1. 2001.
    +2 -1
    Dediği şey üzerine bir kez daha ona sahip olduğum için gururlandım, daha sıkı sarıldım. Hiç bırakmayacak gibi. “beni senden ölüm ayırır sadece” dedim kendi kendime.

    Ecrin’in yüzünü kendime çevirince yanaklarının gerçekten üşüdüğünü fark ettim. Tekrar binaya girdik. Bu sefer zemin kattaki cafeye oturduk. Buranın otel gibi bir yer olması muhtemeldi.

    Neyse ben de çözemedim boş verin. ikimiz de gittik şöminenin karşısına oturduk. Cafe dediğime de bakmayın garson falan yok. Sadece koltuklar, şık sehpalar, şamdanlar ve şömineler vardı burada. Boş bir tezgahta kahve, çay,su,meyve suyu makineleri ve bardaklar duruyordu.

    Ecrin’e ve kendime nescafe aldım. Ecrin ellerini birbirine sürtüyor, şömineye yaklaştırıyordu ellerini.
    Yanına gittim, kahvelerimizi sehpaya koydum, ellerini ellerime aldım.

    -ecrin nasılsın? Sağlığın nasıl? Bir gelişme var mı? Vahi amca nasıl?
    -iyiyim, iyi, yok denilebilir, o da iyi
    -ne biçim cevaplar bunlar?
    -ee sırayla sor o zaman
    -yine yaptın yapacağını, cadı
    Hınzırca güldü

    -alicim iyiyim, sağlığım da iyi. Babam da iyi çok şükür, iskenderunda yalnız başına yaşıyor üzülüyorum ona, bir gelişme derken üniversitede arkadaşlarım oldu gelişme bu
    -nasıl erkekler var mı bu arkadaşların içinde
    -ali! Ee yani benim arkadaşım olmasa berfin’in var, diğer kızların var. Haliyle ben de arkadaşsız dolaşmamak için onlarlayım
    -yakışıklılar mı?
    -buna takıldın yani?
    -evet takıldım
    -o zaman ben soruyorum. Senin grubun nasıl ve kızlar var mı?
    Sinir edesim geldi.
    -var. Erkekler tipsiz ama kızların hepsi taş. Sarışınından tut esmerine kumralına kadar var. Minyonundan tut at gibi olanına kadar. Çeşit çeşit. Ben de bayram ediyorum tabi.

    Kafama sert bir darbe aldım. Sonra koluma, karnıma. Bir daha koluma. Sesimi çıkarmıyordum.

    En sonunda hiç beklemediği bir anda kolundan tutup öptüm dudaklarından.
    ···
   tümünü göster