öğrendiğim kadarıyla

eğer sokak lambalarının altında uzun bir yolculuktan sonra evinin kapısının önüne geldiğinde elin zile değil de cebinde ki soğuk anahtarlara gidiyorsa sen yalnızsın demektir.

Eline aldığın telefonun kilidini açıp beş dakika sonra hiçbir şey yapmadan kapıyorsan…uzun zamandır birini bekliyorsun demektir.

Artık saatler gözüne çarpıyorsa zaman senin için gözün kapalı gibmeye çalıştığın o tiksinç kadındır…

Olup biten onca kötülüklere rağmen hala onu hatırlayıp geride bırakamıyorsan…küçüklük sofralarında bıraktığın yemeklerin ardından ağlayacağı söylenerek büyümüşsündür.

Elini göğüs kafesine getirdiğinde bir hareket duymuyorsan…kalbini ya ailen,ya kız arkadaşın yada arkadaşının teki parçalamıştır…

Kahvaltı masanda sadece bir tabak varsa ve ekmekler bayatsa ekmek almak için yollandığın bakkal artık yaşlanmış yada ölmüştür

Sevdiklerini kaybetmişsindir…hatırlıyorsan adını senin koymana izin verdikleri ilk muhabbet kuşunu öldüğünde küçük kalbinle ağlayıp evinin bahçesine gömmüştün... kaybetmeye başladığın ilk şeydi belki de…