ulan radyoda bu şarkı çıkınca sevinirdim be...

https://www.youtube.com/watch?v=p8-pP4VboBk benim favorim amk ne oyundu ya gta v gibi taşşaa olamaz vice citynin

peki sen hiç Duman-Helal olsun dinlerken gta sanandreas oynadın mı

Şu arabaya binip, içimizdeki faşist çocuğu durduramayıp az mı ezdik elinde mavi torbaları olan yaşlı teyzeleri...

fannymagnet yazıp az mı mahallenin çapulcu kızlarını etrafımıza toplayıp kendimizi değerli hissetmedik? Az mı bir adama yumruk atıp sonra bu kadınların bizim için o adama saldırmalarını, saldırırken birbirlerine vurup kendi aralarında kapışmalarını izleyip gururlanmadık? Egomuzu şişirmedik? Ha her zaman o beyaz bikinili patenli kız gelsin isterdik ama kahverengi yırtık pantolonlu yeşil tişörtlü o hımbıl kadınlar da bizim için dövüştüler, varolsunlar. yine sevdik sevilmedik, sevdiler biz sevmedik.

Köprüden karşıya geçerken az mı o kumlu uçurumdan yavaşça uçarak suya düşüp ölmedik be arkadaşlar? Öldük, öldük ama yeniden canlanmasını bildik.

Az mı polise yardım edeyim de kaçan adama yumruk atayım, güzel, örnek bir vatandaş olayım derken yanlışlıkla polise vurmadık? Az mı polis copu yedik arkadaşlar? Yedik, yedik ama sonra dürbünlü silahla kafasını gövdesinden ayırırken dizlerinin üstüne çöküşünü bir zevkle izledik arkadaşlar.

Malibuya emanetsiz girip penguen kılıklı oç korumalardan az mı dayak yedik dostlarım? Yedik yedik ama bu sefer kalkmasını da bilemedik amk. Dünyada böyle huur çocukları bir daha türemez, kalkar kalkmaz vurup bir daha düşürüyorlardı, böyle ölene kadar devam. Yere düşünce dövüp öldürmüyorlardı da amk biz de kurtulalım onlar da kurtulsunlar.

yan adayı açar açmaz oradaki farklı arabaları görünce az mı sevinmedik arkadaşlar? Egzozundan ateş çıkaran araba, shifte basınca zıplayan araba? Bunlarla memleketimize dönünce eşe dosta az mı hava atmadık dostlar?

Arkadaki muallak çarpana kadar hepimiz kurallara uyan insanlardık be. Kırmızı ışıkta durur, yeşilde hareket haline geçerdik, hızımız sabit olsun diye adeta bir metronom edasıyla ileri yön tuşuna basardık. Ancak daha turuncu ışıkta korna çalan muallakler gibi gelip arkadan çarpmaktan çok hoşlanırdı vice city ailesi. Eee tabi bizim de sinirler hoplarsa o minigun bir çıkar ortaya.

ilk görevimizde albay bize kızını emanet ettiğinde heyecanlanıp gibecek miyiz lan acaba diye görevi başarıyla, şehvetle yerine getirirdik. Ama tabii albayın şımarık, yarak yemekten usanmamış huur kızı bizi kelimeleriyle tahrik edip gösterip vermezdi. Kendisini kulübe bıraktığımızda ise sinirlenmiştik hep. Neden? Neden kulüplerde huurlanıp da bizimle flörtleşmiyorsun be kahpenin kızı?

Albayın yatını her zaman çok isteyip de alamamak, süremememek nasıl bir duyguydu be arkadaşlar. Hayattaki ilk burukluğumu yaşamıştım o gemiyi süremeyeceğimi öğrendiğimde. Ama her fırsatta o merdivenlerinden aşağı inip simsiyah olan yere gelip kalırdım karşımda duvar varmış gibi. Eee insanız hep bir umut, hep bir belki...

Albay gemisinde hatunlarla keyif çatarken ağzında elmayla domuz yediğini gördüğümüzde hangimiz töve edip süphanekeyi okumadık ki?

Deri ceketli hırsız kardeşlerden hep nefret etmiştim ancak hiç sormadık ki bu adamların dertleri ne? Bu adamların sıkıntıları ne? Neden böyle yapıyorlar? Hep öldürdük...

lens vens dens kankimizdi işte, öyle dost bulunmazdı. Mevzu var gel dedi emaneti kaptık geldik. Yeri geldi bizim için helikopter sürdü, çatıdaki evdeki tüm çeteleri temizledik. Yeri geldi onu rehin aldılar ölümden kurtardık, ölümüne saniyeler kala hastanelere yetiştirdik, kendi canımız pahasına. Yeri geldi beraber o şişko, bize ihanet eden; her fırsatta televizyon, vcd parçalayan oçtan öc aldık. Yeri geldi aşçı kankileri öldürüp telefonlarını çaldık. Nerelerden nerelere geldik...

Ama hepimizin takıldığı bir yer vardı, bir bölüm vardı ki illet ettik. Allahın belasıydı o görev. Evet evet aklınıza hemen geldi değil mi? inşaatta helikopterle dinamit koymak. işçiydiler mişçiydiler emekçiydiler de oçtular... Pis adamlara pis işler için çalışıyorlardı ve bizi öldürmek için kana susamış bir şekilde çekiçleriyle bekliyorlardı.

Hep a ve c görevlerini yaptık. Onlar güzellerdi, abuk subuk işlerle, getir zütürle uğraşmıyordun. Ancak bir yerden sonra a ve c de görev kalmayıp haritada yalnızca b (limuzini olan şapkalı, çantalı, bıyıklı dayının görevleri) harfini gördüğümüzde küfürü basıp kalayladık.

O girişteki pembe bikinili elinde bardak olan siyah uzun saçlı kadına yüzünü görmememize rağmen hangimiz aşık olmadık ki?

O palmiye ağaçlarının yeri bizde başkaydı. Hele ki map geçişlerinde bilgisayarın kötüyse 20 dakika onları izlemek zorundaydın ama olsundu 20 dakika sonra mahalleliyi testereyle kovalarken bunları hiç hatırlamayacaktın.