/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    +9
    part4 devam3:

    o hafta çok durgun geçti, düzgün bir şekilde haftalık çalışma planı yaptım, günü 4e bölmüş günde 4 farklı dersi 1er saat çalışıyordum en az... eve sadece akşam yatmaya gidiyordum geri kalan tüm vaktimi dershanede geçiriyordum, ben iyi bir dinleyiciyim, arkadaşlarım benimle konuştuklarında bana sürekli dertlerini sıkıntılarını sorunlarını anlatır bende onlara düşünebildiğim kadar perspektif yaratıp çözüm sunamasam bile en azından kısa bir süre için rahatlamalarını sağlardım, bu özelliğim günümüzde de devam ediyor en azından şimdi ne yapacağımı biliyorum hatta bakıyorum araya saçma sapan bişeyler giriyorsa direk gibliyormuş gibi yapıyorum ve bir dahaki sefere bir şey söyleyeceği zaman işim var bahanesi uyduruyorum, eskiden böyle değil. her şeyi zamanında yapar, insanlara elimden geldiğince yardımcı olur, onların sıkıntılarıyla kafamı giber sonra birde o kafayla derse odaklanmaya çalışırdım. taylanın derdi tasası bitmiyor, sorun sorun üstüne kombo çekiyordu, zaman zaman babam saçma sapan davranışlarda bulunuyordu, yusuf desen uğurla uğraşmaktan bizi giblemeye zamanı kalmıyordu, emir desen sınıfın reyiziydi bildiğin, artis artis engin bilgisiyle bizi aydınlatırdı ama sonralarında kendimi geliştirmemle felsefe ve tarih alanında tamamen boş muhabbet yaptığını ve sadece bir ideolojik açıdan olaylara yaklaştığını, ekşici bir bin olduğunu kavradım.
    evrimle fırsat buldukça kütüphaneye etüt odasına gider matematik çalışırdık, o bana bildiklerini anlatırdı bende ona dil anlatım ve coğrafya gösterirdim, bizim kütüphane labirent gibiydi her masa sandalye öyle saçma sapan bir şekilde dizilmişti ki, girip kaybolmayana çıkışta plaket veriyorlardı, her seferinde gider en arkaya ve kapıya en uzak yere soteye geçerdik sonrasında rahat rahat çalışırdık, ufak ufak elleşmelerimiz olurdu ama fazla ileri gitmezdik birileri görür diye, zaman zaman ufak ufak öpüşmeler felan, yaptığım şeyin yanlış olduğunu bilsem de zeynepe karşı, kendimi alı koyamıyordum, matematik eksiğime karşı bu ona ödediğim ücret gibi hissettiriyordu bana. o yüzden borçsuz hissediyordum kendimi ona karşı, zeyneple her şey yolunda gitsede bin taylan yüzünden aramız ufak ufak bozulmaya başlıyordu, en son can alıcı noktayıda ben koydum benim lafıma inanmayıp eğer bu itin lafına inanıyorsan ikinizde gibtirin gidin çıkın hayatımdan bir daha da asla yüzüme bakmayın dedim. zeynep dershaneyi bıraktı. taylan binide yüzsüz ya devam etti ama bu onunla son konuşmamızdı, sonrasında bir daha asla selam dahi vermedim, ananın dıbına kadar yolun var dercesine tavır takındım, dünya gibimde değildi, geriye tek kız olan evrim kalmıştı ve oda farkındaydı sadece çıkar ilişkisi olduğunun aramızdakinin, matematik bizim için bir bağdı. hayat bu kadar sıkıcı olamazdı.. yemin ediyorum beyler, ders çalışmaktan bıkıyordum yavaş yavaş ama çalışmak zorunda olduğuma o kadar çok inandırmışım ki kendimi ne yaparsam yapayım vazgeçemiyordum ve aralıksız şekilde her fırsatı değerlendirip ders çalışıyordum, kendimi bir tek yönden ekgib hissediyordum oda kitap okuma, lise hayatım boyunca hiç kitap okumamış olan ben soruları çok yavaş okuyordum türkçede ve bunun için yapmam gereken tek şey çılgınlar gibi kitap okumaktı, ertesi gün ilk işim bir kitapçıya gidip 200 liralık roman vesaire almakla başlangıç yapmak oldu..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster