1. 51.
    +3
    @55 işin gücün varsa gibtir git yat ölüsünü gibtiğim adam şair gibi döktürüyor beğenmiyosan gibtir git oç
    ···
  2. 52.
    +3
    hepinize teşekkür ederim arkadaşlar
    ···
  3. 53.
    +3
    yurttan erken çıkıp evlerine gittim. oyunun başlamasına daha bir kaç saat vardı. anahtarım yanımdaydı ama zili çaldım. bana kapıyı açan o olsun diye...

    onu çok ama çok özlüyordum. bedenini değil. bana kapıyı açarken boynuma atlayıp odaya gidene kadar kucağımdan inmediği günleri. kadının öyle günlerini özlüyordum..

    kapı açıldı. kirpikleri ıslaktı. bana bir şey belli etmemek için elinden geleni yapıyordu. bir kaç saniye dikildim kapıda. boynuma dolanan kolların hayaliyle. beklediğim gibi olmadı. daha fazla ısrarcı olmadım hayalimde. eyilip ayakkabılarımı çıkardım. içeri girip masanın yanındaki koltuğa oturdum. evde bizden başka kimse yoktu. gelip yanıma oturdu. oysa ki kucağım boştu.

    konuşmadan bekledik bir süre. içimdeki özlem duygusunun etkiyle onu belinden kavrayıp kucağıma oturttum. isteksizdi çünkü mutsuzdu. kucağımdan ayrılmadı çünkü o da eski günleri özlüyordu. bir süre bu şekilde oturup gözlerimize bir karış mesafeden bakarak konuştuk. kendimi durduramıyordum. içimde ona doğru akan nehirler vardı sanki. tersine akması ya da yolunu şaşırıp başka akarsulara karışması mümkün olmayan. dudaklarını öpmeye başladım. gözlerimden yaşlar geliyordu. onunkilerden de. bir kaç dakika sonra eskiden odamız diye tarif ettiğim odada çıplaktık. o gün o yatakta hayatımın en güçlü, en duygulu, en içten, en tatmin edici ikinci sexini yaşadım. tüm bu olanlar bittiğinde her anlamda boşalmıştık
    ···
  4. 54.
    +3
    tek tek olayları anlatmanın anlamı yok. yaz geliyor. ben okulu bırakıyorum. sürekli telefonla görüşüp arada sırada dışarı çıkıyoruz beraber. kapalıyken demir parmaklıkların üzerinden atlayıp eski okulumuza gidiyoruz, huzur evindeki yaşlıları ziyaret ediyoruz. bize nişanlı olup olmadığımızı soruyorlar. utanıyoruz. çocukken çekildiğim bütün fotoğraflarda imzası olan makineyi getirip eskiden olduğu gibi film alıyoruz makineye ve bizim için özel olan her herde fotoğraflar çekiliyoruz. evdeki en sevdiğim albümlerimden birini boşaltıp ona zütürüyorum. kendi albümümüz olamsı için. birlikte ağaç dikiyoruz mesela ya da evlerini ilk kez balkonundan içeri girip ocağın üzerindeki akşamdan kalma yoğurtlu sarımsaklı kızartma tabağını çalarken görüyorum. her zaman gittiğimiz bi parkta yere oturup ekmek bana bana yiyoruz ganimetimizi... bunlar hiç bitmez

    işte böyle yaşıyoruz. ve ben yeryüzünde var olagelmiş bütün aşkları küçümsüyorum o zamanlar.
    ···
  5. 55.
    +3
    geçmiş zaman ekini farkettim ayrılık ölüm ile geldiyse ağlatırsın bak gece gece
    ···
  6. 56.
    +3
    bir sonrakinde bir bankta otururken görüyorum onu. tereddütsüzce kalkıp yerimden karşısına dikiliyorum. yanında oturan arkadaşına yana kaymasını söylüyorum. elinde bir poşet var. içinde yılın ilk erikleri. sormdan elimi daldırıp poşete biraz alıyorum. biraz sohbet ediyoruz. gözlerinde rahatsızlık görmüyorum. sonunda kendimi tanıtmak aklıma geliyor ve söylüyorum adımı. o bildiğini söylüyor. sanki binlerce havai fişek ardı ardına patlıyor göğsümde. avucumdaki erik bittiğinde tekrar poşete yeltenecekken içinin boş olduğunu görüyorum. son eriği dudaklarının arasına koyuyor. bir hamle yapıp eriği alıyorum ondan. teşekkür edip yoluma gidiyorum
    ···
  7. 57.
    +2 -1
    karşılıklı duruyorduk odanın ortasında. avuçları tavana bakacak şekilde tuttu ellerini. dakikalarca dirseklerimizden parmak uçlarımıza kadar okşadık birbirimizi. tek bir kolun kemiklerini birbirinden sıyırır gibi. sarıldım ona sonra. tekrar konuşmaya başladım. onu sevdiğimi söyledim. sayıkladım daha doğrusu. çünkü bilinç ortada yoktu. hislerden oluşmuş bedenler vardı ortada sadece. gidip yatağa oturdum. o ayaktaydı. kotunun düğmesini açtım. eğilip boynumu öpüyordu. sakallarımı okşuyordu avuçlarıyla. elleri ateş gibiydi. dokunduğu yer yanıyordu. bacaklarını sırayla havaya kaldırdı. önce birini sonra diğerini tutup kotun paçalarının yavaşça çıkardım. kucağıma oturdu. atletimi çıkardı. avuçlarını gezdirdi göğsümde. şehvet inkar edilemez ama ben bu dokunuşu sevgiyle açıklarım. şehvet duyduğu bir bedeni severse insan ne tür şeyler hissedebileceğinizi düşünün biraz
    ···
  8. 58.
    +2 -1
    beni kendime getiren onun gömleğimden tutup kendine çekişi oldu. üst düğmelerden başlayıp acelesiz, her bir adımın bir ibadet olduğunu düşünürcesine ağır ağır çözdü iliklenmiş düğmelerimi. inanın o da çok zorlanıyordu. dudaklarımız vardı çünkü. iki mıknatıs gibi. ayrı düşünülmesi mümkün olmayan şeyler gibi. bitirdiğinde gömleğimi tutup bi çırpıda çıkardı üzerimden. durup baktı. konuşmadan. elini uzattı. anladım. tuttum ellerinden. bir adım önümden ilerledi odamıza kadar. koridor karanlık ama adımlar emindi. kapıyı açtı ellerimden çekip odanın ortasına kadar sürükledi beni. yaptığımız her şeyden gurur duyuyorduk. kahvaltı hazırlayışlardan, hastayken yapılan çorbalardan olduğu gibi bedenlerimizi birbirimize sunmaktan da.
    ···
  9. 59.
    +2
    şüphe diyorduk. şüphe. ne gece ne gündüz... ne sıcak ne soğuk... insan felaketlerden ibaret de olsa ne yaşayacağını bilmek ister. bu yüzden en eski mesleklerdendir falcılık. ben de bilmek istiyordum. küçücük bir kasabadan çıkıp içinde milyonlarca farklı canlıyı barındıran bir okyanusa gidiyordum. yıllarca bir fanusun içinde yaşamış zarsız ve savunmasız bir akvaryum balığıydım ve köpekbalıklarıyla boy ölçüşmeye karar vermiştim.
    ···
  10. 60.
    -2
    kendini yazar sanıyo amındüdüğü bi de adamdaki lükse bak yazması için birilerinin takip etmesi gerekiyo ulan sanki hikaye yazıyorsun bana kalırsa sen bu olayları yaşamamıssın, hatta sevgilin bile olmadı bu güne kadar yeter artık prim yapıp durmasın sizde okumayın amk
    ···
  11. 61.
    +1 -1
    devam etmek içimden gelmiyo. bir de pmden gelip taşak geçenler var. kime anlatıyorum ben bunları amk.

    alın dinleyin: https://www.youtube.com/watch?v=vvyW96akH6U

    bugünlük napacağıma birazdan karar vercem
    ···
  12. 62.
    +2
    aylar geçti. kendimce zaten muhteşem olan küçük dünyama bir de kadın girmişti. masallarda olan hayatlardan yaşayacaktık işte. kasabamızdan ayrılmak aklımın ucundan geçmiyordu. böyle bi şeyi neden isterdi ki insan.

    ben okulu bırakmıştım ama kadın öyle değildi. dershaneye gidiyordu ve durumu çok iyiydi. sınavlarında her zaman liste başıydı. hayalleri vardı anlayacağınız. paralar kazanacaktı. belki de ailesinden, çevresinden göremediği saygıyı böyle kazanacaktı. çok hırslıydı. ben her zaman küçük odasında yalnızlığa terk edilmişken kurduğu intikam planının bir parçası olduğuna inanmışımdır bunun. ve plan tıkır tıkır işliyordu. dersleri dışında bir tek bana ayırırdı zamanını. zaten onun zamanı dediğimiz şey anannesinden saklanarak odasında geçirdiklerinden ibaretti. böyle bir durumda ders çalışmaktan ya da bahsettiğim şiir tutkusunu körüklemekten başka bir şey yapılamazdı. o da öyle yaptı.
    ···
  13. 63.
    +2
    athena'nın yalan şarkısında söylediği gibi aşk nefrete ne yakınsın.

    siz de yaşadınız böyle şeyler. anlarsınız beni. öfkeden deliye dönmüştüm. kollarımdaki damarların belirginleştiğini görebiliyordum ve göğüs kafesim kalbimin vuruşlarına daha fazla dayanamayıp parçalanacak gibiydi. insan sevdiklerine ne kadar kötü konuşabilir ki? akıl sır eremiyecek kadar. ağzıma ne geldiyse söyledim ona. geçmişimizin bir parçasını kirlettiğini söyledim. o yolların artık birlikte yürünmeye değer yanının kalmadığını söyledim. küfürler ettim.

    bencilceydi yaptığı bana göre. orası ikimizindi. ortak mülküyetimiz vardı ve benim topraklarıma benden habersiz girmişti birileri. bir an için huur çocuğunu bulup kemiklerini paramparça edene kadar dövmek istedim. ama suç onda değildi ki. yapamazdım. nitekim yapmadım da

    ben bunu nasıl yapabileceğini söyledikçe. o yapmış olduğu hatayı kavrıyordu. aklının ucundan geçmemişti böyle tepkiler vereceğim. ona daha fazla kızamadım çünkü ne yaptığının farkında bile değildi. ben daha çok kendime kızmayı seçtim. o yolların ne demek olduğunu ona yeterince anlatamadığımı söyleyip durdum kendime.

    uzunca süre yalvardı. suçu başkasının üzerine atmadı. yiğitçe suçluyum dedi bana göğsünü gere gere ve cezama razıyım.

    şöyle söylemek çok da yanlış olmayacaktır herhalde: "nefret aşka ne yakınsın"
    ···
  14. 64.
    +2
    @298 sen sürekli aynı güçte devam eden yazılar istiyosun. kadınla aramızda olan bitenleri betimlediğim zamanlardaki gibi güzel düşlere dalmak istiyorsun. belki de haklısın kendince. ama bana uzun soluklu bir yazı göster ki en başından en sonuna kadar aynı güçle devam etsin. böyle bi şey olamaz ve olmamalıdır da. kimdi söyleyen hatırlayamıyorum şimdi ama biri şöyle söylemiş: "müziği yapan notalar değil, notaların arasındaki sessizliktir". aşağı yukarı böyle bi sözdü.

    işte yazılar da böyledir. o çok hoşuna giden cümlelerin özümsenmesi için düşürülür bazen yazarken kullandığın cümlelerin gücü. ne kadar güçlü yazılmış da olsa aynı renkte yazılmış yazı o cümlelere rağmen düz bir yazıdır. insanlardaki merakı ve beğeniyi uyandıran şey ortaya koyduğun eserdeki dalgalanmalardır.

    düşünsene dostum. klagib müzik dinliyorsun diyelim. birinci saniyeden son saniyeye kadar yükselen bir senfoni olabilir mi? mutlaka muhteşem çıkışların duruluşları vardır. bazen de tamamen kesilir ses ve sonra tekrar yükselir. bunun gibi işte.

    ben okudukça mutlaka yazdıklarımı seveceksin diyemem. bu ukalalık olur. ama sen okumaya devam et. belki de bulabilirsin aradığın şeyi olayı anlatmayı bitirdiğimde.

    teşekkürler yorumun için. bana da bi şeyler açıklama fırsatı vermiş oldun
    ···
  15. 65.
    +2
    o bahsettiğim dünyanın içinde büyüyüp bana hayatımın en güzel günlerini ve cehennemi yaşatacak olan kadınla tanıştığım yaşlara geldim.onu tanımadan önce kendi halinde yaşayan bi genç adamdım. okulu bırakmıştım liseden sonra. sanırım sahip olduğum ufak dünya bana fazlasıyla yetiyordu. marangoz olmak isterdim çokça zaman. üretmek isterdim. insanlara benim elimden çıkmış şeyler vermek isterdim. basitti lan işte her şey. gülüşler zor ve de sahte değildi. en büyük derdim tuttuğum takımın kaybetmesi, en büyük mutluluğum dost meclislerinde sohbet edip ikişer bira içmekti.
    ···
  16. 66.
    +2
    yurttaki çocuklar da benden farksız oldukları için ilk başlarda onlarla vakit geçirmeye çalıştım. ama adım attığım herkesin aptal olduğunu öğrenmem çok zamanımı almıyordu ve ben geri basıyordum. çarşıdan rıhtıma doğru yürüyordum bir gece. yurttaki insanlara adım atmaktan vazgeçtiğim günlerdi. ellerim ceplerimde kafam yalnızlığımla meşguldü. henüz nerede ne olduğunu tam bilmediğim için birini durdurup nereden tekel bulacağımı sordum. cevabımı alıp adamın söylediği yöne doğru yola koyuldum. tekeli bulduğumda aklıma kazımıştım çoktan yolu. ihtiyacım olacağından emindim. içeri girip 3 tuborg alıp çıktım. moda sahili öğrendiğim ilk yerlerdendi o yüzden macera aramayıp orada oturmaya karar verdim. bir kaç dakika sonra rüzgar yüzümü yalıyordu oturduğum kayanın üzerinde. poşetten çekip biraları teker teker yuvarladım. yalnızdım ve her şeyden bihaberdim. gözüm sürekli arkamdaydı. her an başıma bir şey gelecekmiş gibi yaşıyordum burada. yıllarca televizyonda cinayet gasp kapkaç haberlerini izlerken sağ üst köşede istanbul yazdığı içindir belki de.
    ···
  17. 67.
    +2
    5 oscarlı aşk filmlerinin veremediği duyguları veriyorsun kelimelerinle. Aşkı tekrar sorgulatıyorsun hatta öğretiyorsun lan.
    ···
  18. 68.
    +2
    sanki anlatmam gereken her şeyi birbirimize baktığımız anda anlatmışız gibi hissediyorum. daha adımı söylemeden onu öpebileceğimi düşünüyorum örneğin. nasılsa bakarken konuşmadık mı diyorum kendime. ama yerimden kalkamıyorum. yanına gitmekten korktuğum için değil. gözlerine bakmaktan bir an alıkoyacağım için kendimi. vazgeçip devam ediyorum oturmaya. bir saniye sonra gördüğüm şey o ana kadar gördüğüm en güzel şey oluyor.

    bir gülümseme...

    günün geri kalanını hatırlamıyorum.
    ···
  19. 69.
    +1 -1
    bu konuda baskındım ona karşı. bunu söylemeye hakkının olmadığını kabullenmişti sonunda. ama ben mutlu değildim. çünkü kadın zaman geçtikçe eriyor gibiydi. paranoyak düşünceleri de gün geçtikçe artıyordu. onu hiç bir zaman kendi başına bırakmamıştım oysa. ihtiyacının olduğu her an yanındaydım. yürekten gelen güzel sözlerimi esirgemiyordum. sırf o üzülmesin diye okuldaki arkadaşlarımla tanışmıyordum. başka insanlarla vakit geçirmiyordum. bütün zamanımı ona ayırıp yüzünü birazcık güldürebilmek için seferber ediyordum kendimi
    ···
  20. 70.
    +2
    zaten istediğim an bitirebilsem bitiririm ama çok havada kalır yazdığın onca şey çöpe gider kardeşim. bu gece bitmesi zor duruyo saat 4e kadar falan yazarım ama biteceğini sanmıyorum ama yarın mutlaka bitiricem. ekgib kalan noktalar olsa bile. çok yıprattı beni de bu iş. başka hayatım yok gibi yaşıyorum günlerdir sizin için. çok yoruldum artık
    ···