yine her zamanki gibi huur marketin önünde sabırla dolmuş bekliyorum. canım sigara istiyor fakat içmiyorum, çünkü biliyorum ki sigarayı yaktığım anda dolmuş gelecek ve zar zor para yetiştirdiğim sigaram boşa gidecek.. en nihayetinde dolmuş geldi ve bindim. parayı çıkarmak için elimi cebime atıyordum ki burnuma bir lağım kokusu çarptı, başım döndü düşmemek için demire tutundum. bu ne kokusu amk dedim dolmuşun içinde tak partisi mi yapmış bunlar. neyse verdim parayı burnumu tutarak yerime oturdum. tam o anda anladım kokunun sebebini. önümde 2 tane kürt oturuyordu. biri kısa kapkara diğeri biraz daha uzun saçları kir tak içinde sıradan 2 kürt.. bi süre sonra konuşmaya başladılar ğuowawa ğorğorğor hay dedim sizin ağzınızın ayarını gibeyim. şunları bi dövsem mi ki dedim kendi kendime ama yapılı olanla beraber 2 kişiyle kapışmayı gözüm yemedi. muhtemelen hayatı boyunca inşaatlarda çalışmış ve o pis teriyle çalıştığı inşaatın betonunu kirletmişti. semirmesinin sebebi bu olsa gerek diye düşündüm. anırmalarını duymamak için kulaklarımı da tıkadım ve sabrettim biraz ama bi süre sonra önlerdende ses gelmeye başladı hewal biji kuzi keri azadi lo woğa ğoğrororğo lan noluyoruz dedim amk resmen mitoz bölünüyo oçları. ben 2 kişi diye kapışmaya gözüm yemiyor oldular 3 kişi. ah dedim tek olacaktınız biriniz gibecektim evire çevire. her ne kadar bruce lee vücutlu gibişken bir dövüşçü olsam da 3 kişiyi birden dövemezdim. oturdum ve kendime hakim olmak için usul usul haşmetliyi okşayıp rahatlamaya çalıştım. ama o pis koku buna engel oldu. hay dedim sizin çokluğunuzu gibeyim yeter lan çektim bıçağı. tabi öyle nnyyalaaan deyip kılıç çeken cüneyt arkın gibi değil yavaşça çıkardım cebimden. sonra zütüm yemedi tekrar attım cebime müsait bi yerde inip geldim amk işim var gücüm var uğraşamam elin kürdüyle