/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 25.
    0
    rezervasyon
    ···
  2. 24.
    0
    Off amk off gibtirin gidin sözlükten amk veletleri bu hikayeyi okuyan veletleri ifşa ediyorum
    Öncelikle yazar bir kız hemde en kezbanlarından.
    Okuyan veletler 9 yaşında ve ablaları one direksiyon castin mastin dinliyor. Bununla birlikte kardeşlerinide boyle şeylere meraklı hale getiriyorlar. Anlayacaginiz bu bebeler ilerinin topları.
    Bu bebeler ablalariyla voleybol felan oynuyor futbol bilmezler.2 kavga gördugunde dur izliyim yerine kaçalım buralardan aşqitooomm derler.
    Neyse amk veletleri gibtirin gidin sözlugun seviyesink dusurdunuz amk. Sende yazma amk kezbanı uyeligini sil ve gibtir olup git vatpad da yaz amk
    2 paragraf okudumda aquarium ne amk barbie sular ulkesindemi yasiyoruz?
    Cok kayip vermemize ragmen biz kazandik savasi.
    Ulan gibtir gittt amk gibtir gitt kafayi yiycem yanimda olsan yuzunu parcaliycam amina tekme attigim kızı babanin yanina git biraz şevkat gostersin sana amk klavyeyi birak elinden.
    Yüksek teknolojili kart?
    Ulan amk bıraktım burda okumayı bunada yorum yazmiyacagim...
    ···
  3. 23.
    0
    Rezervasyon sabah okucam
    ···
  4. 22.
    0
    rezerved panpa iyi gidiyosun
    ···
  5. 21.
    0
    Panpa yarısına kadar okudum. Konusu aşırı özentilik içeriyor direk elementten, savaşlardan girmiş. Anlatıcının zamanları bazen birbirini tutmuyor.
    ···
  6. 20.
    0
    Wattpad'den çalmış
    ···
    1. 1.
      0
      adam yazarıyım diyor bu çalmış diyor
      ···
    2. 2.
      0
      Kanka benimde bi arkadaşın hikayesi var Wattpad'de
      Adam iyi yazıyorda tutmadı diye bırakdı.
      Reklam yapda oda yazmaya devam etsin
      ···
  7. 19.
    0
    Dolmuş midemin de verdiği rahatlık ile dışarıyı seyretmeye devam ettim, artık hiç harabe yoktu. Sadece eski insanlardan kalma birkaç bina ve zarar görmemiş gökdelenler vardı; buraya taşımamışlardı? Sığınak hiç kötü değildi, hatta içeride yapay bahçeler bile vardı. Ama iki yıl kapalı bir yerde kalmak insanı rahatlatmıyordu.

    Gözlerimi soğuk cama yasladım ve kendimi uykunun güvenli kollarına bıraktım.

    Ani bir siren sesi ile uyandım, gözlerimle ailemi aradım ama gitmişlerdi. Etrafa ne kadar bakarsam bakayım yoklardı, belime sarılmış kemeri çözdüm ve kabinler arası ulaşımı sağlayan koridorda ilerlemeye başladım. Her şey normal görünüyordu, anlayamadığım tek şey herkesin nereye gittiğiydi. Birkaç adım daha attım ve ani bir patlama ile arkaya sendeledim ve kendimi yerde buldum. Vagonun ön kısmı havaya uçmuştu! Ellerimden aldığım destek ile ayağa kalktım ve ne olduğuna baktım, siyah zırhları ve göğüslerine işlenmiş beyaz çember sembolüyle onlarca asker treni harabeye çeviriyorlardı.

    Ama anlayamadığım bunların kim olduklarıydı, hiçbir ülkenin askeri olmadıkları kesindi; ateş askerleri kırmızı, toprak askerleri yeşil, hava askerleri gri ve su askerleri mavi zırh giyerlerdi, siyah zırhı daha önce görmemiştim. Kendimi yarısı yanan vagondan dışarı attım ve etrafı inceledim, deniz kenarında olmalıyıdık , bu da kendimi savunabileceğim anldıbına geliyordu. Uzun sokak boyunca koştum ve askerleri arkada bırakmaya çalıştım , kumsala varmışken kurtulduğumu düşündüm ama yanılmıştım. Koşmanın verdiği yorgunluk nedeniyle nefes almak için duraklamıştım ve arkamdan gelen ani bir ısı hissettim daha ne olduğunu anlayamadan kendimi suda buldum.

    Sinirlenmiştim, yumruklarımı sıktım ve okulda aldığım Moleküler Kontrol derslerini hatırladım. Öğretmenimizin anlattığına göre, Dünya'yı ve insanları dört bölüme ayıran savaş genlerimizi değiştirmiş ve su moleküllerinin yerini vücudumuzdaki enerjiyi kullanarak değiştirebilmemizi sağlamıştı. Gözlerimi kıstım ve ellerimdeki enerjiyi suya yöneltmeyi denedim , su hafifçe yükselmişti, başarmıştım. Ama bu beni içimde bulunduğum durumdan kurtarmayacaktı, asker hızla bana geliyordu. Gözlerimi yeniden kıstım ve denedim, güçlü bi r dalganın karaya çarpma sesi ile gözlerimi açtım, asker yere serilmişti. Tam başardığım için sevinecekken arkamdan gelen tanıdık ses heyecanımı kaçırmaya yetmişti:

    Teşekküre gerek yok evlat, hadi gel.

    Arkamı döndüm, bu babamdı! Beni kurtarmıştı, suları sıçratarak ona doğru koştum ve sarıldım:

    Annem iyi mi ? Hayatta mı ne oldu?

    Babam cızırtılı bir sesle karşılık verdi:

    Merak etme evlat, annen iyi , o ve diğerleri belediye binasında. Ben de seni bulmak için çıktım.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Bildiğin gelecekte geçen avatar. Bide emmeli-gömmeli değilse okumam.
      ···
  8. 18.
    0
    bunu çaldıgın maldıgın bi film varsa söyle de izleyek panpa. izlemişte olabilirim tanıdık geliyor biraz
    ···
  9. 17.
    0
    Canım hamburger çekti bin ama peynir ekmek yiyorum neyse bunada şükür
    ···
  10. 16.
    0
    Patlamadan okuyalim bari
    ···
  11. 15.
    0
    O zaman bir rez alalım devam pampa.
    ···
  12. 14.
    +1 -2
    A be panpa bomba igaye demişsn iibar edem mi
    seni biya ?
    ···
  13. 13.
    +1
    Olm çalıntı diye yazcaktım yazarıymışsın sen ehuehuehuehue
    Seni burada görmek güzel
    ···
  14. 12.
    0
    Tren hareket edeli bir saat geçmemişti ama karnım zil çalıyordu bir şeyler yemem lazımdı. Ellerimden destek alarak kalktım ve kapıdaki ekrana yöneldim. Parmağımı BAŞLAT yazan tuşa bastım ve ekran aydınlandı. Önümde duran şey bir menüydü, elektronik tuşlar birçok seçenek sunuyordu:

    [YEMEK - iÇECEK]

    [GiYSi SERViSi]

    [EĞLENCE]

    [SANAL MARKET]

    Parmağımı YEMEK iÇECEK yazılı tuşa bastırdım ve ekranın hamburger resimlerinden karides kokteyline kadar onlarca resimle kaplanmasını izledim. Gözlerim her yemeği süzüyor , midem ise çabuk olmamı söylüyordu. Parmağımı sola kaydırdım ve çıkan yeni seçeneklerde göz gezdirdim:

    Sosisli Sandviç , Frambuazlı Sufle, Kivili Pasta , Üç katlı hamburger..

    Biraz düşündükten sonra üç katlı hamburgere tıkladım ve önümde çıkan ekranı okudum:

    Fiyat:15 KRON - [SATIN AL]

    Sığınakta kalırken herkes normalde olduğu gibi işlerinde çalışıyor ve akşam eve geliyorlardı , yeryüzündeki düzen bozulmamıştı . Anneme döndüm ve sordum

    Anne sığınaktan para aldınız mı?

    Annem gözlerini bana sabitledi ve düşündü:

    Hayır hayatım, merak etme şu an bütün masrafları hükümet karşılıyor. istediğini almakta serbestsin.

    Parmağımı duyar duymaz [SATIN AL] tuşuna zütürmüş ve kaybolan ekran arkasında beliren hamburgerime zütürmüştüm. içinde bulunduğumuz durum ne kadar kötü olursa olsun aldığım her lokma beni rahatlatıyordu, yemeyğin her zaman üzerimde böyle ibr etkisi olmuştu. Ağzımın etrafında kalan son kırıntıları da dilimle temizledikten sonra tabağı deliğe geri zütürdüm ve moleküllere ayrılışını seyrettim ; işler böyle yürüyordu, çöpler ve kirli her şey moleküllerine ayrılıyor ve uzaydaki devassa çöplükte yeniden beliriyordu.
    ···
  15. 11.
    0
    DESTANSI AMA OKUMIYCAM XD
    ···
  16. 10.
    0
    Polis memurunun üzerimde kullandığı bayıltıcı ilaç etkisini bir saat önce kaybetmişti. Gözlerimi açtığımda anne ve babamın beni tren istasyonunda bir banka yatırmış ve uyanmamı beklediklerini fark etmiştim

    Şehirden ayrılmak fikri yeterince sinir bozucuydu ama bizi yerleştirdikleri tren kadar can sıkıcı olamazdı. Tren sayamayacağım kadar çok vagondan oluşmuştu, her vagonda ise ona yakın kabin vardı .Biz son vagondaydık, şanslıydık ki kabin tamamen bize kalmıştı. Eski kabinde duvarlara yerleştirilmiş koltuklar ve kapının üzerine konmuş tanıdık ekran dışında hiçbir şey yoktu . Gözlerimi camdan çektim ve aileme baktım, mavi göz ve saçları beyaz tenlerinin solukluğu nedeniyle parlıyordu. Kabindeki sinir bozucu sessizliği bozarak anneme döndüm:

    Bizi hangi şehire zütürüyorlar? Biliyorrsun ki ülkenin batı yakası çok büyük

    Annem uzun zamandır aralamadığı dudaklarını gerdi ve cevap verdi :

    ''Bildiğim kadarıyla Match'e gidiyoruz. Hani tarihi büyük saat kulesinin olduğu , adı neydi Big Ten? Bag Ben? Ah evet, Big Ben!''

    iki yıl geçmesine rağmen okuldaki tarih derslerini unutmamıştım; Match eskiden Londra diye bilinen bir yer olmalıydı, hatta yanlış hatırlamıyorsam yıkılmaya yüz tutmuş devasa bir dönme dolap bile vardı. Başımı yeniden sağıma çevirdim ve gözlerimi cama yapışmış meyve sineğine odakladım. Benim şu an daha fazla acı çektiğim kesindi. Yol boyunca ilerledikçe harabeler azalıyor ve yeşillikler artıyordu, hava artık turuncu ve rutubetli değildi, sadece her zaman olduğu gibi karanlıktı.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezerved rez e yaz panap sardı
      ···
  17. 9.
    0
    iyi gidiyor panpa
    ···
  18. 8.
    0
    reserved up up devam
    ···
  19. 7.
    +6
    Asansörlere binen yüzlerce kişiden ve geçen bir saatten sonra asansöre binebilmiştik. Camdan silindir yükselirken ve altımızda kalan yüzlerce insanı karıncaya çevirirken düşündüğüm tek şey yukarıda neler olduğu, neden eski evimizze geri dönemeyeceğimizdi.

    Asansör iki dakika kadar süren bir kalkıştan sonra yukarı doğru olan yolculuğunu tamamlamıştı. Metalik renkteki pürüzsüz kapılar iki yana doğru açıldı ve bizi yüzlerce kişinin önünde dikildiği decasa bir pencere ile yalnız bıraktı. Ellerimle önümde dikilen insanları ittiriyor ve neden ağladıklarını anlamaya çalışıyordum. Birkaç dakikalık uğraştan sonra dışarıyı görebilmiş, neden ülkenin batı yakasına taşınacağımızı da anlamıştım:

    iki yıl öncesine kadar yaşadığım şehir tamamen harabeye dönmüştü. Eskiden masmavi gökyüzünü yansıtan cam binaların neredeyse hepsi yıkılmış, çelik iskeletleri ortaya çıkmıştı. Yerlerde çürüyen cesetleri ve etraflarına üşüşen aç köpekleri görebiliyorrdum, olan her şeyi durdurmak istercesine camı yumruklamaya başladım ama hiçbir yararı olmuyordu. O kadar sinirlenmiştim ki ağzıma gelen her şeyi söylüyordum:

    Sizin lanet olası aptallar , hepsi sizin suçunuz. Oraya gelirsem ağzınızı parçalayacağım, kafanızı koparıp köpeklere yem edeceğim. Sizi...

    Bir anda ağzımı kapatan el konuşmama engel oluyordu, neden beni durduruyordu ki. Emin olduğum tek şey bu salondaki herkesin Firex vatandaşları ateş insanlarından nefret ettikleriydi, büyük ihtimal ağzımı kapatıp beni ailemin yanına geri çeken asker de onlardan nefret ediyordu. Debeleniyordum ama olmuyordu, askerin uzun deneyimler sonucu kaslanmış kollarından kurtulamıyordum, sonra bacağıma bir şeyin battığını hissettim. Gözlerim yavaş bir şekilde kapanırken kollarımın güçsüzleştiğini hissettim , bir dakika içinde her şey kararmıştı...
    ···
    1. 1.
      0
      Küçük bir rez.
      ···
  20. 6.
    +6
    Önümüzdeki yüzlerce insanı atlattıktan sonra kendimizi dışarıda bulmayı umuyorduk, fakat önümüzde dizilmiş ona yakın dev cam asansör tersini söylüyordu. Şaşırmış ve ne olduğunu anlamaya çalışır bir şekilde yakınımdaki askere yöndeldim ve sordum:

    Çıkış buradan değil mi? Yoksa bir sorun mu oldu çıkamayacak mıyız?

    Mavi üniforma içine bürünmüş asker ilk önce beni süzmüş , biraz düşünmüş , sonra cevap vermişti:

    ''Sakin ol evlat, hiçbir sorun yok. Ama bilmeni isterim ki artık Darphin'de( benim ve ailemin savaş öncesi yaşadığımız ve sığınağın altında bulunan şehir) yaşamayacaksınız. Bütün vatandaşlar ülkenin batı kısmına taşınacaklar.

    Şaşkınlığımı ve merakımı gidermek amacıyla geldiğim asker neler olduğunu daha da merak etmemi sağlamıştı, yukarıda ne olmuştu? Cevap arar bir şekilde askere yeniden baktım ama ağzından dökülen sözler yerine dönmemi sağlamıştı:

    Başka soru yok , merak ettiğin her neyse öğreneceksin.''

    Hayal kırıklığına uğraşmış bir şekilde ailemin yanına , sıraya geri döndüm ve beklemeye başladım...
    ···
    1. 1.
      0
      Şuraya bi rezcik birakim (:
      ···