/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1726.
    +22
    olum özlemişim lan amk. ben yokken bile entry girmişsiniz vay amk duygulandırdınız lan binler.
    neyse başlıyorum
    ···
  2. 1727.
    +1
    Geri sayım *
    ···
  3. 1728.
    +2
    Bugun boncuk gunu zehir gibi bi haftasonundan sonra guzel bi pazartesi olucagi aklima gelmezdi seviyoruz reyiz seni
    ···
  4. 1729.
    +1
    hoşgeldin boncuk reyis
    ···
  5. 1730.
    +48
    *
    O olaydan sonra bir kaç gün boyunca mahalleye hiç gelmemişti Emre.
    Ama şimdi tam olarak karşımdaydı.
    normalde olsa gördüğüm yerde dalardım ama hem uyku sersemliği,
    hem de onu eylül'ü beklerken kapıda görmek çok fazla şaşırtmıştı beni.
    adeta mal olmuştum.
    ne tepki vereceğimi bile bilemedim.
    öyle düm dük baktım sadece.
    ilk tepkiyi ondan bekliyordum.
    elini kaldırdığı anda indirecektim kafayı,
    ama yapmadı.
    o da öylece bakıyordu bana.
    belli ki o da beni beklemiyordu kapıda.
    konuşmaya yeltenmedik ikimizde.
    bakışlar her şeyi anlatıyordu zaten.
    kısa süre sonra arkasını dönüp gitti.
    hızlı adımlarla merdivenlerden indi.
    bi süre kalakaldım öylece kapıda.
    bir an arkasından koşmayı düşünsem de ne diyecektim, ne yapacaktım bilemedim.
    sonra cama koştum.
    pencereyi açıp aşağıya baktım.
    eylül'ün dediği gibi tek gelmemişti bu sefer pekekent.
    aşağıda itleri bekliyordu.
    gerçi bizim durağa bi ıslığıma bakardı.
    keşke de dalsalardı.
    ama neden öyle gelip hiç bi şey demeden gitmişti.
    aklıma hiç bir şey gelmiyordu amk.
    tek çare direk eylül'e gidip durumu anlatmaktı.
    önce tuvalate girip elimi yüzümü yıkadım.
    biraz da olsa kendime gelmiştim.
    ceketimi giyip çıktım evden.
    duraktakilere uzaktan selan çakarak atladım arabaya.
    doğru eylül'e gittim.
    arabayı rastegele park edip indim arabadan.
    kapıyı çaldım.
    açan olmadı.
    bi süre daha bekledim ama yine kimse açmadı.
    emre hala buralarda olabilirdi.
    korkmaya başlamıştım amk,
    kendim için değil eylül için korkuyordum.
    iyice stres olmuştum,
    tekrar arabaya atladım,
    durağa sürdüm.
    "ne oldu lan" diye sorup lafa tutmasınlar diye olabildiğince sakin olmaya çalışarak indim arabadan.
    sakin ama seri adımlarla girdim içeri.
    rüstem abinin masasındaki telefonu kaldırdım ve emrah'ı aradım.
    -abi eylül'ün numarasını verir misin bana. dedim selam bile vermeden.
    -ne oldu lan. dedi
    -bi şey yok abi, yanına gidicem de evde mi değil mi onu sorucam. dedim
    panik olduğumu sesimden anlamış olacak ki
    -yalanını gibeyim senin. dedi
    -abi hadi amk uğraştırma. dedim
    -kötü bi şey yok di mi lan, geleyim mi ben. dedi
    -yok abi, numarayı ver yeter, anlatırım sonra. dedim
    -hep sonra hep sonra amk. dedi
    haklıydı ama lafı bu kadar uzatması o an için sinirlendirmişti beni.
    -dur kapat numaraya bakıp ariyim. dedi
    -tamam. diyerek kapattım telefonu.
    öyle telefonun başında bekliyordum ayakta.
    geçmek bilmeyen 2 dk kadar sonra telefon çaldı.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      Klavyene sağlık be reis
      ···
    2. 2.
      +4 -1
      and the legends countinuous...
      ···
  6. 1731.
    +2
    ilk şukumu alırım
    ···
  7. 1732.
    +1
    özlemişim be reyiz
    ···
  8. 1733.
    +48
    *
    ermah numarayı söyledi.
    önce aklımda tutmaya çalısamda karma karışık bir numaraydı.
    tekrarlatarak rüstem abinin masada duran gazetesinin ucuna yazdım numarayı.
    -eyvallah abi, akşam gelicem yanına, konuşuruz. diyerek cevap bile beklemeden kapadım telefonu.
    direk eylül'ün numarasını tuşladım.
    telefon çalıyordu,
    ama eylül cevap vermiyordu,
    sonuna kadar çaldırmaya devam ettim,
    her geçen saniye elim ayağıma biraz daha dolanıyordu.
    bana yaşattığı bu stres için bile emre binini dövmeden gönderdiğime pişman olmuştum.
    telefonu ikinciye çaldırdım.
    bu sefer 2-3 defa çaldıktan sonra meşgule düştü telefon.
    çıldırmak üzereydim.
    mantıklı düşünebilmek için 2-3 dk bekledim.
    ama her zamanki gibi stres altında yine düşünemedim.
    çaresizce son kez aradım eylül'ü.
    bu sefer telefon çalar çalmaz açıldı.
    -eylül. dedim heyecanla.
    -ömer. dedi beni taklit ederek.
    sesi gayet neşeli geliyordu.
    -nerdesin. dedim
    -ablandayım, noldu? dedi.
    -bi şey olmadı, geliyorum. dedim ve direk telefonu kapattım, renk vermemek için.
    duraktan çıktım ve arabaya bindim tekrar.
    direk ablamın evine sürdüm.
    kapının önüne park edip indim arabadan.
    hala içimdeki sıkıntı geçmemiş ama elim ayağım normale dönmüştü.
    kapıyı çaldım.
    neyseki bu sefer kısa sürede açıldı.
    eylül'ü görmek rahatlatmıştı beni,
    mutlu olmuştum lan beyler.
    öylece bakıyordum o melek yüzüne.
    yüzünde sımsıcak bir gülümseme vardı.
    o an yine her şeyi unutturdu bana amk.
    aklımda ne emre kaldı ne de dün gece açılmayan kapı.
    -iyi misin. diye sordum
    -çok. dedi
    -belli. dedim
    -sen? diye sordu.
    -iyiyim. dedim
    -seninki belli değil ama. dedi
    -yorgunum, yatağım sertti biraz da, pek uyuyamadım. dedim
    -aslında sırt ağrılarına iyi gelir diyolar biliyor musun. dedi ellerini bağlayıp kapıya yaslanarak.
    yüzünde yine o bin gülümsemesi vardı,
    yine benle makara geçiyordu.
    ve kahretsin ki yine hoşuma gidiyordu amk.
    -çok komik. dedim
    -bence de. diyip arkasını döndü ve girdi içeri.
    arkasından ben de girdim açık olan kapıdan ablamın evine.
    ···
  9. 1734.
    +4
    oo reis gelmiş gözlerim yollarda kaldı mk hoşgeldin
    ···
  10. 1735.
    +53
    *
    gözüm ablamı arıyordu ama göremedim.
    -ablam nerde? diye sordum.
    -lavaboda. dedi
    -nasıl, iyi mi morali falan, konuşabildiniz mi. dedim
    -ben geldikten sonra uyudu, sayende de uyandı. dedi
    -nasıl yani. dedim
    -lavabodaydım, telefon çaldı, ben yetişemeden kapandı, tam çıktım bi daha çaldı, duraktan senin aradığını tahmin ettim meşgule atıp dışarı çıkıp ben seni arayacaktım ama ablan sese uyandı. dedi
    -hadi ya. dedim
    -tabi ya. dedi
    derken ablam çıktı lavabodan.
    -hoşgeldin ömer. dedi
    -hoşbulduk abla nasılsın. dedim
    -iyiyim. dedi
    fiziksel olarak iyi görünüyordu ama ses tonu kürtaj günü yaklaştıkça kötüye gidiyordu.
    moralinin bozuk olduğu belliydi.
    ama üstelemedim.
    her zaman oturduğu tekli koltuğa oturdu.
    aklımda hala emre vardı ama sohbet muhabbet derken daldım ben de katıldım muhabbete.
    aradan bi yarım saat geçmişti ki kapı çaldı.
    açmak için yeltenmiştim ki eylül benden önce fırladı.
    oturduğum yerden kimin geldiğini göremiyordum.
    eylül'ün sesini duyunca öğrendim gelenin kim olduğunu.
    -hoşgeldin aysel, buyur dedi. eylül
    -hoşbulduk. diyip içeri girdi aysel
    önce ablama sarıldı, sonra bana selam verdi.
    ablamın karşısındaki tekli koltuğa oturdu.
    2-3 hoşbeş muhabbetten sonra o korktuğum mevzuya girdi aysel.
    -gece rahat uyudun mu ömer. dedi yavşak yavşak gülerek.
    o lafı duyar duymaz eylül'ün yüzü değişmişti.
    aysel'in ev değiştirme mevzusunu bildiğini düşünerek laf vurdurduğunu zannetti,
    ama olay çok farklıydı.
    aysel'in o an eylül ile hiç bir sorunu yoktu,
    sadece bana laf çakıyordu.
    ama bunu konuşmak için ne yeri ne de zamanıydı.
    üstelik ortamda ablam da vardı.
    haliyle
    -o ne demek şimdi? dedi meraklı bir tebessümle.
    ablam görmeden, aysel'e kaş göz yapsam da aldırış etmedi aysel
    -vallahi abla onu ömer'e sormak lazım. dedi
    ablam hiç bi şey demeden "dökül bakalım" diyen gözlerle bana baktı.
    eylül ile göz göze gelmekten kaçınıyor bi yalan bulmaya çalışıyordum.
    iki kemküm ettikten sonra aysel girdi tekrar lafa.
    -sabah ömer'i evinin kapısının önünde yatarken gördüm de. dedi ablama bakarak
    -ömer? dedi ablam.
    anahtarı evde unuttum falan desem buraya niye gelmedin diyecek bi ton fırça yiyecektim.
    çok saçma da olsa
    -sırtım ağrıyordu da biraz, taşa yatmak lazımmış. dedim gülmeye çalışarak.
    ablam allahtan uzatmadı
    -bu çocuk beni öldürecek. diye söylenerek mevzuyu kapattı.
    "görüşücez aysel hanım" diyen gözlerle aysel'e baktım,
    "sen misin sana sorduğumda söylemeyen" diyen gözlerle cevap verdi aysel.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4 -4
      Oo geldim kamki ilk şuku (:
      ···
    2. 2.
      +1
      ayraççxxx
      ···
  11. 1736.
    +58 -2
    *
    eylül hala sinirli görünüyordu.
    mevzuyu anlattığımda yatışır diyerek düşmedim o an üzerine.
    -neyse, aysel burda olduğuna göre ben kaçıyorum o zaman, evde işlerim var. dedi eylül
    ablam laf olsun diye "kalsaydın" dese de ısrar etmedi.
    -bırakayım seni. diyerek ben de kalktım peşinden.
    ablamın "seni hınzır" diyen bakışlarından kurtularak öptüm onyu ve aysel'e de veda ederek çıktık evden.
    benim ona kızmam gerekirken yine o bana kızıyordu.
    gece kapıyı açmayan, o soğukta beni kapıda yatıran eylül'dü,
    ama hiç bi şey demememe rağmen trip yapan yine eylül'dü.
    "vay amk" dedim sadece içimden.
    arabaya doğru yürüdük.
    kendi çapımda şebeklikler yaparak, önden giderek taksinin kapısını açtım.
    açtığım kapının yanından "mersi canım" diyerek geçti gitti.
    mal gibi kalmıştım oracıkta.
    kapıyı açık bırakarak koştum arkasından,
    nazikçe kolundan tutup çevirdim.
    o bir anlık dönmeyle tehlikeli sayılabilecek kadar yakınlaşmıştı dudaklarımız.
    ikimiz de bir an öylece durup o anın tadını çıkarttık hiç bir şey yapmadan.
    nefesini hissedebiliyordum.
    çok farklı bir duyguydu,
    zaman durmuştu sanki amk.
    bi gören eden olur diyerekten önce ben çektim kendimi.
    kısa süreli şoku atlattıktan sonra,
    -neden böyle yapıyorsun eylül. dedim
    -bi şey yaptığım yok benim, ablana da mı gelmeyeyim. dedi salağa yatarak.
    -eylül, yapma, üzüyorsun. dedim
    -üzülüyorsan ne işin var yanımda. dedi eylül
    -yanında değilim ki kapındayım, görmüyor musun, al beni içeriye be eylül, dışarda çok üşüyorum. dedim
    tam bir romantik serseriydim o an beyler.
    eylül hiç bir şey diyemeden öylece baktı bana.
    ilk defa eylül'e gol atmanın haklı gururunu yaşıyordum.
    hiç bi şey demeden dönüp arabaya yürüdü.
    açık olan kapıdan arabaya bindi.
    ben öylece ona bakıyordum hala.
    kapısını kapatmadı.
    benim kapatmamı bekliyordu.
    hızlı adımlarla gidip kapısını kapattım ve şoför koltuğuna oturdum.
    yine mutlu olmuş belli etmeden gülümsüyordum.
    eylül'ün evine geldik.
    arabayı park etmeden sokağın ortasında öylece durup inmesini bekledim.
    ama inmeden öylece oturuyordu.
    bi müddet sormadım ters bi cevap almaktan korkup ama sokağın ortasında öylece mal gibi daha ne kadar bekleyebiliriz ki diyerekten
    -ne bekliyorsun. dedim
    -park etmeni. dedi
    bu davet beni çok mutlu etmişti ama cool takılmaya çalışarak sakinliğimi korudum yine,
    arabayı ağır hareketlerle park ettim sanki zorla gidiyormuşum gibi.
    hafiften sinirlenmişti ama bi şey demedi.
    indik arabadan.
    önden giderek kapıyı açtı.
    neyse ki bu sefer girdim kapıdan.
    yatağını toplamış çekyatı kapatmıştı.
    önce o oturdu, yanına da ben.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 1737.
    +1
    Ilk suku benimdir
    ···
  13. 1738.
    +1
    Sonra bi baktınız emre binleri orada
    ···
  14. 1739.
    +2 -1
    Bu işin sonunda bir cezaevi durumu var galiba ama du bakalım. Umarım saçmalıyorumdur.
    ···
  15. 1740.
    +1
    Özlettin reyiz
    ···
  16. 1741.
    +3
    Burda bidakma kurban olam bide kavun reyiz yok derken kendimi neset ertas tan neredesin sen i dinlerken buldum
    ···
    1. 1.
      0
      https://www.youtube.com/watch?v=hw6I7Xmg4wU
      ···
  17. 1742.
    +43
    *
    bi süre hiç konuşmadan öylece oturduk.
    sinirli olan bakışları her geçen saniye biraz daha yumuşadı.
    ben girmeden o girdi lafa.
    -bi daha aysel'le görüşmeni istemiyordum. dedi
    -o ne demek şimdi eylül. dedim
    -bence gayet açık bir cümle. dedi
    -açık ama saçma. dedim
    -bizim aramızda olana karışmaya, direk ablana söylemeye ne hakkı var, bariz kıskanıyor baksana dedi. sanki kendi yapmış olduğu hareket çok mantıklıymış gibi.
    -eylül, yanlış düşünüyorsun. dedim
    -bence sen çok basit düşünüyorsun. dedi
    -aysel evleri değiştirdiğimizi bile bilmiyor sen neden bahsediyorsun. dedim
    bunun neyine şaşırdığını anlamamıştım ama eylül buna çok şaşırmıştı.
    -nasıl ya? dedim.
    -nasılı falan yok, söylemedik ve bilmiyor, bu kadar basit. dedim
    -allah allah. dedi kafayı iki yana sallayarak.
    -bildiğin bi şey mi var eylül. dedim
    deminki şaşkınlık yerini paniğe bıraktı.
    -yok yok. diye kafasını bilinçsizce iki yana salladı.
    bi şeyler sakladığı açıktı ama üzerine gidebileceğim bir açığı henüz yoktu.
    üzmemek için sustum.
    kafam yine çok karışmıştı ama artık bu durumların huursu olduğumdan akışına bıraktım.
    derken eylül hareketlendi.
    yastıkların yerlerini değiştiriyordu.
    -yatacaksan kalkayım. dedim
    -yastıksız yatamam ki. diyip dizime koydu başını.
    yastık olmaktan gurur duyacağım hiç aklıma gelmemişti.
    çok mutluydum yine amk.
    küçücük bir hareketiyle bu kız beni nasıl böyle mutlu edebiliyordu, bilmiyordum.
    açıkcası bilmek de istemiyordum.
    büyüsü bozulur diye çok korkuyordum.
    bi cesaret ellerimi saçına zütürdüm.
    yavaş yavaş okşamaya başladım.
    yan gözle bana bakıyordu.
    istemsiz bir tebessümle karşılık veriyordum.
    ama sabahtan beri içimi yiyip bitiren emre mevzusu vardı hala aklımda.
    daha fazla dayanamayıp tam
    -eylül bugün emr... demiştim ki
    -ablan bebeği doğurmaya karar verdi. diye lafı ağzıma tıktı Eylül...
    ···
    1. 1.
      +3 -1
      ilk şuku
      ···
  18. 1743.
    +2
    Kaç part daha yazcan ?
    ···
    1. 1.
      +2
      bitirdim panpa çıkıyorum evden.
      ···
      1. 1.
        +2
        Kolay gelsin panpa
        ···
  19. 1744.
    +11
    kaçıyorum beyler. iyi geceler.
    ···
    1. 1.
      +1
      eyv reis iyi geceler
      ···
  20. 1745.
    +1
    Eyvallah boncuk reyiz kolay gelsin beyler cumleten iyi aksamlar
    ···