Çingiz Han. Dünyanın en büyük birleşik sınırlara sahip imparatorluğunun kurucusu. Ama asıl garip olan şey, bozkırda elinde yayından, üç kardeşinden ve cesaretinden başka hiç bir şeyi olmayan bir oğlan çocuğunun bu makama nasıl eriştiğidir.
Elinde kan pıhtısıyla doğduğunu çoğumuz duymuşuzdur. Bu Moğol gelenek ve inançlarına göre büyük bir fatih ve acımasız bir lider olacağına işaretti.
Babası, Yesugey, Moğolların Tayiciud boyuna mensup küçük bir boyun yöneticisiydi. Annesi, Heluin, Türk Olkanuud kabilesine mensup, babası Yesugey tarafından evlenme töreninde kaçırılmış bir kadındı. Ama aile içinde sorun şuydu ki, Heluin eve kuma olarak gelmişti. Yesugey'in ilk karısından zaten 2 erkek çocuğu vardı; Begter ve Belgütey. Bu durum ileride aile içinde yüksek karışıklıklara yol açacaktı.
Yani Türktü eğvlee ve hübe diye zırlamayın, Moğoldur kendileri.
Evin ve ufak kabilesinin reisi Yesugey, küçük Tatar gruplarına akınlar düzenlemekteydi. Yeni eşinden olan ilk oğlu doğduğu gün, Temuçin'Uge adında bir Tatarı ve küçük grubunu öldürdü. Eve döndüğünde doğan çocuğa, cesurca savaşan düşmanının adını, Temucin'i verdi. Temucin, Tatarca demirci demektir.