı alırız, kayıtı da hocaya veririz. Herkes mutlu olur. Ne dersin?

    Ben:

    Bu çok tehlikeli lan. Hocanın gözü kara. Bence böyle bir şeye girişmeyelim.

    Murat:

    Bak amk salağı, hocanın elimizde görüntüsü var. Amı hd kalitede sergileniyor. Bunu internete sızdırdığımızı düşün, hocanın hayatı kayar amk. ipler bizim elimizde. Bence ortam müsait, hocayı çağır.

    Biraz düşündüm. Paraya ihtiyacım vardı. Bu yolla ihtiyaçlarımı karşılayabilirdim. En azından deneyebilirdim.
    Hocayı arayıp buraya gelmesini istedim.

    2 saat sonra...

    Saat 22:30

    Kapı çalar...

    Hoca, benim çağırmama sevinip kapıyı açar açmaz boynuma atlayıp öptü. Yanımda duran arkadaşımı görünce şaşırıp kendisini toparladı. Kapı önünde hemen her şeyi açıklamaya başladım. Görüntüyü gösterdim. Hoca, bana birkaç tokat attıktan sonra görüntüleri istedi. Şartlarımı sundum. 500bin tl istediğimi söyledim. Yüzüme tükürüp üzerime atladı, görüntüyü silmeye çalıştı ve sildi. Ardından Murat televizyonu açtı. Televizyonda, çektiğim görüntü oynuyordu. Murat: Ya parayı verirsin ya da bu görüntüler bütün televizyonlarda gösterime girer; seçim sizin, dedi ve mutfağa geçti. Hoca ağlayarak kapıdan çıktı, otomobiline atlayıp evden uzaklaştı. Murat kahkaha atarak, ağzında sigarayla yanıma geldi.

    Murat:

    Kaltak avucumuzun içinde hahahah. Al, az önce bugünün şerefine sardım, ateşleyip çek.

    Ben:

    Ver. Bak, bu iş bence tehlikeli gibi. Vaz mı geçsek?

    Murat:

    Al, biraz bira iç amk..

    Ve kapı çalar...

    Gelen benim dul, transparan kıyafetiyle karşımda duruyor. Elinde bulunan 1 şişe viskinin birazı içilmiş gibiydi.

    Dul:

    Aranıza katılabilir miyim?
    ···
  11. 11.
    +2
    Dul:

    Görüntülere bakmamda sakınca var mı?

    Ben:

    Sakıncası yok. Bizi dinlemiyordun, değil mi?

    Tabii ki dinliyordu. Benim dul kevaşem bizi dakikalarca dinledi...

    Dul, görüntüleri izlemeye başladı. izlerken ihihhihi, ayyy çok büyük memeler bunlar, bu sarkık memelere nasıl dayandın sen? ihihihih gibi şeyler fısıldıyordu. Transparan kıyafeti siyahtı. içine giydiği iç çamaşırı kırmızı. Transparan kıyafeti yırtıp onu oracıkta pompalamak isterdim, ama Murat vardı. Çok öfkeliydim ve aşırı stres altındaydım. Murat, beni yanına çağırıp: kim bu karı amk? genel ev mi işletiyorsun lan?, dedi. Sadece komşumuz dedim, ama pek inandıramadım. Görüntülerden sonra dul, ağzımızı aramaya başladı. Bu, o zaman belli olmasa bile, ertesi gün anlaşılabilirdi. içki ve tütünün zirvesine vardık. Murat ve Ben, uçmuştuk. Dul, pek sarhoş sayılmazdı. Ben, sarhoş bir şekilde dulun bacaklarını ellemek istedim, ama dul bacağını çekip: sarhoşsun, bu yüzden olmaz dedi. Murat, içki şişesini yere düşürüp: karnım aç, benim karnım aaaaç amk. Kanka, dürüp bul, köfte bul, kokoreç bul dedi. Kendisinin uşağıyım ya, evden çıkıp dürümcü aramaya koyuldum...
    ···
  12. 12.
    +2
    Usta, bana iki yarım çek. Acı koyma. O kadar tuz dökmene göre yok be hafız...
    Domatesi ve biberi gibtir et, paketle gideceğim şimdi, hadi!


    Kokoreçleri alıp eve döndüm. Daireye girince dul ve Murat ortalıkta yoktu. Odama geçtiğim sırada Murat, benim dulumu parçalıyordu. Dul, Murat'ın üzerine çıkmış zıp zıp zıplıyordu. Murat' ın suçu yoktu. Bilmiyordu Dul ile aramda ki ilişkiyi, ama Dul; dul bir şeytan çıktı amk. Adıyaman yakıp evde turlamaya başladım. Yok, dul nasıl yapabilirdi bunu amk? Öfkeyle evden çıktım. Birden aklıma dulun kızı Melis geldi. Gözümü karartıp dulun evinin kapısına gittim. Kapının önünde biraz bekleyip zile 2 defa bastım. Kapıyı Melis açtı, Melisi Belinden yakalayıp kendime çektim ve dudaklarını öpmeye başladım...
    ···
  13. 13.
    +1
    Melis beni itekledi, yere düştüm. Yerden kalkamadığımı gören Melis, yanıma gelip: üzgünüm, dedi ve beni öpmeye başladı. Eve girdik, o tazecik vücuduna sahip oldum. Bakire olduğunu bilmiyordum, o gece biraz aksilikler yaşadık,ama her ikimiz.de zevke boğulduk. Dakikalarca o tatlı vajinasını pompaladım. Vajina zaten kaygandı, meniler vajinayı daha da kaygan yapıyordu ve benim daha fazla hızlanmama sebep oluyordu. Birkaç defa boşaldığımı hatırlıyorum. Sabah olunca hemen kendi evime geçtim. Dul, Muratın üzerinde uyuyordu. Ne romantik. Salona geçip tv açtım, bir yandan da sigara içtim. Rahatlamak ve iyi bir uyku için de birkaç votka vurdum ve sızıp tv karşısında uyudum...
    ···
    1. 1.
      +2
      Sizin apartman genelevmi noluyor amk
      ···
  14. 14.
    +5
    Uyandığımda öğlen olmuştu. Dul evden gitmişti. Murat hala uyuyordu. Birkaç tekme sonrası uyandı o da. Akşam ne yaptığını sordum muallakye. Dulu öve öve bitiremedi amk. Saatlerce pompa yapmış, ağzına boşalmış falan, vay amk. Beni sorduğu zaman da uyudum cevabıyla yetindim. Ardından telefon çaldı. Arayan hoca, parayı teslim etmek için saat istiyordu. Şimdi müsaitim, dedim ve eve davet ettim. Duşa girip biraz temizlendim, kıyafetleri yeniledim. Murat o sırada dünden kalan çerezleri öldürmeye çalıştı. Duştan çıkınca kapının çalması bir oldu. Kapıyı açtım, hoca elinde bond tipi bir çanta ile karşımızda dikilmişti. 'Para hazır, görüntüleri verin, dedi. Çantayı açtık, dolarların yeşilliği gözlerimizi kamaştırdı. Murat, ağzında duran sigarayı yere tükürüp:paraların gerçek olmasını dilerim. Yoksa..., dedi.
    Hoca, biraz tebessüm etti:içeri geleyim isterseniz, paraları sayın; dedi. Ben yok mok dedim, hoca da:o zaman burada yapacağım , dedi ve çantasından 7.65 lik susturucu takılmış tabancayı benim kafama doğru uzattı...
    ···
    1. 1.
      +2
      kesin.o sıra arkadan dul geldi ve hocanın kafasina negev tuttu demi mk
      ···
  15. 15.
    +2
    Ben:

    Ne oluyor, hocam? Siz bizi yanlış anladınız. Lütfen elinizdeki silahı bırakın, lütfen

    Murat:

    Aynen, bu bini öldürürseniz elinizr bir şey geçmeyecek. Bırakın, alın para da istemiyoruz, lütfen bize zarar vermeyin.

    Hoca:

    Kesin sesinizi. Görüntülerin bütün kopyalarını getirin. Çabuk olun. Murat mısın ne taksan, gibtir git hepsini getir ve gözümün önünde hepsini yok et.

    Murat hemen içeri geçti, odalardan kayıtları topladı, telefonlarıda getirdi. Önce gösterdi, sonra yok etti. Bunu yaptığı sırada tabanca hala başıma odaklanmış, tetiği bekliyordu.
    Hoca bütün kayıtların yok edildiğini anlayıp tabancayı aşağı indirdi. Bu sefer sizi affediyorum. Karşıma çıkar, beni geçmişimle tehdit ederseniz sizi öldürürüm, dedi ve arkasını dönüp giderken, Murat, elinde tuttuğu bira şişesiyle Hocanın kafasına bir güzel indirdi. Hoca, dengesini kaybedip yere düştü. Naptın lan sen amk salağı? Kadın gidiyordu, kurtulmuştuk ne güzel; nr şimdi bu lan? dedim. Murat, hocanın yanına gidip nabzını ölçtü. Yaşıyordu... Kafasını kaldırdığında yerde kan birikintisi vardı. Ambulans çağırmamız lazım, duyuyor musun lan beni? diye kısık sesle sitem ediyordum. Apartmanın bu olaydan haberi olması ikimizi de bitirirdi. Ardından benim çılgın, kaltak, huur dulum geldi: parayı getirdi mi, dedi. Bu ne şimdi amk? Bond tipi çanta hocanın elleri arasında sıkı bir şekilde tutulmuştu. Dul, çantayı sert bir şekilde kendisine çekip çantayı hocadan kurtardı. içini açınca yeşil dolarları gördü ve:bravo, dedi. Parayı aldık, zenginiz artık, zenginiz. Ben, hocayı yerden kaldırıp eve soktum. Dul ve Murat serin terler içinde beni takip ettiler. Hala yaşıyor, doktora görünmesi gerek , dedim. Hayır, eğer doktora giderse her şeyi öter ve sonumuz hiç, ama hiç iyi olmaz. Ben cezaevinde çürümek için dünyaya gelmedim. dedi benim dul. Dul, oylama yapılmasını istedi. Hocanın ölümü bizim için yaşam olacak diyenler?
    Murat, çekingen ama bir o kadar da samimi bir şekilde elini kaldırdı ve: onun ölmesi hepimiz için iyi olur'' dedi...
    ···
  16. 16.
    0
    Hoca öldü...
    Daha sonra hocayı halıya sardık, otomobile attık ve gömebileceğimiz bir bölge aradık.
    Dulun fikri kimsesizler mezarlığıydı. Herkesin kafasına bu fikir yatmıştı. Gittik mezarlığa, hocayı halıdan çıkardık. Murat ve Dul kürekle toprağı kazarken ben Hocayla son dakikalarımı geçiriyordum. Bedeni şişmiş, gözleri açık vaziyette yanımda duruyordu. Hocanım bedeni daha kokmaya başlamamıştı. Hafif şişkinlik ve ağzından çıkan baloncuklar baloncuklar ciğerlerde kalan oksijenden ötürü dışında pek bir anormallik sezilmiyordu. Son bir defa hocaya sarıldım, geçmişte o kadar not kırdığı için ona kızgındım; ama canını aldığım için pişmanım. Üçümüz hocayı tutup kazılan çukura attık, toprağı üzerine döktük. işimizi bitirince hemen bizim eve yol aldık. Yolda bi tekel bayii bulup 4 5 paket sigara aldık. Eve girince ilk işimiz delilleri yok etmek oldu. Kapı önüne yığıldığı zaman ki o kanlarıda sildik ve odaya geçip konuşmaya başladık.

    Dul:

    Para bende kalmalı. Ben sizlerden daha güvenilir ve zekiyim. Yaşımdan ötürü sizden olgunum, daha doğru kararlar alırım. itirazı olan?

    Murat:

    Elbette sende kalmalı. Sen bizim her şeyimizsin.

    Murat, anlamsız bir şekilde dula hipnotize olmuştu. O yattıkları gece ne olduysa artık Murat artık bir evcil hayvana dönüşmüştü...

    Dul:

    O halde parayı alıyorum, eve zütürüyorum. Bu geceyi herkes unutacak. Yarın yeni bir sayfa açılacak. Yarın bir toplantı yapmamız lazım, parayı bölüşeceğiz

    Dul gider, sigaralar yakılır...
    Murat, gözleri parlak bir şekilde: onun sözünden çıkmamamız lazım. O harika biri. O bir hera, Tanrıça gibi bir şey , dedi...
    Ağzımda bekleyen, külü uzamış sigarayı Murat' ın yüzüne attım ve evden çıktım
    ···
  17. 17.
    0
    Yağmur yağıyordu. Otomobili almadan sokakta boş boş ilerledim. Yaklaşık 1 kilometre yağmur altında yürüdükten sonra karşımda bir bar belirdi ve içeri girdim. Ufak, şirin bir bardı. Genç çocukların çalıştığı eğlenceli, samimi bir yerdi. Masalardan geçerken biri dikkatimi çekti. Bu markette ki kasiyerdi. Hemen yanına yaklaşıp ,iyi akşamlar, oturabilir miyim, dedim. Tabii ki hayır, lütfen beni rahatsız etmeyin, cevabını aldım. Lütfen, bir saniye; beni hatırlamamış olamazsınız. Ben her zaman sizin yanınızdayım, iletişim halindeyiz. Nuggetlar, nutellalar aldığım zaman o ürünleri size verip fiyatı okutuyordunuz. Çalıştığınız marketin iyi bir müşterisiyim. Lütfen kendimi tanıtmama izin verin, lütfen, dedim ve kızla konuşmaya başladık. Kız sözlerimden samimiyet sezmiş olacak ki yanından ayrılmamı istemedi, bana bira ısmarladı. Giydiği kıyafet: dar bir mavi pantolon, cici, ufak ayakları için sandalet ve mütevazi bir tişört. Göğüsleri her zaman ki gibi dik ve hoştu. Beli inceydi, harikulade görünüyordu. Sürdüğü dudak parlatıcısı dudağını ağzıma almamı teşvik eder gibiydi...
    ···
  18. 18.
    +2
    Barda güzel bir sohbetin ardından ayrıldık. Eve geldiğim zaman Murat çoktan uyumuştu. Yerde duran bira şişelerine ayağım takıldı, sendeledim. Odama geçince yatağıma uzandım, hiçbir şey olmamış gibi gözlerimi kapayıp uyumaya çalıştım...

    Sabah olmuştu. Murat, kahvaltıyı hazırlamış, beni uyandırmıştı. Şaşırtıcı bir şekilde Murat kahvaltı hazırlamış, erkek kalkmış ve temiz bir şekilde masada oturuyordu. Kapı çaldı. Murat koşarak kapıyı açtı, gelen benim Dulum, zütünü kıvırta kıvırta gelip: nasılsın canım benim? dedi. Dejavu gibi bir şey yaşıyordum. Kahvaltı masasından zeytin, peynir, pastırma, salamları tabağıma toplayıp odama çekildim. Pcyi açıp bi yandan Cs attım bi yandan kahvaltımı yaptım. Bu aşağılık dul ne yspmaya çalışıyor anlamış değildim.
    Kahvaltım bittiğinde mutfağa geçtim, kirlileri makineye dizdim. Dul ve Murat iki aşık gibi, kucak kucağa oturmuş sevişiyorlardı. Murat' ı yanıma gelmesi için seslendim. Yok mok dedi, ama sonunda geldi bin.

    Ben:

    ne yapıyorsun lan sen? Hadi sevişiyorsun, gibtir git kendi evinde seviş amk. O kadınla nereye kadar gideceksin lan? Yaş farkını unuttun sanırım. Bak, yokluğunu anlayabiliyorum, gibebilirsin herkesi; ama bu aşık tavırları ne lan?

    Murat:

    Sakin ol biraz, o çok farklı be kanka. Hayatımın kadını o. inan, tanırsan sen de seveceksin. Şimdi benim gitmem gerek, sevgilim çağırıyor.

    Ben de öfkeli bir şekilde evden çıktım... Apartman girişinde Melis, yani dulun kızı ile karşılaştım. Bana önce tokat attı, sonra sarıldı. Arabaya atlayıp bu ortamdan biraz uzaklaşmak için birlikte ufak bir şehir turu yaptık ve biraz sohbet ettik, annesi hakkında sohbetler...
    ···
  19. 19.
    +2
    Melis, annesi hakkında, özel hayatı daha doğrusu cinsel hayatı hakkında pek bilgi sahibi değil. Boğazda yürürken Melis elimi sıkı sıkı tutup: Benim hakkımda ne düşünüyorsun? dedi.
    Sen, sen çok farklısın. Güzel ve çekicisin. iyi kalplisin. Saçların çok güzel, tenin çok güzel. Her yönün çok güzel. insanlara güvenmen, içten sevmen; bu duygular herkeste bulunmuyor. Bu yüzden sen çok özelsin., dedim.

    Melis:

    Yani? Beni seviyor musun? Aşk?

    Ben:

    Benim sana olan aşkımı sözlerle değil, bedenimle ispatlamak isterim...

    3 Saat sonra, otel odası...

    Melis:

    Evet, devam et. Biraz da yukarı, kenarı ağhhh, evet! Lütfen devam et, evet; geliyorum evet geliyorum! Ağhhh, yahhğğ geliyorum, içeri, evet ağhhhhhhhy ağğğhy benimsin değil mi sen, benimsin değil mi?

    Melis, bacaklarını boynuma sıkı sıkı dolamış, nefes almamı engelliyordu. ince ve dolgun bacakları boynumu o kadar sıkıyordu ki, yüzüm kızarıp, damarlarım çıkmaya başladı. Vajinasının tuzluluk oranı yüksekti. Sulanması hızlıysı, tam sırasıydı.
    Penisimi vajinasına biraz sürttüm, sonra yavaş yavaş girdirdim. Gir çık hızlandırmamla Melia' in göğüslerinin düzenli periyotlarla sallanması, ileri geri oynamadı bir oldu Nabızını yokluyordum, kalp atışı çok hızlıydı. Dudaklarına sarıldım, çok lezzetliydi. Vücudu bana teslim olmuştu. Bacakları belime dolanmış, patlamam için baskı uygulayan vajina; benim öfkeli boşalmama sebep oldu. ilk defa böyle şiddetli ve muhteşem boşalmıştım. Melis' in yanakları kızarmış, göğüslerinde ter damlaları birikmişti. Yanaklarına öpücük atıp yanına uzandım...
    ···
  20. 20.
    0
    Melis' i evine bırakıp kendi daireme geçtim. Dul, hala evdeydi. Beni görünce üzerime gelip sarıldı ve seni özledim dedi. Murat, ben ve dul masaya oturup konuşmaya başladık.

    Dul:

    Evet, parayı üçe böleceğiz. Toplam 500,000 tl var. itirazı olan var mı? Peki, kimse itiraz etmediğine göre parayı dağıtmaya başlıyorum.

    Kapı çalınır...

    Dul, kapıyı açmamam için, ortamın müsait olmamasından dolayı açmamamı söyler. Ben ise acil bir surum söz konusuysa açmam gerekli olduğunu söyleyip kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığım zaman asla tahmin edemeyeceğim bir kişi karşımda belirmişti. O kadar korktum ki görüntüden, kendimi geriye atıp yere düştüm.
    ···