ben buraya yazayım, isterseniz mesajımı kopyala yapıştır yapıp sözlükte dağıtabilirsiniz.
özet geç diyecekler bu satırdan sonra okumasın.

SSK
ssk devlete ait bir kurumdur ve çalışanlardan aldığı primler ile emekli maaşlarını ve sigortalıların hastane masrafının bir kısmını karşılayan bir kurumdur.
eğer ssk kar ediyorsa o devlet faşist, eğer denk bütçe veriyorsa durum güzel, eğer ssk zarar ediyorsa (daha dogrusu, alınan primlerin üzerine devlet para koyup vatandaşa daha fazla para veriyorsa) o devlet sosyal devlettir.
peki ama nasıl?
çalışanlardan aldığın para 100 lira olsun (aylık)
fakat sen bunun 80 lirasını vatandaşa geri veriyorsan (ssk kar sağlıyor burada) o devlet faşisttir. fazla alıyor ve vatandaşa az veriyor
bu yüzden ssk gibi bir kurumun kar etmesini beklemeyin. zaten kar ediyorsa bi yerde hata vardır.
ssk'yı batırdı iddiası hakkında, kılıçdaroğlu hakkında 24 soruşturma açıldı ve hepsinden aklandı.
şu anda yanılmıyorsam ssk 20 milyar dolar borçlanmış vaziyette. (kılıçdaroğlu zamanında 2 milyar dolardı) bu durumda kılıçdaroğlu ssk'yı batırdı ise dexer anasını gibmiş olur.
ki şöyle bir durum var. o dönemde meclisten geçen tasarılar sayesinde insanlar 35-40 yaşlarında emekli oldu. bu ne demek? ssk'nın çalışanlardan alacağı para miktarı azalmış demek. bir de üstüne emekli sayısı arttığı için ssk'ya bir yük daha binmiş olur.

o dönemde kılıçdaroğlu yılın bürokratı seçilmiştir.
ve o dönemde ssk zaten batıktı, kılıçdaroğlu kurtarıcı olarak getirildi. her şey iyi güzel gidiyordu da fantazi olsun diye mi ssk müdürünü değiştirdiler zannediyorsunuz.

imf konusu;
imf'e olan 22 milyar dolarlık borç kapandı fakat 380 milyar dolar dış borcumuz oldu.
insanların 2002'de 2 milyar dolar bankalara borcu varken bugün 80 milyar dolar oldu.
bugün imf'e 5 milyar dolar borç vermişiz. külliyen yalan. sadece taahhütte bulunduk. taplam bilmem kaç devlet bulundu zaten. toplam 456 milyar dolar taahhüt içinde bizim devlet sadece 5 milyar taahhütte bulundu. yani eğer imf paraya sıkışırsa biz borç vereceğiz. şu anda imf'e verdigimiz para yok yani. iflas eşiğinde ispanya bile 19 milyar dolar taahhüt verirken, almanya 55 milyar dolar taahhüt verirken bizim hükümet çok güçlü ekonomimiz olmasına rağmen 5 milyar dolar ile övünüp milleti kandırıyor.

dexer simit-çay hesabı yapmıştı açıp izleyin.

kamu ihaleleri mevzuatında 5 adet istisna maddesi vardı. şimdi 20 civarı istisna madde var. bu sayade rüşvetten ve yolsuzluktan hakkında delil olan insanlar devlet ihalelerine katılır oldu. 3. havalimanı ve nihat özdemir ilişkisini bi araştırın. sırf bu adama devlet ihale versin diye kamu ihaleleri mevzuatı değiştirildi. bu adam yolsuzluk yapmış birisi ama

halka dağıtılan kömür üzerinde yapılan yolsuzluklara bakın.

hidayet karacaya tahliye kararı veren hakimler önce açığa alındı sonra "vatana ihanet ve darbe teşebbüsünden" yargılandı. bu hakim paralelci dendi. e dıbına koyduğum, bu güne kadar paralelci degildi de şimdi mi oldu paralelci? bunun gibi bir sürü örnek var, yargının anasını gibti

17-25 aralık yolsuzluklarında bakanlar hala daha yargılanmadı. çünkü dexer engelledi. ses kayıtları sahte denildi. bunu diyen tübitak. fakat tübitakta olan tasfiyeleri ve sonrasında yerleştirdikleri kendi adamlarının "bu kayıtlar sahte" dediğini araştırın. adli tıp ise seslerin orijinal oldugunu soyledi ayrıca ses konusunda uzman kişilerin hemen hemen hepsi seslerin gerçek oldugunu soyluyor.
uçak yaptık, helikopter yaptık diyen akp; o uçakları yapan bilim adamlarının hepsini kovdu. bakalım o projelerin devamı gelecek mi?
tib çıktı açaklama yaptı, bakanların ses kaydı var 17/25 aralık sürecini aydınlatalım diye. tib dexer tarafından susturuldu

300-500 tesis açıyoruz dendi. aynı tesisi 5 defa açtıkları ortaya çıktı. dere kenarına çekilen bir kaç metrelik setleri "tesis açıyoruz" diyerek insanlara yedirdiler. her şehirde yüzlerce tesis açılıyor ama bugüne kadar hiç bir şehirde açılan tesislerin tam listesi bilinmiyor. chp mecliste soruyor, akp cevap vermiyor.

dünya insani gelişmişlik endeksi sıralamamız 180 ülkede 90
uluslarası şeffalık örgütüne göre 2014 yılında 180 ülkede 64
dünya basın yayın özgürlüğünde 180 ülke içinde 154. yüz.
gelir adaletsizliğinde dünya 2. olduk. bu ne demek? gsmh yükselmiş olabilir ama zengin daha zengin, fakir daha fakir oldu demek. ki 7 senedir bu ülkede gshm aynı durumda ve uluslar arası kuruluşlar bu seviyenin bu sene düşeceğini söylüyor. (9400-9500 dolar civarına)

cehape zihniyetinin dikili ağacı var mı? diyorlar
atatürk zamanında bu ülkede 15 yılda 46 fabrika kuruldu. dexer 1 tane (üretim) fabrikası kurdu mu? fabrikaların nerede olduklarını ve ne ürettiklerini araştırın bulursunuz
hatta üşenirsiniz diye ben ekleyim: https://tarihturklerdebas ... ulan-kurum-ve-kuruluslar/

2015 yılı (içinde, yani kısa vadeli borcumuz) ödememiz gereken borç, 169 milyar dolar. 22 milyar dolarlık borcun bitmesi ile övünen akp'nin durumu işte bu.

kızım türban yüzünden ülkemizde okuyamadı diyor. sümeyye, üniversite sınavından 134 puan aldı. gitti abd'de okudu. 4 yıl denildi, 2 yıl olduğu orta çıktı, onu da 1 sene uzatmalı okudu.
başbakanın danışmanlığını yaptı ve 52.000 maaş aldı sümeyye
adama sorarlar; oğlunda mı türban takıyordu da amerikada okudu?

sağlıkta performans uygulaması mevzuatı değişti. şimdi doktorlar yaptıkları tahlile, ameliyata, vs. göre maaş alacak. ne tesadüf ki şu anda bu ülkedeki insanlardan her 9'da 1'i röntgene girdi. neden? çünkü doktor röntgene gönderince para kazanıyor. bu uygulama ile devlet hastanesi, üniversiteler ve özel hastanelerdeki ameliyat oranlarının artışını araştıın bi zahmet.
kişi adedine göre maaş alacaklar. bu ne demek? kanser hastası isen sıçtın, çünkü doktor senin yerine ufak bir kisti olan vatandaşı ameliyat ederse yine aynı maaşı alacak. neden sana baksın ki?

iktidar için papaz elbisesi giyerim diyen yine dexer

soma olaylarının aydınlatılması gerekiyor fakat çalışma ve sosyal güvenlik bakanı ile enerji bakanı, denetleme ile sorumlu kişilerin yargılanmasına sorgulanmasına izin vermiyor, çok ilginç? soma için bilirkişi gönderiyorlar ve işçi güvenliğine ait bir şey yok diyor ama akp onu görmezden gelip başka bilirkişi gönderdiyor. chp ise aylar öncesinde somayı meclise taşıyor ama akp "orası dünya standartlarında" diyor. salla yalanı gibeyim inananı

bu ülkede 1946-2002 yılları arasında darbeler, kıbrıs barış harekatı, krizler vs. vs. olaylar oldugunda bile ülkenin yıllık bazda gelişmesi ortalama %5.2 iken akp tek başına iktidar iken % 4.7'nin altında. nerde istikrar?

400 milyarlık kentleşme yasasını inceleyin. madde 8'de denilen "ihaleler açık olarak yapılmayacak"
buna meclisteki maliye bakanı da cevap veremedi. belki akp yandaşları anlatır. (bu arada bu ülkenin hazinesinde 120 milyar dolar para var. 400 milyar dolardan bahsediyorum. ülke hazinesinin kaç katı oldugunu hesaplayın)
konu hakkında meclis kayıtı
https://www.youtube.com/watch?v=XtPVCTTkTu8

Ziraat bankası üzerinden yapılan yolsuzluğa akp'nin maliye bakanı cevap veremiyor mecliste. belki "duble yollarımız var" diyen zihniyet cevap verir. 270 milyon euro'dan bahsediyorum
https://www.youtube.com/watch?v=Dp62qm-XskA

siemens yekilileri; amerika, almanya, yunanistan ve türkiye'de rüşvet verdiğini itiraf ediyor. amerika, almanya ve yunanistanda rüşvet karşısında para cezasına çarptırılan siemens, türkiye'de cezalandırılmıyor. buna da maliye bakanımız cevap veremedi. belki "duble yollarımız var" diyen zihniyet cevap verir.
https://www.youtube.com/watch?v=qyiFN1ywt_8

şirket değerleme raporları açıklanmadan özelleştirildi. hem de nasıl?
tekel 280 milyon dolara satıldı ve 9 ay sonra 1 milyar dolara satıldı sonrasında ise 3 yıl sonra 2,5 milyar dolara satıldı. 280 milyon nere 2,5 milyar nere?
tekel, tüpraş, seka özelleştirilmesi;
https://www.youtube.com/watch?v=thrzSyK-ZDk
bunlara da akp ve maliye bakanı cevap veremiyor.

bu ülkede maliye bakanlığının bütçesi ve giderleri (kalem kalem) sayıştaya verilmiyor. sayıştaş akp'nin yolsuzluk yaptıgını kanıtladı defalarca ama sayıştaya da el attılar. neler yaptıklarını bi araştırın bakalım. sayıştay da artık sesini çıkaramıyır.

kılıçdaroglu ve melih gökçek, ugur dundar'ın programında karşı karşıya geliyor. samsunda izmirde 180 dolara, istanbulda 190 dolara halka satılan dogalgaz sayacı ankarada melih gökçek tarafından 300 dolara vatandaşa satıldı. bu sayaçların alımı sırasında 180 milyon dolar vatandaş zarar etti, üstüne bir de 300-180 dolar farkını eklerseniz eğer vatadanşın zararı daha da fazla oldu. melih gökçek köşeye sıkışınca dediki "biz o aldıgımız fazla paralarla yatırım yaptık" ulan sen zaten yatırım yap diye ben sana vergi veriyorum amk. daha ne diye bana 180 dolarlık sayacı 300 dolara satıyorsun. melih gökçek cevap veremedi belki akp yandaşları cevap verir.
bu konuda enerji piyasası denetleme kurulu tavan fiyatın 150 dolar olacağını söyledi ama 300 dolara vatandaşa satıldı.

devamı; okumaya devam

vergi deyince;
1946-2002 arasında bu ülke 542 milyon dolar vergi ödemişken, 2002'den bu yana 1.2 milyar dolar üzerinde vergi ödedi. yani eskiden 1 lira vergi ödeyen vatandaş akp başa geldiğinden bu yana 8 lira vergi ödedi. ama duble yol yaptı hakkını yemeyelim.

bu ülkede "iş bulma konusunda ümidini kesmiş insanlar" işsiz katagorisinden çıkarıldı ve işsizlik 1 gecede yüde 14'lerden yüzde 9'lara düştü.

her daim kötülenen koalisyon dönemlerinde bu ülkede işsizlik yüzde 8.4 iken şu anda işsizlik yüzde 10 üzerinde. (bu konuda nüfus arttı demeyin, yüzdelik hesaptır bu amk.)

davutoglunun "kamu yönetiminde şeffaflık" paketi açıklaması vardı. 14 ocak günü açıklamıştı. ona bi bak bakalım ne demiş dexer

al bak bi de tayyibin 30 eylülde açıkladığı pakate ve bahçelinin 29 eylül (1 gün önce) açıklamalarının karşılaştırmasına bak
https://www.youtube.com/watch?v=H5ddpZX8XcA

yok, hızlı tren, hastane, havalimanı yaptı. bunlardan yana zaten kimse olumsuz konuşmuyor zaten.
ama yatım sadece bunlar değildir. sen devlet olarak alım yapmazsan, üretime ağırlık vermezsen, fabrikalar kurmazsan, özelleştirmeyle ülkenin tamdıbını satarsan gelişimden bahsedemezsin.

daha da sayayım mı? açıp 1 defa meclis kayıtlarına baktınız mı? ülke ekonomisini incelediniz mi hiç diyorsunuz ki ülke kalkındı. adamlar kaşık ile verdilerse kepçe ile kazan ile geri aldı.

bizim insanımızda "çalıyor ama yatırım yapıyor" mantıgı oldugu sürece bu ülkeden hiçbir tak olmaz. araştırmadıkça, yolsuzluga ses çıkarmadıkça bu ülkeden bi tak olmaz.
mesele akp-chp-mhp meselesi degil. akp'nin yolsuzlukları ortada. acilen inmesi gerekiyor. başa chp ya da mhp geçebilir. eger ülke kalkınmazsa onu da indirirsin, bu kadar basit.
halk olarak uyanmamız ve "çalıyor ama yapıyor, en az o çalıyor" düşüncesinden sıyrılmamız gerekiyor. hangi parti çalarsa çalsın itiraz etmemiz gerekiyor. özelleştirmeleri engellemeli ve üretime agırlık vermeliyiz. yoksa işimiz zor.

herhangi bir parti taraftarı degilim. chp ya da mhp'li olarak kalıba sokmayın beni.
alın size chp ve mhp eleştirisi
asgari ücret şu kadar olacak diyor.
1- asgari ücreti hükümet belirlemez, işçi ve işveren sendikaları belirler.
2- devlet içinde zaten asgari ücret ile çalışan yok. o yüzden sadece özel'i ilgilendirir. sen özel'e "1500 tl maaş vereceksin" dersen eğer o adam da 10 işçisi varsa en az 3'ünü işten atar ki işçilere verdiği maaş düzeyi değişmesin.
ayrıca enfasyon diye bir kavram var. size 1500 degil isterlerse 5000 lira maaş verirler ama paranın degeri düşük olur. nasıl? misal 1500 lira ile (atıyorum) 375 kg domates alabiliyorsunuz varsayalım. hükümet size 5000 lira asgari verir ve yine siz 375 kg domates alırsınız. maaş arttı mı? görünürde evet ama alım gücü değişmedi.
burada yapılacak olan şudur; parayı degerli kılmak. asgari ücret yine 950 tl olarak kalsın ama o para ile 200 kg domates yerine 500kg domates alalım. bilmem anlatabildim mi?