1. 26.
    +6 -1
    en çok böyle gecelerin içinde ve o gecelerin sabahlarında kendimi erkek gibi hissederdim ben. ondan önce uyanırdım. çayın suyunu koyardım yiyeceğimiz iki zeytini azıcık peyniri domatesi hazırlardım. sonra da gider odamıza izlerdim onu uyanana kadar. dinmiş bir fırtına nasıl ardında yıkıntılar bırakırsa onun ağlama sesleriyle geçen bir gecenin sabahı da öyle viran olurdu. o yıkıntı gibi yıkılmış bir ağaç gibi olurdu. gözlerini açınca gülümserdim ona. dişlerimi göstermeden sadece dudaklarımla. gülümsediğimi dudaklarımdan anlamazdı ama gözlerime bakardı. yanında olduğumu ve olacağımı bilirdi.

    erkek olmak böyle bi şeydi. erkek demek o düşünce kaldıran, ağlayınca bütün bedeniyle dayanılacak yüce bir dağ olabilmek demekti
    ···
   tümünü göster