Yeni parçayla piyasayı sallamaya geliyolar. Hazır mısınız?

Her neyse beyler inci boşalmış aq kimse yok

Telefonu hademenin abisi açtı. Dedim kardeşin böyle böyle bir iş var çalışır mısın dedi onun için aramıştım dedim. Adam olmaz başka biri girdi işe dedi telefonu suratıma kapattı. Ben de ne cins adamlar var ya diyip uykuya daldım. Gecenin yaklaşık 2si gibi telefon çaldı. Ben de Allah Allah kim bu saatte arar diyip telefona baktım. Arayan kağıtta numarası yazılı olan hademenin abisiydi. Ürkek bir ses tonuyla kusura bakma bir yanlışlık oldu. Yarın şuraya gel diyip adres tarif etti. Ben de tamam diyip telefonu kapadım. Ertesi gün olmuştu. Yola koyuldum..

Üniversite daha yeni bitmişti. KPSS'ye hazırlandığım günlerde boş durmamak için bir işe gireyim dedim. Nereye gittiysem olumlu bir cevap alamadım. En son gittiğim yerden de olumsuz yanıt almıştım. Kapıdan çıkarken şirketin hademesi yanıma geldi. Dedi böyle böyle bir yer var bekçi olur musun ağabeyim işten ayrılacak hem boşta kalmazsın dedi. Ben de düşünürüm dedim. Adam bana üzerinde telefon numarası bulunan kağıdı verdi. Karar verirsen abime bu numara üzerinden ulaşırsın dedi. Ben de eyvallah deyip eve döndüm. Bekçi olmak kolay bişeydi lakin bekçilik yaptığınız yer mezarlıksa karar verip vermeden önce düşünüyordunuz. Ben de yaşayanlar varken ölülerden mi korkacağız diyip kağıttaki numarayı telefondan tuşladım. Halbuki bundan sonra hayatıma gelecek tuhaf şeylerin bu konuşmadan sonra başlayacağını bilmezdim..

ilki Emar ile ikincisi taladro ile birlikte çıkardıkları şarkı.

Bu ilki:
https://www.youtube.com/watch?v=4eM0bPDVPR4
Bu da ikincisi:
https://www.youtube.com/watch?v=JFl2HhVorgM

(Emar Verse)
Hatırla bu şarkıyı uzanır yıllar öncesine
Şimdi öylesine söyle, mırıldan birisine
Duy bir yerde sana yazılmamış gibi yap,
Yabancılaş cümlelere yavaş yavaş
Okunsun gözlerinden hatıralar
Çevir yüzünü eğer süzülürse bir damla yaş
Sen güçlüsün ya arkadaş,
Farkeden olursa seni oradan uzaklaş
Seri adımlar at, zamana meydan oku
Evinin yolunu unut birazda sana dar gelsin sokaklar
Birazcık anlarsın belki beni üstüne yürüyünce binalar
Yakandan tutunca tüm kaçtıkların
Kendine sakladığın hiç konuşmadığın herşey
Bir anda tokat gibi inince yüreğine,
"Geçtiğim yolları geç"
Geçte olsa anla beni artık seç kadere yenilmeyi
Unut bir daha denemeyi
Bir daha unut denemeyi
Daha bir unut denemeyi
Bu şarkı yankılansın odanın heryanında sen de unut gülmeyi
içini korku kaplasın bir an
Düşün ki hayatında yerine başka birşey konmayacak ekgibler olduğunu
Dolmaz bu boşluk..
Biz bu şarkı gölgesinde sararıp solduk

(Emar Verse x2)
Sesin doluyor odama
Geçer birazcık zaman
Susuyor gibiyim yeniden bir damla daha
Ver ellerinden, yar aşkın selinden

(Taladro Verse)
Sarmaya kıyamam gözlerimden hür beli
Uçlara sürgün etme kalbine sür beni
Vicdanını hiç sayıp beni öldürdüğünden beri
Seni kalbime gömüp binlere seyir ettim türbeni
Ziyaretine gelenler hep hayret eder
Çünkü bir damla gözyaşın tüm ömre bedel
Ben ki seni kalbine tek halvet eden
Beni senden başka seven varsa zahmet eder
Gülüşün kuzeye güneş, geceme ışık
Ziyafet- i aşksa aşı dilim alışık
Özledim der içini farklı görür dışı
Sensiz geceler ölü çocukların kışı
Bunu da yaz kenara kırık bir uçurtmayım
Artık ölüm kalım garip bir huduttayım
Senden öğrendim ben bu yaşta yorulmayı
Hatta sen öğrettin kıyılarda boğulmayı
Ne dersin öğrettiğine değdi mi?
Gönül güneşe uzak bu parça leylidir
Bilirsin Akdeniz'i acılar nemlidir
insan aşık olunca yitirir beynini
Ki kalbini dinler gönüldür okyanus
Yanağın kar tanesi, kokun çiğ
Aşk ömür çınarı önlüyor tipiyi
Sustuğuma bakma hala bekliyor gibiyim

(Emar Verse x2)
Sesin doluyor odama
Geçer birazcık zaman
Susuyor gibiyim yeniden bir damla daha
Ver ellerinden, yar aşkın selinden

Mal bu diyon yani değişen bişe yok diyon

Ben geldim lan napıyonuz. 3-4 senedir yoktum neler olup bitti anlatın bakim.

Hatırlayanlar uplasın lan.

Up aq bu nasıl tutmaz

Gerçek adı Mehmet Aykındır. Bu da facetak linki gece tesadüfen buldum.
fb.com/aykin63

Troll Warlord sevdiğimiz bir abimizdi. janti adamdı, adabı, farmı çok iyi bilirdi. mesela ben bilmem.
Çok kill alırdı, ben almam.
Support arkadaş abi ward için para dediğinde sırtını dönerdi. ben dönmem.
Offlaner, abi gank dediğinde dalga geçerdi. ben geçmem
Troll warlord sevdiğimiz bir abimizdi ama kastığı itemler de bi tuhaftı.
Ne kasarsa elinde gene döner dolaşır onun elinde kalırdı. benim kalmaz.
Bizde aura itemleri masaya konur. herkes ihtiyacı kadarını alır.
Troll abim Dust'ı addıbına taşıtırdı. ben dustımı saklamam.
Abim ulti açtığında şöyle fiyakalı, ama biraz da yamuk koşardı. ben arkamı suportlara verince, şöyle yaslanırım bi geriye.
Farmın sende kalsın kardeş, feedleme yeter.

En iyisi oturup bişeler yapmaktı telefona bakıyordum. Sinyal çekmiyordu. Teyze ortadan bir anda kaybolmuştu. Evin camından baktığımda dışarının zifiri karanlığını görüyordum. Yağmurun bir an önce dinmesini bekleyecektim. Bu teyze kimdi ve nereye gitmişti. Tedirgindim. Bir anlığına içime ölüm korkusu telaşı girdi. Bu öyle bişeydi ki tüylerim diken diken olmuştu. Bekledim yağmurun dinmesini daha sonra yağmur durmuştu. Yağmur durduğunda içerisinin ışığı bir an kesildi. Daha sonra ben koşar adımlarla evi terk ettim. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki geldiğim yoldan geri geri giderek büfeye geldim. Olanları anlattım. Oğlum bugün burda kal benle beraber anlaşılan başına kötü bir şey gelmiş. Şaşırmadım zaten bu saatte ben de pek iş yapmıyorum doğrusu büfe benim evim gibi sürekli açığım yoksa başka evim olsa kapatır giderim sen de şanslısın benim gibi açık bir büfe bulduğundan dedi. Otur sana bir şey anlatacağım fakat kimseye bunlardan bahsetmeyeceksin dedi. Hayırdır abi ne var dedim. Abinin anlatacaklarının korkunç bir şey olduğunu önceden tahmin etmek pek zor olmadı. Ki öyle de çıktı. Abi anlatmaya başladı..

Oda arkadaşımın ismi Rauftu. Rauf kayboldum kanka şu an nerde olduğumu bilmiyorum. Sigara almaya geldiğim yoldan geri geldim ama bu gibtiğimin köyünde yanlış yere geldim herhalde burda baya eski evler var derken telefon kapandı bi baktım sinyal yok servis yok yazıyor bir evin ışığı yanıyordu o eve doğru yöneldim fakültenin yerini soracaktım. Kapıyı çaldım açan olmadı ilk başta daha sonra 2 dk sonra biri açtı kapıyı yaşlı bir teyzeydi içeri gir evladım dedi yok teyzecim rahatsız etmeyeyim burda fakülte var yerini biliyor musun diye sordum tabi evladım gir içeri üşümüşsündür mercimek çorbası yaptım gel de iç ondan sonra söylerim sana yerini diyince geçtim içeri ev küf kokuyordu mide bulandırıcı bir koku vardı içeride bir tane eski bir masa vardı teyze otur yavrum ben yemekleri getireyim dedi. Ben oturdum bekliyorum beyler birden dışarıda şimşek çarptı yağmur başladı şimdi nasıl gidersin yurda diye düşünmeye başladım 10 dk felan geçti aradan teyzeye sesleniyorum yok ses seda gelmiyor 30 dk oldu bağırıyorum ses seda yok ben ufaktan ufaktan ürkmeye başladım teyzenin mutfağına gittiğimde mutfakta kimse yoktu tüylerim diken diken olmuştu evin duvarlarındaki arapça sureler yazılıydı galiba pek de bilmiyordum arapçayı seslendim bağırdım sağa sola baktım evde kimse yok beyler inanılır gibi değil. Dışarı çıksam bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Ne yapacağımı bilmiyordum..

Merhaba panpalar ben papyonlutavuk çoğunuzun bildiği gibi korku hikayeleri yazarıyım. Bugün sizlere anlattığım olayların daha da ötesinde yani anlattığım olaylardan 3-4 yıl sonrasını anlatıyorum.

Her şey 4 yıllık okuduğum bölümü bitirip işsiz kalınca bir fakülte progrdıbına kayıt yaptırmamla başladı. işsizdim ve bu durumdan şikayetçiydim. 2 yıllık sağlık bölümü yazmıştım. Ve bu defa gelmişti. Yazdığım yer bu programın en düşük puanla aldığı yerdi. Köy gibi bir yerdi burası sadece bir fakülte binası vardı onun haricinde lüks herhangi bir şey yoktu burada. Kyknın baya eski binası vardı. Duvarlar sararmış baya eski bir yere benziyordu. Kyk başvurusu yaptığımdan bana yurt çıkmıştı. işin tuhaf yanı burayı tercih eden de pek fazla kişi yoktu sanki. Yurda geldim yerleşiyorum daha sonra oda arkadaşım geldi tanıştık felan o da aynı programdan çıktı. Her gün fakülteye gidip geliyorduk. Derslere giriyorduk ama inanın ki sanki bu lanet olası yerde güneş hiç doğmuyordu. Hava sürekli kapalıydı. Hocalar bile tedirgin ders anlatıyor yani hızlı bir şekilde anlatıp geçiyordu. Hiç tat yoktu fakültede aynı şekilde yurtta da böyleydi bu durum. Sabah sigara almıştım akşam olduğunda tek bir sigara kaldı onu da yakmıştım o da bitince tabi uyuyamıyorum uykum gelmiyor bugün sigarayı baya fazla içmiştim pakette sigara kalmadığından aşağıya indim büfe yurttan 15 dk uzak bir yerdeydi. Hava baya soğuk atkıyı atmışım üstüme büfeye doğru gidiyordum. Yürüyordum sanki beni birisi takip ediyordu. Arkama bakıyordum kimse yoktu. Buranın ıssızlığı insanı ürpertiyordu. Tam köşeyi dönerken kulağıma birisi dokundu gibi oldu sağıma soluma bakıyorum kimse yok daha sonra yola devam ediyordum. Büfeye geldim abi bir LD versene dedim daha sonra bir tane yaktım yurda doğru gidiyorum buraları da pek bilmiyorum tabi gecenin karanlığı insanın iliklerine işliyor. Geldiğim yoldan geri dönüyordum fakat yol beni ayrı bir yere zütürüyordu. E ben bu yoldan gelmiştim. Görünürde yurt felan yoktu sadece kapısı kapalı ahşap evler gözüküyordu çok korkunç bir görüntüsü vardı evlerin. Telefona sarıldım arkadaşa arayacaktım sanırım kaybolduğumu daha yeni anlıyordum...

rez alın devamı gelecek..

Bu huur evladı ersinle lise 1'de tanıştım. Nerden bileydim ki keskin nişancı olduğunu? Nerden bileydim beni kafamdan vuracağını?
Lisenin ilk günü bu sessiz duruyordu. Güya aklınca kendini cool sanıyordu. Her neyse bir gün ben buna çıkışta görüşelim dedim. Tamam lan dedi sonra okulun bitişini temsil eden o zil çaldı. Ben koşa koşa arkadaşlarımla ersinin yanına gittim tabi taşak geçiyorum delidir ne yapsa yeridir diyorum. O sürekli anama sövüyor tabii her neyse hani derler ya düşman kördür dost nerden vuracağını bilir diye ben bunun kafasına vura vura broadwaya çarpıttım bizim hocanın broadwayi idi. Sonra bu huur evladı nerden taş aldıysa elini bir vuruş yapmış zütveren benim tam kafamdan vurdu daha sonra o taş bizim arkadaşın gözüne geldi. O anın verdiği keşmekeşlik ve sersemliğiyle "ANANI SKTiM ÇOCU ONU ÖLDÜRCEM1!111" dedim. Daha sonra bizim arkadaş geldi soruyor çağlar noldu lan öle diye. Ben de tabii annemi çağır çabuk diyorum. Çünkü benim annem bordo berelidir. Gerekeni yapar diye. Her neyse o arada o taş bizim arkadaşın gözüne geldi. Tek gözü açık çantayı bıraktı. Ersin gözüme geldi. Ersin gel buraya Ersin gel buraya diye bağırıyordu. Ersin de koşa koşa kaçıyordu huur evladı. Bu da böyle bir anımdır.

Beyler toplanın size bizim ordaki kapatılan huur çocuğu bakkalcıyı anlatacam. Oturduğumuz semtte o zamanlar bakkal market sayısı az. Bizim mahallede de bir tane bakkal var bu huur çocuğu zaten benden alacaklar diye her şeyi 2 katına satıp paranın dibine vuruyordu pekekentin mercedes AMG si vardı düşünün o kadar muallak bir adamdı. Ulan bir gün kalemim kırıldı bunun bakkalına gitmek zorunda kaldım. 1 liralık mikro kaleme 5 lira değer biçiyor huur evladı. Ulan param da az tabii. Cepte 3 lira var. Bakkalcı gördü bunu sonra getirirsin dedi. Hayırdır dedim içimden bu neyin iyiliği diye geçirdim. Her neyse babam bakkala gitmiş. Huur evladı bakkalcı "oğlun benden kalem aldı parasını da getirmedi " demiş. Ulan kafamın tepesi attı. Babam orda 5 lira vermiş yani 8 lirayı cebe attı. Huur oğlu huur. Neyse gittim tabii ben bunun yanına abi ben sana 3 lirasını vermedim mi niye babamdan tamdıbını aldın kalemin parasının diye sorunca. Bana çıkıştı şerefsiz evladı. O zaman sen de borç yapma lan dedi. Ulan benim bir zoruma gitti. Dedim senin ben vicdanını skeyim adam. Sağlam bir beddua aldı benden. Bu bakkalın tam karşısı boş araziydi. Belediye kime satsam derdindeydi. Her neyse günler geçti. Bu boş araziyi süpermarketin biri almış bakkalcı bunun için belediyeye gitmiş ağız kavgası felan yapmış ama muallak bir çıldırıyor göreceksiniz her neyse günler geçtikten sonra market bir açıldı millet doluştu resmen parası olmayana birşey satmayan satsa bile faizle geri alan huur evladı bakkalcı iflas etti. Kimse zerre bişe bile almaz oldu. Geçenlerde bakkalın önünden geçerken gözüm kısık kafamı sallaya sallaya geçtim. Bakkalcı da bir an o günleri hatırlamış gibi oldu suratında gibilmiş paytak penguen ifadesi vardı. Bu da böyle bir anımdır.

4 yıl önce çıkmıştık. Bir defa bile kimseyle çıkmadım. Ve beni bir kez bile sevmedi. Ben hayatımda bir kere bir kız için ağladım o da bu kızdı ayrıldığımızın ertesi günü mesaj atmıştım. Köpek gibi akşama kadar yalvarmıştım. Hesabımı engellemişti. Ve aradan 1 hafta sonra geçtikten sonra başka biriyle çıkmaya başladı. Ve daha niceleriyle çıktı. Geçen üniversite başlarında eve yerleştim oda arkadaşları eve geç geleceğinden o gün evde yalnız başımaydım içime bir dert sıkıntı düştü şunu bir ekleyeyim twitterdan dedim. Kabul etti kendisi de takip isteği yolladı kabul ettim. Bana mesaj attı bunca yıl benden nefret ediyorsun sandım ne değişti şimdi gibisinden mesaj yolladı bilmem dedim. Olanları konuştuk felan. Ha bu arada ayrıldığımızın ertesi günü bütün mesajları arkadaşlarına okutup gülmüşler. Bunun hesabını sordum sen de bana ayrıldıktan sonra huur dedin dedi. Ulan ben ayrıldığımızın ertesi günü köpek gibi yalvarmışım ne huursu nerden çıktı bu filan dedim. Valla böyle bişe hatırlamıyorum dedim dedikten sonra da eğer böyle bir şey yaptıysam gönlünü alacağım dedim. Bunun doğum günü vardı beyler ayın 22sinde bir demet gül bir iki tane marshmallow şeker kalpli ayıcıklı yastık bir de peluş panda aldım bir de içinde hissettiklerimi yazdım paketledim. Her neyse buna kaldığı yerin adını sordum. Söylemicem felan git senle uğraşamam dedi. Ben yine yalvardım ne olur söyle diye felan yine söylemedi sürekli başından savar gibi mesajlar attı. 4 yıl olmuş 4 yıl aklını başına topla hadi git der gibi beni elinin tersiyle itti beyler dün ağladım hıçkıra hıçkıra ulan annem bile araya girdi erkekler ağlar mı hiç oğlum dedi zor tuttum kendimi yastığı kafamın altını koyup hıçkıra hıçkıra ağladım paketi de çöpe attım. 4 yılım heba oldu. Bir hiç uğruna.

Bağımlılık yapıyor beyler uyarayım.

Bir tımarhaneye kapatılmış iki adam varmış.Bir gece artık bundan hoşlanmadıklarına karar vermişler. Kaçmaya karar vermişler.
Çatıya kadar gelmeyi başarmışlar. Azıcık bir boşluğun ötesinde diğer çatıları görmüşler. Kasaba boyunca uzanıyormuş, özgürlüğe uzanıyormuş.
Bir tanesi sorunsuzca karşıya atlamış. Ama arkadaşı mümkün değil atlamamış, düşmekten korkuyormuş. ilkinin aklına bir fikir gelmiş.
Demiş ki: 'Yanımda bir el feneri var. Binaların arasındaki boşluğa ışık tutayım, sen de ışığın üzerinden yürüyüp, yanıma gelirsin."
Ama diğer adam şöyle demiş: "Sen beni ne sandın, deli mi? Yolun yarısındayken kapatacaksın."

Aşkım başıma çok kötü şeyler geldi. Son günlerde sana soğuk davranmam bu yüzden. Yarın dersten sonra buluşalım diye mesaj attı. Ben olanları merak etmeye başladım. Tedirgindim bu tedirginlik yerini uykuya almıştı. Kendimden geçmiştim. Sabah olduğunda aklıma direk Tuğçe geldi. Bir aceledir üstümü giyindim derse girdim. Son iki derse girmedik Tuğçeyle. Kampüsün arkasındaki ıssız yere geldik. Hadi anlat Tuğçe ne oldu deyince Tuğçe olanları anlatmaya başladı. Ben bundan 5 sene önce bir çocukla çıkmaya başladım. Çok iyi birisiydi lakin bir gün korkutucu bir ölüm haberi aldım..

Bilgisayara kulaklığı taktım. Sesi son seviyeye getirdim. Sanki birisi bişeyler diyordu. internetten ses yükseltebileceğim programlara baktım. Bir tane program buldum ücretsiz indirmeye başladım. indirme tamamlandıktan sonra programı açtım ve sesi yükselttim. Ses kaydını açınca birden bana bişeyler oldu. Bir adam konuşuyordu ilk ses kaydında. Adam bana kızın peşini bırak diyordu. Korkmaya başladım elim ayağım boşalmıştı. Çünkü bu ses normal bir tonda değildi. Kalın bir sesti sanki şeytani bir ses. Ben bu ses kaydını Tuğçeye dinletecektim. Ertesi gün üniversitede Tuğçeyi görünce dersten sonra bunu aldım ıssız bir yere zütürdüm. Neden bana günlerce soğuk davrandın biz sevgili değil miyiz dedim. O da bana sıkma beni be dedi. Ben daha sonra bunu orda bırakıp çekip geldim odama. Sinirliydin ve korkuyordum. iki duyguyu bir anda hissediyordum. Ses kaydını henüz Tuğçeye dinletmemiştim. Tuğçe gece olunca mesaj attı..

Tuğçe ile çıkmaya başlamıştık. Gariptir ki Tuğçe ile çıkmaya başladığımızdan belli Tuğçe sadece geceleri online oluyordu. Neden gündüz açık değilsin diye sorduğumda işlerim var diyordu. Bir gün yine gece yarısı olmuştu. Yine kendi aramızda konuşuyorduk. Yalnız bir detay dikkatimi çekmişti sanki Tuğçe ile konuşmuyordum. Çünkü Tuğçe yazılarını çoğunlukla kısaltarak yazar ve smiley bırakırdı. Bu bana tuhaf geldi. Derken 1-2 hafta bu şekilde yazıştık. 1-2 hafta sonra olay daha da ilginçleşmeye başladı Tuğçe ile konuşmamız bittiğinde Tuğçe ses kaydı yolluyordu. Ses kaydında da hiçbir konuşma yoktu kuru sadece normal bir ses kaydıydı. Tuğçeyi aradığım zaman telefonu açmıyordu. Bir gün bu tavırları yüzünden gece olduğunda yine kavga ettik. Yine konuşma bittiğinde bir ses kaydı yine bir konuşma yok içi boş. Aşkım neden boş ses kaydı atıyorsun diye sordum bir gece buna. Ben ses kaydı atmıyorum ki dedi. Ekran görüntüsünü attım buna. Bu bir an yazmadı bana daha sonra ilginç telefonda virüs var galiba dedi. Yine soğuk davranıyordu bana. Her neyse günler geçtikten sonra üniversite tekrardan açıldı. 2.sınıfa başlayacaktık. Ben telefondaki bütün dosyaları bilgisayara kaydediyordum. Daha sonra telefonun hafızasını boşaltıyordum. Her neyse üniversiteye yol almaya başladım eşyalarımla birlikte telefon bilgisayar ıvır zıvır vs felan. Akşam oldu bilgisayarı kurcalarken Whatsapptaki o ses kayıtlarına rastladım..

Yaklaşık 1 sene önce Tuğçe adında bir kızla çıkıyordum panpalar. Kız çok güzel bir kızdı yani amma velakin bu kızla ayrıldım daha sonra bazı olaylar oldu bu ilişkiyi uzatmak istemedim. Çünkü uzatılacak bir ilişki yoktu ortada. Her şey üniversitede başlamıştı. Üniversitenin ilk günü herkes birbiriyle tanışıyor samimi olmaya çalışıyordu. Ben sınıfa girer girmez gözüm bir kıza takıldı. Bu kız da Tuğçeydi. Alımlıydı insanı cezbeden bir güzelliği vardı. Daha sonra önüme döndüm. Bu kız bana bakar mı diye boşladım. Günler geçiyordu herkes birbiriyle samimi oluyordu fakat ben bir türlü birisiyle o kadar samimiliğim olmamıştı. Tamam konuşuyordum birileriyle ama sıcaklık yoktu. Her neyse bir gün sınıftan Adil diye bir arkadaş numaralarımızı aldı. Whatsapp grubu kurmuş benden de numaramı istedi verdim felan. Akşam olduğunda grup oluşturulmuştu. Ben direk numaralardan Tuğçenin numarasına baktım. Profil fotosu durum felan derken whatsapp grubunda sohbet başlamıştı. Herkes birbirini ekliyordu grupta fazla konuşan yoktu daha çok özelde konuşuyorlardı. Bir gün yine whatsappı açtığımda bir numaradan mesaj geldi selam papyonlutavuk ben Tuğçe yazıyordu. Profil resmine baktığımda evet bu Tuğçeydi. Tuğçeye yazmaya başladım. Beraber whatsapp üzerinden konuşuyorduk. Üniversite kafesinde takılıyorduk derkenn. Okulda finaller yaklaşmıştı ve Tuğçe bana bu ilişkinin adını koyalım artık diye gülücükle mesaj attı. Hayatımda yapacağım en büyük yanlışlardan biri olacaktı bu ve ben bunu bilmiyordum. Her şey yeni başlıyordu..

attım pampa

Attım özelden.