/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +124 -8
    Teyzem ve teyze oğlum benle birlikte kalıp yaşarlardı... Dayımın da evi yakınlardaydı.
    Gece olunca herkes odasına çekilmişti... Defne'ye kendi odamı vermiştim... Misafir odasındaki divan pek rahat değildi.
    Bizim oralarda geceler sessiz ,sakin geçerdi... Sokaktan gelecek bir konuşma sesi bile net olarak duyulurdu.
    Gecenin sessizliğini yan odadan gelen çığlık sesi bozdu... Benim odamdan geliyordu.Çığlık atan Defne'ydi.
    Kapıyı tıklattım , ses vermedi... Ancak nefes alıp verişini hissediyordum.
    Teyzem ve teyze oğlum da yanıma geldiler... Teyzeme içeri girmesini söyledim.
    Teyzem girdi , ve geri çıktı... "Yok bir şey evladım , uyuyo kız" dedi...
    Çığlık sesini duyup duymadıklarını , eğer duymadılarsa onların niye uyandığını sordum.
    Sesi duyduklarını ama sokaktan geldiğini söylediler...
    Köylük alanda bu saatte kadınların sokakta olması görülmüş şey değildi... Ama yine de fazla üstelemek istemedim... Neyse , Allah rahatlık versin dedim ve uyumaya devam ettik.
    Sabah olmuştu... Teyzem avluda kahvaltıyı hazırlamış , teyze oğlum çiftlikten taze yumurta ve süt getirmişti.
    Defne de uyanmıştı... Dün gece rahat bir uyku geçirip geçirmediğini sordum..Çok teşekkür edip , rahat uyuduğunu söyledi.
    O aşağı inip avluya oturmuştu , ben de Defne'nin çıkmasını fırsat bilip odama girdim ve eşyalarımı hazırlamaya başladım.
    O an Defne'nin kolyesi dikkatimi çekti... Babil'den kalma Iran'lı alimlerin kullandığı Şah Süleymanın sembolize edildiği bir kolyeydi... Kolyeyi yerine bıraktım , bavullarımla birlikte aşağıya indim.
    Kahvaltı edildi , ortalık toplandı.
    Teyzemle ve teyze oğlumla vedalaşıp , Defne'nin arabasına bindik... Kütahya'dan Bursa'ya gitmek epey yakındı.
    Defne konuşmaya başladı... "Peki sen nerden öğrendin bu işi ?" dedi...
    "Ben babamdan el aldım... " dedim...
    Defne bu konulara az-çok ilgi duyar gibiydi.
    "Beni yanlış anlamanı istemem ama ben bu olayları biraz pgibolojik görüyorum" dedi.
    "Eğer pgibolojikse kardeşini neden iyileştiremedin ?" diye sordum.
    "Bilmiyorum." dedi...
    Yakınlarda bir yerde durması gerektiğini söyledim. Nedenini sordu... Bir merhem yapmamız gerektiğini ve bunun için dağ çiçekleri ve ısırgan otuna ihtiyacımız olduğunu söyledim.
    "E , aktardan alabilirdik." dedi.
    Isırgan otunu eğer bir cinle telapatiye geçme yolunda bir merhemde kullanacaksanız , otun sizi ısırmasına izin vereceksiniz... Sadece insanın canına , can değdiren şeyler bu işte işe yarar.
    Arabayı yol üzerinde sağa çektik... Defne arabanın önünde telefonla konuşuyordu , ben de çiçek topluyordum.
    Eğer biraz daha sabrederse öğle namazını da kılmak istediğimi söyledim , sorun olmadığını söyledi.
    Bütün bu görevleri hallettikten sonra tekrar yola koyulduk.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +30 -2
      şehirli binler bilmez ısırgan acısını ve onu takiben ortaya çıkan kaşıntısını
      ···
    2. 2.
      +2 -2
      ben de şehirli binim ama yazları dayımın tarlasında az çalışmadım. bilirim o acıyı. şimdi genelleyici ağzını kapat ve gibtir git buradan.
      ···
    3. 3.
      0
      geldi gönlümün efendisi kütahyadan okuyorum panpa bizim köy yoktur inşallah :D
      ···
    4. 4.
      0
      Aynen zumqi bilmezler
      ···
    5. 5.
      0
      Rezervatuvar
      ···
    6. diğerleri 3
   tümünü göster