/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +53 -5
    evet arkadaşlar takip edenler biliyorlardır (bkz: inci sözlük marvel hikaye ağı) başlığında marvel merkezli hikayeler yazıyorum.
    (bkz: wolverine story)
    (bkz: fate of the punisher)
    (bkz: wolverine hulka karşı wolverine vs hulk)
    (bkz: deadpool kılıcın keskin ucu)
    (bkz: örümcek adam peter parkerın laneti)
    (bkz: demir adam gerçek yalanlar)
    hikayeleri okumanız için daima hazır...
    bu sefer farklı bir şeyler yaparak sizlere
    bir zombi hikayesi yazmaya karar verdim.
    hem farklı olsun diğer marvel hikayeleri için kafam boşalsın diye hemde diğer hikayelere göre ayakları yere daha sağlam basan bir hikaye olsun diye.

    bu arada sıradaki marvel hikayesi için IRON MAN düşünüyorum çalışmalara başladım bile sadece dediğim gibi zaten okunuyor diye saçma sapan bişiler yazmak istemedim.

    okumak isteyenler rezlerini alsınlar birazdan başlıcaz...
    ···
  1. 2.
    +5 -1
    yaz panpa
    ···
    1. 1.
      +2
      birazdan başlıyoruz
      ···
  2. 3.
    +21







    Elime bir günlük geçti….
    Aslında bunları buraya yazmak istemedim ama yarına çıkabileceğimiz bile meçhul olduğu için ne kadar fazla kişi okursa o kadar iyi diye düşünüyorum…








    Heryerde bu .mına kodumun zombileriden var.
    Babamın anlatığına göre ben doğmadan önce bazı olaylar sonrasında olmuş heralde.
    Benim şimdi 19 yaşında olmamıda hesaba katarsak bu günlük baya bi eski.
    Dediğim gibi içindeki tarihlere bakılırsa çok eski bir günlük bu, sahibi Ahmet adında biri ilk sayfalara bir göz gezdirdim de sanırım olayların başlamasından sonra görevinden mecburen ayrılıp hayatta kalmaya çalışan eski bir asker…
    Buraya gün gün yazmaya çalışıcam bazı sayfalar deforme olmuş bazı sayfalarda kan izleri var incitmekte istemiyorum aslında sayfalar zar gibi olmuş bu uzun süre zarfında en azından 20 yıllık var heralde…. çözmek uzun zamanımı alabilir.
    Başlıyoruz….
    ···
    1. 1.
      +1
      başlamış yine abim bi hikayeye o zaman bize de takip edip okumak düşer hadi bakalım ya allah.
      ···
    2. 2.
      0
      Iyi okumalar kardeşim benim
      ···
    3. 3.
      0
      Sus abab
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 4.
    +21
    Bugün tam 276 gün oldu…..
    Acı ile dolu tam 276 gün….
    Hani bir an gelirde insanlardan sıkılırsınız da….
    Bunalırsınız hani….
    insanlardan….
    Binalardan…..
    Herkesten…..
    Kaçmak istersiniz sadece…..
    Sessiz bir ortam olsun etrafımda kimse olmasın dersiniz ya hani…..
    Kafamı dinliyim biraz……
    Tam da o sessizliğin olduğu 276 gün……
    ilk başta bir tür grip vakası dendi….
    Grip aşıları yapıldı insanlara….
    Binlerce, onbinlerce insan grip olduğunu sanıyordu….
    Ta ki o ilk dalga gelene kadar….
    Önlerine ne gelirse yok ettiler….
    Bazı korku filmleri vardır, bilirsiniz….
    Katil ,kurbanının peşinden yürüyerek gelir…..
    Kurban o sırada koşarak uzaklaşır ama bir şekilde katil onu bulur ve öldürür…..
    Bana bu sahne hep saçma gelirdi mesela….
    Ta ki gerçeğini görene dek…
    Biz onlara yürüyenler dedik…..
    Dünya ise çok klişe bir şekilde
    Zombi adını taktı….
    Ve tam 276 gündür onları avlıyoruz…..
    Bir zamanlar eşlerimiz olan kişiler….
    Eşlerimiz….
    Arkadaşlarımız….
    Dostlarımız…..
    Çocuklarımız….
    Babalarımız….
    Annelerimiz….
    Hepsi…..
    Şu an bizim hedefimiz….
    ···
  4. 5.
    +17
    Tanıştırılmadık henüz…
    Özür dilerim….
    Benim adım Ahmet eskiden Türk Silahlı Kuvvetlerinde astsubaydım….
    Eskiden dediğim işte 276 gün…
    Yürüyenlerin ilk ortaya çıktığı gün..
    Aklınıza gelen soruları duyar gibiyim…
    Ordu hiç mi savaşmadı zombilerle diyorsunuz değil mi ?
    Cevabı siz düşünmeden ben veriyim….
    HAYIR…..
    Ordu daha kendini koruyamadan dağıldı.
    Çünkü her insan gibi ordunun içinde de hastalığı kapanlar oldu….
    Ve o günden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri kendi benliğini koruyamadan dağıldı…
    ilk gün Ankaradaki genel kurmayın içini görmeliydiniz.
    Heryerde üst rütbeliler vardı….
    Galaksi denir ya hani…
    Ondan işte…
    Her yer yıldız doluydu….
    Ama içi boş…
    Hepsi zombiye dönüşmüş…
    Anlamsız anlamsız etrafa bakınıyorlar…
    Zaten o sahneyi gördükten sonra başta TRT olmak üzere bütün yayın kuruluşları evlerinizden çıkmayın konulu yayınları başlatmışlardı.
    EVLERiNiZDEN ÇIKMAYIN VE YARDIM GELMESiNi BEKLEYiN
    ···
  5. 6.
    +18
    okuduğunuzu belli eden bi işaret verin millet
    ···
  6. 7.
    +27
    Yardım falan geldiği yoktu….
    insanlar günlerce bekledikten sonra kendi başlarının çaresine bakmaya karar verdiler…
    Şu an ankaradayım…
    Yanımda benim gibi eski bir asker olan arkadaşım var…
    Adı doğan….
    Eskiden tanışırız aynı birlikte görev yapmıştık.
    Diyarbakır licedeydik. Hastalık baş göstereceği sıra bizi geri çektiler yerimize başkalarını yerleştirdiler.
    Güneydoğu Anadolu ile irtibat tamamen kesildi bu arada.
    Ne gidenler ile ilgili nede oradakileri ile ilgili hiçbir haber alamadık….
    Şimdilerde o bölgeye karanlık bölge deniliyor.
    Sadece kendine güvenen kişiler girme cesaretini gösteriyor…..
    Zaten girenlerin çoğuda çıkamıyor…
    Çıkmayı başaranlar aynı şeylerden bahsediyor…
    Orada artık insan yaşayamaz atom bombası atın tek çareniz bu….
    ···
  7. 8.
    +20
    ANKARA…..
    KIZILAY…..
    28 HAZiRAN 2016….

    Doğan ile birlikte kızılay alış veriş merkezine gitmeyi planlıyorduk erzağımız biterse işimiz kötüydü.
    Doğan “bakanlıkların oradan girelim bence” dedi “hem düz bir yol izlememiş oluruz”
    Tamam dedim bende dediğin gibi yapalım ama bu sefer arkamızı ben korucam geçen ki gibi olmasın.
    - Geçenki senin suçundu Ahmet kardeşim
    - Has. ktir lan nesi benim suçumdu adam gibi arkamızı kolla dedim ne yapıcan sen ilerdekileri
    - Şarjörün bitmedimi olm senin bak gene açma şu konuyu
    - Doğan birader sen ileriye bak, arkamızı ben kollucam yürü bi zahmet ya.
    - Tamam hadi o zaman.
    Doğanla birlikte bakanlıkların oradan çıktık ve Atatürk bulvarını takip ederek kızılay alış veriş merkezine doğru ilerlemeye başladık.
    ···
  8. 9.
    +19
    Güven parkın yanından geçerken yolumuzun üzerinde 3 tane yürüyen farkettik.
    Silahlarımızda susturucu vardı.
    Ha unutmadan…
    Zombilerin sese duyarlı olduğu falan yok.
    Hani ses duyunca sesin olduğu yere gidiyolar olayı falan yalan yani.
    Gözleri çok az ışığa duyarlı sadece, ama koku alma duyuları bir hayli gelişmiş halde.
    Kan kokusuna karşı çok hassaslar, ama et kokusu resmen zaafları…
    Etin kokusunu aldıkları zaman o bölgede kaç tane bunlardan varsa geliyorlar…
    Kan kokusuna sadece bakıp gelmek isterlerse geliyorlar..
    Ama et onları deli ediyor resmen.
    insan kokusuna karşı çok etkili değiller, hani şu terle karışık deri kokusu olur ya o kokuya karşı herhangi bir zaafları yok ama olursa temasta bulunursanız kendilerini korumak için saldırmaya başlıyorlar eğer herhangi bir şekilde bir yerinizi kanatırlarsa ve eğer o anda beslenme güdüleri varsa….
    Sizden geriye ancak kemiklerinizi bulurlar….
    ···
    1. 1.
      +5 -2
      zombiler sese duyarlı değilse niye susturucu takıyonuz amk arada kopukluklar var ama sarıyor rez
      ···
  9. 10.
    +19
    Susturucu onlar için değil yani…
    Diğerleri için…
    Hayatta kalan diğerleri…
    Toplayıcılar diyoruz onlara…
    Üretme veya gayret etme yok….
    Hazır olanı toplayan şerefsiz p.zevenkler topluluğu…
    Genelde 5 kişi dolaşırlar….
    Ama savaşma kabiliyetleri sıfır….
    Nereye denk gelirse…
    Genelde işi bilen adamlar tarafından avlanırlar ama sayıları çok fazla o yüzden sessiz olmalıyız.
    Susturuculu tüfeklerimizle kafalarına nişan alarak üçünüde öldürdük.
    Aslında öldürme denmez tam olarak zaten ölüler sadece onları etkisiz hale getirdik.
    Kafalarından vurduğunuz sürece sorun yok diğer durumlarda durmuyolar.
    Beyin faal olduğu sürece beden işlevselliğini yitirmiyor..
    ···
    1. 1.
      +5
      bu partı okumamıştım susturucu olayını anladım rez
      ···
  10. 11.
    +17
    Alış veriş merkezinin kapısının önüne geldiğimizde doğan ana kapının sağında bende solunda durdum.
    içerde ilk anda hiçbir zombi yoktu.
    Doğan ile birbirimize baktık önce o girdi arkasından ben girdim..
    Çokta fazla büyük bir yer değil zaten ama içeri girince sesler duyulmaya başlandı.
    iç güdüsel olarak ses çıkartma huyları var ama haberleşme amacıyla değil.
    O anda ses çıkarmak istedikleri için.
    Migros’a girdik sırtımızda bu büyük çantalardan var, intikale çıkarken kullandığımız çantalardan içine tıka basa konserve doldurduk.
    Doğan gene gitti cipslerden attı çantasına. Ben konservelerden atıyorum çantama daha kullanışlı oluyor hem yedikten sonra dibini deliyorum ip geçirip bazı yerlere asıyorum oradan geçen olursa birbirlerine çarpıp ses çıkarıyolar. Erken uyarı sistemi gibi düşünün.
    Çantalarımızı doldurduktan sonra çıkalım erkenden evde olursak iyi olur diye düşündük.
    ···
  11. 12.
    +18
    Teminli bir şekilde çıktık. Çıkarken doğan sırtındaki çantadan bir sprey boya çıkartıp büyükçe bir X işareti yaptı. Genelde uğradığı yerlere yaptığı bişi bu kendine göre bir mantığı var heralde.
    Bilemicem.
    Temkinli bir şekilde kapıya doğru ilerlerken Ziya Gökalp Caddesinin ilersinden silah sesleri ve kahkaha sesleri geldi..
    Toplayıcılar…..
    Ses çıkarmadan kendilerini göstermelerini bekledik…
    Gene şaşırtmadılar bizi.
    5 kişilik bir çapulcu takımı…
    Ellerinde silahlar, sırtlarında çantalar falan.
    Birilerini pusuya düşürmeyi bekliyorlar..
    Etraflarına ateş ederek yanımızdan geçerek gittiler.
    Gözden kayboldukları zaman bizde yerimizden çıktık ve geldiğimiz yönden geri gitmeye başladık.
    ···
  12. 13.
    +16
    Aracımızı NecatiBey caddesinin oraya koymuştuk bir zamanlar savunma bakanlığının olduğu yere. Şimdi herhâlde içi ağzına kadar yürüyen doludur.
    Ara yollardan kimseye fazla görünmemeye çalışarak aracın olduğu yere kadar geldik.
    Doğan hemen aracı çalıştırdı bende hemen yanına bindim ve eve doğru ilerlemeye başladık.
    Etimesgut emirlerde bir evimiz var. Evde değilde aslında apartman binasının etrafını iyice korunaklı hale getirdik ve her kata kalın demir plakalar yerleştirdik hepsindede kalın kilitler var. En üst katta doğan onun bir alt katında ben kalıyorum tam karşımızda yelken düğün salonu var oranın karşısında ise bir park var.
    Eskiden işten çıktığımız zaman yazları elimize maden suyu alır 15 dakka oturup dinlenirdik doğanla.
    Şimdi ise perdenin arkasından temkinli bir şekilde izliyoruz dışarısını.

    Doğan çok iyi bir elektronikçiydi en karışık devrelerin arasından falan kolaylıkla çıkardı o yüzden işimiz o varken daha kolay.
    Gitti nerden bulduysa bilmiyorum artık güneş panelleri getirdi balkonlara yerleştirdi onları bir güzel.
    Çatıya koyarsak çok dikkat çekermiş. bak bak.
    Apartmanın bütün balkonlarına bu panellerden yerleştirdi.
    Apartmanın tepesinde zaten büyükçe bir su deposu vardı kaynaktan su çeken, onun motoruna bakım yaptı.
    ···
  13. 14.
    +16
    Sıcak suyumuz ve elektriğimiz var. En hayati makinelere elektriği bağlıyoruz.
    Buzdolabı , çamaşır makinası , bilgisayar, televizyon….
    Şimdilik işimizi görecek kadar açık kalsalar yeter. sabah çıktıktan akşam dönene kadar suyumuzda ısınmış oluyor hem.
    Şimdilik iyiyiz yani.
    Bide şu etraftakiler olmasa.
    Radyo ve televizyonda sürekli aynı yayın yapılıyor.
    Olayların patlak veripte iletişim sisteminin kitlendiği andan beri hep aynı yayın.
    Onu izleyip duruyoruz.
    En dış kapıdaki hareket sensörü çalmaya başladı dışardan terkedilmiş gibi görünen apartmanımız aslında hiçte göründüğü gibi değildi doğanın sayesinde.
    Adam her yere hareket sensörleri ve kameralar koydu. Kameralarıda aldı televizyona bağladı. Zamanında deli gibi maç izlediğimiz ekranlardan şimdi dışarıyı izliyoruz.
    ···
  14. 15.
    +19
    Doğan hemen kameraları açtı ve dışarda ne olduğunu kontrol etti bana dönüp sıra sende dedi.
    Giderkende bu sefer sağ gözünün tam ortası dedi ve ekledi vuramazsan eğer araba bir hafta daha bende kalır.
    Tamam dedim ve susturuculu tüfeği alıp balkona çıktım.
    Bir öncekinde burnunun tam ortası demişti ama vuramadığım için arabayı bir hafta kaptırmıştım. Bir kez daha şansımı denemek için tüfeği aldım, balkon demirlerine sabitledim, nefes kontrolümü yaptım, biraz bekledim ve tetiğe hafifçe dokundum.
    Zombinin kafası geriye doğru savruldu ve yere düştü. Doğan elindeki dürbünle izlerken haass. ktir ya dedi alnından vurdun koçum araba bir hafta daha bende dedi.
    içeri girdiğimizde sürekli olarak parazit gelen telsimizin parazitlerini kegib kegib yayınlamaya başladığını fark ettik.
    Doğan telsizi yerinden çıkarıp heralde içindeki devrelerde bişi var açıyım bakalım bi dedi ve ünlü tornavida takımını çıkarıp telsizin içini açtı bende yanında duruyor istediklerini veriyordum.
    Telsizin ana devlerinde bir sorun olmadığını gördü doğan eee bunda bişi yok dedi ana karta bakarak.
    Tekrar telsizi topladı ve açtığı zaman aynı kegib kegib sesi duyduk.
    Kegib sesin hiçbir anlamı yoktu zira.
    Radyo dalgalarının kegib kegib olması kaynaktan parazitin kesilmesi anldıbına geliyordu.
    Mantıksızdı yani
    Biraz daha dinledik doğan sıkıldı ben içeri gidicem dedi gitti ben biraz daha durdum cihazın başında.
    Sonra dikkatli dinleyince fark ettim.
    Mors alfabesiydi bu…
    Ordudan hatırladıklarımla bişiler yapmaya çalıştım.
    Çözümlediğim kadarıyla mesaj şöyle bir şeydi
    “ bu hayatta kalmayı başaranlar için bir mesajdır….lütfen cevap vermeyin 52”
    Yaşayan birileri vardı…..
    ···
  15. 16.
    +17
    Elimde telsiz doğanın yanına gittim telsizdeki sinyal devam ediyordu.
    Doğan bu mors alfabesi dedim.
    Çözdünmü bari diyerek cevapladı doğan evet dedim çözdüm ama kaynağını nasıl bulucaz.
    Doğan bende bi cihaz var ama eski ordudan kalma bişi çalışırsa kaynağını öğrenebiliriz dedi.
    2 kat aşağıdaki atölyesine indik ve cihazı telsize taktık ve ne oldu biliyormusunuz ?
    Çalışmadı….
    Bazı parçaların değişmesi gerekir dedi doğan.
    Bende parça listesini çıkar arayalım dedim.
    Doğan o gün atölyesinde ekgib parçaların listesini çıkarmak için baya uğraştı ve sonunda listeyi getirdi.
    Parçalar bunlar dedi ama bazılarını bulmak gerçekten zor olacak.
    Tamam dedim sabah başlayalım o zaman
    ···
  16. 17.
    +19
    ANKARA…..
    KIZILAY…..
    28 HAZiRAN 2016….

    tarihli yazıyı buraya kadar okuyabildim sonraki yazılar doğan dediği adamın yazıları anlamadığım bir sürü mekanik dijital bişiyler yazmış
    bir sonraki günün yazılarını çözmem gerek.
    çözdüğüm zaman buradan yazıcam
    ···
  17. 18.
    +4
    Okuyorum
    ···
    1. 1.
      +3
      çok teşekkür ederim iyi okumalar
      ···
    2. 2.
      +4
      Teşekkürler
      ···
  18. 19.
    +4
    Rezallah
    ···
    1. 1.
      +2
      çok teşekkür ederim iyi okumalar
      ···
  19. 20.
    +17
    01 TEMMUZ 2016
    CUMA….
    ETiMESGUT…..

    2 gündür doğanla beraber Ankara’da telsizin ekgib parçalarını nerede bulabiliriz diye düşünüyoruz.
    ilk olarak en yakımızdaki yere gidelim diye düşündük.
    Eryaman OPTiMUM…
    ilk katında teknosa vardı oradan yararlanabilirdik sonra en üst katta MEDiAMARKT vardı oradan faydalanabilirdik ama aklımızı kurcalayan tek bir konu vardı o da Optimum’un bulunduğu muhit itibariyle kalabalık bir yerde olmasıydı.
    içerisi toplayıcılarla dolu olabilirdi veya yürüyenler içerde olabilirdi.
    ···