1. 1.
    +6 -2
    önemli edit: ulan bu başlığa bile daha çok entry girilmiş yazıklar olsun. sonra niye birinci nesiller yok diyorsunuz. (bkz: az önce öyle şiddetli osurdum ki)

    not: sigaranızı yakıp kahvenizle cayınızla okuyabileceginiz bizzat yaşadığım yaşarken sıkıntılı okurken haz alınacak bir öykü yazdım. özet yok. iyi okumalar

    edit: bu sözlükte amlılara prim vermeyen hikayeyi muhabbeti sever panpalarım da var hala. yani umarım

    edit: @8 @11 @12 eyv panpalar. sözlükte duruyosam hala. bu siz ve sizin gibiler sayesindedir

    edit: okumuyorsanız anlarım da çükü niye veriyorsunuz amlı değilim diye mi yavsak binler sizi gibtiniz sözlüğü

    bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa bir taka konan sinek olmayı tercih ederim. günün sonunda hayata bakışımı özetleyen söz olacaktı. 9 ocak 2013 ü gösteriyordu takvim ve karar vermiştik o gün sinemaya gitmeye ben ve abim. bilenler bilir her hafta gidilecek şey değildi sinema hele ki öğrenciysen. fundamentals çıkmış ortalık gidin abi harikaydı lar la yıkılıyor. saat 20 ye yakındı gaziemir optimuma girdigimizde. 20 seansına yer yoktu ama bizim cem yılmaza ayıracak vaktimiz çoktu. hayli çok olsa gerek 22 seansına aldık biletlerimizi. sinema tarihi o gece yüzde olarak düşük manevi açıdan hayli önemli bir gecesini yaşıyordu varlıgımızla. biletler alındı itina ile ödendi paralar. ee nasılsa ailenin yanına dönülecek finallerden sonra. yemekler yendi 22 seansı 2 sinema sever kırmızı halından altın portakaldaödül alır edasıyla yürüdü koltuguna dogru. saatler yarım ı gösteriyordu bittiginde film. iki genc saatlerdir aklına getirmedileri getirmek istemedikleri soruyla bir anda afallaşmış gibiydi. izban(metro) yok otobüs desen kalır mı! nasıl dönülecek eve. cepte desen taksi parası çıkar mı. anca çıkar. ama maceracıyız ve galiba hala cocuk. izban düm düz geliyor ya şirinyerden gaziemire. yürürken de yanında uzanan dümdüz kaldırım vardır elbet. karar verilir yürüyerek şirinyere ulaşmaya. elbetteki yolculuk kafada hayal edildigi gibi kah kahkahalı kah ili sigara yakılıp o macerasever bünyelerden keyifle halkalar oluşturarak çıkacağı bir serüven olmayacaktı. önce otoyollar bozuyordu planlarını. 100 metrelik düz yol için 300 metre yürümek gerekti. dert degil seviyoruz serüveni. yagmur dedi ki bir de ben katkı yapayım serüveninize bardaktan boşanırcasına. cebimizdeki son paramızdı o cebimizde kalmalıydı. macerayı seviyor olmalıydık. en azından o parayı korumanın yolu kendimizi buna inandırmaktı. taksiler geciyordu. hani şu kimilerinin ütopyasıkimilerin günlük kullanım aracı taksimetrenin kimisi için bir saatli bomba kimisi için gereksiz bir arac aksesuarı oldugu su sarı ticari taksiler. su sıcratıyordu 2 maceraperest gencimize. tepeden tırnaga
    ya sanatı sanatseveri sevmiyordu taksiler. ya da baska bir seydi dertleri. baktılar olacak gibi degil. bir taksi cevirdiler. tepeden tırnaga ıslanmıstılar. sadece üsleri basları degildi ıslanan. umutları da ıslanmıştı. paranın olmadıgı mutlulukları görme inanclarıydı zedelenen metrekareye 52 litre ıslanan. taksi şirinyere giriyordu. başka maceraperestler boy gösteriyordu yol kenarlarında. hızla gecerken önlerinden onları ıslattıgımızı farkettim. tokat gibi çarptı suratlarına tekerlegimizi hışımla iteledigi su. ve bize de bir gercek varlıgını kanıtlarcasına tokat gibi çarpıyordu. paran yoksa ıslanırsın paran varsa ıslatırsın.
    ···
   tümünü göster