Asrı saadette hazreti peygamber savaş sonrası esir almış, bir kısmını esir düşen müminlere karşılık takas için kullanmıştır. Bunun haricinde düşmanla harbedilmiş, kadınları esir alınmıştır. (bkz: Hayber savaşı)
Hatta bu konuda nazil olan ayet şöyle bahseder: "Ve kitap ehlinden onlara arka çıkanları (yardım edenleri) kalelerinden indirdi. Ve onların kalplerine korku düşürdü. Bir kısmını öldürüyordunuz ve bir kısmını esir alıyordunuz"

Esir almak geçmişten günümüze her savaşta olmuştur ve ilelebet olacaktır. Senin değindiğin mesele kölelik. islam köleliğe karşı çıkar. Fakat bunun sınırları kesin hatlarla cizilmemiştir. Nitekim senin peygamberin bizzat bir köle sahibiydi (bkz: zeyd) ve cariye sahibiydi (bkz: maria)

burada esire ne yapılacağı o duruma kalmıştır. daha evla olan öldürmekse öldürülür, esir tutup takas yapmaksa esir tutulur. Kaldı ki verdiğin ayet bizzat "öldürün" derken, üstün gelince serbest bırakır veya fidye karşılığı bırakırsınız derken bunu savunman saçmalık.

Peki fidye nedir? Kölenin bulup buluşturup, kölelikten azledilmek için efendisine verdiği paradır. Ebubekir'in sermayesini fidye ödemekle tükettiği biliniyor.
Şayet köle fidyeyi ödeyemezse edendiyle akd imzalanır. Bunun karşılığında tıpkı ücretli bir işçi gibi çalışır, o parayı öder.