/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1.
    +22 -3
    24 yaşındaymış. Dönemin müteahhitlerinden Ali Ağaoğlu ile “aşk” yaşıyormuş. Adını böyle öğrendik Duygu Su Gürpınar’ın… Instagram hesabında acıklı ve “sitem dolu” bir yazı kaleme almış. 64 yaşındaki Ali Ağaoğlu ile ilişkisini “mazur göstermeye” çalışıyor. Kendisini eleştirenlere, “Elektrik faturamı düşünürken yoktunuz” diyor…

    Duygu Su Gürpınar’ın Instagram paylaşımı şöyle:
    “Size küçük bir kızın hayat hikayesini anlatmayı ve hiçbir zaman vazgeçmemeyi anlatmayı çok isterdim. Fakat, isteyenler yine benim anlattıklarımı değil, anlamak istediklerini okuyacak. Bu yüzden yazmıyorum. Küçük bir sahil kasabasının stadyumunda yetişen, konservatuvarda eğitim alan ve izmir’in en güzel spor salonlarında tecrübe kazanan sıradan birisiyim. O ağır antrenmanlarda yoktunuz. Canım yanarken yoktunuz. 11 saat sadece dönüş provası yaparken yoktunuz. 39 kilo olmak için pamuk yediğimde yoktunuz. Ayak tırnaklarımı sökerken de yoktunuz. 6. pilates dersimden sonraki eve gidiş yolumda da yoktunuz. Elektrik faturamı düşünürken de yoktunuz. Sakatlandığımda, düştüğümde, ağladığımda da yoktunuz. Şimdi ne değişti? Zaten yoktunuz. Olmayan bir şeyi göremem öyle değil mi? Şimdi olmasanız da olur. Ben ne geldiğim yeri ne de kimsesizliğimi unuttum. Saygı ve selamlarımla…”

    Bu hüzünlü “küçük kız”ımız, şimdi “Kimsesizlerin Kimsesi” Ali Ağaoğlu ile beraber. Muhtemelen elektrik faturasını düşünmekten çok daha fazla sorununu halletti…

    Şimdi siz benim bu konu üzerine uzun uzun yazacağımı zannediyorsunuz, değil mi çok kurnaz okur? Yanıldınız! Konumuz “küçük kız” Duygu Su değil…

    Konumuz Ali Ağaoğlu. Konumuz bu ülkedeki “erkek” tipi.
    Herhangi bir birikimi olmayan, insani melekeleri pek gelişmemiş ortalama bir TC vatandaşı erkeğin “parayı bulması” halinde olabileceği ortalama “tip”tir Ali Ağaoğlu. Pahalı arabalardan oluşan “koleksiyon”u, 20’li yaşlarının başındaki genç “aşk”ları ve paralı olmasıyla övündüğü o acayip halleri dışında herhangi bir haberini duydunuz mu “emekli jokey kılıklı” bu adamın? Elinden “çük”ünü ve arabalarını alın, ne kalır ondan geriye? Koskoca bir HiÇ!..
    Türkiye’nin herhangi bir kahvehanesinden herhangi bir takozu seçin, eline birkaç milyon dolar para verin, derhal bir Ali Ağaoğlu olur. Kendine hemen pahalı ve kocaman bir otomobil alır, evliyse karısını boşayıp -ya da onu bir kenarda tutarak- genç kadınlara doğru koşturmaya başlar ve bu durumuyla hava attığını zanneder. Ali Ağaoğlu’nda bu manzara dışında hiçbir şey görünmüyor.
    “Bizim Ortanca Hanım…” diyor, “Aldım Boğaz’a yemeğe zütüreceğim…” diyor, istiklal Caddesi’ndeki bombalamanın olduğu yeri kast ederek, “Millet fakir, karanfil bırakıyor, ben gül bıraktım” diyor. Bu milletin kasapları vitrindeki koyunların kuyruk sokumuna karanfil koyuyor ya, Ali Ağaoğlu konuyu oraya da getirebilirdi mesela, nedense yapmıyor…

    Ne acıklı bir manzara ya rabbim!..
    Kaliteli bir burjuvazi tarafından, kaliteli bir burjuva demokrasisi altında sömürülmek istiyorum. En azından bu olsun. Etrafta Ali Ağaoğlu görmek istemiyorum. Bülent Eczacıbaşı görünsün ortalıkta, en azından klagib müzik falan dinliyordur o…
    ···
   tümünü göster