1. 51.
    +4 -1
    apartmanın önüne geldiğimizde kafamız güzeldi. içeri girerken koluna girdim. kapıyı kapattım. o kadar güzel zaman geçiriyorduk ki dışarı çıktığımızdan beri başka hiç bi sese ihtiyaç duymadan televizyona bilgisayara müziğe hiçbir şeye hiç bir sese ihtiyaç duymadan sadece birbirimizi dinleyerek oturuyorduk. neşet ertaştan söz edip, ahmet kayayı yad edip türküler tutturuyoruk ortasından sonundan. karnımız açtı ve biraz kendine gelmişti otururken. gidip bi şeyler hazırlamasını söyledim. güya salonda oturup yemeği bekliyecektim. ama beceremdim. sanki yanından ayrılsam düşüp bayılacakmış gibi hissediyodum. sanki uzaklaşıversem yanından azıcık bir anda yine sabahki karanlığına gömülecekmiş gibi geliyordu. kalkıp yanına gittim. mutfağın girişinde kapı yoktu. duvara yaslanıp uzun uzun baktım ona. tezgaha dönmüş bi şeyler hazırlıyodu. açlığımı, üzerimideki kiri terden koktuğumuzu bir an bile düşünmedim. gidip arkasından sarıldım ona. boynunu öptüm kulaklarına fısıldadım içimden ne geçiyorsa. bir saniye sonra söylediğim ne varsa unutuyordum. ben konuşmuyodum. sözcükler kendiliğinden dökülüyodu ağzımdan
    ···
   tümünü göster