-
26.
0Tam tersine kadınların bu salt üretim aracı olarak kullanılma durumunu ortadan kaldırmaktırTümünü Göster
söz konusu olan, burjuva bunu kavrayamıyor işte.
Kaldı ki bizim burjuvaların, komünistlerde güya var olduğunu iddia ettikleri resmi kadın
ortaklaşalığından böylesine dehşet duymaları son derece gülünç. Kadın ortaklaşalığını
komünistlerin getirmesine hiç gerek yok ki; hemen her zaman vardı o.
Bizim burjuvalar, resmi fuhuş bir yana, çalıştırdıkları proleterlerin karılarına, kızlarına sahip
olmakla da yetinmeyip, asıl kendi karılarını karşılıklı ayartmaktan zevk alırlar.
Burjuva ailesi aslında kadınların ortaklaşalığıdır. Komünistler de olsa olsa kadın
ortaklaşalığının sahtece gizlisine karşılık resmi ve açık yüreklisini getirmek istedikleri
iddiasıyla suçlanmış oluyorlar. Kaldı ki, günümüz üretim ilişkilerinin ortadan kaldırılmasıyla
ondan kaynaklanan kadın ortaklaşalığının da, yani resmi veya gayri resmi fuhuşun da yok
olacağı kendiliğinden anlaşılmaktadır.
Komünistlere ayrıca vatanı, milliyeti ortadan kaldırmak isteme suçu yüklendi.
işçilerin vatanı yoktur. Zaten onların olmayan bir şeyin, alınması da mümkün değil.
Proletarya, önce siyasal iktidarı ele geçirmek, kendini ulusal sınıf düzeyine getirmek, kendini
ulus yapmak durumunda olduğu için, kendisi de ulusaldır hâlâ, ama asla burjuva anlamda
değil.
Halkların ulus olarak ayrışmaları ve karşıtlıkları, daha burjuvazinin, ticaret özgürlüğünün,
dünya pazarının, sanayi üretimindeki tek biçimliliğin ve ona uyan yaşam koşullarının
gelişmesiyle zaten giderek yok olmakta.
Proletaryanın egemenliği bunu daha da yok edecektir. Birleşik eylem, hiç değilse uygar
ülkeler arasında olmak üzere, proletaryanın kurtuluşu için en önde gelen koşullardandır.
Bir bireyin bir başka bireyi sömürmesi ortadan kalktığı ölçüde, bir ulusun da ötekini
sömürmesi ortadan kalkacaktır.
Ulusun kendi içindeki sınıfların karşıtlığıyla birlikte ulusların birbirlerine karşı düşmanca
tutumları da düşer.
Komünizme, dinsel, felsefi ve genel olarak ideolojik bakış açılarından yöneltilen suçlamalar,
daha fazla açıklanmaya değmez.
insanların maddi varoluş koşullarının, toplumsal ilişkilerinin, toplumsal varlıklarının,
onlardaki tasarımları, görüşleri ve kavramları, kısacası insanların bilincini de değiştirdiğini
anlamak için daha derin bir bakışa ihtiyaç var mı?
Fikirlerin tarihi, manevi üretimin, maddi üretimle birlikte değiştiğinden başka neyi kanıtlar?
Bir çağın egemen fikirleri yalnızca egemen sınıfın fikirleri olmuştur.
Tüm bir toplumda devrim yaratan fikirlerden söz edilir; bunu söylemekle yalnızca, eski
toplumun bağrında, yeninin öğelerinin oluştuğu belirtilmiş oluyor, öyle ki, eski toplumsal
ilişkilerin çözülmesi, eski fikirlerin çözülmesini de birlikte getirir. -
27.
0Eski dünyanın yıkılmakta olduğu kavrandığında, Hıristiyan dini de eski dinlere baskın çıktı.Tümünü Göster
18. yüzyılda aydınlanma düşünceleri Hıristiyan düşüncesini alt ettiğinde, feodal toplum, o
dönemde devrimci olan burjuvaziye karşı ölüm kalım savaşı veriyordu. Vicdan ve din
özgürlüğü, bilgi alanlarında serbest rekabetin egemenliğini dile getirmekteydi yalnızca.
"Ama", denecektir, "dinsel, ahlaksal, felsefi, politik, hukuksal vb. düşünceler, tarihsel gelişim
içinde elbet değişim geçirmiş olmakla birlikte, din, ahlak, felsefe, politika, hukuk, bu
değişimde hep kalmıştır.
Dahası, her toplumsal durum için ortak olan, özgürlük, adalet vb. ebedi hakikatler vardır.
Oysa komünizm, ebedi hakikatleri ortadan kaldırıyor, dini, ahlakı, yeniden biçimlemek yerine
düpedüz kaldırıyor, yani bugüne kadarki tarihsel gelişimlere ters düşüyor."
Bu suçlamanın özü nedir? Tüm bugüne kadarki toplum, değişik evrelerde değişik biçimler
gösteren sınıf karşıtlıkları içinde devinmiştir.
Ama hangi biçimi almış olursa olsun, toplumun bir kesiminin öteki kesim tarafından
sömürülmesi, geçen yüzyılların tümünde ortak olan bir gerçekliktir. O halde tüm çeşitliliklere
ve farklılıklara karşın o yüzyılların hepsindeki toplumsal bilincin, ancak sınıf karşıtlıkları
toptan yok olunca tam olarak çözülebilecek belli ortak biçimler içinde devinmesine hiç
şaşmamalı.
Komünist devrim, geçmişten gelen mülkiyet ilişkilerinin en kökten koparılışıdır; onun gelişim
sürecinde geçmişten gelen fikirlerle de en kökten bir kopuş olmasına hiç şaşmamalı.
Neyse, burjuvazinin komünizme karşı yönelttiği suçlamaları bırakalım bir yana.
Yukarıda gördük ki, işçi devriminde ilk atılacak adım, proletaryanın egemen sınıf konumuna
yükselmesidir, demokrasinin mücadeleyle kazanılmasıdır.
Proletarya, kendi siyasal egemenliğini, tüm sermayenin adım adım burjuvazinin elinden
koparılmasına, tüm üretim araçlarının devlet elinde, yani egemen sınıf olarak örgütlenmiş
proletarya elinde yoğunlaştırılmasına ve üretici güçleri büyüklüğünün olabildiğince hızla
artırılmasına kullanacaktır.
Bu ise ilk aşamada kuşkusuz ancak mülkiyet hakkına ve burjuva üretim ilişkilerine despotça
el atmak yoluyla olur, yani ekonomik açıdan yetersiz ve geçici de görünse hareketin süreci
içinde kendini aşan ve bütün bir üretim tarzının dönüştürülmesinin aracı olan bu vazgeçilmez
önlemler yoluyla olur.
Bu önlemler kuşkusuz her ülkeye göre değişik olacaktır.
Ama en gelişkin ülkeler için şu aşağıdakiler, epey ortak olarak kullanım alanına girebilecektir:
1. Toprak mülkiyetinin kamulaştırılması ve toprak rantının devlet giderlerine kullanılması.
2. Yüksek bir artış oranlı vergi.
3. Miras hakkının kaldırılmas -
28.
04. Tüm karşı gelenlerin ve ülkeden kaçanların mülklerine el konulması.Tümünü Göster
5. Devlet sermayeli ve tek tekel olarak Ulusal Banka yoluyla kredilerin devlet elinde
merkezleştirilmesi./p>
6. Taşımacılığın devlet elinde merkezleştirilmesi.
7. Ulusal fabrikaların ve üretim araçlarının artırılması, arazinin ortak bir plan uyarınca işlenir
hale getirilip ıslahı.
8. Herkes için eşit çalışma zorunluluğu, özellikle tarım için sanayi ordularının kurulması.
9. Tarım ve sanayi işletmelerinin birleştirilmesi, kent ile kır arasındaki farkın süreç içinde
giderilmesinde etkin olmak.
10. Tüm çocuklar için kamusal ve parasız eğitim. Çocukların bugünkü biçimde fabrikalarda
çalıştırılmasına son verilmesi. Eğitimin maddi üretimle bütünleştirilmesi, vb;
Gelişme süreci içinde sınıf ayrımları ortadan kaybolunca ve üretimin tümü örgütlü bireylerin
ellerinde yoğunlaşınca, kamusal zor kullanımının politik niteliği kalmaz. Politik zor
kullanımı, asıl anlamıyla bir sınıfın ötekilere baskı uygulamak üzere örgütlediği zor
kullanımıdır. Proletarya, burjuvaziyle mücadelesi gereği sınıf olarak birleşip, devrim yoluyla
egemen sınıf olduğunda ve egemen sınıf olarak zorla eski üretim ilişkilerini ortadan
kaldırdığında, böylece o üretim ilişkileriyle birlikte sınıf karşıtlığının varlık koşullarını da,
bütünüyle sınıfları da ve dolayısıyla sınıf olarak kendi egemenliğini de ortadan kaldırmış olur.
Sınıflarıyla ve sınıf çelişkileriyle birlikte eski burjuva toplumunun yerine, her bireyin özgür
gelişiminin herkes için topluca özgür gelişim koşulu olduğu bir birlik gelir.
III - Sosyalist ve Komünist Yazın
1. Gerici Sosyalizm
a) Feodal Sosyalizm
Tarihsel konumu gereği Fransız ve ingiliz aristokrasisi, modern burjuva toplumuna karşı
yergiler yazmak durumundaydı. 1830'daki Fransız Temmuz Devriminde olsun, ingiliz reform
hareketinde olsun, aristokrasi, nefret ettiği o türediye bir kez daha yenik düşmüştü. Ciddi bir
siyasal mücadelenin sözü edilemezdi artık. Elinde yalnızca kalem kavgası kalmıştı. Ama
yazın alanında da restorasyon[ 5 ] döneminin eski söylemleri olanaksızlaşmıştı. Sempati
uyandırmak için aristokrasi, görünüşte kendi çıkarlarını gözden uzak tutmak ve burjuvaziye
karşı iddianamesini yalnızca sömürülen işçi sınıfı çıkarma düzenlemek zorundaydı. Böylece,
yeni efendisine taşlamalar düzebilmenin ve kulağına az ya da çok felaket tellallığı
fısıldayabilmenin özrünü hazırlıyordu.
Feodal sosyalizm bu tarzda çıktı ortaya, yarı şikayetname, yarı taşlama, yarı geçmiş yankısı,
yarı gelecek uyarısı, bu arada acı ve zekice yaralayıcı yargı yoluyla burjuvaziyi kalbinden -
29.
0vurarak ama modern tarihin gidişini kavramadaki tam yetersizliğiyle de gülünç bir etkiTümünü Göster
bırakarak.
Halkı arkalarından sürüklemek için ellerinde proleter dilenci torbası sallıyorlardı bayrak gibi.
Ama halk onları her izleyişinde, kıçlarındaki eski feodal armaları görüp hiç saygılı olmayan
ağız dolusu gülüşlerle tüyüyordu.
Bu seyirliği en güzel oynayanlar, Fransız Lejitimistlerinin bir kesimiyle Genç ingiltereciler
oldu.
Feodaller kendi sömürü tarzlarının burjuvaca sömürüden farklı biçimlenmiş olduğunu
gösterirken, yalnızca tümden farklı ve artık zamanı geçmiş koşullar altında sömürdüklerini
unutuyorlar, o kadar. Kendi egemenliklerinde proletaryanın var olmadığını kanıtlarken
feodaller, kendi toplum düzenlerinin zorunlu veledinin esasen modern burjuvazi olduğunu
unutuyorlar yalnızca.
Kaldı ki burjuvaziye yönelttikleri esas suçlama tam da, burjuva rejiminde eski toplum
düzenini tümüyle havaya uçuracak bir sınıfın gelişiyor olmasına dayandığı için, eleştirilerinin
genci niteliğini zaten çok az gizliyorlar.
Burjuvaziyi, bir proletarya yarattığından çok, devrimci bir proletarya yarattığı için
suçluyorlar.
Bu yüzden siyasal pratikte işçi sınıfına karşı alınan şiddet önlemlerinin hepsine katılıyorlar ve
günlük yaşamlarında, tüm şişirilmiş söylemlerinin aksine, altın elmaları toplamanın keyfini
çıkarıp, sadakati, aşkı, şerefi, bezirgan
pazarlığında, yünle, şekerpancarıyla ve alkollü içkiyle takas ediyorlar.[ 6 ]
Nasıl papaz hep feodal beyle el ele yürümüşse, papazca sosyalizm de feodal sosyalizmle öyle
el eledir.
Hıristiyan dervişliğine sosyalist bir hava vermekten daha kolay bir şey yok. Öyle ya,
Hıristiyanlık, özel mülkiyete, evliliğe, devlete de karşı çıkmamış mıydı? Onların yerine
yardımseverlik ve dilenme, manastır bekareti ve nefsini öldürme, çadır hayatı ve kilise, diye
vaazlar vermemiş miydi? Hıristiyan sosyalizmi, aristokratın öfkesine papazın serptiği vaftiz
suyudur yalnızca.
b) Küçük Burjuva Sosyalizmi
Feodal aristokrasi, modern burjuva toplumunda yaşam koşulları zayıflayıp tükenen ve
burjuvazi tarafından çökertilen tek sınıf değildir. Ortaçağın kentlileşen imtiyazlı köylüleri ile
küçük köylülük, modem burjuvazinin öncüleriydi. Sanayi ve ticareti daha az gelişmiş
ülkelerde bu sınıf, yükselen burjuvazi yanında bitkisel yaşdıbını henüz sürdürmektedir.
Modern uygarlığın geliştiği ülkelerdeyse, proletarya ile burjuvazi arasında yalpalayan yeni bir
küçük burjuvazi oluştu. Burjuva toplumunun bir bütünleyicisi olarak kendini sürekli
yineleyen ama rekabet sonucu bireyleri hep proletaryanın içine savrulmakta olan bu küçük
burjuvazi, üstelik büyük sanayi geliştikçe modern toplumun özerk bir kesimi olma konumunu -
30.
-1tümden yitireceği ve ticarette olsun, imalatta olsun, tarımda olsun, yerini postabaşılara veTümünü Göster
hizmetkarlara bırakacağı anın yaklaştığını görmektedir.
Köylü sınıfın toplam nüfus içinde yandan fazla olduğu Fransa gibi ülkelerde burjuvaziye karşı
proletaryadan yana olan yazarların, burjuva rejime yönelttikleri eleştiride küçük burjuvazi ve
köylülük ölçütünü kullanmaları ve işçilerden yana tavır alırken küçük burjuva bakış açısından
hareket etmeleri doğaldı. Böylece küçük burjuva sosyalizmi oluştu. Bu yazında başı çeken,
yalnız Fransa için değil ingiltere için de, Sismondi'dir.
Bu sosyalizm, modern üretim ilişkileri içindeki çelişkileri son derece keskin bir isabetle
çözümlemiştir. iktisatçıların yaltaklanan şirinleştirmelerini açığa dökmüştür. Gerek
makineleşmenin ve işbölümünün yıkıcı etkilerini, gerekse sermayenin ve toprak mülkiyetinin
yoğunlaşmasını, aşırı üretimi, krizleri, küçük burjuvazi ile köylülüğün kaçınılmaz çöküşünü,
proletaryanın sefaletini, üretimdeki anarşiyi, servetin bölüşümündeki açıkça sırıtan
oransızlıkları, ulusların kendi aralarındaki endüstriyel yok etme savaşını, eski göreneklerin,
eski aile ilişkilerinin, eski milliyetlerin çözülüşünü, inkar edilemez biçimde kanıtlamıştır.
Ne var ki olumlu içeriğine karşın bu sosyalizm, ya eski üretim ve değişim araçlarıyla birlikte
eski üretim ilişkilerini ve eski toplumu geri getirmek, ya da modern üretim ve değişim
araçlarını, kırıp parçaladığı, parçalamak zorunda olduğu eski mülkiyet ilişkileri içine zorla
yeniden tıkıştırmak isteğindedir. Her iki durumda da hem genci hem ütopiktir.
imalatta lonca düzeni ile kırda babaerkil tarım işletmesi; küçük burjuva sosyalizminin son
sözleri budur işte.
Gelişim süreci içinde bu yön, korkak bir yaygaraya saptı.
c)Alman Sosyalizmi
ya da "Hakiki" Sosyalizm
Fransa'da, egemen bir burjuvazinin baskısı altında oluşan ve bu egemenliğe karşı mücadelenin
yazınsal ifadesi olan sosyalist ve komünist yazın, tam da burjuvazinin feodal mutlakçılığa
karşı mücadeleye geçtiği sırada Almanya'ya sokuldu.
Alman filozofları, yarı filozofları ve sivri zekaları bu yazını hırsla özümsediler ama bu arada,
Fransa'dan o yazıların girmesiyle Fransız yaşam koşullarının da aynı anda Almanya'ya girmiş
olmadığını unutuverdiler. Almanya koşullarında bu Fransız yazını doğrudan pratik anldıbını
tümüyle yitirip salt yazınsal bir görünüm aldı. insan varlığının gerçekleştirilmesi üstüne boş
bir spekülasyon olarak çıktı ortaya ister istemez. Böylece 18. yüzyıl Alman filozoflarına göre
ilk Fransız Devriminin talepleri yalnızca genelde "pratik zeka"nın talepleri olarak anlam
kazanıyor ve devrimci Fransız burjuvazisinin irade beyanları da, salt iradenin, olması gereken
iradenin, hakiki insan iradesinin yasaları demek oluyordu.
Alman yazarlarının tek çabaları, yeni Fransız fikirlerini kendi eski felsefi vicdanlarına
uydurmak, ya da daha ziyade kendi felsefi bakış açılarından Fransız fikirlerini sahiplenmekti.
Bu sahiplenme aynen bir yabancı dile nasıl sahip çıkılırsa o yolla oldu: Çeviri yoluyla.
Bilindiği gibi keşişler, eski çok tanrılı dönem klâgiblerinin elyazmaları üstüne kendi zevksiz
Katolik aziz hikâyelerini yazmışlardı. Alman yazarları ise dünyevi Fransız yazınına tersini -
31.
+1Ulan asıl kafir ışid denen köpekler yavşak huur kendini Allah ilan etmiş ebu Bekir bağdadi denen anasını gibtiğim hz muhafazid bu dönemde yaşasaydı o ışidli kafirlerin kellesini keserdi kendide hadisde söyledi
Bkz:Resul Allah dediki :ileride bi kavim çıkacak bunlar müşrikleri bırakıp müslümanları boğazlarlar vallahi onlara yetişcek kadar yaşarsam onları fena bi öldürmeyle öldürürüm..
Şimdi gibtir git huur ışidli bin -
-
1.
+1tekfirci detected alert.
-
2.
0Ulan kafa kesip 10 yaşındaki kızlara ve erkekler zorla sahip olan huur evladı ışid e kafir demek tekfirse öyleyim huur evladı
-
1.
-
32.
0uyguladılar. Kendi felsefi saçmalıklarını Fransız aslının arkasına yazdılar. Örneğin paraTümünü Göster
ilişkilerine yönelik Fransız eleştirisinin arkasına "insan Özünden Feragat" diye yazdılar,
burjuva devlete yönelik Fransız eleştirisinin arkasına da, "Soyut Genelin Egemenliğini
Ortadan Kaldırma" diye yazdılar, vb.
Fransız gelişimlerinin altına böyle felsefi söylemler sokuşturmayı, "Eylemin Felsefesi",
"Hakiki Sosyalizm", "Alman Sosyalizm Bilimi", "Sosyalizmin Felsefi Temeli" gibi
deyimlerle vaftiz ettiler.
Fransız sosyalist-komünist yazını böyle usturupluca iğdiş edildi. Ve bir sınıfın öbür sınıfa
karşı mücadelesini dile getirmek Alman elinde bitirildiği için o Alman, "Fransız tek
yanlılığını" aşmış olma bilincini taşıyordu; hakiki ihtiyaçlar yerine hakikat ihtiyacını,
proletaryanın çıkarları yerine insan varlığının çıkarlarını, hiçbir sınıftan olmayan, gerçekte
bile olmayan, yalnızca felsefe fantezisinin puslu semalarında bulunan genel insanın çıkarlarını
savunuyordu bu bilinç.
Kimseden yardım almaksızın başardığı bu okul ödevlerini öylesine tantanayla ciddiye alıp
öylesine çığırtkanlıkla göklere çıkaran bu Alman sosyalizmi, böylece giderek bilgiç
masumiyetini yitirdi.
Alman burjuvazisinin, özellikle de Prusya burjuvazisinin feodal ve mutlakçı krallığa karşı
mücadelesi, tek kelimeyle liberal hareket, daha büyük ciddiyet kazandı.
Böylece "hakiki" sosyalizmin eline, çok istediği bir fırsat, siyasal hareketin karşısına sosyalist
taleplerini koyma fırsatı verilmiş oluyordu, yani liberalizme karşı, temsili devlete karşı,
burjuva rekabetine, burjuva basın özgürlüğüne, hukukuna, burjuvaca özgürlüğe ve eşitliğe
karşı bilinen lanetleri savurma ve halk kitlesine de bu burjuva hareketinden hiçbir kazancının
olmayacağı, tersine her şeyini yitireceği uyarısını yapma fırsatı. Alman sosyalizmi, ruhsuzca
yankıladığı Fransız eleştirisinin, modern burjuva toplumuna ve ona uyan yaşam koşullarına,
ona göre biçimlenen siyasal kurumlaşmaya dayandığını tam zamanında unuttu; Almanya'da
daha ancak bu ön koşullar için mücadele söz konusuydu.
Alman sosyalizmi, burjuvazinin tehdit edici yükselişine karşı istenen bir korkuluk olarak,
mutlakçı Alman hükümetlerine ve papazlarıyla, okul hocalarıyla, toprak ağalarıyla,
bürokrasisiyle onların bağlaşıklarına hizmet etti.
Aynı hükümetlerin Alman işçi ayaklanmalarına karşı kullandıkları acı tüfek kurşunlarının ve
kırbaç darbelerinin tatlı bir bütünleyicisi oldu.
"Hakiki" sosyalizm, Alman burjuvazisine karşı hükümetlerin elinde böylesine bir silah
olurken, bir o kadar da genci bir çıkan, bağnaz Alman küçük burjuvazisinin çıkarını doğrudan
temsil ediyordu. Almanya'da, 16. yüzyıldan kalan ve o zamandan beri çeşitli biçimlerde hep
ortaya çıkan küçük burjuvazi, mevcut durumların esas toplumsal temelini oluşturdu.
Onun varlığının korunması, Almanya'da mevcut durumların korunması demektir. Küçük
burjuvazi, burjuvazinin siyasal ve ekonomik egemenliğinde, bin yandan sermayenin
merkezleşmesi sonucu, öbür yandan da devrimci bir proletaryanın ortaya çıkışı sonucu kesin
mahvolmaktan korkan. "Hakiki" sosyalizm onun için her iki kuşu birden vuracak taş olanak
göründü. Salgın hastalık gibi yayıldı. -
33.
0Alman sosyalistlerinin, kendi iskelete dönmüş "ebedi hakikatler"ine giydirdikleri bu,Tümünü Göster
spekülatif tezgahta dokunmuş, sivri zekalı söylem çiçekleriyle süslenmiş, aşk baygını huzur
çiyleriyle yıkanmış bereketli kisve, mallarının o kesimdeki sürümünü artırdı yalnızca.
Kendi açısından Alman sosyalizmi, bu bağnaz küçük burjuvazinin tumturaklı sözcüsü olma
konumunu giderek iyice benimsedi.
Alman ulusunu, örnek ulus olarak, Alman küçük burjuvazisini de örnek insan olarak büyük
lâflarla ilan etti. Onun her aşağılığına, tam tersini ifade eden, gizli, yüksek, sosyalist anlamlar
yükledi. Nihayet komünizmin "kaba yıkıcılığı"na doğrudan karşı çıkarak ve tüm sınıf
mücadelelerinin üstünde bir tarafsız yücelik taslayarak, çizgisinin son kertesine geldi.
Almanya'da, sosyalist veya komünist diye ortalıkta dolaşan ne kadar yazın varsa, çok az
istisnasıyla hep bu kirli, bu cansız yazın alanına girer.[ 7 ]
2. Tutucu Sosyalizm
ya da Burjuva Sosyalizmi
Burjuva toplumunun kalıcılığını sağlamak için bir kesim burjuvazi sosyal sıkıntıları ortadan
kaldırmaya yardımcı olmak ister.
Bu çerçevede: ekonomistler, filantroplar, insancıllar, çalışan sınıfların durumunu
düzeltmeciler, yardımseverler, hayvan korumacıları, ılımlılık örgütçüleri, vardır. En
çeşitlisinden köşe bucak reformcuları yani. Hatta bu burjuva sosyalizminin bütün bir sistem
olarak işlenenleri olmuştur.
Örnek olarak Proudhon'un "Philosophie de la Misäre"ini [Sefaletin Felsefesi —çev.] ele
alalım.
Sosyalist burjuvalar, modern toplumun koşullarını isterler, ama o koşulların kendisinden
kaynaklanan mücadeleler ve tehlikeler olmaksızın. Mevcut toplumu, onu devrimci dönüşüme
uğratacak ve çözecek unsurlar kesilip çıkarılmış olanak isterler. Burjuvazi olsun ama
proletarya olmasın. Kendi egemen olduğu dünyayı elbette ki en iyi dünya olarak görür
burjuvazi. Burjuva sosyalizmi bu iç ferahlatıcı tasarımını yanı ya da tam bir sistem
oluşturmaya kadar vardırır. Kendisinin sistemlerini gerçekleştirmesini ve bu yeni Kudüs'e
dahil olmasını proletaryadan talep ederken, aslında ona yalnızca, bugünkü toplumun içinde
kal ama bu topluma ilişkin nefretlik düşüncelerinden arın, demiş oluyor.
[Bu] sosyalizmin daha az sistematik ve biraz daha pratik bir ikinci biçimiyse, bu yaşam
koşullarında şu ya da bu siyasal dönüşümün değil de yalnızca bir tek değişimin, yani yalnızca
ekonomik koşullarda bir değişimin yararlı olabileceğini kanıtlayarak işçi sınıfının her
devrimci hareketini sakatlamaya uğraşmıştır. Ama bu sosyalizmin, maddi varoluş koşullarını
değiştirmek derken düşündüğü, asla ancak devrimci yolla olabilecek burjuva üretim
ilişkilerinin ortadan kaldırılması değildir, onun düşündüğü, bu üretim ilişkileri zemininde
uygulanacak, yani sermaye ile ücretli çalışma arasındaki ilişkide hiçbir şeyi değiştirmeyen,
olsa olsa burjuvazinin egemenliğinin bedellerini azaltıp devlet bütçesini basitleştirecek
yönetsel düzeltmelerdir.
Burjuva sosyalizmi kendine uyan ifadeyi, salt konuşan figür durumuna gelmekte bulur ancak. -
34.
0Serbest ticaret! Çalışan sınıfın çıkarına. Korumacı gümrük! Çalışan sınıfın çıkan için. HücreliTümünü Göster
hapishaneler! Çalışan sınıfın çıkarına. Burjuva sosyalizminin ciddi niyetli olduğu son sözdür
bu.
Burjuvazinin sosyalizmi, zaten burjuvaların —çalışan sınıfın çıkarına— burjuva olduklarını
savunmaktan ibarettir.
3. Eleştirel-Ütopyacı Sosyalizm
ve Komünizm
Burada, tüm modern devrimlerde proletaryanın taleplerini dile getirmiş olan yazından söz
etmiyoruz. (Babeuf'ün yazıları vb.)
Genel bir başkaldırı çağında, feodal toplumun yıkılma döneminde, proletaryanın doğrudan
kendi sınıf çıkarını kabul ettirmeye yönelik ilk çabaları, hem proletaryanın kendi
gelişmemişliğinden dolayı, hem de kurtuluşu için ancak burjuva dönemin ürünü olabilecek
maddi koşulların ekgibliğinden dolayı, kaçınılmaz biçimde yenilgiye uğradı. Proletaryanın bu
ilk hareketlerini izleyen devrimci yazın, içerik olarak ister istemez gericidir. Genel bir derviş
kanaatkârlığı ve kaba bir eşitçilik önerir.
Esas sosyalist ve komünist sistemler, St-Simon'un, Fourier'nin, Owen'ın vb. sistemleri,
proletarya ile burjuvazi arasındaki mücadelenin yukarıda belirttiğimiz gelişmemiş ilk
döneminde ortaya çıktılar. (bkz: Burjuvalar ve Proleterler)
Bu sistemleri bulanlar gerçi sınıf karşıtlığını egemen toplumun kendisindeki çözücü
unsurların etkinliği olarak görüyorlar. Ama proletarya cephesinde hiçbir tarihsel özerk
girişkenlik, ona özgü hiçbir siyasal hareket görmüyorlar.
Sınıf karşıtlığının gelişimi, sanayinin gelişimiyle başa baş yürüdüğü için, onların önünde
proletaryanın kurtuluşunun maddi koşulları da bulunmuyor ve öncelikle bu koşulları
yaratmanın toplumsal yasaları, toplumsal bilimi peşinde gidiyorlar.
Toplumsal faaliyetin yerini onların bulucu kişisel faaliyetlerinin alması gerekiyor, kurtuluşun
tarihsel koşullarının yerini fantezinin alması, proletaryanın sınıf olarak adım adım gelişen
örgütlenmesinin yerini kendi bulup çıkardıkları toplumsal örgütlenmenin alması gerekiyor.
Onlara göre geleceğin dünya tarihi, propagandaya ve kendi toplum tasarımlarının uygulamada
hayata geçirilmesine indirgeniyor.
Tasarımlarında esasen en çok acı çeken sınıf olarak emekçi sınıfın çıkarlarını temsil
ettiklerinin bilincindeler gerçi. Ama proletarya onların gözünde yalnızca en çok acı çeken
sınıf olma özelliğiyle var.
Gerek sınıf mücadelesinin gelişmemiş biçimi, gerekse kendi yaşam konumları, sınıf
karşıtlığının çok üstünde olduklarını sanmaya zütürmüştür onları. Toplumun tüm üyelerinin,
en iyi durumda olanların da, yaşam koşullarını iyileştirmek isterler. Bu yüzden hiç ayrım
gözetmeksizin sürekli toplumun tümüne, hatta özellikle de egemen sınıfa çağrı yaparlar.
Çünkü sistemleri bir anlaşılsa, o sistemin en iyi toplum için en iyi tasarım olduğu kesin kabul
edilecektir onlara göre. -
35.
0Böyle baktıkları için de en başta devrimci eylemler olmak üzere tüm siyasal eylemleriTümünü Göster
kınarlar, hedeflerine barışçı yollardan ulaşmak isterler ve kuşkusuz başarısızlığa uğrayan
küçük deneylerle, örnek göstermenin gücüne dayanarak, yeni toplumsal mukaddes kitaba yol
açmaya çalışırlar.
Geleceğin toplumunun fantastik tasviri, proletaryanın henüz hiç gelişmemiş olduğu,
dolayısıyla toplumu genel olarak dönüştürmek adına ilk anlamlı çıkışı için kendi tavrını da
fantastik olarak kavradığı bir zamanda ortaya çıkmıştır.
Ama sosyal[ist] ve komünist yazılar, eleştirel öğeler de taşımaktadır. Mevcut toplumun bütün
temellerine saldırırlar. Bu nedenle işçilerin aydınlanması için son derece değerli malzeme
bırakmışlardır. Geleceğin toplumuna ilişkin olumlu savları, örneğin kentle kır arasındaki
karşıtlığın, ailenin, kişisel mülk edinmenin, ücretli çalışmanın kaldırılması, toplumsal uyumun
öngörülmesi, devletin salt üretimin yönetimine dönüştürülmesi —bütün bu savlar, henüz yeni
yeni gelişmeye başlayan ve onların da ancak biçimlenmemiş ilk belirsizlik evresinde
tanıdıkları sınıf karşıtlığının ortadan kalkışını dile getirmektedir yalnızca. Dolayısıyla bu
savlar henüz salt ütopik bir anlam taşırlar.
Eleştirel-ütopik sosyalizm ve komünizmin önemi, tarihsel gelişimle ters orantılıdır. Sınıf
mücadelesi ne oranda gelişmiş ve biçimlenmişse ona ilişkin bu fantastik bakış ve ona yönelik
bu fantastik mücadele, kuramsal haklılığını, pratik değerini aynı oranda yitirir. Bu nedenle bu
sistemlerin kurucuları yine de pek çok yönden devrimci oldukları halde, onların öğrencileri
hep genci uçları oluştururlar. Proletaryanın tarihsel ilerlemesi karşısında inatla ustalarının eski
görüşlerine sarılırlar. Bu yüzden sonuçta sınıf mücadelesini törpülemeye ve karşıtlıkları
uzlaştırmaya uğraşırlar. Hala toplumsal ütopyalarını deney yoluyla gerçekleştirme, ayrık
phalanstere'ler oluşturma, home-colony'ler kurma, küçük bir ikarya[ 8 ] —yeni Kudüs'ün on
iki sayfalı forma baskısı— meydana getirme düşleri kurarlar ve bütün bu ispanyol şatolarının
yapımı için de burjuva yüreklerdeki ve cüzdanlardaki insanseverliğe başvurmak zorunda
kalırlar. Giderek yukarıda anlattığımız genci veya tutucu sosyalistler kategorisine düşerler, tek
farkla ki, çok daha sistematik bilgiçlik vardır bunlarda ve kendi sosyal bilimlerinin yaratacağı
mucizeye körü körüne inanmışlardır.
Bu yüzden, işçilerin olsa olsa yeni mukaddes kitaba cahilce inançsızlıktan kaynaklanabilen
her çeşit siyasal hareketine kahırla karşı çıkarlar.
ingiltere'de Owen'cilar Çartistlere karşı, Fransa'da Fourier'ciler Reformculara karşı böyle
tepki gösteriyorlar.
IV - Komünistlerin Çeşitli Muhalefet Partilerine Karşı Konumu
II. Bölüm'e bakınca, komünistlerin halen kurulu bulunan işçi partilerine, yani ingiltere'de
Çartistlere, Kuzey Amerika'da tarım reformcularına karşı tutumları kendiliğinden anlaşılır.
Komünistler, işçi sınıfının en yakın amaçları ve çıkarları için mücadele ederler ama bugünün
hareketi içinde hareketin geleceğini de temsil ederler. Fransa'da komünistler, tutucu ve
köktenci burjuvaziye karşı sosyalist-demokratik partiyle[ 9 ] ittifak kuruyorlar, ama devrimci -
36.
0kalıntılardan gelen lafazanlıklara ve göz boyamalara karşı eleştirel tavırlarını da saklıTümünü Göster
tutuyorlar.
isviçre'de radikalleri destekliyorlar, ama bu partinin, bir bölüğü Fransa'daki anlamıyla
demokratik-sosyalist, bir bölüğü ise radikal burjuva olan birbiriyle çelişik unsurlardan
meydana geldiğini gözden kaçırmaksızın.
Polonya'da komünistler, ulusal kurtuluşu tarım reformu şartına bağlayan partiyi destekliyor,
1846 Krakov Ayaklanmasını hayata geçiren de bu partiydi.
Almanya'da burjuvazi devrimci çıkış yaptığında komünist partisi, mutlakçı monarşiye, feodal
toprak mülkiyetine ve küçük burjuvalığa karşı burjuvaziyle birlikte mücadele etti. Ama
Alman işçilerinin, burjuvazinin egemenliğiyle birlikte gelmesi gereken toplumsal ve siyasal
koşulları bir o kadar burjuvaziye karşı yöneltebilmeleri, yani Almanya'da genci sınıfların
yıkılmasının hemen ardından burjuvazinin kendisine karşı mücadeleyi başlatabilmeleri için,
komünist partisi, burjuvazi ile proletarya arasındaki düşmanca karşıtlığa ilişkin olabildiğince
berrak bir bilinci işçilerde oluşturmayı da bir an olsun ihmal etmedi.
Almanya bir burjuva devriminin eşiğine geldiği için ve bu dönüşüm esasen Avrupa
uygarlığının daha gelişkin koşullarına denk geldiği ve 17. yüzyıl ingiltere'sinden, 18. yüzyıl
Fransa'sından çok daha gelişmiş bir proletarya ile tamamlanacağı için, yani Alman burjuva
devrimi bir proleter devrimin ancak doğrudan bir "ön oyunu" olabileceği için, komünistler,
esas dikkatlerini Almanya'ya yöneltiyorlar.
Tek kelimeyle komünistler, mevcut toplumsal ve siyasal durumlara karşı her yerde ve her
çeşit devrimci hareketi destekliyorlar.
Tüm bu hareketler içinde, hangi gelişkinlik aşamasında olursa olsun mülkiyet sorununu
hareketin temel sorunu olarak öne çıkarıyorlar.
Nihayet ancak komünistler her ülkenin demokratik partilerinin her yerde birleşip anlaşması
için çalışıyorlar.
Komünistler, görüş ve niyetlerini gizlemeyi reddederler. Amaçlarına ancak bugüne kadarki
tüm toplumsal düzenin zorla yıkılmasıyla ulaşabileceklerini açıkça bildirirler. Varsın egemen
sınıflar bir komünist devrim ürküntüsüyle tir tir titresinler. Proleterlerin, zincirlerinden başka
kaybedecek şeyleri yok. Bir dünya var kazanacakları.
Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!
Yazılış: Aralık 1847'den Ocak 1848'e kadar.
Dipnotlar
[ 1 ] [1888 ingilizce baskıya Engels'in notu.]
Burjuvazi, deyince, toplumsal üretim araçlarının mülkiyetini elinde bulunduran ve ücretli
emeği sömüren modern kapitalistler sınıfını anlıyoruz. Proletarya, deyince ise, kendi -
37.
0mülkiyetinde üretim aracı bulunmadığından, yaşayabilmek için işgücünü satmak zorunda olanTümünü Göster
modern ücretli işçiler sınıfını anlıyoruz.
[ 2 ]
Daha kesin deyişle, elde bulunan yazılı tarih. Tüm yazılı tarihten önce gelen toplumsal ön
tarih, 1847'de hemen hiç bilinmiyordu. O zamandan bu yana, Haxthausen, Rusya'da toprağın
ortak mülkiyetini ortaya çıkardı, Maurer, tüm Alman kabilelerinin tarihsel başlangıç olarak bu
temelde bulunduğunu kanıtladı ve giderek Hindistan'dan irlanda'ya toplumun ilk biçiminin
ortak toprak mülkiyetine sahip köy toplulukları olduğu bulundu. Nihayet Morgan'ın, gens'in
hakiki doğasına ve kabiledeki konumuna ilişkin taçlandırıcı buluşuyla, bu ilkel komünal
toplumun tipik yapısı ortaya kondu. Başlangıçtaki bu topluluk yapısının çözülmesiyle
toplumun özel sınıflara ve sonunda karşıt sınıflara ayrılması başlıyor. [1888 ingilizce ve 1890
Almanca baskıya Engels'in notu.]
Bu çözülme sürecini "Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni"nde izlemeye çalıştım;
ikinci baskı, Stuttgart 1886. [1888 ingilizce baskıya Engels'in notu.]
[ 3 ] [1888 ingilizce ve 1890 Almanca baskıya Engels'in notu.]
Hatta "üçüncü kesim" olarak feodal beylerinden ve ustalarından kendi özerk yerel yönetim ve
siyasal haklarını koparma gücüne erişmeden önce de Fransa'da ortaya çıkan kentler "komün"
diyorlardı kendilerine. Genel deyişle burada burjuvazinin ekonomik gelişimi için tipik ülke
olarak ingiltere'yi, burjuvazinin siyasal gelişimi için de Fransa'yı ele aldık. [1888 ingilizce
baskıya Engels'in notu.]
italyan ve Fransız kent burjuvaları, ilk özerk yönetim haklarını feodal beylerinden zorla
aldıktan veya satın aldıktan sonra kendi kent topluluk-larını böyle adlandırdılar. [1890
Almanca baskıya Engels'in notu.]
[ 4 ]
Marx, sonradan, işçinin emeğini değil, emek gücünü sattığını ortaya koydu. -çev.
[ 5 ] [1888 ingilizce baskıya Engels'in notu.]
Kastedilen, 1660-1689 ingiliz restorasyon dönemi değil, 1814-1830 Fransız restorasyon
dönemidir.
[ 6 ] [1888 ingilizce baskıya Engels'in notu.]
Bu, özellikle toprak soyluluğunun ve toprak ağalığının, mülklerinin büyük kısmını kendi
hesaplarına kâhyalarına işlettikleri ve bunun yanında ayrıca büyük pancar şekeri ve patates
alkolü üreticisi oldukları Almanya'ya ilişkindir. ingiliz aristokratları henüz o kadar
düşmemişlerdir; ama az ya da çok kuşkulu anonim şirket kurucularına adlarını devretmek
yoluyla rantların düşüşüne karşı rekabete nasıl girilebileceğini onlar da biliyor.
[ 7 ] [1890 Almanca baskıya Engels'in notu.]
1848 devrim dalgası tüm bu bayağı akımı ortalıktan süpürdü ve onlarda sosyalistlik yapma
hevesi bırakmadı. Bu akımın esas temsilcisi ve tipi Bay Karl Grün'dür. -
38.
0[ 8 ]
Phalanstere, Charles Fourier'nin tasarladığı sosyalist kolonilerin adıydı; Cabet, kendi
ütopyasını ve sonra Amerika'daki komünist kolonisini ikarya diye adlandırıyordu. [1888
ingilizce baskıya Engels'in notu.]
Kendi komünist model toplumlarını Owen, home-colony'ler olarak adlandırıyor (ülke içi
koloniler). Phalanstare, Fourier'nin tasarladığı toplumsal saraylardı. ikarya, komünist
düzenlerini Cabet'in tasvir ettiği ütopik fantezi ülkesiydi. [1890 Almanca baskısına Engels'in
notu.]
[ 9 ]
O zamanlar parlamentoda Ledru-Rollin'in, yazında Louis Blanc'ın ve basında "Réforme" adlı
günlük gazetenin temsil ettiği parti. "Sosyal demokrasi" adı, onu bulanlar için, demokratik bir
partide veya cumhuriyetçi bir partide az ya da çok sosyalist renkte bir ciksiyon anldıbına
gelmekteydi. [1888 ingilizce baskıya Engels'in notu.]
O zamanlar Fransa'da kendine sosyalist-demokratik diyen parti, Ledru--Rollin'in siyasal,
Louis Blanc'ın da yazınsal olarak temsil ettiği partiydi; yani bugünkü Alman Sosyal
demokrasisinden dağlar kadar farklıydı. [1890 Almanca baskıya Engels'in notu.] -
-
1.
+1https://www.marxists.org/...m-e/1848/manifest/kpm.htm
direkt linki vermek daha kolay olmaz mıydı? -
-
1.
+1bilemedim bak şimdi...
-
2.
0yok lan ben nurda yapıştırmadım pdfden aldım... internet yükklemekle felan uğraşama amk deyip...
-
3.
0OKUMADIM AMA HER TÜRLÜ TANGALI gibERiM
diğerleri 1 -
1.
-
2.
0Her türlü boşa uğraştın :D burada komünist manifestoyu okuyacak kaç kişi var ki.
-
-
1.
0yani neyse...
-
1.
-
1.
-
39.
0Hasgibtir aq ırkçısı
-
40.
+2ebu waheeb tek kaşlı olabilir bu da size koyabilir xd - köfteci
-
41.
0devsirme pic, adamin tipi bile taklit...
Bizim de sorunumuz bu zaten... Amk neden taklit ediyorsun, orjinal ol, uret la azicik, kafayi kullan kole olma...
Ama nerde simdi sende bunu anlayacak akil.
hadi gibtir git. -
42.
0çok haklisin dönerci kardesim
-
43.
0Ulan basliga girmeden che oldugunu anladim kahin miyim ne
-
44.
0biri arap oğlu arap diğeri avrupalı sarı am emmiş yahudi babanın oğlu yahudi
-
45.
0ikisininde amk
-
30 yaşında tip karakter olarak kendini salmış
-
düşünsene 560 bin türkiyede bi kızla buluşuyo
-
esad ın eşi esad a boşanma davası açmış
-
kayra ile memati buluşunca
-
annesinin telefon numarasıyla yeni inci hesap
-
kayra hapse girse gerçekliecek senaryo
-
bi çaylak yedi diye
-
sözlük bitti 2024
-
allahın kovduğu parti
-
sünnet olmak daha mantıklı
-
30 yaşında hala ailesinin rızkını yiyen
-
vomit deepthroat blowjob
-
patlak karılara düğün
-
pubertenin
-
trump mu putin mi
-
ukrayna kadar milliyetçi insan yok
-
puberte affet üstad
-
29 yaşındaysanız
-
kamyoncukamil e sövmeyin olum la
-
sen türkçülük yaparsan
-
bu hayatta sünnet olup askere giden benim
-
oha neler oluyor neler
- / 1