/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +60 -12
    HERKESE MERHABALAR. HiKAYEYE BAŞLAMADAN ÖNCE ŞUNU BELiRTMEK iSTiYORUM. RAMAZAN BOYUNCA (EĞER iŞiM ÇIKMAZSA) HER GÜN BURADA BiR HiKAYE PAYLAŞILACAK. HiKAYEDEN KASTIM ANA KARAKTERiMiZiN BiR ANISI. RAMAZANDA BiRAZ DA OLSUN ZAMAN GEÇER. YARIN DA AYNI SAATTE iKiNCi HiKAYEYi ATACAĞIM. BU BÖYLE RAMAZAN SONUNA KADAR GiDECEK. ŞiMDiDEN KEYiFLi OKUMALAR.

    TÜM HiKAYELERiM iÇiN (bkz: bir bine bende binem hikaye serisi)
    ---

    Ben Bir Bine. Bu günlüğü benden sonra gelenlere rehber olması amaçlı yazıyorum. Şayet eğer benim gibi siz de hayaletleri görebiliyorsanız korkmamalısınız, kaçmamalısınız. Onlara yardım etmeyi ve ruhlarını huzura kavuşturmayı deneyin. Hayaletlerden daha fazla şey görebiliyorsanız bu kitabı kesinlikle okumalısınız.

    20 Haziran 2002

    Çocukluk zamanlarım. 1. sınıfı yeni bitirdim. 7 yaşlarındayım. Hayaletler ile insanlar arasındaki farkı bilemiyorum. Bu da YAŞAYAN arkadaşlarım tarafından dışlanmama neden olmuştu. Bir tek insan hayaletleri değil, hayvanların hayaletlerini bile görebiliyorum. Hatta onlarla iletişim bile kurabiliyorum. Ailem hayali dostlarım olduğunu sandığından endişelenmediler. ileride endişelenecekler. ilk kez o zaman bir hayalete yardım ettiğimi hatırlıyorum.

    Bizim bakkalın önünde oturan bir hayalet olurdu. ismi Kemal’di. Tabi o zamanlar farkı anlayamadığım için her sabah kalktığımda onunla akşama kadar oynar, daha sonra da eve dönerdim. Ama o bakkalın kapısının önünden asla ayrılmazdı. Bir gün cesaret ettim ve sordum:

    b-“Kemal, neden evine gitmiyorsun? Ben bütün gün burada dursam annem beni döver.” Gözlerini kaçırdı.

    Kemal-“Benim dönebilecek bir evim yok. Artık yok.”

    b-“Neden?”

    Kemal-“Ben öldüm Bir Bine. 2 sene önce.”

    b-“Ölmek ne demek?”

    Kemal-“Ruhun vücudunu terk etmesi. Normalde beni görememen lazım, diğer insanlar gibi. Ama sen farklısın, beni görebiliyorsun. Bunca zamandır sana bunu söylemek istemedim çünkü seninle oyun oynamak eğlenceliydi. Artık gerçeği biliyorsun.” O zamanlar ne demek istediğini anlamamıştım. Ama Kemal üzgün bakıyordu.

    b-“Neden hep burada duruyorsun peki?”

    Kemal-“içerideki bakkal benim babam. Ona karşı bir pişmanlık hissediyorum, belki de o yüzden. Babama söylemek istediklerim var. Ama korkuyorum. Sen de benimle içeri girer misin?”

    b-“Olur.” Dedim ve elinden tutup içeri girdim. Evet, hayaletlere dokunabiliyorum. Çok garip değil mi? Onlar da isterlerse bana zarar verebilirler, ama şanslıydım ki zarar verenine rastlamamıştım. içeri girdim ve Kemal babasıyla konuşmaya çalıştı, ama babası sanki onu göremiyordu.

    Bakkal-“Hoş geldin Bir Bine. Ne istedi annen?” Bakkal bizi tanırdı.

    b-“Kemal seninle konuşuyor bakkal amca.”

    Bakkal-“Kemal mi? BENiMLE DALGA MI GEÇiYORSUN!”

    b-"Hayır. O burada. Seninle konuşmak istiyor."

    Kemal-“Bir Bine. Artık anlıyorum. Sadece benim dediklerimi tekrar et.” O söyledi ben de tekrar etmeye başladım.

    Kemal-“Baba. O gün ölümüm senin hatan değildi. Sen bana bıçağa dokunmamamı ve büyüyünce kullanabileceğimi söylemiştin, ama ben seni dinlemedim. Hatırlıyor musun? Sana her zaman nasıl hızlı büyürüm, nasıl senin gibi kocaman olurum diye soruyordum. Sen de bana her yaşın kendine göre güzel olduğunu ve senin yaşına geldiğimde kendi yaşlarımı arayacağımı söylerdin. Ben ise o zamanlar küçüktüm. Hem aklım, hem de bedenim küçüktü. Annemin vefatından sonra bana hem annelik, hem de babalık yaptın. Yemeği yaparken seni izlemeyi severdim. Bıçağı hızlı kullanır, kullanırken de askerlik anılarını anlatırdın. Askerde komutanınız sinemaya gideceğiz diye kandırıp size patates soydurduğu hikaye aklıma geldikçe hala gülerim. Ben de senin gibi olmak istemiştim. Sandalyeyi çektim ve bıçağa uzanmaya çalıştım. Bıçağa uzanırken de raf üzerime düştü ve öldüm. Baba, suçlu bendim, yıllardır kendini suçladın ama artık lütfen kendini suçlama. Seni her zaman seveceğim. Annem ile seni cennet bahçelerinde bekliyor olacağız.” Dedi ve parlamaya başladı.

    b-“Kemal, parlıyorsun.”

    Kemal-“Ben gidiyorum Bir Bine. Ruhum artık huzura kavuştu. Sana teşekkür ederim. Babama söylemek istediklerimi sayende söyledim. Artık huzur içinde gidebilirim.” Bakkal ağlıyordu.

    Bakkal-“Oğlum. Merak etme oğlum. Kendime iyi bakacağım. Huzur içinde yat oğlum.” Dedi ve bana sarılıp ağlamaya başladı. Kemal gülümsedi ve kayboldu.

    b-“Bakkal amca. Kemal gitti.”

    Bakkal-“Son kez oğlumla konuşturduğun için teşekkürler sana Bir Bine. Teşekkürler oğlum.” O günden sonra beni her gördüğünde oğlum diye seslenmeye başladı. Eskiden kasvetli duran bakkala artık daha neşeli duruyordu. Oğluna verdiği sözü son anına kadar yerine getiriyordu. Bu benim ilk küçük zaferimdi…

    ---

    YARIN GÖRÜŞÜRÜZ.
    ···
   tümünü göster