Yaşamak zorunda kaldım..
22/08/2005 Günlerden Cuma'ydı. Sivas'da bir orman gezisi için yola çıkacaktık. Ekipçe toplandık ve yola çıktık. Herkez eline fotoğraf makinesini almış sabırsızlıkla ormana gitmeyi bekliyordu aynı şekilde bende.. Ormana vardık koruma altında olan bir orman değildi. Vahşi yaşam olarakda sayabilirdik hep beraber ormana girdik. Hiçbirimiz ormanın bir yerini bilmiyorduk bunun için ayrılmamaya çalışıyorduk.Bir kişinin tuvaleti için bütün ekip durur ve ayrılmamak için beklerdik. Sonunda benimde tuvaletim gelmişti. Tuvaletimi yapmaya gittim ve sanırım biraz uzaklaşmıştım. işim bittikten sonra yönleri karıştırdım ve yanlış yöne gittim. Hala ekibimi arıyordum ama bulamıyordum. Yavaş yavaş endişelenmeye başlamıştım çünkü karanlık çökmeye başlıyordu. Orman büyük olduğu için geçtiğim hiçbir yere rastlamadım. Sanırım geceyi geçirecek bir yer bulmalıydım. Endişeli şekilde küçük bir mağara gibi bi yer arıyordum. Neyseki yanımda fenerim vardı..

Edit:Sayenizde trend olduk saolun.

Yeni hikayem: (bkz: Yıllardır hastanedeydimm) ilgi gelirse devam edicem.

Beyler bu yaptığınız cidden ayıp kuzenini gibenler bile trende giriyor.Biz kuzenimizi gibmediğimiz için şuku alamıyoruz.ilk entrye şuku atın beyler hızlı yazıcam.

Bu ormana geleli tamı tdıbına 5 ay olmuştu. Yani artık ormandan kaçacağımı anlamıştım. Artık bu ormanda yaşayacaktım hayatımın sonuna kadar ve sadece meyve sebzeyle sanırım yakında ölücem. Sonunda bu meyve sebze olayından sıkıldım ve artık et yemek istiyordum.Şelaleye gittim balık tutmak istiyordum.Şelaleye geldiğimde hiç balık görememiştim ama şansıma birkaç tane balık buldum şelaleye girip yakaladım ve eve zütürdüm. Evin önünde ateş yakıp balıklarımı yedim. Baya uzun zaman sonra protein almak işime gelmişti kendimi dinç hissediyordum.Şimdi ise yapacağım şey ise meyveleri elimde taşımak yerine çantada taşımalıydım. Bunun için tahtadan bir bavul yaptım daha sonrasında bu bavulu elime alıp meyve sebze aramaya çıktım. Birkaç tane muz birkaç tanede pitaya bulmuştum. Aklıma gelen bir başka olaysa bir bavul daha yapıp içine balık koymaktı. Hemen yeni bir bavul yaptım ve şelaleye doğru yola çıktım. Daldım ve çıkardığım balıkları bavula koydum. Böyle yapa yapa tamı tdıbına 7 adet balık yakalamıştım. Bunları bavula doldurduktan sonra eve doğru yola çıktım eve geldiğimde bavulu açtım ve leş gibi bir kokuyla karşılaştım..

Yalanini gibeyim

Bakın beyler ben size okumak zorundasınız diye kafanıza silah dayamıyorum. Elimde olsada yapmam çünkü herkezin istediğini okuma özgürlüğü var. Benim hikayemi beğenmedin diye diğer okuyucuların beğenmesinide engellemek için minecraft oynamış diyor. Böyle şeylere gerek yok.

Bavullarımı alıp yola çıktım bu sefer biraz daha uzağa gidecektim.Hem belki insan görürüm belkide yiyecek birşeyler bulurum diye. Yolda giderken onları düşündüm ailemi annemi ve babamı beni arıyorlardır. Sanırım ama pekde sanmıyorum ölmüştür diye belkide aramayı bırakmışlardır. Umarım aramaya devam ediyorlardır eve dönmek istiyorum annemi özlüyorum. Babamı özlüyorum, arkadaşlarımı özlüyorum. Böyle düşünceler sonucunda bir meyve buldum ama yiyip yememek arasında kaldım. Kuşburnu'ydu sanırım. Sonradan öğrendiğim isimler arasındaydı buda sanırım ben hayatımı bir hiç uğruna yaşıyordum. Elime daha hiç balta almamışken bu kadar şey öğrenmem bilmediğim meyveleri yiyip sonra araştırmam..

Sonunda mağara gibi bir yer buldum. Fakat içerde ne olduğunu bilmiyordum benden başka canlılar varmı? diye düşündüm. içeriye fenerle girdim bir ses duydum ve kaçtım. Sonra yoluma devam ettim ve başka mağaralar aramaya başladım. Herhangi bir mağara bulunca içine bakıyor herhangi bir ses duyduğumda kaçıyordum. Sonunda bir mağara buldum içeriden bir sesde gelmiyordu. içeri girdim ve biraz derine indim sabah herhangi bir hayvanla karşılaşmamak için.Şuanda yaz ayında olmamızın avantajıyla ateş yakmam gerekmiyordu ama mağaranın derinine indikçe biraz daha soğuyordu.Üstümde ise t-shirt vardı her ne kadar soğuk olmasada derinde ve taşta yattığım için üşüyordum. Geceyi mağarada konakladım. Sabah kalktığımda ise acıkmıştım doğada meyveden başka birşey olmayacağı için meyve aramaya başladım. Sonunda bir elma ağacı buldum. Sırada ise konaklayacak daha iyi bir yapmak ya da bulmak vardı..

Beyler ilk entryi şukularsanız sevinirim. Devam Ediyorum.

Ekim ayının sonlarına doğruydu. Yağmur dinmişti artık tahtaları onarmanın vakti gelmişti. Bunun için yeni ağaçlar kesip düzelttim aslında yeniledim diyebiliriz.Tek olduğum için canım sıkılıyordu. Canım sıkıldığı zamanlarda ormanı geziyordum. Yine bir gün ormanı gezerken bir dumana rastladım bayağı uzaktaydı bu duman belki insandır yardım ederler diye düşündüm ama oraya gittiğimde başka birşeyse evin yolunu nasıl bulacaktım?Çünkü dumanın çıktığı yer hiç gitmediğim bi taraftaydı.Ama ya insanlar varsa diye yola çıktım iyikide çıkmışım. Yeni meyveler buldum giderken ama oraya gittiğimde ne bir insana rastladım ne de bir dumana sanırım bu olaylardan dolayı pgibolojim bozuluyordu.Şimdi ise evin yolunu bulmak vardı. Geldiğim yoldan düz olarak geri gittim. Yukarı doğru çıktım ve evime geldim ama birşey vardı evin bir tahtası sökülmüş hatta tırmalanmıştı diyebilirim. Sanırım vahşi hayvanlar artık burda olduğumu biliyordu ne yapmalıyım diye düşündüm büyük ihtimalle yeni bir yer bulup artık orada hayatıma devam etmeliyidim..

Bunun içinde bir depo yapmıştım ama taşın ucu yavaş yavaş düzleşiyordu.Çünkü çok şey için kullanıştım. Bunun için yeni aletlerde bulmalıydım. Yola çıktım bu sefer taş değil metal gibi birşey buldum ne hikmetse şaşırdım ormanda benden başka birileri olabilir veyada gezenlerden biri düşürmüş olabilirdi. Hemen aldım ve sapıma ekledim sonrasında işim çok kolaylaşmıştı. istediğim herşeyi yapıyordum sahi ben nasıl yapıyordum? Elimden hiçbir iş gelmezdi oysaki sanırım hayatta kalmak içindi bu yaptıklarım sonrasında depoyu yapmıştım su oraya gidiyordu. Fakat musluk yapamayacağım için şişeme dolduruyor öyle su içiyor veya da tarlayı böyle suluyordum. Artık meyve ve salatalık yemekten sıkılmıştım. Yeni meyve, sebze ve başka birşeylerin olabileceği umuduyla yola çıktım. Artık evimi ezberlemiştim çünkü çok uzağa gitmiyordum. Sonunda birşey buldum ama ne meyveye ne sebzeye benziyordu. Tadına dilimin ucuyla baktım tatlı birşeydi zehirli olabilme ihtimalı yüksekti.1 tane koparıp ağzıma attım ve sonrasında herhangi birşey yaşamadım 1 taneyle bile karnım doymuştu. Büyük bir şeydi. Hemen toplayıp depoya attım. Sonradan adını öğrenmiştim.Pitaya hergün bunu yesem asla bıkmayacağımı düşünürdüm ama eninde sonunda bıkacaktım.Bir süre daha bu meyveyle beslendim.Ama ne zamandır burda olduğumu bilmiyordum. Saç sakal birbirine karışmış durumdaydı sanırım 2 aylık bir süreyi geride bırakmıştım..

Bu geceyide burda geçirdim sabah kalktığımda ise akşam yememenin de verdiği acıkmayla çok fena şekilde acıkmıştım. Meyve buldum ve yedim. Benim bir kesici alet bulmam gerekiyordu ne olursa olsun. Hemen tahtadan bir sap yaptım ve kesici birşey bulmaya çalıştım.Bir taş gördüm ucu sivriydi aldım ve taşa bağladım.Bir kaç kere ağaca vurdum ve hasar veriyordu. işte bu benim işime gelmişti hemen küçük ağaçlardan bir kaç adet keserek küçük bir depo yaptım.Bu depoya meyveleri koydum böylelikle acıktığımda yiyebilecektim. Sonrasında ise küçük açık kalmış yerleri kapadım. Sırada ise başka yiyecekler bulmak vardı. Ormanı biraz daha araştırdım ve hıyara benzeyen birşey buldum. içini yardım ve cidden hıyardı. Hemen birkaç tane aldım ve eve getirdim sonrasında ise tahtalardan çitler yaptım ve bahçe oluşturdum.Ama bahçe için su lazımdı ve içme suyum yavaş yavaş bitiyordu. Bunun için su kaynağı bulmam lazımdı yola çıktım ve ormanın öteki ucuna doğru yol aldım küçük bir şelale buldum suyunun tadına baktım. içilebilirdi bu hem benim için iyi olmuştu hemde bahçe için..

Konaklayacak bir yer bulmak daha mantıklı geliyordu çünkü ağaç kesmek için yanımda kesici bir alet yoktu.Ne de olsa geziye gelmiştik ağaç kesmeye değil. Mağara güzel bir konaklama yeriydi ama soğuk olduğundan başka yerler bulmak için yola çıktım. Belki bir umut insan görürüm diye akşama kadar yürüdüm gezdim.Ama nasıl bir ormansa çıkışını bulamıyordum. Sonunda küçük bir baraka buldum sanırım kamp için yapılmıştı. Fakat yeni bir baraka değil. Tahtalar dökülüyor açık yerler çok vardı her türlü hayvan girebilirdi.Bu barakada yaşayabilirdim fakat daha öncesinde bu açıklıkları kapatmam lazımdı. Dallar kopardım ve barakanın önüne yığdım.T-shirtimden sarkan ipi uzattıkça uzattım ve odunlara bağladım. Böyle sağlam bir kapı gibi olmuştu.Şimdi ise yere serecek birşey bulmalıydım bunun için yanımda getirdiğim tulumu yere serdim..

tutarsa ormandaki ayılara sakso
edit: beyler işim yeni bitti kutup ayları çok abaza uzak durun

Suyu şişeme doldurdum ve biraz içtim sonrasında ise eve doğru yola çıkmıştım. Evet ona artık evim diyordum çünkü başka yaşanacak yer bulamıyordum. Hıyarlardan biraz yedim ve bahçeye ektim. Sonrasında ise bir güzel suladım.Şimdiyse suyu daha kolay bir şekilde taşımam veya getirmem lazımdı. Aklıma toprağı eşeleyip suyu akıtmak geçiyordu ama toprak suyu emerdi ve bana gelene kadar hiçbirşey kalmaz ve şelale kururdu. Bunun için tahtalarla altına bir geçit yapmak geldi aklıma denemeye çalıştım ve geliyordu ama bunu depo gibi bi yere boşaltmam lazımdı çünkü direk bahçeye gitseydi çok fazla suydanda yanabilirdi.

Bakın küfür etmek istemiyorum hikayede sivasta muz buldum pitaya buldum geçiyor evet bende biliyorum sivasta yetişmediğini bi okursanız anlayacaksınız zaten kodumun avelleri.

11.Ayımın 15.gününde Türkçe sesi yakınlardan geliyordu sanırım bana yaklaşıyorlardı. Zaten erzağımda bitiyor yediğim meyvelerin zamanlarıda geçiyordu. Artık erzak bulacak halimde kalmamıştı.Tek yaptığım şey saçlarım önüne gelince baltayla kesmek ve yemek yemek çünkü başka birşey yapamazdım. Herşeyimi ayarlamış düzenimi kurmuştum bana kalanda yemeğimi yemek ve beklemekti..

Beylr ilk entryi şukularsanız sevinirim cidden.
Ormanda geçirdiğim 7.aydı bu ay artık saç sakaldan yüzüm gözükmüyordu sanırım.Çünkü çok fazla kaşınıyor ve sürekli sakalımla oynuyordum her ne kadar kendimi göremesemde hissedebiliyordum. Saçlarım o kadar uzamıştıki artık önümü göremez bir hale gelmiştim baltamla saçımın uzun olan kısmını uzattım ve bıçak gibi kesmeye başladım.Önümü görebiliyordum. Sıcak bir duş yapmayalı baya bir süre olmuştu tabii 7 ay az bir süre değildi bir ormanda helede hayatta kalmak için..

HiKAYENiN HALA KURGU OLDUĞUNU ANLAYAMAYAN VARSA BEYNiNE SELAM ÇAKIYORUM.
---
FiNAL PART
---
iLK ÖNCE Bi AÇIKLAMA YAPAYIM ŞiMDi SiVASTA BU OLMAZ ŞU OLMAZ DiYEN KODUMUN AVELLERi BU PARTI iYi OKUSUN.

12.Ayımın 1.Günüydü uzaktan birileri geliyordu. Sanırım insandı çok sevindim inanamayacağınız kadar sevindim 100 yıl sonra su bulmuş bir insan gibi sevindim.Ve gelen kişiler annem babam ve birkaç rehber aylardır beni arıyormuş ormanda anne diye anneme koştum sarıldım. Aynı şekilde babamada annem zaten ağlıyordu. Babam benim yanımda hiç ağlamamıştı ama kendini tutamamış ağlıyordu. Durun birşeyler oluyor gözlerim açılıyordu.

12 Nisan 2002

Turkce yaptığı gezilerden sonra bazı paranormal olaylara şait olmuş ve akli dengesi yerinde değil bunun için onu bir hastaneye yatırmalıyız.Ruh ve sinir hastalıkları

12/02/2005
Turkce 4 duvar arasında durmaya dayanamamış bileklerini kesmişti. Neyseki ordaki bir bakıcı hemen görüp doktara zütürdü. Doktor hemen bileklerine dikiş atarak turkceyi hayata geri çevirmeye çalıştı bu durumda başarılı olan doktor derin bir nefes alıp rahatladı. Türkçe tamı tdıbına 6 aydır uyuyordu. Buda onun komadayken düşündüklerini uyanıp ailesine anlatması sonucu yazılmış bir hikayeydi.!

Okuduğunuz için Teşekkürler.

Beyler işim çıktı seri seri yazıyorum.

Hayatta kaldığım sürelerden 8.aydı artık kendimi öldüresim daha fazla bu acıya katlanasım yoktu. Hayır bu ormanda kalma acısı değil özlem, hasret.. anne özlemi baba özlemi bunlara aç kalmıştım. Normalde aç kalmam umrumda bile olmazdı zaten erzağımda tükeniyordu erzak toplayasım bile yoktu açlıktan bile ölesim vardı. Artık kendimi öldürmek için hiçbirşey yapmıyordum. Geceleri dışarı çıkıyor kurtların yemesini bekliyordum hatta su bile içmiyorudm. insan 24 gün susuz 1 ay aç kalabilirmiş sanırım. Bunu kendim tecrübe etmiştim. Nerden baksan 8.ayımında sonuna geliyordum. Bazen geceleri ses duyuyordum. insan sesi gibi ama gece olduğu için çıkasım gelmiyor uyumaya devam ediyordum..

Gitmeden bi part daha atayım. ilk entrye şuku lütfeennn.

Sabah kalkmıştım 9.Ayımın 2.günüydü. Yine herzamanki bıkkınlıkla yemeğimi yedim elimde bavulla ormanda dolaştım. Rutin işlerde diyebiliriz artık sanırım buna rutin işlerimi yaptıktan sonra böylece devam etti.9.Ayımın 18.gününde sabahdı Türkçe diye bağırıyorlardı ama ses yankı yaptığı için nerden geldiğini bilemiyordum sanırım beni arıyorlardı. Bende bağırdım burdayım diye.Ama duyulmamıştı sanırım sesim artık kısık bir şekilde geziyordum.O kadar bağırmaya nasıl duyamadılarsa sesim bu hale gelmişti.Ama artık umutluydum ne de olsa artık beni arıyorlardı umarım bi gün bulurlardı..

dıbına kazık çaktığım gelmiyormuş ekildim yani devam ediyorum.

9.Ayımın 27.gününde artık Türkçe'yi unutmamak için kendi kendime konuşuyordum.Şarkı söyleyecektim ama şarkıda bilmiyordum sanırım proteinsizlikten fazla şeyler unutmuştum. Türkçe'yi unutmamak için elimden gelen herşeyi yapıyor kendi kendime konuşuyordum.Ama cidden bazı şeyleri unutmuştum. Arkadaşım varmıydı benim? Kaç yaşındaydım? Nerde yaşıyordum? bunları hep unutmuştum. Umarım yakın zamanda hatırladrım..

Beyler kusura bakmayın dedem hastalanmış köyden aldık geldik. Onlara gittim.
Hergün balık yiyordum çünkü balığın protein olduğunu unutmamışım demekki. Protein yiyip aklımda kalmayan şeyleri geri getirmeye çalışıyor. Kendimi tanımaya çalışıyordum. Sahi ben kimdimki? Neyse sanırım beni bulurlar anlatırlar bana 10.ayımın 2 günündeyim. Artık sıkılmıştım bu seslerden türkçe sesi yankı yapıyordu.Ama artık bağırmakla uğraşmıyordum beni bulamazlardı zaten bunun için kendim ormanı keşfetmeye çalışıyor çıkış yolu arıyordum. Sahi ben buraya nasıl gelmiştimki? Aa sanırım hatırladım. Bi gezi için gelmiştim sonra durum ortada..

Sanırım bu ormana geleli 4 ay olmuştu. Hangi ayda olduğumu bile hatırlamıyordum.Ama 4 ay olduğunu biliyordum. Sırada ise kulübemi parçalayan lanet hayvan yüzünden yeni bir kulübe bulmam lazımdı.Ama o kadar aptal değildimki bazı eşyalarımı ve meyvelerimi yanıma aldım. Benim için sıkıntı olan yer baraka değil su'ydu.Su'dan uzak kalmıştım bunun için suyun olduğu yere yukarlara doğru yeni bir baraka yapmaya gittim. Hayatımda eline balta almamış ben hayatta kalmak için neler yapıyordum inanamadım kendime açıkçası. Sonrasında balta gibi olan keskin aletimle ağaç kesip tahtaları düzleştirdim ilk olarak zeminden başladım. Zemini bitirdim ve akşam olmaya yaklaşıyordu yani ben burada kalamazdım. Bunun için bir mağara bulmaya gittim çok yakın bir mağara buldum ve geceyi orda geçirdim. Sabah erken kalktım çünkü ne kadar erken kalkarsam o kadar hızlı bitirirdim barakayı..

Beyler bi rez alıyosunuz bi kayboluyosunuz ya rez alıp bekleyin ya da okumayın geliyorum 5 dakikaya.