Müçtehit alimler dinin bütün unsurlarını (Akaid, namaz, oruç nikah, miras vs.) 0'dan kendileri içtihat ederler (Fetva gibi, ama fetva içtihatların günlük durumlara uygulanması gibi birşey). Bu içtihatlardan benzerlikleri, ortaklıkları üzerine
Hanefi, Şafi, Maliki, Hanbeli vs. mezhepler sınıflandırılmış. Fakat hiç bir mezhepe koyulmayan alimler de olmuş olabilir, bu normaldir. Onlar "Hee ben bu mezheptenim ona göre içtihat edeyim" demez. Tesadüf eder birbirlerine benzerler.

Peki biz de kendimiz içtihat etsek?
Bu doktorluk okumayıp ameliyat yapmak gibi bir şey, sen 2 günlük Dünya'da okumadan ameliyat yapmadığın, ilaç almadığın halde. Sonsuz hayat için reçeteleri, ibadetleri nasıl kendi sınırlı bilgine, mantığına, aklına yüklersin. Ya yanılırsan?

Ya kimin rehberliğinde?
Kur'an'ın rehberliği, ya onu anlamak için?
Peygamberin rehberliği, ya onu anlamak için? (itiraz edecekler Nahl Suresi 43-44. Ayetlere baksın)
Sahabeler, ya onu anlamak için?
Tabiin, ya onu anlamak için?
Tebe-i Tabiin (Şimdiki mezhep imamları burdan başlar)

Sonra ondan sonra gelenler
Ha şimdi "Ataların" dini diyenler, tutup düz mantıkla o muhteremlerin sözlerini almıycaz
Kur'anın meali var, mealin tefsiri var, tefsirin şerhi var. Düz mantıkla;
Kur'an da, Meal de, Tefsir de, belki şerh de düşünülmez, düşün ama ukalaklık etmeden düşün.

Ukalalık ne olabilir? "Onlar yanlış ben doğru" demek. Ne gibi bir kimya öğrencisinin iKi ÜÇ bilgisiyle Kimya hocasına diklenmesi "Ben Ben" demesi

Allah hepimize hidayet versin