8 - Lut olayında neye takıldın anlamadım ? Bu sapkınlıklarından vazgeçsinler diye kızlarıyla evlendirmeyi talep ediyor. Problem nerede onu göremedim. Etik,vicdani veya çelişkisel bir olay da yok. 10 yaşındaki kızlarını mı teklif ediyor onu anlamadım.

9 - Ahzab suresinin 52. ayeti Bunların ötesinde kadınlar sana helal değildir, ve eşlerinden her hangi birisini de onlarla değişemezsin. Güzellikleri senin ilgini çekse bile. Ancak elinin altındakiler ile yetin. ALLAH her şeyi gözetleyendir.

Peygamber peki neden kendi yazdığı bir kitaba bir sınır koysun ki. Mesela ben yazsam kendimi neden sınırlandırayım ? Güzelliği ilgimi çekecek bir kadınla beraber olma şansını neden kapatayım.

Size aynı surenin 28 ve 29. ayetlerini göndermek istiyorum.

Peygamber, hanımlarına de ki, 'Siz dünya hayatının süsünü istiyorsanız, gelin size bağışta bulunayım ve sizi güzellikle bırakayım. Yok, siz ALLAH'ı, elçisini ve ahiret yurdunu istiyorsanız, ALLAH sizden güzel davrananlara büyük bir ödül hazırlamıştır.'

Peygamberin eşlerinin boşanma hakkı vardır. Tüm kadınların olduğu gibi. Ayrıca peygamberin istediği kadını alamadığı peygamberi isteyen kadınlarla ancak evlenebildiğini görebiliyoruz.

10 - Ayette nelerden bahsedildiği nerelerde bahsedilmediğine bakalım. Öncelikle zeyd'in kaç yaşında olduğuyla ilgili bir bilgi yok. Aynı şekilde zeyd'in eşi hakkında da böyle birşey belirtilmiyor. Yani kafanızdaki evlatlığın ufak olduğu algısını bir temizleyelim.

30'lu yaşlarında olabilir bu yaş konusunda bir problem olduğunu iddia edemezsiniz. Veya zeyd 30 yaşında karısının kendisinden çok büyük olabilir. Mesela zeyd 25 yaşında olsun kadın 40 yaşında olabilir. Dediğim gibi bilmiyoruz. Evlatlık diyince ufak bir çocuk geldiği için insanlara bu yüzden etik dışı geliyor. Diğer bir konu biyolojik açıdan bir sorun olmadığı. Sonuçta evlatlığıyla bile bir kan bağı yok. Evlatlığının eşiyle hiç olamaz böyle bir durum. Yani kendi öz çocuğunuzun karısıyla evlenmekle çok farklı olay bu bahsedilen ki kendi öz evladının eski karısıyla evlenmek bile ahlak dışı sayılamaz. Hala etik değil diyorsanız etik kavrdıbınızın dayanağını da sormak zorundayım kusura bakmayın. Etiklik konusunu geçelim.

Ayeti inceleyelim ayette zeyd'in elinden alma gibi bir durumdan da bahsedemeyiz. Zeyd kendi isteğiyle ayrılmış. Ayetin başında muhafazid peygamberin ALLAH'ın açıklayacağı birşeyi gizlediğini ve halktan çekindiğini görüyoruz. Kendi arzularını gerçekleştirmek için halka böyle birşey söylemiştir denilebilir. Bu bir ihtimal. Fakat bu arzularını gerçekleştirmek istediği söylenilen ayetlere baktığımızda hiçbir zaman böyle bir açıklama göremiyoruz. Şunu kavramamız gerekiyor bence peygamber de bir insan ve o da imtihana tabi. Onun da bizim verdiğimiz gibi bir sınav vermesi gerekli. Burada verdiği sınavda ALLAH'tan mı çekindiği yoksa halkın tepkisinden mi çekindiğiydi. muhafazid peygamberin sınavı bizimkiler gibi bir sınavdan farklı olmalıydı çünkü peygamberin imanıyla bizim imanımız bir değildir. Vahiy alıyor sonuçta cebrail vasıtasıyla. Bu yüzden iyilik yapmaktan adaletli olmanın insanlara mesaj iletmenin yanında daha değişik sınavlarla imtihan edilmesi bana oldukça mantıklı geliyor. Sürekli misafir gelen ve yalnız kalamayan bir adam yalnız kalmak istediğini bile söyleyemediğini görüyoruz. insanların ne düşündüğünü fazla önemsediğinden. ALLAH'ın bu zayıflığından imtihan etmesi oldukça mantıklıdır. Bu ayetten sonra da evlatlığının eşiyle evlenmek isteyenler için bir serbestlik gelmiştir.

Bu arada ayette evladının eşiyle diyor. Şuan hepiniz evlatlığın erkek olduğunu ve onun karısıyla evlenebileceğini düşünüyorsunuzdur muhtemelen. Bir kadın kız evlatlığının kocasıyla evlenebilir demek bu. Bir kadın erkek çocuğu dudağından öpünce sorun duymayan ama bir erkek kız çocuğunu dudağından öpünce garipseyen insanlarsınız sonuç olarak hatırlatmak istedim.

Etik olarak bir sıkıntı yok dediğim gibi. Bu sorun tamamen kültürel bir sorun. Etik olarak neden bir problem olduğunu da biri bana söylesin mümkünse.

11 - El kesme meselesi yanlış çevirilen ayetlerden biridir. Elleri kelimesi gücünü anldıbına da gelir. Gücünü kesin demek daha doğru bir çeviri olacaktır. https://www.youtube.com/watch?v=2Pg_BCCgmBs Buradan ayrıntılara bakabilirsiniz.

Sorulan sorular araştırılmamış kuranda yeterince incelenmemiş. Umarım birkaç kişiye faydalı olur.

Selam.

Hepsine tek tek cevap vereceğim burada onu görenler cevaplarını da görsünler diye ama 4 kere okuduğuna inanmıyorum ve niyetinin de kötü olduğunu düşünüyorum. Diyanetin çevirisi tamamen saçmalık ki parantez içi kullanmayan mealleri okumalarını tavsiye ediyorum burada okuyacak arkadaşlara. Ayet cımbızlama olayını yaptığın belli herneyse başlayalım.

Şunu da belirtelim kuran tek bir ayetten irdelenecek bir kitap değil bir bütün olarak incelenecek bir kitaptır. Mesela Bir yerde ehli kitapla evlenebilirsiniz der. Diğer bir yerde şirk koşanlarla evlenmeyin der. A artı b şeklinde incelersek ehli kitapla evlenebilirsiniz zina etmemek şartıyla olduğunu anlıyoruz. Neyse devam edelim.

1 - Enfal suresi 1. ayetteki “kulil enfâlu lillâhi ver resûl” deniyor. Bu ALLAH'a ve peygambere demektir. ALLAH'ın ve peygamberindir gibi bir ifade kullanılmamıştır. Doğru çeviri taksimi değil hükmüdür. Ganimetlerin hükmü ALLAH'a ve peygamberedir. Zaten enfal 41'e baktığımızda 5 de 1'i ALLAH'ındır demektedir. Taksim meselesi 41. ayete gidiyor yani. Eğer ikisinde de pay kastedilmiş olsaydı ikisinde de aynı ifadeyi görmemiz beklenirdi ama böyle birşey göremiyoruz.

2 - Bu klagibtir. Burada pek tabi o kaburgadan çıkan suyu meni olarak algılayabiliriz. Ama birkaç yorum da ben sunayım. Surenin devdıbını da okuyalım.
iğ
O Allah, o insanı tekrar hayata döndürmeye elbette kadirdir.

Bilgi olarak şunu söyleyeyim. Hamilelik döneminde bebeğin bulunduğu yer ayette bahsedilen yerdir. Bir sonraki surede de o zamirinin insana gitmesi bunu gösterir. Zaten mantıken düşündüğümüzde su oradan çıkar ifadesi yerine orada yapılır ifadesi kullanılırdı. Ama o su orada gelişip o bölgeden ÇIKIYOR. Bu nokta önemli buraya dikkat çekiyorum. Ayeti meni yerine insan olarak da pek tabi anlayabiliriz. Detaylı araştırmayı yapabilirsiniz.

3 - Diyanet çevirisinin zararları. Ayetin orjinalinde erkekli dişili ifadesi yoktur. Bu ifadeyi çıkardığımızda kuranın ne kadar ince bir kitap olduğunu görüyoruz. Evrende herşey çift yaratılmamış mıdır zaten. iyi kötü güzel çirkin vs. proton(+) elektron(-) doğru yanlış vs. bu örnekleri çiftlikleri quantum alanında bile görürsün.

4 - Gökyüzünü tutan birşey yok onu ALLAH'ın tuttuğundan bahsediyor. Eğer kuranı dediğin gibi o kadar okuduysan yağmuru da ALLAH'ın yağdırdığını hatta gemileri bile onun yarattığını görürsün. Yani o ayetlerde onun sayesinde yağmur yağdığını ve gemilerin olduğunu anlarken bu ayette niye tam tersini anlayalım bu yorum ne kadar samimi olur ?

5 - insanlar arasında bile bir hiyerarşi varken canlılar arasında olmadığını düşünmek komik olur. ikisininde tanrının yaratması biri birinden üstün olmadığı anldıbına gelmiyor. He birde kuranı o kadar incelediysen israiloğullarının kitap taşıyan eşeğe de benzetildiğini görürsün. Kitabı taşıyan ama okumayanlara bir atıf yani. Sence burada yapılan bir aşağılama mıdır yoksa bir teşbih mi vardır ?

6 - Tanrı merhamet sahibidir ama aynı zamanda adaletlidir de. Yani bir ödül varsa bir cezada pek tabi olmalıdır. Eğer ceza olmasaydı tanrı adil olmazdı. Ve hümanist yorumunun aksine dünyada kimse ne çok iyidir ne de çok kötüdür. Senin onu dışardan iyi biri olarak görmen onun iyi biri olduğu anldıbına gelmiyor. Eğer naziler 2. dünya savaşını kazansaydı şuan mengele bilim dünyasının en önemli isimlerinden iyi bir insan olacaktı umarım anlatabilmişimdir. Bu arada tanrı kimseye bir haksızlık yapılmayacağını da söylüyor. Yani hak etmediğini bilmiyorsun sen düşünmediğin insanların. Hak etmediğini varsayıyorsun. Anlatabilmişimdir. He bu arada şirk koşmayıp iyi bir insan olan herkesin cennete gidebilme ihtimalinin olduğunu belirtir kuran. Şirk koşanlar için şu örneği verebilirim. Bir yarış pistindesiniz ve bu pisti bitirirseniz size büyük bir ödül var. Koşmanız gereken yolu tersten koşarsanız yine pisti bitirirsiniz (ölürsünüz) ama ödülü(ahiret) alamazsınız. Şirk işte böyle birşeydir. Yarış pistinde amaç o pisti bitirmekse hayatta da amaç şirk koşmamak ve erdemli bir insan olmaktır. Şu örneği de verebilirim. Bir tost makinesi yaptınız. Ve bu tost makinesinden tost yapmasını beklersiniz. Diyelim bu tost makinesine bir irade verdiniz. Ve size tost yapmıyor. Diyelim bu size tost yapmıyor da başka birşey yapıyor. Bu tostu yapmazsa çöpe atarsanız doğal olarak. Çünkü o makineyi siz yaptınız. Ve o makinenin amacı tost yapması. Tost yapmayan tost makinesini bulandırmazsınız.

7 - Ayeti cımbızlamanı düşündüğüm sebeblerden ayetin başlarını paylaşalım ama önce şunu söyleyeyim. Kuranda yapılması tavsiye edilen tüm savaşlar müdafaa savaşlarıdır. Yani biri size savaş açarsa onunla savaşabilirsiniz. Şuanki örgütlerin cihad anlayışı islamla zıttır.

'Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size karşı bir ekgiblik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever.' Tevbe 4

Putperestlerden biri sizden geçiş emniyeti dilerse ona koruma sağla ki ALLAH'ın sözünü işitsin; sonra onu kendisinin güvenlik bölgesine ulaştır. Çünkü onlar bilgisiz bir topluluktur. Tevbe 6

'Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın. Ancak aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez.' Bakara 190

Aynen bro kuranı o kadar çok okumuşsun ama bu bağıran ayetleri kaçırmışsın tüh.

Devamı diğer entryde