/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +1
    Lozan Belgesi: Türkiye'nin Varoluş Belgesidir

    24 Temmuz 1923:
    Lozan Barış Antlaşması'nın imzalandığı gün...
    24 Temmuz 2015:
    Lozan Barış Antlaşması'nın tam 92. Yılı...
    Aradan tam 92 yıl geçmiş...
    24 Temmuz 1923 tarihinde savaş yorgunu o yoksul Türkiye, bütün emperyalist dünyaya kafa tuttuğu zorlu bir savaşı kazandığının belgesini, uluslararası bir antlaşma yaparak eline almıştı.
    Bütün dünya onun başarısına şapka çıkarmıştı.
    O, güçsüz ve ezilen öteki ülkeler için umut kaynağıydı.
    Emperyalizm onun karşısında diz çökmüş, ezilenlerin bağımsızlık arzusu ve iradesi onun başarısıyla şahlanmıştı.,
    Artık yeni bir dünya kuruluyordu ve bu dünyanın öncüsü, 11 milyonluk bu yoksul ülkeydi.
    Ulus devlet onun güvence altına aldığı yeni sınırlarla gövdesine kavuşuyor, kapitülasyonlar sarmalı kırılıp dağıtılıyor; azınlıklar sorunu çözülüyordu.
    Savaşın yarattığı o karanlık ve soğuk iklimden çıkılıyor, barışın yarattığı güneş, sıcak ve aydınlık ışınlarıyla, bütün yurt düzeyini aydınlatıyor; üzgün ve umutsuz çehrelerde yeniden gülücükler beliriyordu.
    Ya 92 yıl sonra?
    11 Milyonluk o yoksul Türkiye geçen süre içinde 80 milyonluk dev bir ülke haline geldi.
    Ancak o ülke, tarihinin hiç bir döneminde görülmediği ölçüde büyük tehlikelerle karşı karşıya...
    Basiretsiz yönetimler sonucu, ülke ayrışmanın büyük dalgaları altında, Lozan'da elde ettiği birlik ve bütünlüğünü yitirme noktasına gelmiştir.
    Borç dağı aşmış, üretmeden tüketen bir toplum yaratılmıştır.
    Dış politikada ülke yalnızdır ve adına BOP denilen emperyalist canavarın hedefi halindedir.
    Toplumsal ayrışma etnik milliyetçilik mikrobunun yol açtığı enfeksiyonla, en ateşli evresine ulaşmıştır.
    Tek güvence ulusun sağ duyusu ve aklı selimidir.
    Lozan'da elde edilen tam bağımsızlık, bugün adından söz bile edilemeyecek bir rüya haline gelmiştir.
    Ulus umutsuz ve gelecek kaygısı içindedir.
    Yurtseverlerin içindeki kıpırtı bu nedenle çok değerli ve anlamlıdır.
    Ayrışma, bölünme ve dağılma "mozaik yapı" safsatasıyla sanki bir demokratijleşme diye yutturuluyor, başta silahlı kuvvetler ılmak üzere uludun zinde güçleri bölücülerin ve yabancı istihbarat örgütlerinin hedefi haline getirilmştir.
    Bu yurda ve uluda indirilen en büyük darbedir.
    Bunu tarih böyle yazacaktır.
    Ulusal birlik ve bütünlüğün yeniden güç kazanacağı pgibolojik bir iklime gereksinim vardır.
    Bölünmeyi demokrasi diye dayatan yeni emperyalist dalgalara ulus ancak, ulusal birlik ve bütünlük ile ulusal politikalarla karşı durabilir.
    Bunu görmemek en büyük aymazlık, tarihe ve ulusa karşı ihanettir.
    Lozan, Cumhuriyet ilan edildiğinde bu ülkede bayram olarak kutlanıyordu.
    Bugün, bilinçli olarak adından bile neredeyse söz edilmiyor.
    Söz edilse de onun tarihi başarısı ve anlamı göz ardı edilmeye çalışılıyor.
    Ancak unutmayalım:
    Lozan'dan verilecek tavizler ve ona vurulacak darbeler, yıkılış ve parçalanmaya doğru yönelmek anldıbına gelmektedir.
    O nedenle Lozan'ı yaşatmak, her yurtseverin tarihi görevidir.
    ···
   tümünü göster