+8
Devam eden bütün lezzetler azalırken zamanla, ilk günkü tahtını koruyan tek şey, her sabah gözlerini açar açmaz her harfi yüzüne tebessüm eden bir “Günaydın” mesajıydı ondan gelen.
Herkesin dili dönerdi günaydın demeye lakin günaydın kelimesiyle gününü aydınlatan onun varlığıydı.
Yine bir sabah uyandığında aynı heyecanla aynı telefona aynı telaşla aynı huzurla, onlarca aynıyla, aynı mesaj kutusunda yedi milyar insan içinde başka kimseyle anlaşamayacağını düşündüğün kişiden
“Anlaşamıyoruz bitsin artık.” diye bir mesaj...
Öyle bir mesaj ki sanki o nokta cümlenin sonuna değilde ömrünün sonuna konulmuş gibi. işin en kötü yanı da ne biliyor musun ?
-Artık dünya üzerinde anlaşabileceğin kimse kalmamıştır.
Aman Allahım ne ağır bir yük. Sanki rüzgarda uçuşan basit bir toz kadar olamadığından gözüne girememiştin. Pek çakmazdın kimyadan falan ama oksijenin yangınları nasıl büyüttüğünü her nefes alıp verişinde anlamaya başladın.
O an zaman durdu. O an zihnin iradenden bi haber. O an duyguların üzülmek kelimesiyle anlatılamayacak kadar keşmekeş. O an bütün dünya senle alay ediyor sanki. O an her şey beklenebilir senden sakin olmak dışında.
Zamana bırakmayı zamana bıraktınız zaten.
Bilir miydin gözünü tavana dikip saatlerce bakmayı. Artık biliyorsun.
Önceden saatin yelkovanı böylesine yavaş mı ilerliyordu yoksa acıni daha uzun yaşa diye mi zaman geçmek bilmiyor.
Sana tat veren her şey acıya donustugunde
dualarindan ekgib etmediğini beddualarina kattığında geriye sana kocaman bir pişmanlık kaldı.
NEYDiNiZ NE OLDUNUZ!!!
Böyle olacağını bilseydin kanarmıydın melek görünümlü şeytana.
Böyle olacağını bilseydin kalbinin ortasına koyarmıydın cehennemi.
Her zaman acaba beni bırakıp gider mi diye ayrılık acısı çektin. Sevdiğin kadar sevilmedin.
Çünkü sevmeye layık birini sevmedin ki...
Teşekkürler dostlar